• 10102
    dünya futbol ikliminde belki de en pahalı forma satan kulübün taraftarı. hatta asgari ücret bakımından en pahalısıdır net. bu kadar pahalı forma, kombine vs satıyorsanız bu taraftar da sizden pahalı transfer bekler, bekleyecek. genç, gelecek vaat eden diyerek ikinci lig oyuncusu izlememeli bu taraftar. gidin wan bissaka , pierre-emile kordt hojbjerg getirin adamı hasta etmeyin.
  • 10103
    twitter tayfa kafayı yemiş halde.

    kimisi erden timur üzerinden yönetime sallıyor,
    kimisi yönetim üzerinden erden timur'a sallıyor,
    kimisi mehmet özbek'in transferleri yönettiğini yazıyor,
    kimisi ziyech'in maaşı arttırılsın diye gündem yapıyor,
    kimisi zaniolo üzerinden diğer futbolculara da hakaret ediyor,
    kimisi beşiktaş rafa silva aldı diye kendini yakacak kıvama gelmiş,
    kimisi batshuayi olmadı uyutuluyoruz diye veryansın ediyor,
    kimisi galatasaray başkanına hakaretler ediyor

    vs. vs.

    bu sezon çok başka bir delilik hali var ama bilemedim.
  • 10105
    sosyal medyadaki bütün taraftarımız mert müldür, ferdi kadıoğlu, ismail yüksek ve daha nicelerini övüp, turnuvanın en değerli oyuncuları olduğunu söylerken, başka takım taraftarları ise iyi olsun olmasın bütün oyuncularımızı deli gibi eleştiriyor.

    biz mi çok safız, karşı taraf mı çok kötü veya biz mi oyunu kuralına göre oynamıyoruz bilmiyorum ama bu durum sinirimi bozmuyor değil.
    pek tabi, bizi diğerlerinden ayıran fark budur ama ne bileyim abartmasak mı acaba?
  • 10106
    birkaç gündür izliyorum. milli maç var biliyorsunuz.
    (bkz: 6 temmuz 2024 hollanda türkiye maçı)

    sol kanata kenan yazılıyor. sol kanada barış’ı çekip ileriye semih yazılıyor. biri de çıkıp demiyor ki kerem iyi oyuncudur, istatistikleri de iyi oyun aklı da iyi.

    kerem, fb oyuncusu olsaydı oynattırırlardı. bjk oyuncusu olsaydı semihten bile büyük yaygara kopardı.

    şu anda efor gösterecek bir altı numara yok. kimse de demiyor ki berkan olabilirdi. daha bizimkiler berkanı kabul etmiyor.

    kendi değerlerimizi çok küçümsüyoruz maalesef. yazık ediyoruz.
  • 10108
    özellikle son dönemde ülkenin ve klübün içinde bulunduğu ekonomik buhrandan dolayı, performansı iyiye giden başarılı futbolcularını, hatta herkesin gıpta ettiği gençlerini belli bir miktara okutalım felsefesini benimsemiş kitle.

    artık baş gösteren futbolcuların başarılarının, takımı avrupada nasıl ileri götürebileceğinden çok, piyasa ve olası satış değerleri üzerinden konuşuluyor.

    son dönemde gelen lig şampiyonluklarının da bunda etkili olduğunu düşünüyorum. futbolda yerel ligde elde edilen başarı üzerinde maalesef biraz doymuşluk mevcut. özellikle taraftar özelinde...

    büyük liglere oyuncu yetiştirme takımı olduysak başkanımız açıklasın ve hedeflerimizi ona göre koyalım. takımın en değerli oyuncularını ve gelecekte katkı sunacak değerlerini o kadar veriyolarsa hemen şunlara okutalım, arabistan olur ingiltere olur şeklinde hareket ederek hayallerine ulaşamazsın.

    tabiki çarkı döndürmek için senin için alternatifi olan oyuncunu, takımın oyununu çok etkilemeyecek adamları, kadro mühendisliğini iyi bir şekilde ayarlayarak satabilirsin ama ana felsefen bu olmamalı.

    ligdeki başarıların hedefine ulaşmak için bir araç olduğunu unutma. çünkü kuruluş amacın olan ana hedefine 119 yıllık tarihin boyunca sadece bir kez ulaşabildin. ikincisine ulaşmak için de takımında avrupada fark yaratacak adamlara ihtiyacın var.
  • 10109
    galatasaray taraftarının sahip olduğu eleştiri kültürü önemlidir. bizi diğer takımların taraftarlarından ayıran önemli bir etmendir bu ama eleştirel bakış açısı ile sürekli şikayet etme psikolojisi arasında fark var.

    galatasaray'da yönetimsel bir problem yok. ortada bir otorite boşluğu, bir zafiyet veya şüphe uyandırıcı bir durum yok. galatasaray'ın aklını, ciddiyetini ve eleştirel kültürünü çok iyi bir şekilde yansıtan genel kurul iradesi galatasaray'da bir yönetim problemi olmadığını 25 mayıs 2024 ve 6 temmuz 2024 tarihlerinde tasdik etmiştir. galatasaray futbol takımında da bir problem yok. temmuz 2022'den çok daha güçlü bir futbol takımımız var. temmuz 2023'ten de daha iyi bir takımız şu anda. her iki yılın aynı ayına oranla bugün sahip olduğumuz kamp kadrosu çok daha kaliteli. hem nitelik açısından hem nicelik açısından. iki veya üç temel eksikliği var takımın ki bu sayı geçtiğimiz yıllarda çok daha fazla idi. transfer gerektiren üç bölgede de temmuz ayını iyi bir şekilde geçirmemizi sağlayacak futbolcularımız var. geçtiğimiz sezon kiralık olarak takımdan ayrılıp bu yaz itibari ile takıma dönenler arasında katkı verebilecek futbolcularımız da var. dubois gibi. geçtiğimiz sezon sakatlık başta olmak çeşitli gerekçelerle tam manasıyla istediğimizi alamadığımız ama bu yaz şu ana kadar çok iyi çalışan futbolcularımız da mevcut. zaha gibi. seferovic'e, gomis'e, bakambu'ya, vinicius'a oranla icardi'ye çok daha iyi bir yedek olabilecek ve hatta ilk 11 oynayabilecek potansiyelde bir forvet transferimiz de var. michy batshuayi görmezden gelinebilecek bir oyuncu değil bu noktada; 1 temmuz'da imza attırıp, 3 temmuz'da kemerburgaz'da idmana çıkartacak kadar hızlı ve sonuç odaklı davranıldı bu konuda. galatasaray bu transfer ile 1 temmuz günü hücum hattı konusunda defteri kapattı ve defterde icardi, batshuayi, zaha, mertens, ziyech gibi kaliteli yabancı futbolcular var. bu defter eleştirilesi değil, takdir edilesi bir defterdir.

    birçok farklı entryimde ifade ettiğimi tekrar söyleyeceğim. galatasaray'da şu an sıkıntılı bir tablo yok. yönetim mutlu, genel kurul üyeleri mutlu, teknik heyet mutlu, futbol takımı mutlu. camiamızda her zaman görüşme, müzakere, hatta tartışma olmuştur, bugün de vardır, ancak mutsuz olan, memnuniyetsiz olan bir unsur yok kulüpte. tek bir unsurda, o unsurun da bir kısmında mutsuzluk ve ümitsizlik var, o da taraftar. buna hiç gerek yok halbuki. "yönetim taraftarı kandırıyor istifa etsin". hayır istifa etmeyi gerektirecek bir şey yok çünkü ortada bir kandırılma durumu yok. puma satış mağazalarında fenebahçe logosunu 5 yıldızlı yaptı diye galatasaray'da yönetim istifa etmez. bakkal işletmesi değil burası. galatasaray'da iki tane transfer şu an avusturya'da takımla beraber kampta değil diye de yönetim istifa etmez. faruk süren, mehmet cansun, özhan canaydın, adnan polat, ünal aysal, mustafa cengiz, burak elmas gibi başkanlar döneminde hangi şartlar altında ve hangi demeçler doğrultusunda transfer dönemleri geçirildiyse, bugün de durum benzer. yönetimlerin, başkanların her zaman gerçekleştiremedikleri özellikle futbola dair vaatler olmuştur. bu işin doğasında var, dursun özbek'e has bir durum değil bu. bugün ama bir fark var, futbol takımımız geçmiş dönemki başkanların kurduğu ve yönettiği takımlara oranla çok daha güçlü.

    "erden timur yok, florya'yı peşkeş çekecekler". veya "erden timur yok, bunlar şampiyonluğu birilerine satacaklar". bu iddialar da gerçeklere dayanmıyor. kanıt, delil sorulduğunda ideolojik pozisyon almalara dayanan bazı hırslı çıkışların veya olumsuz varsayımların ötesinde söylenebilen hiçbir şey yok. bu iddiaların olgusal bir tarafı yok, bunlar tamamen şahıs bazlı nefret ve kötü kaleme alınmış bir takım komplo teorilerine dayanıyor. bunlardan dolayı da galatasaray'da yönetim istifa etmez. biri mayıs ayının sonunda, biri temmuz ayının ilk haftasında olmak üzere, iki tane çok ciddi genel kuruldan galatasaraylı üyelerin 80%'ininden fazlasının desteğini almış bir yönetim kurulu bu gibi taraftar ihtirasları ile istifa hiç etmez. taraftarın da artık futbol dahil olmak üzere bütün sportif branşlarda ve sportif branşlardan daha önemli durumda olan projeler hususunda yönetimi biraz rahat bırakması lazım. bırakalım iyi bir şekilde, planladıkları şekilde, destek aldıkları şekilde işlerini yapsınlar. hesaplaşılacak veya intikam alınacak bir şey yok, galatasaray'da her şey yolunda. bu bilinçte olmalıyız bu noktadan sonra.
  • 10111
    gereksiz yere yangın yapan taraftardır. geçmişte bir çok konu olmuş olabilir, bu yüzden yoğurdu üfleyerek yiyor olabilir. ama bu taraftar profilş şunu gösteriyor bana, allah korusun ama okan hoca 2 maç üst üste mağlubiyet alsa okan hocanın kellesini isterler. kimse büyük resimle ilgilenmiyor. neymiş fener oğuz'a teklif yapmışmış, neymiş bjk transferler indiriyormuş. sakin olun beyler, 6 aydıf sağbek almamak aymazlık tabi ama okan hocanın olduğu yerde sakin kalmak lazım.
  • 10112
    taraftar galeyana gelmemiştir. getirilmiştir! problem kimin gelip, kimin gittiğinden ziyade birbirinin tersi söylemler ve yerine getirilmeyen vaadler. kimse yönetimi, bu vaadleri vermeye zorlanmadı. aksine, yönetim taraftarın gazını almak için bu vaadleri ortaya attı. haliyle taraftar nezdinde de bir beklenti oluştu. beklentiler de beraberinde umut, sevinç, motivasyon, hüzün, öfke, karamsarlık gibi duyguları getirir. yönetimin sigortası olan erden timur görevde olmayınca, geçmiş dönem sabıkaları da eklenince, bu eğilim hüzün, öfke, karamsarlık tarafına doğru oluyor maalesef.

    sezon içerisinde yangın yapan, takımı, teknik ekibi, yönetimi eleştiren herkese bu söylemlerinin yersiz ve zarar verici olduğuna dair eleştirel bir kaç kez entrym olmuştu. özellikle transfer dönemi bittikten sonra. işte o yersiz eleştirinin tam sırası şimdi. son dakika transferi dahil, her gecikme, yerine getirilmeyen her vaad, iş işten geçmeden eleştirilmeli. çünkü,bir sigortamız yok artık.
  • 10113
    içinde olmama rağmen her transfer dönemi insanı futboldan bıktıran topluluk. 12 temmuz'dayız ve 2 senedir şampiyon olan yönetimi istifaya davet ediyor, okan buruk'u hamza hamzaoğlu olarak nitelendiriyor çoğunluk. bu çoğunluk sezon ortası kerem ve icardi'yi küstüren ekibe çok benziyor.

    dursun özbek babamın oğlu değil. ama "pes" diyorum bu acımasızlığa. bu eleştiri değil linç kültürünün bir yansıması çünkü. galatasaray, galatasaraylılık teammüleri doğrultusunda eleştirilirse galatasaray. diğeri yersiz kibirlilik ve suyun karşı yakasına benzemekten ibaret.

    erden timur konusu eleştirilebilir, ben de çok seviyordum başkanı. bir halt oldugumdan değil ama merak eden arar bulur onu övdüğüm entryleri tıpkı dursun özbek'i eleştirdiğim entryler olduğu gibi, orada duruyorlar. ama bugün "erden timur gitti, o yüzden böyleyiz" demek en hafif tabirle abes. ilk yöneticilik sezonunda torreira ve mertens 6 ağustosta uçağa bindi, icardi son gün geldi. neden? oluru bu çünkü.

    oğuz aydın transferinde çalım yemişiz, yöneticimiz de tuz biber ekti iletişim doğru sağlanmadı evet ama kerem, bay, zaha, tete dörtlüsü şu an senin elinde. oldu da sezona bu 4 adam + oğuz ile girdin şişkinliği nasıl gidereceksin, aksi oldu kanat rotasyonu boşaldı, oğuz'un alternatifi mi yok, prime robben mi bu adam?

    devasa bir liberal iştah sirayet etti futbola. sürekli şampiyon olalım, sürekli transfer yapalım. hep iyi olsun, sürekli iyi olsun. öyle bir dünya yok maalesef. 21-22 gs de tarihimizdeki tuz biberlerden. devamlı şeker yenmez. dişleri çürütür, keyif alınmaz yaşamdan. sözün özü, eleştirelim de bu yapıcı olsun. "yeme kültürü" gına getirdi çünkü.
  • 10114
    konu döndü dolaştı ve yine taraftarda patladı. sorun transfer yapılmaması değil sadece. ortada yalanlar, tutulmayan sözler, yerine getirilmeyen vaatler var. 6 aydır sağ bek 1 yıldır orta saha bekliyor herkes. ve yönetim çıkıp saçmalıyor, yalan haberler yaptırıyor. konu transfer değil. dursun özbek ve yönetimi güven vermiyor. bu kadar basit.
  • 10116
    dursun aydın özbek tarafından çok güzel güdülen grup. şu durumda en çok tepkiyi dursun özbek ve cenk ergün görmesi gerekirken öyle bir yönlendirme yaptılar ki bu ikisinin adını anan yok. sosyal medyadaki isimsiz hesaplar ve muhabirler okları okan buruk’a çevirdi. bir de bariyer olarak kullanılan ibrahim hatipoğlu var. sözlükte bile bunlara entry giriliyor. ne dursun özbek’e ne cenk ergün’e entry var. twitter’da emre utkucan cenk ergün’den daha çok eleştiriliyor.
  • 10118
    zekidir. tecrübelidir. konuşmalardan, haberlerden. o haberlerin veriliş tarzından, muhabirin kaşından gözünden, yöneticinin mırın kırınındandan süreci şıp diye anlar.

    transer sezonunun henüz bitmediğinin, aslında vakit olduğunun farkındadır ve kimsenin hatırlatmasına da ihtiyacı yoktur. kerameti kendinden menkul adamların yangın yayınları yapmasıyla kavramaz meseleleri.

    görmüş geçirmiştir. ununu elemiş duvara aşmıştır. o yüzden ki ne başkanın servetine, ne gazetecinin yağlamasına kanmaz. bel bağlamaz.

    aslan gibi değil aslan taraftardır. iyi ki vardır. herkes gelip geçecek, babadan anadan, oğula kıza hep var olacaktır.
  • 10120
    gurur duyuyorum bu taraftarla. transferin bitimine 40 gün var, bu neyin yangını diyenlere inat, gelecek olanı gören taraftarıdır. bu takımı sahipsiz zannedenler, istediğimiz gibi at koştururuz diyenler yanılıyorlar. derdimiz az transfer çok transfer de değil. bu takıma ihanet ediliyor. okan buruk'a ihanet ediliyor. bu takım bilerek güçsüz bırakılmaya çalışılıyor. işte buna izin vermeyeceğiz. sana sesleniyorum dursun özbek. çok yanlış yoldasın, panik transferin de seni kurtarmayacak. galatasaray taraftarını güderim zannediyorsun ama çok pis yanılıyorsun.

    1- okan buruk'a dokunma.
    2- takımın iskeletine dokunma.
    3- nasıl yapacaksın bilmiyorum ama sağ bek ve merkez orta saha transferini yap.
    4- sonra da en yakın zamanda istifa et.
    yoksa kötü şeyler olacak, bunu bil.
  • 10121
    baştan söyleyeyim ağır konuşacağım. kiminin zoruna gider kiminin hoşuna.
    bir kere şunu anlamak lazım. galatasaray'ın taraftarı 30 milyon falan değil. bunları geçecekler. iyimser olursak faal, para kazandıran 1 milyon taraftarı varsa vardır.
    gerisi sempatizandır. peki bu fanatik, para kazandıran 1 milyon taraftar seçilen yönetimlerin üstünde bir ağırlık oluşturabiliyor mu?
    tribünlerde boykot, eylem, anarşizm yapabiliyor mu? bizlerin bu devirde hiçbir yaptırım gücümüz yok.
    yönetimin kadar ağarsın.
    dijitürk iptali, mhk kapısına yürüme, federasyon kapısına yürüme falan bunlar boş şeyler. adamların umurunda değil.
    zaten dijitürk biraz burayı önemsese bu kadar afaki fiyatlar çekemez müşteriye.
    para babaları yönetimsel olarak herkesi baskılayabiliyor. fener'in koskoca koç'u var. adam türk futbolunun içinden geçti. başarı 0 ancak kendi vizyonsuzluğundan.
    lobinin ve algının futbolda kitabını yazdı.
    taraftar şunu yapsın, taraftar bunu yapsın.
    hadi buradan bir organizasyon yapalım sözlük olarak gidelim florya önüne başkan paralar nerde diyerek pankart açalım dense 2 kişi ancak gelir.
    ben gelemem misal. hem aynı şehirde değilim hem de çalışıyorum. yani ben de burada fosluyorum. tepkimi sadece dönem bazında maça gitmeyerek oluşturduğumu düşünüyorum.
    peki bu yönetimin ipinde mi?
    kim iter tekniği. zaten kombineler karaborsaya peşkeş çekilmiş. adamın umurunda değil ki gerisi.
    gsstore'den ürün almamak gibi lüksüm yok. denedim yapamadım. çünkü ben gerçek taraftarım. takıma küsemem. ama gel gör ikisi de birbirine bağlantılı.
    gazladılar milleti forma alın diyerek. formalar bir çıktı tasarım olarak değil ama fiyat performans açısından çok kötü. diyelim 1 milyon forma satıldı ve konuşulan rakamlar geldi.
    bu yönetim yine o parayı hiç edecek. çıkacak dursun başkan ffp tepemizde diyecek.
    taraftar umuduyla kalacak. hadi o çok iyiyiz diyen ua bildiri yayınlasa ya.

    "forma alma, aldırma.
    mevcut yönetimin mazeretsiz, fakatsız, amasız başarısız olduğu gerçeğini cezasız bırakma büyük gassaray taraftarı. bu günden itibaren gerekli transferler yapılmazsa storelere giriş yok."

    metini kafamdan salladım. ancak tepki belli, amaç belli. okan hoca'ya bir destek mesajı yayınladığını gördük mü bu dönemde.
    peki bu kulübün tek taraftarı ua mı?
    seçim gücü olan delegeler taraftar değil mi? bu delegeler çıkıp ne zaman konuşmaya başlayacaklar? erden onu yaptı erden bunu yaptı. galatasaray'ın malı deniz, yemeyen domuz mu? delegeler de mamalandıkları yerleri bırakmamak için güçsüz yönetimlere yanlamıyorlar mı?
    takımın sahibi taraftar algısı seksenlerde, doksanlarda kaldı. sami yen ruhu bu yüzden önemliydi.
    20 bin kişiyi rahat organize ediyordun. ua istemese bile diğer tribünler at koşturabiliyordu. homojen dağılım vardı. rams park hiçbir zaman öyle olmayacak. yönetimler de ua denen satılık oluşumu istedikleri gibi konsolide edecekler.
    sucuk mu isterler pilav mı? kimsenin derdi galatasaray değil.
  • 10124
    taraftarımızın anlayamadığı temel 2 konu var.

    1- kitlemizin genel anlamda "seviyesi" düşük. seviyeden kastım ahlaki değil. okuduğunu anlama, yorumlama, farkındalık, empati, vizyon, öngörü vs. gibi konular. sözlüğün seviyesi genele göre çok yüksek ama o da cürmü kadar yer yakıyor. dolayısıyla taraftarın ipiyle kuyuya inilmesi ve sözüne çok da fazla kıymet verilmesi mantıklı değil. iş bilene teslim edilir, o kişiler de layıkıyla ve hiçbir baskı, etki altında kalmadan yönetir. galatasaray'da da böyle olmalı.

    2- galatasaray kapalı bir oluşum. üye olma şartlarından rahatça anlayabilirsiniz. yani şeffaf olsun, her şeyi bilelim öğrenelim, bizim de borumuz ötsün gibi beklentilere girmek yersiz. yönetici veya üye tayfasından bunun tersini söyleyen de ima eden de taraftara şirin görünmeye çalışıyordur.

    bu gerçekleri kabul ettikten sonra şunları yapabilirsiniz; oturup maçınızı izleyip geri kalanı kafaya takmayabilirsiniz. gayet makul bir seçenek.

    ama yok ben galatasaray'ı dert ediyorum diyorsanız o zaman yukarıda söylediğim ikinci maddeyi değiştireceğiz. mesela üye olmak galatasaraylı olup olmadığı bile belli olmayan liseli abinin referansıyla olmayacak. kulüp tarihinin en kritik kurulunda en çok gelen itiraz "işimiz var konuşmaları kısa keselim erkenden bitirelim" olmayacak. başarılı adamların kuyusu tek alamet-i farikası liseli veya liseci olmak olanlar tarafından kazılmayacak.

    bunun olmasını istiyorsanız yangını transfer için değil bu tüzük ve bu teamüller için yapacaksınız. yoksa alırlar 10-15 milyonluk bir menajer ayartması, isimli futbolcu hepinizi sustururlar. sonra da aynı tas aynı hamam devam ederler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın