• 204
    22 ekim 2017 gs fb derbisinin 0-0 bitmesinin ardından yangın tayfa ve ben demiştimciler üşüştü yine akbaba gibi. biz şampiyon olmak istiyorsak stadımızdaki taraftarın maç boyu aktif olması lazım ama yan hakeme su şişesi atarak değil. ben demiştim demek için sürekli gs'ın puan kaybetmesini isteyen şerefsizlere rağmen bu sezon şampiyon olabiliriz. yangın tayfa zaten 5-0 kazansak bile çıkıp ama şurada aksadık şura bık bık bık kafa sikecek. oyunumuzu oynarsak kazanırız.
  • 205
    9 haftada 7 g 2 b alarak 23 puan ve namağlup devam ettiğimiz sezon. içeride fener derbisi, konya, bursa, antalya deplasmanlarını atlattık. sezon başında hangimize sorulursa sorulsun sanırım bu tabloyu öper de başımıza koyardı. kaldı ki fener'le 8, beşiktaş'la da maç eksiğiyle 9(olası 6-8) puan fark var, burası daha kıymetli.

    burası işin puan kısmı, oynanan oyuna bakarsak da antalya deplasmanı hariç istediğimiz oyuna yakın maçlar oynadık.

    yalnız 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçı gösterdi ki, tff, kurulları ve hakemleri bizi durdurabilmek için her türlü şeyi yapacak. bu sebeple yönetimi, muhalefeti, , hocası, oyuncusu, malzemecisi, masörü, maça gideni, gitmeyeni, ultraslan'ı, diğer taraftarları birlik olmalıyız. kendi içimizdeki çekişmeleri, kavgaları bırakıp, birlik olup galatasaray sinerjisiyle sonuna kadar savaşıp şampiyon olmalıyız.

    kaybedilmiş de kazanılmış da bir şey yok. avantajımız sürüyor.

    yalnız şimdi artık galatasaray sk başkanı da kulüpler birliği başkanı olduğunu unutup, kendi kulübünün başkanlığını yapacak, hakkının göz göre göre yenilmesine sesini yükseltecek, bu saatten sonra hiçbir hakemin maçlarımızda rahat düdük çalamamasını sağlayacak.

    eğer dün akşam taraftar galeyana gelse maçı tatil etmek için her şey yapılacaktı, unutmayın.

    zaten yan hakemin yüzüne gelen madde sebebiyle cüneyt çakır hemen hakemi de alıp soyunma odasına gidecekti ki, oyuncuların konuşması ve yan hakemin kalmak istemesiyle maç devam etti. sanırım gözlerden kaçmamıştır.

    bunlar planlanan oyunların neler olduğunu sanırım daha iyi gösteriyor.

    herkes ayık olacak, tepkimizi en sert şekilde göstereceğiz ama taşkınlık yapmadan, kulübümüze zarar vermeden.

    bizi yönlendirecek olan da, başımızda durup da bize yön verecek olan da galatasaray yönetimidir.

    lütfen takımınıza sahip çıkın, biz bu kulüp için her şeyi yapmaya hazırız, hakkımızın yenmesine ses çıkarmazsanız devamının geleceğini unutmayın.

    her şeye ve herkese rağmen bu takım şampiyon olacak, inancınızı da, kininizi de yüksek tutun, bu taraftar bu takımı şampiyon yapacak.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 209
    galatasaray'in fiksturu kolay falan diyorlar:

    fenerbahce kendi evinde trabzonspor, basaksehir ve besiktas'la oynadi. bu 3 mactan 4 puan aldi.

    besiktas kendi evinde trabzonspor ve basaksehir ile oynadi, deplasmanda fenerbahce ile oynadi. aldiklari puan 2.

    trabzonspor'u zaten sampiyonluk yarisinda rakip olarak saymiyorum.
    basaksehir de ayni sekilde bu sene yarista olamaycak gecen senenin aksine.

    besiktasli, fenerbahceli yorumcular sanki bu maclarin hepsinde tam puan almis gibi yorum yapiyorlar. galatasaray da tabi ki zorlu takimlara puan kaybedecek, kaybetti de. onemli olan anadolu takimlariyla olan maclari en az puan kaybiyla atlatmak, ki su an bunu ligde en iyi yapan biziz.

    sonunda buyuk ihtimal ile sampiyon olacagamiz sezondur.
  • 212
    10. haftasını hala lider geçtiğimiz sezon. ama yani ne bileyim bir kırılganlık var üzerimizde. bu sadece bu seneyle de ilgili değil. galatasaray'ın şampiyonluklarında 2 şey çok önemli. camianın birleşmesi ve hedefe giderken kulübe, bakın takıma demiyorum, liderlik edecek birinin olması.

    zaten şöyle bir baktığınızda yakın tarihteki tüm şampiyonluklarımızda bu iki faktörden en az birini görürsünüz. ikisi de yokken siksen şampiyon olamıyoruz hatta ikisi de yoksa ilk 4'e 5'e bile anca ismimizle giriyoruz.

    bu sene iyi bir takımızı var ama liderimiz yok. ne saha içinde ne saha dışında takımı sırtlayacak bir liderimiz kesinlikle yok. camia birlik içinde mi sorusunun cevabı kesinlikle hayır.

    yıkarsa bizi bu eksiklikler yıkar. bir şey itiraf edeyim; dursun özbek'in başkan olduğu bir kulüp böyle makro organizasyonlarda şampiyon mampiyon olamaz.

    hakkımızda hayırlısı artık...
  • 214
    önce fenerbahçe'den başlayalım. aslında dün sabah 'bu fenerbahçe kayserispor'u yenemez' diye bir entry girecektim sonra vazgeçtim. maçtan önce hiçbir fener taraftarı da kesin yeneriz diyememiştir muhtemelen. hatta ileri gidiyorum bu fenerbahçe'nin şampiyon olma ihtimali yok. 20-25 senelik futbol izleyicisiyim, az çok neyin ne olduğunu biliyorum, zaten görünen köy de kılavuz istemiyor. bu futbolla, bu t.direktörle şampiyonluk hayalden de öte onlar için.

    gelelim beşiktaş'a. futbol takımı ve t.direktör anlamında bizden iyiler ama onlarda da iç karışıklığı var, hem de çözümlenmeyecek düzeyde. baş aktör talisca. maç içinde ne talisca arkadaşlarına top vermek istiyor ne arkadaşları ona. bu şekilde huzurlu bir ortam olmaz o takımda. medel, lens ve negredo'nun sürekli yedek beklemeleri de sıkıntı çıkaracak, çıkarıyor da. caner ve oğuzhan'ı saymadım daha yani. kesinlikle şampiyon olamazlar diyemiyorum ama en fazla %20'lik bir şans verebiliyorum.

    başakşehir takımını fener ve beşiktaş'a nazaran daha şanslı görüyorum. geçen senenin lig 2.si ve iyi oynuyorlar. dert yok tasa yok. başakşehirli bir oyuncu ve adebayor gibi iki önemli gerçek var. çok saçmalamazlarsa ilk 2 içinde yer alırlar.

    bizim başakşehir'den en önemli artılarımız armamız, tarihimiz ve taraftarımız. taraftarımız demişken son 2-3 senedir taraftarımız takıma iyilik mi yapıyor kötülük mü? karar veremedim. koskoca galatasaray taraftarı bir tane derbi maçında skora etki etmez mi ya? hafıza mı yokluyorum, hemen hemen her maçta hakem tarafından doğranmışız kendi sahamızda. tudor'u da bir türlü benimseyemediler. puan kaybetseler de tudor'u gömsek diye bekleyen saçma bir kitle oluştu. şampiyon olsak ta 'tudor yapmadı, takım iyiydi' diyecekler. o yüzden şimdiden onun kılıfını oluşturuyorlar. neyse tudor- taraftar ilişkisi haricinde sorunumuz yok gibi. normal şartlarda şampiyon oluruz olmasına da şartlar normal değil. son 4 haftanın 3'ünde hakem katliamı yaşadık. böyle giderse şampiyonluğu geçtim lig bitmez.
  • 215
    galatasaray'ın şampiyon olmaması için herşeyin yapıldığı, galatasaray kazandıkça futbol dışı unsurların konuşulduğu, sistemin eleştirildiği, birbirinden farklı terör örgütü ile ilişkilendirildiği, kazanmaya ve çelimsiz rakipleri ile puan farkını açmaya devam ettiğinde ise anlamsız kırmızı kartların aleyhine penaltıların, yüzlerine tükürülen, ailesine küfredilen hakemler tarafından çalındığı ve en sonunda herşeye rağmen galatasaray'ın şampiyon olduğu yıl olarak akıllara kazınacağı bir sezon olacaktır.

    zamanla medya tarafından da taraftarın aklına, galatasaray'ı yarı yolda bırakıp en büyük, en çirkef ve en sinsi düşmanı ile ağzı kulaklarında, adeta 32 dişini gösterek sözleşme imzalayan teknik direktörü düşürtülecektir. ama nasıl "galatasaray unutmaz" ise bizim de unutmayacağımız yıl olacaktır.
  • 216
    sadece galatasaray'ı değil, iyi futbolu öldürdüler; kaliteli futbolcuları sindirdiler daha kasım ayı gelmeden.

    hatırlayın ligin ilk haftalarını, hatta çok değil 2-3 hafta öncesine kadar olan zaman dilimini. genişletilmiş yabancı sınırıyla birçok takım kaliteli oyuncular getirmiş. büyük takımları geç, anadolu kulüplerine asamoah gyan, arouna kone, gael clichy, samir nasri gibi üst düzey adamlar gelmiş. haftalarca ligde golsüz maç bitmemiş. haftalık gol rekorları kırılıyor. galatasaray'ın oyununa karşı her hafta teknik direktörler farklı taktikler geliştirmek, kendilerini yenilemek durumunda kalıyor. savunmanın, ceza sahasına otobüs park etmek ya da maç başına 30 faul yapmak olmadığı anlaşılıyor. önde baskılar, gegenpressingler falan konuşuluyor. anadolu takımları hem kaliteli yabancıları, hem de bu taktiksel gelişim mecburiyetiyle ortaya futbol namına bi'şeyler koyabildiğini görüyor. maçlar fransa ve birçok ülkede bein sports dolayısıyla yayınlanıyor falan. bülent uygun ve ümit özat gibi kötü teknik direktörler ve kötü insanlar bu güzellikler değirmeninde öğütülüyor haliyle. çünkü iyi ve güzel olan bir ortamda kafa yapıları ve karakterleri gereği barınabilmeleri mümkün değil. bunlar kaostan, çirkinliklerden beslenen adamlar. kulüp ve fedrasyon düzeyindeki kovulmaları mümkün gözükmeyen birçok şahıs gibi.

    fakat sonra birden ne oluyorsa ortaya "suni" gündemler kusuluyor. yabancı sınırı öyle bir tartışılmaya başlanıyor ki ırkçılığa varacak kadar kontrolden çıkıyor. öyle akıl dışı ve mantıksız argümanlar piyasada dolanıyor ki saha dışı faktörlerin sahneye çıkıp cirit atması için gerekli kargaşa oluşuyor. saha içinde bir şey üretemeyen kişiler rakiplerine laf atarak, hakemler güzel futbol maçları sonrasında konuşulmadığı için sahnenin arkasında kalma psikolojisiyle maçın önüne geçmeye çalışarak, birtakım güçler pankartlara ve koreografilerde saçma sapan anlamlar yükleyerek elbirliğiyle güzelim ligin içine ediyor. golsüz, zevksiz; itiş kakışa, kördöğüşüne dönen maçlar. haksız penaltılar, kartlar, ek süreler...

    bu ülkede niçin iyi ve güzel giden her şey aşağı, kötülüğe, bataklığa çekilmek isteniyor, niçin, neden, niye?

    2-3 senedir galatasaray'ın bile maçlarını canlı izlemeyi bırakmıştım. özetlerden, köşe yazılarından takip ediyordum ucundan. senenin ilk maçında gördüğüm iştahlı ve futbol oynamak isteyen takımla yeniden hayat dönmüştüm resmen. harcadığım zamana, hissettiğim duyguya değecek bir şeyler görmüştüm orada. 10. hafta itibariyle geldiğimiz nokta, yine benim gördüğüm her yuvarlak şeyi bir topa dönüştürüp sektirdiğim futbol sevgimle uzaktan yakından alakası olmayan bir tablo. çirkinlik, çirkeflik, formadan çekme, çift dalma, kavala basma...

    fernando'nun 10 haftada geldiği nokta her şeyi özetliyor aslında. ilk haftalarda faul yapınca topu rakibe verip yerine geçen medeni, saygılı, efendi insan, her hakem kararında isyan eden, dövünen, "böyle bişey nasıl olabilir" diye kafayı yiyen birine dönüştü. böyle bir atmosferde zeki, çevik ve ahlaklı kalabilmek nasıl mümkün olabilir ki? hak vermemek elde değil. portekiz'de, ingiltere'de yıllarca yaşamış ve futbol oynamış ve her halinden kaliteli bir sporcu ve insan olduğu belli bir insanı iki ayda "bırakın da futbol oynayalım" dedirtecek hale nasıl getirdik anasını satayım ya, nasıl bir ülke lan burası?
  • 217
    (bkz: 3 kasım 2017 galatasaray gençlerbirliği maçı/#2272962)

    kritik bir dönemece geldiğimiz sezon. rakiplerimiz ve dış mihraklar dört bir yandan takımı sindirme derdinde. takıma omuz vermemiz gerekiyor. eğer şampiyonluk istiyorsak eskiden olduğu gibi herkesi sahaya gömüp maçları kazanmamız gerekiyor. bunun için de yarısı boş stat işimizi görmez. en 40 bin kişi ile aslan gibi kükrememiz lazım maçlarda.

    maça gelemiyorsanız ve kombine sahibiyseniz devredin biletlerinizi. sen gelemiyorsan, bırak başkası gelsin omuz versin takıma. hayranlıkla izlediğin oyuncular, bacağı kırılmaya çalışılan fernando, kaptanın nando bu desteği hak ediyor. uzun zaman sonra ilk kez formayı hakkıyla terletiyor oyuncularımız. bu mücadelenin hakkını vermemiz lazım. biletinizi devredin, takımınıza bu şekilde sahip çıkın.
  • 218
    matematiksel bir yorum yapmak gerekirse;

    34 hafta ve 3 puanlı sistemde toplam 24 sezon oynanmış bu sene hariç. bu 24 sezonda, şampiyon olan takımların puan ortalaması 78. ikincilerin ortalaması ise 73 puan. yani bu işin içinde olma, şampiyonluğa oynuyorum, şampiyonluk adayıyım diyen bir takımın görmesi gereken psikolojik baraj 73. şampiyon olanın ise 77-78 civarı. toplanabilecek maksimum puan 102, biz yukardaki ikincilik ortalaması olan 73 puandan bir puan daha silip 72 puanı şampiyonluk için en en kötü, minimum baraj olarak kabul edip, tam 30 puan kredi tanıyalım takımlara.

    bunun ışığında;

    lider galatasaray 10 haftalık süreçte toplam 7 puan kaybetti. süper, muazzam değil, ama iyi, tatmin edici bir performans. 23 puan kredisi cebinde duruyor.
    2. sıradaki başakşehir ise 10 puan kaybetti. bu ise idare eder, fena değil denebilecek bir performans. hala 20 puan tolere etme şansı var.
    3. sıradaki beşiktaş 12 puan kaybetti. artık bundan sonrası kırmızı çanların çalmaya başladığı anlar. beşiktaş ligin ilerleyen haftalarında deplasmanlarda falan ekstra galibiyetler almazsa, özellikle dışardaki gençlerbirliği mağlubiyetinin acısını çok yaşar ilerleyen haftalarda.
    8. sıradaki fenerbahçe ise 14 puan kaybetti. fenerbahçe 2010-2011'deki gibi 16/17 falan yapmazsa şampiyon olamaz bence. geçen sene dahi 12 puan kaybetmişlerdi bu periyotta. ekstrem bir durum olmazsa onlar gitti artık diyebiliriz, kalan 24 haftada sadece 15 puan kayıpta kalmaları çok zor bir durum. biz puan kaybetsek illa ki onlar da kaybedecek yani bir yerlerde.

    işi daha da derinleştirirsek, şampiyonların ortalama performansı 24 galibiyet 6 beraberlik 4 mağlubiyet, ikincilerin ise 22 galibiyet, 7 beraberlik 5 mağlubiyet. en az yenilen şampiyon 1 kez yenilmiş , en çok yenilen şampiyon ise 6 kez yenilmiş. bunları da değerlendirirsek;

    lider galatasaray 10 haftalık süreçte 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 yenilgi aldı. yukardaki ortalamaları gayet de tutturabiliriz. başakşehir deplasmanından 3 puan çıkarıp fb ve ts kayıplarını telafi etmek kaydıyla, bu performans standardı bizi şampiyon yapar. kalan 24 haftada 17 galibiyet pek tabii alabiliriz yani.
    2. sıradaki başakşehir ise 6 galibiyet, 2 beraberlik ve 2 yenilgi aldı. başakşehir bu ivmesini kaybetmezse o da bırakmaz bu işi
    3. sıradaki beşiktaş ise 5 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 yenilgi. bu standart 70 puanı ancak görür. daha fazlasını yapmaları lazım.
    8. sıradaki fenerbahçe ise 4 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 yenilgi. fenerbahçe'nin yukarda yazdığımız 24 galibiyete ulaşması için kalan 24 haftada 20 galibiyet alması lazım. en kötü olasılıkta yarışta olması için 24 haftada 18 galibiyet alması lazım. ben çok zor görüyorum bu olasılığı yukarda yazdığım gibi.

    kıssadan hisse, geçmiş sezonların istatistikleriyle değerlendirildiğinde durum bu. şampiyon olmak istiyorsan en en kötü 22 maçın altında maç kazanmayacaksın, 6'dan fazla da maç kaybetmeyeceksin.
  • 219
    bu aralar popüler konu "büyük maç" mevzu. biri bana da açıklarsa sevineceğim.

    türkiye'deki büyük maç aktüel olarak biz, fener, beşiktaş, başakşehir ve trabzon'un kendi arasında oynadığı maçlar. biz bunlardan iki tane yaptık ve bir puanda kaldık şimdilik. bu yüzden herkeste bir negatif hava, rakip takım taraftarlarında bir alay durumu var. iyi güzel de, rakipler ne yapıyor bu maçlarda?

    beşiktaş: 3 maçta 2 puan
    fenerbahçe: 4 maçta 5 puan
    başakşehir: 3 maçta 5 puan
    trabzon: 4 maçta 6 puan

    en çok puan toplayan trabzon zaten şampiyonluk yarışında değil, saymıyorum.
    fener'in tek galibiyeti nasıl aldığını herkes biliyor. diğer üç maçı da içerde oynadılar zaten.
    beşiktaş desek içeride nispeten kolay büyük maçlarda kazanamamış.
    başakşehir son dönemde büyük maçların en iyi takımı zaten.

    iyi güzel de bizim ezip geçtiğimiz "küçük" takımlar bu büyük takımların bi tarafından kan almıyor mu? birinden aldığın üç puan da diğerinden aldığın değil mi amk. biz büyük maçlar dışında bu performansımızı sürdürürsek onlar bizi arkadan takip etmeye devam edecekler. kötü senaryoda 6 büyük maçta 1 galibiyet, 2 beraberlik, 3 yenilgi aldık diyelim. yine de rahat rahat şampi oluruz. kaldı ki ligin sonunda bu takımlar bizim sahamıza gelecek. o vakte vura vura gidersek o özgüvenle kolay kolay yenilmeyiz içerde hiç kimseye.

    enseyi karartmayın. küçük takım büyük takım diye diye ligin üçte biri bitti bile. fark hiç de az değil. ligde de bizden daha iyi top oynayan takım yok. merak etmeyin.
  • 220
    fener, bjk, başakşehir ve trazbon dışında kalan 13 takımla toplam 26 maç oynadık, oynayacağız. bu maçlarda toplam 78 puan var. ben galatasaray'ın oynadığı futbola bakarak bu 78 puanın 70'ini rahatlıkla elde edeceğini düşünüyorum. geçen sene bile 63 puan aldık yukarıdaki 4 takım dışında kalanlardan. bu sene de 70'i rahat görürüz. diğer 8 maçtan alacağımız 8-10 puan civarı katkı bizi şampiyon yapmaya yeter de artar bile.

    şimdilik 2 maçta 1 puanımız var. kalan 6 maçta bence 10 puanı rahat görürüz. hasılı, şampiyon olacağımızı düşündüğüm sezondur.
  • 224
    bize en çok beşiktaş'ı rakip olarak gördüğüm sezon. gerçekten kaliteli kadroları var. full konsantrasyon oynarlarsa ve şans faktörü de yanlarında olursa bize en büyük problemi onlar yaşatabilir.

    fenerbahçe'nin önümüzdeki haftalarda puanlar kaybetmesi muhtemel çünkü takım ve camia olarak kendilerine gelemediler. hem başkana hem hocaya güvensizlik var.

    başakşehir'in ise şampiyonluk havasına girmiş bir galatasaray ile yarışabileceğini düşünmüyorum. o yüzden bu sene rakip beşiktaş. bazı arkadaşlar kızacak ama kadroları da, istediklerinde oyunları da bizden malesef daha iyi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın