resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 6802
    divan edebiyatının ilk dönemlerinde, tüm şairler birbirilerini rakip olarak görür ve o tek, biricik sevgiliyi en fazla öven, en büyük aşık payesini alırdı. ancak bir zaman sonra öyle bir noktaya gelindi ki, daha fazla övgü yapabilmek artık olanaksızdı. söylenebilecek her övgü kelimesi sonuna kadar tüketilmişti. şairler çözümü matematiksel bir yöntemle buldu: eğer sevgili daha fazla övülemiyor, yüceltilemiyorsa; o halde şair kendini küçültmeli, yerin dibine sokmalı. o zaman sevgili ile aşık arasındaki mesafe artacağından, sevgili yine yücelmiş olacaktı.

    bağlam olarak benzer bir refleks, fatih terim'i çok seven, ona asla toz kondurmayan belli bir kesim galatasaray taraftarlarında da var. terim o kadar çok övüldü, o kadar çok yüceltildi ki, terimseverler artık kendilerini tekrar eder hale düştüler. bu tekrarlardan kurtulmanın cevabı, tipik bir ortadoğulu zihniyetiyle hallolundu: başka her şeyi kötüle ki, fatih terim daha da yücelsin! bu nedenle akla gelebilecek her şey, galatasaray başkanları, yönetimleri, taraftarları, medya, tff, hakemler vs. haklı haksız ölümüne eleştirildi. öyle ya, terim başarısız olamaz... bu olanaksız. içerdeki hainler ve dışardaki düşmanlardır sebep, her zaman.

    bu şizofrenik ve hastalıklı bakış açısından, elbette fatih terim dışındaki galatasaray teknik direktörleri de payını almalıydı. bu ''pay''ın nasıl bir şey olduğunu görmek isteyenler, galatasaray teknik direktörlerinin başlıklarına bakabilir. sadece bununla kalsa iyi. güzide medyamızın yazdıklarına da bakabilirsiniz. ya da maç sonu basın toplantılarına!!! terim'e korka korka, yalaya yalaya "güvenli" soruları ancak sorabilen en errrrrrkek, en yiğitttttttt, en merttttttt gazetecilerimiz, başka teknik direktörlerimize nasıl aslan kesilmişler, kayıtlardadır.

    evet, ben demiştim demeyi çok seven bir toplumuz. ancak igor tudor başlığının devamlı gündeme gelme sebebi sadece bu değil. sözlükte belli bir kesim, tudor ya da bir dönem galatasaray'da görev yapmış tüm teknik direktörlere karşı tükenmez, gizli bir nefret besliyor. onları devamlı gözleyip, başarılarını küçümsüyor ya da başarısızlıklarına seviniyorlar. tudor'un birkaç hafta önce marsilya'dan kovulduğuna dair çıkan yalan haberlere nasıl sarıldılar, silmedilerse, yine bakabilirsiniz. başka ne denilebilir ki?

    divan edebiyatıyla başlandığı için, "hariçten gazel okuma lavuk. tanım yap tanım" diyenler olabilir: igor tudor, eylül/2022 itibariyle galatasaray futbol takımına futbola benzer bir şeyler oynatan son teknik direktördür.
  • 6803
    geldi bir sistem kurdu iyi bir futbol oynattı. kurduğu kadroyla 2 sene şampiyonluk geldi. onun dışında ne yaptı bilmiyorum ama başarısız olsun da kondisyoner diye dalga geçmek küçümsemek için bekleyen garip bir tayfa var. he diyeceksiniz ki o kadar transfere herkes iyi futbol oynatırdı vs. yıllardır o kadar oyuncular geldi kadrolar kuruldu tudor döneminde oynanan futbol gibisi oynanmadı. bence tek başarısızlığı derbilerde gereksiz tutuk futboluydu. ama tamam yıllarca juventusta oynamış tudor beden egitimi öğretmeni, biz daha iyi biliyoruz futbolu.
  • 6804
    kendisini pek sevmediğim halde bu kadar küçümsenip başarısızlığının kovalanmasını garip bulduğum hoca.

    beşiktaş deplasmanında galatasaray’ın tarihi farktan kurtulduğu o skandal maçta, bir teknik direktöre edilebilecek tüm hakaretleri etmiştim. gidişine de sevinmiştim çünkü şampiyonluk kaçacaktı. kısacası tudor’u pek sevdiğim söylenemez ama adamın bir yoğurt yiyişi var ve siz ne kadar hakaret ederseniz edin, bu adam avrupada baş altı takımlarda (iyi giderse belki de juventus macerası olacak) görev almaya devam edecek.

    süper lig dinamikleriyle tudor okuması yapmak son derece sorunlu bence. kendisinin en takdir ettiğim yönü, takımın fizik kalitesine bariz bir şekilde pozitif etki etmesi. 2022 futbolunda en dikkat ettiğim mesele bu çünkü.
  • 6806
    başarılı olmasını çok isterim. galatasaray ile bir şekilde birliktelik yaşamış ve eğer kendisini geliştirebilirse ileride tekrar çalışabiliriz. neden başarılı olmasını istemeyelim ki?

    galatasaray günleri hakkında 2 kelam edecek olursak da gönderilmeseydi o sene şampiyon falan olamazdık. büyük takımların tamamı bizi süpürmüştü. takımdaki oyuncularla bir abi kardeş ilişkisinden çok gardiyan mahkum ilişkisi kurmaya başlamış ve sene başındaki o boğucu takım kaybolmaya başlamıştı. o günlerde henüz şampiyonluğu kaybedecek kadar puan farkı oluşmamışken bu radikal kararı alarak kendisini gönderen dursun özbek yönetimine her şey için çok hakaret etsek de kabul etmek gerekir ki bu hamle bizi o sene şampiyon yapmıştı.

    tudor kötü bir teknik adam olmayabilir ancak futbol sadece disiplin ve korku üzerine inşa edilmez. sevgi, fedakarlık ve takımdaşlık gibi kavramlar özellikle de bizim gibi duygusal toplumlarda sanılandan çok daha fazla şey ifade eder. başarı için bu kriterleri yok saymak yolun başında kaybetmek anlamına gelir. tudor galatasaray macerasında bu hataları yapmış ve önemli maçlarda biraz da tecrübesizliğinden dolayı paspas olmuştu. bu da onun gönderilmesini sağlamıştı. o gün gitmesi doğruydu destekledik, bugün de umarım marsilya ile başarılı olur destekleriz. ikisinde de bir sıkıntı görmüyorum.
  • 6807
    galatasaray’da sistem kurduğu-kurmaya çalıştığı idda edilen td.

    iyi giden o kurmaya çalıştığı sistemi korkaklığı yüzünden kendi elleriyle fb maçıyla bozmuş, takım daha sonra dikiş tutmamıştır. trabzon mağlubiyeti, beşiktaş ve başakşehir hezimetleri geldi akabinde. belki geçen onca zaman gelişimine fırsat vermiştir ama o dönem gönderilmesi doğruydu.
  • 6809
    eleştrilmesinin de övülmesinin de tenkit edilmemesi gereken teknik direktör. herkesin anılarında farklı şeyler canlanıyor tudor deyince, benim de iştahla seyrettiğim en iyi iç saha maçlarını en son bu hoca ile oynadık. futbolcuya dayalı sistemi gittiği her kulüpte bir şekilde değiştiriyor. ileride başarılı olur veya olmaz bu bizi pek ilgilendirmiyor ama her hocanın olduğu gibi onun da güçlü ve zayıf yönleri olduğunu unutmamak gerekiyor. zaten hem dominant oyun oynatıp hem kusursuz ilişkiler kurabilen bir adam olsa marsilyada değil psg de olur. hellas veronada değil en azından milanda olur. bunları geliştirirse yukarı çıkar geliştiremezse aşşağı iner şuana kadar görev aldığı galatasarayla birlikte en büyük kulüpte teknik direktörlük yapıyor. ileride yollarımızın kesişmesini istermiyim yükselişe geçtiği dönemlerde isterim açıkçası.
  • 6810
    mustafa sarp, umut bulut gibi isimlerin bile badem gözlü olmayı başarabildiği sözlükte ara ara badem gözlü kontenjanından yararlanmasına şaşıramadığım berbat teknik direktörümsü.

    marsilya'da başarı olsa da sözlüğe bakın ben demiştim diye entry gireyim hissiyatıyla dua edenler olduğuna yemin edebilirim ama ispat edebilir miyim zaman gösterecek.

    halı saha turnuvasında bile önemli gördüğün maçta taktik değiştirmezsin bu adamın yaptıklarını buraya tekrar tekrar yazmak saçma zaten hatırlamak bile istemiyorum.

    galatasaray'ı ortalama seviyenin altına alıştırmaya çalışanlara göz yummayın.
  • 6811
    yine çok uzak bir zaman için değil baya baya yakın geçmişe alternatif tarih yaratılma hevesinin öznesi olacak hoca. öyle görünüyor.

    her galibiyet aldığında birilerine parmak sallanıyor sosyal medyada. bu parmak sallananlar da sezon öncesi çıkan "taraftar, futbolcular tudor'u istemiyor" haberlerine yorum yapanlar. sanırım bu haberi yaptığı için l'equipe de tudor düşmanı bir fatih terimci.

    yani birilerini birilerinin üstünden, ya da başka kulüp üzerinden ya da sevenleri ve sevmeyenleri üzerinden değerlendirmeyi ne zaman bırakacağız acaba?

    torrent ve riekerink'in bile derbi galibiyetleri varken tudor 2016/2017-bunu da yazayım da bu sezon hiç yaşanmamış gibi davrananlar da hatırlasın- ve 2017/2018 sezonlarında derbi kazanamadı. kazanamadığı gibi yediği gollerle çarpım tablosu öğretti hepimize.

    kariyerinde henüz bir başarısı yok. inşallah çok başarılı olsun. hatta paris'i devirip sampiyon olsun anasını satayım. yeter ki hasbelkader ajaccio'ya gol attığında sanki bizde aşmış gidiyormuş da adamı yok yere yollamışız gibi coşulmasın.
  • 6813
    kendisini les gibi turk futbol ortamindan cikardigindan beri yuzunde guller acan hayat enerjisiyle dolup tasan kaliteli hoca. turkiye'de cetelesmis birilerinin adami olan muhabirlerle ve onlarin pesinden giden bilincsiz galatasaray taraftariyla ugrasirken fransa'da 6 mac 5 galibiyet 1 beraberlik aldiktan sonra saha kenarinda thierry henry ile gulerek ve en onemlisi futbol konusarak roportaj yapiyor.

    https://youtu.be/XDa026Fb_2g

    hayat iyi ve caliskan insanlari bir sekilde odullendiriyor iste. ayni sey ilerde torrent hocayla da olur. biz de ayni senaryolari ayni hocalarla tekrar tekrar yasamaya devam edelim. herkes hakettigini yasar.
  • 6814
    sadece bonservis bedeli 45 milyon euro eden bir kadroyu yaz transfer döneminde emrine verdikten sonra başakşehir’den 5 yediğimiz, beşiktaş biraz şanslı olsa tarihi fark yiyeceğimiz teknik adam.

    sonra orta sahasında 1 oyuncu olan takıma 25 milyon euro harcadığımız aynı isim olan teknik adam avrupa ligi gruplarından namağlup lider çıkarınca kovduk falan. başarılarını birilerinden rövanş alır gibi övmezseniz kimse de gelip size bunları hatırlatmaz. bi de rövanş almaya çalışırken gelip burda torrent falan övülüyor, komik.
  • 6818
    2017-18 sezonunda takımın başında kalsaydı şampiyon falan olamazdık ve belkide şu an 2015'ten beri şampiyonluğumuz yoktu.

    büyük maçları büyük hocaların kazandığı gerçeği var. bu adamın çalıştığı zamanlardaki tüm fener, bjk, trabzon, başakşehir maçlarına bakın yeterli.

    mevcutta teknik direktörü olduğu marsilya'yı da en kötü sezonumuzda uefa'da içinden geçip 4'lemedik mi?

    fatih terim nefretiyle tudor, torrent vs. öven tayfa aşırı saçmalıyor artık.
  • 6820
    neredeyse tüm istatistiklerin, maç başına toplanan ortalama puanın (16 maç 32 puan vs 18 maç 43 puan), maç başına yapılan ortalama averajın (16 maç +13 averaj vs 18 maç +29 averaj) ve sahada gördüklerimizin de destekleyeceği üzere süper lig 2017-2018 sezonu'nun kendisiyle oynamadığımız 18 maçlık döneminde kendisiyle oynadığımız 16 maçlık döneminden 1-2 değil 3-4 gömlek üstün futbol oynadık. üstelik bunu fernando (tudor sonrası dönemde uzun süre sakatlık yaşadı)-ndiaye (tudor sonrası dönemde 2 maç oynadı ve sonra satıldı) omurgasının yokluğuna rağmen orta saha kurgumuzu donk-tolga-selçuk ile oluşturarak başardık.

    hal böyleyken alternatif tarih yazıcılığına girmenin alemi yok. 2017-18'in 2. devresindeki galatasaray, 2018-19'un 2. devresindeki galatasaray ve 2020-21 sezonunun ilk devresindeki galatasaray; tudor'un galatasaray'ından açık bir şekilde daha iyi top oynuyordu. 2019-20 sezonunda pandemi öncesindeki galatasaray ise tudor'un galatasaray'ına 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı'ndan da beter bir 90 dakika yaşatırdı.

    hoca bizde hem 2016-17 sezonunda jan olde riekerink'ten yarışta devraldığı (liderin 5 puan arkasındaydık) takımı yarışta tutamayarak başarısız oldu, hem 2017-18 sezonunda elindeki imkanlara rağmen başarısız oldu (ligde 2 puan ortalaması fena değildi ama ortada östersunds faciası gerçeği var). bizden sonra udinese'de pek fark yaratmadı, hajduk split'te ise hiç başarılı bir dönem geçiremedi, juventus'ta da oldukça başarısız bir teknik ekibin parçasıydı. gelgelelim hem geçtiğimiz sezon hellas verona'daki performansı, hem de bu sezon marsilya'daki başlangıcı ciddi şekilde övülmeyi hak ediyor. kariyeri bu noktadan sonra nereye gider bilmiyorum ancak şu an geldiği noktaya gelmeyi sonuna kadar hak ettiğini söyleyebilirim.
  • 6822
    ağustos 2022 sonu itibariyle galatasaray'ı son iyi futbol oynatan hoca kendisi değildir. 19 - 20 sezonu pandemi yüzünden lig kesilmeden önce üst üste 8 galibiyet alınan(çoğu farklı skorlu galibiyetler) içinde kadıköy'deki serinin kırıldığı toplam 10 haftalık dönemde de; tudor'un 8 haftalık dönemi gibi iyi futbol vardı. yani tamam tudor'un galatasaray'ı kadar mükemmel bir oyun olarak görülmeyebilir haşa ama en azından tudor'un o muhteşem, olağanüstü,çarpıcı, harika, kusursuz futboluna yaklaşılabilen bir dönem olmuştu.
  • 6823
    biraz dalga geçmeye geldim.

    kadir mısıroğlu ve türevleri vardır bilirsiniz. hep bir alternatif tarih yaratmaya çalışırlar çünkü gerçek hayatta yaşanılanlar onları kesmez, kabullenemezler yaşanılanları. bu yüzden hep bi fantastik edebiyata yönelmişlerdir. işte çanakkale savaşı’nda gökten askerler indi, yok kurtuluş savaşı’nı aslında vahdettin başlattı, atatürk tek kurşun sıkmadan ülkeyi kurdu gibi. biliyorsunuz işte, açın youtube’a bakın, çarşaf çarşaf vardır böyle hikayeler anlatan şarkatanlar. ara ara da bunları ısıtıp ısıtıp önümüze koyarlar ki cahil halk bir gün nasılsa inanır diye. bir yalanı ne kadar çok söylerseniz, artık gerçeklikten farkı kalmaz o yalanın. siz yalanın kendisi olursunuz ve yaşanmış gibi anlatırsınız bir süre sonra. başka bir çareniz kalmaz çünkü. insan beyni çok değişik bir organ.

    ben bu tudor-torent vb gibilerinin hayranlarını da işte yukarda bahsettiğim tayfaya benzetiyorum bu yüzden. sanki tudor döneminde freni patlamış kamyon gibi uçuruma giden takım bizim takım değilmiş gibi, sadece ilk haftalarda oynanan futbol övülüyor dikkat ederseniz. ama görüyoruz, ben ve birçok arkadaş derbi maçları ve diğer haftalardaki oynanan futbolu örnek veriyor ama her nasılsa bu tudor fan’ları o maçlarla ilgili tek bir kelime bile etmiyor. neden acaba? en off olan entry’lerimden birine bakın, tudor’un derbi performansını paylaşmışım. tek bir kişisel yorum yok. derbi skoru ve oynanan futbolu paylaştım. seri bir şekilde off verildi. neden? çünkü kaldıramıyor bu arkadaşlar bazı şeyleri. arkadaşlar, bazı şeyleri kaldıramıyorsanız, tıbbi çözümleri var. yani görmezden gelerek bunu çözemezsiniz. tudor dedim ama torrent fan’ları da böyle. gerçi onlar artık yoklar. 3 ay önce burda çarşaf çarşaf torrent övülüyordu. hadi översin tamam da torrent övmek için imparator’a laf çakılıyordu. şimdi kimseler bahsetmiyor torrent’ten. ya ben kendimden şüphe ediyorum, ben mi övdüm torrent’i diye. ya da ben şizofrenim, o yazılar yoktu, ben kafamdan uydurdum. başka bir seçenek yok.

    arkadaşlar; kimse sizin tudor, torrent sevginize bir şey demiyor. ineğe bile tapıyorlar dünyada, tudor’a neden tapılmasın ama bir şeyi yücelteceyim diye kadir mısıroğlu eşrafı gibi alternatif tarihler yaratırsanız, tepki alırsınız. sonra da düşünce özgürlüğü nerde diye galatasaray sözlük başlığına yazarsınız. dediğim gibi kimse sizin tudor ya da torrent sevginize bir şey demiyor. sadece saçma sapan kıyaslamalarınızı kabullenemiyor insanlar. şampiyonluğu geç, 2019-2020 sezonunda, pandemi öncesinde 8 hafta üst üste galip gelen, 20 yıllık seriyi bitiren takım, tudor’un takımına 3 atardı. acı ama gerçek bu arkadaşım. tutup da sen “tudor’dan beridir top oynamıyoruz ): ): ):” diyemezsin. adam gelip, tudor’un ghost’ladığı donk ile şampiyon yaptı takımı. daha büyük bir hakaret olamaz sanırım bir teknik adam için. düşünsene, öğretmensin, sınıfından bir çocuğu “senden bir bok olmaz” diye resmen görmezden geliyorsun, senden sonra gelen öğretmen o çocuğu üniversite sınavında dereceye sokuyor. kusura bakma da o sınıftan kimse “ ya tudor hoca’nın ilk 8 haftada anlattığı dersi kimse anlatamamıştı” demez, diyemez. derse diğerleri bir taraflarıyla güler. lig 34 hafta arkadaşlar, en azından o sıralar öyleydi.

    tudor’a karşı bir nefretim yok. hatta başarılı olmasını da isterim. belki ileride yine yolumuz kesişir ama yapmayın, kendinizi millete güldürmeyin alternatif tarih senaryolarınızla. siz cem yılmaz değilsiniz, gerçekten gerek yok güldürmenize.
  • 6824
    hakkındaki bir yanılgıyı düzeltmekte fayda olan eski teknik direktörümüz. en son kendisi döneminde tempolu ve güzel futbol izlemedik. pandemiden önce, üstelik 7 maçtan daha uzun bir şekilde fatih terim yönetiminde kendisinin oynattığından daha güzel futbol izledik. şu en son kendisi döneminde galatasaray gibi oynadık safsatasını bıraksak mı acaba?
    onun dışında yolu açık olsun. zararı değil faydası dokunmuştur.
  • 6825
    galatasaray camiasına teknik direktör olarak veremediği katkıyı zaman tüneli olarak veren eski galatasaray hocası.

    zamanında bu adamı eleştirdiğimizde dönemin en kutsal sözlük dokunulmazlarından monacoprensi'yle falan polemiğe giriliyordu ve galatasaraylılık puanımız kırılıyordu; şimdi de övünce terimista fantezilerinde maraş dondurmacısı rolü oynatıyorlarmış, "kaldıramazsan kaldırırlar" tadında şakalarla ortaokula bile döndürüyorlarmış insanları. edirne'nin batısında dünyaya gelmiş bir varlığı övünce gelen "jakoben avrupa muhibi batı özentileri sizi" tribi de 2017'nin aksine fabrika ayarına döndürülmüş, default on malum. hey gidi be, ne hızlı değişiyor hayat.

    ben yetişemiyorum olm size. zaten 5 yıl önce yediğimiz "siz özenti elitist romantikler değil biz gerçek galatasaraylılar tudor'u savunuyoruz, herkes gider biz kalırız" dayaklarından ameliyatlı yerlerim var hala. "i support the current thing" diye kenara çekilip izleyeyim güvenli bir mesafeden.
App Store'dan indirin Google Play'den alın