futbol dünyanın en gözde spor faaliyeti olmayı sürdürdükçe,
bunun getirisi olarak en fazla izleyici çeken spor faaliyeti olmayı sürdürdükçe,
bunun da getirisi olarak en fazla reklam ve pazarlama faaliyetinin döndüğü bir alan olmayı sürdürdükçe,
avrupa bizden maalesef her alanda ileride olmayı sürdürdükçe,
biz mental olarak avrupa'nın gerisinde olmayı sürdürdükçe asla ulaşamayacağımız başarı.
şu bir gerçek; bu ünvan, dünyanın en çok izlenen spor faaliyetinin, en gözde turnuvasının
* sahibinin ünvanı. dolayısıyla bunu kazanan takım; futbolcularıyla, teknik direktörüyle, yönetimiyle ve taraftarıyla hem mental, hem de teknik anlamda o yılın zirvesi demektir. biz şu koşullarda teknik olarak belki zirveye ulaşabiliriz ama mental olarak?
gerçekten bu o kadar basit bir başarı değil. örneğin chelsea, 2004-2005 gibi alamayacağı futbolcu yok olarak görünen bir takımdı. parayla kuruldu ve yerel ligi domine etti. ama şampiyonlar ligi'nde o efsane zamanlarında asla başarılı olamadı. hakeza manchester city ve psg de öyle. çünkü bu ünvan planlı bir yapılanma ve mental olarak çağının ilerisinde olmayı gerektiriyor.
abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz, saygı duyarım. ama ya bu spor faaliyeti
* ve turnuva gözden düşer ya da biz ülkecek mental bir sıçrama gerçekleştiririz; ancak o zaman bu başarıya ulaşırız. aksi benim gözümde mümkün değildir.