resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:75
Uyruk:Türkiye
  • 1751
    kendisini savunmak gibi olmasin, oynattigi oyunu hic begenmiyorum, zira ne oynadigimiz da belli degil. ama hamza'ya gore daha silik kalma nedeninin, orta sahada iki ofansif oyuncu* varken, dogru teshis koyarak* orta sahaya biraz daha defansif bir oyuncu koymasi oldugunu dusunuyorum. ne chedjou ne de donk bize gerekli olan tempoyu verebildi. kaldi ki bilal yerine donk ya da chedjou'nun oynamasiyla defansif zaaflarimiz cok azalmamasina ragmen, hucum anlaminda da geriye gittik. ayrica oyunu da mustafa denizli'nin belki bir tedbiri olarak geride oynuyoruz. bu durum da tabelaya dusuk galibiyet sayisi olarak donuyor.

    duzeltme : ne... ne gibi olumsuz bir kaliptan sonra yuklem olumlu cekilir. cunku kalip olumsuzdur, boylelikle aktarilmak istenen yargi komple olumsuz olur. ben atlamisim, diger yazarlarin da bu hususa dikkatini cekmek isterim.
  • 1752
    geldiğinde de yanlış tercihti, şuanda da yanlış tercih, gelecek için de yanlış tercih olduğunu hamleleri ile gösteren teknik direktörümüzdür. burak'a gitme kal dedim bile bu takıma ihanetken, budanacak dalları budamaya gelen birisi için kendine ihanet anlamını da taşır. medyadaki ahbap çavuş ilişkisi sayın denizli'yi bir yere kadar kurtarır.
  • 1756
    bizden önce çalıştırdığı sırasıyla hazar lenkeran (azerbaycan), çaykur rize ve persepolis (iran) takımlarında başarılı olamamış teknik direktör. herkes tecrübesine güveniyor ancak istatistikler gösteriyor ki mustafa hocanın teknik direktör enerjisi giderek azalıyor bizde de bunu çok net görüyoruz zaten. geldiğinden beri takımda öyle çok farklı bir oyun izlettiremedi bize yani farkını göremedik tecrübesini nerede kullanıyor ben bir futbol seyircisi olarak farkedemiyorum. bu sezon zaten bizim için kayıp sezon, haziran ayında inşallah kendisiyle beraber takımın %80 i gider. önümüzdeki yıla kendisiyle devam etmemiz son derece yanlış gibi görünüyor. ha yönetim biz bir rizespor olma yolundayız diyorlarsa orası ayrı onu başarır mustafa hoca...
  • 1757
    acilen yollarımızı ayırmamız gerekiyor. biz bu adamı 2015-2016 sezonunda geçen sezon hamzaoğlu'nun yaptığı gibi bizi şampiyon yapsın diye getirdik. adam daha ikinci yarı başlamadan umutlarımızı söndürdü zaten. biz mustafa denizli ile bir gelecek falan mı kurmaya çalışıyoruz? eğer öyle bir niyetimiz de yoksa hemen vakit kaybetmeden yolları ayırmak lazım. genç, idealist birini bulursun; zaten kaybedilmiş bu sezon o ismin bir öğrenme aşaması olur. ister gelir takımın başına geçer, ister şimdilik uzaktan izleyip öğrenmekle yetinir ama mutlaka yeni, genç, idealist bir isim şart.

    şimdi akıllarda bize idealist gitmez, sanki idealist olsa ne olur zihniyet aynı gibi düşünceler olabilir ama öncelikle bizim vazgeçmememiz lazım. işler düzelene, zihniyet değişene kadar ısrar edeceğiz bu tarz teknik direktörlerde. yoksa sürekli günü kurtarmaya dayalı, gazla çalışan, geleceğe dair bir planı olmayan adamlarla muhattap oluruz.
  • 1759
    sene sonuna kadar devam etmesini istedigim teknik direktor. zaten bu sene icin umidimiz yok sene sonuna kadar yeni teknik direktor bul , buna tazminat ver vs gibi yuklerin altina girmeye gerek yok. su olu sezonda tek istedigim kendisinde turkiye kupasini almasi, uefada 2 tur atlamasi, birde gelecek sene oynatacagimiz bir iki genc oyuncuyu takima monte etmesi. sinani kazandigimiz gibi korayida kazanirsa benim icin yeterlidor kendisi.
  • 1760
    her zamanki gibi beceriksiz bir yönetimin okların hedefini değiştirmek için kullandığı hamledir teknik direktör değişikliği. mustafa denizli de bundan fazlası değildir sadece yeni hedeftir taraftarın önüne konmak için. şöyle düşünün galatasaray'da bir tümör var ve etrafa yayılmış. yayıldığı noktaları tedavi etmek hastayı iyileştirmez. asıl odak temizlenmeli yoksa sürekli yayılmaya devam edecektir. asıl odak: galatasaray'ı sömürmeyi vizyon edinmiş ihtiyarlar heyeti nam-ı diğer liseliler ve onların seçtiği göstermelik başkanlar.
  • 1761
    gerçek mustafa denizli 1988-89 sezonunda monaco'yu elediğimiz maçın sonunda genç yaşta bu heyecanı kaldıramayan kalbinin kurbanı olmuş ve hayatını kaybetmiştir. mustafa denizli vizyon sahibi, ofansif oynayan ve genç oyunculara şans veren bir teknik direktördü.

    yerine geçen kişi ise yahudi teknik direktör şimon rabin'di. rabin her ne kadar zaman zaman denizli'nin anlayışını taklit ederek başarılı olmayı başarsa da (örnek; euro 2000, 2009 beşiktaş macerası) genel anlamda daha korkak bir oyun anlayışına sahip ve genç oyuncuları denemekten korkan bir teknik direktördü.

    bu da yahudi olduğunu ispatlayan o muhteşem habercilik başarısı: http://www.yeniakit.com.tr/...ahudi-mi-108472.html

    yoksa takımda gelecek vaat eden bir sürü genç oyuncu varken 30'larını aşmış burak ve umut'ta bu kadar ısrar edecek ne vardı?
  • 1762
    eğer bir gıdım kendisini tanıyorsam ligi 7-8 içinde bitiren takımın hocası olamam deyü, tıpkı beşiktaş'ta yaptığı gibi sağlık sorunlarını öne sürerek kaçacak teknik direktördür. kendisini geçmiş dönemlerde puan farkı şu kadar iner, biz şu tarihte şuralarda oluruz minvalinde kendinden emin açıklamalarıyla tanıyoruz. şimdi ben de bir tarih vereyim de adet yerini bulsun. nisan'ın ilk yarısında hoca rahatsızlanır ve sağlık sorunları sebebiyle istifa eder. aha buraya yazıyorum.
  • 1763
    yerine okan buruk'un gelmesini ümit ettiğim eski futbolcu. en azından okan'ın hocalığını yaptığı takımlar top oynamaya çalışıyor, oyuncu değişikliklerini falan yerinde yapıyor. bakmayın sivas'ta aldığı kötü sonuçlara. ben o'nun daha çok gaziantepspor maceranı dikkate alıyorum çünkü sene başından alıp kadrosunu kendi kurduğu bir takımdı ve o takım geçtiğimiz yıl kendi çapında hiç fena işler yapmamıştı.

    eğer 'brohom kardeş, senin vizyon nerelerde yahu' derseniz de benim ta en başından beri lucien favre'yi istediğimi bilen bilir ama bizim yönetimin çapında getirilebilecek en iyi teknik direktör okan buruk'tur, bunu da göz ardı etmeyin derim.
  • 1764
    pahalı bir teknik direktör olduğu asla unutulmaması gereken hocamızdır.

    çok para alan hocaların ikinci yarının hemen başında lige havlu atma lüksü yoktur. maliyetin düşük olur, zaten kayıp olan sezonda tahammül edilebilir. ama aldığın paralar yüksekse karşılığını vermek zorundasın.

    allah göstermesin olası bir türkiye kupası elenmesinde soyunma odasından çıkar çıkmaz göndermek gerekir.
  • 1765
    mustafa denizli hakkında ilk olumsuz entry'i girmiş (daha imzalar atılmadan önce) ve bunu üzülerek yaptığımı söylemiştim. hatta hamzaoğlu'nun gitmesini şiddetle isteyen biri olarak, denizli hamzaoğlu'ndan daha kötü bir tercih diye eklemiştim. eğer denizli beni yanıltırsa bu satırlarda kırk gün üst üste kendisinden özür dileyeceğim diyerek yazımı bitirmiştim.

    ardan geçen süre içinde hissettiklerimin tamamı gerçekleşti. peki neden benim ya da sözlükteki birçok yazarın kolayca görebildiği bu gerçekleri yönetim göremiyor ya da göremedi. çünkü;

    -yöneticiler bizler gibi hayatları boyunca futbolu yudumlamıyorlar.
    -genellikle iş adamı olduklarından zorunlu olarak işlerine odaklanıyorlar ve futbol dünyası ile bağları kopuyor.
    -futbolcu, teknik adam ve takımları takip edemediklerinden kimin hangi konumda olduğunu, enerjisini, ilişkilerini bilmiyorlar.
    -geçmişte bir kesitte takılı kaldıklarından, bütün kararlarını o kesitlere bakarak veriyor ve tabidir ki hata yapıyorlar.

    mustafa denizli'yi iyi takip eden bir futbol adamı, enerjisini kaybettiğini, kendini güncelleyemediğini, takıntılarla dolu olduğunu, güncel avrupa futbolundan uzak ve biraz da tembel olduğunu, beşiktaş'tan ayrılış nedenini, iran, azerbaycan ve rize maceralarındaki başarısızlık nedenlerini bilir ve asla onu aklına bile getirmezdi. peki bütün bunlara rağmen sayın özbek neden denizli' yi tercih etti. çünkü o yaşı ve konumu itibariyle 1986-1995 yılları arasında takılı kalmıştı ve denizli' yi sadece o yıllara bakarak değerlendiriyordu.

    denizli kararını özbek'in tek başına aldığını düşünüyorum. özbek her ne kadar, diğer yönetim kurulu üyeleri de itiraz etmedi diyorsa da bunun başkan'ın konumundan kaynaklandığını ve belki bir iki üye dışında hiçbirinin denizli ismine sıcak bakmadığı halde sessiz kaldıklarını düşünüyorum.

    peki şimdi yapılması gereken nedir? asıl can alıcı soru bu.

    -denizli ile el sıkışıp yolları hemen ayırmak doğru olur. çünkü kaybedilen her gün galatasaray'ın yeniden yapılanma sürecini uzatmaktan başka işe yaramaz. (denizli ile yeniden yapılanmanın mümkün olmadığını görmek için başka bir delile ihtiyaç yoktur)

    -denizli'ye tazminat ödeneceğini zannetmiyorum. çünkü sözleşmeye tazminatsız fesih şartı konuldu diye düşünüyorum. ancak yine de karşılıklı anlaşma ile, rencide etmeksizin bu karar alınmalıdır.

    -favre veya onun benzeri enerjik, belçika ya da çevresinden bir teknik adamla yeniden yapılanma yoluna gidilmelidir. takım gençleştirilmeli ve ilk üç yıl içinde kesinlikle ilk onsekiz'in yaş ortalaması 26-27'ye çekilmelidir.

    -takımı koşturacak, kondisyon yükleyebilecek hoca tercih edilmelidir. çünkü bizim futbol stilimiz teknik ağırlıklı. tekniğimizi koşu ve kondisyonla tamamlayabilirsek başarı kendiliğinden gelir.

    avrupa'dan böyle bir hoca bulunamıyorsa en azından devre arasına kadar okan buruk denenmelidir. okan iyi işaretler verirse önümüzdeki sezon da onunla devam edilebilir. benim okan buruk ile ilgili tek çekincem, yerli teknik direktör olması nedeniyle yerli futbolcu tuzağına düşme ihtimalidir. artık yerli yabancı ayrımı kalmadığının, bir futbolcudan 50 milyon euroların kazanıldığı günümüzde floryadaki çocukla, senegal'deki çocuğun hiçbir farkı olmadığının anlaşılmış olması lazım.

    şahsen okan buruk ile ben konuşsam ondan bir şeyi peşin peşin isterim. arkadaş kesinlikle yerli-yabancı ayrımı yapmayacaksın. koşan, basan, genç, dinamik, kondisyonu yüksek bir takım yaratacağından zaten hiçbir şüphem yoktur.

    sonuç olarak diyebilirim ki; carole, denayer, koray, rodriguez, linnes, sinan gibi gençlere en az üç-dört genç daha ekleyip, sneijder ve muslera'nın komutasına vererek müthiş bir takım yaratılabilir. volkan pala ve bir-iki kişinin de altyapıdan bu kadroya eklenebileceğini de unutmayalım. (chedjou-poldi-donk-olcan dörtlüsü de üç yıllık dönüşüm içinde yer almalılar tabi) denayer kiralık olsa da bonservisinin alınabileceğini, şans buldukça carole, rodriguez ve koray'ın iyi birer futbolcu olacağını düşünüyorum. eğer buruma ve telles'den birisi de geri dönerse değerlendirilebilir.
  • 1769
    galatasaray'in artik kroniklesen "eskiler denemis tutmamis ama bir de ben deneyeyim" hastaligina hic gecikmeden yakalanmis galatasarayli olmayan teknik direktor.

    olcan'in sag tarafta oynayamadigini yeterince izledik ama yeterli gorulmemis ki bir kez daha izleyecegiz. ileride bir seyler yapabilse bile defansa katki veremeyecegi asikar. adam sag ayagiyla topu onune dogru bile cekemiyor nasil paslasacak?

    bu da yetmemis, sol tarafi carole'a emanet edip sneijder'i yine orta sahadan uzaklastirip sola yaklastirmisiz sanki ilk kez deneniyormus gibi.

    umut'u da sanki burak yilmaz'mis gibi iyice ceza sahasi icine cekmisiz, burak yilmaz yeterince icine etmedi sanki takimin boyunu uzatarak.

    selcuk'u iyice sevmedigi alan cekmisiz, insiyatif alip yer degistirmezse bilal'i seyreden sezonun en kotu selcuk'u izleyebiliriz.

    geldigi ilk macta linens'i ileride oynattigi da bile daha mantikli bir saha dizilisimiz vardi. su anki saha dizilisi ise kibar tabirle gerizekalilik. bunu dusunen tum yetkililere emeklilik hayatinda basarilar diliyorum. 3 temposuz orta saha, kanatsiz bir takim, topla oyuna girmeyen bir forvet... bravo, resmi olarak galatasaray futbol takiminin icine ettiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın