• 76
    liseden çıkmanın herhangi somut bi getirisi olacağı hakkındaki genel kanıya katılmıyorum. türkiye'deki diğer iki büyük kulüp halka açık ekstra fark ne? ne başkan indirebiliyorlar ne de yönetime söz geçirebiliyorlar. sorun şu x, y, z mecrasında dursun özbek eleştirip kendisini görünce "başkanım ehe" diyip fotoğraf çekilen güruh. liseden çıkan çok güzel insanlar, çok büyük vizyonlar var (bkz: ünal aysal) (bkz: faruk süren) çok üzülüyorum bunu söylemeye fakat taban ile lise vizyonu arasında fark var. olay kamuoyu baskısını yönetmeyi başarabilmek, etkin boykot yöntemleri geliştirebilmek, (bkz: liverpool taraftarının bilet fiyatı boykotu) manifestoları etkin biçimde oluşturmak ve bunu tribünü tekelleştiren taraftar grupları değil gücünü eline alacak olan kollektifleşen "galatasaray taraftarının" yapması elzem.

    "cimbombom halkındır lisenin değil" demenden evvel altyapı oluşturulmalı, yetkin isimler çıkarmak adına eğitim programları oluşturulmalı ki avrupai bi model oluşturulabilsin.

    hiçbir şekilde mevcut yönetim şeklinden memnun değilim, ibra olayını hala daha kaldıramıyorum fakat plansız ve altyapısız bir taraftar girişimi hüsranla sonuçlanacaktır sbt.
  • 78
    herkesin bahsettiği kulübün taraftara açılması bence de mantıklı.ben buna ek olarak yurtdışına daha çok oynamamız ve sosyal medyanın, internetin bu kadar geliştiği bir dünyanı daha iyi kullanmamız lazım. misal galatasaray esports var ama ne kadar önemseniyor, ne kadar ilgiliyiz tartışılır.ve burada başka kişiler tarafından da söylenen; altyapı.
    ben şahsen, özellikle türkiye gibi euro/dolarüzerinden geliri çok olmayan ve euro/dolar bu kadar yükselmişken hala yüksek paralara transfer yapan takımları anlayamıyorum. ben şahsen küçülme olmasa da kafa yapısı olarak 2-3 sene biraz ucuza alıp, yurtdışına satma işlemini yapsak galatasaray'ın borcu kapanabilir. sonuçta borç 250-300 milyon euro civarı. şu anki futbol piyasasında kapanmayacak bir borç değil. ama düzgün maaş politikası, düzgün yöneticiler, düzgün scout. özellikle, fransa'da yaşayan biri olarak, afrika'ya yönelmemiz gerektiğini düşünüyorum. gerekirse belli miktar yatırımla buradan uygun gördüğümüz gençleri altyapımıza katmalıyız.
    özetlersek; ben galatasaray'ın "bu sene 50 milyon euroluk transfer yaptı ve başarılı oldu" ile bu borcu kapatabileceğini pek düşünmüyorum. özellikle bu transfer piyasasında bahsettiğimiz oyuncuları ucuza almak zor. aksine genç ucuz/orta seviye futbolcular ile bir patlama yapmamız lazım. yoksa gerçekten işin ucunda satılmak var.
  • 79
    galatasaray’ı kurtaracak proje sadece sorumluluk vermek ve sonrasında ise hesap verebilecek sistem oluşturmaktır. insanların canlarının yanma tehlikesi olmadan hiç bir derde çare olamazlar. bu sorumluluk işi iki türlüdür.
    1-) galatasaray spor kulübü tam bir şirket olacak ve seçilen başkandan tüm yöneticilerine kadar profesyonel olacaktır. yani maaş alacaklar ve hata yaptıklarında maddi külfetin altında olacaklardır. bu da kulübün kendi öz kaynaklara yönelmesini tetikleyecek ve yapılacak harcamaların kuruşu kuruşuna hesaplanması ile birlikte herşeyin ince eleyip sık dokunulmasıyla birlikte kontrol altına alınmış bir bütçe yaratacaktır. bu da açık veren ve borçlanan bir bütçe değil. artı da olacak olan ve kazanan bir kulüp kasası yaratacaklardır. muhterem iş adamı yöneticiler bunu benden iyi bilirler. sıkıyorsa şirketlerinde bunu uygulamasınlar bakayım nasıl canları yanacak? yani yöneticiler eksi durumda olacak olan bilanço halinde bunları kendileri karşılayacaktır.

    2- kulübü bir bilene satmak.

    ek olarak: galatasaray lisesi ile kulübe bağlı dinozorlardan kurtulmak.
  • 82
    herhangi bir gayrimenkul yatırımı değildir, galatasaray'ı kurtaracak olan proje 2-3 ayaklı bir projedir ve bu da;
    -altyapıya önem, zaman ve para verip kendi yeterli oyuncularını üretmek
    -içi geçmiş, aktif futbolunun sonuna gelmiş yabancılardan ziyade daha genç yabancı transferlerle karlı bir al sat döngüsü yaratmak
    -sağlıklı bir maaş politikası yönetmek

    galatasaray'ın kendi başına ayakta tutacak tek reçete budur.
  • 83
    kendini galatasaray'ın sahibi zanneden dinazorları açık arttırma usülüyle satmak. hem dinazorlardan kurtuluruz hem de bu tarz dinazorlar müzede sergilenir. bu sayede türkiye'yi ve galatasaray'ı dünyaya biraz daha tanıtmış oluruz.

    dinazorların sıkıntı çıkaracağını zannetmiyorum pilav+çay ve biraz da ada keyfi karşılığında sıkıntı yaratmazlar.
  • 84
    benim anladığım kulübümüzün bir gelir sıkıntısı yok. tabii ki geliri maksimize değil ve kesinlikle arttırılabilir. yalnız bakış açım o değil. kulübün geliri yok değil demek istiyorum. kulübün anasını ağlatan banka faizleri ve sorumsuzluğa bağlı müsriflik. kısa vadede yazılı bir dayatması olmasa da vicdanen sorumlu hisseden bir yönetim israfı kontrol altına alıp, dövize bağımlılığı azaltıp bir de faizleri yeniden yapılandırabilirse kulüp bir oh der. sonra uzun vade konuşulabilir. yukarıdaki güzel tavsiyeler diğer bir sürü tavsiyeyle masaya yatırılabilir. önce şu 1-2-3 seneyi bir kurtaralım, kurtarabildiğimiz kadar. inşallah*
  • 87
    net şekilde altyapıdır.

    kabul edelim ki futbol yoksul kesim için bir çıkış kapısı. 'zenginlerden asla futbolcu olmaz' diye bir klişe söylemeyeceğim ama büyük oranda da doğru olduğunu düşünüyorum. nedenlerine girmeyim; girdi amacından sapıp iyice uzamasın. ilk varsayımımız bu.

    yine kabul edelim ki türkiye çok zengin bir ülke değil. türk lirası her gün değer kaybediyor, genel olarak çalışanların maaşlarının durumu ortada ve tüm bunların yanında insanların günümüzde arzu ettiği hemen hemen her şey ithal olduğundan dolayı insanların alım gücü düşük. tüm bunlara bağlı olarak mutluluk oranı da düşük * 25 yaşına kadar okusanız bile * (u: hatta hızını alamayıp iki lisans diploması olan, çift yüksek lisans yapan bile var) alacağınız maaşı az çok biliyorsunuzdur, şimdi birbirimizi kandırmayalım. 25 yaşında iyi bir futbolcunun ise * * futbol hayatında o ana kadar kazanmış olduğu toplam para; tüm iş hayatı boyunca, kurumsal bir firmada maaşlı olarak çalışan genel müdür olsanız bile, kazanamayacağınız bir para ki kimse mezun olur olmaz genel müdür olmuyor. şimdi hayatımızı tüketime mi adayalım, her şey para mı vs. gibi çok çeşitli konulara girilebilir ama yine girdi amacından sapıp iyice uzayacak; gerek yok. sonuçta insanların çalışmasının en temel sebebi para kazanıp hayatını idame ettirebilmek, ben de buna odaklandım. ikinci varsayımımız da bu.

    futbol için elzem olan genç nesil de türkiye'de mevcut. üçüncü varsayım da tamamdır.

    futbola karşı olan ilgi de olağanüstü seviyede. dördüncü varsayım da tamam.

    galatasaray bu ülkede en çok taraftarı olan kulüp; özellikle gençler arasında bu oranın daha da yüksek olduğunu düşünüyorum. bu da altyapı için takımımızı daha cazip yapar. artık futbol profesyonelleşti gerçi, kimse bunu düşünmez de küçük bir varsayım olarak kalsın.

    tüm varsayımlar ile net şekilde görülüyor ki ortam futbolcu yetiştirmek için çok müsait. tek yapılması gereken saçma sapan transferler yerine az buçuk altyapıya önem vermek. çok zor bir şey değil diye tahmin ediyorum.
    ilk olarak tesisler adam edilir, gençlerin orada severek kalması sağlanır *
    ikinci olarak iyi eğitimli yabancı hocalar getirilir ve türk hocalar hem çeşitli eğitim kurumlarında hem de bu hocaların yanında pişmesi sağlanır.
    üçüncü olarak da yetenekli çocuklara * * küçük yaştan itibaren futbol eğitimi verilir. çocukları teşvik etmek amaçlı eğitim masrafları da karşılanır, belli bir miktar burs da verilebilir. milyon euro ların artık çok küçük kaldığı piyasada taş çatlasa 100 çocuğun lise döneminin sonuna kadar eğitim masraflarını üstlenmek, altyapıda oynadığı için belli bir ücret vermek vs. galatasaray gibi bir kulübe çok yük yüklemez.

    tüm bunlar tabii bir ütopya. olacağı yok da insan umut ediyor işte.

    not: ben demiyorum ki yukarıdakileri yapınca hemen her sene lionel messi'ler çıkaracağız, uçacağız, kaçacağız. ancak iddaa edebilirim ki şu anki durumdan kötü olmayız. en kötü gençlere burs vererek, eğitimlerine destek olarak bir hayır işleriz. 100 kişiye böyle eğitim versek 1 kişi çok iyi bir futbolcu olup çok değil 20 mn euro gibi bir bedelle satılsa zaten o 100 kişinin masrafını çıkarır, kar bile ettirir diye düşünüyorum *
  • 88
    galatasaray'ı kurtaracak olan şey yöneticilerin şapkalarını önlerine koyarak düşünüp kendilerini eleştirebilmesidir.

    tükettikçe borçlanıyoruz. bu takım şampiyon olsa bile seneyi zararda kapatıyor. yıllardır bu böyle. yani 5 yıllık bir yapılanma sürecinde şampiyon olamasak bile gelirlerimiz düşecek ancak yaptığımız yatırımın maliyeti de düşük olacağından en azından elimizde bir temel olacak. 5. senenin sonunda bu yapılanma artık şampiyonluklara, oyuncu satışı ve tıklım tıklım tribünlerle daha fazla gelirlere sebep olacak. en önemlisi de giderlerini kısmış olacak.

    beğensek de hayran olsak da gomis, feghouli, fernando vs. bunlar bizim için ölü yatırım. israftan kasıt personel giderleri olmamalı. oyuncular da bu israfın içinde. bir sene sevinip diğer sene kaosa sürükleniyoruz. ve tek çıkar yolumuz 5 sene şampiyonluğu unutmak. belki daha kısa sürer çünkü bu ülkede böyle şeylerin fitilini yakınca bazen hızlı sonuç alınıyor.
  • 89
    kulüplerin borçlarının yapılandırılması diye bir şey ortaya atıldı ve ziraat, aktifbank gibi banka isimleri telafuz ediliyor... buna kulübümüzün ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.

    galatasaray kendi bankasını kursun. tüm galatasaraylılar, galatasaraylı iş adamları maaş hesaplarını, kredi kartlarını, kredilerini, mevduat hesaplarını, dövizlerini buraya taşısın.
  • 92
    betona değil spora ve sporcuya yatırım yapmak, galatasaray'ı kurtaracak projedir. altyapıdan oynatılacak bir oyuncunun ciddi şekilde kulüp ekonomisine katkısı var. hem neredeyse yıllık ücret almıyor hem de ozan kabak gibi transfer olup bolca euro getiriyor. tabii bu sureçte hep yarışıp şampiyonlar ligine katılacağız, her gelene 2m euro maaş vermeyeceğiz, altyapıda karşılığı varken hem ligden hem de dışardan oyuncu almayacağız.

    bir önceki divan kurulunda sanırım, faktoring şirketlerine borcumuz yok fakat finansman giderimiz 150 milyon lira civarında demişti, mali işlerle alakalı sunum yapan yönetim kurulu üyesi. böyle olunca da riva ve florya'dan gelecek para uzun vadede bu finansmana gidiyor. haliyle ziraat bankasının düşük faizden borçları yapılandırma olayına katılmalıyız. siyasi veya değil, önümüzde bir fırsat var ve bunu kullanmalıyız.

    not : aktifbank ülkemizin en büyük bankalarından biri. hatta pasolig'in sahibi. bir tane bile atm'si yok. diğer bankalar gibi şubesi de yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın