• 1
    çeşitli versiyonları olan taraftar tipidir.

    takıma istediği oyuncu alınmadığı için küseni vardır, istemediği oyuncu alındığı için küseni vardır.

    yönetimi beğenmediği için küseni vardır, teknik direktörü beğenmediği için küseni de vardır.

    oyunculara kendi belirlediği rakamdan fazla para verilince küseni vardır, oyuncunun talep ettiği para verilmeyip sözleşme imzalanmadığı zaman küseni de vardır.

    alt yapıdan beğendiği oyuncu a takımda oynatılmayınca küseni vardır, a takımın beğenmediği yedek oyuncusu oyuna girince küseni vardır.

    takım 4/4/2 oynadığı için küseni vardır, 4/5/1 oynadığı için küseni vardır. 4/5/1 de tek ön libero oynatılınca küseni vardır, çift ön libero oynatılınca küseni de vardır.

    bu versiyonların ortak özelliği şudur: galatasaray'ı o kadar çok severler ki, galatasaray'ın menfaatine aykırı olduğunu düşündükleri veya kendilerinin onaylamadığı bir karar alındığında galatasaray'ı kendilerinden mahrum bırakırlar. kimisi tribüne gitmez, kimi lig maçını izlemez, kimi forma almaz, kimi de galatasaray'ı bıraktım der. hakları yok mu bu tepkileri vermeye? elbette var! tercih meselesidir.

    bu taraftar tipinin yapmaması gereken tek şey hıncal uluç'a laf etmek. en önde gelen temsilcileri o zira.
  • 5
    galatasaray'a küsülmez. elbette sevdamızı yüreğimize gömüp, formaları sandıklara kaldıracak değiliz. yine deliler gibi destekleyecek, hem sevinecek, gerekirse üzüleceğiz.

    ama daha önce de söylediğim gibi; arda turan isimli şahsiyet gidene kadar ben galatasaray store'dan alışveriş yapmayacağım, kesinlikle kombine almayacağım, bu kulübe para kazandırmayacağım. çok net.
  • 6
    bir caner erkin transferi kadar yakin oldugum taraftar tipidir. kimse de kusura bakmasin, su gelinen noktada, turk futbolunun igrenclikleri zaten iyice biktirma noktasina gelmisken, hayatlarimizi adadigimiz kulubun degerlerine aykiri isler yapmasini hos gorecek degiliz. sabirla devam edene saygim sonsuz, ama benim kendi adima kirmizi cizgim, basinda yer alan caner erkin iddialari. hos, transfer gerceklesmese bile, sozlukte bu transfere bile normal bakanlari gormek ziyadesiyle uzdu, hayal kirikligina ugratti.
  • 9
    burada inanılmış inanılmamış umrumda değil, galatasaray'ı kendimi bildim bileli çok severim, onunla beraber büyüdüm, onunla beraber ağladım, onunla birlikte güldüm. bunun karşılığında ise takımımdan tek beklediğim saha içinde mücadele, vazgeçmeme, galatasaray genlerine yakışan bir mücadele ve metin oktay'ın metin kurt'un taşıdığı o armaya layık olma.

    ama tüm bunlar ve kulüp değerleri ortada iken kulüpte başkana kafa tutacak kadar arda meraklısı bir teknik direktör ve kolunda takım kaptanı bandajı olan hastane basıp kurşun sıkan bir siyasi kuklayı görürsem o galatasaray benim galatasaray'ım olmaz. ben bunu görmek yerine hiç görmemeyi tercih ediyorum. herkesin fikri kendine. daha önce de dediğim gibi arda ve onu getiren şahıs galatasaray'dan ayrılana kadar ne tek dakika maçını izlerim ne de 1 lira deste olurum.

    sözlükte de haylice keyifli vakit geçirdim ve harika insanlar tanıdım. aynı düşündüğüm, düşünmediğim tüm renktaşlarıma çok selamlar ama ben artık buralarda olmayacağım. herkese teşekkür ederim.

    (bkz: fatih terim/#2845526)
  • 10
    arma benim kutsalımdır. ne ardası ne emresi ne hüsamettini rüknettini bu kutsal formaya verdiğim değeri değiştiremez. galatasaray benim çocukluk aşkım. galatasaray benim en zor günlerimde yüzümü güldüren yegâne varlık.

    bu armadan bu kadar kolay vazgeçecek adam lütfen vazgeçsin. bir gider bin gelir.

    biz zaten elde telefon operaya gelmiş gibi maç izleyen taraftarları oldum olası sevmedik. bu sevdayı bırakacak adamın stadda her maç sesi kısılana kadar bağırdığını düşünmüyorsunuzdur herhalde..

    giden gitsin canlar. biz bize yeteriz.

    selametle..
  • 11
    arda turan transferi yüzünden küsenler samimiyetsiz taraftarlardır. nedenleri açıklıyalım;

    şimdi arda'nın istenmeme sebepleri var.

    1. saha dışı disiplinsizlikler. bilal meşe olayı, hastane basma olayı.

    2. siyaset. akpye yakın olması. dahası bunu deklare etmesi. üstüne vazife olmayan konularda açıklama yapması.

    3. tamemen saha içi sebepler. arda'nın yetersiz olması.

    şimdi bu sebeplerden ilk ikisini direk es geçiyorum zira kulübün en büyük efsanesi canımız ciğerimiz fatih hoca'nın gençliğini hatırlarsak, arda turan peygamber gibi kalır. siyaset desek, kulüp siyasetle her zaman iç içedir. 2.başkanımız malum iflah olmaz bir "şahsım" sevdalısıdır. bunu da her zaman dile getirmiştir. hatta bugün "sahasında kupa kaldırdığımın çocukları" tabiri varsa tamamen siyaset sayesindedir.

    yani %100 ilkeli bir kulüp olsak, ilk 2 seçenek problem olur ama kabıl edelim geçmişimiz de bugünümüz de benzer olaylar ve ilişkilerle dolu.

    gelelim 3. seçeneğe ve en haklısına. arda turan'ı istememek için 3. seçenek tek başına yeterlidir.

    ama;

    takıma yetersiz bir futbolcu alınıyor diye de küstüm tribine girmek de ne bileyim..

    yani sonuç olarak arda bu kulüpteki ne ilk saha dışı disiplinsizliği olan futbolcudur, ne ilk siyasetle iç içe olanıdır ne de saha içi bakımından ilk yetersiz futbolcudur. haliyle küsmeniz de son derece samimiyetsizdir. boştur, havadır, civadır.
  • 15
    taraftarlar tarafindan 'giden gitsin' denilerek uğurlanan seyirci.

    o seyirci ki şu ekonomik şartlarda 2 çocuk ve bir de galatasaray bütçesini kenara ayırıp geriye kalan masraflarını düşünmektedir. o seyirci ki formanin rengi ne olursa olsun , fiyatını asla komik bulmadan sırtına geçirmiştir. galatasaray taraftarı olmanın bilinciyle ölçüp bicmictir hareketlerini o seyirci.

    ne kadar kolay değil mi bu seyirciye 'gitsin' , ' biz bize yeteriz' falan demek? biz gidelim, hatta hepimiz gidelim ama o şahıs kulübe geri dönsün. evet döndü, giyin bayramliklarinizi, vurun davullara. biz her şartta galatasaray'ın hüznüyle hüzünlenir, sevinciyle coşarız. doğruya doğru demekten vazgeçmeden gosterebildigimiz maksimum tepkiyi de göstermekten çekinmeden.

    aslolan galatasaray'dır.
  • 16
    takım arkadaşını soyunma odasına kitleyip döven kafa göz patlatan adamı ilah ilan edip ses çıkarmayıp arda transferinde ahlak bekçiliği yapanlarında içinde bulunduğu grup. dürüst olun biraz tutarlı olun o gün melo olayına çok sevdiğimiz için ses çıkarmadık kimse de gitsin formamızı haketmiyor, galatasaray değerleri demedi bugün de hocayı seviyoruz kabul ediyoruz isteğini bu kadar basit arda geldi diye küsmek nedir.. neyse herkes kendi tercihlerini yaşar ama yanlış hareketler bunlar.
  • 18
    şu başlıkları hortlatanlar galatasaraylı falan olamaz.
    size ne olm? hoşlandığı kızdan red cevabı alan ergenler gibi “şuna laf etmesinler”, “gerçek gsli böyle yapmaz”, “biz kötü gün taraftarıyız” gibi bommmmboşşşşş argümanlarla neyi kanıtlamaya uğraşıyorsunuz? mideniz geniştir, arda’nın da boynuna atlarsınız, dün stad açılışında kulübünüze küfretmiş adamlar yarın gelsin onları bile bağrınıza basarsınız; vicdanınızı böyle rahatlatmaya uğraşmayın.
    kimsenin kimseye küstüğü falan yok.
    anlamadığınız şey şu; galatasaray demek, sizin “aman siktiret başarı gelsin de isterse bok kokalım” zihniyetinizin aksi demektir ve bundan rahatsız olanlar, mesafe koyabilir.
    sizin bu gudubet ideolojinize göre beyin göçüyle daha insanca yaşam için ülkeyi terkedenler de vatandaşlıktan çıkarılsın olmadı.
    herkes sizinle aynı şekilde düşünmek zorunda değil; biliyorum ağır faşist bir dönemde yetiştiniz ve olağan bir davranış sizin için “herkes benim gibi düşünmeli; düşünmüyorsa yanlıştır” algoritması ama işte öyle değil o işler.
    topluluk içinde denemeyin bu trollükleri.
  • 19
    anladığım taraftar grubu.

    bugün okuduğum bazı şeylerle ilgili fikirlerimi söylemek istiyorum. öncelikle armaya küsülmez, arma kutsaldır söylemi ile ilgili yorum yapmak istiyorum.

    öncelikle bir armayı kutsal yapan şey onun temsil ettiği değerlerdir, arma dediğin şeye bir takım değerler yüklediğin için saygı duyarsın yoksa kalemle çizilmiş bir sembolden fazlası değildir. o armayı temsil eden değerler artık saygı duyulmayacak hale gelirse o zaman gayette saygı duymayabilirsin. bu kadar biat kültürünün olması beni oldukça şaşırtıyor açıkçası. yani galatasaray armasını temsil eden insanlar açıkça saygı duyulmayacak işlere imza atarsa biz yinede onu sevmeye devam edecek miyiz? bir takım iktidar mensuplarını her koşulda destekleyen seçmenlerden ne farkımız kaldı o zaman?

    eğer bir şey öğrendiyseniz o armadan, yanlışa yanlış demeyi öğrenmiş olmanız gerekirdi. armanın arkasına sığınarak her türlü yanlışı yapabilecek insanları desteklemeyi değil.

    bazı yorumlarda ''taraftar değil seyirci'' şeklinde şeyler okudum. taraftar ile seyirci arasındaki farkı ayıran nedir biri söylesin lütfen?

    kombine sahibiyim, her yıl 3-4 deplasmana giderim, senelerdir kadıköy deplasmana giden bir taraftarım, son 10 yıldır istisnasız her galatasaray formasından alırım bazı yıllar 2 tane, her yıl en az 3-4 tane lisanslı ürün alırım, kulübün tüm sosyal medya hesaplarını takip ediyorum, yayıncı kuruluşun yıllardır abonesiyim mesela ben seyirci miyim yoksa taraftar mı?

    taraftarlık galatasaray'ı her koşulda sevip desteklemek değildir. her koşul ancak başarısızlık olursa sizinle ortak paydada buluşabilirim. ben galatasaray'ı başarısız olduğu için terk etmem. ben galatasaray'ı sahip olduğu değerleri temsil etmekten vazgeçerse terk ederim. o yüzden ben sizden daha fazla galatasaray'lıyım.

    saha içi yada saha dışında bize başarı kazandıracağı için arda turan'ı destekleyeceğime, etik değerlerime uymayacağı için çok sevdiğim fatih terim'in gitmesini göze alarak ve başarısız olmayı yeğleyerek desteklemem ve karşısında olurum daha iyi.

    galatasaray, başarı için her yol mübah diyenlerin kulübüyse eğer benim orada işim olmaz.

    değil sözlükteki yazarlar, kulübün kongre üyeleri bile benim galatasaray'lılığımı sorgulayamaz.

    daha önce yazdım yine yazayım ben 11 yaşında ki yeğenine arda ismini koymuş bir taraftarım ama bugün benim için duruş başarıdan önce gelir.
  • 20
    tövbe, haşa...

    babamın yüzüne bakamam, geçmişimi silerim, beni ben yapan her şeyden vazgeçmiş olurum. kanım kırmızı, sarı giymeyi de çok severim. hüzünlü türkülerin, umuda bağlanan nakarat öncesidir galatasaray benim için. kafamı güneşe galatasaray'a benziyor diye kaldırırım. onda sarı kırmızı iç içedir çünkü. ben bunu hiçbir zaman yapamam. burada bir hesapta yazma hakkım var sadece. istemem bazılarını, yazarım. olmaz. peki. ne yapalım? yapacak hiçbir şey yok. ahmet, mehmet, ali, veli değil galatasaray diyip geçiyoruz işte... küsmeyin arkadaşlar. ne olursa olsun bizim camiamız, cemiyetimiz, çatımız burası. kendimizi, kimliğimizi açıklarken bile galatasaray diyesimiz geliyor da susuyoruz ya bazen. tam da onun için.

    biz galatasaraylıyız! özünüze küsemezsiniz.
  • 21
    galatasaraylı değildir. ulan bu takımda ne vasıfsız adamlar oynadı, barış-ayhan-mustafa üçlüsünü beraber yaşadık bu sözlükte. kulüp küme düşme hattında gezdi, içerde dışarda derbiler kaybetti ne zaman küstük?

    sadece futbol açısından değil camia açısından bakalım ayrıca. bu kulübün basket takımı küme düşmemeye oynarken bile tribündeydim çok şükür.

    babamızdan miras, geleceklere de bırakacağımız yegane değerdir galatasaray.

    aksini düşünen yallah fener veya bjk'ye. öyle aşağılık camialara layıksınız.

    not: arda falan da şeyim de değil affedersin.
  • 22
    başlığı açan (hortlatan değil) kişi olarak belirtmem gerekir ki, yalnızca bu yazıda değil sözlükteki yazdığım hiçbir entryde eleştiriye karşı bir tavır almadım. aksini defalarca kez savundum. şimdi tekrar belirtiyorum. hiç kimse eleştirilemez değildir. hiç kimse hatadan münezzeh de değildir. buna başkan, yönetim, teknik direktör ve futbolcuların yanı sıra taraftarlar da dahil!!!

    bu başlıkta bahsettiğim taraftar tipi, kendi düşüncesine aykırı bir durum geliştiğinde galatasaray'ı desteklemeyeceğini ifade edenlerdir. insanların böyle bir tercih hakkı olduğunu da yazıda belirttim zaten.

    galatasaray taraftarı olduğunu belirtip bu hareket tarzını benimseyen en bilinir kişinin hıncal uluç olduğunu düşünüyorum. bu nedenle benzer söylemlerde bulunan taraftarları aynı kefede değerlendirdiğimi vurgulamak istedim.
    yazdıklarımda ne bir hakaret, ne argo bir sözcük ne de faşizan bir üslup vardır. buna rağmen malesef bazı renktaşların okuduğunu tam olarak anlamadığını görmek gerçekten üzücü.
  • 23
    küsmeyip tam tersi kalıp mücadele etmesi gereken taraftardır. kişiler kurumun değerlerine zarar veriyor olabilir ama kişiler gelip geçicidir. kurumun ise bir dönem değerlerine sahip çıkmaması bu değerleri toptan yitirdiği anlamını taşımaz.

    benim için arda olayında zedelenen en büyük değer liyakattir. saha dışı diğer olaylar ise galatasaray'a zarar verdiği zaman beni ilgilendirir. ben şu anda galatasaray'da liyakat açısından çok büyük eksiklik görüyorum.

    ama buna karşı yapılması gereken küsmek değil mücadele etmektir. mesela şu anda galatasaray için bir kuruş harcamamayı küsmek adına değil de protesto adına yapıyorsanız bence çok haklısınız. diğer protesto biçimleri için de geçerli bu. ama yeter ki kalıp mücadele edelim. bu kadar sevdiğimiz bir şeyi kolayca teslim etmemeliyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın