selçuk inan'ın vasatlığını iyi döneminde keşfeden ben hariç diğer isim, gazeteci.
hayatında tek doğrusu varsa eğer, o da budur.
ne demiş,
''selçuk inan, galatasaray'a değil istatistiklere oynuyor. ben fatih terim'in yerinde olsam, selçuk'u 18'e almam. takıma değil istatistiğe oynayan adamdan hayır gelmez. yüzde 77 ile oynuyormuş! beni koysun, yüzde 100 ile oynarım.
kaleciyle...
tabii... kendi yarı sahamın ortasındayken, en yakın rakip öbür yarı sahadayken yani benden 20 metre uzaktayken ayağıma gelen her topu ben bir galatasaraylıya atarım. sağımdakine, solumdakine ya da arkamdakine... kimse de müdahale etmez ve yüzde 100 ile oynarım. böylece iniesta'ları da, xavi'leri de geride bırakırım. 'hıncal uluç, dünyanın en iyi pas dağıtan adamı' diye tarihe geçerim. böyle bir şey olur mu ya!..
selçuk, galatasaray'ın oyununu öldüren adam...''
bunları derken gerçek bir orta sahanın nasıl olacağını çok iyi biliyor. bir orta saha top süremiyorsa, cesareti yoksa, gücü ve fiziği yoksa zaten helede oynadığı takım galatasaray ise sorumlulukları daha büyük ise takımda yeri olmaz, olamaz.
bugün orta sahadan forvete top taşınamıyor, galatasaray'ın 1.5 senedir en büyük problemi bu. çünkü orta sahada bunu yapacak futbolcu yok. melo zaten elinden geldiğince takımı ileriye taşıyor, defansta elalem ile de boğuşuyor, ileride gol de arıyor ama selçuk? yay bölgesinde piknik.