• 951
    çok ilginç anlam veremiyorum nasıl olur ne yaşanabilir de birden hava böyle terse döner. daha dün gibi koç sen parkelere in demedik mi ? her maç rakip kim olursa olsun son topa kadar savaşan mücadele eden bir takım yaratılmadı mı? her galatasaraylının gurur duyacağı bir takım oluşmadı mı ? evet herkes gider ama bu tür anlaşılamayan oyunlarla değil yönetimden açıklama bekliyorum. yolun açık olsun koç
  • 954
    gidişi ile içimi burkmuş,üzmüş insandır. kim hatalı, kim haklı, neden böyle oldu gibi sorularla bu olayın içini daha da oymanın gereksiz olduğunu, insanları; doğru bilgiye sahip olmadan eleştirmeye kalkmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum.galatasaray yönetimi bir karar almıştır ve buna saygı duyulması gerekir. bu parayla da ilgili olabailir ya da hocanın tavırlarıyla da ilgili.ama sonuç olarak şunu demek isterim ki oktay hoca'yı biz çok sevdik.sahada ki duruşuyla,oyuncularla iletişimiyle,hepimizi büyük bir ailenin fertleri olarak görmesiyle...bize tüm yaşattıkarın için teşekkürler oktay hoca.seni her zaman yüzündeki ufak tebessümle ve bizlere bıraktığın güzel anılarla hatırlayacağız.
  • 958
    nedir bu minnet gösterisi anlamadım. vallahi hiç anlamıyorum, ne kadar cahilmişim, çocuklar kimdir bu adam, niçin sözlük açılış sayfasında, galatasaray'a kattıkları nedir? basket takımın hocasıymış, bakıyorum basket tekımımız ne yapmış da bizim çocuklar bayrağını taşımışlar diye, gogolda hiç bir şey yazmıyor. beşiktaş şampiyon olmuş, geçen sene fener'e yenilmiş. çok mu kötü bizim takım? acaba mahmut hoca olmasa küme mi düşerdik? hadi hepsini geçtik, şampiyon olsaydık acaba bizim sözlükçüler ne yapacaktı?
  • 961
    yönetimden senelik 1.4 milyon eurodan 4 yıllık kontrat istemesi tepki çekmiş. zaten kendisine final serisinde 3 maç üstüste beşiktaşa kaybetmesi nedeniyle kulüpten ve kulüp üyelerinden tepki varmış. ben şahsen basketboldan gelen üyelerden bir kişinin bile kendisi için iyi konuştuğunu duymamıştım. hep bir "yok ya yaramaz adam" lafı ediliyordu. ben onların yalancısıyım. bütün bunların ışığında ayrılık kaçınılmaz olmuş. yerine üçte biri fiyatına erman kunter ile anlaşıldığı ise kulislerde çoktan konuşulmaya başlandı. inşallah geçen sene bize yaşattığı güzel anların anısına güzel bir uğurlama töreni düzenlenir.
  • 964
    öncelikle şunu belirtmek lazım gs basketbol şubesi oktay hoca geldiğinde yerlerde sürünmüyordu. cem akdağ'ın takımı o sene ligi normalde 3. olarak bitirdi. (mahmuti'nin takımının da ilk senesinde ligi 3. bitirdiğini hatırlatayım) kadroda jasaitis wilkinson darius gibi hala gs'a tekrar gelse sevineceğimiz oyuncular vardı. şubeyi öncelikle taraftar ayapğa kaldırdı. ligdeki ilk haftalar antalya erdemir maçlarında 70-80 kişiye oynadıktan sonra nalga olayıyla birlikte taraftar takımına shaip çıktı. yani mahmuti yerlerde sürünen şubeyi buraya getirdi diyip daha önceki emeklere haksızlık etmeyelim bir tarafı parlatırken.

    sistem dersek evet. oktay mahmutinin galatasaray'a yaptığı en önemli şey budur. takım belli bir sistemle oynamaya başladı. maçın son saniyesine kadar da o sistemden taviz vermeyen bir takım oldu.

    peki sistemleri hoca mı yaratır yoksa kulüplerin o sistemi mi olması lazım. misal mahmuti gidince o sistem bitecek mi? ya da şöyle diyim daha iyi olur. mahmuti bir takım oluşturursa allah göstermesin trafik kazası geçirse birden gs sistemsiz mi kalacak?

    arkadaşlar sistemleri hocalar belirlemez. misal futboldan örnek verirsem. gs'ın da bjk'ın da fb'nin de sistemi bellidir. o sistem dışına çıkıp başarılı olanlar olsa bile daha fazla kalamazlar camiada. gs futbol takımı diyince aklınıza ne gelir? bırakın 442 433 4141 424 rakamlarını. topa önde basan sahanın her yerini rakibe daraltan orta sahası adam yiyen forveti pres yapan bir takım gelmez mi? fb diyince bireylere dayalı yıldız oyuncularla süslenmiş futbol veya bjk'ın genç takım temposundaki kanat atakları ağırlıklı futbolu? şimdi alex ferguson inter'e gitse manchester'de oynattığı oyunu oynatsa ilk sene sonunda kapıyı gösterirler. bu konuda tek özel adam mourinhodur. gittiği ülkenin ve takımın karakteristik özelliklerine uygun top oynatır. bunu sadece real madrid'de değiştirmek istedi ilk sene sonunda az kalsın gönderiliyordu. ikinci sezon anında real madrid'in karakterine uygun hızlı gole dönük oyuna yöneldi.

    yani oktay hoca evet bir sistem getirmiştir ama bu topa basan baskılı savunma oyununu murat özyer zamanında da oynuyorduk. sadece oyuncular farklıydı. guardda gordon yoktu da cüneyt vardı. polat ile erdem türetken ile oynuyorduk. pivot hüseyin çok yaşlanmıştı

    oktay hocaya gelirsek gittiğine çok üzüldüm. en başta taraftarın yarattığı sinerji ile tüm yelkenleri dolmuş hızla gidecek bir galatasaray'ın kaptanıydı. o rüzgarı böylelikle kesmiş oldu yönetim. ama bu tarz kararları vermenin de kolay olmadığının farkındayım. normalde çakal diplomasisi izlenen bir yerde, eğer mahmuti gönderilecekse bu 2+2 anlaştık haberleri yayınlanmazdı. bjk'a elendiğimiz gibi de olayı sürüncemeye yayarlardı. şu an daha net olarak bizlere anlatılmayan, yansıtılmayan bir durum olduğu belli.

    küfür olayı doğru diye düşünüyorum. yoksa misal bana biri böyle bir ithamda bulunsa elimde o imkan varsa resmi siteden hemen bunun yalanlamasını yapardım. ama yalanlama gelmedi. öte yandan küfür etmesi benim için hiç önem taşımıyor. haksız bir şekilde elendiğini düşündüğün, nabzının 140 attığı bir ortamda insanların dediklerini dikkate almamak gerekiyor. o anlarda herkes absürt kelimeler edebilir. ki bizim gibi sevinince üzülünce aynı küfürlerle sevinen üzülen bir toplumda bunu hiç tartışmamak lazım.

    ama galatasaray başkanının bizzat birebir görüşmek için randevulaştığı görüşmeye, menagerini göndermesi bence daha büyük bir ayıptır. diplomatik literatürde bu hoş karşılanmaz. ben ki zamanında özhan canaydın'ı concecao transferinde real madrid başkanı ile değil de sportif direktörü ile görüştü diye eleştirmiştim aylarca. başkanın muhatabı başkandır. başkan bir oyuncu-antrenör -coach ile görüşme talebinde bulunmuşsa bu nezaket icabıdır. o aslında bir emirdir.

    oktay hoca konusunda daha çok su akacağı kesin. bu böyle kalmaz. olayların aslı illa ki öğrenilecek. ama gerçekten şube için kırılma noktası oldu. kendisini gönderdikten sonra ikamesi olarak erman kunter'in getirilmesini beklemiyorum. çünkü aynı terazinin adamları değiller. erman kunter için zamanında çok dilendim ama artık gs çok büyüdü. artık onun gs için dilenme zamanı.

    oktay hocayı çok seviyorum. umarım bundan sonraki yaşamında başarıları ile gözlere sokar kendini. tahminimce italyaya bir takıma gidecektir milano-cantu belki siena. yolu açık olsun
  • 965
    belli nedenlerden dolayı basketbol takımımızdan ayrılan ya da ayrılmak üzere olan koçumuz. nasıl bir sporcunun profesyonel bir şekilde davranması anlayışla karşılanıyorsa, bir kulüp yönetiminin de profesyonel bir şekilde davranması anlayışla karşılanmalı. ücret de anlaşamamışlar, sürede anlaşamamışlar vs. vs. eğer profesyonel anlamda bu şartlarda kendisiyle birlikte çalışılması uygun görülmemişse sözleşme yenilenmez ve herkesin de bu kararı anlayışla karşılaması gerekir.

    galatasaray taraftarı olarak kendisini sevmemiz şartlar ne olursa olsun kendisiyle çalışmamız gerektiği anlamına gelmiyor. yolu açık olsun.. bizlere büyük sevinçler yaşattı, her şey için teşekkürler.
  • 966
    kendisine bir çok şey denmekte; küfürbaz, paragöz, kendisini gölgelemesin diye takıma yıldız istemeyen...vb.

    benim için kendisi basketbol maçından sonra yağmurlu havada yolda gördüğü taraftarları ıslanmasınlar diye arabasına alan adamdır.

    bakın daha basketbol takımını ayağa kaldırmasına, yıllar sonra bana tekrar basketbol izletmesine filan hiç girmiyorum.

    bu taraftar seni unutur mu unutmaz mı ipimde değil ama bir çok insan seni hiç unutmayacak hocam o arabana aldığın taraftar seni hiç ama hiç unutmayacak.
  • 968
    2010-11 sezonunda galatasaray adına yüzümün güldüğü tüm anların mimarıdır. abdi ipekçi'den galip ya da mağlup her çıkışımda başım dik, yüzümde mağrur bir gülümseme ve kısık sesle ayrıldıysam o'nun emekleri çoktur, gerisi de boştur benim için. yönetime küfür etmiş ondan gönderilmiş (!) yersen... lakin ben yemem, madem ki küfür etmiş o gün gönderecektin, sebebini de açıklayacaktın kimse gıkını çıkaramayacaktı.
  • 975
    görünen odur ki itin götüne sokmadan(ya da göklerin en tepesine çıkarmadan) veda etmenin, hakkını helal edip başarılar dileyerek kurmaya çalıştığı sistemi devam ettirecek bir isim aramanın -ne yazık ki- imkansız olduğu; gerek galatasaray basketbol takımına gerekse türk basketboluna büyük hizmetleri geçmiş olan "spor adamı". bir daha yazmakta fayda var: spor adamı. görevinden neden ya da kimin yüzünden ayrıldığını tartışmak; hatta bu tartışma içinde gruplaşmak, kamplaşmak, cepheleşmek başlı başına abestir. her ne kadar ülkede basketbolun önceülerinden olsa da 1990ların ikinci yarısından sonra lige tamamen "spor olsun" diye katılan, özhan canaydın döneminde * dibe vurduktan sonra basiretsiz yöneticileri ve takımı oyuncağı sanan sponsorlara rağmen ayağa kalkmak için kendini paralayan takımı şaha kaldırmıştır. gücü 3 birim olan takımı 5 birim oynatmış, yılların "armanın hakkını veren takım" rüyasını gerçek yapmıştır. kendisi takımı ve taraftarlar arasında doğan sinerjiyle kağıt üzerinde kayda değer olmasa da akıllardan uzun süre çıkmayacak "güzel günler" yaşatmıştır. ancak unutmamak gerekir ki bu ülkeye basketbolu getiren galatasaray'dır. galatasaray'daki basketbol kültürü ve geleneği camianın geri kalanının ilgisizliğine, takımı oyuncak yapan sponsorlarının "desteği"ne, her biri birbirinden ibretlik icraatlerini mütemadiyen sürdüren basiretsiz * yöneticilerinehatta ve hatta özhan canaydın dönemine bile dayanacak kadar köklü ve sağlamdır. elbette ki oktay mahmuti'nin yeri doldurulacaktır, onun yükselttiği çıtayı alıp daha da yükseklere çıkartacak isimler bulunacaktır. hatta belki de asıl mesele bu isimleri bulmak, bu sayede belli bir istikrar ve sistem sağlayarak "yenilmez armada" günlerine geri dönmektir. sonuçta oktay mahmuti kaliteli ve saygıya layık bir spor adamı olmakla beraber para karşılığı çalıştırılan bir köle değil, profesyonel bir insandır. fikir uyuşmazlıkları, görüş ayrılıkları elbette ki olacaktır ve olmalıdır. belki bir yere kadar belli kaprisler bile hoşgörülebilir.

    amaaaaaaa

    *böyle uyduruk senaryoları ya da göstermelik bahaneleri kurup kurup yönetimi/oktay mahmuti'yi taraftarın önüne atmaya
    *yıllar sonra takımını sahiplenen taraftarı salonlardan kaçırmaya
    *hazır yelkenini doldurmuşken önüne bakıp daha da ileriye göz dikmesi gereken şubeyi sıfırdan yaratılan bir fırtınanın içine atmaya çalışmak

    kabul edilemez, ucuz ve aşağılık manevralardır.

    hele bir de amatör şubeleri az biraz takip eden; kulübün her şubesine bulaşıp neredeyse karakteristiği haline gelen, "liseli" geleneği kamuflajı altında yapılan saçma salak işlerden sıtkını sıyırmış taraftarın çok iyi bildiği bir takım "armutluklar" vardır ki......

    neyse...
App Store'dan indirin Google Play'den alın