• 177
    metres, kaçamak vb ile çok eşlilik arasında bir fark göremiyorum. birine bişey demezken diğerine sırf işin içinde din var diye karşı olmak da komik geliyor.

    bugün türkiye’de hemen hemen her zenginin 2-3 tane metresi var. onlara tepki göstermek çağ dışı, herkesin hayatına kimse karışamaz vs olurken diagne ve bu arkadaşa bu konu üzerinden tepki gösterilmesini ikiyüzlülük olarak değerlendiriyorum.

    kaldı ki diagne’nin yaptığı şeyi tüm futbolcular yapıyor neredeyse. ama diagne işin içine dini katarak saçmaladı mı? evet saçmaladı. açık bir evliliğim var eşim kaçamaklarıma karışmıyor diyebilirdi.

    dipnot: çok eşliliğe de parayı bulan adamın metres yapmasına da karşıyım.

    dipnot 2: çok eşlilikten kastım redmi nikahlı bir çok eşlilik değil. ona kanun izin vermiyor zaten. o yüzden tartışmaya bile gerek yok.
  • 178
    hani bazı kararlardan birkaç sene sonra önümüze gelince pişman oluruz ya? işte bu arkadaş da bende 2 senedir engelliydi, şimdi böyle başlığına giriler yazılınca açtım yazdığına baktım, hiç pişman etmemiş sağ olsun. roberto carlos yaptığı için diagne de yapabilirmiş falan. yeşil komünist, şeriatçı aynı zamanda da apolitik yazar. *
  • 179
    çok eşlilik ile aldatmak benzer şeylerdir birinin kanunen yasak olması bunu değiştirmez diyor, iki yüzlülüğe dem vuruyor şeklinde savunulmaması gereken yazar. birincisi zaten kimse aldatmak normal demiyor. o da aynı çok eşlilik gibi utanç verici bir suç.

    kendisini iyi niyetle anlamaya çalışan arkadaşların bu yazdığını değil, doğrudan sevgili olmayı, öpüşmeyi falan bununla bir tutuyor. sokak ortasında öpüşmek normalleşti diyen bir adamdan ne bekleyebilirsin. öpüşmek, yani bir sevgi ifadesi. sevgiden nefret ediyor ve normal olmasını kabul edemiyor. adım gibi eminim silahlı, vurmalı, mafyatik dizilerin de hastasıdır. çünkü dövmek, öldürmek, bunlar hayatın gerçeği ama sevgi. sevgi nedir? bilmiyor ki. sevilmemiş ki.

    engelle geç.
  • 180
    yazdığı entry ile kendimi al-rayyan sözlük'te hissetmeme sebep olan yazar.

    yakışmadı.

    kimsenin carlos'un yaptıklarına iyi dediğini sanmıyorum. tek eşli olmayı beceremeyen evlenmez bakar keyfine, özel hayatıdır karışamazsın. ama günümüzde bir kadınla evli isen çok eşlilik anlamında yapılan her şey gayri ahlaki hal alır. hele ki çok eşli olmamayı maddi ve aile içi psikolojik durumlarda sadece kendi çıkarına yıpratıcı bulduğu için uygulamadığını ima etmekte çok fazla fikir veriyor zaten düşünce yapısıyla ilgili olarak.
  • 183
    bir şeyin islam'da olması onun savunulabileceği anlamına gelmez zira dinin içinde olan bazı şeyler anayasamıza ve diğer kanunlarımıza aykırı olabilir ve evet bu durumlarda devlet tarafından terörist olarak konumlandırılabilirsiniz. spor sözlüğünde bu arkadaş sayesinde böyle şeylerin konuşulması ise biraz garip bir durum. umarım müdahale edilir. ayrıca çok eşlilik dinin içinde olan bir uygulamadır zorunluluğu yoktur yani bir emir değildir.
  • 184
    "bir tanesine bakamıyoruz, onun dırdırı bile ağır geliyor, nikah altına almak" şeklinde cinsiyetçi, iğrenç bir dille kadınları aşağılayan yazar. bu ifadeler düşünce özgürlüğünden ziyade hakaret içerdiğinden ötürü ben gerekenin yapılması taraftarıyım.

    kadınların "erkek boyunduruğu altına alınması" ile, insanların rızası dahilinde birbirleriyle cinsel ilişki yaşamalarını birbirinden ayıramayacak kadar cahil yazardır. bir de bu tiplerin kanına dokunan şey nedense taciz, tecavüzden ziyade insanların sokakta öpüşmesi birbirlerine sarılması olur.
  • 188
    (bkz: yolla)

    kendisine tavsiyem madem isviçre'lerden dolar işaretli ş'leri yapmaktan bıkıp bizim ülkemizi çok seviyor kültürü falan çok seviyor buyursun gelsin burada misler gibi öyro'larıyla yaşasın. ama duuur, burası çok güzel değil mi hadi bakalım başlayalım.

    1-çocuklarının isviçre'de mi eğitim almasını ister yoksa türkiye'de mi?

    2-madem çok güzel ülkemiz var neden 'gurbet ellerde' sürünüp (!) memleket hasreti çekiyor?

    3-madem eşinin dırdırından şikayetçi, isviçre gibi modern ve özgür bir ülkede boşanmak çok mu zor?

    kendisi bana ülkemizdeki bir grubu fena şekilde hatırlatıyor ve bu yüzden geç kalmış bir eylemi yapıp kendisini engelliyorum. umarım daha özgür düşünebildiği şekilde kendisini geliştirir.
  • 190
    kendisi tam olarak avrupada yaşayıp bir gram bile gelişmeyen gurbetçidir. her başlıkta türkiye savunur, her başlıkta türkiyede yaşayanlara akıl verir ama kendisi en fazla iki haftalık tatile gelip kaçar. hatta bilmemneden rahatsız olanlarınız gitsin uruguayda yaşasın türkiyede yaşamayı haketmiyorsunuz demekten bile çekinmez. avrupanın göbeğinde medeniyetin tüm nimetlerinden faydalanır ama her türlü gericiliği savunur. mükemmel bir kombinasyondur kendisi.
  • 193
    magazincilerin aciklama kesmesi gibi kuran'in baglamindan cikip kendine -veya ideolojisine- gore yorumlayan yazar.
    uzun uzun burada islam'in nasil tek eslilige yonlendirdigini anlatmayacagim; hem yeri degil hem de iki tarafin da fanatikleri anlamayacak, anlamak istemeyecekler.
    senin gibilerin islam'a verdigi hasari emevi halifesi i. yezid anca vermistir.
    gecmiste de milletin inancina karisma gibi gafletleri -sirk kosmalari- olmustu; basligi altinda bulabilirsiniz.
  • 195
    (bkz: #2726841) no lu entry sahibi yazar.

    insanın karakter gelişim basamaklarını bilmeden bu karakterin sahip olduğu düşüncelere eleştiri yapmak ( ki toplumumuzda çok yaygın bir davranıştır) genelde huyum değildir. niyet okuyacak kadar da hadsiz değilim fakat yazar arkadaşın düşüncelerinde gerçekten anomali var. çok eşlilik sadece bizim toplum için değil evrensel anlamda modern toplumun en temel yapıtaşını yok sayıyor. kendi modern toplum normlarını kendin çizmiş olabilirsin fakat genel geçer toplum kurallarını yok sayamazsın. bunu savunuyor olman kendi bileceğin iştir fakat bunu burada ifade etmek cesaret olmuyor. işte o, toplum içerisinde öpüşmek(!) oluyor; işte o, benim yapmadığım hadsizlik oluyor. hem de 2 türlü: senin gibi düşünmeyenlere karşı ve sözlük formatına karşı.

    ha burada ifade etmek derken tam olarak buradan bahsediyorum. burası galatasaray sözlük. ben x kişinin başlığında diagne soslu çok eşliliği, y kişinin başlığında bilmem ne soslu homofobikliği tartışmak için galatasaray sözlüğün çok yanlış adres olduğunu düşünüyorum. anomalilerden biri de bu. tartışalım, sabaha kadar tartışalım ki gerekli de. fakat burada değil.
  • 196
    (bkz: #2726841) nolu entrysinin neden arızalı olduğunu kendisine ve diğer herkese anlatmak istiyorum. zira olay şeriatçı olmak, dindar olmak gibi kimliklerle açıklanıp kenara atılmamalı. çünkü asıl mesele kendisi gibi düşünmeyen insanların bile aslında çok arızalı olan yerler yerine; şeriat gibi, birçoklarına alerji yapan kelimelere takılmaları.

    sırayla irdeleyelim.
    "çok evlilik taraftari degilim. yeri geliyor 1 tanesine bakamiyoruz, onun dirdiri bile agir geliyor, 2,3, 4 tanesine arti bir de çocuklarina nasil bakicaz?"

    çok evlilik taraftarı olmamasını birilerine "bakamama" korkusu ile açıklamış yazar. kendine güveni olan, eğitimiyle sosyokültürel düzeyiyle belli bir konum sahibi kadınların veya erkeklerin bakılma gibi endişesi olmaz. senin burada bakmaktan kastın boyunduruğun altına almaktır. üstelik tek maaşla bakmaktan söz ediyorsun. yani sana göre kadın çalışamaz, çünkü onun kendine olan güveni toplumca ezilmelidir. kadın da tıpkı çocuk gibi korunmaya muhtaç ve kendine bakamayacak kadar acizdir.

    zaten sağlıklı toplumlarda kadının toplumsal baskılardan uzak tıpkı erkekler gibi iş hayatında, sosyal hayatında etkin olması gerekir. bu bakış açısıyla, kadına bakmak gibi, kadının korunmaya ihtiyacı olması gibi düşünceler nedeniyle kadının toplumsal hayatta yeri bakılacak bir eşya olmasını gerektirir.

    "kendimi senegalli e$inin yerine koyuyorum. geçim derdim var. çocuk da istiyorum. köylüm olan mbaya ile mi evlenirim, yoksa galatasaray'da top ko$turan yillik 2-3 milyon kazanan mbaye ile mi?" demiş yazar.

    buradaki asıl sorun geçim derdi ise onun çözümü zengin bir erkek ile evlenmek olmamalıdır. yine gelişmemiş toplumların kadına biçtiği rolden kaynaklı olarak kadınların geçim derdi gibi sorunlarının çözümünü "güçlü ve erk sahibi" bir erkek ile gidermek zorunda bırakılması ve dahi senin gibi düşünen erkil insanlar tarafından bunun desteklenmesi bir sorundur, bunu da din ile açıklamak arka planında yatan erkeklik duygusunun bir yere dayandırılma arzusundandır.

    oysaki sağlıklı toplumlarda kendini konumlandırma konusunda sorun yaşamayan kadınların gayet tabii seviyorsa "mbaya" ile evlenmesi olasıdır. ha keza "para ve güç için" mbaye ile evlenmesi de mümkündür. ancak bu tamamen kendi tercihidir toplumun ona biçtiği rolden ve zorlamadan kaynaklanmaz.

    bu son söylediğim de bizi "çok evlilik" ile insanların bile isteye birlikte olmasının aynı çatı altında değerlendirilemeyeceğine işarettir.

    örneğin daha gelişmiş toplumlarda da çok eşlilik, açık evlilik gibi unsurlar bulunmaktadır. bunun eleştirilmeme nedeni ise kadın ve erkeğin konumunun aynı olması ve bu tercihlerin hiçbir baskı unsuru olmadan yapılmasıdır. kadının bakıma muhtaç olarak görüldüğü ve yazarın da sözünü ettiği "yani kisacasi, nikah çocugu ve kadini koruma altina alir." söylemi gibi kadının rolünün erkeğe nazaran ne kadar aşağıda olduğunu hissettiren toplumsal baskı ve ataerkilliğin hüküm sürdüğü toplumlarda elbette çok evlilik eleştirilir. öte yandan sosyal normlarda eşit olan kadın ve erkeğin hiçbir baskı unsuru olmadan aldığı çok eşlilik kararı da pek tabii eleştirilmez. dolayısıyla yazarın tabiriyle söyleyeyim, evet biri yapınca auvv...

    "birakalim kiminle, kaç taneyle evlenirse evlensin. öbür dünyada o hesap verecek $ayet e$lerine adil davranamaz ise."

    ve yine erkeğin yalnızca eşlerine adil davranmadığı durumda hesap vereceğini iddia etmesi. yine karar verici erkek ve erkeğine muhtaç olan kadın anlayışı.

    tüm bu tavırlar ve yaklaşımlar bizi özgür olmamaya iten düşüncelerin düşünce özgürlüğü adı altında savunulmaya kalkışılmasından kaynaklı. toplumlarımızda gerçekten özgürlük istiyor isek herkesi eşit değerlendirebileceğimiz kadın ve erkeğin hatta diğer tüm cinsiyet rollerinin kabul edilmesi gerekir. bunun dışında özgürlük kısıtlayıcı her düşüncenin, özgürlükler adı altında savunulması da komik olmaya devam ediyor.

    umarım sana saldırmadığımı, fikirlerine karşı argüman geliştirdiğimi naçizane bir başka pencere sunduğumu anlarsın.
  • 198
    hiç tanımadığım bir yazar.

    neden bu kadar linç edilmiş önce başlığında yazılanları okudum daha sonra da ilgili entrysini okudum. bu kadar lince uğrayacak bir şey yazdığını düşünmüyorum. herkesin hür iradesidir. başkalarına hakaret etmediği sürece düşündüklerini yazabilir. sizin gibi düşünmüyor diye insanları linç etmek pek özgürlükçü bir hareket değil. adam çok eşliliği savunmuyorum yazmış. olaylara diagne’nin çerçevesinden bakıp kendine göre bişeyler yazmış. ne şeriatçılığı kalmış ne cinsiyetçiliği...

    bu ülkede “kadın dırdırı” demek cinsiyetçilikse biz evli erkeklerin vah haline! bekar arkadaşlar kadın dırdırı diye bir konu var ama bunu söylemek cinsiyetçilik değil bundan evlendiğinizde emin olursunuz. tamamen yaradılıştan geliyor. :)

    islamda 4 eş almak zorunlu değildir.
    sadece 4 eşe kadar alabilirsin diyor.
    onun da bir sürü şartı, koşulu var.
    eşlerinin izni olacak hepsine eşit muamele edeceksin hepsi yasal olacak.(şeriat ile yönetilen ülkelerde)
    bu yazar da bunlardan bahsetmiş. bu kadar linç etmeye gerek yok.
  • 199
    diagne'yi evliliğe bakış açısıyla eleştirmenin doğru olmadığını söylemiş ve doğru da söylemiş yazardır. eleştiriyorsan roberto carlos'u da eleştir ama bence ne onu ne de diğerini evlilik hayatıyla eleştirme. nihayetinde galatasaray özelinde sporla ilgili bir sözlük burası.
    bu kadar hadsiz hadsiz yorum yapılıp hakaret edilecek birşey dememiş ve hatta kendisi de kimseye hakaret etmemiştir.
  • 200
    rezil bir zihniyetin savunuculuğunu yapan yazar. derdi çok eşlilik falan değil "ama onlar da sohahlarda öpişiyürler" demeye çalışıyor. çünkü sohahlarda öpüşenler var diye evli bir adam nikahına aldığı kadınlarla harem kurabilir,o okeyse diğeri de okey çünkü mantığa göre. çünkü bu dünya erkeğin dünyası, hesabını öbür tarafta verir zaten, kafalar rahat oluyor öbür taraf diyince. ohh nasıl olsa öbür taraf var, kadınları da bin yıllardır baskılaya baskılaya insanlık haklarından soyutlamışız zaten, dırdır mırdır da yapsalar sevaptır, bakmak, ilgilenmek lazım nikahımıza alalım sorun yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın