• 1
    ana bek rotasyonumuzu oluşturan üçlü. muhtemelen birisinin lisansı çıkartılmayacak veya transfer tahtası açık olan bir lige gidecek.

    nagatomo'nun her aldığı topu stoperlere dönmesi, oyun kurulumuna sıfır katkısı, düşen temposunu da hesaba kattığımızda, gitmesi gereken maalesef o.

    mariano her ne kadar düşüş gösterse de, topu savunmadan çıkarmada, marcao ile beraber iki opsiyondan biri. savunmasının da o kadar yerlerde süründüğünü düşünmüyorum; önünde oynayan feghouli veya emre mor bekine neredeyse hiç yardım etmiyor, bu da onu orada yalnızlaştırıyor.

    linnes ise sol bekte asıl mevkisinden daha efektif oynuyor. hücumda da yuto'dan çok daha aktif.

    yuto sezon başında tayland'dan gelen teklifi keşke kabul etseydi, kulüp de 5 milyon euro kazanırdı, belki yerine solak bir bek alırdık. ilk geldiğindeki katkı yadsınamaz ama artık olmuyor, kiraladıktan sonra bonservis vererek almamız da hataydı fakat o kadar transfer içinden fire mutlaka oluyor.

    bu üçlüden hangisi giderse çok üzecek, mantığım nagatomo, hissiyatım linnes diyor.
  • 4
    mariano savuması zayıf diye tutturulmuş oyuncu, linnes sanki javier zanneti'ydi ya da arka arkaya 15 maç izledik de çok iyi oynadı sonra kesik yedi, mariano'dan savunması ya da hücumu bir tık iyi olsaydı linnes kalırdı (bu arada linnes'in profesyonelliğini çok beğenirim). yuto savunmada linnes'ten daha iyiydi o kaldı, mariano da hücumda daha iyi sağda da mariano'yu tercih etti.

    aşağıdaki flood'da geçen sene ve bu sezonki istatistikleri var, buna ilaveten mariano'ya rakiplerin top aldırmamak için yaptığı ekstra baskı ve yuto'yu doğuş balbay gibi boş bırakmaları istatistiklere yansımıyor doğal olarak. buradaki ama. herhangi bir oyuncuyu övmek ya da yermek değil, sadece yanlış olan algıyı düzeltmeye yardım etmek.

    https://twitter.com/.../1172868177971306498
  • 5
    açıkçası mariano'nun hepsinden üst düzey bir bek olduğunu düşünüyorum ama yaşıyla beraber esnekliğini kaybetti ve çok kolay çalım yemeye başladı. nagatomo rakibe kene gibi yapışırken, mariano uzaktan takip edip en kolay çalım hareketinde geride kalıyor. sanırım yaşla beraber belinin kalınlaşmasıyla esnekliği azaldı.

    linnes konusuna gelecek olursak, bence linnes bu iki adama göre çok daha geride. adam sadece futbolun nasıl oynandığını çok iyi biliyor ve oyun disiplini çok yüksek. ama hucüm yetenekleri mariano'nun yarısı bile etmez. eğer iki kanatta nagatomo/linnes ile oynarsak defansif olarak iyi dursak bile hücum anlamında yeterli bek katkısı alamıyoruz. o yüzden her ne kadar mariano eski formunda olmamasına rağmen linnes'e ağır basıyor.

    bir noktaya daha parmak basmak gerekirse, mariano'nun önünde oynayan soso da sezona formsuz girdiği için hücumda da katkısı azalmış gibi duruyor. zamanla feghouli'nin de forma girmesiyle bence performansı artacaktır. geçen senenin ilk yarısını hatırlarsak sinan gümüşle beraber sağ kanattan hiç üretemiyorduk, ne zaman formda bir feghouli geldi, mariano'nun performansı da arttı.
  • 7
    2019-2020 sezonunun ilk yarısı için performans değerlendirmesi yaptığımızda -her ne kadar linnes oynamamış olsa da linnes'in son zamanları üstünden değerlendiriyorum- defansif açıdan nagatomo> mariano> linnes şeklinde sıralamak mümkün. ofansif açıdan da mariano>linnes>nagatomo şeklinde sıralamak mümkün. oyuncu temposu açısından elbette linnes en öndeki bekimiz. benim gördüğüm galatasaray'da temel sorun mariano değildi bu sezon için. nagatomo ise kesinlikle sorundu. elbette defansif yönü harikaydı ama benim bekten beklediğim şey aynı zamanda hücuma katkısı ve nagatomo oyuna hücum anlamında hiçbir şey katmıyordu.
    sağ bekte mariano yeterli tempoda değildi ama nagatomo'yla kıyaslanamayacak kadar da katkı verdi. yeteri kadar çizgiye inmemesi sadece mariano'dan kaynaklanmıyor. maalesef takımımızın bir oyun planı olduğunu düşünmüyorum. oyun planımız olmadığı için de tamamen doğaçlama hücum varyasyonlarında bekin çizgiye yeteri kadar inememesi de önünde oynayanlara bağlı kalıyor.
    son basına açık idmanımızda da görüldüğü üzere 5 kişiyle yapılan hücum organizasyonlarının tamamında doğaçlama bir şeyler deniyordu hücumcularımız. standart yapılan boş alan koşuları yoktu. sadece oynanan pozisyona göre o bölgenin hücumcusu her seferinde alakasız bir varyasyonu tercih etti.
    uzun zamandır sadece oyuncularımızın belirli mevkilerde oynadığı ama standart bir hücum organizasyonu olmayan bir takımız.
    bugün anadolu takımları her ne kadar ilkel de bulsak savunma arkasına defanstan atılan toplarla gitmek şeklinde bir oyun oynuyor. gençlerbirliği antalyaspor maçında(yanılmıyorsam 6-0 bitmişti antalya 9 kişi kalmıştı) gençlerbirliği sadece uzun topla bu skoru elde etti.
    bizim ilk devre sadece babel'i pas istasyonu olarak kullandığımız ama devamında yine doğaçlama denediğimiz futbol oyunumuzdan sonra tüm suçu nagatomo ve mariano'ya atmamız çok mantıklı değil. kaldı ki linnes'in de buradan kurtarıcı olabilmesi hiç mümkün değil.
  • 9
    şu an herkes pusuda bu oyuncular için. o yüzdenşimdiden alttan alttan ısıtıyorlar. ilk sıkıntıda bu oyuncular üzerinden hocayı ve yönetimi topa tutacaklar.

    görüşler de şu şekilde

    'mariano satılır mı kardeşim, adam kaliteli ve tecrübeli, şampiyon olmak istiyorsak kalmalı, hem feghouli ile de anlaşıyorlar.'

    'nagatomo satılmamalı abi(!) bir kere adamın defansı sağlam. visca ve q7'nin acınası durumlarını gördük. capon bir kere akıllı adam'

    'linnes çok gerilemiş abi, zaten en iyi hali de yetersizdi. galatasaray'ın oyuncusu değil.'

    şimdilik durum bu. işin acı yanı 17 yabancımız var, o kalsın, bu kalsın, kim gitsin peki?
  • 10
    artık galatasaray'da yer almayan üçlü. kim ne derse desin en iyi bek rotasyonumuzdu. mis gibilerdi. özellikle 2019-20 sezonunda kağnı diye cahilce çok eleştirildiler. ama sorun onlarda değil önlerinde oynayan pardon oynuyormuş gibi yapan babel ve feghouli'nin kağnı gibi olmasıydı. nagatomo ve mariano gidince luyindama ve marcao'nun performansları da düştü, defoları daha belirgin hale geldi. çıtkırıldım sarrachi kim ki naga gibi marcao'nun arkasını samuray gibi toplayacaktı zaten. yedlin desen bir karış aklı havada, ciddiyetsiz. mariano gibi nerede zekice hücum edecekti.

    ee linnes'e bakıyorsunuz. kendi ayağına sıkan ve futbol hayatı bitti mi belli olmayan omar kalıyor, sağ beki de sol beki de aslanlar gibi yedekleyen linnes gidiyor. yani her zaman ki gibi galatasaray'da hiçbir başarı cezasız, hiçbir başarısızlık da ödülsüz kalmıyor işte. başakşehir'de bize karşı şampiyonluk sabahına uyandığını iddia eden arda turan'ın zammı kapması da bununla örtüşüyor tabi.

    en büyük kayıplarımız aslında fernando, mariano, nagatomo ve gomis'tir sanırım. kayıptan kastım yerlerini dolduramamak tabi. o kadarcık bile futbol aklı yok demek ki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın