• 928
    tamam yaşanan olayları herkesin ağzından duymak gerekir ama, galatasaray yönetiminin başarılı olan, sevilen antrenörlere diş geçirmeye çalışmasının amacı nedir? taraftar olarak onları çok seviyoruz diye mi kıskanıyorlar anlamıyorum ki ben arkadaş? ulan sizi mi sevelim tabi ki antrenörü sevicez. biri sivrilmeye görsün tak ipini çekiyorlar. yapabilseler fatih terim'le de yaşanacak süreç benzer olur hiç kuşkum yok.

    çıkarılan haberlerle adamı gözümüzden düşürmeye çalışıyorlar, böylece yönetici koltuğundan olmayacak vay arkadaş ya. şimdi mahmuti'nin yerine yeni birisi gelecek, başarı gelmezse yine sana patlayacak ey yönetim. bu riski almaya değer mi amk ya. neden karşılıklı anlaşarak kardeş kardeş geçinemiyorsunuz ki?

    amk böyle işin.
  • 931
    gitmemesi gereken koç. hikayeyi başa alacağım biraz. ben çocukluğum boyunca ligin diplerinde sürünen bir galatasaray basketbol takımı hatırlıyorum(şimdi 22 yaşındayım işte çocukluğumu siz hesaplayın) çocuğuz tabi futbolda ne kadar hastası olsak da basketbolda içimde bir efes pilsen sevgisi e hep şampiyon falan vesaire. derken günlerden bir gün tam ben büyümüş olgunluğumun zirvesine çıkmışım, basketbolda kulüp takımlarında antremanlara çıkmış lisans almışım, aklım artık bu spora iyice ermeye başlamış galatasaray'da murat özyerle başlayan ufak bir kıpırdanma. titreyip kendime geldim. odamda galatasaray futbol takımı formalarının yanına bir de basketbol forması ekleyişim. ardından gelen yine bir boşluk dönemi ve sonrasında oktay mahmuti.
    seviyorduk seni be mahmuti reyiz. 2 yıldır sana övgüler düzen medya 2 saatte sattılar seni, karakterine salladılar, menejerine salladılar, takım içi dengelerine salladılar, oyuncularla ilişkilerine salladılar. daha yeni başlıyorlar.
    ben öğrenmek istiyorum işin aslı nedir ne değildir. ne yönetimi ne de mahmuti reyizi suçlamak istemiyorum.
  • 935
    uzaktan bakinca elde ettigi basarilar buyuk gorunmeyebilir ama takima bir karakter kazandirmisti. "son topa kadar" diye bosuna soylemiyorduk cunku kendisi de son topa kadar kenardaki hirsiyla oyunculari da hirslandiriyordu, varsin galatasaray taraftari olmasin. bu kadar kazanmayi isteyen bir kocun hangi takimi tuttugu neden umrumda olsun. taraftara karsi sogukmus, adamin karakteri boyleydi, gs taraftarina ozel bir durum yoktu.
    turkiye'de bir takim icin az bulunan bir sey gelistirmisti takimda bir felsefe oturtmustu. kaosun disinda oynuyorduk ama yonetim sil bastan yapmak istiyormus demek. fatih terim falan da sampiyon olamazsa kovarlar demek seneye. dikkat etmek lazim.
  • 936
    belki fiziğimin biraz normal insanlara göre iri olması sebebiyle, belki de başka sebeplerden basketbolu hep futboldan daha çok sevmişimdir. hem izlemesi hem de oynaması daha keyiflidir. yıllarca ücretsiz kanallarda yayınlandığı için de çok sorun olmadan izledim basketbolu.

    kemal tunçeri'li, şemsettin baş'lı takımı salonda desteklemek için ankara deplasmanlarını 4 gözle beklerdim.

    futbolda lucescu'nun ayrılışından sonra bir çöküntü yaşadık ve basketbol o dönem ikinci plana atıldı galatasaray'da. ondan sonra futbola yöneldi yönetim. hep futbolda başarı arandı. basketbola yatırım neredeyse hiç yapılmamaktaydı ve ben de basketbola küsmüş bir biçimde sadece futbolu izlemekteydim. hele bir de cemal nalga olayı da olunca, iyice gözümden düşmüştü basketbol şubesi. kim hatalıdır kim hatasızdır bilmiyorum ama, böyle bir olaya göz yumulması bile benim nefret etmemi sağlayabilir.

    ta ki basketbolun imparatoru bu takımın başına geçene kadar. yıllar sonra küsgünlüğümü bıraktım basketbol izlemeye başladım. bu sezon yıl ortasında, eurolig maçlarını izleyebilmek için kalktım ankara'dan istanbul'a gittim. abdi ipekçi yi bulana kadar karlı bir havada, 1buçuk saat yürüdüm, ama gocunmadım. uzun zaman sonra ilk kez store'dan bir basketbol ürünü aldım. bunların bence tek sebebi koç mahmuti idi.

    bana basketbolu yeniden sevdirdin hocam. yolda görsem elini öperim. galatasarayın başında olsam açık sözleşme imzalarım. kız olsam, neyse, öyle işte.

    büyüksün hocam, biz mi kıymetini bilmedik, liseli tayfamı bişeyler yapıyor, sorun sende mi bilmiyorum ama, sebep ne olursa olsun, küfür de etsen, çok para da istesen, büyüksün. haklı da olsan, haksız da olsan, benim gibi düşünenlerde yerin değişmeyecek.

    yolun açık olsun...
  • 937
    ayrılışı gözlerimi nemlendirmiştir. levent topsakal, lütfi arıboğan dönemini saymazsak benim için basketbolda iki dönem vardır mahmuti'den öncesi ve mahmuti'den sonrası.. oktay hoca başımıza gelmeden önce basketbolda alınan sonuçlar çokta umrumda değildi. yenmişiz yenilmişiz hiç mühim değildi. şampiyonluk mu o ne ? heyecan desen sıfır. ama oktay hoca'dan sonra basketbolda kaybedilen maçlar sonrası hayıflanma, izlerken hop oturup hop kalkma, avrupa'nın birinci kupasında sırıtmadan var olma, başarılı geçen bir dönem ve son iki sene şampiyonluğun kıyısından dönme, at gözlüğünü takıp bakarsak eğer hedeflere ulaşılamadığı için oktay hoca başarısızdır. ama takıma kazandırdığı ruh, dinamizm ve karakter sayesinde bizlere bu heyacanı sonuna kadar yaşatmıştır. en öenmlisi çoğu galatasaray'lıyı basketbolu tekrar sevdirmiştir. tüm bunlar ışığında söyle hocam hangi şampiyonluk senin yüreğinden daha büyük. nereye gidersen git hangi takımla anlaşırsan anlaş * bizlere yaşattığım her şey için çok teşekkürler hocam. *

    edit: tililililililililililililili daha her şey bitmemiş olummmmmmm...
  • 938
    2 senelik galatasaray kariyerinde 3 kritik transfer hatası yapmıştır. *

    2. sezona başlarken darius songalia gibi yaşı ilerlemiş, hantallaşmış, hareketsiz bir 4 numara tercihi yaptığı ilk hataydı. olmadığını gördüğü zaman songalia'dan vazgeçerek doğru hamle yapmış fakat yerine boris savovic gibi ne idüğü belli olmayan, belirli hiçbir özelliği olmayan, şutu olmayan, ribaunt yeteneği olmayan, pota altını domine edemeyen 4 numara tercih ederek 2. hatasını yapmıştır.

    3. hatası ise joshua sihipp'in sakatlığında tercihini nihad dedovic'ten yana kullanmasıydı. shipp öyle bir zamanda sakatlandı ki tam playoff zamanında. tecrübenin ve kalitenin arandığı dönemde tecrübesiz ve kalitesi olmayan dedovic alınarak playofflarda tecrübe eksikliği yaşadık. shipp'in sakatlığından bana göre amerikalı bir oyuncu ile anlaşılmalıydı. şutu olan, içeri girebilen, skorer yanı yüksek olan ve tecrübeli birisi alınmalıydı.

    oktay hoca bize çok katkı vermiş fakat yaptığı 3 transfer hatasıyla hem top 8'den olduk hemde ligde şampiyonluktan.

    basketbol futbola göre başarının daha kolay geldiği, başarıya giden yolların çok meşakatli olmadığı branştır. sezon başında doğru yapılanmayla sezon sonunda şampiyon olunabiliyor. futbolda bu çok kolay değildir.

    oktay hoca giderken arkasında çok güzel bir eser bıraktı ama keşke bu kritik hataları yapmayıp kupalar da bırakmış olsaydı. böyle bir imkan vardı.
  • 939
    galatasaray'ın maaşlı bir çalışana küfür edilmesini galatasaray değerleri dışında bulan bazı arkadaşlarımızın, maddi bir karşılık almadan kendi özel hayatlarından, şirketlerinden, ailelerinden zaman artıran galatasaray yöneticilerine küfrü galatasaray değerleri içinde görüp destek verdiği kişidir. kusura bakmayın ama olmaz öyle şey.

    ayrıca oktay mahmuti'yi savunurken galatasaray değerleri geçersiz bir argümandır çünkü galatasaray değerleriyle oktay mahmuti'yi savunamazsınız oktay mahmuti'yi ne olursa olsun arkasında başarılı bir galatasaray kariyeri bıraktığı için savunursunuz. herkesin çok değer verdiği şu galatasaray değerleri ise bir terbiyesizlik söz konusuysa başarıyı ikinci plana iter ve gereken yapılır çünkü galatasaray budur.
  • 944
    bir değil 2 değil 3 değil 10 değil her medya kanalı oktay mahmuti'nin s... böyle yönetimi dediğini iddia ediyor ve bu kadar çok böyle haber varken bunu yalanlayacak bir açıklamada yapmadı sayın mahmuti.muhteşem bir hoca, harika bir taktisyen ve motive etmeyi iyi biliyor.ancak böyle bir lafı etmişse bu kulüpte barınması inanın bana imkansız.kendinizi başkanın yerine koyup empati yapsanız dahi yeter.başkanı destekliyorum.
  • 945
    yazılanlara bakıyorum da tanımı oktay= galatasaray hatta oktay > galatasaray diye yapmak lazım herhalde. gidiyor diye basketbol şubesini kapatmak isteyeni mi ararsın, bana ne bana ne daha da basket seyretmem diyeni mi? hele bir de küme düşen takımı bilmem ne etti hikayesi var ki artık gülme krizi sebebi. bu takıma çok şey katmıştır o başka hikaye de o küme düşüyorduk dediğiniz sezonda silinen puanları bir ekleyin de bakın bakalım kaçıncı oluyormuşuz. ben üşenmedim baktım ve yanlış bir hesap yapmadıysam ligi 3. bitiriyormuşuz. oktay hoca ile ertesi sezonu da 3. bitirmişiz. bahsedilen küfür edilmişse ve o küfür sineye çekilirse mi daha iyi olacak galatasaray?
  • 946
    nekadar gariplik olursa kimsenin şaşırmayacağı bir şube haline geldi "basketbol şubemiz"...geride kalan sezonda neler oldu: euroleague'de bizim için muhteşem bir sezon geçirdik, cumhurbaşkanlığı kupasını aldık, ligi lider bitirdik, bjk'ye haklı sebep olmaksızın elendik, türkiye kupasında yarı final oynadık. bunlar "başarısızlık emareleri mi" hiç sanmıyorum. ama ünal aysal'ın bizim kulübümüz çok demokratik sözünün de artık bu noktada suyu çıkmak üzere. başka bir koç fikri şu aşamada nekadar mantıklı, nedir bu düşüncelere iten sayın başkanı? anlamak mümkün değil. sitede hala bununla ilgili bir haber yok ve umarım taraftarın istediği mahmuti adına yanlış bir haber de geçmezler. sinerjinin tavan yaptığı senede bunların konuşuluyor olabilmesi bile çok üzücü. oktay mahmuti bizimdir. bizimle kalmalıdır, yönetim de bizi hiçe saymamalıdır.
  • 947
    üç maç kaybetse fatih terim'in bile tartışılacağı bir kulüpte olduğu unutulan teknik adam. yönetime küfür ettiği ismail şenol'ca yalanlandı.

    kendisi bir sistem adamıdır. bu bilinen bir şey. ben hep sistemlere inandım. sistemsiz, tesadüfi ve kolay kazanılan başarıları da hep küçümsedim. mahmuti zor yolu tercih etti. uzun yolu. tam benim istediğim tipte bir davranış bu. kolaya kaçmadan, kollektif yapısı güçlü bir takım kurmak. rijkaard bu yüzden benim kulübe bağlılığımı arttıran bir isimdi. onun adına yüklenen anlamlar bu yöndeydi. terim bu yüzden benim bağlılığımı arttırıyor. mahmuti de aynı şekildeydi. kulüpten ayrılmış. yolu açık olsun. bence galatasaray'da kalmalı ve yapısını inşa etmeye devam etmeliydi. yerine kim gelir, bilmiyorum, ama oktay hoca benim için hep başkaydı. efes'teyken de, galatasaray'dayken de.

    açıkça, harcadık adamı. kendisinin de bunda hataları var tabii, ama bunlar tolore edilebilir şeylerdi.

    edit: şimdi okuduğum başka şeyler var. oktay hoca koç olarak devam etmek istemiyormuş. basketbol şubesinin ceo'su olmak istiyormuş. geçen sezon da böyle bir şeye yeltenmişti. bakalım, zaman ne gösterecek.
  • 949
    takımdan fiyasko bir şekilde gönderilmiştir. resmen harcanmıştır. tamam, kombine almam, artık basket maçı izlemem demek saçmadır ve kimse galatasaray'dan büyük değildir de. ama, ortada tam 1 aydır (30 gün) açıklanmayan bir durum varsa ve bu adam kolpa basının dolduruşuna izin verilerek insanların önüne atılıyorsa taraftarın çok çok büyük tepki göstermesi de o kadar mantıklıdır. sen resmi siteden anlaştık diye yaz. sonra sözleşme yok de. sezon biter bitmez andric'i gönder (çok sevdiğimden değil ama, oktay hoca kalmasını istiyordu ve yönetim hiç bir şey yapmasa luksa'nın sözleşmesi zaten uzuyordu, yani kasten oktay hocanın istemediği şekilde gönderildi.), 1 ay geçsin hala bir açıklama olmasın, sonra adamı gönderin, sonra neymiş efendim? kimse galatasaray'dan büyük değilmiş. hadi ordan. çıkıp açıklayın o zaman: bu adam küfretti bize deyin. ya da 2 katı para istedi deyin. biz de bilelim. 1 ay geçmiş, sen herkesin babası gibi sevdiği adamı bu şekilde paramparça edip kimsenin vicdanına hitap etmiyorsan olmaz işte. bunu eleştirenlere de kimse çıkıp "oktay mahmuti galatasaray'dan büyük mü diyorsunuz?" diye saçma ve dayanaksız bir yafta yapıştırmasın. peki siz nereden biliyorsunuz gönderilme sebebini de bu adamı giden gider mantığıyla siklemiyorsunuz? yönetimin açıklamaya korktuğu şeyi bilen açıklasın da konu galatasaray büyüklüğü olsun o zaman.
  • 950
    aslan yürekli hoca.

    burası galatasaray spor kulübü ise buraya bir mahmuti gelir bir mahmuti gider kimsenin de buna itirazı olmaz olamaz. lakin *senin yerlerde sürünen basketbol şubeni tekrar ayağa kaldırıp euroleague'de bile şampiyon olabileceğine inandıran bir adamı bu şekilde göndermen resmen rezillik.

    ünal aysal yönetimi kulübü yönetmeye başladığından beri bir sürü hatalar yaptı ama çoğu tolere edilebilir hatalardı ve taraftar ve camia tarafından çok uzatılmadan üstü kapatıldı. oktay hocaya yapılan bu organize rezillik ise ünal aysal yönetiminin kara bir lekesi olarak hep hatırlanacak.

    yazık ettiler hem oktay hocaya,

    hem de ona inanan bu kadar insana.
App Store'dan indirin Google Play'den alın