• 202
    mike d'antoni ile anlaşılmış. hazır howard gibi bir oyuncu varken, savunmaya zerre önem vermeyen bir koç ile çalışmak büyük hata. triangle offence mi princeten offence mi tartışması yapılırken, döndü dolaşıldı pick'n roll'e geri dönüldü. mike d'antoni, steve nash ile uyguladığı pick'roll oyununu howard - nash ikilisiyle çok iyi yapar ama kobe bu arada ne yapar onu bilemem.
  • 203
    mike d'antoni ile anlaşmıştır.

    nba'de şampiyonluk saf hücumla kazanılmaz, takım savunması zorunludur.

    takımınızda en iyi savunmacı da olsa hücum stratejisi en planda olan bir takıma iyi savunma yaptıramazsınız.

    yediğinizden daha fazlasını atmaya çalışarak kazanmaya çalışırsanız şutların girmediği bir maçta mağlubiyet kaçınılmaz olur.

    (bkz: mike d'antoni)
    (bkz: phoenix suns)
    (bkz: new york knicks)*
  • 204
    normal sezonun ilk çeyreği sona ererken 21 maç sonunda sadece 9 galibiyet alabilmiştir.

    takımda sadece basketbol değil, saha dışında birşeylerin yolunda gitmediği apaçık belli. saha içindeki sorunlar önce koç mike brown'a yıkıldı, gönderildi ama düzelme olmadı. sonra sorun oyunculara atıldı. kurban olarak pau gasol'a yıkılmaya çalışıldı birkaç maç sakat bahanesiyle oynatılmadı, olmadı. takımda hala bir düzelme yok. çünkü sorunun asıl kaynağı ne mike brown'ı hücum sistemi ne de pau gasol'un iddia edilen yumuşak oyununun savunma zaafiyeti yaratması.

    en başta sorun maddi. dwight howard ve steve nash'in kadroya katılmasından sonra çok büyük bir vergi yükünün altına girdi takım. bu yükten dolayı gelecek yıl sign and trade yapamayacak. dwight howard'ı kadroda tutarlarsa aynı yük devam edecek, tutamazlarsa takas yoluyla takımı şampiyonluk yarışında tutma şansları da yok. sahanın dışında gelecek konusunda ciddi bir belirsizlik var taa howard'ın alındığı ilk günden beri.

    bunun için bir kurtuluş yolu vardı. o da kobe'nin feda demesi. sezon başında bu ona teklif edildi ama kabul etmedi. o günden beri takım sahibi ile arasında sorunlar çıktığı basına yansıdı. belli ki durumlar kobe'yi o kadar sıktı ki alınan başarısız sonuçlarla iyice kontrolden çıktı ve eski koçları mike brown için alenen açıklamalar bile yaptı. mike brown gitti yerine d'antoni geldi. yeni koçla oyun düzeninin tamamen değişmesini zaten bekliyorduk. daha hızlı, tempolu ve fast break hücumu daha çok uygulayacak bir takım olmasını bekliyorduk lakers'tan. ama bu tabi ki takım savunmasının açıklarının daha net ortaya çıkmasına sebep olacaktı. bu entry'de bu muhtemel sorundan bahsetmiştim. (bkz: los angeles lakers/@minnina)

    aslında saha içi sorunları en iyi düzeltebilecek nba'deki 2 oyuncudan biri takımın kadrosunda zaten. steve nash.* sakatlandığı zaman 10 gün uzak kalacak dendi ama neredeyse 2 aydır halen kadroya dönebilmiş değil. nash'in olmaması takımın ne tempoyu arttırabilmesine ne de howard'a etkili olabileceği yerde top inebilmesine imkan veriyor. set oyununda en azından nispeten etkili olabilecek steve blake de sakatlanınca takım tam bir guard olmayan chris duhon'a kalmış durumda.

    howard'a etkili olabileceği bölgede top inmediğinde, ya da potadan uzak bir yerde eline top geldiğinde anında hack a dwight taktiği devreye giriyor ki howard'ın serbest atış konusundaki durumunu hemen hemen bütün nba takipçileri biliyordur. yalnız ben bu duruma da gerçekten bir anlam veremiyorum. yıllarca tim duncan serbest atış atamazdı ama bir şekilde ne yaptı etti bu zaafiyetini giderdi. howard'da bu konuda tık ilerleme yok.

    gelelim kobe'ye.. son maçlarda muazzam bir performans gösteriyor ama şöyle bir durum dikkatimi çekti. öncelikle peşinen söyleyim. bir dallas mavericks taraftarı olarak galip geldiğimiz sezonun ilk maçı ve 30 sayıya yakın fark yediğimiz ikinci maçta dallas'a karşı lakers'ı izledim onun dışında da hiçbir maçını izlemedim. sadece istatistiklere bakarak yazıyorum. lakers'ın mağlup olduğu son 6 maçta kobe 30+ sayı atmış ama bunların hepsinde 24+ şut kullanmış ve kaçırdığı şut sayısı isabet sayısından hep daha fazla olmuş. kobe bir anlamda shaq sonrası lakers'taki kobe'ye dönmüş gibi geliyor bana. takım oyunundan çok bireysel oynamayı fazlasıyla tercih ettiğini görüyoruz. halbuki bu zamanın nba'sinden bireysel performanslar asla yeterli olmuyor. artık makine düzeninde oynayan takımlar başarılı oluyor. san antonio spurs ya da bu yılki new york knicks* bunun en iyi örnekleri..

    steve nash takıma geri döndükten sonra daha mantıklı çıkarımlarda bulunabileceğimiz kesin de saha dışında bariz olan sorunlar devam ederse bu lakers için bir intihar olabilir. çünkü unutulmaması gereken bir şey var. howard'ın bu takımda kalması lakers takımına, koça, kobe'ye ya da takım sahibine bağlı değil. tamamen onun kararı olacak. ve howard başarı isteyen huzur olan bir yeri tercih etmek isteyecektir.

    2010 yılında yıldızlar bir araya geldiğinde miami heat'in sezona 9 galibiyet 8 mağlubiyetle başladığını da hatırlatayım. takım olmak için biraz zaman şart. o yıl miami heat 12 maçlık galibiyet serisi yakalayarak 21-8 olmuştu ve takım için bütün yazılıp çizilenler bir anda unutulmuştu. lakers'ın yakalayacağı bir galibiyet serisi de yine aynı etkiyi yaratacaktır.
  • 205
    11 aralık 2012'de cleveland cavaliers'a da yenilmiş takım. an itibariyle galibiyet mağlubiyet sayısı 9-13. beklenenin çok çok altında.

    öncelikle şunu söyleyim. dallas'a karşı oynadığı maçlar dışında ilk defa bir lakers maçı izledim cleveland'a karşı ve daha önce bahsettiğim istatistik temelli sorunları bir kez daha net bir şekilde gördüm. öncelikle kobe'ye lafım olacak. tamam iyi güzel atıyor da takım oyununu tamamen terk etmiş durumda. maç boyunca yaptığı asist sadece 2. zaten takım olarak toplamda yanlış hatırlamıyorsam tek haneli asist sayısında kaldılar. lakers net bir şekilde daha takım olamamış ve en büyük sorun burada.

    nba yaz transfer döneminde çokça yazdık çizdik. salary cap özellikle lokavttan sonra çok önemli bir hal aldı. çok iyi yıldızlar alabilirsiniz ama salary cap'in getirdiği maaş ve takas sınırlaması derin bir yedek kadronuzun olmasını engeller. lakers takımın yedeklerine bakıyorum* piyangodan çıkmış jodie meeks ve yine de kendisinden çok da fazla bir katkı beklenemeyecek antawn jamison dışında hiçbir varlığı yok neredeyse.

    steve nash'in sakatlığı takımı adeta kalbinden vurmuş durumda. set hücumu hiçbir şekilde yok. ellerinden geldiğince howard'a top indirmeye çalışıyorlar, bunun dışında da herkes sadece kobe'nin eline bakıyor. howard top aldıkça faul yapılıyor ve o da kaçırmaya devam ediyor. rakipler lakers'ın oyununu adeta ezberlemiş durumda ve bunu değiştirebilecek tek adam steve nash. onun da 2 hafta kadar daha takımdan uzak olacağı söyleniyor. nash'in yerine oynayan chris duhon'ın yaptığı tek şey top dolaştırmak. aldı verdi sadece. ne skora ne de hücum planına bir katkısı oldu. ondan da çok şey beklemek de çok yerinde değil doğrusu.

    lakers çok kötü savunma yapıyor. cleveland'ın neredeyse aynı 5 ile maç boyu oynadığı bir maçta kendine doğru dürüst takım bulmayı zor başaran c.j miles lakers'ı adeta dağıttı. ceza şutlarını sürekli soktu. perimeter savunması dağılmış durumda.

    lakers'ın önünde çok önemli bir new york knicks maçı var. zor bir fikstüre zor bir zamanda giriyorlar. yeni yıla kadar en az kayıpla bitirmek zorundalar. yoksa birçok hayal ve senaryo ellerinde patlayabilir.
  • 206
    pau gasolun su sezon sahada yaptigi seylerin bir aciklamasi yok olamaz. son sampiyonluktaki katkisi unutulmaz tamam ama psikolojik olarak oynamayi birakmis durumda. en son clippers karsisindaki performansi tuz biber oldu. sanirim birseylerin acilen degismesi gerekiyor yoksa bu sezonu unutur lakers. bu sezondan sonra da tahminen yeni yildizini ve yapilanmasini aramaya baslar ki bu yildiz howard olamaz.
  • 209
    başarısız olacağı sezon başında belliydi, ama bu kadar başarısız olacağını tahmin bile etmiyorduk. sen ilk 5'i cilalamak için benche adam gibi adam koyma, üzerine uyumsuz bir 5 kur! nash geldi de takıma, ulan kobe'nin olduğu takımda nash ne sorumluluğunu alacak? hem de saçma koçlarla? mike brown gitti, yerine daha beterini getirdiler. phil jackson takımın ilacı olabilir sadece, gerçi howard ve gasol ikilisi takımdaki ajan kontenjanında devam ediyorlar, pota altı yol geçen hanı olmuş, savunan yok. işleyen mwp ve kobe'den başka parça yok takımda.
  • 210
    beni genç yaşta dert sahibi yapmış takım. sistemsizliklerini görmeye dayanamıyorum artık. koç değişti ama mentalite aynı yine rezalet bi savunma howard oyunda yok zaten. los angeles'te yaşasam utancımdan her maç "formayı çıkarın çıplak oynayın" diye bağırırım. "üşüyoruz phil reyiz" pankartı açar, koltukları söküp sahaya attıktan sonra d'antoni gitsin kobe dursun tezahüratıyla stadı terk ederdim.
    edit: bu hareketlerden sonra lanet olası federaller beni yakalayıp tutuklarsa da (gbkz: ben laker's için bir yıl hapis yattım siz ne yaptınız?) derim.
  • 211
    3 maç üst üste kazanarak bir ivme kazanmış takımdır. bu 3 maçın kazanılmasının en büyük ve net sebebi kobe bryant'ın "dünyayı ben yarattımulan verin topu bana" oyununu terkedip takımı oynatma rolünü üstlenmiş olması. zira bu son 3 maçta 14-14-11 asit yapmıştır ve bu bilindik kobe oyununun çok dışındadır.

    lakers'ın başarı anahtarı da aslında burda gizlidir.

    şimdi lakers çok zor bir viraja giriyor. nasıl çıkacakları playoff yarışında belirleyici olacak.
  • 213
    son 3 maç üst üste kazanmalarının sebebi kobe'nin ''dünyayı ben yarattım ulan verin topu bana'' oyununu farklı yönden oynamasıdır. zira sezonun başından beri bu takımın 14-14-11 gibi asist rakamlarına ulaşsın diye aldıkları adam steve nash'dir. kobe'nin baş rolü paylaşmayacağı bariz bir gerçekti fakat kendi rolünü arkadaşlarını da oyuna katarak oynamaya karar verdiyse o zaman lakers biraz daha fazla galibiyet alacaktır fakat bu da bir çözüm değildir.

    hala bu takımla ilgili anlamadığım elinde nash var ve takımın diğer tüm oyuncularının şut, drive tehditi var ve halen ikili oyun oynamamakta ısrar ediyorsun. amerikan takıntılarından başka bir şey değil sanırım bu durum.
  • 214
    dün gecesi new orleans maçıyla birlikte 8 maçlık deplasman turnesine çıkmış olan takım. ben bu turneyi lakers açısından bir tünel olarak görüyorum ya bu tünelden play off biletini alarak çıkacaklar yada duvara toslayacaklar. turneye new orleans galibiyetiyle başladılar maçı izleyemedim ancak istatistikler ve yorumlar gösteriyor ki kobe iki maçtır yaptığı atmaktan çok attırmaya dayalı mustafa denizli tabiriyle 1,5 numara oyununu sürdürmüş ve 11 asist yapmış. gasol'e bench 3 maçtır yarıyor, takımdaki olumlu hava howard'a da yaşamış ki geceyi 24 sayı 4 blok ile tamamlamış. şimdi lakers'in yapması gereken kalan yedi maçta 6 galibiyet yakalamak ve 26w 26l ile w/l oranını 1 yapmış şekilde evine dönmek. burada kilit olay o 1 mağlubiyet hakkının ne zaman kullanılacağıdır ve umarım takım sezon başından beri ilk defa bu kadar iyi bir hava yakalamışken önümüzdeki üç maçta olmaz. takımda bütün yük kobe'de kobe şu anda tüm kariyer istatistiklerini takım için feda ediyor bir maçta 30 dan aşağı top kullanmazken bu sayıyı 15 16 seviyesine çekti ve gasol'e yeniden ritm tutturmaya çalışıyor ve son üç maçta sırayla 14 14 11 asist yaptı ve ne tesadüf ki lakers bu üç maçıda kazandı. kobe sezon sonuna dek böyle oynayıp kariyer ortalamasını berbat edemeyeceğine göre artık durma noktasına gelen nash&howard arkının düzenli çalışması gerekli. deplasman turnesinden 7 w 1 l ile dönmeyi başarabilen bir lakers kendi evinde oynayacağı maçı kazanıp w>l yaparsa artık takım o havayla play offlara kadar gider.
    sonuç olarak; kobe 1,5 numara oynamaya 7 maç daha dayan ve efsane ol sonra toplarsın kariyer istatistiklerini yeniden.
  • 215
    son 3 maçı kazanmalarının sebebi kobe'nin "dünyayı ben yarattım" tavrından çıkması değildir. keza kobe bu tavrıyla takıma pekçok şampiyonluk kazandırmıştır. burada önemli olan nokta kobe'nin sazı eline alarak takımı oynatması. kobe'nin şu an yaptıklarını nash sezon başından beri yapabilse, howard da ona az biraz destek verebilse takım şu an çok daha iyi bir durumda olurdu.

    big3 dedikleri nash, howard ve kobe'de şu an ayakta duran tek isim kobe. bu üçlü rayına bir otursa mükemmel olacak ama henüz bu olmadı.
  • 216
    8 maçlık deplasman turnesinin ilk maçında batı konferansının an itibariyle en kötüsü konumundaki phoenix suns'a toslamışlardır. üstüne üstlük bu maçta dwight howard sakatlanmış ve sakatlığının ciddi olabileceği söyleniyor.

    maç için şöyle bir istatistik var. lakers maçın son çeyreğine 10 sayı farkla önde girdi. bu 3 periyotta kobe bryant 10 top kullandı 9 da asist yaptı. güzel.

    son çeyrekte kobe 7 top kullandı ve 0 asist 4 top kaybı. son çeyrek skoru phoenix 29-13 lakers.

    son sözü dün söyledim hakim bey. (bkz: #1159626)
  • 219
    playoff'a kalma yolunda son dönemde önemli adımlar atan takım. son 4 maçlarını kazanıyorlar ve bu 4 maç için çok ilginç bir durum söz konusu. dwight howard bu maçların hiçbirinde sakatlığı dolayısıyla oynamadı. özellikle bu süreçte earl clark'ın atletik kabiliyetiyle ribaund becerisi yönünden çok faydalandılar. tekrar ilk 5'e giren pau gasol de pota altı sayı bulmada efektif olunca üst üste galibiyetler geldi.

    yalnız her mutlu hikayenin bir de acı tarafı oluyor tabi. pau gasol sakatlandı. ve sakatlığının çok ciddi olabileceği söyleniyor. maç sonunda "evet bir çıt sesi duydum, çok endişeleniyorum" açıklamasını yaptı kendisi. raylar biraz oturmuşken çok ama çok kötü olur bu lakers için. zaten howard'ın onu sezon boyunca rahatsız edecek omuz sakatlığı var. kobe'nin bitmek bilmeyen bilek sakatlığı.. nash'in de yaşını hesaba katarsak..

    zor günler bekliyor hem takımı hem taraftarlarını..
  • 222
    2011-2012 nba sezonunun anasını ağlatan lokavtı bitiren yeni cba* kurallarıilk yıl takımlar ona göre kendini düzenlesin diye devreye sokulmamıştı. bu yıl sadece salary cap* üzerinde geçerliliği vardı ve bu yüzden de birçok takım ekstra vergi ödememek için 2 yıl içinde sadece bir defa kullanabilecekleri amnesty clause* hakkına sahip oldular. bir çok takım da bunu kullandı.

    lakers ise bu hakkı henüz kullanmamış az sayıda takımdan birisi. 2013-2014 sezonu içerisinde bu hakkı kullanmak zorundalar yoksa bu hak boşa gitmiş olacak.

    mark cuban'ın değindiği kobe için amnesty'i kullanma bahsine yazının devamında değineceğim. öncelikle lakers'ın oyuncu maaş durumuna bir bakalım.

    takım şu anda kadrosundaki oyunculara tam 100.087.153 dolar ödemekte. bunun yaklaşık 40 milyonu ekstra vergi dilimine giriyor. gelecek yıl anlaşmalı oldukları 8 oyuncu var. bunların listesi ve alacakları şu şekilde..

    kobe bryant $30,453,000
    pau gasol $19,285,850
    steve nash $9,300,500
    metta world peace $7,727,280
    steve blake $4,000,000
    chris duhon $3,920,000
    jordan hill $3,500,000
    jodie meeks $1,550,000

    bu maaşların toplamı 78.186.630 dolar.

    şimdi gelecek yıldan itibaren uygulanacak sistem şu şekilde. salary cap'in 60 milyon dolar olması bekleniyor. 60 milyon doların üzerindeki her 1 dolar için takımlar 1.5 dolar vergi ödeyecek. yani sadece 8 oyunculu rotasyonda lakers yaklaşık 25 milyon vergi ödemeye zaten mecbur. dikkat edin bu kadronun içinde dwight howard yok. howard'ın lakers'ta kalması durumunda 20 milyon+ bir sözleşme imzalayacağı kesin. bu da takıma ekstradan 30 milyon vergi anlamına gelecek.

    9 oyunculu kadro ile 100 milyon sınırına ulaşılmış ve hali hazırda 55 milyon vergi ödenmiş olacak. bu kadroya 6 oyuncunun daha katılacağını varsayarsak ve veteran minimum maaşının 1.5 milyon dolar olduğunu düşünürsek lakers hem toplamda 100 milyonu aşacak hem de ödeyeceği vergi biraz daha katlanmış olacak.

    burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir şey daha var. toplam maaş 100 milyonu geçtiğinde ödenecek vergi 1 dolara 1.5 dolar yerine 1.75 dolar olacak. bu da iyiden iyiye lakers'ın mali anlamda belini bükecek.

    lakers'ın sahip olduğu amnesty clause yukarıdaki oyunculardan biri için kullanılabilecek. eğer ki pau gasol'u keserlerse mali anlamda sıkıntıları kesilmeyecek sadece biraz hafiflemiş olacak. metta'yı keserlerse 7 milyonluk bir kısma olacak bu da 10 milyon civarı bir vergiden kurtulmak anlamına geliyor. her ne yapılırsa yapılsın muazzam bir vergi yükünden kurtulmaları çok ama çok zor olacak.

    diyelim ki gasol kesildi. rotasyona da veteran ya da draft oyuncuları eklendi. lakers'ın bench gücü nasıl olacak? takım şu haliyle bile zaten çok zayıf bir bench'e sahip. howard'ın yerine kullanabildikleri hiçbir oyuncu yok. pota altı gücü en zayıf takımlardan biri olan dallas mavericks bile 24 şubat 2013'teki maçta o bölgeyi çok rahat kullandı. bunu maçı izleyen herkes gördü.

    şimdi mark cuban'a gelelim. bildiğimiz üzere 2011 yılında dallas şampiyon olduktan sonra takımı dağıttı. cuban'ın yaptığı ona göre yeni cba'ye karşı bir kontra ataktı. bu sezon takıma kattığı oyuncuların hepsi sözleşmesinin son yılında bulunan oyuncular ve 2013 yaz transferi sezonunda yıldız bir oyuncuya takıma katma konusunda en avantajlı konumda olan takım. mark cuban katıldığı radyo programında takımı neden bu şekilde dağıttığı sorulunca işte bu bahsettiklerimi söyledi ve bir örnek verdi. verdiği örnek ise los angeles lakers idi.

    bir kere mark cuban'ın finansal anlamda bir deha olduğunu söylemek lazım. yeni cba anlaşması kurallarını en iyi anlayan ve ona göre davranan takım sahibi an itibariyle. her ne kadar takım geçen ve bu sezon kötü durumda olsa da mali anlamda hepsinden daha diri ve tekrardan büyük güç olmaya aday bir takım.

    mark cuban'ın söyledikleri aşağı yukarı şöyleydi. yeni cba bir çok takımın belini büktü ve o da takımın geleceğini koruma adına takımın yüksek maaşlı oyuncuları dağıtmak zorunda kaldığını söyledi. lakers'ın gelecek sezon howard ile anlaşması durumunda altına gireceği vergi yükünün taşınması çok büyük bir yük olduğunu söyledi ki hakikaten de öyle. cuban'ın asıl ima ettiği şey şu. lakers'ın elinde howard gibi çok büyük bir oyuncuyu tutma şansı cba sikkosu yüzünden neredeyse imkansız gibi. şampiyon takımı bozmasına sebebiyet veren cba'yi eleştirmekte tüm amacı.

    açıklamarının ingilizcesini vereyim.. "if you look at their payroll, even if dwight (howard) comes back, you've got to ask the question: should they amnesty kobe?"

    ödemelerine baktığınızda howard'ı geri alsalar bile şu soruyu sormanız gerekiyor. kobe'yi kesmeliler mi?

    program sırasında yukarıda bahsettiğim maaşlar muhtemelen elindeydi ve hesap yaparak konuşuyordu. muhtemelen howard ile sözleşme imzalayamayacaklar. hatta şu durumda kobe'yi amnesty ile kesseler bile yine de barajın üstündeler ve çok büyük vergi ödemek zorundalar dedi. adamın yaptığı açıklamanın devamı çok net amacını gösterse de medya bunu hemen kullanmak istedi. adamın dili yüzünden adı çıkmış dokuza inmez sekize zaten. hemen ardından da lakers kulübü bizim oyuncumuzu örnek vermesi "uygunsuz" deyince olay daha da büyüdü.

    tam da üstüne dallas-lakers maçı gelince kobe de god mode on oynayınca polemik daha da büyüdü. basının körüklediği olay ile kobe'nin tweeti herşeye kaymak oldu. an itibariyle kobe'nin ayarı verdiği görünse de sezon sonunda cuban'ın demek istediğini hepimiz çok diye anlayacağız ve o zaman haklılığı net bir şekilde kanıtlanacaktır.
  • 224
    dün akşam aldığı chicago galibiyeti ile 33 w 31 l ile 8.sıraya yerleşmiş takım bu sonuçla play offa katılabiliyorlar. lakers'in play off'a katılması üst sıralarıda karıştırır sonuçta kimse 8.sıradan gelen lakersla eşleşmek istemez.(nba'de normal sezonu 1.bitirip ilk turda 8.ye elenen 4 takım var eminim kimse beşinci olmak istemeyecektir). bu yüzden üst sıralarda bi ikram durumu olabilir ancak lakers'ın 8.bitireceğini sanmıyorum ritimlerini buldular 7. veya 6. sırada bitireceklerdir. lakin burada önemli olan play off'u mümkün olduğunca erken şekilde garantileyip son maçlarda kobe'yi dinlendirmek çünkü yorgun kobe demek lakers'ın süpürülmesi demek.
    özet: kobe kapakları topladı geliyo diyolla.
App Store'dan indirin Google Play'den alın