• 176
    7. haftası 29 eylül 2017 akhisarspor fenerbahçe maçıyla başlayan sezon.

    fenerbahçe, geçtiğimiz hafta oynadığı beşiktaş maçını hakem kararlarıyla kazandı. ardından beşiktaş leipzig maçının öncesinde şenol güneş hakemler hakkında konuştu. leipzig maçının ardından ise fikret orman konuştu. en sonunda da 29 eylül 2017 akhisarspor fenerbahçe maçında fenerbahçe hakem kararıyla kaybedince fener ve beşiktaş ciddi şekilde birbirlerine düştüler.

    işin en güzel tarafı, biz bu anlamsız polemikte herhangi bir tarafta değiliz ve dahası oyuncularımızın çoğunluğu ve hocamız yabancı olduğu için sezonun herhangi bir kısmında herhangi bir kavganın tarafı olacak tiplere de benzemiyorlar. ortadoğu'nun kaotik, dalavereci, ihtiraslı yapısının içine girmeye tenezzül etmeyecek bir oyuncu ve antrenör grubu var şu an. yönetimin de herhangi bir polemiğe girip camiayı olumsuz yönde etkileyebilecek bir profili yok.

    bütün şartlar bizden yanayken tek yapmamız gereken, bu kaos zamanlarını lehe kullanmak.

    "onlar" gerginken sakin kalıp işimizi yaparsak şampiyonluğun tereyağından çekilen kıl misali alındığı sezon olacaktır.
  • 178
    fikstür çekiminde biz 1 numarayı çektik. 1 numaranın avantajı şudur ki 2 maç üst üste dışarıda veya iç sahada oynamazç hep iç saha-deplasman diye gider. bir de sırayla oynar. yani ilk hafta 18 numaralı takımla, 2. hafta 2 numaralı takımla, 3. hafta 3 numaralı takımla diye gider.

    bu yüzdendir ki bizimle oynayan takımlar kısa bir süre sonra birbiriyle karşılaşırlar. mesela 3. hafta kayseri-osmanlı maçı oynanmış, 4. hafta sivas-kayseri maçı oynanmış, 5. hafta osmanlı-sivas ve kayseri-antalya maçları oynanmış, geçen hafta ise antalya-osmanlı ve kasımpaşa-kayseri maçları oynanmış. şaşırmayın yani. 9. haftada daha önce maç yaptığımız 8 takım birbiriyle oynayacak, 11. haftada daha önce maç yaptığımız 10 takım birbiriyle oynayacak. 13. haftada daha önce maç yaptığımız 12 takım birbiriyle oynayacak. diye gider..

    matematikte tesadüf diye bir şey yoktur dostlar...
  • 180
    inanılmaz derecede şanslı olduğumuz bir sezon. başakşehir eski gücünde değil, fenerbahçe vasat, beşiktaş ortalama, trabzonspor da saman alevi gibi. kısacası bu sezon şampiyon olmamamız için hiçbir neden yok.

    takımımız yeni ama çabuk uyum sağladı. üstelik daha iyi olacağının da sinyalini veriyor. yedek kadromuz için de devre arasında 1-2 takviye gelirse ve selçuk inan'dan da devre arasında kurtulursak, her şey çok daha güzel olacak.
  • 184
    ilk 7 haftanın bir değerlendirmesini yapmak istiyorum. fikstür ilk çekildiğinde kendi kendime puan hesabı yaparken 9. haftadaki fener maçına kadar en fazla 2 beraberlik hakkı tanımıştım takıma, şu anda bu hedefim tuttu sayılır. 7 haftada 6 g 1 b en iyi 2. senaryo oluyor zaten. hedefimi güncelledim tabii artık, konya maçına 3 puan yazıyorum yeni tabloda.

    herkes gibi süper fikstürümüz vardı demeyeceğim sonuçta hemen her sene puan kaybettiğimiz osmanlı deplasmanı, bursa deplasmanı, antalya deplasmanından 9 puanın 7'sini aldık, içeride kayseri, sivas, kasımpaşa, karabük gibi takımlara puan vermedik.

    bence bizim şansımız kayseri, osmanlı ve sivas'la henüz onların hazır olmadığı dönemde karşılaşmış olmaktı. orada da kayseri ve sivas'la zaten içeride oynadık, hazır da olsalar kazanma ihtimalimiz yüksekti. sadece osmanlı çok kötüyken ankara'dan 3 puanı aldık geldik, kışın ortasında o stada gitmeyi sevmiyorum, iyi oldu. antalya ile tam çıkış aradıkları dönemde çok kötü bir zeminde hayvan gibi nemde, sıcakta oynadık, bursa'yla en formda olduğu dönemde oynadık ki bunlar da aslında bizim adımıza şanssızlıktı. kaldı ki bizim ilk onbirimizden 8-9 oyuncu değişti geçen yıldan bu güne, olduğu gibi yeni bir takımız.

    biz bunları yaparken rakiplerimiz neler yaptı?

    aslında o çok kötü dediğimiz fener son akhisar deplasmanında kazanabilse, bjk, ts, başakşehir'le oynamış ve 5 puan gerimizde uçan kaçan barçalayan beşiktaş'la aynı puanda olacaktı.

    beşiktaş ise aslında bize benzer bir performans sergiliyordu. biz antalya deplasmanında, onlar da kasımpaşa deplasmanında beraberlik aldı. onları geride bırakan maçlar fenerbahçe(d) ve trabzon maçlarından toplamda 1 puan almalarıydı.

    şimdi biz o fikstüre girdiğimizde içeride fenerbahçe ve trabzon(d)'dan 1 puandan fazla aldığımızda,her bir fazla puan bize opsiyon olarak dönecektir.

    tabii beşiktaş ile şöyle bir farklılık var, biz onları 3 hafta geriden takip ediyoruz ama içeri/dışarı farkıyla.

    biz zorlu fikstüre girerken fener'i asy arena'da ağırlayacağız. trabzon'a gideceğiz. biz başakşehir'le deplasmanda karşılaşacağız, beşiktaş ise içeride gibi.

    200 yıldır falan milli maç arasından sonra sıkıntı yaşıyoruz. bizim için kelebek etkisi oluşturacak olan maç bana göre 14 ekim 2017 konyaspor galatasaray maçıdır. bu maçtan 3 puan almak demek tam anlamıyla rüzgarı arkamıza almak demek olacak ki sonraki haftada 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçında topumuzla, tüfeğimizle, taraftarımızla fener'in üzerine çökeriz. uzun süredir derbilerde iyi sonuçlar alamıyoruz. 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı gibi kendimizi gösterme, "ben şampiyon olacağım" mesajını net bi şekilde verme maçı olabilir. tabii ki derbilerde her türlü sonuç olabilir, buna lafım yok, hele ki fener'le yapıyorsak ama yeni takımımızın bu psikolojide olmayacağı kesin, çünkü çoğu ilk fener derbisini yaşayacak. 52 bin inanmış taraftarla fener'i oradan çıkarmayız.

    şöyle ilk yarının kalanı için bir fikstüre baktığımızda,

    konya(d)
    fenerbahçe
    trabzon(d)
    gençler
    başakşehir(d)
    alanya
    beşiktaş(d)
    akhisar
    malatya(d)
    göztepe

    zor deplasmanları ilk yarıda bitireceğimiz görülüyor. eğer kalan 10 haftada içeride tulum çıkarıp 15 puan alırsak deplasmanda 8-10 puan bile alabilirsek bizi ilk yarının lideri yapmaya yetecektir. içeride hep kazan ts, b.şehir, bjk deplasmanlarını kaybetme yeter. hatta bjk'ye kaybetme diğerlerinden birini kaybedebilirsin, o opsiyon oluşuyor çünkü. 42 puan bandı çok önemli. 2. yarı lig biraz daha kırıcı olabilir. 80 puan barajı hedefim için 38 puan kalıyor. bu sebeple 42 puan benim adıma kritik. çünkü ligin ikinci yarısı içeride 8 deplasmanda 9 maçımız olacak.

    ha 80 puan alıp da şampiyon olunamayan sezon var ama genelde şampiyon yapar, daha azı bile şampiyon yapabilir ama benim koyduğum hedef 80.

    80 puan alıp da şampiyon olamazsak sorumlusu benim, adım gravel bul beni :(

    tabii yol uzun, yollar dikenli taşlı ama başımız dik yürüyeceğiz. devre arasına kadar avantajımızı koruyarak girebilirsek, en az 1-2 takviye (birisi n'olur asamoah olsun) ile kadromuzu desteklemeliyiz. sarı/kırmızı kart cezası, sakatlıklar illa ki olacaktır. fernando, belhanda, ndiaye, tolga dörtlüsünden 2'si aynı anda olmadığında bir anda oyunumuz sekteye uğrayacaktır. yalnızca tolga'nın olmaması bile bizi oldukça etkiledi, unutmayalım.

    şimdilik her şey istediğimiz gibi gidiyor, milli maç arasından sonra da konya'da bir tatsızlık olmazsa inşallah her şey daha güzel olacak. maç maç gideceğiz, her maç bir final, konsantrasyonumuzu yüksek tutup inşallah 21. şampiyonluğumuza ulaşacağız.

    yalnız ilk tökezlemede, ilk puan kaybında, kaybedilebilecek ilk derbide bu güzel takımı sahipsiz bırakmayalım, kırılma yaşamayalım. bu takım içeride dışarıda her takımı yenebilecek güçte, yeter ki isteyelim...

    siz diz çöktüğünüz için onlar büyük görünüyor ayağa kalk!

    (bkz: galatasaray sinerjisi)

    (bkz: sen şampiyon olacaksın)

    (bkz: hedef 21)
  • 186
    şu an bizim için oldukça güzel geçen sezon. meşhur "zorlu 7 hafta" olayına çok katılmıyorum. o 7 maçtan 12 puan alsak, kalan 3 maç kolay 9 puan da oradan alsak;19+12+9=40 puan yapıyor. ikinci yarı zorlu rakipler evimize geliyor, ama biz yine de ilk yarıda topladığımız kadar puan alsak 40+40= 80 puan yapar , yani şampiyonluk için müthiş puan. o yüzden ben bu 7 haftalık periyotta çok ahım şahım performans göstermesek de "kolay" diye tabir edilen maçları kazanırsak şampiyonluk olacağımızı düşünüyorum.
  • 188
    önümüzdee çok kritik maçlar var, avrupa arenasında olmayışımız bize avantaj sağlar ancak kart cezası veya sakatlık olmazsa geri kalan 10 maçta rahatlıkla 40 puanı aşarız.

    konya(d) : bu maçtan 3 puanı garanti görüyorum.
    fenerbahçe : bu maçtan da 3 puan alacağız ama kart ve sakatlıktan korkuyorum. fenerbahçe çok çirkef.
    trabzon(d) : kart cezalısı ve sakatlık olmazsa galibiyet kesin gibi, ersun yanal sert oynatacak takımı.
    gençler : içeride rahat geçeriz. nefes alma maçlarından biri
    başakşehir(d) : işte benim en korktuğum maç bu maç. başakşehirden değil abdullah avcı'dan korkuyorum. zor bir maç olacak ama igor tudor taktik olarak abdullah avcı'dan daha iyi bir teknik adam.
    alanya : içeride galibiyet
    beşiktaş(d) :bu maç beşiktaş'ın ya tamam ya devam maçı olacak. hakemler haricinde korkum yok bu maçtan.
    akhisar : içeride de geçeriz
    malatya(d) : işte bu maçta zor, zorluk sebebi hava şartları olacak- aralık ocak gibi oynayacağız. saha şartları zorlar. ama galibiyet güzel olur.
    göztepe : galibiyet.

    içerideki maçları mutlak suretle kazanmalıyız, eksik gedik dinlemeden almalıyız. kart ve sakatlık işi önemli. şanssızlık olmazsa 40 puanı rahat geçeriz. allah yardımcımız olsun.
  • 189
    göztepe ile başlayalım. ligin henüz başında bu takımın şehrin yapısı gereği hücum oynayacağını, maçlara kazanmak için çıkacağını söylemiştim zira izmir'de futbola olan özlemi çok iyi biliyordum. böyle bir açlık ortamında da uyuzca ''ligte kalalım yeter'' hedefiyle devam edilmeyeceği aşikardı. yapılan transferler arasında bir iki kaliteli isim olsa da, genel itibariyle öyle şaşalı isimler de getirilmedi. takımı bu seviyeye çıkartan beto, sabri sarıoğlu ve castro'nun karakterli oyun yapıları ve kazanma arzuları oldu. doğrusunu söylemek gerekirse tamer tuna da iyi işler çıkarttı, beklenilmedik şekilde. özellikle sivasspor deplasmanında oynadıkları futbol, kazanma içgüdüleri ciddi anlamda takdiri hak etti. öyle ki 1-0 mağlup durumda olmalarına rağmen bir an olsun puan kaybedecekleri hissini yaşatmadılar taraftarlarına ve maçı da 2-3 kazanmayı başardılar. işte bu maç, birçok şeyi değiştirdi. psikolojik olarak seviye atlamalarının yanı sıra üzerilerindeki stresi, telaşı da attılar. yedinci hafta başakşehir'e kaybettiler ama tribünler maç sonu inanılmaz bir destek verdi takıma. maçı 0-2 göztepe mağlupken değiştiren şahsım, maç bitiminde kanala geri dönünce uzunca bir süre kazananın kim olduğunu çözemedim mesela. altta maç skoru çıkmasa başakşehir'in kazandığına da inanmayacaktım neredeyse, düşünün öyle bir destek vardı takıma. bu bütünleşme de ilerleyen haftalarda skora yansıyacaktır. ilk yedi haftayı dördüncü sırada tamamlayan göztepe'nin lig sonu ilk yedinin içinde muhakkak yer alacağını düşünüyorum bu futbollarına devam ederler, oldum havasına girmezlerse. bu arada başkanları da epey matrak adam. renk katıyor lige.

    antalyaspor cephesiyse türk dizilerini aratmayacak şekilde entrikalarla dolu. bir futbol takımı sezon boyunca bir kere bile futbol içi konularla gündeme gelmez mi? söz konusu antalya ise gelmez. spor gazetelerimizin osur osur ipe diz mottosuyla hareket etmesi yetmezmiş gibi bir de üstüne antalyaspor entrikaları eklenince ortaya çıkan magazinden hallice tablo gerçekten vahim. yok eski yönetim yeni yönetime meydan okudu, yok eski başkan kulübü dolandırdı, yok yeni başkan kulübü batırıyor, yok rıza çalımbay'ın arkasından falanca sözler söylenmiş, yok takımdaki x futbolcu eski başkanlarını çekiştirmiş, yok eto'o küsmüş, yok nasri trip atmış... yahu ne oluyoruz, burası futbol takımı mı star tv'nin yeni sezon dizisi mi? zaten artık takım amacının dışına çıkılmış durumda. antalyaspor'a gelen yönetimler bundan sonra tamamiyle rant ve reklam için gelecekler. son iki yönetimin yaptığı gibi. eto'o, nasri gibi reklam potansiyeli güçlü isimlerin varlığı takımın ligteki sıralamasından çok daha öncelikli durumda. eto'o istediği antrenmana geliyor istemediğine haber vermeksizin gelmiyor. nasri keza aynı şekilde disiplinsiz. rıza çalımbay her ne kadar ırkçı bir teknik direktör olsa da antalyaspor'u geçtiğimiz sezon çıkardığı nokta ortada. gelgelelim sırf başkanın kişisel reklamı uğruna oyuncuya dayalı düzenin sonucu olarak takımdan gönderildi. yerine gelen leonardo konusundaysa şimdilik temkinli olmakta fayda var, sert ortamlara olan uyumu şaibeli. kendisini tam anlamıyla ispat edebilmiş biri de değil le guen gibi. durumları hala çok sıkıntılı.

    tek eğlence fenerbahçe... yataykut ile son derece modern(!) bir oyun anlayışı oturttular takımlarına. bu oyun anlayışı o kadar moderndi ki gelen her takım da onları oturttu, yani kendi oyun anlayışlarına oturttular. iki on numara valbuena- giuliano, iki 9,5 numara van persie- soldado, iki sağ bek dirar- isla, iki çapa josef- mehmet topal ile turşu bile kurulmayacağını göremeyecek kadar dahi bir teknik direktörleri var. bizden az daha maliyeti düşük şekilde yaptıkları transferler tabiri caizse bir zike yaramadı. ellerinde de çöp mü çöp bir kadro ile kalakaldı saflar. hayır, futbol aklı ali yıldırım- aykut kocaman olan takımdan ne hayır gelebilirdi ki? o yüzden de gelemedi. vardar teknik direktörünün bile, ''yatay oynayacaklarını biliyorduk.'' diyerek dalga geçtiği bir hale düştüler. şansa bakın ki şampiyonluk yolundaki en iddialı rakibimiz beşiktaş'ı yenerek de hem kendileri adına çok zor bir durumu hem de bizim adımıza büyük bir iyiliği gerçekleştirmiş oldular. arena'da onları yendiğimiz taktirde puan farkının 11 olacağı (konyaspor'u yendiğimiz varsayılmıştır.) düşünülürse karşı yakada daha nice şenliklerin doğacağı bir gerçek. tabi artık alışılagelmiş kaoslardan da bıktık, aziz yıldırım'ın soyunma odası basması, teknik direktörü kovması, basın toplantısında ağzına kim geliyorsa sövmesi falan basit şeyler haline geldi. daha yaratıcı olmaları lazım bu konuda. * aman... yiyin birbirinizi!

    kral...
    galatasaray ulan!
    sezon başlamadan evvel burada acaba üçlü savunma ile mi oynayacağız dörtlü savunma ile mi diye tartışmalar dönüyor, hemen hepimiz tarz konularda akıl ve fikir veriyorduk halbuki oynayacağımız şablon daha dört ay öncesinden belliymiş. dörtlü savunma, oyun kurucu stoper, pas istasyonu bekler, koşan-mücadele eden on numara, rakibi ısıran merkez orta saha, ele avuca sığmayan forvet tanımlamaları önceden yapılmış. yine önde basan, dirençli, takım halinde savunma ve hücum yapan, sürekli gol atma isteği içinde olan oyun kurgusu da çok önceden belirlenmiş. dönüp geriye baktığımız zaman, rıdvanlı güntekinli canlı yayında ve östersunds kazası sonrası yaptığı açıklamalarda tudor'un kafasında bugünkü oyun kurgumuzun olduğu o kadar net görülüyor ki... resmen geleceği görüyor, ne istediğini ve istediğini gerçekleştireceğini biliyormuş. bir tebrik buradan. haydi devam... bakmayın antalya'da insanlık dışı hava şartlarında beraberlik golünü yedikten sonra gol atamadık ama sıkıntıya düştüğümüz geri kalan iki maçta aradığımız golleri takır takır bulduk. artık takım öyle bir hava yarattı ki isterlerse 3-0 mağlup duruma düşelim yine de kazanacağımızı biliyor veya buna inanıyoruz. özellikle takımımız adına bir şey daha var ki zevkten dört köşe edici. maçın sonlarına doğru rakibin gole ihtiyacı var da koşmaya dermanları kalmıyor ve takımımız rakibin gole ihtiyacı olmasına rağmen tabiri caizse döve döve tek kale futbol oynuyor ya, hah işte bu paha biçilemez. kondisyoner, vur kırbacı hocam tudor'u bu konularda da tebrik ediyorum. sen şampiyon olacaksın!

    ek olarak, diğer bazı takımlar özelindeki değerlendirmeleri de toparlayayım dedim:

    (bkz: bursaspor/#2250171)
    (bkz: istanbul başakşehir futbol kulübü/#2250132)
    (bkz: karabükspor/#2244456)
    (bkz: fenerbahçe futbol takımı/#2229517)

    tam entryi bitiriyordum ki beşiktaş futbol takımını teğet geçtiğimi fark ettim. adamları o kadar ''hiç'' olarak görüyoruz ki aklımın köşesine gelmediler yahu. onların da iki lafından üçü galatasaray'la ilgili olmaya devam etsin. pabucumun avrupa fatihleri sizi. *
  • 190
    daha önce 7 maçta 19 puan toplayan veya 8 maçta 22 toplayan falan oldu da 2. ile puan farkının bu kadar erken açıldığı bir sezon hatırlamıyorum. bakın size bir senaryo yazayım ki akıl mantık kesinlikle reddetmez;
    bu hafta kayseri karabük'e gidiyor, göztepe ise antalya'ya. her iki sarı kırmızılı ekibin de kazanma ihtimalini düşük görüyorum. başakşehir alanya'yı ağırlıyor ve muhtemelen kazanacaklar. 7. sıradaki akhisar trabzon'a gidiyor, trabzon kazanır diye düşünüyorum. biz kazandıktan sonra fener'in ne yapacağı önemli değil. ama fener kazandı sayalım.

    şu saydıklarımın gerçekleşme ihtimali nedir? bence en az % 80.

    gelelim 9. haftaya;
    biz sahamızda fener'i ağırlıyoruz. derbidir falan ama net favoriyiz. beşiktaş ve başakşehir ise vodafone park'da karşılaşacaklar. o maçta bjk favori olsa da beraberlik ihtimali de az değil.

    bu saydıklarım gerçekleşirse ki az ihtimal değil, ne oluyor biliyor musunuz? aha bu oluyor;
    galatasaray 9 maçta 25 puan
    fenerbahçe 9 maçta 14 puan
    beşiktaş 9 maçta 15 veya 17 puan
    başakşehir 16 veya 17 puan.

    allah'ım resme bak!!!

    benden söylemesi beyler 9. haftayı 25 puanla geçersek bu iş biter...

    edit: zamansal açıdan hile yok entry'de. dün depolamıştım bugün olduğu gibi yayınladım.
  • 196
    şampiyonlar ligi maçlarının yarı periyodunu kazanan bjk'nin döndük korkun bizden dediği, son lig maçını kazanan fb'nin geri geliyoruz hazırlanın dediği ve 8. haftada 7 galibiyet alan galatasaray'ın ebenizi belleyeceğim dediği sezon. herhalde üç şampiyon çıkacak bu sezon.* ancak sezon sonu 1. olarak inşallah galatasaray'ımızın tamamlayacağı sezondur. galatasaray başladığı ili yarım bırakmaz, galatasaray bir kültürdür, galatasaray türkiye'dir. her türlü zorluğa göğüs gerer ve bir anda şaşırtır. bizim için aslanlar gibi savaş galatasaray!

    hedef 21
  • 198
    bizim adımıza kırılma anı yaşayacağımız haftaya girdiğimiz sezon. 22 ekim 2017 günü fener'i yenersek fener ile 11, beşiktaş ile en kötü ihtimal 8 puan fark yapacağımız anlamına geliyor. zorlu şehir deplasmanları da ilk yarı fikstürü sonunda sona erecek. önümüzde 3 adet deplasman var ilk yarı sonuna kadar. bunlar trabzon, ibb ve beşiktaş deplasmanları.

    beyin jimnastiği yapalım. farzedelim ki 9. hafta sonunda puan farkımız fener ile 11, beşiktaş ile de 8. bu ne demek. 3 deplasmandan 4 puan ve üzerini almanın bize yeteceği anlamını taşıyor. 3 kritik deplasman öncesi bundan iyisi olmaz. derbi kazanma alışkanlığını tekrardan kazanmak da cabası. 9. hafta gelecek adına çok büyük önem taşıyor bizim adımıza.
App Store'dan indirin Google Play'den alın