• 144
    en önemli konulardan birisidir. 15.000-20.000 tl’ye doğu batı üstten bilet satıyorlardı.

    alıntı

    barcelona’nın dominasyonu eline geçirip real madrid’in façasını bozduğu dönemde bir real madrid belgeseli izlemiştim.

    real madrid’li bir taksicinin söylediği şu sözü hiç unutmuyorum.

    “biletler hem pahalı hem karaborsa. tüm biletler turistlere, uzak doğudan gelenlere falan satılıyor. biz, gerçek real madrid’liler stadyuma gidemiyoruz. tribünde biz yokken nasıl real madrid olabiliriz ki?”

    alıntı
  • 137
    kombinelerin öyle ya da böyle sıfırlanması gerekiyor. yenilemeye kapalı olması lazım en azından 1 sezon.
    çünkü adam almış 300 tane kombine, fiyatı da yukarıda belirlemiş. bunların galatasaray ile bağı yok.
    pendik maçına kale arkası alt 2750 istiyorlardı. kale arkası üste 4000 diyorlardı.
    sivas maçı içinde bu sefer alt 3000 üst 4000 diyorlar. yani bilet almak için sisteme girsek alamıyoruz. zaten bu paraları vereceğiz desek o zaman yandan izlenir. hep bilet bulamıyoruz ki zaten. arkadaş eş dost olmasa maça da gidemeyeceğiz.
    kombine alalım diyoruz sıra gelmiyor, maça gidelim diyoruz karaborsacılardan nefes alamıyoruz. zaten hak hukuk adalet aramıyoruz da bari kulüp kendi çözse bazı şeyleri.
    tribün liderlerinden artık el çektirmek gerekiyor.
    galatasray atletico madrid maçındayız bir gün. bileti de kulüp çıkarmamıştı. maç günü gişe açarak verecekti. tabi izdiham yaşandı. biz izmir'den kalktık 2 otobüs gittik. ua izmir olarak orada bulunduk tabi.
    ancak gişe bir açıldı tak bütün biletler gişenin üstünde duran bir adama verildi. sonrasında polis geldi jop ve bazı yakıcı maddeler kullandı.
    sonra allah rahmet eğlesin ulaş bayam beni çağırdı al dedi 30 adet bilet. dedim abi kime yetecek. biz zaten kemik tayfa, göbek tayfa olarak bu biletleri ısırırız.
    sana kalmış dedi.
    ben elimdeki 30 bileti dağıttım. nerde ilk maçına gelmiş 17-18 yaşında çocuk var onlara verdim bilet.
    sonra gittim meşale sokaktaki kahveden maçı izledim.
    o gün o karaborsayı kim koşturuyorsa bugün de onlar koşturuyor. bu kadar vibe veriyorum ve artık isteyen de istediğini düşünsün.
    tribün lideri olmak kendini adamak mıdır yoksa cukkaya bakmak mıdır?
    https://gss.gs/JZQ.jpg
  • 102
    ağır sövdüğüm mevzu. ya arkadaş eğer o maça gidemeyeceksen unutma ki o bileti isteyende senin gibi bu takıma gönül vermiş o tribünde maç izleyebilmek için yanıp tutuşan bi adam. bir bilete 500-600 lira verecek adam zaten o tribüne bağırmaya takımını desteklemeye değil olsa olsa seyretmeye(!) gidiyordur. yavşaklığın lüzumu yok, galatasaray'ı kendinize gelir kapısı olarak görmekten vazgeçin artık. azıcık utanmanız olsun. şu chelsea maçı için bile ne fiyatlar duyuyorum. gidemiyorsan da ver abi gişe fiyatından (kombineyi maç başı ortalamaya vurunca o bile fazla kaçıyor ya neyse) bi başkası bu keyfi yaşayabilsin.
    her yerde yok galatasaraylılık, yok galatasaray terbiyesi diye ahkam kesmeye benzemez. önce ahlaklı bi insan olacaksın sonra galatasaraylı olursun. bundan gerisi lafı güzaf.

    edit:noktalama işareti
  • 135
    derbilerde ve şampiyonlar ligi maçlarında transferin kapatılmasıyla engellendiği düşünülen ancak aksine ateşlenen piyasa.
    sadece bireysel kombine sahipleri karaborsa yapamıyor, onların yerine kurumsal kombine sahipleri yada "içerden" birilerinin elindeki kısıtlı biletler, değerlerine değer katılarak piyasada satılıyor.
    deplasman yasakları gibi, biz olayları engelleyemiyoruz, öyleyse yasaklayalım zihniyeti kadar saçma. öyle ki, grup halinde alınan kombinelerde, bir-iki kişi o gün şehir/yurt dışında olduğundan, hastası/cenazesi olduğundan maça gelemediğinde, kendi grubuna başkasını alamıyorsun transfer hakkınla.
  • 100
    bunu maddi yönü diyerek savunanlar bana çok garip geliyor. belki de ben tuhafım. lisedeyken yurtta kalıyordum. küçük şehirden ankara'ya geldiğim için ailem ne kadar harçlık yeteceği hakkında fikri yok aylık 150-200 arası gönderiyorlardı. okul da zengin mahallesinde aq tek bir yerde maç izleniyor. orası da lig maçına 10 lira fiyat çekiyordu. yememden içmemden artırıp her hafta yurttan kaçarak galatasaray'ın maçını izlemeye gidiyordum. maçın ardından o gün yurt hocası sorun çıkarmayacak biriyse rica minnet ile içeri giriyordum sorunluysa ya gidip camide yatıyordum yada aştide. bütçemin 3de1'i galatasaray maçını tvden izlemek için gidiyordu yani. şimdi de üniversite bir bitse de istanbul'a yakın bir şehirde çalışıp kombine alabilsem diye hayal kuruyorum. elinizde arena'da maç izleme şansı varken nasıl satıyorsunuz lan, galatasaray sevgisini gelir kapısı olarak nasıl görüyorsunuz.
  • 141
    buna nasıl engel olunur bilmiyorum ancak yönetimin her sene kapasitenin neredeyse hepsini kombine olarak açması belki de en büyük hatası. belki de ben yanılıyorum. ancak her önemli maçta karaborsa ile gelen ılık kıçlı taraftarlar nedeniyle gerekli baskıyı oluşturamıyoruz. 2019-2021 arasında kombinem vardı. anadolu maçlarındaki baskıyı derbi ve avrupa maçlarında kuramıyorduk maalesef.
  • 147
    dün stadyumda yaşanan rezalet tribünü herkes tv başında izledi değil mi? heh 1 numaralı muhattabı biletlerini karaborsadan satan arkadaslardır. ben 1 senedır tüm iç saha maclarında yerımı aldım, bu mac kadar sagımda solumda gurbetcı oldugunu hıc gormedım. stadın %50 si gurbetcıydı arkadaslar, batı ustte 3 bıletı 1500 eurodan almıs yanımdakı adamlar, her yer gurbetcı doluydu. sonra ıslıkta olmaz tezahuratta tabı.

    ama bu seneki kombıne fıyatları ıle daha ıyı gunlerımız, seneye boyle sessız sınemaları cok goruruz.
  • 120
    kendi kombinemi asla satmadım, istanbuldan taşınan bir arkadaşım kombinesini bana bıraktı, "satabildiğim maçlarda satmamı" rica etti ve "seneye kombineyi o parayla satın alırım döndüğümde" dedi.

    kötü bi niyet sezmedim, "olur" dedim. ilk 4-5 maçta gişe fiyatı ile aynı paraya alıcıları ben buldum arkadaş çevremden. bazen de alıcı çıkmadı kız arkadaşımı götürdüm. gel gelelim, zaman şampiyonlar ligi maçına gelince arkadaş "kanka 250'den aşağı bırakmazsın" dedi. yaşadığım dumuru aşağı yukarı tahmin edersiniz bu duyguyu bilenler, "ben bu kadar para isteyemem, karaborsa mı yapıcaz olum" dedim, "kanka ihtiyacım var..." dedi ve ben "hayır" diyemedim, "iyi o zaman alıcı bulmam ben, sen bul" diyebildim sadece, hayır diyemedim...

    öyle de devam etti, bir kere hayır demeyince ikinciye hayır demek daha zor oluyor, o zayıflığı göstermeyeceksin. kara borsadan para kazanmak şöyle bir zayıflıktır; aynı arkadaş o sezonun sonunda kazandığı parayla "kanka ben 3 tane kombine almayı düşünüyorum üstüne koyup, ama istanbula gelemeyeceğim, sen satarsın dimi?" dedi bana. yine hayır diyemedim, bu sefer "ne şerefsiz adammışsın sen aq" demek kısmet oldu, boku bokuna arkadaşlığımızı da piç ettik.

    sırf "arkadaşımın hatırını kıramadığım" için uzak çevremde karaborsacı ilan edildim, kimse de "arkadaşımın lan" lafına inanmıyor haliyle bu durumda. herkes arkadaşının kombinesini satıyor çünkü her nasılsa. bunun üstüne her maça en az 1 saat önce stada girerek dahil olan ben defalarca son 5 dakikaya kadar adam beklemek zorunda kaldım kapıda, her maç bu sebeple tribüne girecek yer ve polise yakalanma telaşı yaşadım.

    gidemeyeceği maça gişe fiyatına ayda yılda bir devrediyorsa hoş görülür, karaborsa değildir.

    ancak maça para kazanmak için gitmiyorsa, önemli maçlarda farklı fiyatlara veriyorsa o yapılan hareket karaborsa'dır. yapan da karaborsacıdır. karaborsacılık da şerefsizliktir.

    benim eyyorum.
  • 93
    çok afedersiniz ama küfür maksatlı yazmıyorum bu enytryi yalnızca söylenen söz bu şekilde,

    beşiktaşlıların optik başkanı var bilen bilir o bu konuda biraz amiyane tabirle bir laf etmiş zamanında, *

    (bkz: beşitaş'tan rant bekleyen anasından "nam" beklesin) diye,

    mesaj gitmiştir her halde yerine...

    edit: küfür etmek amacı yoktu, küfürlü bulunan yer değiştirildi.
  • 91
    mecburiyetten yapılanı da var.

    hikaye gerçek, isimler, zaman, takım vs... uydurmadır. ama x yer, b kişisi demektense takma adlarla söyleyerek tahayyül ettirmek daha manalı.

    istanbul gülbağ'da* oturan bir adam var. plastik tabak, çatal vb. ambalaj malzemesi satarak hayatını geçiriyor. ufak bir dükkanı var. kadın ev hanımı. 2 oğulları var; biri 24 (oğuz) diğeri de 19 (emre) yaşında. ikisi de fanatik cimbomlu. her maçta stattalar, kombine - bilet alacak para yok tabi, reislerden kovalıyorlar. deplasman yapıyorlar falan. oğuz aynı zamanda üni'nin başkanı yanında takılıyor. pankarttır filandır her atraksyonda var. ufak biraz daha mahalle, karı-kız meyilli.

    oğuz arada part time iş kovalayarak harçlığa ek yapıyor. davetlerde garsonluk, güvenlik yeri gelirse mihmandarlık yaparak idare ediyor. günlük 60-70 yolunu buluyor. rijkaard varken 4-1 yendiğimiz d. bükreş maçı* günü oğuz işte çalışıyor ve akşam maça yetişecek. iş 6'da bitiyor, şirketin arabasını kullanan üstü buna arabayı veriyor, otele parket sabah da gel otelden al diyor. oğuz maçtan sonra bırakırım diyerek arabayla maça gelmeyi tercih ediyor. yolda emre'yi alacak esentepe* tarafından. emre'yi de alıp stada giderken ara yoldan çıkan bir jeep arka kapıdan oğuz'un kullandığı araca giriyor. jeep'ten inen eleman hatalı olduğu halde oğuz'uu korkmuş görünce yükleniyor çocuğa ve suçu ona atıyor. polis geliyor adam polise de ekşiyor. neticede yarı yarıya kusurlu bulunuyor iki taraf da ve hem ceza yiyor hem de masraflar oğuz'a kalıyor. bunlar maça nolursa olsun giriyorlar. maçta iken firmadaki üstü oğuz'u arayıp arabayı soruyor. oğuz da hayatının hatasını yaparak yalan söylüyor. adama arabayı bıraktığını söylüyor. adam otelin otoparkında olduğunu arabayı göremediğini acil lazım olduğunu söyleyince oğuz biraz eveleyip ''ben arayacağım'' diyor ve telefonunu kapatıyor. ardından maçtan çıkıp apar topar otele gidiyor ve arabayı o hali ile sinirle bekleyen firma yetkilisine getiriyor, durumu da anlatıyor baştan sona. normalde kazayı üstlenip oğuz'u uyararak gönderebilecek kadar iyi niyetli olan firma yetkilisi oğuz'a uyuz olup tüm masrafları ödetmek için oğuz'u onlara kiralayan şirkete telefon açıp durumu anlatıyor. oğuz'u işten alıp yanlarına çağırıyorlar ve borcu çıkartıyorlar oğuz'a. çocuk da para yok canımı mı alacaksınız deyince durum babasına aksediyor. babası oğuz'u firmalara kiralayan part time şirketine gelip parayı ödeyeceğine söz veriyor.

    babanın ağızdan söz çıkınca oğuz kendisini daha çok mecbur hissedip karaborsa için izin alıyor reislerden, daha doğrusu bilet alıyor. araya 1000 tane adam sokarak tabi. durumunu anlatıyor. sevdikleri için ses etmiyorlar ve kombinelerden 2 ya da 3 tane oğuz'a veriyorlar, o hasılatı getiriyor, onun payını verip gönderiyorlar. bu böyle giderken hesaplar şaşıyor ve 2 hafta boyunca 1 bilet parası kadar yaklaşık 150 tl eksik geliyor. - bu arada birkaç orospu evladının da reisi fişfiklemesi var - bunu çekiyorlar senden bir bok olmaz siktir git diye iki tokat atıp gönderiyorlar. oğuz durumu arkadaşlarından birisine anlatıyor ve o da orada yapamıyorsan gel bizimle fikirtepe'de otopark yap her maç 200 indirirsin diyor. ve oğuz'un fikirtepe* macerası başlıyor. burada 2-3 ay içinde az çok bir şeyler toparlayıp babasına götürüyor ama baba çoktan ödemiş parayı, sıkışmış-zorlanmış ama yüzünü bükmemiş kimseye tabi. oğuz da evin faturasıdır, alışverişidir, kendine ve emre'ye kıyafettir yiyor haliyle.

    ne hikmetse bir maç (fener - ankara maçı olmalı) arabalardan birinden laptop çalınıyor, ihale aynen oğuz'a. tabi oğuz o sırada çoktan arkadaşına işe gelmeyeceğini söylemiş ve daha gelmem ben diyerek o laptop çalınan gün de gitmemiş. harıl harıl bunu arıyorlar, okula geliyorlar falan. bunu bir iki sindirip korkutuyorlar, az bir şey de hırpalıyorlar* ve ihaleyi yıkıyorlar. çocuğu bu aralar gözümüzün önünde olcan diyerek 1 ay bedelsiz çalıştırıyorlar hem de ateşi varken hastayken falan. oğuz ''artık tamam'' dediği zaman hemen dikleniyorlar. en sonunda sikerler diyerek gitmiyor bir daha. tabi bir daha okul ziyareti bir ton dayak falan. çok da kovalamıyorlar ama gördükleri yerde girişecekler, mimli bir kere.

    çocuk geri dönüyor, bu sefer sami yen'in yakınında gezdiği anda diğer adamlardan bir ton sopa yiyor, kombine meselesinden orada da mimli. bir şekilde işe git gel, borç bul falan, ertesi senenin kombinesini alıyor. maçlarda kimi zaman gerginlikler oluyor bu da hiç bulaşmamak için en uzakta duruyor. kombine borcunu ödemek için arkadaşlarına ya da netten önemli maçlarda kombinesini kiralıyor. kombinenin parası ilk yarı olmadan çıkıyor tabi. sonrasında da bir gün ben kardeşime acil bilet bulmak için arkadaşları ararken bir şekilde bu çocuğun telefonu elime geçiyor, soruyorum fiyatını söylüyor, mecidiyeköy bambi'nin orada buluşuyoruz. kombinenin birader*de olduğunu getireceğini söylüyor. gel yukarı çıkalım soğuk dışarısı diyorum, oturuyoruz ve yemek yerken tüm hikayeyi anlatıyor.

    yalanı dolanı onun boynuna ama karaborsacılara çok da önyargılı yaklaşmıyorum.
  • 125
    passolig denilen saçmalıkla birlikte bazı yavşakların artık oturduğu yerden yaptığı aktivite. beşiktaş maçı için gişe fiyatı 300 lira olan bilet için twitter'da orda burda 500 liralar 800 liralar dönüyor. twitter search'ten tribün adı yazıp, örneğin "doğu üst", arattığınız zaman yüzlerce hesap fahiş fiyatlara bilet satmaya çalışıyor.

    şimdi benim sorum bu hesapların adı sanı koltuk numarası hepsi belli. karaborsacı ifşa gibi bir uygulamayla bunu yapanların kombineleri ya da biletlerinin komple iptal edilmesi gibi bir uygulama yapılamaz mı ? ya da mevcutta var mıdır böyle bir uygulama ?
  • 76
    18 yaşındayım. üniversteye hazırlanıyorum bu sebeple dersaneye gidiyorum. kuradan schalke çıktığından beri para biriktiriyorum bu maç için. evden aldığım parayı hiç yemiyorum. bilen bilir gebze-hareme kaçak binmek ne kadar zordur. hele yakalanınca dövmekten beter ederler. işte her gün kaçak bindim minibüse. sadece su aldım oda çok susuyorum usta olsun o kadar. ama çok heycanlıyım bu maç için 1 yıl olsa 1 yılda yemek yemem biriktirirdim o parayı bu maçın hayalini kuruyorum sadece. neyse efendim dersanenin taksidini normalde evden ödüyorlar. bu ay çeşitli şeyler oldu benim ödemem gerekti. hiç aklımda bulunmayan bir durumdu bu. bende mecburen o bilet için biriktirdiğim parayı takside verdim. doğru olanı buydu bence. elimde kaldı bi 150 tl falan kaç gündür bilet arıyorum bakıyorum 350 den aşağı yok. ilk defa karaborsa olayına bu kadar sövdüm. yaşama sevincim gitti ya. vay anasını sözlük yine çok kötü oldum. bunun yeri burasmıydı bilmiyorum ama öyle anlatmak istedim.

    ulan keşke çağlar birinci gibi tribünde oturup para kazansam ya. bi aylığı yeter bana yemin ederim fazlasında gözüm yok.
  • 146
    yönetimin bunu görmezden gelmesi taraftarın kulübe olan bağını bitiriyor. makul fiyatlara olan karaborsa bir nebze göz ardı edilebilir. maç biletinin %20-30-50 fazlasına hatta iki katına bile bizim ülkenin dinamikleri böyle denip geçilebilir. nirmalden pahalıya da olsa yine genele hitap ediyor denir yönetim tarafından ve umursanmayabilir. olmaması gerekir tabii ki de realist yaklaşıyorum. ama bir maçın bileti kombine biletinden pahalıya satılıyorsa burada yönetim önüne geçmeli. gerekirse devir hakkını iptal etmeli. bir sezon boş tribünlere oynarız belki ama bir şekilde çözülür. taraftarı düşünmeliyiz.

    birileri galatasaray taraftarıni yoluyor. buna izin verenleri affetmiyorum.
  • 92
    karaborsanın 3 çeşidi vardır :

    ilki, bu işi ticaret olarak gören, ekmek kapısı olarak bu mesleği tercih eden kişilerin yaptığı şekliyle karaborsacılıktır. buradaki 'esnaf' nerde olursa olsun, hangi takımın maçı olursa olsun işini yapar, biletini satar, cukkasını götürür. bir gün mecidiyeköy sokaklarında görürsünüz bu arkadaşı, bir gün kadıköy sokaklarında. abdi ipekçi etrafında da volta atar, ne bileyim metallica konserinde stad önünde de. yani zaman-mekan-takım-renk farketmeksizin ticaretine devam eder bu arkadaş. herhangi bir takım taraftarı olduğunu iddia etmez çoğu, zaten çoğu ne futboldan anlar ne metallica'dan.

    ikincisi şeytana uyan sıradan taraftarın, bazı maçlar öncesi yaptığı, 2 kuruş para kazanmak için takımını, armasını satması; renkdaşının hakkına girmesi, yalandan hasta olup, işi çıkıp kombinesini ya da biletini 2 katına okutmaya çalışmasıdır. bu tipler tövbe ederse ne ala, etmezlerse mualla.

    üçüncüsü ve en tehlikeli durum ise, tribünlerde rant için bir araya gelmiş, sözde tribün grubu mensubu kişilerin yaptıklarıdır. bu şerefsizler, sözde 'bedava bilet' olayını kendilerinin en büyük hakkı olarak görürler. sebebini sorunca, onlar her maça gelirler, deplasmana giderler, çok bağırırlar filan. yani sadece arma aşkı için, bir taraftarlık görevi ve bilinci içinde zaten yapmaları gereken bir şeyi 'büyük fedakarlık' olarak gösterip, karşılığını beklerler, bedel isterler. sonra benim gerizekalı sıradan taraftarım da bunlara saygı duyar, 'hakları abi, o kadar bağırıyorlar' der. bu rant oluşumu, bu büyük ekmek kapısını elinden kaçırmamak için başka grupların oluşmasını istemez, sözde tribün birliği denen sikindirik mazerete binaen insanların beyinlerini yıkar, 'başka gruplar olunca tribün bölünür, yıkılırız, mahvoluruz' türü söylemlere girişirler, nasıl ki 200 yıldır bölüneceğiz, bölüneceğiz diye insanların hakları gasp ediliyorsa burada da aynı durum söz konusudur. netice itibariyle, yönetim de tribündeki bu tek sesliliği kendi namına kullanmak için, tribünden olumsuz sesler gelmesinin önünü kesmek için, bu rant grubuna kıyak geçer, yer ayırır, kombineleri satması için bu gruba verir, hamburgercilerde seyyar pos makinasıyla bu tipler kombine satar. bu peşkeş çekilen kombinelerin yarısından fazlası da, 'fener maçı için pegasus 20 bilet vardır, iletişime geçin' vb. ilanlarla bilumum internet sitesinde yer alır. sonra bir bakmışsın, dün beş kuruş parası olmayan tribün liderleri, karun gibi zengin olmuş, sıradan taraftarın hakkı yenmiş falan filan.

    netice itibariyle her üç karaborsa türü de orospu çocukluğudur, üçüncüsü biraz daha fazla.
  • 128
    piyasa fiyatından alınan ürünün, arz talep dengesi bozukluğundan dolayı ederinden çok daha fazlaya satılması.

    tek kelime ile hainlik.

    ama;

    burayı açmak gerek. istanbul dışında ya da istanbul'un stada uzak yerlerinde oturan arkadaşları tenzih ederek söylüyorum bunları.

    adam kombine zamanı kombinesini almıyor. ya ücretini tutturamıyor, ya vaktini kaçırıyor, ya da yönetimi, hocayı, futbolcuları vs sevmediğinden almıyor ve bunun gibi binlerce neden sıralanabilir.

    her şeye saygı duyuyorum ancak sözlüğü -gişe fiyatından bilet bulma- alanı gibi kullanan arkadaşlara pek saygı duyamıyorum. burada denizlispor, diyarbakırspor, tuzlaspor maçlarında kimsenin umursamadığı galatasaray sadece fenerbahçe, beşiktaş ve şampiyonlar ligi maçlarında umursanıyorsa orada "gişe fiyatına bilet satmayan haindir, adidir" diyemezsin arkadaş.

    o fiyata bilet veren olursa pek ala alabilirsin, pek ala o fiyata da isteyebilirsin ki olması gereken o. peki diğer maçlar ne olacak ? o galatasaray inandığımız galatasaray olmuyor mu ?

    burada çok kişiye gişe fiyatı altı -ki genelde yarısı ya da ücretsiz- bilet verdim. bir ekibimiz var, tribünde tanıştıklarımız var böyle devir daim oluşuyor. arkadaşlarım, eş dost için de buradan bilet aldım sağ olsunlar var olsunlar.

    ancak;

    sen yatırım olarak bir yerde ev/arsa/iş yeri alırsan ve değerlenir satarsan bu karaborsa değildir ama o bölgedeki birçok alanı duyum üzerine alırsan bu karaborsadır, hainliktir.

    adam bir kombine almış. gişe fiyatı 200 lira olan maçı gitmeyeceği/gidemeyeceği için 200 veya altına satıyor.

    burada hemen bir ekip o adamı çıkarcı ilan ediyor. güzel kardeşim sana ne ? milletin hakkına giriyorsun diyor. lan bu toprak benim. kimsenin yerine oturmuyorum.

    şimdi doğu üst kombine yenileme 2250 gibi bir ücretti. derbilerde belli ki fiyatlar 400 lira olacak. 1200 lira 3 büyük maç. 3 şampiyonlar ligi de bir o kadar. 2400 lira. geri kalan maçlar ücretsiz izliyorsun bi nevi. pahalı mı ? kesinlikle ama bu haltı yiyorsak maalesef alıyoruz.

    evet belli bir sayının üzerinde kiralanmasın buna ben de hemfikirim, passolig üzerinden bunun tespiti çok kolay yapılabilir. 17 iç saha lig maçı 3-5 kupa ve 3-5 avrupa maçı. hemen hemen 25 maç. 15-20 arası gelmiyorsan ya da biletini aktarıyorsan problem. bazıları biletini ya kulübe aktarıyor ya da kimseye vermiyor. bu da etkili mesela.

    sözlükte görüyorsun öğrenciyim, bütçem yok, bütçem şu, yarı fiyatına...

    gelip biletini bu adama ücretsiz devrediyorsun. hop bir hakkın gitti. iyi de herkes mevlana değil. ben yaparım sıkıntı yok ama yapmayan adama neden yapmıyorsun diyemem.

    kişi biletini 1000 liraya satmak ister. almazsın bitti gitti.

    bir nevi keriz silkelemek gibi. galatasaray'ı seven adam büyük küçük maç ayırmaz, burada çok ücretsiz bilet dönüyor kovalar gider aslanlar gibi. sen sadece fenerbahçe maçında, maça bir hafta önceden onlarca girdi ile bilet ararsan adamın malı değerlenir.

    tekrar ediyorum şehir dışından gelen adam başımın tacıdır. o adam kombine alırsa zaten gelemeyecek, fenerbahçe maçına gelmek o atmosferi yaşamak ister.

    yine tekrar ediyorum, sözlüğü aktif kullanıp, galatasaray için hayatından belli zaman ayırıp, eşi dostu bilet isteyenleri de tenzih ediyorum. birileri istemiştir gelip o da burada aracı olmuştur. çünkü o adam bilir galatasaray her zaman galatasaray. gönlü "kayserispor maçına gelin abi buluruz bilet" demek ister ama arkadaşları illa fenerbahçe maçına gitmek istiyordur, ses edemez.
  • 115
    akıl almaz boyutlara ulaştığı görülebilir. bu durumla ilgili çok fantastik bir hikayemi de anlatayım.

    geçen senelerden birinde bir deplasmana gittik. biz biletlerimizi biletix'ten aldığımız için sorunumuz yoktu ama otobüslerde bir klasik olarak onlarca biletsiz arkadaş da vardı. gittiğimiz deplasmandaki oranın yerlisi arkadaşlar da gelince 1000 kişilik deplasman tribünü kapısında 2000 kişi olduk. inanılmaz bir izdiham var, alışkın olduğumuz için umrumuzda bile değildi doğrusu. ıkına sıkına tek tek girmeye başlamıştık tribüne ama güvenlik bizim tribünün eline geçmişti. adamlar resmen tribünden çekiniyordu, kendi asayişimizi kendimiz sağlıyorduk. turnikeler kırılmış, bizim abiler içeri girenlerin biletlerini tek tek topluyordu. biz henüz içeri girmediğimiz için olan biteni görebiliyorduk. şahsen ben koleksiyon yaptığım için bileti nasıl vermeden tribüne girerimin planlarını yapıyordum. güvenliği ele geçiren ve tribünümüzde çok saygı gören hatta geçen gün bir futbolcumuzun doğum günü kutlamasında gördüğüm hatta ve hatta twiterda sürekli allah, din, kitap muhabbeti yapan bir abimiz toplanan biletlerin hepsini 4-5 kişiye dağıttı. biz hala girmediğiz için olayları çok net görüyorduk. o 4-5 kişi bileti olmayan var mı diye bağırmaya başladı. olmayanlar başlarına üşüştü ve o biletler 20 liradan tekrar satıldı. evet evet, tekrar satıldı.

    var mı daha sorusu olan?
  • 136
    türkiye'de inanılmaz seviyelerde olan sahtekarlık. sene başında milan kombinesi 200 euro civarıydı kale arkasında. o kombineyi alsam ve malta'dan aşağı yukarı 10 maça gidip gelsem günübirlik toplamda 1.000 euro'ya bunu çözebiliyorum. karaborsadan 24 ekim 2023 galatasaray bayern münih maçı bileti almak ise 10.000 tl'den başlıyor. ben bunu inanın anlayamıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın