• 152
    müptelalarına, yedi kız kardeş ve napoli'yle ilgili kah bayat kah taze bilgiler bulabilecekleri entry'ler:

    (bkz: juventus fc/#1993304)
    (bkz: ssc napoli/#1994085)
    (bkz: ac milan/#1994555)
    (bkz: fc internazionale/#1994944)
    (bkz: as roma/#1995350)
    (bkz: ss lazio/#1995935)
    (bkz: parma fc/#1996122)
    (bkz: fiorentina/#1996750)

    sezon öncesi belki daha detaylı ve daha malumatfuruş şekilde yazarım ama transfer sezonunu yarıladığımız şu günlerde genel bir bakış atalım serie a'ya.

    söylemeye gerek yok ama ligin favorisi kuşkusuz juventus. çok aktif bir transfer sezonu geçiriyorlar. ligi rahatlıkla süpürebilecekleri halihazırdaki kadrolarına bir dünya takviye yaptılar. yedekleri bile şampiyonluğu zorlar, valla abartmıyorum. şu aslardan oluşan 11: buffon, barzagli, bonucci, chiellini, dani alves, khedira, marchisio, pjanic, alex sandro, higuain, dybala. şu da yedeklerden oluşan 11: neto, lichsteiner, benatia, rugani, evra, pereyra, lemina (hernanes), asamoah, pjaca, mandzukic, zaza. ha şu da var ki aslında as kadro gene eksik. çünkü pogba'yı dahil etmedim. malum, adam günde üç dört sefer manchester'a transfer oluyor. pogba giderse de yerine bir adam daha alınacak. adaylar arasında witsel, matuidi, sissoko gibi isimler var. şu yukarıda saydığım iki 11'den birine, muhtemelen de aslardan oluşana, saydıklarımdan birisinin daha gireceğini düşünürsek kadronun azameti daha bir ortaya çıkıyor. pogba meselesine geri dönelim. italyan ve ingiliz basını işin bittiğini, menajer raiola'nın payının nasıl ödeneceğinin bile anlaşıldığını yazıyordu geçen hafta ama şu sıralar pek bir haber yapmaz oldular. dün de ortaya olayın seyrini hafifte olsa değiştirebilecek bir video çıktı. amerika'da mukim iki italyan genç, pogba'yı otelinin önünde yakalayıp fotoğraf çektirmişler. bu esnada da "kalacak mısın?" diye sorup "evet" cevabını almışlar, emin olmak için "juventus'ta değil mi?" diye ikinci kere sorup tekraren "evet" cevabını almışlar. gençler, en sonda da şampiyonlar ligiyle alakalı bir şeyler söylemiş ama anlayamadım. manu'nun seneye şl'de olmaması juventinilerin en büyük kozu zaten, "koca pogba uefa'da mı oynayacak?" deyolla. şu da var ki pogba, elemanları tamamen başından savmak için böyle bir yapmış da olabilir ama ben de halen yüzde 51 kalacağını düşünüyorum. belki "wishful thinking" olabilir ama içimden geçen bu. video da şu: https://www.youtube.com/watch?v=4A2koYvmuNM

    bu arada higuain transferi işe yaramış olacak ki rekor bir bilet satışı gerçekleşmiş. ilk günden 29.300 kombinenin hepsi satılmış. pipita, pazar günkü westham maçında ilk kez juve formasını giyecek. aynı şekilde yeni transfer pjaca da o maçta oynayacak. benatia ve pjanic, avustralya ve hong kong turlarında yapılan maçlarda zaten oynamışlardı.

    napoli, higuain'in yerini doldurması için milik'i getirdi. 32 milyon avro edip etmediğini gelecek sezon göreceğiz. bu transferle forvet sıkıntısı yaşayacaklarını sanmıyorum zira milik iş yapmasa bile gabbiadini gibi çok iyi bir santrfor yedekte bekliyor olacak. bugün bir transfer daha yaptılar. geçen sezon udinese'de parlayan bir başka polonyalı zielinski'yi 20 milyon avroya satın aldılar. orta sahada derinlik yaratması açısından müspet bir hamle. higuain'in gidişinden sonra takımın en önemli parçası haline gelen hamsik'le de sözleşme uzatıldı ki çok da güzel çok da iyi oldu tamam mı? ilgisi olduğu bilinen bayern münih veya parayı bol bulan bir ingiliz takımı her an salça olabilirdi.

    inter, dün candreva transferini bitirdi. yukarıdaki bakınız'da bahsettiğim sağ kanat açığı böylece giderilmiş oldu ve çok iyi bir takım çıktı şu an ortaya. hemen hemen her mevkide ehil isimler oynayacak. forvet için gabigol ismi filan konuşuluyor ama ffp sıkıntısındaki kulüp şu saatten sonra kolay kolay transfer yapmaz bence. lakin burada da hoca sorunu var işte. mancini ile yönetimin ilişkisi pamuk ipliğine bağlı. hazırlık maçlarında da sıçım sıçım sıçıyor takım. taraftar iki oyuncuya ifrit oluyor: melo ve ranocchia. melo, yaşının da verdiği etkiyle artık o eski melo değil. "bu şafaktan sonra ben mi koşayım amına koyim?" havalarında oynuyor. ranocchia'ya gelince aynı bizim semih sendromunu yaşıyor. ilk sezonlarında yardırıp takımın kaptanlığına kadar yükselen adam, son iki sezondur fena çuvallamış vaziyette. her maçta bariz hatası var. allah vere de bize filan çakmasalar önümüzdeki birkaç sezon içinde.

    milan'ın satışı gene ertelendi desem "gerçekse çok komik, şakaysa hiç değil..." durumu ortaya çıkıyor ama allah sizi inandırsın gene ertelendi. hatta bu defa satış işleminin iptal edildiği bile söyleniyor. bugünse ortaya başka bir iddia daha atıldı. başka bir çinli konsorsiyum talip olabilirmiş milan'a. taraftarlar, "inananı siksinler..." havasında karşılıyor tabii bu tarz haberleri artık. takıma gelince hazırlık maçlarında pek de fena oynamıyorlar ama şöyle 5 tane direkt ilk 11'de oynayacak transfer yapsan 6.'ya hayır demeyecek vaziyette bir kadroları var maalesef. italya'da ffp sıkıntısı yaşamayan ender kulüplerden biri de milan ama berlusconi para akıtmadığı için yaprak kıpırdamıyor kulüpte. velhasıl, batı cephesinde yeni bir şey yok.

    walter sabatini'yi o kadar çok övdük ki sonunda o da patladı galiba. roma için çok suskun bir transfer sezonu geçiyor. dün chelsea'den salah'ın tapusunu almaları dışında herhangi bir gelişme yaşamadılar şu sıralar. ha bir de szczesny tekrar kiralandı. hayrını görsünler.

    şimdilik son durumlar bunlar.
  • 261
    le sette sorelle (yedi kızkardeş) ile rekabetin, heyecanın, mücadelenin futbol dünyasındaki zirvesiydi. 2006 calciopoli skandalıyla bir anda her şey altüst oldu.

    ancak şike krizi sonrası ilk yıllarda yaşanan çöküşün yavaş yavaş üstesinden geliniyor. özellikle bu süreçte oyuncu yetiştirme, dünyanın farklı ülkelerinden getirilen genç yetenekleri bir cevher gibi işleme gibi serie a'da pek alışık olmadığımız bir yöntem izlendi ve sonuç verdi. gelir olarak la liga ve premier league'in gerisinde kalmanın doğurduğu bir sonuçtu; ama belki de uzun vadede serie a'ya katkıları beklenenden büyük olacak. buna ilaveten cristiano ronaldo gibi modern futbolun en büyük iki markasından birinin ligde yer alıyor olması da çok önemli bir etken.

    bundan sonrası için en önemli adım, juventus dominasyonunu sona erdirmek olacaktır. yakın gelecekte lazio, inter, milan, napoli, atalanta, roma, bunu gerçekleştirmeye aday isimler.

    ancak özellikle gelir olarak premier league'in çok gerisinde kalındı. bu nedenle, milan'ın dönem dönem yaptığı gibi, eldeki bütçeyi anlamsız transfer politikası ile çar çur etmek yerine daha sistematik bir yol izlenmesi gerekiyor. en az hatayla ligin tekrar eski konumuna ulaşması için kaybedecek vakit yok. la liga'nın yıllardır yerinde sayması, geçmişteki valencia, deportivo gibi zirveye oynayan takımların da geri planda kalmasıyla rekabetçi ruhun kaybolması, serie a'nın aldığı darbe; premier league'in önünü açtı ve fark bir anda büyüdü.

    diğer taraftan istikrarlı gelişimini sürdürebilirse sassuolo zirveye oynayan takımları her an forse edebilecek ekip olarak göze çarpıyor. eski günlerde olduğu gibi tarihin en rekabetçi ve en zevkli ligi olması için de eksik parça burada ortaya çıkıyor. parma, bologna, udinese, sampdoria ve fiorentina'nın geçmişte olduğu gibi etkili, kaliteli başaltı takımı hüviyetini geri kazanmaları gerekiyor. rekabet arttıkça, belirsizlik arttıkça, her hafta her skora gebe fikstür oluştukça serie a'nın da cazibesi artacaktır. tek lig dominasyonu ve premier league'in nba'e dönüşmesi ihtimalini ortadan kaldırmak gerekiyor. henüz her şey bitmiş değil.
  • 106
    90'ların ikinci yarısında, aynı anda serie a'da konuşlanmış hayvani bir santrfor jenerasyonu vardı..

    o dönemde bazısı kariyerinin sonlarına yaklaşan, bazısı formunun doruk noktasında, bazısı da alemi yeni yeni kasıp kavurmaya başlamış çılgın golcülerle doluydu italya..

    bu 5 senenin aşağı yukarı zaman sırasına göre başlıca aktörleri şunlardı:

    (bkz: roberto mancini)
    (bkz: gianluca vialli)
    (bkz: fabrizio ravanelli)
    (bkz: alen boksic)
    (bkz: giuseppe signori)
    (bkz: gianfranco zola)
    (bkz: cristian vieri)
    (bkz: filippo inzaghi)
    (bkz: hernan crespo)
    (bkz: gabriel batistuta)
    (bkz: ronaldo 9)

    bunların haricinde, chiesa, casiraghi, salas, claudio lopez, abel balbo, simone, amoruso, montella, bierhoff ve daha bir sürü bu ayarda topçu vardı ama onlar bugün de muadilleri bolca bulunan, bir alt segmente mensup adamlardı..

    en başta saydığım çılgın golcülerle aynı kefeye koyabileceğimiz, 2000'den günümüze kadarki 13 senelik sürede italya'yı sallamış nimetler ise serie a açısından önem sırasına göre şöyle:

    (bkz: zlatan ibrahimovic)
    (bkz: andriy shevchenko)
    (bkz: david trezeguet)
    (bkz: diego milito)
    (bkz: edinson cavani)
    (bkz: samuel eto'o)

    bu yakın dönemin bir alt sınıftaki santrforları da adriano, mutu, gilardino, luca toni, pato, amauri, pandev, vucinic, pazzini vb gibi adamlar oldu..

    yani 1990'ların sadece son 5 senesinde saydığımız 11 top class santrfora karşılık;
    2000'den bugüne kadarki 13 senelik zaman diliminde 6 top class santrfor sayabiliyoruz..

    ortalama golcüler ise 5 yılda 9'a karşılık, 13 yılda 9; bazı ekleme-çıkarmalar olabilir ama sayıca aşağı yukarı eşit..

    serie a'nın diğer alameti farikalarındaki durum ise özetle şöyle:

    baresi, tassotti, deschamps, desailly gibi oyunculardan başlayıp maldini, nesta, cannavaro gibi adamlara uzanan taş gibi sağlam defansların*;

    baggio'dan, zidane'dan gelip del piero'ya, totti'ye geçen 10 numaraların;

    rossi-pagliuca-peruzzi'den toldo-buffon'a varan hem italya milli takımının hem de dünyanın en kaliteli kalecilerinin

    ve serie a'yı serie a yapan diğer her şeyin sonu geldi maalesef..

    devamı gelmiyor artık..

    çocukluğumda futbola dair en güzel şeylerin ilk sıralarında yer alan italyan futbolu ve serie a bitkisel hayatta şu an..

    sırf bana mı oluyor bilmiyorum ama bundesliga aynı tadı vermiyor..

    belki de sırf gereksiz nostalji yapıyorumdur..

    bilemiyorum..
  • 180
    ligin ağır ağabeyleri canavar gibi başladı sezona. juventus ve napoli'nin iyi başlayacağı öngörülen bir durumdu zaten ama başta milan olmak üzere inter'de de soru işaretleri vardı. her ne kadar geçen gün de söylediğim gibi spalletti 'yi alan inter'in başarılı bir sezon geçireceği muhtemelse de olmayacak işler olup sezona kötü de girebilirlerdi. milan cephesinde de olumlu hava esse de yeni transferlerin sahada nasıl bir uyum yakalayacağı bilinmiyordu. sonuç olarak juventus, napoli, inter, milan ve sampdoria lige ikide iki yapıp altı puanı cebe koyarak başladılar. üstelik bunu yaparlarken de juventus yedi, napoli altı, inter altı, milan beş, sampdoria dört gol attı.

    sampdoria'yı kenarıya çekip diğerleri hakkında özel olarak konuşalım biraz. ha bu arada roma kulübünün allah cezasını verdi bile başlarına di francesco'yu musallat ederek. kötü son ben geliyorum diyordu ki ligin başlamasıyla herkesin de gördüğü üzere roma bu seneyi pas geçecek. fiorentina ise ne yazık ki senenin düşme adaylarından biri. bu kulübü bu hale getirenler utansın ne diyelim. neyse...

    juventus: hani tabiri caizse artık fantezi deniyorlar. fantezi fetiş metiş her şeyi yapıyorlar bu sezon itibariyle. barzagli'nin üstü çizildi, benatia gümledi. şimdi yine iki sene önceki gibi lichtsteiner forma giyiyor. savunmada chiellini'nin partneri rugani olmuş durumda, ortada büyük bir rotasyon dönüyor, hücum kısmındaysa derin bir huzur hakim. mandzukic- dybala- cuadrado- higuain dörtlüsü hemen hemen hiç değişmiyor. işin ilginci bu yaz douglas costa ve bernardeschi gibi iki tane üst düzey kanat oyuncusu aldılar ve yedekte bekletiyorlar. doğal olarak yedek bekliyorlar çünkü ilk on birden çıkabilecek oyuncu yok şu anda. belkinin belkisi mandzukic yerine kanat orjinli bir oyuncu eklenebilir ama allegri de bugüne kadar mandzukic'ten hiç vazgeçmedi dolayısıyla ilerleyen haftalarda bu geniş rotasyon takım içinde problemlere yol açabilir. douglas costa özellikle forma giymek için bayern münih'ten ayrılmışken adamı yedek kulübesine hapsettiler. ya geniş kadrom olsun derken takım kimyasının içine edecekler ya da bu sıkıntıyı doğru bir mental yönetimle aşıp kadro genişliğinin avantajlarından sonuna kadar faydalanacaklar. yukarıda da belirttiğim gibi iki haftada yedi gol atarak başladılar yeni sezona. oyunsal anlamda en ufak bir sıkıntıları dahi yok, sadece oturmuş bir oyuncu grubuna farklı dizilişler adapte ediyorlar. bunu da lig için falan değil avrupa'da başarı için mecbur gördüklerinden yapıyorlar. 4-3-3'ten 4-2-3-1'e dönüşüm içindeler. yalnız şöyle bir tehlike var kendileri adına, tamam geçen seneden daha güçsüz değiller gerek kadro olarak gerek oyunsal olarak ama rakipleri inter, napoli ve milan ciddi anlamda çıkış yapmış seviye atlamış durumdalar. geçen sene bile ikinciyle aradaki farkı aman aman açamadıkları düşünülürse bu sezon ciddi bir rekabet onları bekliyor diye düşünebiliriz.

    napoli: çok doğru bir politika izliyorlar genel anlamda. iki üç sezondur kemikleşmiş bir kadroları var ve bunu korumayı başarıyorlar. sarri ile beraber oyunsal bir istikrar da yakaladılar ki her sene üzerilerine koyarak ilerliyorlar. sarri takımın esas elemanlarıyla sözleşme uzattı, takımın geneli itibariyle oyuncu satışına yanaşmayıp hemen hemen kadrosunu korudu. yine geçen seneden bildiğimiz napoli gibi lige başladılar altı golle. ligin dışında da nice takımını kedinin fareyle oynadığı gibi oynayıp avrupa ligine savurmaları var. muhtemelen daha garanti bir sezon geçirecekler gibi, yani garanti derken kör kurşunlara, kaza belalara kurban gitmeyecek gibi duruyorlar. geçtiğimiz sezonlarda napoli takımını yarış dışı eden en önemli şey olmayacak yerlerde puan kaybetmeleriydi ve bence artık bu duruma imkan vermeyecek takımsal olgunluğuna ulaştılar. defansif problemlerini de çözebilirlerse juventus ile başa baş bir sezon geçirebilirler. (defansif problemlerini çözdüklerine dair bir belirti yok, aynılar)

    inter: çok fazla söze gerek yok diye düşünüyorum takımın başında spalletti varken. rusya'dan bomba gibi dönen, geçmiş kariyerinden çok daha gelişmiş bir performans sergileyen spalletti ile ligi ilk üç içinde bitireceklerdir. roma'nın bu sezonu pas geçmesi, fiorentina'nın bırakın ligin üst sıralarını zorlamasını ligte kalacak dermanı olmaması da ilk üç koltuk için inter'i favori hale getiriyor. şunu da söylemek lazım gerçekten dökülen bir kadroları var, iki sezondur yoğun şekilde transfer yapmalarına karşın hala kadro kalitesini beklenen seviyeye çıkartamadılar. juventus, napoli ve hatta milan ile bile uzun vadede baş edebilecekleri bir kadroları yok. baş etseler etseler spalletti sayesinde ederler ki o da ne kadar uzun süreli olur meçhul. kaliteye bakmazsak vecino ve gagliardini gibi hem genç hem tempolu bir orta ikilileri var. bu ikilinin önlerinde de perisic- valero- candreva- icardi 3-1 hattı oynuyor. şu ana kadar fiorentina ve roma'yı yendiler. interli taraftarlar hiç olmadıkları kadar mutlu ve huzurlu, güven ortamı hakim. ancak bana kalırsa bir tane top class bir ön libero almaları gerekiyor çok acil şekilde zira koca sezonu vecino- gagliardini- brozovic- valero ile götüremezler. nitelik anlamında eksik var, niteliği geçtim nicelik olarak da eksik var. iki merkez bir hücumcu orta saha kullanıyor inter takımı ve orta saha rotasyonları temel olarak(eder ve brozovic forvet arkası oynar) dört kişiden oluşuyor. bu işin sakatlığı, cezası zartı zurtu da elbet olcak, onun için muhakkak bir transfer şart görünüyor o bölgeye.

    milan: defans dörtlüsü gayet iyi seviyede: ricardo rodriguez- musacchio- bonucci- conti. dinamizm ve tempo olarak da ideal oyunculardan kurulu bir kadroları var ancak yine inter'de de olduğu gibi kadrolarında gerek niteliksel gerek sayısal eksikler var. bazı bölgelerin yedeği olmadığı gibi bazı bölgelerin kaliteli as oyuncusu bile yok. suso- hakan çalhanoğlu- borini üçlüsü takımın yaratıcı kolu iken franck kessie, locatelli ve montolivo gibi isimler de takımın koşu yükünü çekiyor. şu ana kadarki gidişatta da bu hatlar arası dengeyi iyi kurmuş gözüküyorlar. montella'dan bu iyi performansı beklemiyordum ama işin doğrusu iyi iş çıkartıyor. yaz kampında olsun avrupa maçlarında olsun ligte olsun kazanmayı alışkanlık haline getirmeye çalışan bir teknik direktör ile takım görüyoruz. yine de sezon boyunca bu seviyede gitmeyeceklerini, düşüşe geçeceklerini ve ilk üçün dışında kalacaklarını öngörüyorum. eğer ilk üç koltuğundan birini istiyorlarsa paraya kıyıp ciddi anlamda kaliteli oyuncular transfer etmeleri gerekiyor ve zaman da kalmadı. uzun periyotta zorlanacaklardır.

    roma için hiç olumlu konuşamayacağım, tıpkı sir alex sonrası manchester united'ın düşüşü gibi totti sonrasında kara günler geçirecek gibiler. üstelik spalletti gibi kendileri için büyük bir ismi de bir hiç uğruna harcadılar. harcamakla da kalmayıp rakipleri inter'e altın tepside sunarak ilk üç koltuğunu daha sezon başlamadan verdiler. di francesco zaten beğendiğim ve roma'nın başına geçmesini istediğim bir isim değildi. beklediğim şekilde de kötü gidiyorlar. takım yaz kampında da ışık vermedi. napoli, juventus, inter ve milan'ın oynadıkları tempolu futbolun yarısını bile oynamıyorlar. bruno peres'in önde oynadığı veya öne yakın oynadığı karşılaşmalarda sağ kanadı etkili kullanabiliyorlar, peres çıktığındaysa ciddi bir yaratıcılık sorunu oluşuyor takımda. atalanta maçında bir sakatlığı oldu peres'in bir haftaya iyileşecek deniyor, milli ara sonrasına tamamen yetişebilirse roma'yı ipten alabilir aksi halde kara mı kara günler bekler romalıları.

    fiorentina: vah benim floransa'ma vah, vah benim fiorentina'ma vah!

    milan ile inter seviye atlasalar da hala napoli- juventus seviyesinde değiller. napoli şu an juventus'un bir numaralı rakibi ama defansif açıdan torinolulardan çok gerideler. yani her şekilde geçtiğimiz sezona göre daha rekabetli bir sezon olacaktır 2017-2018 sezonu ve şampiyonu da ince detaylar belirleyecektir diye düşünüyorum.

    not: diğer serie a takımları özelinde de bir yazı yazabilirim bu konu net değil ama bu yazıdaki büyük kulüplerin saha içi teknik analizlerini tek tek takım başlıklarında yazacağım. burada biraz saha dışı- yaz kampı- lig başlangıcı- transferler özelinde değerlendirdim. daha teknik kısma geçeriz milli ara sonrası.
  • 236
    avrupa'nın (şahsi kanaatim) en ırkçı taraftar topluluklarının bulunduğu lig.

    seksen sene önce yaşadıklarını unutmuş olacaklar ki italya'da müthiş bir ırkçı yönelim var. rakip takım taraftarını geçtik artık. kendi taraftarları bile kendi oyuncularına ırkçılık yapılmasına göz yumuyor, hatta destek oluyor. bu durum gittikçe nevrotik bir hal alıyor. son bölgesel seçimde sandıklara yansıyan sonuçlar hiç iç açıcı değil. yüksek genç işsizliği, mülteci akını, senelerdir süregelen yönetimsel sorunlar ırkçılığın gerekçesi gibi görülebilir ama bunların hiçbiri ırkçılığı meşrulaştırmaz. kendi milletini sevmek ayrı, başka milletlerden nefret etmek çok ayrı şeyler. umarım geç olmadan anlarlar.
  • 280
    2020-21 sezonu aşırı keyifli geçen lig. juventus'un formunu bulamaması, milan-inter ikilisinin harika bir hava yakalaması derken eski günlerini andıran bir sezon oluyor. son 10 yılın juve hariç dikkat çeken, başarılı takımları roma ve napoli, ligin yeni gözdesi atalanta, lazio, sassuolo derken güzel bir yarış.

    9 senedir şampiyon olan juve rekabet falan bırakmamıştı. ha şunu da kabul etmek lazım, takımının her sene şampiyon olmasını istemez mi bir taraftar? elbette ister. juve taraftarı açısından sorun yok elbette ama diğer takımların ortalarda olmaması, özellikle inter-milan ikilisinin yeniden zirvede olması bu sezonu çoktan özel kıldı bile.

    18. hafta itibariyle;
    milan 43
    inter 40
    napoli 34*
    roma 34
    juve 33*

    eksik olan bir maç var, juve-napoli. ancak maçla ilgili sıkıntı takvimde boş yer olmaması. daha uzun bir süre oynanmayacak o maç. mayısa kalabilir deniyor. yani bu 2 takım uzun bir süre bu "eksik" maçın ceremesini çekecekler.

    juve'nin işi şu an zor gözükse de hala en büyük favori elbette, ligin son 4 haftasına kalırsa iş şampiyon olurlar. 35. haftada juve-milan, 37. haftada juve-inter var.

    inter-milan ikilisi ne yapıp ne edip farkı korumalı yoksa juve son 4 haftaya kalırsa malı yine götürür.

    tabi napoli, roma, atalanta, lazio gibi ekiplerin ne sonuçlar alacağı, zirveye nasıl etki edecekleri önemli.

    gönlüm milan'dan yana olsa da favorim inter çünkü avrupa maçları yok, tek kulvarları lig. conte fazlasıyla iyi bir teknik adam sadece lig yarışında, milan elbette ki şampiyon olmak ister ama şu an öncelikleri şampiyonlar ligi.
  • 214
    eski şatafatlı günlerine dönmeye çalışan bir lig son dönemde bunu nispeten başardılar.
    şampiyonlar ligi'nde roma ve juventus ile sonra derece iddialı oldular ve olmaya devam edecekler. tahminimce hedefleri önümüzdeki 2-3 yıl içinde en az 2 final oynayan takım çıkaracaklarını düşünüyorum.
    milan her ne kadar büyük bir cezanın eşiğinde olsa da bu cezayı fifa ve uefa nezdinde olan lobileri sayesinde aşacaklarini düşünüyorum.

    diğer yandan cr7 ve öncesinde lige yapılan ciddi transferler bilerek veya bilmeyerek futbolcular için cazip bir lig oluşturmuş durumda.

    biraz teori bu noktadan sonra diyeceklerim ;

    ligdeki yapılanmayı ispanya ekonomik krizinden sonraki süreçte real madrid , barselona ve altetico madrid'in yaptıklarına benzetiyorum. o süreçte takılar ülke koşullarından bağımsız olarak ciddi paralar harcayarak stad yapımı ve transferler gerçekleştirerek önemli bir seviyeye geldiler ve toplumdaki rollerini oldukça güçlendirilerek hem ekonomik hemde sosyal yaşamda etkinlikleri artti. dikkat çekmek istediğim takımların eskiden gelen mali güçlerinin de ötesinde bir hareket alanına geçmeleri yoksa barça olsun madrid olsun büyük paralar harcıyordu fakat o günkü koşullarda ingiliz futbolunun bile ötesinde paralarla yaptıkları.

    dediğim gibi biraz komplo biraz fantazi benim düşüncelerim. 2018-2019 sezonu ve sonrasında italya liginden büyük başarılar bekliyorum. reklam ,cazibe ve yeniliklerin olduğu bir lig olması muhtemel (yine 3-5 takımı gecmeyecektir. inşallah şikeci hegemonyası biter.)

    edit: telefondan girdiğim için yazım hatalarından dolayı özür dilerim.
  • 169
    sıkıcı geçen bir sezonun sonunda insanda merak uyandıran bir sezon finali yaptılar adeta. başarılara doymuş ve gelecekte ne yapacağı soru işareti olan juventus'un beklenmedik şekilde şampiyonlar ligi finalinde dört yemesi intikam duygusunu kabartırken gelecek sezonların heyecanlı geçeceğinin de sinyalini verdi. eğer juve kazansaydı şampiyonlar ligi'ni bir doymuşluk hissi oluşacak belki de adım adım ilerleyen juventus projesi bundan sonra gerileme dönemine girecekti. çünkü projenin tepe kısmındaki hedef elde edilmiş olacaktı.
    ancak daha ilginç şeyler oldu, normal bir mağlubiyet dahi değil ezici bir mağlubiyet aldı juventus. eminim ki torino halkının bir kısmı ''bu kadarı da yeter'' derken bir kısmı da ''daha hiçbir şey bitmiş değil'' diyor.

    yeni sezondaki transferleri, yeni amblem, yeni bir stat ismi derken aslında bugüne kadarki her şey fragmandı denebilir artık juventus tarafında.
    allegri senelerdir ucundan hissettirdiği zirve teknik direktörlüğe çıktı. bundan önce kendini ispatlaması gereken bir isimdi. pirlo ile yaşadıkları gerilim
    onu italyan futbolunun asi teknik adamı da yapabilirdi. neyse ki bu işin içinden başarıyla çıktı allegri. şimdiyse tamamiyle medyanın önünde.
    sergileyeceği her davranış, söyleyeceği her söz haber değerinde. takımını bir maçta 6-3-1 ile maça çıkartsa dünyada 6-3-1'i popüler hale getireceği
    bir dönemde. yeni sezonda kurtlar sofrasındaki rolü herkesi meraklandırıyordur.

    bununla beraber serie a'nın en baba başrol oyuncularından totti'nin 25 yılın ardında veda etmesi de yeni sezona dair acabalardan biri. elbette totti simgesel olarak bile değer katan isimlerden biriydi, ama serie a serie a'dır. yeni başrol kim olacak merakla bekliyoruz. ayrıca roma cephesinde sürpriz bir kan değişikliği daha oldu. kostas manolas 35 milyon avroya zenit'e transfer oldu. yıllardır savunmada has oğlan olan manolas'tan sonra o bölgeye biri takviye edilecek. ve isim kim olacak? yeni sezonda belli olacak. roma'da yaprak dökümü bununla sınırlı kalacak gibi gözükmüyor. lider juventus'un sadece 4 puan arkasında kalarak şampiyonluğu kaçıran spalletti inter'e geçti. kulüp spalletti gibi bir adama yeteri ilgiyi göstermeyerek bana kalırsa yeni sezondaki 4.lük koltuğunu şimdiden almış gözüküyor. yeni teknik direktör eusebio di francesco'nun en büyük başarısı lig altıncılığı. altıncılık dışında serie a'daki kalan üç yılında elde ettiği sıralamalar sırasıyla 17, 12, 12. bir de serie b'de birinci olduğu sezon var o salt bir başarıdır mesela ama roma gibi italya liginin ikincisi takıma hangi özelliğiyle seviye atlatacak bilemiyorum. roma halkı kısa zaman içinde başka bir teknik direktörle tanışabilir. di francesco'nun kellesi en ufak tökezlemede kılıca geçirilecektir üzgünüm ki.

    milan bildiğimiz milan. montella ile devam edecekleri aşikar, yine yıldız transferleriyle başladılar sezona. her sene başında olduğu gibi bu sezona da ''diriliyoruz'' mottosuyla başlayacaklar. daha önceki senelerde taraftarlar ilk 7 hafta sonunda boş hayallerinin farkına varıp gerçeklere dönüyordu. şimdi ne olacak merak konusu aynı şekilde. montella bir değişik adam. bakarsın uçurur bakarsın takım tepe taklak. şu ana kadar yaptığı transferlerse teorikte iyi duruyor. andre silva, ricardo rodriguez, mateo musacchio ve franck kessie gayet iyi transferler. montella bunlardan bir takım yaratabilir mi? yeni sezonda.

    milano'nun diğer devinde işler yolunda gidiyor. spalletti gibi ismi tartışılmayacak bir isimle başlıyorlar uzun bir aradan sonra. mancinili dönemden sonra ölüm sessizliğine bürünen taraftar artık kan istiyor. takımda sorunlu ama yıldız isimler var ve bu isimlere verilen iltimasların da kulübe verdiği zarar var. ileride ne olacak bilemeyiz, inter ani huzursuzluklarıyla bilinen bir camia. her ne kadar eski şaşalı dönemlerinde değilseler bile adım gibi eminim ki spalletti'nin son bir hamlesi daha elbet vardır. spalletti hocanın yüzü suyu hürmetine bu sene şaşırtıcı bir sonuç çıkartabilirler.

    başrol oyuncusunun yokluğundaki ilk sezonda, spallettili inter ve şampiyonlar ligi finalinde bozguna uğratılmış tabiri caizse gururu incinmiş ve intikam için bekleyen juventus, para babası ve artık kupa almak isteyen bir napoli, sahibi el değiştirecek eski günlerin kralı fiorentina, çok büyük bir yaprak dökümü yaşayarak şimdilerin hükümdarının ardında hata kollayacak olan roma ve milano'nun silik diğer bir devi italyanların aslanı milanla yeni sezon şimdiden merakla beklenir oldu bile.
  • 321
    hem şampiyonlar ligi, hem avrupa ligi hem de konferans liginde finalist takımları bulunan lig. inter şampiyonlar ligi finali, roma avrupa ligi finali, fiorentina konferans ligi finali oynayacak. bu sezon italya ligi avrupa kupalarında eskiden olduğu gibi altın çağını yaşıyor tekrardan, her zaman sevdiğim ve takip ettiğim bir lig olmuştur güzel başarı yakaladılar bu sezon.
  • 218
    en güzel yanlarından biri büyük takımlar arasındaki transferler. oyuncular kulüpten ziyade lige bağlanıyorlar. taraftar da oyunculara prim vermek yerine takımını destekliyor. ligin kalitesi de tabiri caizse birbirlerinin eksiğini kapatan büyük takımlar sayesinde her geçen gün artıyor. fatih hoca da bunu istedi ama gerçekleşmesi için üç büyüklerin tam anlamıyla batması lazım maalesef.
  • 182
    gazetta dello sport 2017/2018 sezonunun finansal detaylarını yayımlamış.

    kulüplerin oyuncularına ödeyecekleri maaşlar: https://gss.gs/veK.png

    kulüplerin hocalarına ödeyecekleri maaşlar: https://gss.gs/UE4.jpg

    kulüplerin toplam maaş yükleri ve bunun yıllar içindeki değişimi: https://gss.gs/i7H.jpg

    mevkilerine göre en fazla kazanan oyunculardan oluşturulmuş 11: https://gss.gs/b8F.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın