• 151
    yorumundan siyasi görüşüne gönderme yapılmasını nahoş bulduğum yazar. adam bir şeyler yazmış. yazılanı ille bir siyasi kimlikle ilintilendirmek haksızlık değil midir arkadaşlar? gavura kızıp oruç bozmayalım. hepimiz galatasaray'ın menfaatine şeyler istiyoruz. karşıt görüşler sahip olunan görüşlerin defosunun görülmesi ve daha sağlam olmasını temin eder. hepimiz aynı şeyi söylemek zorunda değiliz.
  • 163
    bir kaç gündür yazıcam, şimdi fırsat oldu.
    çok güzel tavsiyeler vermiş ve çok güzel bir entry girmiş. herkes okumalı.

    (bkz: #2554813)

    ama isviçre'den ahkam kesmek kolay kardeş.

    şu entryde bahsettiği beslenme tarzını 70 milyonluk türkiye'de gerçekleştirebilecek aile sayısı 10.000'i geçmez.
    sağlık standartlarımız yerlerde.
    devlet denetimleri güvenilmez.
    türk insanının ekonomisi o beslenmeyi kesinlikle karşılayamaz.

    gelsin burada tavuk yesin. hormonlardan kadın gibi memeleri çıkar. gelip gdo'lu, kanserojen ilaçlı sebze-meyvelerimizden, senelerdir bombalanan suriye'den ithal ağır metalli patateslerimizden yesin. ülkeye denetimsiz sokulan her türlü gıdayı kullansın. %15'i sinir, işlenmiş kemik, tendon olmakla övünen kıymalarımızdan yesin... %15 kolajen oranına sahip kıymamızın %25'i de yağ doku oranına sahip ayrıca. o yağ doku oranının içeriğini ise bilmek istemez bu kardeşimiz. bu arada şu bahsettiğim kıymanın kilosu 40 lira. isviçre'de yiyebileceği domuz sosisi burada yiyeceği dana kıymadan sağlıklıdır bunu bilsin. et alıp kendi çektirmek isterse kıymanın kilosu 65-70 liraya çıkar. dana bonfilenin kilosu falansa 94 lira.

    onu da anlatayım kardeşime. bilsin neden böyle. türkiye tahıl ambarıydı bundan 15 sene kadar önce. tabi haliyle o tahılın sapıyla falan hayvan yemi yapılıyordu. yani dana beslemek kolaydı. çiftçi ithal suni yem almak zorunda değildi. dolayısıyla hayvan besleme maliyetleri yüksek olmuyordu. üstelik standart adı altında getirdikleri ve hiç bir işe yaramayan maliyetli koşullar yoktu. tabi ki tüm bunlar planlı stratejilerin uygulanması neticesinde alınmış kararlardı. evet hayvancılık denetleniyor ama o denetime rağmen gıda kalitemiz çok düşük. çünkü işe yaramaz. sadece hayvancıya maliyet çıkarmaya yönelik.

    sonra küçükbaş hayvancılık. tüm yaylalar ve meralar yok edildi. yani statüleri değişti. üzerinde 40 senedir orman olmayan yere orman arazisi dediler. hayvan otlatan çiftçiye hop 40.000 tl idari para cezasını kesiverdiler. devletten mera kiralamaya çalışan çiftçinin önüne müthiş rakamlar koydular.

    artık hayvan üreticisi azalıyor, aracısı artıyor. daha da devam edecek bu. niye? 1.100 tl ile 1.300 tl civarından koyun buldun diyelim satılık. 100 tane. bütün gün üretim kovalayan hayvancı bu paradan satıyor koyununu. bütün gün hayvan kovalayan aracı ise tanesine 200 lira koyup senden alıp satıveriyor koyununu. 100 tane sattı. hop kaç para kar etti? 20.000 tl. risk sıfır. hayvanın yetiştirirken telef olma riski üreticide. havan satışı en az 40 gün vadeli. senedi alan da üretici. inşallah bir gün tahsil eder. üretici 100 hayvandan sütü, yünü derken kaç para kar elde etti? 1 sene uğraştı belki 30.000 tl. o da bahsettiğim riskleri saymazsak. kazandığı paranın çoğuyla da aldığı yavruları 1 sene daha besler, büyütür, yeni yavru alır, sonra tekrar aracıya gider. peki aracı? 2 günde bağladı işi. 20.000 tl cepte. haliyle üretim düşüyor, fiyatlar artıyor. bu arada hayvanları küpeleten, küpeleri devrettiği için vergiyi ödeyen de üretici. aracı tamamen kayıt dışı.

    çoğu zaman 1 hayvan 2-3 aracı görüyor. fiyatlar şişiyor. çünkü hayvancı olarak hayvan pazarından yer kiralayıp malını satman imkansız. o maliyeti karşılayamazsın. öyle her yere hayvan pazarı kuramıyosun kafana göre. belediye kuracak. bakanlık kuracak. standardı olacak. devlet onaylayacak. çoğu pazarda ve kesimhanede veteriner değil imamhatip mezunları yapıyor denetimleri. standart dediğim bu. eskiden hayvancı bol bol pazar kurarken denetimleri veteriner yapardı bu arada. standart gelince böyle oldu. yoksa karşı değiliz standarda. keşke adam gibi yapsalar şu işi. üreticiye destek olsalar, tüketici mutlu olsa. aracıların hepsi üreticiliğe geri dönse. aracı dediğime bakmayın. bunlar emlakçılar gibi emekli asker falan değil. hepsi eski hayvan üreticisi. eskiden et aldığım kerim vardı benim. 3 kardeşti bunlar. 1.000'e yakın koyunu olurdu hep. kimi zaman 100 kimi zaman 200 koyunu hep satışta olurdu. bak yalan değil, sesinden hangi koyunun hangisi olduğunu ayırırdı. şimdi 3 kardeşin 2 tanesi aracı 1 tanesi fabrikaya girdi. kolunu makinaya kaptırdı. şimdi malulen emekli maaşı alıyor. bunlar atadan hayvancı bi aile. 3'ü üreticiydi. şimdi 2'si aracı, 1'i tüketici.

    baya bildiğin politika uygulandı bu ülkede tarım ve hayvancılığı yok etmek için. menderes ovasını, söke ovasını bir gezsin de çiftçilerle konuşsun. yerli tohumlarımızı devletten gizli gizli nasıl ektiklerini dinlesin.

    peyniri, yumurtayı, sütü falan hiç anlatmıyım.

    glukoz, fruktoz, $eker ve koruyucu maddeler yok! demiş. bak buna gülerim. parası olan bulamıyor o dediği standartta ürünü. bu arada glutensiz bir paket makarna 10 lira türkiye'de. o da etiketi doğruysa. demiş ya beyaz un, misir ve misirla alakali ni$asta vs. tüketmeyin. $eker yerine bal tüketin diye... türkiye'de bal yiyeceğine şeker yesin. daha sağlıklı. çünkü bal diye yediğin şey aslında çoğu zaman zehir. öyle evine gerçek bal sokabilen aile bulmak kolay değil.

    nereden mi biliyorum, bir dönem lüks bir restoran işlettim. bir dönem derken öyle bir kaç sene değil. şu türkiye'nin yok oluşunu canlı canlı izleyecek kadar. neyse... 4-5 ay önce de yeter bu ızdırap diyerek devrettim. şimdi param rantta. allaha şükür keyfim yerinde. kafam rahat. mesela artık bir restoran etten kar elde edemiyor. zayi eti katmıyorum hesaba bir porsiyonu 50-55 liradan satmazsan zarar edersin. 50-55 lira bir porsiyonun aşağı yukarı maliyeti. tabi müşterini kazıklamıyorsan. bu arada maliyeti derken işletme gideri koymuyorum haa. yani onu eti pişirenin, servis edenin maaşı, sigortası, kıdem tazminatı yok içinde. onları yanında sattığın ayrandan, koladan alkolden karşılayacaksın. eskiden bir yere oturup et yiyebilen insan sayısını bu günkü ile kıyaslayabilse oturur ağlar bu kardeşim. gelsin tatilde köfte yesin türkiye'de. denetimli etse eğer kıymanın %40'ı kolajen ve yağ doku ama zaten köftenin yarısı soya... öyle tamamı kıymadan yapılı köfte satan restoran yok. kimse anlatmasın bana. sektörü biliyorum. o piyasa yapmak için oturulan yerlerin iç yüzünü bir de bana sorun. kaç tane ustam abi kimse böyle yapmıyor sen salak mısın, bırak biraz soya kullanalım dedi bana. msg falan katıp çözüyor işletmeler meseleyi.

    türkiye'de karı koca çalışan ailelerin ortalama geliri 4.000 tl değil. zaten çoğu eve tek maaş giriyor. kişi sayısı 4 diyelim. yani 5-6-7 çocuklu aileleri saymıyorum. kira-elektrik, su, internet, ısınma - çocuğun okul masraflarını falan düş... 25 yaşında görünüyormuş kardeşim. 1 sene şöyle yaşasın 50 yaşında görünür. isviçre'nin çikolatalarıyla mücadele etmek kolay. gelip türkiye'deki yaşam koşullarını test etsin.

    böyle çarşaf çarşaf anlatmak güzel de... millet pazarda sonda kalan çürük sebze meyveyi kovalıyor evine götürebilmek için. karbonhidratla beslenmekten başka çare yok. ama evet türkiye'ye turistik geziye gelince her şey çok ucuz görünür. niye? çünkü döviz.

    tavsiyeler güzel. ona lafım yok. türkiye'de; "baba ben galatasaray sözlük'te bir yazı okudum, beslenmenin önemini kavradım, bundan sonra kan grubuma göre beslenmek istiyorum" diyen çocuğun hastane masraflarını da ekleyelim maliyetlere.

    gelsin istanbul'da haftada 3 gün koşsun. burda dağ bayır yok. her yer bina. ağaç bile yok. ciğerleri çürümezse egsoz gazından ben de bir şey bilmiyorum. koşacaksa spor salonu senelik 3-4 bin lira.

    öyle allahın resulünü örnek almak kolay değil bu ülkede. bağımsız kaynaklardan biraz haberleri okusun, fotoğraflara baksın. siyasiler camide bile kırmızı şeritle protokol çekiyorlar cemaatle aralarına.

    türkiye'de böyle beslenemez misin? evet türkiye'de böyle beslenebilirsin. mesela bilinçli bir suriyeliysen :)

    verin kardeş yurt dışından bu düzene oyları. türkiye çok gelişti yeaaa diyerek verin. hristiyan memlekette allahın resulü güzel oluyo tabi. burada kovala o resulü de göreyim.

    not: dost acı söyler.
  • 166
    "yaşam kadar gerçek,
    yaşamak gibi sahte.
    öyle çok şey var ki,
    yaralayan insanı."

    özür diliyorum kendisinden. laf anlatabileceğimi düşündüğüm yazardı.

    (bkz: #2138706)
    sen kafası karışık bir insansın. şu kafa karışıklığına bir de ben bir şey anlatmaya çalıştım. özür dilerim.

    (bkz: #1947255)
    sen şeriat isteyen ama komünist olan, marx'ın havuza iteceği, şeriatçıların on dakikada darağacına göndereceği bir yazar kardeşimizsin. kafan çok karışık, özür dilerim.

    (bkz: #1810635)
    sen yıkılan bir imparatorluğun marşından rahatsız olan insanlara uruguay istikameti gösteren bir parça da hadsizlik etmiş bir insansın. uruguay-paraguay nüfusunca özür dilerim.

    (bkz: #1983238)
    dedim ya kafası karışıksın. bir parça üzgünsün, belki biraz da yılgınsın. nick altı girilmesin deyip nick altı giren bir kardeşimizsin. özür dilerim.

    (bkz: #1978942)
    sen de maalesef gözünü nefret bürümüş birisin. şeriat gelse beni yakarlar, eşcinselleri yakarlar. gold-class bilet alıp izlersin. ya da vicdanlısındır ya, yeşile yüzünü döner bizi görmezden gelirsin.

    (bkz: #1256880)
    peng!

    (bkz: #1281720)
    sen direniş karşıtı bir komünist olduğunu iddia eden yeşil bir kardeşimizsin.

    (bkz: #2221883)
    sen hem şeriatçı, hem apolitik, hem yeşil komünist olduğunu iddia eden birisin. çok karışıksın. özür dilerim.

    (bkz: #415759)
    sen özgürlük karşıtı bir insansın.

    güzel ne kaldı bilmiyorum da, gördüğüm kadarıyla hepsine karşı bir insansın. bir de insanın kendi vücuduna yaptırdığı dövmeye dahi karışacak kadar, buna takacak kadar tanrı kompleksin var.

    kafan çok karışık, bir de ben yükleniyorum. özür dilerim.
  • 167
    hayatimda hiç bir e$cinsele, e$cinsel oldugu için hakaret etmemi$imdir, etmem de. benim de çocuklarim var, yarin öbür gün allah korusun benim ba$ima gelse ne yaparim? allah'dan dü$manima dilemem! ben demiyorum e$cinselleri keselim ancak kimse de benden böyle olu$umlari desteklememi beklemesin! yok efendim, uzun yillardan sonra herkesi kucakliyormu$uz, ne gerek varmi$.

    https://twitter.com/...624780198096898?s=19

    be$ikta$ belediyesinin yaptigi payla$im ne kadar gereksizse, tek yürek'in payla$imi da o kadar gereksizdir. anlatmak istedigimiz budur. sen kalk stadyumda agiz dolusu ibneli, pu$tlu küfürler et, sonra ama tek yürek cici $eyler söylemiyo de. yemezler anacigim, yemezler.
  • 169
    hakaret nedir ve nasıl edilir herhangi bir fikri olmadığını ısrarlı bir şekilde anlatmaya çalışan bir yazar.
    homofobi nedir, nasıl yapılır dersi veriyor resmen. hayretler içinde izliyoruz.

    şimdi; pride yürüyüşlerini ya da eşcinselliği destekleyen kimse eşcinsel olmak zorunda değildir. "hatta destek olursam, öyle gözükürüm" endişesi de homofobinin içine girer. yani sayın yazar koskocaman bir homofobik ve saygısızs. daha da kötüsü, bunun farkında bile değil.
  • 170
    izmir marşı’nı siyasi zanneden, bu yüzden söylenmesini istemeyen şeriatçı yazar arkadaşımız. “türkiye laiktir laik kalacak” lafına da kızıyormuş anladığım kadarıyla.

    enes ünal’ı da zina yapıyor diye eleştirmişti. “hataları örtmede gece gibi ol” der mevlana. kendisine tavsiyem kimin zina, kimin haram yaptığıyla bu kadar ilgilenmesin. herkesin günahı boynuna. kendi işine baksın.

    bir de “ş” harfi yerine dolar işareti kullanmaktan vazgeçmesini tavsiye edeceğim, zira okurken gözlerim kanıyor. klavyesinde ş harfinde sorun varsa eğer “s” de kabulümdür.

    edit: şeriatçı yazınca kendisini savunanlar gelmiş yine hemen. bu benim söylemim değil, bizzat kendisi söylemiş zaten şeriatçı olduğunu.
    (bkz: #1947255)
  • 171
    hayata bakışı ile yazdıkları alıntılanarak hedef gösterilmek istenen yazar.

    o ne demiş şu ne demiş umrumda değil de adamın alakalı alakasız görüşlerini hatırlatıp amaçlanan şeyi merak ettim.

    'özgürlüğün sınırlarını ben belirlerim lgbt haklarını savunmanı alkışlar ama şeriatı savunursan seni hedef gösteririm' diyip üstüne bi de hakaret etmek özgürlük falan değildir güzel kardeşim.

    kimseye hakaret edemezsin.
  • 172
    galatasaray sözlükte -alakasız- bir konu sebebiyle linç yemekte olan yazar.

    siyaseti konuştunuz hadi futbolla ilgisi var dedik. lgbt'nin galatasaray sözlükte ne işi var. tartışmak isteyen ekşi sözlükte, kendi kişisel blogunda istediğini düşünsün, yazsın.

    burada galatasaray dışında herkes sizinle aynı yönde düşünmek zorunda değil. aynı yönde düşünmüyor diye de linç edemezsiniz. umarım moderatörler kendisini linç edenlere gereken cezayı verir.

    yoksa yarın öbür gün biriside çıkıp ensesti savunursa susup dinlemek zorunda kalırsınız.
  • 175
    çok eşliliği savunan değil dönemin iki yuzlulugunu anlatmış yazardır. dinin emirlerini anlatmıştır.
    o kısımları bırakalım demiştir. kendince haklı olabilir.
    fakat işte burada koca bir fakat var. diagne'nin bu çok eşlilik olayını loewenherz kardeşimizin anlattığı şekilde algılamadıgından maalesef eminim. kafasına göre nikahsiz vs takılıyor gibi.
    karakter olarak da saha içi ve saha dışında sergilediği tavırlar sonradan görme şımarık insan karakteri.
    olaya bir de o gözle bakmasını rica ediyorum.
    ha bunu da ibrahimovic'i karakteri sebebiyle hicbir zaman istememis bir insan evladı olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın