• 21
    8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçında 4. hakemin söylediğini iddia ettiği söz. ben hakemin niyetini bilemem, olayı da tam olarak görmedim ama bu tabiri bizim ülkemizde kullanmayan medya organı görmedim. zenci kelimesini kullanmamak için herkes bu söz öbeğini kullanıyor ve bunu gayet normal görüyordu ta ki bugüne kadar. şimdi bu söz öbeğini kullanmış herkesin ağzında no to racism. ya emre bol bile açıklama yaptı.

    pierre webo ve demba ba haklı bu arada. böyle söylenmemesi gerekiyor ama bunu bizim ülkemizde herkes yapıyordu eğer hakemin dediği doğruysa. ama sanki hiç kendileri söylememiş gibi konuşuyorlar ya ben ona sinir oluyorum.
  • 25
    afrikalı ya da başka kıtalardan siyah tenli oyuncular avrupa'da ve ülkemizde beyaz futbolcular arasında görece azınlık olduğu için "siyahi oyuncu" diye adlandırılmaktadır. muhtemeldir ki afrika'da spor yapan bir beyaz oyuncudan da afrikalılar beyaz oyuncu diye bahsederler.

    insanların ten renkleri farklı değilmiş gibi davranmak değil, bu farkı görmemize rağmen insanlar arasında ayrımcılık ve ırklarıyla ilgili genellemeler yapmamak esastır. o yüzden bana sorarsanız "siyahi oyuncu" ifadesinde bir kusur yoktur, fakat "siyahi oyuncular adam yer, çiğ etle beslenir, 30 cm olur, kafaları çok çalışmaz" gibi ifadeler yüzde yüz ırkçılıktır. bunlar gün aşırı kullanılırken, aynısını kuzey afrikalı futbolcular için bizim sözlüğümüzde bile yapan bu kadar insan varken "siyahi oyuncu" tanımına bu kadar ciddi tepki göstermek bana çelişkili geliyor.

    daha önce de söylemiştim, bu ülkede bir stadyumda*, pierre webo'nun formasını terlettiği takımda "gündüz saat satar gece maçar çıkar / semti eminönü henri bienvenü" diye tezahürat yapıldı ve bu sempatik bulundu. ya da didier zokora'ya fucking nigga diye hitap eden bir futbolcu* sadece iki maç ceza aldı ve şu anda büyük bir kulübün* sportif direktörü. daha geçen gün emre bol isimli yorumcu mbiaye diagne'ye ırkçılık yaparken olaya galatasaray taraftarından başka tepki gösteren olmadı.

    ülkemizde bunlar oluyorken "siyahi oyuncu" tabirine takılmak bana olayın özünü kaçırıp görünüme takılmak gibi geliyor.
  • 28
    türkiye'de siyah ırktan gelen bir insana siyahi demek bir insana kürt demek, arap demek, laz demek, çerkes demek gibi gayet de insani bir durumdur, zerre de ırkçılık içermez. kürtler, araplar, lazlar, çerkezler, siyahiler, senegal'liler, gana'lılar bunlar varlar. bunlar kürtürleriyle, benlikleriyle dünyada varlar, bunlara da varlıklarıyla benlikleriyle seslenilir. bu topraklarda afrika'lı bir oyuncu kendisine siyahi dendiğini bilse bundan gocunmaz.

    örneğin sen cahil çocuk bunlar eğitimsiz orada timsah yiyordu şimdi geldi burada maça çıkıyor dersen bu ırkçılıktır. galatasaray'ın siyahi oyuncusu golünü attı dersen, messi atınca latin golcü attı golünü demek gibi bir şeydir.

    amerika'da ırkçılık karşıtı protestolar oldu. siyahiler sloganlarını ne koydular, black lives matter koydular. orada nasıl black ise, burada siyahi demektir. bunlar küçük detaylar bunlarda bir beis yok, sen adama çiğ et yiyor dediğin zaman evet ırkçısın. siyahi dediğin zaman değil. bu ülkeden geçen onlarca afrika'lı futbolcu ülkemizi bu konuda hep güzel andılar.
  • 22
    iskandinav futbolcu tabirinden çok da farklı bir tabir değildir. biri ırkçılık değilken diğerine ırkçılık derseniz çelişirsiniz, siyahları hor görüyorsunuz, siyahlığı bir kusur görüyorsunuz demektir bu.

    evet negro ırkçılıktır. çünkü negro zamanında sömürge afrika ülkelerinden getirilen köleler için, onları aşağılamak için kullanılmıştır. dolayısıyla yaralayıcı bir anlamı vardır. ancak yaralayıcı olmasının sebebi siyah tonunu belirtmesinden değil, sömürgeci devletlerin siyah deri rengine sahip insanlara ve onların hayatına biçtiği değeri belirtmesindendir.
  • 24
    kimseye cevap vermek için söylemiyorum ancak siyahi oyuncu demek temelde siz ırkçılık yaptığınızı düşünmeseniz, hatta bu anlamda kullanmasanız bile doğru bir tutum değildir. dil dediğimiz kavram, sadece kelimelerden oluşan bir topluluk değil, kelimelerin zihinlerde yarattığı imgeler bütünüdür. asla ve kesinlikle buradaki yazar arkadaşların ırkçılık için bu kelimeyi söylediğini düşünmüyorum. ancak olayı sadece siyahi kavramından dolayı abd’lilerin endişesinden ibaret görseniz de bu sadece siyah tenli insanlara yönelik değil ki. asyalılara da sarı benizli diyorlar. onların da sarı teni var kardeşim mi demeliyiz. buradaki siyahi oyuncu tabirinin anlam bağlamındaki sorunu sadece deri renginden dolayı onlara siyah denmesi değildir. adamların deri renginin siyah olduğunu görmüyor muyuz? buradaki ırkçılığa teşne olan şey, beyaz rengin siyah, sarı, kızıla olan üstünlüğü sayesinde bu kavramların oluşması. iskandinav futbolcu demek ırkçılık mı derseniz eğer kimse afrikalı futbolcu dendi diye yaygara koparmıyor ki? anlam bağlamında afrikalı sözcüğünü ırkçı manada kullanırsan o da ırkçılığa girer. yani webo değil de orada çinli bir futbolcu olsaydı, dördüncü hakem de kart göstermesini isterken rumence sarı benizli deseydi bunu ırkçılık olarak almayacak mıydık?

    bir de şunu düşünmek bana zorlama geliyor. bizim ülkemizdeki ırkçılık hassasiyeti yok, rumenlerde de yoktur. nereden biliyorsunuz? şöyle düşünelim. bizim gurbetçi vatandaşlarımız almanya’da ya da başka ülkelerde sıkıntı yaşarken duvarlara yazılan sloganlarda “türkler dışarı “ yazıyordu. türk demek ırkçılık mıdır? değildir tabii ki. ama anlam bağlamında ırkçılığa çıkıyor işte. senin bu ülkede yaşarken türk denmesini ırkçılık olarak almıyor olman, dünyada bunun ırkçı bağlamda kullanılmıyor olduğu algısını oluşturmasın lütfen.

    bu yazdıklarım rumen hakemin ırkçı olduğunu kanıtlamak, ya da sizlere karşı cevap anlamında yazılmamıştır. olaylara bakış açısının ne kadar değişebileceğinin bir nebze de olsa düşünülmesini istediğimden dolayı yazılmıştır.

    edit: bir adamın dibine kadar girip, işaret parmağınla gösterip, “aha da bu siyaha kart göster.” demek hangi dilde olursa olsun, anlamından bile bağımsız ırkçılıktır.

    (bkz: 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçı)
  • 26
    aslında asıl ırkçılık tüm insanlığı 'siyahi oyuncu' dememeye zorlayarak yapılmıyor mu? yani aslında tüm insanlığın kabul etmesi gereken şeyin insanların farklı fiziksel özelliklere sahip olduğu ve bunun aşırı normal bir şey olduğu.

    şuan zaten şampiyonlar ligi maçlarından önce slogan şeklinde maçtan önce ve sonra kocaman yazılarla 'no to racism' diye insanlara göstermek yine aynı zamanda siyahi oyuncuları ötekileştirmiyor mu? çünkü koskoca puntolarla ekranda 'no to racism' yazısını her gördüğümde benim ve herkesin aklına 'siyah' renginin geldiğini hepimiz biliyoruz.

    düşünün siyah derili bir insansınız ve her şampiyonlar ligi maçını birlikte izlediğiniz derisinin rengi beyaz olan bir arkadaşınız var. sizce 'no to racism' yazısını maçtan önce ya da sonra her seferinde görmek ikinizden birini öteki mi yapar yoksa aynı mı? gayet tabii sizi öteki yapar, o andan itibaren ötekileştiriliyor zaten siyah derili ya da siyahi insanlar.

    'ırkçılığa hayır' derken daha fazla ırkçılık yapılıyor kimse farkında değil!
  • 42
    (bkz: sadio mane) başlığını okuyunca aklıma gelen siyah tenli sporcular.
    hala avrupada ten renkleri yüzünden ayrımcılığa maruz kalıyorlar.
    bunun nedeni biraz da avrupa’nın sömürgeci tarihinden kaynaklanıyor.

    misal 1940'a kadar almanya'da, 1958'e kadar belçika'da afrikalı insanlar hayvanat bahçelerinde, kafeslerde, tel örgüler arkasında vahşi hayvanlar gibi beyaz insanların seyrine sunuluyordu.

    https://gss.gs/hMZ.jpg
    https://gss.gs/QL1.jpg
    https://gss.gs/val.jpg
    https://gss.gs/7Gu.jpg

    video:
    https://youtu.be/pF60KQe2qNs

    tabii bu "hayvanat bahçeleri" kanunlarla yasaklandı ama mental olarak beyaz ırk siyah ırktan üstündür düşüncesi avrupa'da özellikle kırsal kesimde beyinlerde hala hakim. bu ayrımcılığı koyu tenli insanlar her gün yaşıyorlar.

    bu yüzden avrupa'da oynamış ayrımcılığı birebir yasamış siyahi topçular türkiye'de çok rahat bir ortam bulurlar (kadıköydeki ırkçı stadyum hariç)
  • 16
    doksanlari ba$i. o sene türkiye ligine iki tane siyahi futbolcu geliyor. birisi nijeryali, dogu$tan zenci, ötekisi güne$ten kavrulmu$ brezilyali bir sambaci.

    yanli$ hatirlamiyorsam yugoslav ekolünün sona erdigi ve george weah ba$ta olmak üzere siyahi futbolcu furyasinin patladigi yillar.

    dominic iorfa bize gelirken, çakma siyahi gerson caçapa tam adi ile gerson candido de paula fenerbahçeye gidiyor. italyan ekibi bari'den fenerbahçe'ye 2 yil kiralik olarak gelen gerson, harikalar yaratiyor. ya$i yetmeyenler için, ailton'un gerson'un reenkarnasyonu oldugunu söyleyebiliriz. tiknaz, bodur ama alabildigini teknik ve süratli. fenerbahçe etinden sütünden faydalanip geri gönderiyor gerson'u.

    biz mi? top bile sektiremeyen iorfa ile büyük hayal kirikligi ya$iyoruz. televole varmiydi o yillara bilmiyorum ama bir spor programinda iorfa'nin ilk görüntülerini izliyorum. o yillarda adettendir, yeni transfer olan futbolu top sektirir. iorfa 1,2,3 diyemeden topu yere dü$ürüyor, 2. denemeden sonra topu yine dü$ürünce bu kez devreye genç tugay giriyor. tugay piç mi piç. tam bir top cambazi. aliyor topu eline, ba$iyor sektirmeye, ordan omuza, gögüs, diz, ayak, son olarak ensede yumu$atip, tekrar ayagina indiriyo ve top öyle degil, böyle sektirilir yapraaaam deyip, cümle aleme sektirme dersi veriyor.

    ekran ba$indaki biz de, bu vesile ile iorfa'dan bir halt olmayacagini anliyoruz ve iorfa koskoca bir sezonda sadece 8 maçta forma giyerek sessizce takimdan ayriliyor.

    iorfa ile aklimda kalanlar bunlardi. zaten tip olarak bir futbolcudan ziyade elmas madeni i$çilerine benziyordu daha fazla vesselam.

    siyahi futbolcu'dan agzi yanan galatasaray uzun yillar siyahi futbolcu getirmeyecekti türkiye'ye ve bir sonraki transferi 95 yilinda ulrich van gobbel olacakti. misilleme olarak aston villa'dan dalian atkinson'i transfer eden fenerbahçe, bir kez daha rakibinin transferini gölge de birakacakti. bir maçta galatasaray a 3 gol atan ve onun haricinde bir numarasi olmayan atkinson, tabiri caiz se ta$ gibi sag bek surinamli asilli hollandali van gobbel'den daha fazla konu$ulmu$tur.

    sonra jay jay okocha'lar, majid mususi'ler ve daniel amokachi'ler gelmi$tir türkiye'ye ama en kralini yine galatasaray getirmi$tir.

    (bkz: didier drogba).

    siz daha iyisini getirene kadar ne iyisi bu demi$tir cimbom..
  • 27
    ben bile maçı* canlı izlerken duydum. ortada ''negro'' kelimesi dönüyordu. bu yurtdışında çok tehlikeli ve ağır bir kelime. *(bkz: 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçı)

    negro > ingilizce
    negru > rumence
    negro > italyanca
    nègre > fransızca
    neger > almanca
    neger > felemenkçe
    negro > ispanyolca
    negro > portekizce
    négros > yunanca
    negr > rusça
    neger > isveççe
    neger > norveççe
    neekeri > fince
    negŭr > bulgarca

    zenci > türkçe

    gördüğünüz gibi dilimize bile geçmemiş bir kelime.
  • 34
    irkçılık türkiye’de zaten hayatın her anında durmaksızın yapılan, çoğu kesimce kanıksanan, üstüne bizim ülkemizde hiç bir zaman olmamıştır, yoktur böyle bir şey biz siyah deriz ama bir sor niye deriz diye savunulan bir kavram. sanki bu ülkede kölelik hiç var olmamış, zenci dediklerimiz hadım edilmemiş, bu şehrin sokaklarında köle pazarları kurulmamış...

    bazen kendimin de istemsizce kullandığım siyahi ve zenci kelimelerini dilimden yok etmek için kendimi eğitmeye çalışıyorum, öte yandan irkçılık fikrini minimize edebilmek için ten rengi ifadelerini kullanmaktan olabildiğince uzak kalmak ve dilini törpülemek için hassasiyet gösterilmesi fikrini savunanlara tepki gösterenleri dehşetle izliyorum.

    siyahi futbolcu kavramı da zenci ifadesi de bal gibi beğenmezsen de buz gibi ırkçılıktır. bunun yalnızca benim doğrum olduğunu savunan arkadaşlara da seslenmek istiyorum, elinizde güzel bir fırsat var, istanbul’da afrika kökenlilerin grup halinde yaşadığı bir sürü bölge var artık. gidip kendilerine zenci, siyahi diye seslenip alınıp alınmadıklarını, nasıl tepki göstereceklerini test edebilirsiniz. çok sinirlenirlerse patlatırsınız kant’tan bir şeyler..

    ben de kolonist kant’tan bir kaç alıntıyla bitireyim:

    “the white race possesses all incentives and talents in itself... the race of negroes can be educated, but only as slaves... the [indigenous] americans cannot be educated, they care about nothing and are lazy“

    bir siz okuyosunuz ya...
  • 44
    bugüne kadar türkiye'de hoş karşılanan, ırkçılığa (tek tük olaylar yaşandı) maruz kalmayan ırk. ancak bu saatten sonra öyle olur mu emin değilim. özellikle şu sıralar goygoya vurulan ancak ciddi bir mesele olan karabük olayları, devletin resmi kanalının bile afrikalıyla evliliği özendirme çabaları, diyanetin herhalde para fazla geldi diye "diyanet bursları" adı altında afrikadan gelenlere burada kolay öğrencilik fırsatı vermesi gibi meseleler yüzünden ben ilerleyen aşamalarda türkiye'de de siyahilere karşı bir tutum olacağını düşünüyorum.

    belki de tüm bunlar avrupa'daki sıkıntılı afrikalı göçmenlerin ülkeye geçişini kolaylaştırmak içindir. bildiğiniz üzere çok misafirperver olduğumuz için suriyeli, afgan, pakistanlı aldık yetmedi şimdi afrikalılara yöneldik.

    bunun spor sahalarına da bir yansıması olacağını düşünüyorum. italya'daki gibi bizde de problemler çıkabilir.
  • 15
    bizde de vardı böyle bir adam. biz kim? halı sahada işte.

    o zamanlar ikinci sınıf falanım tabi. bi gün mehmet geldi. lan dedi seni dedi ali ile tanıştırayım. gittik fakültenin kantinine işte kahve ısmarlatıyorum ben bu mehmet pezevengine. neden onun fakültesi. kafamı sikeyim mis gibi maden fakültesinde okuyorum kızlı ortam bu pezevenge zarar olsun diye hep elektrik kantinde takıldım. hep erkek hep erkek. halı saha erkek, kantin erkek, ders erkek. konu bu değil. neyse kahve falan. geldi bi kavruk dedi ben ali. ali deyince insan öyle siyahi beklemiyor. dedim ikinci adın ne hüseyin dedi. olum dedim soyadın ne amk? mahmut dedi. ulan dedim senin gibi siyahinin amına koyim öyle isimler mi olur. şimbonda falan olsa tamam. dedim ülken nere senin koçum? cibutiliymiş. hah dedim senin adın bundan sonra cibuti soyadın da reyiz olsun. seneler boyunca adama cibuti reyiz dedik.

    gene günlerden bir gün maç edek dedik. maç ucuz bizim okulda. toplamda 30 lira, kelle başı 2 buçuk lira. ipneliğine maç alıp gitmediğimiz bile oldu. madem adam bulamadık oynamayacağız millet oynamasın dedik aldık amk. bi de aktaş var bizim sanırsın messi maça çağırırsın bi tripler yok aga işim var yok bilmem ne dedim aktaş siktirgit. cibutiyi aradım geldi. lan ben bekliyorum adam kanat falan yardıracak. dedi ben difansım. neyse zaten bi dünya diarra var hepsi difans hepsi iyi sıkıntı yok. maça gidiyoz önden gidiyo bizim cibuti bana seslendi lan dedi kaltak sigarası var gel içelim. slim sigaraymış o gene. allahın cibutilisinden kaltak sigarasını da öğrendim. işte neyse cibuti halı sahada 5 dakkada tıkanan cinstenmiş. hemen kaleye geçti. ama sorumluluk sahibi adam. hani göbekli abi olur taktik verir ya onun gibi. zaten adam benden 5 yaş büyük. 10 senedir türkiyedeymiş. ne zaman maça çağırsam gelir. i love cibuti.
  • 35
    bir ırkı aşağılamadıgımız sürece ben nasil ki beyaz tenli vs gibi kelimelerden gocunmuyorsam kimseyi rahatsiz etmemesi gereken bir betimlemedir. adamlar en son #blacklivesmatter diye abd'yi yakıp yıktılar. bunu siyah azinlik abd vatandaslari baslatip devam ettirdi ve sonunda baskanin ikinci kere secilememesine kadar gitti mevzu. 2020'nin en popüler hastagleri arasindaydi #blacklivesmatter. bunda da siyah kelimesi var ve bu kampanyayi da kendileri yürüttüler. demek ki olay kelimeden ziyade o kelimeyi nasil kullandigimizda. ben "siyahi muzisyenlere ayri bir hayranlik duyuyorum. ritmik calimlarinin rakipsiz oldugunu dusunuyorum" dedigimde irkci olmuyorum mesela.
    ama "su siyah oyuncuyu uyaralim" dedigimde irkci oluyorum. negatif ayristirmacilik var cunku bu anlamda. psg-basaksehir macinda ortaligi karistiran hakemin bunu biliyor ve dusunebiliyor olmasi lazimdi. kelimeler silah gibidir. yaralamak icin kullanirsaniz yaralarlar.
    (bkz: 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın