resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 6776
    fear of the dark iron maiden’cısı varsa, nothing else matters metallica’cısı oluyorsa ilk 8 hafta tudor’cusu da mevcut. hem de bol miktarda. sürekli aynı şeyleri duyar olduk; “ağbiii ne top oynuyoduk”, “pres futbolu ağbii”, “takım koşuyodu ağbii”…

    aynen, aynen çok koşuyordu kardeşim, çok koşuyordu. o yüzden başakşehir’den 5 yedik, beşiktaş’tan 10 yesek şaşırmazdık, trabzona yenildik, fener’e az kalsın yenilecektik falan. büyük maçlarda bırak galip gelmeyi, gol bile atamadık. aynen haklısın ilk 8 hafta tudor’cusu kardeşim. aykut kocaman bile puan farkı suni deyip sana yetişti, onca puan farkı varken. tudor gittiğinde puan tabelasına bir bak istersen. devre arası bitmeden imparator geldiğinde o zamanlar takımın en gözde oyuncusu ndiaye satıldı. yerine tudor’un resmen ghost’ladığı donk girdi takıma. bakın, bazen hakaret etmeden en büyük hakareti edebilirsiniz birilerine. takım o sezon şampiyon olurken terim’in verdiği mesaj şuydu: senin hiç düşünmediğin adamı takıma monte edip şampiyon olurum ben. futbol dünyasının en büyük raconlarından biridir bu hareket ama anlayacak kapasite nerdeeee. dönüp dolaşıp ilk 8 haftaya takılıp kalıyoruz. antu’da, twitter’da hemen daum, hemen ersun, hemen kocaman yazanlardan bir gram farkı yok tudor güzellemesinin. üstelik o adamlar yine şampiyonluk yaşamışlar, anlayabilirim ama tudor güzellemesini hayatta anlayamadım gitti.

    lig o sıralar 34 haftaydı kardeşim, 8 hafta değil…
  • 6779
    bizde teknik direktörlük yaptığı sezonun başında kendisine 45 milyon euro’luk bir takım kurulan (sözleşmeler hariç; ki bahsettiğim sözleşmeler belhanda - feghouli falan siz düşünün yapılan yatırımı) teknik adam.

    o dönem o yepisyeni takımla 8-9 haftalık göze hoş gelen, iyi bir futbol izletti bize. sağolsun. fakat o dominant takımla başakşehir’den 5 yedi, beşiktaş’a tarihin pısırık galatasaray’ını izletti.

    umarım başarılı olabilir, marsilya kendisi için çok büyük şans. bize gelince, kendisinin başarısız olmasını ısrarla bekleyen bir güruh olduğu söyleniyor, naçizane tespitim; kendisinin iyi olduğunu kendisinden sonra gelen hocayı getirmenin hata olduğunu anlatmak için çabalamazsanız, insanlarda da verdiğiniz bu etkiye bir tepki oluşmaz. kendisinin kurdurduğu 45 milyon euro’luk, geri dönüşü olmayan, asla geniş olmayan kadro sebebiyle ffp’yi yaşadık. az kalsın avrupa’dan men cezası yiyorduk. bir de üstüne satışı imkansız sözleşmeler de binince, ffp ve kurulan 15 kişilik kadroya transfer yapabilmek için 18 yaşında parıl parıl parlayan stoperimizi satmak zorunda kaldık, harika bir 6 numara performansı izlediğimiz fernando’yu satmak zorunda kaldık, takımı kiralık oyuncularla donatıp içini boşalttık falan.

    yani o 8 maçlık tudor presinin sonucunu yıllarca yaşamak zorunda kaldık.

    merak ediyorum tudor dışında bir teknik adama aynı yatırımla kadro kurabilseydik neler olurdu…
  • 6780
    çok sevdiğim ve başarılı olmasını dilediğim teknik direktör.

    bizde hocayken umutluydum kendisinden. gerçekten futbolu bildiğini, iyi taktisyen olduğunu düşünüyorum. oynattığı oyun da göze hoş geliyor. ancak.. teknik adamlık sadece taktisyenlikle bitmiyor maalesef, öyle olsa belki de bielsa tüm zamanların en iyi hocası olurdu... tudor'daki en büyük eksiklik, herkesin bildiği gibi iletişim sorunu. fazla disiplinli bir hoca. pek bunu tutmam ama tarz meselesi. ben dengenin kurulması taraftarıyım. liglerin orta-alt sıralarında bu disiplinli ve otoriter tutum iş görebilir. ama ligin üst sıralarını hedefleyen takımların iç dinamikleri daha farklı oluyor, o takımdaki yıldız oyuncu tavırları ve yaklaşımları daha farklı. o yıldızların huyuna suyuna gitmek ama tamamen kontrolü vermemek ve sonunda üst sıraları hedefleyen takımın oyuncu grubunun hem güvenini hem de sevgisini kazanmak gerekiyor.

    oysa tudor, hellas verona'da da aynı, galatasaray'da da aynı ve göründüğü kadarıyla marsilya'da da aynı tutumu sergiliyor. ben bunu pek doğru bulamıyorum. bu yüzden özellikle üst sıra hedefleyen takımlarda sık sık sorun ve sorunlarla karşılacağını düşünüyorum tudor'un. umarım yanılırım, çünkü kendisi sevdiğim bir isim. dobra ve cesur birisiydi. bildiğim ve hatırladığım kadarıyla bizdeyken sneijder'in gönderilme şekli hariç bir yanlışı olmadı. elinden geleni yaptığını düşündüm her zaman.

    iyi dileklerim seninle igor. ama biraz sakinleşmeni ve bazen insanların huyuna suyuna gitmeni dilerim.
  • 6785
    devre arasında kovulur diyordum, zaten çalkantılı da başlamıştı marsilya kariyerine ama şu ana kadar gayet iyi gidiyor. takdir etmek lazım. ancak yine de söylüyorum, adam yönetimi bu kadar kötü olan birinin başarılı olma şansı yoktur. taktik falan tamam da, futbol aynı zamanda motivasyon işidir.

    asıl gözlemimi 10. haftadan sonra yapacağım. malum, bizde de hızlı bir başlangıç yapmıştı ama daha sonra tepetaklak gitmişti kariyeri. ayrıca sezon sonu takımı 2. olsa bile marsilya’yı şampiyon olmuş sayıp, kendisini tebrik ederim.
  • 6786
    umarim fransa ligini sampiyon bitirir, galatasaray'dan yolu gecmis ve hicbir zaman bir saygisizligi olmamis hocadir. basarili olmasi halinde mancini gibi kendisi ile de gurur duyariz.

    yanliz kendisi kazaninca veya kaybedince bir yorumda bulunmamiz mi gerekiyor bu konuyu anlamiyorum. kucumsemek icin falan soylemiyorum ciddi manada tudor kim ki hafta hafta, mac mac, her dakikasini takip edelim?
  • 6789
    galatasaray'ın galatasaray gibi oynadığı son dönemde, takımın başında olan teknik direktör.

    evet galatasaray'ın başında olduğu dönemlerde bazı konularda eksiği kesinlikle vardı ama takım asla mıy mıy top oynamıyordu geçen sene torrent yerine kendisi gelseydi çok farklı bir şey konuşuyor olabilirdik.

    ayrıca kendisini bir hayli geliştirmiş gözüküyor. görünen o ki büyük takımlara yolu düşecek. gel gelelim asla çözemeyeceği bir iletişim sorunu olduğu için sürekliliği olmayacak. yolu açık olsun.
  • 6794
    divan edebiyatının ilk dönemlerinde, tüm şairler birbirilerini rakip olarak görür ve o tek, biricik sevgiliyi en fazla öven, en büyük aşık payesini alırdı. ancak bir zaman sonra öyle bir noktaya gelindi ki, daha fazla övgü yapabilmek artık olanaksızdı. söylenebilecek her övgü kelimesi sonuna kadar tüketilmişti. şairler çözümü matematiksel bir yöntemle buldu: eğer sevgili daha fazla övülemiyor, yüceltilemiyorsa; o halde şair kendini küçültmeli, yerin dibine sokmalı. o zaman sevgili ile aşık arasındaki mesafe artacağından, sevgili yine yücelmiş olacaktı.

    bağlam olarak benzer bir refleks, fatih terim'i çok seven, ona asla toz kondurmayan belli bir kesim galatasaray taraftarlarında da var. terim o kadar çok övüldü, o kadar çok yüceltildi ki, terimseverler artık kendilerini tekrar eder hale düştüler. bu tekrarlardan kurtulmanın cevabı, tipik bir ortadoğulu zihniyetiyle hallolundu: başka her şeyi kötüle ki, fatih terim daha da yücelsin! bu nedenle akla gelebilecek her şey, galatasaray başkanları, yönetimleri, taraftarları, medya, tff, hakemler vs. haklı haksız ölümüne eleştirildi. öyle ya, terim başarısız olamaz... bu olanaksız. içerdeki hainler ve dışardaki düşmanlardır sebep, her zaman.

    bu şizofrenik ve hastalıklı bakış açısından, elbette fatih terim dışındaki galatasaray teknik direktörleri de payını almalıydı. bu ''pay''ın nasıl bir şey olduğunu görmek isteyenler, galatasaray teknik direktörlerinin başlıklarına bakabilir. sadece bununla kalsa iyi. güzide medyamızın yazdıklarına da bakabilirsiniz. ya da maç sonu basın toplantılarına!!! terim'e korka korka, yalaya yalaya "güvenli" soruları ancak sorabilen en errrrrrkek, en yiğitttttttt, en merttttttt gazetecilerimiz, başka teknik direktörlerimize nasıl aslan kesilmişler, kayıtlardadır.

    evet, ben demiştim demeyi çok seven bir toplumuz. ancak igor tudor başlığının devamlı gündeme gelme sebebi sadece bu değil. sözlükte belli bir kesim, tudor ya da bir dönem galatasaray'da görev yapmış tüm teknik direktörlere karşı tükenmez, gizli bir nefret besliyor. onları devamlı gözleyip, başarılarını küçümsüyor ya da başarısızlıklarına seviniyorlar. tudor'un birkaç hafta önce marsilya'dan kovulduğuna dair çıkan yalan haberlere nasıl sarıldılar, silmedilerse, yine bakabilirsiniz. başka ne denilebilir ki?

    divan edebiyatıyla başlandığı için, "hariçten gazel okuma lavuk. tanım yap tanım" diyenler olabilir: igor tudor, eylül/2022 itibariyle galatasaray futbol takımına futbola benzer bir şeyler oynatan son teknik direktördür.
  • 6795
    geldi bir sistem kurdu iyi bir futbol oynattı. kurduğu kadroyla 2 sene şampiyonluk geldi. onun dışında ne yaptı bilmiyorum ama başarısız olsun da kondisyoner diye dalga geçmek küçümsemek için bekleyen garip bir tayfa var. he diyeceksiniz ki o kadar transfere herkes iyi futbol oynatırdı vs. yıllardır o kadar oyuncular geldi kadrolar kuruldu tudor döneminde oynanan futbol gibisi oynanmadı. bence tek başarısızlığı derbilerde gereksiz tutuk futboluydu. ama tamam yıllarca juventusta oynamış tudor beden egitimi öğretmeni, biz daha iyi biliyoruz futbolu.
  • 6796
    kendisini pek sevmediğim halde bu kadar küçümsenip başarısızlığının kovalanmasını garip bulduğum hoca.

    beşiktaş deplasmanında galatasaray’ın tarihi farktan kurtulduğu o skandal maçta, bir teknik direktöre edilebilecek tüm hakaretleri etmiştim. gidişine de sevinmiştim çünkü şampiyonluk kaçacaktı. kısacası tudor’u pek sevdiğim söylenemez ama adamın bir yoğurt yiyişi var ve siz ne kadar hakaret ederseniz edin, bu adam avrupada baş altı takımlarda (iyi giderse belki de juventus macerası olacak) görev almaya devam edecek.

    süper lig dinamikleriyle tudor okuması yapmak son derece sorunlu bence. kendisinin en takdir ettiğim yönü, takımın fizik kalitesine bariz bir şekilde pozitif etki etmesi. 2022 futbolunda en dikkat ettiğim mesele bu çünkü.
  • 6798
    başarılı olmasını çok isterim. galatasaray ile bir şekilde birliktelik yaşamış ve eğer kendisini geliştirebilirse ileride tekrar çalışabiliriz. neden başarılı olmasını istemeyelim ki?

    galatasaray günleri hakkında 2 kelam edecek olursak da gönderilmeseydi o sene şampiyon falan olamazdık. büyük takımların tamamı bizi süpürmüştü. takımdaki oyuncularla bir abi kardeş ilişkisinden çok gardiyan mahkum ilişkisi kurmaya başlamış ve sene başındaki o boğucu takım kaybolmaya başlamıştı. o günlerde henüz şampiyonluğu kaybedecek kadar puan farkı oluşmamışken bu radikal kararı alarak kendisini gönderen dursun özbek yönetimine her şey için çok hakaret etsek de kabul etmek gerekir ki bu hamle bizi o sene şampiyon yapmıştı.

    tudor kötü bir teknik adam olmayabilir ancak futbol sadece disiplin ve korku üzerine inşa edilmez. sevgi, fedakarlık ve takımdaşlık gibi kavramlar özellikle de bizim gibi duygusal toplumlarda sanılandan çok daha fazla şey ifade eder. başarı için bu kriterleri yok saymak yolun başında kaybetmek anlamına gelir. tudor galatasaray macerasında bu hataları yapmış ve önemli maçlarda biraz da tecrübesizliğinden dolayı paspas olmuştu. bu da onun gönderilmesini sağlamıştı. o gün gitmesi doğruydu destekledik, bugün de umarım marsilya ile başarılı olur destekleriz. ikisinde de bir sıkıntı görmüyorum.
  • 6799
    galatasaray’da sistem kurduğu-kurmaya çalıştığı idda edilen td.

    iyi giden o kurmaya çalıştığı sistemi korkaklığı yüzünden kendi elleriyle fb maçıyla bozmuş, takım daha sonra dikiş tutmamıştır. trabzon mağlubiyeti, beşiktaş ve başakşehir hezimetleri geldi akabinde. belki geçen onca zaman gelişimine fırsat vermiştir ama o dönem gönderilmesi doğruydu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın