bir taraftar hangi ruh halinde sabahtan akşama kadar kendi topçusuyla dalga geçebilirki? sabahtan akşama kadar derken abarttığımı düşünenler olabilir ama abartmıyorum. sabri sarıoğlu dünyanın en yeteneksiz oyuncusu bile olsa arma için savaşıyor, mücadele ediyor. ne galatasaray yönetimi ne bu zamana kadar onu kadroda tutmuş teknik direktörler aptal değiller.
dediğim gibi; sabri sarıoğlu dünyanın en yeteneksiz oyuncusu bile olsa savaşıyor. en azından samimi...
peki siz armayı taşıyan oyuncuyla sabahtan akşama kadar dalga geçip, üstüne birde galatasaraylıyım derken ne kadar samimisiniz?
(bkz:
ofsaytlarla hayat buluyorum)