üniversitede final haftası "ben fener maçına istanbul'a gidiyorum" dersin aileye, anlam veremezler..
arkadaşların taşş**k geçer, 10 saat yol, git gel ve dünya para vericen, sınavlar ve dersler de var derler, anlam veremezler..
takım yenmişse pek sıkıntı yok, ama yenilmişse memlekete döndüğünde her önüne gelen "gittin bari deyseydi" der; sen "deydi zaten, canları saolsun" dersin, anlam veremezler..
yurt dışına çıkmışsındır bir projeyle, tüm grup arkadaşların akşamki partide düşüreceği kızların hesabını yaparken sen yeri göğü inletirsin, "galatasaray maçını gösteren yayın bulun, gerekirse komşu şehre gidelim" dersin gavur sorumlulara.. bakarlar ki sen kararlısın, taksi tutarlar, 200 km uzaktaki bir türk köyüne seni getirip götürürler, yanında beklerlerken galatasaray gol attığında senin çocuk gibi sevindiğini görürler, anlam veremezler..
kız arkadaşın gittiğin maçı kıskanır, "bir kere de benimle ilgilen maç gününde" der, sen cevap atarsın; "
maç başlıyor, ben seni ararım!", anlam veremez..
hep böyledir, sizi sadece "sizin gibi galatasaraylılar" anlar.. maça gitmek için toplandığın tayfayla
bira - köfte ekmek yaparken stad çevresinde ve içinde;
-yanında seninle bekleyen kardeşin sevgilisini bırakıp gelmiştir..
-karşı kaldırımda oturan
parçalı formalı kardeşin, 2 aylık harçlığını burada olmak için vermiştir..
-stadta tuvalet kuyruğunda yanlışlıkla çarpıştığın eşortmanlı kardeşinin, patronunu karşısına alarak buraya geldiğini bilmezsin..
bilmezsin ama anlarsın..
kol kola "
nevizade geceleri" söylerken anlarsın..
takım kaybetse de tüm aslanları alkışlarken anlarsın..
s****r edin kimse anlamasın, biz birbirimizi anlarız..
işte bu tarifsiz ve zor anlamlandırılan duygu,
galatasaraylılıktır!