resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 1576
    daha cesur, daha atak, onde basan, rakibi kendi sahasında beklemeyen bir galatasaray istiyor cogu taraftar. buna alıstı cunku yıllardır. omer erdogan ve vederson kendi aralarında pas yaparrken tribunden oley seslerini duymak, ozan ipek gibi kas gucu ile oynayan zeka yoksunu elemanların no look pas yapmalarini seyretmek cok uzuyor insani. hagi yaptıgı defansif degisiklikler ile de herkese malzeme veriyor. feneri olimpiyatta 5-1 yendigimiz macta ribery'i ikinci yarinin henuz basinda oyundan alan hagi, aynı zihniyeti tasidigini gosteren hareketler sergiliyor. bu da cogu taraftarı uzuyor.
  • 1577
    --- alıntı ---
    daha cesur, daha atak, onde basan, rakibi kendi sahasında beklemeyen bir galatasaray istiyor cogu taraftar. buna alıstı cunku yıllardır. omer erdogan ve vederson kendi aralarında pas yaparrken tribunden oley seslerini duymak, ozan ipek gibi kas gucu ile oynayan zeka yoksunu elemanların no look pas yapmalarini seyretmek cok uzuyor insani. hagi yaptıgı defansif degisiklikler ile de herkese malzeme veriyor. feneri olimpiyatta 5-1 yendigimiz macta ribery'i ikinci yarinin henuz basinda oyundan alan hagi, aynı zihniyeti tasidigini gosteren hareketler sergiliyor. bu da cogu taraftarı uzuyor.
    --- alıntı ---
    şahsen eleştirdiğim işte budur. ribery'i çıkarıp bizi 6'dan 7'den eden zihniyeti. zihniyetini eleştiriyorum şahsını değil. yoksa ben de diyorum ercan taner gibi; hagi hagi hagi!!!
  • 1580
    galatasaray'daki kotu gidisin sebebinin teknik direktorde olmadigini anlayamayan taraftarlarca elestirilen efsanemiz. skibbe geldi, stajyer hocayla isimiz olmaz dediler, adnan polat gonderdi. herkes takimin duzelecegini sandi. peki ne oldu? takim duzeldi mi? duzelmedi.

    frank rijkaard geldi ilk baslarda kimse itiraz etmedi, efsane hoca aldik, herkese 5 atariz 6 atariz dediler. ilk baslarda oyle oldu, herkese 5-6 attik. ama takimda dusus baslayinca rijkaard sorgulanir oldu. daha sonra rijkaard futboldan anlamiyor, rijkaard da hoca mi dediler. kotu gidisin faturasi rijkaard'a kesildi. rijkaard gitsin duzeliriz dediler. rijkaard gitti. peki ne oldu? takim duzeldi mi? duzelmedi.

    frank rijkaard'dan sonra hagi geldi. ilk maci fenerbahce ile oynadik. sahada cok iyi mucadele eden bir galatasaray vardi. galibiyeti kaciran taraf olmustuk. mactan sonra hagi takima ruh kazandirdi, ohh be rijkaard iyi ki gitmis bundan sonra iyi oluruz dediler. haftalar ilerledi takimda duzelme gorulmedi. simdilerde hagi gitsin duzeliriz diyenler turemeye basladi. hala anlamadiniz degil mi? hala anlamadiniz olay teknik direktorde bitmiyor. mantalite degismedikten sonra hicbir bok degismeyecek. jose mourinho da gelse bu takimdan ne koy olur ne kasaba.

    hadi sizin dediginiz gibi olsun gondersinler hagi'yi. kim gelecek? fatih terim gelmesin abi egosu yuksek. abdullah avci gelmesin abi seyircisiz takimda baskisiz takim yonetiyor, buyuk takimda baski altinda yapamaz. rafael benitez rotasyon fetisisti basarili olamaz. guardiola adamsa barcelona'dan baska bir takimi sampiyon yapsin. bizde basarili olamaz. alex ferguson 25 yildir ayni takimi calistiriyor. bizim icin kapali kutu basarili olamaz. arsene wenger'in isi gucu coluk cocuk toplamak. bize olmus adam lazim. basarili olamaz.

    yok yok bu mantaliteyle biz oldugumuz yeri hak ediyoruz. onca seye ragmen kotu gidisin tek sorumlusu olarak teknik direktor gosteriliyor. hep bu mantalite yakmadi mi bizi? her kotu gidisten sonra "abi kim gelirse gelsin bundan kotu olmayiz" diyenler turemeye basliyor. biz bu bakis acisiyla daha cok efsaneyi harcariz benden soylemesi.
  • 1581
    zvjezdan misimoviçin trt ye verdiği röpörtajda söylediklerine dayanarak galatasaray yönetiminin misimoviçi affetmesi için baskı yaptığını düşündüğüm teknik adam.''ben rus kulüpleriyle görüşmek istedim ama adnan sezgin haftaya bakalım diye beni oyaladı'' sözü misimoviçin galatasaray yönetimi tarafından gözden çıkarılmadığını gösteriyor.ki misimoviçin yalan söylediğine hiç ihtimal vermiyorum. zaten bursa maçının başındada haginin yüzünde çok mutsuz bir ifade vardı.birileriyle tartışmış gibi aşırı gergindi.bu durumdan çıkardığım şudur ki biz misimoviç gidecek diye bakarken bir bakarsınız hagi gitmiş.hagi çok kaprisli otoriter bir adam feldkamp gibi.söylenildiği gibi yönetimin filmini oynayacak bir adam değil.takımla ilgili ufacık bir öneri getirdiğinde hemen kızıp gidiyorum diyebilir.eğer misimoviçin dediği gibi adnan sezgin misimoviçi oyalıyorsa bilin ki işin içinde bir iş var demektir.hele birde bursa maçında takımın rakip ceza sahasına yaklaşamamasını da buna ekleyince hagi şimdi daha zor bir durumda kaldı.misimoviçi affetmesi için üzerindeki baskı dahada artacak.ya misimoviçi affedecek yada gidecek.adnan sezginin misimoviçi oyalamasının başka bir izahı yok.biz burda misimoviçi satmaya çalışıyorlar diye bakarken meğer adam gitmesin diye oyalıyorlarmış.bakalım neler olacak.ayrıca hagi daha önce rumenleri getirmedi ki bl bla bla diyen arkadaşlara şunu izah edeyim ki bundan önceki dönemindede hagi 2 tane rumen oyuncu almak istemişti.fakat yetkililer adamları beğenmedi. yönetim rumenlerin gelmesini engelledi.dönemin yöneticisi ergün gürsoy hagiye açık olarak söyledi.''rumen oyuncu istemiyoruz takımda'' diye.rivaldoyla kesin olarak anlaşılmıştı.hagide rivaldoyu istemedi.alırsanız oynatmam diye rest çekti.yönetimle gerginliğide böylece başlamış oldu.yani hagiye kalsaydı yine rumen oyuncu gelecekti.rumen oyuncu gelmesini yönetim engelledi.saygılar..
  • 1582
    değil misimovic, yarın "bütün takımı isim ayırdetmeksızın kadrodışı bıraktım" açıklaması yapsa, hagi yaptıysa bir bildiği vardır diyeceğim el commandante.

    misimovic ile arasında bir sorun vardır ya da yoktur. kişiseldir ya da yönetimin dayatmasıdır ya da her ne sebeple olursa olsun hagi kullanmak istemiyorsa onun bileceği iştir. doğrusunu yanlışını bilemem, hagi'nin kararı esas olan ve bence herkes için de böyle olmalıdır.
    birine inanmak bunu gerektirir, birine güveniyorsan her kararının arkasındasındır. ben böyle biliyorum. ki hagi'ye neyi doğru neyi yanlış yaptığını söyleyebilmek için kendimi ve etrafımdakileri futbol adına çok yetersiz görüyorum.
    ha hagi gelsin ben senden iyi protez yaparım, dolgu yaparım, mis gibi de diş çekerim desin alnını karışlarım o ayrı*

    misi olayının iç yüzünü bilmiyoruz ama emin olduğum bir şey varki;
    hagi'yı yıpratmak için kullanılacak her hangi bir isim yoktur şu an hali hazır kadromuzda bulunan.
  • 1584
    2 senedir orta sahası olmayan bir takımın teknik direktörüdür. ayhan akman, mustafa sarp, hakan balta, servet çetin, aydın yılmaz gibi futbol cahilleri ile bir hafta geçirsem, şu an icra ettiğim mesleğimi bile unutabilirim.

    galatasaray futbol takımı 2010-2011 sezonunda keita, elano, mehmet topal gibi oyuncuları satıp, dos santos, joao alves gibi kiralık oyuncular ile sözleşme yapmayıp, musa çağıran, ali turan, serdar özkan, mehmet batdal gibi istanbul'un herhangi bir halı sahasında bulabileceğiniz adamları transfer ederek ebedi yolculuğa intikal etmiştir. bu yolculukta cenazeyi yıkayan adnan sezgin, son duasını okuyan ise adnan polat'dır. suçlanacak son kişi ise gheorghe hagi'dir.
  • 1585
    şimdi hagi'ye söylemek istediğim bir şey var.

    birincisi, benim sana söyleyecek tek sözüm olamaz hagi. çünkü sen benim ilahımsın bunu hep belirttim.

    ikincisi ise şu. ben senin yerinde olsam çıkar derim ki "bu takımda afedersin ama yorriks gibi adamlar var, vermişler elime, diyorlar ki maç kazan." ya gerçekten derim bunu.

    mourinho falan söylüyor bak ne güzel, korkmadan çekinmeden.

    futbolcunun morali bozulmaz. vallahi bozulmaz ya.

    rijkaard birazcık denedi ama olmadı. sert adam değildi çünkü. ama sen allahsın rijkaard'a göre. çık de ki, böyle böyle. işinize geliyorsa.

    ya ben gerçekten mustafa sarp, ayhan akman, barış özbek, mehmet batdal, hakan balta, aydın yılmaz, gökhan zan, aykut erçetin 8lisi ile bir idmana çıksam, banko dalarım bir kaçına.

    yahu çık anlat gerçekleri ne olur, sen susacak adam değilsin.

    de ki bu adamlara lisans çıkaranın ben annesini ellerim. de yahu, sen bana bütün mutlulukları yaşattın, bunu çok görme.

    bu adamların hala ne işi var galatasaray'da be hagi..
  • 1587
    futbolun geldiği noktanın çok gerisine yönelik hamleler yapan antrenör.

    mevcuttaki eksiklerin farkında, buna hiç şüphem yok fakat o eksikleri nasıl doldurmak istediğini gördükçe kahroluyorum.

    ispanya, ingiltere gibi üst düzey futbol oynanan liglerde artık bol paslı, en az fizik mücadele kadar teknik kapasiteli* futbolcuların ve futbolun tercih edildiğini ve tüm dünyada bu akımın hakim olduğunu zaten biliyoruz. hagi ise, ne yazık ki hala servet'e dripling yaptırmakla, herkesi ciğeri patlayana kadar koşturmakla meşgul.

    oynadığımız maçlarda oyuncularımıza bakıyorum, hepsi rakibin arkasından muazzam mesafede jenerik deparlar atıyorlar. hoş, güzel tabii. fakat ben kimsenin topsuz alanda pas almak için koşu yaptığını, ya da hagi tarafından buna motive edildiklerini göremedim. dikkat edin, sarfedilen enerjinin tamamına yakını basit top kayıpları sonrası dönüşlerde gerçekleşiyor.

    sanırım o da birçoğumuz gibi sakinliği hırssızlık olarak görmeye başladı ki esasında şu günlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey sakin futbolcular. misimovic'in kadro dışı kalması, elano'nun gönderilmesi biraz bu sebebe bağlı sanki. aynı şekilde ayhan akman'ın maçlarda kafasına göre hakeme bağırıp çağırıp oyundan atılmasını, hakan balta'nın taraftara sinirlenip "çıkarın beni" işareti yapmasını falan da kazanma hırslarına veriyor gibi hissediyorum ki bu beni daha da çok ümitsizliğe sevkediyor.

    şimdi frank rijkaard, skibbe falan bahsetmeyelim* fakat hagi'nin yaratacağı takımın gelebileceği en üst noktanın, sivasspor'un az da olsa pas yapabilen bir versiyonu olacağına dair bir fikir, inanç ve korkuya sahibim.

    umarım beni utandırır diyeceğim ama, önümüzdeki sezon takımın başında kalacağını dahi düşünmüyorum.
  • 1588
    sezon sonuna kadar 3 defansif orta saha ısrarından vazgeçmezse sezon sonunda kendisini romanya da bulabilir. bu ısrarı onun sonu olması kuvvetle muhtemeldir.

    adnan polat, rijkaad ile şu kadar maç yapmışız bu kadar galibiyet almışız, şu kadar yenilgi almışız şeklinde baktığı gibi kendisi hakkında bakarsa durum pek iç açıcı değil. galibiyet sayısını geçtim tatmin edici gol sayısına bile ulaşamadık.

    3 defansif orta saha ile oynayarak takım savunmasını güçlendirmek istemesini normal karşılayabiliyorum lakin bizim hücumda ronaldo-messi-drogba yok ki tek başlarına gol atsınlar.

    anlamadığını sanmıyorum tabikide o da bizim gibi anlıyordur. çok geç olmadan vazgeçmesi gerekiyor. yoksa çok sevdiğimiz efsanemiz için kötü son olacak.
  • 1590
    elinde ki kadro ne olursa olsun takımı bu kadar korkak oynatmaması lazım.

    futbolcu hagi ile teknik direktör hagi bambaşka biri.

    galatasaray'ı anadolu'nun vasat takımları gibi oynatmaktadır. kapan, gol yeme 1 tane atarsak kazanırız demektedir. bu futbol anlayışı ile oynatmak hagi ye yakışmamaktadır.

    hagi bu anlayışla devam ederse galatasaray'da kalması imkansızdır. üzülüyoruz gerçekten.
  • 1591
    hagi.. sana hep destek olurum. ama ayhan ' a karşı ne tavır alacağını merak ediyorum. eğer hiç bir şey yokmuşçasına davranırsan, ayhan'ı cezasız bırakırsan gözümden düşersin. teknik direktörlüğünden pek umudum olmasa da adamlığından bir gram şüphe etmedim.
    o yüzden ayhan ' ın bu saygısızlığını bu umursamazlığını göz ardı etme. etme hagi.
  • 1593
    bu güne kadar futbolculuğu ve teknik direktörlüğü dahil futbol adına yaptığına anlam veremediğim en önemli hareket 29 ocak 2011 bursaspor galatasaray maçında barış özbek sakatlandığında oyuna neden bogdan stancu değil de mustafa sarpı aldığıdır.

    sen uefa kupası final maçına arif erdem ve hakan şükür ile birlikte çıkmış oyuncusun. arif erdem yerine hasan şaş neden oynamadı finalde bunun nedeni imparatorun cesaretli futbol felsefesinde gizli. sen de öyle oyna. nasıl olsa ben dahil hepimizde kredin sonsuz.

    en iyi defans hücumdur. hele ki elinde colin kazım gibi yırtıcı ve sürekli pres yapmayı düşünen bir ileri uç oyuncun varken. yap orada baskını rakip defansa bak o zaman nasıl düzelecek takımın orta sahası da defansı da.
  • 1596
    erken asılmaya başlandığını düşündüğüm teknik direktörümüz. bir de önceki denemeleri baz alınırken galatasaray macerasının kötüymüş gibi gösterilmesi biraz komik oluyor. adam ligi, liderin dört puan (sadece dört) gerisinde bitirdi. tamam beğenmeyebiliriz ama sezon bir bitsin önce. daha nereye kadar teknik direktör, futbolcu, yönetici, başkan, sağlık ekibi, masör, malzemeci yiyeceğiz. futbol da bahsettiğimiz sabır denen şey, ne yazık ki 3-5 maç değil, hatta 3-5 ay değil bazen zaman birimi sene bile olabiliyor. önce bu konuda bir anlaşalım sonra dortmund'a, wenger'e, fergusona'a, barca'ya gıpta ederiz.
  • 1597
    hagiyi asmak için erkendir. ama eleştirmek için erken değildir.

    çünkü her maç sonrası röportajında hagi ve futbolcularımız, kameralara ilk olarak "rakibimize pozisyon vermedik" diyorsa, bu eleştirilerimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. çünkü bu açıklama bilinçaltındaki "aman pozisyon vermeyelim, gol yemeyelim, iyi savunma yapalım"ı gösterir. buna rağmen golü de bi şekilde yiyoruz çünkü oyuncular kalitesiz. (bkz: ufuk ceylan) bi açıdan hagiye hak veriyorum. gol yeme sorununu çözmek istiyor. ama bu şekilde devamlı savunmayı öncelik alarak olmaz.

    rijkaard ve skibbe zamanında kolay gol yiyorduk. ama bol da pozisyon buluyorduk. "iyi oynadık, çok pozisyona girdik ama değerlendiremedik" diyorlardı. yani mentalite hücumdu. eksik olan şey takım savunmasına uygun çift yönlü ön liberolardı. savunmacı taktik değildi. şimdi tam tersi.

    ee hele bir de arda, baros, kewell, pino gibi kaliteli gol adamları olmayınca iyice kısırlaştık. golü unuttuk.

    bence galatasaray için en uygun olan tarz hücumdur. biz buna alışkınız. geretsle, fatih terimle biz hep böyle başarılı olduk.

    bir an evvel takıma en uygun hücum taktiğine geçmemiz lazım. belki de 4-4-2 oynamalıyız. eksik oyuncularımız dönseler bile, biz böyle oyunu kontrol edip de pozisyon vermeden maç kazanmaya çalışabilecek tipte bir takım değiliz. onu ancak oyunu iki yönlü oynayabilen çok oyuncusu olan takımlar yapabilir.
  • 1598
    sene 1996 ben daha 13 yaşındayım.
    o dönem tam anlamıyla futbolla ilgileniyorum ve euro 96 yeni bitmiş.
    o dönem her çocukta olan euro 96 çıkartma kitaplarından bende de var.maçları izliyorum ve hergün aldığım çıkartmaları yapıştırıyorum.
    euro 96 bitti haber çıktı romanyalı ünlü futbolcu hagi galatasaray'a gelecek diye.acayip mutluydum çıkartma kitabından resmine iyice baktım nasıl bir adam bu diye.tabii bu sırada spor tartısmalarında yaşlı bu adam hiçbirşey yapmaz diye haberler çıkıyordu ama kimin umurunda hagi geliyordu.
    ilk kaçında vanspor'a yazmıştı golünü sonra trabzon maçındada atmıştı gölünü ve sonrası herkesin malumü başarı geçen sezonlar ve uefa kupası.hagi o dönem ben dahil genci yaşlısı herkesin futbol ilahıydı.

    sonra efsane hagi teknik adam oldu.galatasaray'a geldi çalkantılı dönem takım içinde oynanan oyunlar ve hüsran oldu.
    ama kimsede hagi sevgisi bitmedi.hocalığını beğenmeyenler oldu ama futbolculuğunu izleyen kimse ona düşman olmadı.
    tekrar çalkantılı dönem ve herkes görev almaktan kaçtı ama hagi tekrar tereddüt etmeden geldi.

    hagi'nin ; defansif futbol oynatmasına kızıyorum,hakan balta fetişizmine (sol bek olmadı stoper oda olmadı orta saha oynatması) kızıyorum, hala inatla bamdan adamları oynatmasına kızıyorum.ondan emre çolak örneğindeki gibi ara ara gençlere şans vermesini bekliyorum ama inatla yapmıyor.hücumda zenginlik sağlayamıyoruz sakatlıklardan dolayı belki zorlanıyor ama koskoca galatasaray bütün maç kaleye bir tane isabetli şut çekmemeli.alternatif bulmak zorunda.yoksa bursalılar gibi adamlar bile galatasaray'la dalga geçer.

    ama yinede sana kızamıyorum hagi.senin kredin bende bitmez.
  • 1600
    hala hagi bu ne yaparsa yapsın fark etmez diyenler var..küme düşürse de olur diyenler var..böyle şeyler zaten olmaz ama..yine de şaşıyorum buna..hagi aşkından dolayı unuttular herhalde;

    galatasaray >>>>>>>>>>>>>>>>> hagi

    hagi'yi hagi yapan da galatasaraydır..eğer hagi buraya gelip de o başarıları yakalamasaydı, sadece barca ve real madridde oynamış ama hiçbir büyük başarısı olmayan bir futbolcu olarak anılacaktı..o galatasaraya çok şey kattı doğru ama galatasaray ona daha çok şey kattı..galatasarayı ve hagiyi doğru yere koyalım..ikisini birbirine karıştırmayalım..birisi galatasarayın efsanesi olan bir bireydir..diğeri ise efsane olan kişilerin bile gelip geçici olduğu koskoca galatasaraydır...
App Store'dan indirin Google Play'den alın