• 303
    (bkz: #825261)

    (bkz: adam haklı beyler)

    harbiden tek tek saymak hiç aklıma gelmemişti, kaç senedir böyle kabul etmiş, onaylamıştım. şimdi yukarıdaki entryi okudum da saydım 13 çıktı. 17 senede 5 şampiyonluk da fena değil hani, aradaki 13 seneyi görmek karamsar bakış açısı, 17 senede 5 şampiyonluk demek iyimser... bu da bakış açımızı veya bize dikte edilen bakış açısını yansıtıyor... ya o değil de;

    beyler harbiden kimin fikriydi bu 14 sene? harbiden 14 mü yetkili biri çıkıp açıklasın bu konuyu lütfen...

    *

    edit: son sezonun şampiyonluk maçında toplamda 14 sene beklenmiş oluyordu ama sezonu şampiyon olarak tamamlayınca ilerleyen yıllarda istatistiksel olarak 13 sene beklemiş olduk. çaktım köfteyi. deneyimli yazarımız, büyüğümüz captano'ya teşekkürler...
  • 309
    benim için ağlamaya, gülmeye gerek yok. ben galatasaray taraftarlığından emekliyim. senede iki maça gidiyorum artık, ikisi de fenerbahçe maçı. şimdi ki galatasaray futbolcularından hiç biri beni tekrar taraftarlığa döndürecek ne çevikliğe, ne ahlaka, ne zekaya sahip. seyrettiğim, gittiğim galatasaray maçlarının tabelasıyla asla ilgilenmem. keşke yenilseydik de, ayhan'ın hakemi dolandırdığı pozisyonu, baros'un penaltı almak için balıklama atlamasını seyretmeseydim. sadece biz değil, bütün takımlar kötü, çünkü istisnasız hepsi 3 puan için oynuyor. bizim işimiz acemice bir amatörlükle hala var saydığımız galatasaraylılığımızı bir iki veya daha fazla kişiye aktarabilmek. maçtan, futboldan, puan cetvelinden, kupalardan anlamam ben.
  • 313
    nefret sert bir duygudur ve bir sebep gerektirir. durup dururken kimseden nefret etmezsiniz, o kişinin size bir kötülük etmiş olması gerekmektedir.

    bu ağabeyimiz, en başından beri terim'den ne kadar nefret ettiğini üstüne basa basa belirtmiştir. bütün entryleri burada yazamıyorum ama merak edenler sol üstte aslan ara kısmına üst tarafa fatih terim, alt tarafa da mahalle takimi yazdığında neler çıktığını görecekler.

    kendisini takdir etmemin bir sebebi, nefret etmesine rağmen takımın başında terim'in kalmasını belirtmesidir. zaten kimseyi de sevmek zorunda değildir.

    ancak;

    bu kadar pozitifliğin arasında kendisi bu nefret gözlüklerini bir türlü çıkaramadığından sık sık ipe sapa gelmez entryler yazmaktadır. son zamanlarda yazdığı 2 entry'den örnekleyelim ;

    (bkz: #826921)

    --- alıntı ---
    kötü futbol oynatma ustası *
    --- alıntı ---

    üstteki entry 26 kasım'da girilmiş. şimdi belli ki o günlerde kötü top oynuyoruz. ben kendisine soruyorum, 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı sonunda da görüşleri sabit midir ? 4-4-2 dizilişi, emre çolak tercihi de kötü futbol oynatma sanatının bir parçası mıdır ?

    **

    bir diğer örneğe bakalım,

    aydın yılmaz başlığı altına yazılmış,

    (bkz: #837169)

    --- alıntı ---
    7 aralık 2011 deki fener maçında o oynasa, bugün emre çolak yerine onu konuşuyor olacaktık. yani demem o ki, maçta kim oynasa hayatının futbolunu oynayacaktı.
    --- alıntı ---

    üstteki entry'nin meali, o atmosferde kim oynasa aynıdır, olayın terim'le falan bir ilgisi yoktur.

    açıkçası ben yorum bile yapamıyorum..

    belli ki kendisi terim'in futbolculuk dönemini görmüş, o ara terim'den fena halde nefret etmiş. haklıdır da belki, terim'i sahada izleyip de seven çok insan yoktur, çünkü anlatılanlara göre kendisi egosu şişkin, canı isteyince hoca gönderebilen, kabadayılığı magandalık seviyesinde olan bir futbolcuymuş.

    ancak o günler çok gerilerde kaldı, terim kendini geliştirdi, hele bu 3. döneminde her maç öncesi rakip hocaları karşılayışından, yaptığı açıklamalardan bile ne kadar bilge bir hal aldığını görüyoruz.

    varsın mahalle takimi kendisinden nefret etsin, orda bir problem yok. ama bu nefret ona objektifliğini ne olur kaybettirmesin..
  • 315
    görüşleri dolar gibidir. bugün yükselir yarın düşer. bu yüzden mahalle takımı'nın görüşlerini genel değil günlük değerlendirmek lazım. bazen mükemmelin en üst seviyesinde yazılarını okuyorum. bazen ilk cümleden sonra başka bir entryi okurken kendimi buluyorum.
    olduğu gibi kabullenmek lazım. hayat felsefem herşeyin iyisinden birşeyler kapmak ve iyi şeyler üzerinde yoğunlaşmak olduğundan mahalle takımı'nın iyi yazılarından bir pay çıkarmaya çalışıyorum. bu bana artı değer katıyor. aaa bak bugün tükürdüğünü yalamış demek bana artı değer kazandırmıyor. boşa zamanımı harcar.
  • 318
    kendisini düne kadar galatasaray sevdalısı bir yazar olarak tanımlıyor maç yazılarını da okuyordum..ancak kazın ayağı öyle değilmiş:

    (bkz: #880831)

    maçtan sonra hangimizin morali bozulmadı, hangimiz hakeme saydırmadı acaba..ancak galatasaray futbol takımı'nı manager oyununda kendi kurguladığı takım gibi görmesine o kadar içerledim ki, sinirden sabahı sabah ettim..gece telefondan okumuştum yazdıklarını, beklemek istedim hakkında bir şeyler karalamak için..

    yazdığı hangi eleştiri acaba yapıcı merak ediyorum..ujfa'ya ettiği sitemlere, selçuk'a yazdıklarına tek kelime dahi etmek istemiyorum..hakan balta'yı geçen sene stadyumun açılış maçında olmak adına geldiğimde sivas maçında ben de eleştirenlerdendim, ama kim oynayacak yerine, alternatif ne? çağlar mı?

    servet'i canlı yayında rijkaraad'a yaptıklarından sonra neeskens'le konuşurken ana dilinde ne söylediğini anlayarak ben de eleştirdim..evet kendisinin servet eleştirilerine katıldığımı da özel mesajla bir iki kere belirttim de hatta..ama necati transferinden sonra 'o gidene kadar maça gitmem' 'adanalıları topladı başına' laflarına daha da ifrit oldum..necati'nin daha nereli olduğunu bilmeden saydırmasına daha da kıl oldum..
    demek ki, fatih terim'in ne kadar galatasaraylı olduğunu anlayamamış..adana demirspor'u bilmeyen bilemez, hoca'nın adana'daki futbolculuğu döneminde yaşadıklarını, adana'yı bir maçtan sonra karşı tarafı şampiyonluğa taşıdığı için ne kadar eleştirdiğini zahmet edip bir soruştursun isterim..problem adanalı olması mı terim'in..demek ki, hasan şaş'ı genç yaşta futboldan soğutan zihniyetle bir farkı yokmuş mahalle takımı üstadın..

    eleştiri sırf senin keyfin yerine gelsin diye birilerine şovence saldırmak değildir..takımdaki veriler, eldeki futbolculara bakarak eleştirelim, futbolcuların yapabilecekleri üzerinden bir şeyler karalayalım..baros'un sakatlık belasını, senede en az üç-beş maç kart cezasını unutmadan, necati transferini eleştirelim..necati'nin gittiğinden beridir tek kelime kötü lafımı oldu..taraftar gruplarının nemalanamadığı için takımda barındırılmadığını sağır sultan biliyorken, herhalde mahalle takımı bilmiyor olamaz..

    ben de kendisine diyorum ki, galatasaraylılığını haddime düşmediği için sorgulamadan, bu zihniyet, sadece takımı kötü göstermek için küfrün arka sokaklarında gezen eleştiri maskesi var oldukça ben de elimden geldiğince eleştireceğim..ister alınır ister alınmaz..ama galatasaray'ıma kimsenin bu denli yerici bakmasına katlanamam..

    umarım fatih hoca, o bitmek bilmeyen 2000 ruhunu yeniden dönüştürür ve 2010 ruhu yapar, bizde içimizdeki hıncallardan arınırız..

    aslında söylemek istediğim o kadar çok şey var ki, bu kadarıyla umarım anlaşılabilmiştir..
  • 319
    2006 ayazında, konya'daki maçtaydım. hani o unutulmaz aydın yılmaz golünün atıldığı maç. takımla aynı otelde riksosta kaldım. maçtan sonra, takım dönemedi, dolyasıyla 1 gün daha kaldılar. o maçın öncesi , sonrası taraftarla necati arasında geçen şeyleri ben de yaşadım. hatta maçtan sonra necati'yi döven amigolardan mehmet kızılay benim odada kalmıştı. necati'nin biletinin kesildiği maçtı. aynı zamanda benim necati ile işimin bittiği maç. bazen taraftarlığımın çapı ölçülüyor da hiç kızmıyorum. bir kaç kişi daha bilsin diye bir kez daha yazayım. benim galatasaraylılığım, şampiyonluklara, puanlara, atılan gollere falan bağlı değildir. sabri'yi baros'a üstün tutmam bu yüzdendir. bana ne necati'nin kendine puan kazandıran attığı golden, ben lincoln'ün iki metreden daha müsait olan golü atsın tadındaki asistindenim. ben tanju çolak gol atıp tarihe geçsin diye çizgide onu bekleyen köylü yusuf'tan yanayım. ben galatasaray yenildiğinde başımı omuzuna koyabilip ağlayabileceğim futbolcuların peşindeyim. bu konuda tevazum yoktur, futbolcunun ciğerini bilirim. şu an takımda benim kriterlerime uyan tek futbolcu olan sebri'ye sarılmam da bu yüzdendir. necati bu takımın futbolcusu değildir, her galatsaray forması giyeni sevmek, saygı duymak taraftarın mecbur olduğu bir şey değildir. necati'in takıma vereceği tahribatı, daha önce verdiğini unutanlar bir kez daha hatırlayacaktır. necati ile galatasaraylılığın kazanacağı hiç bir şey yoktur, olamaz.
  • 320
    öncelikle galatasaray tribünlerinde büyüğe saygı esastır. dolayısıyla kendisine saygım sonsuz.

    42 yıllık profesyonel taraftarlık yaşamında galatasaray'ın peygamberi* olarak sebahattin şirin, yılmaz tutuş ve mehmet kızılay gibi galatasaray'ın sırtından dünyalığını yapanları görmesi, normal insanlar için neredeyse bir ömür olan 42 yılını boşa harcadığının göstergesidir. oysa ki bu tribünlerde peygamber lakabını alan bir efsane hüseyin'imiz, son nefesine kadar galatasaray diyen karıncaezmez şevki'miz hali hazırda vardı.

    sırf sevmediği bir futbolcunun galatasaray'a transfer olmasına tepki göstermek için başları ayak, ayakları baş yapmak yakışmamıştır kendisine.

    tanım: *reislere para vermeyen topçuyu sevmeyen tribün emekçisi.
  • 322
    ne reisleri, ne onların ilişki içinde olduğu çetesel yapıyı benimser. hatta entryleri ve blogu yoklandığında gerek ultraaslan, gerekse onların reislerine ve çapulculara nefret kusan yazı örneklerine bolca rastlanabilir. kendisi anti-faşizan eğilimleri olan, demokrat bir abimizdir. yalnızca necati ateş'e geçmişte olan bir kırgınlığı üzerine tarafıma çektiği mesajı sözlükte ifşa etmemi ısrarla istedi, ben de dayanamayarak isteğini yerine getirdim. (bkz: #882420)
    mesajındaki peygamber olarak addettiği reislerin, bir kısım taraftarın peygamberi olduğunu anlatmak istemiş, ancak gecenin ilerleyen saatlerinde alkolün de etkisiyle mesaj anlam bütünlüğünü yitirmiştir.
    ben anlatmak istediğini gayet iyi anladım, ancak anlamayanlar ve ona saldıranların da gerçeği bilmeleri gerekiyor.
    velhasıl yanlış anlaşılmış olan yazardır ve 45 yıldır iç saha ve deplasman* maçlarının çoğuna gitmiş, büyük bir tribün emekçisidir. blogunda ve galatasaraysözlük'te ise destansı yazılarına devam etmektedir aynı zamanda.
    onun deyimiyle gök tanrı kendisine sağlık, sıhhat ve uzun ömürler versin.
    amin.
  • 324
    iyi geceler!
    efendim biz "fenerbahçemize yardım" kampanyası adı altında çalışan yardımsever galatasaraylı dostlarız. bir araya geldik, ne yapalım ne yapalım derken sizin gibi büyüğümüzün iznini alalım yola öyle çıkalım dedik. destur verirseniz size şu çalışmamızı sunmak isteriz.

    http://d1202.hizliresim.com/u/9/2k9x8.png

    çok beğendiyseniz bir kere * az beğendiyseniz * hiç beğenmediyseniz * demeniz yeterlidir.
    iyi günlerde kullanın, nice mutlu senelere efenim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın