• 52
    galatasaray sözlük'te asla yeri olmayan, olmayacak saçmalıktır. bugüne kadar, bu konu üzerine nasıl hassasiyetle eğiliyorsak bundan sonra da aynı şekilde devam edilecek.

    aslanların yuvasına çakalları sokmayacağız.

    ayrıca karaborsa satmak ile karaborsaya aracılık etmek arasında hiçbir fark yoktur. arkadaşım satıyor, dayımın oğlunda bilet varmış tarzı hareketlere girmeyelim. aracılık yaptığınız kişi normal bilet fiyatından 1 tl fazla isterse, siz de karaborsaya alet olmuş sayılırsınız. bunu bilelim, öyle akraba sevgisiyle dolmasın içimiz.
  • 6
    cebinde bok gibi parası olanlardan bazılarının başvurduğu organizasyon. çünkü adam bilet kuyruğuna girip sıkıntı çekmek istemez, internet başında saat 10:00'ı beklemek istemez. mutlaka tanıdık karaborsacısı vardır. ona telefon açar, biletleri yarım saat içinde eline ulaşır. önemli maçlarda*** kapalı tribündeki yerlerini her zaman alırlar. hani deriz ya "bu maçta kapalı tribün pek iyi değildi." diye, sanırım bu kişilerin gelmesinden kaynaklanıyor. adamlar bağırmaya değil, maç izlemeye gelirler. çünkü senede geldikleri maç sayısı bir elin beş parmağını geçmez.

    karaborsa yapan kişinin tuttuğu takım belli değildir. ilk kez karaborsadan bilet aldığımda (-ki bu son karaborsadan bilet alışım oldu. o zamanlar aklım yerinde değildi.) karaborsacının cebinde fenerbahçenin ve beşiktaşın maç biletleri olduğunu gördüm. bu yolla ev geçindirenlerin olduğu bile söyleniyor.

    hiçbir zaman engellenebileceğini düşünmüyorum. çünkü bir şekilde çıkar sağlayan var bu olaydan. biletix gişesindeki adam, yeri geldiğinde polis, karaborsa bilet satan kişi, maça girmek isteyen kişi.

    başında da dediğim gibi organizasyon. temelleri sağlam bir organizasyon.
  • 161
    her kulüpte vardır. bizim kulüpte ortaya çıkması iç hesaplaşmadır. erden timur'un ortaya çıkması için uğraştığına dair bir bilgiye sahip değilim. ancak eminim. gitmek zorunda kalmasına sebep olaylardan birisi de budur diye tahmin ediyorum.

    genç fenerbahçeliler ile alakalı belgeseli izlemeyen varsa izlesin. millet bu işten para kazanmak için kurşun atıyor, kurşun yiyor. beyaz yakalı işgüzarlığı değil. mafya işi.
  • 154
    galatasaray'ın taraftar sayısı 70-80 bin kişi düzeyine inmedikçe, ya da stadımız 14-15 milyon kapasiteli olmadıkça var olması kaçınılmaz görünen hadise.

    aynı zamanda "ölü" tribün performansında eskisi kadar etkisi olmadığını düşündüğüm olay.

    tribünümüz (u: özellikle "tayfa"mız) yeterince fedakar, cefakar, devamlılığı yüksek, cesaretli hatta vurucu olabilir. ancak "tribün yapma" işinde o kadar da ehil olmadıkları, hatta vasatın altına yakın oldukları bir gerçek.

    son 10-15 yıldır tribünde "set" denilen yere sadece başkası çıkmasın diye çıkılıyor. playlistimiz desen artık ezbere dönen birkaç tezahürat ve arabesk şarkıdan ibaret. gerçi bu konu biraz da ülkedeki sanatçının üretkenlik problemiyle alakalı. "sanatçısı" bile rahat ve düzgün üretim yapamayan bir toplumun tribüncü tayfasından bunu beklemek haksızlık olur.

    bu konu hem uzun, hem de "tehlikeli" bir konu. ancak bugün herhangi bir derbide 50 bin tane "tribüncü" bulup getirip %100 ayık şekilde tribüne de soksak yine öyle aman aman bir performans çıkaramayacak durumdayız.

    bu ülkede tribünlerin coşkulu olduğu zamanlar, iyi eğitimli ve gerçek bir "orta sınıf"ın bir şekilde tribünde ses çıkarabildiği ve organizasyon içinde yer alabildiği zamanlardı.

    artık ülkede ne hakiki bir orta sınıf, ne de o derece üretkenlik çıkarabilecek bir sosyo-ekonomik durum var. yarım yamalak da olsa orta sınıf olarak hayatta kalmaya çalışan "iyi eğitimli temiz aile çocuğu" kesim için maç bileti erişilmez bir meta oldu. erişmeyi göze alanlarınsa sesinin çıkmasını geçtim bir pankartını bile sallandırma şansı yok...

    bugün hafif dozda ırkçılık sosuyla bulanan gurbetçi taraftar tipolojisinin yerine gelip de gerçekten hakkını vererek tribün yapacak bir stad dolusu nüfus kocaman bir hayaldir.
  • 152
    karaborsayı senin benim gibi kombine sahiplerinin yaptığını sanmıyorum. bu işin kulüple veya passoligle bağlantısı var mı yok mu araştırılması lazım. kimseyi itham etmem ama gidemediğim maçlarda kulübe devrettiğim biletlerin yanımdaki kombine sahipleri arkadaşların yerime gelenlere sorması üzerine yüksek fiyatlara satıldığını öğrendim. benim derbi maçında kulübe devrettiğim bilet devir yasakken nasıl başkasına devroluyor anlamıyorum. millet girişte qr ile giriş yapıyorsa o girişteki ekranlar niye var. hayır illa yüksek bedele satılacaksa bari kulüp satıp para kazansın.
  • 133
    her maç öncesi (bkz: galatasaray sözlük bilet veriliyor duyuruları) başlığında yapıldığı iddia edilen şeydir.

    her maç öncesi bu başlık biletini vermek/satmak isteyenlerden çok insanları karaborsacılıkla itham edenlerle dolup taşar.

    birçok kişinin dediği gibi hayatta her şey olabilir. kendimden örnek vereyim; maçlara 5 kişilik bir grup olarak gidiyoruz. şu ana kadar oynanan maçlarda* iki kişi ikişer fire verdi.* hepsini de buradan, gişe fiyatına devrettik. şimdi ben karaborsacı mı oluyorum?

    bence olmuyorum. çünkü benim yeni evli/öğrenci arkadaşım belki de o maçı gişe fiyatına devrederek önümüzdeki sene de kombine alabilecek. bunu da bir kar sağlayarak değil elindeki alamadığı hizmeti değere dönüştürerek yapacak.

    bir şekilde gitmek istediği maçlara bilet bulamayan herkesi anlayabiliyorum. benim de gidemediğim çok maç oldu, karaborsacılar yüzünden vazgeçtiğim çok maç da oldu. ama burada birbirimizi bir şeylerle itham etmeden önce düşünmekte fayda görüyorum.
  • 70
    tek suçlusu ultraslan ve biletix değildir. senin benim gibi taraftarın da suçudur. serbest piyasa ekonomisi bu durumu yaratıyor. sadece maç biletleri konusunda değil, talep patlaması olan her etkinlikte, toplantıda vs de karaborsa ortaya çıkar; normaldir bu.

    normal bir insan için konuşuyorum, yani gs sevgisinin diğer koşullardan daha ağır basmadığı bir insan için; adam kombinesini/biletini satacaksa ve 80 tlye de 250 tlye de alıcı bulabiliyorsa 250tl'ye satar. durum bu kadar basit.

    sezon başında 2şer 2şer alıyordu herkes kombineleri, kendi adına teyzesinin adına, şunun bunun adına. niye alıyordu, bunun için. cluj maçına gittimde, bulunduğum blokta (güney4 deplasmanın bitişiği) yüzde 70 80 lik bir boşluk vardı. normal lig maçlarında güney 4 genelinde yüzde 50 60 boşluk oluyor. neden oluyor? adamlar kombineyi büyük maçlara bilet bulmakla uğraşmayayım diye almış veya fazladan kombine almış büyük maçlarda satarım diye.

    düz hesap. fb 250 manu 250 braga 150 cluj 150 desen, 800 tl yapar. adam kombineyi 500 tl'ye alıyor zaten 300 tl kar. bjk-ts ve diğer lig maçlarında elde edeceği geliri eklemeden 300 tl kar. satar arkadaş, adam alır satar yani, kim kime veriyor durduk yere hiçbir şey yapmadan 300 tl?

    bunu engellemenin yolu bence kulübün kişi başı tek kombine satması ve kombine satışında kişinin bizzat orda bulunmasını talep etmesi. yani 60 yaşında amcamız için kombine alamayalım vs vs... ha ama yapar mı? yapmaz. neden? kulübün de işine geliyor, bu kadar basit. kulüp 40.000 kombine satıp da yüksek gelir elde etmek varken neden 25-30.000'e tav olsun ki?

    kısacası bu durumun çözümü yok, olmayacak da. sezon başından bunları düşünen arkadaş gidecek en ucuz yerden kombinesini alacak, derbilerde ve şampiyonlar ligi maçlarında bilet-karaborsa vs diye kıvranmayacak. malesef durum budur.
  • 130
    şekil değiştiren yöntem. eskiden stat önlerinde " abi bilet lazım mı bilet bilet bilet" diye dolaşan şapkalılar vardı. şimdi kombine alıp faiş fiyatlara maç maç satanlar.

    ortalama 1800 liraya kombine alıyorsun. ortalama 22 iç saha maçı için. maç başına 80 tl gibi bir ücret düşüyor. sözde gidemediğin önemli maçların biletini bu tutarın beş altı kat fazlasına satıyorsun. bu karaborsadır. kimse kusura bakmasın.
  • 148
    satılanlar maç maç olanlar değil kombineler ise gerekirse devretmeyi yasaklayarak önüne geçilmesi gereken mevzu. ayrıca her kişiye en fazla bir bilet satılmalı, satılan biletler tc kimlik numarası ile işlenmeli. kimlik no'su uymuyorsa girişte almayacaksın. gerekirse boş koltuklar olsun ama gerçek taraftar gelsin önemli maçlara. turistler değil.
  • 150
    namussuzluktur.

    maçlara giden kombine sahiplerini tenzih ederim. arada bir kombine devret uygulamasına lütfen göz atın. adamların elinde 20-30 tane kombine var, kulübümüzün saçma sapan yenileme sistemi yüzünden tapulu mal gibi her sene mülkiyet hakkı bu koltukların aynı karaborsacıların elinde sekiyor. sene başı 5 bin tl verdikleri kombinelerden sadece 3 şampiyonlar ligi maçı ve 2 derbi maçını devrederek 100 bin liraya kadar para kazanıyorlar.

    kombine sayısında düzenlemeye gidilmeli, kombine sahiplerinin öncelikli yenileme hakkına sahip olabilmeleri için sene boyu maçların yüksek bir oranına bizzat gelmiş olmaları şartı aranmalı, devir yalnızca kulübe veya kulüp vasıtasıyla belirlenen bir aracıya yapılmalı. belki kurunun yanında birkaç tane de yaş yanar ama her büyük maçta, her kötü giden saniyede 50 bin kişinin o somurtkan ve aldığı hizmetten memnuniyet duymayan suratlarını en uzak kamera açısından dahi görmek istemiyorum. biz yine bilet, kombine bulamayalım önemli değil.

    kombine satışından kulübün elde ettiği gelirle yarışır düzeyde bu karaborsacı tayfanın hiçbir şey yapmadan her sene elde ettikleri gelir. devasa bir gelir kapısı. bu kapıyı bu çakalların üzerlerine kapatmayan yönetim şapkayı önüne koysun arkadaş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın