• 1151
    bu sene harika bir iş çıkardığını düşündüğüm yönetici grubu. ünal aysal ve ekibi göreve geldiğinden bu yana attığı adımlarla, tutumu ve tavrıyla, yapılan transferlerle ve hatta yapılamayan transferlerle (zira tüm avrupa basını galatasaray'ı takip eder olmuştur ve bu takımımızın vizyonu açısından çok yerinde bir harekettir) galatasarayımıza yakışır bir yönetim sergilemektedir. sadece futbol değil, birçok spor dalından başarının yakalanacağının sinyalleri daha şimdiden geliyor dikkatli takip edenlere diye düşünüyorum. bu şekilde devam edilirse bu ekip daha uzun yıllar kalacak gibi, umarım öyle de olur. uzun zamandan beri ilk defa galatasarayımın emin ellerde olduğunu hissediyorum.
  • 1153
    ünal aysalın başkanlığına geçtiği andan itibaren aklıma gelen en büyük yanlışlığı türk telekom arena'da oynanacak olan maçlarımıza koydukları bilet fiyatlarıyla ilgilidir. ve bu öyle geçilip gidilecek bir yanlışlık değildir.

    stad allahı var çok güzel. akustik iyi, henüz üşümedim, estetik efsane, konfor güzel ama inanılmaz derecede caydırıcı ve korkutucu boyutta bir ulaşım problemi var. eğer aynı stad mecidiyeköyde olsaydı, kadıköyde veya beşiktaşta olsaydı o stadda yıllarca mağlubiyet görmeyebilirdik en az 5bin kişilik boşluğun oradan kaynaklandığını düşünüyorum.

    e zaten böyle caydırıcı bir sebep varken sen tutup en ucuz bilet fiyatını 40 tl yapıp da 600 liraya kadar çıkan biletleri satışa koyarsan iki tane kale arkası kombinelerle dolar sen de iki tribüne oynarsın. bazı yazar arkadaşlarımız "1. kategoriden gitmek isteyenler var galiba hmmfs" yazmış da kategorinin başındaki rakam önemli değil ama sen koca tribünün fiyatlarını 250'yle 600 arasında değiştirirsen o iki tribün de boş kalır sonra da çıkıp "taraftarımız çok rerörerö" demeye de hakkın olmaz.

    26bin kombine satılmış yanlış hatırlamıyorsam ve bu sezonun açılış maçı 35bine oynanmıştı.. bence taraftara isyan etmeden önce çuvaldızı kendisine batırsın bu yönetim. eyvallah ulaşıma çözüm bulmak kolay değil de 600 lirayı istemek için de adama bir şey sunman gerekir diye düşünüyorum...
  • 1155
    eğer seneye şampiyonlar ligine kalırsak olası iç saha maçlarının bilet fiyatlarını şu şekilde belirleyecek yönetim;

    kategori 1: 2000,00 tl
    kategori 2: 1500,00 tl
    kategori 3: 1000,00 tl
    kategori 4: 600,00 tl
    kategori 5: 350,00 tl
    kategori 6: 180,00 tl
    kategori 7: 90,00 tl

    ironi veya abartma yok. cidden böyle bi manyaklık yapabileceklerini düşünüyorum.
  • 1159
    26 ekim 2011 galatasaray gaziantepspor maçından sonra çıkıp galatasaray yönetiminden acilen bir şeyler yapmasını istiyorum. m.ali aydınlar göreve geldiğinden beri oynanan oyunlar bellidir. aydınlar'ın ve kulüpler birliğindeki bazı kulüp başkanların şike ile suçlanan kulüpleri ve başkanlarını kollamaları bir yana galatasaray'ı da bu kaos ortamına çekmeye çalışmaları art niyetlerini gösteriyor. baktılar olmayacak, baktılar galatasaray tertemiz, ne yaptılar ligde çelme takmaya çalıştılar.

    ilk önce play-off sistemi gibi saçma bir sistem getirdiler. şike ile suçlanan takımları ligde tuttular yayıncı kuruluş hatrına diyelim. uefa'ya resmen yalan söylediler, ama bu yine de aydınlar'ın fenerbahçesini kurtaramadı. şimdi daha da karışacak herşey, şike'den tutuklu olanlar eğer suçluysa hakettiği cezayı alacak ve o zaman bu takımları ligden düşürmek zorunda kalacaklar. marka değeri diye diye kendi kazdıkları çukura düşecekler.

    karabük, bursa, antalya ve antep maçındaki hakemlerin art niyetli olduğunu düşünüyorum. kurulmuş bir düzen var. fenerbahçe'nin kollandığı açıktır ve futbolun geleceğini fenerbahçe'nin düzenine göre yönetiyorlar.

    edit: imla
  • 1162
    bu yönetimin ne yaptığını anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. yandaş medya pusuya yatmışken, melo'ya 3 maç ceza gelecek haberleri pompalanıyorken,bizim yöneticimiz * çıkıp melo gibi brezilya milli takımında oynamış bir oyuncunun o hareketi yapmaması gerekirdi diyor. (u: arkadaş bırak niye konuşuyorsun , kime konuşuyorsun ? ) adamlar zaten ceza vermeye yer arıyorlar o futbolcunun yöneticisi böyle birşey söyleyip hatayı futbolcuda buluyorsa, afedersiniz ama en okkalısından yapıştırırlar cezayı adamın yüzüne.. aynı olay suyun öteki tarafında olsaydı futbolcu disiplin kuruluna bile sevkedilmezdi.. sevkedilse bile ceza gelmezdi.. ama ben melo'ya ceza çıkmaz diyemiyorum. *
  • 1165
    51 saat... bundan 51 saat önce, beşiktaş kulübü'nün resmitelevizyon kanalında sık sık yorumcu olarak konuk edilen burhan akdağ eboue için "eboue'yi hafta içi national geographic'te çok görürsün." ifadelerini kullandı ve utanma duygusunu henüz kaybetmemişler için büyük bir utanç vesilesi oldu.

    o andan bu ana kadar geçen 51 saat içinde ne oldu?

    2. saatin içindeyken burhan akdağ telegol'e bağlandı. özür dilediği bölümlerde meseleyi şartlara bağlayarak özür diledi ve "duyuyorum dava edenler var. bu söz her yere çekilebilir. ben orada eboue'ye aslan da demiş olabilirim, sahada aslan gibi mücadele eden tek oyuncu diye... ya da yılan gibi kıvrıldığını ifade etmek için yılan da demiş olabilirim." diye ekledi. içinde bulunduğu durumun acınasılığını daha da artırarak... http://www.aktifhaber.com/...ozur-diledi-3781.htm

    19. saatte beşiktaş kulübü'nden bir açıklama geldi. burhan akdağ'ın kulüple hiçbir bağlantısının olmadığı ve bjk tv genel müdürü tuğrul yenidoğan'ın galatasaray'dan özür dilediği belirtildi. açıklamanın sonuna "ağır tahriklerde bulunan" melo, eboue ve engin baytar'la ilgili galatasaray kulübü'nden açıklama beklendiği da eklendi. http://www.bjk.com.tr/...uz_den_aciklama.html

    45. saatte galatasaray resmi sitesinden, ali dürüst'ün "bazı yanlış anlaşılmalar derbiyi gölgelemesin" dediği ve yanlış anlaşılmalardan dolayı üzüntülerini bildirdiği açıklamada, burhan akdağ'ın eboue'ye yaptığı ırkçı saldırıya değinilmedi. http://www.galatasaray.org/...rtaj/haber/11720.php

    yine 45. saatte yelda kırçuval isimli sunucu twitter hesabında şu fotoğrafı paylaştı ve burhan akdağ'ın -muhtemelen- televizyonculukla ilgili bir bölüm okuyan gençlerin sorularını yanıtladığını bildirdi. http://twitter.com/...097448767488/photo/1

    bunlar söylenenler. bir de söylenmeyenler var. söylenmesi gerekenleri söyleyemeyenler var. bu ülke sporunun en büyük iki medya kuruluşu ligtvve ntvsporvar mesela; hiçbir şekilde bu ırkçı saldırıya değinmeyen utanmazlar... ve maalesef galatasaray spor kulübü var; başkasının oyuncusuna yapılmış olması halinde dahi ses çıkartması gereken bir olayda, kendi oyuncusuna yapılmış olmasına rağmen ses çıkaramayan...

    ses çıkarılmadı. ahlaksızlığa ses çıkaramayacak kadar hesapların adamları olanlar; yine bir sürü hesap yaptılar. hesapların sonunda çıkan sonuç, üç maymunu oynamalarını gerektirdi. görmemişlerdi, duymamışlardı, bilmiyorlardı... üstelik mazeretleri vardı. zaten şike soruşturması sebebiyle ortam yeterince gerilmişti. daha fazla germenin anlamı yoktu. türk futbolunun marka değeri şike soruşturmasıyla birlikte iyice düşmüştü. uluslararası kamuoyunda bir de ırkçılıkla gündeme gelinirse marka değeri nasıl korunacaktı?

    beşiktaş kulübü'nün de mazereti vardı. kulüple ilgisi yoktu burhan akdağ'ın. o iğrenç sözlerin sarf edildiği yerin resmitelevizyon olmasının bir önemi yoktu. maç önü ve maç sonu programların kadrolu yorumcusu burhan akdağ hasbelkader çıkmıştı o ekrana(!) bütün bunlara rağmen bir de özür dilenmişti. daha ne olsundu?

    burhan akdağ'ın bile vardı mazereti. bir namludan çıkan mermi geri dönmezdi, bir de ağızdan çıkan söz... ama dava etmek isteyen de varsa; o sözler her yöne çekilebilirdi. burhan akdağ eboue'nin aslan olduğunu ima etmiş olabilirdi mesela.

    herkesin mazereti vardı. bundan tam 51 saat önce, bu topraklarda insanlık bir kez daha öldürüldü. mazereti olanların hepsi el ele verdiler; insanlığın ortadaki cesedini kimseler görmeden gömmeye azmettiler. hakkaniyeti unuttular; menfaatler vardı onlar için. insanlığı unuttular; marka değeriydi onlar için önemli olan... 51 saattir onlar için önemli olanlar için çabaladılar ve cesetten kurtulmaya odaklandılar. kurtulmaya çalıştıklarının insanlıkları olduğunu çoktan unutmuş bir halde... görmeyerek, duymayarak, bilmeyerek...

    hepsinden ayrı ayrı utandım 51 saat boyunca. bu ülkede yaşamaktan, bu insanlarla aynı havayı solumaktan, adaletsizliğimizden... burhan akdağ'ın cezasız kalacak olmasından tam 51 saat boyunca utandım. burhan akdağ gibi bir canlının bir grup gencin dersine girip, onların sorularını yanıtlayabilmesinden, sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebilmesinden utandım. kahreden suskunluğumuzdan utandım.

    ama en çok da galatasaray'ın bu oyunun bir parçası edilmesinden, bu sessizliğe suskunlukla katkı yapmasından utandım. 51 saat boyunca "birazdan yapılır açıklama herhalde. kulübün resmitelevizyonundan yapılmış açıklama, ortalığı birbirine katarız. hesabını sorarız. hem galatasaray'ız biz; bir kültür uzantısıyız. şike konusunda bütün ülkeye spor ahlakı dersi vermiş asil bir kulübüz." diye umutlandım. ama umutlarımın bittiği yerde, ben galatasaray'dan değil belki ama galatasaray'ı yönetenlerden, onu temsil etmekle görevli olanlardan da utandım.

    milyon dolarlarınızı kaybetmeyeceksiniz. marka değeriniz olduğu yerde duruyor. endüstri haline getirip içine ettiğiniz futbolunuz da sizin. masa başlarında, lobilerde, şık plazalarda insanların duygularından nasıl para kazanılabileceğini hesap etmeye devam edin siz. bravo!.. bu ülkenin en büyük kulüplerinden birinin resmi televizyon kanalında bir insan, ten renginden dolayı aşağılanmış mı? bu suretle insanlık mı öldürülmüş? ne olacak canım; milyon dolarlardan, marka değerinden kıymetli mi sanki?.. yöneticisi, basın-yayın kuruluşları, federasyonu verirsiniz el ele; kurtulursunuz insanlığın cesedinden...

    hem ocak ayı yaklaşıyor; filanca kanal üç transfer haberiyle yine amacına ulaşır. bugün susan yöneticileri yıldız futbolcuların imza törenlerinde görün hele siz... nasıl da caka satarlar, nasıl da her soruyu cevaplama gayretinde olurlar. patlatırsın transfer bombalarını, ondan sonra kim hatırlar burhan akdağ'ı, ırkçılığı, öldürülen insanlığı...

    utanıyorum. en çok da, aidiyet duyduğum tek kurumun 51 saattir konuyla ilgili tek bir açıklama yapmamasından utanıyorum. sorumluluk sahiplerinin sorumsuzluklarından, galatasay tarihi ve duruşu karşısında, sıradan bir galatasaraylı olarak ben utanıyorum.

    umarım konuyla ilgili kulüpten bir açıklama yapılır. bu saatten sonra açıklamada sadece "utanıyoruz." yazsa yeterli. çünkü şüphe duyduğum şey; hala utanabiliyor olup olmadığımız...
  • 1167
    yöneticilik evvela sorun çözmekle başlar, sorunlu yerleri görürsün gereklerini yapar ve çözersin.
    türk sporunun ve galatasaray'ın onlarca sorunu var 10 + 5 kişi haftada bir toplanmakla bu işlerin altından nasıl kalkar?
    galatasaray yönetiminde bulunmak bir reklam vs malzemesi değildir.
    en basit işler bile haftalar almakta; yaya yolundan, haftalardır bitirilemeyen arena'daki store'dan, yükek bilet fiyatlarından, bahsediyorum.
    ebue konusundaki sessizlik ise çok enterasan.
    sorun görüp, karar alıp çözmek çok mu zor?
  • 1168
    üstad ykaraca'nın da dediği gibi; eboue'ye beşiktaş tribünlerinin ve burhan akdağ'ın yaptığı ırkçı saldırılar konusunda sessiz kalarak beni utandırmıştır. başkanımız da dahil bütün yöneticilerimiz bırakın galatasaray'ın hakkını savunmayı, bir tek insanın hakkını bile savunamayacağını göstermiştir.

    --- alıntı ---

    afrika dediğin bir garip kıta
    el bilir âlem bilir
    ki şekli bozulmasın diye akdeniz'in
    hâlâ eskisi gibi çizilir
    haritalarda

    --- alıntı ---
  • 1173
    içinde barındırdığı her bireye galatasarayı gerçekten düzlüğe çıkaracaklarına dair güvenim sonsuz ama takım kurmak için yıldız transferinden çok daha önemli şeyler olduğunu birilerinin hatırlatması gerekir kendilerine.

    bir taraftar temsilcisi mi hazır bulunur bir halkla ilişkiler uzmanı mı seçersiniz taraftarın halkın nabzını tutabilecek ne yaparsınız bilemem ama galatasaray taraftarının da isteklerini üst mercilere iletecek bir alt kol oluşması gereklidir şarttır.

    çünkü belli ki hakikaten bazı konularda bilgisiz kalmaktadırlar. duyarsız demek istemiyorum çünkü yaşananlara duyarsız kalınamaz ancak rahatsızlığın ne boyutlarda olduğundan haberdar olunmayabilir.

    tamam taraftarın her istediğini yapmanızı bekleyemez kimse sizden ama bazı noktalarda yönetimin göremediği eksiklikleri taraftar görebilir ve bire bir gene taraftarın istediği şekilde olmasa bile uygun yolu yordamı tartışılıp uygulamaya konması gereken adımlar atılabilir.

    en son olarak türk spor basınının artık "bizim paranoyamız mı lan acaba" diye tereddüt etmemize müsade bile etmeyerek yaptığı yanlı yayınlar ve bjk tv skandalının üzerine hala sessiz kalması görüldüğü gibi birtakım temelleri sarsıyor ve bu galatasaray futbol takımı, galatasaray taraftarı ve galatasaray yönetimi şeklindeki üç önemli unsurun bir araya gelmesini engelliyor.

    atılan onca doğru adımın yok sayılmaması için -ki böyle devam ederse sayılacak- dikkatli olması lazım yönetimin. keşke bir şekilde ulaşılabilseler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın