• 803
    senelerdir oyuncu ve koç olarak türk basketbolunun içinde olan burak bıyıktay'ı tanımayan spor yazarı.

    --- alıntı ---
    iverson'u iki maçtır izliyorum. beşiktaş iverson'u getirmiş, ama koç getirmeyi unutmuş. beşiktaş'ın koçu yok. alelade bir seyirci kenara gelse daha iyi yönetir.
    bu adını bile duymadığım delikanlı iverson nasıl kullanılır, habersiz.. silahlarından haberi yok.. en kritik anlarda maçı çevirecek adamları kenara alıyor ve orda unutuyor.. "fener maçını sat" desen birine, ancak böyle yönetirdi..
    çok mu aramışlar yahu?..
    --- alıntı ---
  • 813
    kafasına saksı düşmüştür:

    --- alıntı ---
    amatör branşlarda bu hafta güzel maçlar vardı ve ilginç sonuçlar alındı. voleybolda galatasaray, güçlü rakibi fenerbahçe'yi yenmeyi başardı. basketbolda fenerbahçe bayan takımı, geriden gelip, galatasaray'ın bayanlarını mağlup etmeyi başardı.
    adnan polat'ın asıl başarısı orada... açık. geçen hafta galatasaray kız basketbol takımı ile fenerbahçe kız basketbol takımının maçı müthiş çekişmeli oldu. önemli değil kimin kazandığı. ama iki takım baştan sona çekiştiler ve iyi basketbol oynadılar.
    bu şu demek; kadın basketbol takımının geleceği aydınlık... çünkü fenerbahçe ile galatasaray rekabetinin olduğu spor dalı gelişir. kim ne derse desin... fenerbahçe-galatasaray değil de eczacıbaşı-efes maçı olsaydı; o kadar önemli değil. çünkü onların arkasında ne televizyon var, ne gazete var, ne taraftar var, ne seyirci var. hiç kimse yok. ama fener-galatasaray dediğin zaman uzağa tükürme yarışı yapsan yer yerinden oynuyor. bu güzel bir şey.
    bu adnan polat'ın futbol dışı sporlarla da ilgilendiğini gösteriyor.
    fenerbahçe-galatasaray erkek voleybol maçı. tabelada "3-0 galatasaray kazandı" yazıyor ama setlere bakıyorsun 25-23, 25-23-25-23. yani 3-0 fenerbahçe de kazanabilir aynı maçı... başa baş oynamışlar. bu da çok güzel bir şey. erkek voleybolu da iyi bir açılımın eşiğinde; fenerbahçe-galatasaray rekabeti yüzünden.
    futbol dışı branşlarda fenerbahçe'nin yaptığı hamleye adnan polat da 'galatasaray' adına cevap vermeye başladı. bu güzel bir şey. benim adnan polat'tan beklediğim, istediğim şey de bu. sezar'ın hakkı sezar'a.
    --- alıntı ---
  • 814
    hıncal uluç açık önermeler yapma üstadıdır. söylediği cümle sonunda herkes, kendinin haklılığını söyleyebilir ama aslında bir şey söylememiştir. misal: " gs yönetimi hagi'yi göndermek istiyor ama gidin sorun hayır diyeceklerdir" der. bu laftan sonra gs yönetimine gidip sorsak "hagi'yi göndermek istiyormusunuz?" diye ve "evet" yanıtı alsak "aha hıncal bildi" deriz. "hayır" yanıtı alırsak "aha hıncal demişti hayır diyeceklerini" deriz. hıncal saplantıları olan, arıza bir adamdır dinlenmesi salık verilmez. kendisi ile ilgili kısa metrajlı analizim:

    http://lafliyoruz.blogspot.com/...0/09/hncal-uluc.html
  • 818
    ankaragücü ve belediye takımları ile ilgili bugünkü yazısı:

    --- alıntı ---
    konumuz ankara..
    sorun ankaragücü.. ankara'nın alt ekonomik gurup halkının, yani tam da akp'nin oy kaynağı bölümünün tarihsel kulübü ankaragücü, büyük bir sıkıntı içinde.. çökebilir, kapanabilir.
    bu tarihsel "gecekonducular" kulübünün (bizim zamanımızda 'pazarcılar' denirdi) vefakar ve cefakar taraftarı büyük bir üzüntü içinde. bir defa kulüpten koparıldılar, o ayrı bir facia.. ikincisi canları ile özdeşleştirildikleri, itilip kakıldıkları halde kopmadıkları kulüpleri kapanmak üzere..
    bunlara sebep olan kişi de, oğluna bir kulüp satın almak isteyen ankara belediye başkanı melih gökçek.. işin kaynağı da bu ülkede derhal, ama derhal yasaklanması gereken belediyelerin başta futbol tüm profesyonel kulüpleri..
    sayın başbakan,
    ankara belediye başkanınız melih gökçek, önce milyarlar, trilyonlar harcayarak ankaraspor'u kurdu. belediyespor'du da, ankaraspor yaptı.. bu kulübün melih gökçek başkan olduğundan bu yana harcamalarının bir listesini isteyin, toplam rakama bakın ve bu paraların nerden, nasıl geldiğini tahmin edin.
    ikincisi.. ankaraspor kurulduğundan bu yana, belediye amatör spor dallarında, başta kadınlar ve gençler olmak üzere, kaç kategoride çalışmaların durdurulduğunu soruşturun. bu profesyonel takıma kaynak temin etmek için, kaç amatör sporcudan destek kesildiğini öğrenin..
    harcanan eşek yükü para, yaptırılan bir de stada rağmen, ankaraspor seyirci bulamadı. boş tribünler, küçük gökçek için tatmin edici bir oyuncak olamayınca, başkan harika bir çare düşündü.
    ankaraspor ile ankaragücü'nü birleştirmek. daha doğrusu ankaragücü'nü ele geçirmek.
    bugün mahkemeler tarafından iptal edilen kongrelerle bunu başardı da.. ilk işi oğlunu işin başına geçirmek, ikinci işi "pazarcı ve gece konducu" taraftarı tasfiye etmek oldu..
    biletix'e "00" fiyatla bastırılan ve gökçek'in adamlarına elden onar liradan dağıtılan biletleri, geçen hafta ntv/ kırmızı çizgi'de gösterdik. resmen yerel yönetimden, yani bay gökçek'in başında bulunduğu kurumdan vergi kaçıran bu "00" fiyatlı bilet uygulamasının dışında kalan o 40 yıldır, kış, buz, kar, yağmur demeden açık tribünleri dolduran fakir, fukara seyircinin 135 liraya varan biletleri alıp içeri girmesi mümkün değildi.
    giremediler zaten.
    bu arada, belediyenin, yani halkın paraları ile kurulan ankaraspor piç gibi ortada bırakıldı. önce ikinci kümeye düşürüldü, sonra orda da maç oynayamaz hale getirildi.
    ikinci lig, yani bank asya puan cetveline bakarsanız sayın başbakan orda tüm maçlarını hükmen kaybetmiş, sıfır puanlı bir sonuç görürsünüz. o ankaraspor'dur. yani ankara büyükşehir belediyespor..
    mahkeme, oğul gökçek'in kazandığı (!) ankaragücü kongresini, 400 usulsüz delege oy kullandığı için iptal etti.
    şimdi kulübün kaderi ne olacak?.
    baba- oğul "sıkıysa gelsin alsınlar. kulübün 50 milyon lira borcu var. futbolcuların maaşları ödenmedi. bütün takım serbest kalacak, dağılacak. bu maaşları ve transfer alacaklarını ödeyecek halleri var mı" diye açıklama yaptılar.
    bu 50 milyon borç, ne zaman, nasıl yapıldı?. kulübü bir defa ele geçiren, sonra borçlandırıp, geleceklerin yolunu kesebilir mi?. hele bunu ankara gibi bir yerel yönetimin lideri yapabilir mi?.
    sayın başbakan,
    bütün belediye kulüpleri ayni rezilliğin içinde. belediyenin, geniş halk kitlelerinin spor yapmasına yardımcı olacak imkanları, bu hiç seyircisi olmayan mastürbasyon futbol takımlarına harcanırken, spor salonları, spor alanları ve amatör spor dalları, imkansızlıktan kapatılıyor. spor bakanınıza emir verin, araştırma yaptırsın, size bir rapor versin..
    mesela, istanbul büyükşehir belediyesporun raporlarını isteyin. yıllardır kaç para harcamışlar, istanbul'un kesesinden. ne işe yaramış?. kaç seyircisi var, bu kulübün?. niye benim kesemden bir takım adamları beslemeye devam ediyorlar?.
    sayın başbakan,
    önce ankaragücü'nü, belediyenin sultasından kurtarın ve gerçek sahiplerine, yani gecekondu halkına iade edin. sonra tüm belediyespor adlı profesyonel yapıların tasfiye edilmesi ve bir daha kurulmamasını sağlayacak yasanın bir an evvel çıkarılması için emir verin.
    bir sözünüzle yıldırım gibi anayasa değiştirttiniz. bu iş sizin için oyuncak.
    "tamam" deyin, yeter!..

    --- alıntı ---
    http://www.sabah.com.tr/...si_basbakan_duzeltir
  • 819
    --- alıntı ---

    ultraslan arda'ya saldırmış gene..iki adnan'ın paralı askerleri kim hedef gösterilirse ona saldırıyorlar..
    iki yıldır. kulübü bu hale getiren adnanlar'ı, onların getirdiği on para etmez hocaları, rijkaard ve hagi'yi protesto etmek isteyenler kapalıda dayak yiyor. saldırı izni sadece futbolculara.. önce teknik direktörler hedef gösteriyor. sonra amigolar, adnanların işareti ve izniyle sazı ellerine alıyorlar..
    adnanları ve hocalarını korumak adına, futbolcular hedef tahtası oluyorlar.
    arda'ya sövenler arda'nın tırnağı kadar galatasaraylı olsalardı keşke..
    ama arda gitmeli.. aklı varsa bu devre arasında gitmeli.. bu adnanların, bu hagi'nin ve bu ultra nelerse artık onların takımında zerre işi yok. geçirdiği her dakika aleyhine..
    mehmet batdal da gitmeli.. bu ülkede hakan şükür'ün yerini alabilecek tek yeteneği, hem eylemleri, hem de söylemleri ile bitirdiler, rijkaard ve hagi.. ve de medya tabii.. oynayabileceğin bir takıma git ve kimliğini bul mehmet. bul ve kim olduğunu onlara göster..

    --- alıntı ---

    bende çok sallıyorum bu adama ama bazen öyle şeyleri gündeme getiriyor ki haklılığını görmemek için kör olmaz lazım.

    http://www.sabah.com.tr/...23/kisa_spor_notlari
  • 824
    15 ocak 2011 tarihli yazısı;

    ben artık galatasaraylı değilim!..

    yıllar önce, galatasaraylı olduğumu hissetmiştim, bir galatasaray- beşiktaş maçında.. beşiktaşlı biliyordum kendimi.. herkese de öyle söylüyordum.. bir gün inönü stadı'nda maç 0-0 giderken, galatasaray golü atınca kendimi ayağa fırlamış buldum.. endişe ile etrafa baktım, "gören var mı" diye.. sonra iç sesimle konuştum..
    "oğlum hıncal, ne kendini kandır, ne etrafını.. sen resmen galatasaraylısın.."
    ankara'da gazetecilik yapıyordum. takımlar o zaman, ucuz olsun diye deplasmana ikişer maç için geliyorlardı. onun için de erken geliyorlardı. trenle.. çarşamba gelip kampa girerler, cumartesi, pazar iki maç yapıp dönerlerdi. ben de gelenleri izlerdim en genç spor muhabiri olarak gazetenin.
    başta baba gündüz, sonra takımdakiler, başta metin oktay, turgay, kadri, isfendiyar, suat.. türk futbolunun efsaneleri, 17 yaşındaki delikanlıya nasıl itibar eder, nasıl candan karşılar, nasıl saatlerce sohbet ederlerdi. tevazu, sevgi, arkadaşlık ve dostluk simgeleriydi onların. hepsini sevmiştim. hepsiyle "canım"lı, "hayatım" lı arkadaş olmuştum. onların kazanmasını istemeyecektim de ne isteyecektim.
    beni galatasaraylı yapan işte bu "ruh" olmuştu.. galatasaraylılık ruhu..
    ve geçen hafta galatasaraylı olmadığımı hissettim, tam da ayni şekilde..
    ali sami yen kapanıyordu. efsane statta son maç oynanıyordu. açılışta, o coşku ve hüznün beraber yaşandığı o müthiş 1964 maçında ordaydım. daha sonra yıllarca o tribünlerde, o soyunma odalarında ne zaferlere, ne hüzünlere şahitlik etmiştim. 2000 yılında "artık stada gitmeme" kararı almış ve uyguluyordum, ama bu açılışında olduğum stada "tarihi" veda günüydü. gitmem gerekirdi. içimden gelmedi. adnan polat ve adnan sezgin adları ile ayni çatı altında olmak içimden gelmedi..
    gitmedim.. evde tek başıma oturmuş televizyonda izliyordum.. maç 0-0 giderken, beypazarı şekerspor bir gol attı.. kendimi sevinçle ayakta buldum birden.. galatasaray'ın yediği gol hoşuma gitmişti. içimden artık yenilmesi geliyordu. etrafta kimse yoktu. bu defa iç sesimle değil, yüksek konuştum kendi kendimle..
    "oğlum hıncal, sen artık galatasaraylı değilsin.."
    değilim.. kendimi artık galatasaraylı hissetmiyorum. daha sonra galatasaray'ın attığı gollere üzüldüm. hele o efsane ali sami yen'de tarihe geçecek son golü, fener'in "çöpçüler alsın" diye kapıya koyduğu birinin atarak tarihe geçmesindeki ironiye daha da üzüldüm.
    "adnan polat iftihar etsin" dedim.. "bu acı tesadüf onun yüz karasının tarihe geçen simgesidir."
    özhan canaydın beni çok sevdiğim kulübümün kongre üyeliğinden istifa ettirmişti. adnan polat ötesine geçti. galatasaray'ı kalbimden çıkardı.
    içimde öyle bir öfke var ki, bu hisler o öfkeden de kaynaklanıyor olabilir. ama şurası kesin.. bugün kendimi galatasaraylı hissetmiyorum.
    en azından galatasaraylılığımı dondurdum.. bu adnanlar bu kulübün başından yok olup gidene kadar da öyle kalacak..
    bu galatasaray kongresinde bir, tek bir yürekli kişi çıkar, ali sami yen kapanış töreninde, adnanların paralı askerlerinin terör estirmelerine rağmen adnan polat'ı yuhalayan o gerçek galatasaraylı, o onurlu, o yürekli galatasaraylıların başına geçer ve olağanüstü kongre için imza toplamaya başlarlarsa, kongreyi toplamayı başarır ve bu utanç yönetimini tümüyle devirirlerse, hatta onur kurulu kararı ile kulüpten ihraç ederlerse, içimdeki gündüz kılıç ruhu belki yeniden canlanır..
    ben, 3 kuruş için ali sami yen adını bile satanların yanında olamam ve kendime "adnansporlu" dedirtmem..
    ali sami yen'in adını satın alanların ne yaptıklarını da gördük. stadın anahtarlarını galatasaray'ın kaptanlarına, bir tescilli fenerli armağan etti, sanal alemde.. ucuna üç kuruşluk akbil takılı altın anahtar aşağılamasına, galatasaray kulübü kaptanlarını yollayarak aracılık etti, alet oldu. adnanspor işte bu.. üç kuruş için kulübün bütün değerlerini pazarlamak..
    kapanan ali sami yen'de son golü, fener'in kovduğu adam atmıştı.
    bu gece açılacak yeni statta ilk golü de, hem de iki kaleye birden, gene bir fenerli attı.. bakar mısınız, galatasaray tarihine, geleneklerine, ruhuna.. fener'in çöplerini toplayan, fener'in peşinde giden, başkanı fener başkanının yaveri hası olan kulüp galatasaray olur mu?. olabilir mi?.
    o galatasaray'sa, ben değilim.. işte bu kadar..
    türk telekom arena (yeni ali sami yen değil), adnanspor'a ve adnansporlulara hayırlı olsun..
App Store'dan indirin Google Play'den alın