• 126
    yetiştirmeci kulüp olmak artık gereklilik değil zorunluluk haline dönüştü.
    yabancı serbestliği 28 olsun isterse. bu konu , sınırlarla ilgili bir konu değil. dışarıya euro ile satıp muadilini içeriden yetiştirmek zorundayız, yetiştiremezsek de türkiye içinden(genç ve potansiyelli)bulmalıyız. onu da bulamadık diyelim ,porto , benfica gibi kulüplere gitmek yerine; city, chelsea gibi büyük kulüplerin yatırım yapıp kadrosunda yer veremediği, yine de potansiyel vaadeden genç isimlere yönelmemiz ve oyuncu palazlandıkça satmamız, maaş skalamızı düşük seviyelerde tutmamız gerekiyor. aksi takdirde bu borç batağın içinde debelenir , futbolcu dilenciliği yapmaya devam ederiz.
  • 164
    artık ihtiyaca göre yapmamız gerekendir. gedson fernandes çok kaliteli bir oyuncu ve ihtiyacımız var. bence de alabilirsek alalım. sol bek ihtiyacımız var en ucuz maliyetle en kaliteli kimi alabiliyorsak alalım. ancak artık oyuncu profiline göre transfer yapmamız gerek. şöyle ki:

    orta sahamızda yıllardır servis yapan bir futbolcumuz yok. illa messi gibi 6 kişi arasından ince pas atmasına gerek yok bahsettiğim profilin. forvetin önüne, üzerine, kafasına serseri toplar atsa bile yeterli. ghezzal gibi, trezeguet gibi kanattan servis de yapabilir, bakesetas gibi hem duran toplarda etkili hem golcü de olabilir, hatta caner gibi asist katkısı bol bir bek de olabilir. ama artık asist katkısı bol oyuncular tercih etmemiz gerekiyor. babel, onyekuru, akbaba gibi sadece gol atan ya da nzonzi, lemina seri, gedson, taylan gibi iyi futbolcu ama kariyeri boyunca asist yapmaktan uzak futbolcularla hücum zenginliği olmayan bir takıma dönüşüyoruz. duran top atan bile orta sahamız yok yıllardır. frikik golüne, iyi kornere hasretiz. gomis 1 kafa golü attı bu takımda, falcao ve mostafa mohammed kafa golü atmadı henüz. diagne bile kasımpaşada ne kadar atıyordu bizde ne kadar kafa golü attı. beklerimiz bu konuda asıl sorumlu olsa da ghezzal gibi trezeguet gibi servisci bir oyuncumuz olmadığı için tüm santraforlarımızdan çok az katkı alıyoruz. artık asisti bol oyunculara ihtiyacımız var. hücum oyuncularına servis yapan veya forvete pozisyon hazırlayan futbolcuları katmamız gerekiyor artık takıma. mevkisi ne olursa olsun artık transfer edeceğimiz futbolcular kariyerinde asistçi özelliği ön plana çıkmış olmalı.
  • 101
    3 büyükler arasında eskiden yıldız getirme yarışı şeklinde cereyan eden süreç, yönetimlerin yüksek başarıları(!) sayesinde kulüplerin borç sarmalına, dolayısıyla uefa'nın ffp takibine girmesi ile şimdilerde "en güzel sen sattın, hayır ben sattım" yarışına büründü.
    güler misin ağlar mısın...
    gomis'in gidişine çoğunluk karşı değildi, rakibin olan kulüp, ortalama oyuncularını 10 m€ ve üzerine pazarlarken, sen gol kralı olmuş oyuncunu zor bela 6m€ a satabiliyorsun. başa dönersek, adamlar bizden daha güzel satıyor..
    umudumuz arap ve çin pazarlarıydı ancak şu an ikisi de kapandı, ve sanırım eylül ortasına kadar açık olan katar pazarı kaldı.
    avrupa'yı saymıyorum, zira onlar bizim verdiğimiz paraların 1/3'ünü bile vermezler.
    nihayetinde 31 ağustos 2018 gecesi saat 24.00'e kadar gelmeler de olur gitmeler de...
    her zamanki gibi...
  • 198
    yurtdışındaki takımlarda ülkemizinkinin aksine bir futbol aklı ile yapılan olaydır. bizim ülkemizde ise ömrü bir sezondan kısa teknik direktörlerin isteği ile gerçekleşiyor, sonra yeni gelen adam bu takımı ben kurmadım diyor ve yeni transferler istiyor.

    bunun ülkemizde de kırılması gerekli artık çünkü takımlar futbol aklı (buna ister sportif direktör diyin ister danışman diyin adlandırma size kalmış) ile yürütülürse teknik direktör değişiminde bile mevcut kadroya uygun oyun oynatan teknik direktör bulmak ile görevlendirilir.

    sizin de malumunuz ülkemizde "sportif direktör kavramı türkiye'de işlemiyor" şeklinde saçma, kim tarafından ortaya atıldığı belirsiz bir söz var. benim de kafama bugün şöyle bir düşünce geldi sizler de düşüncenizi geri bildirirseniz mutlu olurum.

    madem yurt dışından getirilen sportif direktörler iş yapamıyor veya komisyon için galatasaray geleceğini riske atabilir, o zaman neden kendi öz kaynağımızı kullanmıyoruz? bugün 20'li yaşlarında futbol izlemeyi, yorumlamayı seven bir sürü genç var. kendimden de bildiğim üzere bir çoğumuz da kafamızda galatasaray'ın geleceğinin nasıl düzelebileceğini düşünüyoruz. galatasaray'ın elinde böyle bir öz kaynak varken bunu bir şekilde değerlendiremez mi? mesela önce o düşünenlerden hangilerinin gerçek bir futbol aklı var diye teste sokulabilir. o teste girenlerden belirli bir puanı geçenler kabul edilebilir. çok iyi olanlara burs bağlanabilir, sonrasında da uefa ile anlaşma sonucu o kişilere lisans eğitimi verilebilir. galatasaray akademisi sadece futbolcu geliştirmemeli bence bu alanlara da açılmalı. belki de dünyada böyle bir şey yapan ilk kulüp oluruz kim bilir?
  • 157
    bizim için artık verem haline gelmiş olgu. eskiden her transfer dönemini iple çekerdik carrusca'yı alsak bile heyecanlandırdık.

    şimdi paramız olmadığı halde olur olmadık transferler zorluyoruz bunları da basına servis ediyoruz.

    marcao'da luyindama'da yaptığımız hamleleri senelerdir yapamıyoruz artık.

    muhammed dünyadaki tek santrafor mudur? irfan can'ı hangi parayla şampiyonlar liginde zirve yaptıktan sonra alabiliyoruz?

    gerçekten bıktık artık. hiçbir şey yapamıyorsanız hedef şaşırtın. beşiktaş 1 ay önce ortaya mandzukic tranferini saldı bizzat sergen yalçın ile. gidip eskişehir'in genç sağ bekini transfer etti kimsenin ruhu duymadı. şimdi de hulk'u verdiler medya ve taraftarın önüne gidip kimi alacaklar göreceğiz.
  • 151
    galatasaray'ın yapabilmesi için satış yapabilmesi iddia edilen olgu.

    mesela gittiğinden beri premier lig'de en ufak bir şey yapamayan cenk tosun'u beşiktaş 20 milyon euro'ya iteledi, ersan gülüm'den 7 milyon euro kazandı. yarım sezon performans göstermiş vedat'ı 18'e satıldı, fenerbahçe'de dahi maçların yarısında yedek kulübesinde oturan elif elmas 16'ya satıldı, ligde içinden geçmeyen hücum oyuncusu kalmayan jailson 5'e gitti.

    satılıyor yani arkadaşlar bir şekilde oluyor. şuan galatasaray futbol takımın'dan kimseyi satamamak akıl ve mantık sınırları içerisinde değerlendirilecek bir şey değil. üzülerek paylaşıyorum ama galatasaray'ın şuan satış yapamamasının sebebi bazı noktalarda kasti ve bazı noktalarda şu profesyonellik seviyesidir ;

    https://www.youtube.com/...nel=FAT%C4%B0HKARGIN
  • 186
    fatih terim'in tum sorunlarin cozumu olarak gordugu eylem. nedense her kotu gidiste transferlerle hersey duzelecek der ama hicbir sey duzelmez. 2-3 ay once kendi aldirdigi oyuncuyu kendi istememis gibi yapar ve yenisini ister. hocamiz maalesef surekli disardan yemek soyleyen ama kendi yemek yapamayan veya ugrasmak istemeyen kisiler gibi.

    tabi taraftar icin transfer heyecan verici. fm veya fifa kariyer mod oynayanlar da bilir oyunun en keyifli donemi transfer sezonlaridir ama adi ustunde oyun. takimi yonetenler menajerlik oyunu oynadiklarini saniyorlar maalesef.
  • 144
    mustafa cengiz'in açıklamalarına saygı duymakla beraber, transfer yapmayabiliriz, bu takım şampiyon olur gibi farazi, ayakları yere basmayan açıklamalarından hiç haz etmedim.

    öyle analiz kasmaya, uzman olmaya falan gerek yok. gerekli takviyeler yapılmadan bu takım bu sene şampiyon o l a m a z.

    mevcut durumda taylan'ın adale zorlansa, 1.5 ay sahalardan uzak kalsa vereceğin mücadele şampiyonluk değil, 4.'lük 5.'lik mücadelesi olur. feghouli 3-5 maç gitti, takımın kaybettiği puanlara bak. gidip konya'ya yenildikten sonra sivas'ı başakşehir'i deplasmanda yenmenin de bir anlamı kalmıyor. elde ettiğin avantajı kendi elinle teslim ediyorsun.

    fenerbahçe 3 senedir sıfırdan takım kuruyor. sizden istenen baştan bir takım kurmanız değil nokta atışı 2-3 takviye ile takımın eksiklerini gidermeniz.

    başkan zaten transfer yapacakken, pazarlıkta eli güçlensin diye bu şekilde rahat açıklamalar yapıyorsa da eğer bence tamamen beyhude çaba. herkes kurt olmuş kimse yemez bu ucuz numaraları. keza herkes şuan galatasarayın acil transfer ihtiyacının da mevcut yönetimin transfer konusunda ki sicilinin de farkında.

    (bkz: 2020-2021 ara transfer dönemi)
  • 207
    zannimca cok yanlis degerlendirilen olgu.

    geri donusu olmayan oyuncuya bonservis vermek, 25 kisilik bir kadronun 20 tanesine yapildiysa bir kulubu olume goturebilir, 15 tanesine yapildiysa basarili sezonlar gecirilse bile cok buyuk ihtimalle zarar edilecek bir operasyondur, 5-10 tanesine yapilir; 5-10 tane de geri donus yapabilecek oyuncuyla harmanlanirsa; kendileri degil belki ama tecrube ve kaliteleriyle, geri donus bekledigimiz oyuncularin seviyesini yukari cekebilir, eksiklerini kapatabilir; oyunun kalitesini yukari cekerek onlara deger katabilirler.

    gecen yil hic yapmadik; sonuc olarak ne oldu? bizdeki performansini sevilla'da bir sezon daha gosterirse 30+ milyona gidecek marcao ancak 12 milyon'a gidebildi. nelsson'a 12 milyon teklif geldi, kerem'e teklif gelmiyor, cica kayboldu morutan ortaliklarda yok.

    size belhanda fernando ile oynasa cicaldau yine silinip gider miydi yoksa bugun o da, "15'e atalanta'ya okuturuz" dedigimiz bir oyuncu mu olurdu?

    veya pva marcao nelsson boey savunma dortlusu, bence potansiyel olarak super ligin acik ara en iyi savunma dortlusuyken, nasil oldu da biz eksi averajla sezonu kapatabildik?

    evet seri'li nzonzi'li takim tam bir facia idi, kadroya baktigimizda marcao haric satsak para edecek oyuncumuz yoktu, aksi gibi herkes yasli ve bircogu kiralikti. o takim pandemi oncesi 8 haftalik periyod disinda yoklari oynadi o sezon.

    elimizde degerli assetlerimiz var, kerem yunus berkan nelsson bay. ama bu adamlari tamamlamasi icin taylan ve cica koyunca, o takim oynayamiyor. midjsto ve pereira ile gormek lazim.

    2022-2023 sezonu oncesi yaptigimiz transferlerden ben su ana kadar oldukca memnunum. marcao yerine ayni tip oyuncunun yerlisini aldik. kara bir delik haline gelen orta sahaya pereira ve midjsto gibi iki tane 8 numara aldik, maaslari oyle abartildigi gibi 4 milyon falan degil. birisi 975 bin birisi 2.7 milyon.
    forvette muhammed ve halil gibi iki istikrarsiz gencin yerine seferovic'e gidildi, yine oldukca makul maliyetlerle. leo ise bence cok buyuk bir sans transferi, yasi maliyeti cok uygun.

    ki bu oyunculardan 3er 4er yil performans da alabiliriz; boyle bir durumda kerem'in yerine baska bir genc yetenek, nelsson yerine baska bir genc stoper, veya performansi dusenlerden birisi yerine yine 25-26 yaslarinda olmus ama yasi cok olmayan bir oyuncu ile oyun kalitesinden bir sey kaybetmeden devam edebiliriz.

    yeter ki 14-15 kisilik ana rotasyonda her daim 4-5 tane para kazanabilecegimiz yetenek bulunduralim.
  • 213
    şu aralar konuşulmasında sakınca görmediğim heyecanlı süreç. kendi adıma sadece seçime odaklandım. her şeyi ama her şeyi seçim sonrasına bıraktım. ankaragücü maçına daha çok var ve seçime odaklanmışken arada transfer haberlerinin çıkması beni sakinleştiriyor diyebiliriz. ilkay, renato sanchez, hakan çalhanoğlu ve daha nicesinin adı geçince kafamda kadrolar kuruyorum. seçimin ertesi günü full konsantrasyon olur tüm taraftarda.
  • 77
    bizde bol keseden harcamak olarak anlaşılan olay. arkadaşım, transfer yapacağım diye illa sağa sola 3'er 5'er dağıtmak zorunda değilsin lan. dikkatli harcayın şu parayı.

    donk diye bir adamın bonservisine üstelik 6 ay sonra sözleşmesi bitecekken 2-2.5 milyon euro falan ödenmez. taş patlasa 750 bin euro'ya bağlarsın. kariyerinde en fazla brugge'de oynamış 30 yaşındaki bir oyuncuya yıllık 1.5 milyon euro ödenmez lan. yine vereceğin maksimum 700-800 bin euro'dur. ha böyle olunca gelmiyor mu. gelmesin amk. donk kim galatasaray kim.

    yine sözleşmesi 6 ay sonra bitecek tannane diye bir adam için 3 milyon euro bonservis ödenmez. yaşı 21 olduğu için 1 milyon euro'ya bağlarsın. unutma zaten ocak'ın 1'inden itibaren bedavaya bile sözleşme yapabilirsin bu adamla. 6 ay sonra gelir ama bonservis paran cebinde kalır. bu önemli bir kozdur. yine oyuncuya yıllık 1.5 milyon euro verilmez. "senin kariyerinde ne var ki benden bu kadar para istiyorsun inek" derler adama. 600-700 bin euro'ya geliyorsa gelsin. ne kadar alıyordur ki heracles'den. 300 bin euro'dan fazla alıyorsa bişey bilmiyorum.

    yine damiao. bu adamın bonservisi zaten elinde. imza parasına bişey demiyorum. ama o bile 1-1.5 milyon euro'yu geçmemeli. yıllık 3 milyon euro asla ödenmemeli. bu adamın da alıp alabileceği taş patlaa 1.5 milyon euro'dur.

    bakın bu 3 adama'da mevkisel olarak ihtiyacımız var. ama paraları da har vurup harman savurmayalım yahu.
  • 235
    günümüzde takıma faydası olsun diye değil, taraftar sussun diye yapılan eylem. bu sebepten thuramlar fofanalar goretzkalar patlıyor sürekli.

    her zaman söylediğim bir şey var, drogba'yı chelsea sonrası almak marifet değil, guingamp'tayken bulmak marifet. mertens'i napoli sonrası değil, agovv'dayken bulmak marifet. sacha boey'i bayern yaptıktan sonra getirmek değil, rennes'den çıkarmak marifet. bütün takımı böyle potansiyelli, gelişime açık topçuyla dolduramazsınız, ama en azından her transfer sezonunda bu şekil 2-3 deneme yapmanız şart, üstelik takımda babalar kontenjanı icardiler zahalar ziyechler fazlasıyla doluyken.

    ben artık transferde ya üff ne gelicem türkiye'ye... neyse iyi para veriyolar bari diyen adamdansa olduğu yerden daha yukarı yükselmek için mermiye kurşun atacak adam görmek istiyorum. bu işte de iyiyiz üstelik; nelsson, marcao, boey, kerem, barış gbi harika örnekler var önümüzde. yıldız kaprisi kovalamaktansa arkadaşına olluuuum galatasaray aradı laaaan diyecek adamı bulalım artık.
  • 11
    transfer politikamızda anlamadığım bir nokta var...

    yıllardır 2000 yılındaki altın jenerasyonumuzu oluşturmak için çabaladık. bunun uğrunda sayısız transfer yaptık. bir kısmı fenomen oldu**, bir kısmı fiyasko**. yüz milyonlarca euro bu uğurda savruldu, çöpe gitti...

    turkcell süper lig takımları olarak avrupa'da gözden düşmüş oyuncuları hep transfer ettik. ligimizde ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar, geldikleri dönemdeki piyasaları hiç bir zaman olmamıştı. "piyasası olsa gelmezdi", "iyi olsaydı x takımı, y takımı alırdı" denildi hep. hem kaliteli, hem başarıya aç oyuncunun peşinde hiçbir zaman koşmadık. çoğu zaman günü kurtarmak adına transfer yaptık, avrupa'da isim yapmış ancak önemli sorunlar yaşamış ya da yaşamakta olan futbolcuları transfer ettik...

    kabul edelim turkcell süper lig avrupa'nın en ilgi çekici, en popüler ligi değil. ligimizde oynayan lider takımlarla, ispanya-italya-ingiltere liglerinin lider takımları arasında büyük ölçüde kalite farkı var. türkiye'nin yaşam şartları avrupa çıkışlı oyuncuları cezbetmiyor. istanbul'da yaşamakla londra'da yaşamak arasında elbette çok büyük farklar var...

    şu anda hiç kimse daniele de rossi'yi transfer etmeliyiz tarzı bir laf etmiyor, edemiyor. ederse bunu söyleyen kişiye elbette birileri "sen ne içtin hacı", "saçmalaya kardeş", "oğlum o adamı real madrid istiyor", "biliyor musun sen, o oyuncu 40 milyon euro" tarzı kelamlar edecektir. haksız sayılmazlar. ama işte benim merakım bu noktada başlıyor;

    1-) galatasaray'ımız elbette bir barcelona, bir real madrid kadar popüler değil. ama hiçbir şekilde moritanya 3.lig takımlarından biri de değil. sayısız kupası olan, türkiye'mizi avrupa'da başarıyla temsil etmiş olan bir takım. 400 yıllık bir kültürün geldiği nokta galatasaray'ımız. hala avrupa'da "türk'üm" dediğiniz zaman duyabileciğiz olası cevap "turca? galatasaray, shish kebab...vs." kısacası hala avrupa'nın önde gelen kulüplerinden birisiyiz. neden chelsea, inter, barcelona, lyon bu tarz oyuncuarı alabilirken biz alamayalım?...

    2-) galatasaray spor kulübü olarak çok güçlü bir mali yapımız yok. diğer branşlarımıza önemli yatırımlar yapamıyoruz. yaz döneminde hiçbir zaman çok geniş bir transfer bütçesi sahibi olmadık. ama avrupa'nın önde gelen kulüpleri her zaman kasalarına para mı dolduruyor? bu sene arsenal'in zararı 350 milyon euro, inter'in zararı 500 milyon euro'ya dayandı, milan'ın bu yıl açıkladığı zararı 365 milyon euro. ama bu takımlar her sezon transfere 35-40 milyon euro para ayırabiliyor. bu kadar zarar yaparken hala bu kadar büyük transfer bütçeleri oluşturabilen takımlara, senelik değil tüm zararı 100 milyon euro olan ama bankalardan 70 milyon krediyi 40 takla atarak alan bir takım olarak rakip olmaya çalışıyoruz. oysaki forbes dergisine göre türkiye'de iş yapabileceğiniz en güvenli trademark'lardan birisi galatasaray değil mi? neden bu sıfata sahipken hala 8-10 milyon euro'yu ancak denkleştirebiliyoruz?...

    3-) türkiye elbette yabancı uyruklu bir futbolcu için cezbedici değil. özellikle futbol altyapısının çok kısır olduğu ülkemizde stadyumlarımız, tesislerimiz, futbol kültürümüz avrupa'nın yakınından geçmiyor. istanbul elbette bazı diğer büyük avrupa kentlerinin gerisinde. ama hala bir metropol. 13 milyon insan yaşıyor, dünya'nın en büyük kültür miraslarından ve coğrafyası, boğazları, herşeyiyle ortalamanın üzerinde bir kent...

    lafımı çok uzatmayacağım. söylemek istediğim şudur:

    galatasaray takımı olarak en iyi, en başarılı olmaya çalışıyorsak bunun gereklerini yapmamız gerekli. 1995'ten sonra faruk süren hayallerini, taraftarının istediğini başarabilmek için elini taşın altına koymaya cesaret etti. iyi oyuncu transfer etti, yetmedi en iyisini getirdi. bunu yaparken hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı. ödemesi gereken parayı ödedi, bunu yaparken büyük bir borç oluştu. ancak herşeyin sonuna gelindiği zaman üst üste dört lig şampiyonluğuna, türkiye kupalarına, uefa kupasına ve süper kupaya ulaştık...

    ben bir tıp öğrencisiyim. mali konularda elbette sözlükte benden çok daha tecrübeli, çok daha bilgili, görmüş geçiriş yazarlar mevcuttur. ancak bildiğim bir şey var. marka değeri olan herşey kendisine müşteri çeker. galatasaray markası ülkemizin en değerli markalarından bir tanesi. neden bu marka değerini en verimli şekilde kullanamıyoruz? avrupa'nın büyük takımları aldıkları sponsorluk anlaşmalarıyla kasalarını dolduruyor, transfer bütçelerini oluşturuyor. son zamanlarda önemli banka kredileri aldık, önemli sponsorluk anlaşmaları imzaladık. ama bu bizim için yeterli mi? elbette imzalar 5 yıllık, 10 yıllık imzalar ama neden daha iyisi varken daha kötü bir anlaşmayla devam edelim? yerliyse yerli, yabancıysa yabancı...

    "progress demands sacrifice". başarı için bazı şeyleri feda etmemiz lazım. 10 milyon euro'ysa, 10 milyon euro. 100 milyon euro'ysa, 100 milyon euro. hep iyiye, en iyiye ulaşmaya çalışmamız gerekli. bahse varım "bir şampiyonlar ligi kupamız olsun, 100 milyon euro daha borcumuz olsun" diyenler vardır aranızda. benim kendi çevremde var bunu söyleyen. o zaman bunun için çalışalım, vizyonumuzu bu doğrulutuda değiştirelim. harcarken kazanmayı da öğreneceğiz. hem mali olarak, hem de manevi olarak. işte o zaman galatasaray markası olarak bir barcelona, bir real madrid seviyesine ulaşacak; hepimizin özlemlediği o noktaya gelecek...

    saygılarımla...
App Store'dan indirin Google Play'den alın