204
normal sezonun ilk çeyreği sona ererken 21 maç sonunda sadece 9 galibiyet alabilmiştir.
takımda sadece basketbol değil, saha dışında birşeylerin yolunda gitmediği apaçık belli. saha içindeki sorunlar önce koç mike brown'a yıkıldı, gönderildi ama düzelme olmadı. sonra sorun oyunculara atıldı. kurban olarak pau gasol'a yıkılmaya çalışıldı birkaç maç sakat bahanesiyle oynatılmadı, olmadı. takımda hala bir düzelme yok. çünkü sorunun asıl kaynağı ne mike brown'ı hücum sistemi ne de pau gasol'un iddia edilen yumuşak oyununun savunma zaafiyeti yaratması.
en başta sorun maddi. dwight howard ve steve nash'in kadroya katılmasından sonra çok büyük bir vergi yükünün altına girdi takım. bu yükten dolayı gelecek yıl sign and trade yapamayacak. dwight howard'ı kadroda tutarlarsa aynı yük devam edecek, tutamazlarsa takas yoluyla takımı şampiyonluk yarışında tutma şansları da yok. sahanın dışında gelecek konusunda ciddi bir belirsizlik var taa howard'ın alındığı ilk günden beri.
bunun için bir kurtuluş yolu vardı. o da kobe'nin feda demesi. sezon başında bu ona teklif edildi ama kabul etmedi. o günden beri takım sahibi ile arasında sorunlar çıktığı basına yansıdı. belli ki durumlar kobe'yi o kadar sıktı ki alınan başarısız sonuçlarla iyice kontrolden çıktı ve eski koçları mike brown için alenen açıklamalar bile yaptı. mike brown gitti yerine d'antoni geldi. yeni koçla oyun düzeninin tamamen değişmesini zaten bekliyorduk. daha hızlı, tempolu ve fast break hücumu daha çok uygulayacak bir takım olmasını bekliyorduk lakers'tan. ama bu tabi ki takım savunmasının açıklarının daha net ortaya çıkmasına sebep olacaktı. bu entry'de bu muhtemel sorundan bahsetmiştim. (bkz: los angeles lakers/@minnina)
aslında saha içi sorunları en iyi düzeltebilecek nba'deki 2 oyuncudan biri takımın kadrosunda zaten. steve nash.* sakatlandığı zaman 10 gün uzak kalacak dendi ama neredeyse 2 aydır halen kadroya dönebilmiş değil. nash'in olmaması takımın ne tempoyu arttırabilmesine ne de howard'a etkili olabileceği yerde top inebilmesine imkan veriyor. set oyununda en azından nispeten etkili olabilecek steve blake de sakatlanınca takım tam bir guard olmayan chris duhon'a kalmış durumda.
howard'a etkili olabileceği bölgede top inmediğinde, ya da potadan uzak bir yerde eline top geldiğinde anında hack a dwight taktiği devreye giriyor ki howard'ın serbest atış konusundaki durumunu hemen hemen bütün nba takipçileri biliyordur. yalnız ben bu duruma da gerçekten bir anlam veremiyorum. yıllarca tim duncan serbest atış atamazdı ama bir şekilde ne yaptı etti bu zaafiyetini giderdi. howard'da bu konuda tık ilerleme yok.
gelelim kobe'ye.. son maçlarda muazzam bir performans gösteriyor ama şöyle bir durum dikkatimi çekti. öncelikle peşinen söyleyim. bir dallas mavericks taraftarı olarak galip geldiğimiz sezonun ilk maçı ve 30 sayıya yakın fark yediğimiz ikinci maçta dallas'a karşı lakers'ı izledim onun dışında da hiçbir maçını izlemedim. sadece istatistiklere bakarak yazıyorum. lakers'ın mağlup olduğu son 6 maçta kobe 30+ sayı atmış ama bunların hepsinde 24+ şut kullanmış ve kaçırdığı şut sayısı isabet sayısından hep daha fazla olmuş. kobe bir anlamda shaq sonrası lakers'taki kobe'ye dönmüş gibi geliyor bana. takım oyunundan çok bireysel oynamayı fazlasıyla tercih ettiğini görüyoruz. halbuki bu zamanın nba'sinden bireysel performanslar asla yeterli olmuyor. artık makine düzeninde oynayan takımlar başarılı oluyor. san antonio spurs ya da bu yılki new york knicks* bunun en iyi örnekleri..
steve nash takıma geri döndükten sonra daha mantıklı çıkarımlarda bulunabileceğimiz kesin de saha dışında bariz olan sorunlar devam ederse bu lakers için bir intihar olabilir. çünkü unutulmaması gereken bir şey var. howard'ın bu takımda kalması lakers takımına, koça, kobe'ye ya da takım sahibine bağlı değil. tamamen onun kararı olacak. ve howard başarı isteyen huzur olan bir yeri tercih etmek isteyecektir.
2010 yılında yıldızlar bir araya geldiğinde miami heat'in sezona 9 galibiyet 8 mağlubiyetle başladığını da hatırlatayım. takım olmak için biraz zaman şart. o yıl miami heat 12 maçlık galibiyet serisi yakalayarak 21-8 olmuştu ve takım için bütün yazılıp çizilenler bir anda unutulmuştu. lakers'ın yakalayacağı bir galibiyet serisi de yine aynı etkiyi yaratacaktır.
takımda sadece basketbol değil, saha dışında birşeylerin yolunda gitmediği apaçık belli. saha içindeki sorunlar önce koç mike brown'a yıkıldı, gönderildi ama düzelme olmadı. sonra sorun oyunculara atıldı. kurban olarak pau gasol'a yıkılmaya çalışıldı birkaç maç sakat bahanesiyle oynatılmadı, olmadı. takımda hala bir düzelme yok. çünkü sorunun asıl kaynağı ne mike brown'ı hücum sistemi ne de pau gasol'un iddia edilen yumuşak oyununun savunma zaafiyeti yaratması.
en başta sorun maddi. dwight howard ve steve nash'in kadroya katılmasından sonra çok büyük bir vergi yükünün altına girdi takım. bu yükten dolayı gelecek yıl sign and trade yapamayacak. dwight howard'ı kadroda tutarlarsa aynı yük devam edecek, tutamazlarsa takas yoluyla takımı şampiyonluk yarışında tutma şansları da yok. sahanın dışında gelecek konusunda ciddi bir belirsizlik var taa howard'ın alındığı ilk günden beri.
bunun için bir kurtuluş yolu vardı. o da kobe'nin feda demesi. sezon başında bu ona teklif edildi ama kabul etmedi. o günden beri takım sahibi ile arasında sorunlar çıktığı basına yansıdı. belli ki durumlar kobe'yi o kadar sıktı ki alınan başarısız sonuçlarla iyice kontrolden çıktı ve eski koçları mike brown için alenen açıklamalar bile yaptı. mike brown gitti yerine d'antoni geldi. yeni koçla oyun düzeninin tamamen değişmesini zaten bekliyorduk. daha hızlı, tempolu ve fast break hücumu daha çok uygulayacak bir takım olmasını bekliyorduk lakers'tan. ama bu tabi ki takım savunmasının açıklarının daha net ortaya çıkmasına sebep olacaktı. bu entry'de bu muhtemel sorundan bahsetmiştim. (bkz: los angeles lakers/@minnina)
aslında saha içi sorunları en iyi düzeltebilecek nba'deki 2 oyuncudan biri takımın kadrosunda zaten. steve nash.* sakatlandığı zaman 10 gün uzak kalacak dendi ama neredeyse 2 aydır halen kadroya dönebilmiş değil. nash'in olmaması takımın ne tempoyu arttırabilmesine ne de howard'a etkili olabileceği yerde top inebilmesine imkan veriyor. set oyununda en azından nispeten etkili olabilecek steve blake de sakatlanınca takım tam bir guard olmayan chris duhon'a kalmış durumda.
howard'a etkili olabileceği bölgede top inmediğinde, ya da potadan uzak bir yerde eline top geldiğinde anında hack a dwight taktiği devreye giriyor ki howard'ın serbest atış konusundaki durumunu hemen hemen bütün nba takipçileri biliyordur. yalnız ben bu duruma da gerçekten bir anlam veremiyorum. yıllarca tim duncan serbest atış atamazdı ama bir şekilde ne yaptı etti bu zaafiyetini giderdi. howard'da bu konuda tık ilerleme yok.
gelelim kobe'ye.. son maçlarda muazzam bir performans gösteriyor ama şöyle bir durum dikkatimi çekti. öncelikle peşinen söyleyim. bir dallas mavericks taraftarı olarak galip geldiğimiz sezonun ilk maçı ve 30 sayıya yakın fark yediğimiz ikinci maçta dallas'a karşı lakers'ı izledim onun dışında da hiçbir maçını izlemedim. sadece istatistiklere bakarak yazıyorum. lakers'ın mağlup olduğu son 6 maçta kobe 30+ sayı atmış ama bunların hepsinde 24+ şut kullanmış ve kaçırdığı şut sayısı isabet sayısından hep daha fazla olmuş. kobe bir anlamda shaq sonrası lakers'taki kobe'ye dönmüş gibi geliyor bana. takım oyunundan çok bireysel oynamayı fazlasıyla tercih ettiğini görüyoruz. halbuki bu zamanın nba'sinden bireysel performanslar asla yeterli olmuyor. artık makine düzeninde oynayan takımlar başarılı oluyor. san antonio spurs ya da bu yılki new york knicks* bunun en iyi örnekleri..
steve nash takıma geri döndükten sonra daha mantıklı çıkarımlarda bulunabileceğimiz kesin de saha dışında bariz olan sorunlar devam ederse bu lakers için bir intihar olabilir. çünkü unutulmaması gereken bir şey var. howard'ın bu takımda kalması lakers takımına, koça, kobe'ye ya da takım sahibine bağlı değil. tamamen onun kararı olacak. ve howard başarı isteyen huzur olan bir yeri tercih etmek isteyecektir.
2010 yılında yıldızlar bir araya geldiğinde miami heat'in sezona 9 galibiyet 8 mağlubiyetle başladığını da hatırlatayım. takım olmak için biraz zaman şart. o yıl miami heat 12 maçlık galibiyet serisi yakalayarak 21-8 olmuştu ve takım için bütün yazılıp çizilenler bir anda unutulmuştu. lakers'ın yakalayacağı bir galibiyet serisi de yine aynı etkiyi yaratacaktır.