• 8301
    maddi durumu kötü olan, pandemi yüzünden stada gelemeyen ve konumu uzak olan insanları bir nebze anlayabiliyorum. stada yakın konumda oturan ve maddi durumu 100 liraya doğu üst bileti alabilecek binlerce insan stada gelmiyor.
    sebep ne peki? kötü futbol ve liderden geri kalmak.
    ama mesela 2022 mart’ta oynayacağımız uefa avrupa ligi son 16 turu maçında muhtemelen stad full çekecektir.
    açıkcası ben bunu samimi bulmuyorum. takım tutmak veya maça gitmek bence böyle bir şey değil.
    iyi gününde olduğu gibi kötü günde de orada olmak lazım…
  • 8304
    en başta söyleyeyim çünkü galatasaray taraftarı özelinde söyleyeceklerim türkiye'deki tüm kulüp taraftarları için geçerlidir. galatasaray taraftarı ile diğer kulüp taraftarları arasında bir fark kalmamıştır.

    taraftar mantığı çok basit; kötü sonuçlar gelince oynayan oyuncuya söv, oynamayan futbolcuyu öv, başkanı istifa ettir, hocayı kovdur. tüm futbol bundan ibaret türkiye'de. gol kaçır söv, gol at öv. bu kadar. türk futbol medyasından, taraftarına kadar fikir yapısı bu olduğundan kurnaz insanlar tarafından manipüle edilmeye çok açıklar.

    farklı olabilmek çaba gerektirir, sabır gerektirir, vizyon gerektirir. bunlar olmadığı için galatasaray taraftarı da diğer kulüp taraftarından farklı değildir artık.

    galatasaray için hayati önemli olan konu istikrardır. başkan istikrarıdır. sonuçlardan bağımsız kulüp başkanının en az 10-15 sene kalması gerekmekte. hele hele burası türk futbolu olunca "sistemi" çözebilmesi için zaman gerekiyor.

    bizim taraftar ne yapıyor peki? "sistemi" çözmüş başkanları sonuçlara feda edip tecrübesiz başkanları göreve getiriyor. (daha doğrusu göreve getirdiğini sanıyor). daha sonra yeni gelen tecrübesiz başkan azıcık tecrübe kazanınca onu da göndermeye çalışıyor.

    en basit örnek; rahmetli mustafa cengiz kulüp ekonomisini düzeltti, hemen göndermeye kalktılar.

    ünal aysal; sisteme karşı çıktı, taraftar başkanı gazladıkça gazladı, sonunda türkiye'de olmamış olanı yaptı takımı sahaya çıkartmadı. sonuç? o yanından zannettiği taraftar istifa nidalarıyla ünal aysal'ın başkanlıktan gitmesine neden oldu adam malvarlığını kaybetti.

    adnan polat; stadı yaptırdı, ekonomiyi düzeltti hemen gönderdiler.

    yani demem odur ki galatasaray başkanları taraftarına güvenmesin. ne yapacaklarsa inandıkları biçimde yapsınlar. taraftarın dediğinin tersini yapmak türkiye'de başarının yoludur.
  • 8305
    en ufak eleştiride sabırsız nankör oldukları ima edilen taraftar grubu. 3 yıldır oynanan berbat, gelecek vaat etmeyen futbola rağmen evimizde oynanan maçlarda eski başarılarının hatrına teknik direktörüne ve yeni seçilmiş yönetimine sitemde ve yuhalamada bulunmayan taraftar grubudur. izin veriniz de medeni bir şekilde hakaret etmeden eleştiride bulunsunlar istifaya davet etsinler. herkes vasatliğa tahammül etmek zorunda değil.
  • 8306
    tff birinci ligde sondan 1. yani 18. olan, en son 3 gol attığı maç 6 maç önce ağrı 1970'e yani 3. lig takımına karşı olan, eksikleri sebebiyle zorluktan her futbolcusu sürekli sakatlanan, eksiklikten fatih tekke'nin forvete geçeceği takıma 39 şut çekti diye "allahim barcelona" demediği için eleştirilen taraftar.

    denizlispor'un 18 şut ve 3 tane de gol attığı üstüne penaltılarda panenka ve kaleciye penaltı attırma ile şov yapıp bizleri rezil ettiği maçta eleştirilmesi gereken taraftar değildir.
    şunları yazarken rezilliğe güldüm. rakip takım olsa sabah akşam gülerdik, bir dakika bile "abi adamlar çok şut çekmiş yaaa" demezdik.
    (bkz: 28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı)
  • 8307
    türkiye ortalamasına göre kaliteli olduğunu düşündüğüm taraftardır.

    yalnız içerisindeki bir grup tahammül etme açısından beni zorlamaya başladı. "kadro mükemmel, fatih terim oyuncu grubunu kullanamıyor, 30 milyon euro doğru şekilde harcandı, 3 yıllık planlamanın önündeki tek engel fatih terim" mantığıyla yapılan yorumlar hakikaten tahammül sınırımı zorluyor artık.

    ya fatih terim hayranı, ya fatih terim nefreti arasında gidip gelen iki ayrı kutup var camiada. ben fatih terim'in oynattığı futboldan 3 senedir bıkkınlık duyuyorum. ne oynattığı futbola ne de vaatlerine inancımı kaybedeli çok oldu. ama kardeşim, sen bu kadroyu yüceltip fatih terim yüzünden oynayamıyorlar dersen yollarımız orada keskin şekilde ayrılır. kadroyu fatih terim kurmuş, sen kurduğu kadroyu beğeniyorsan terim'in futbol mantalitesine de inanıyorsun demektir? bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

    yok mudur hem kadroyu beğenmiyorum hemde fatih terim'i beğenmiyorum diyecek taraftarlar? vallahi niye bu kadar azınlıktayız? ne şamın şekeri ne arabın yüzü derler. kadroyu zerre kadar sevmedim. fatih terim'in son 3 yıldır performansına da zerre kadar inanmadım. çizgimiz, duruşumuz bu. inşallah sayımız artar da galatasaray'ın bu türbülanstan çıkması kolaylaşır.
  • 8308
    buradaki yorumları ve isyanları gördükçe şaşırdığım topluluktur. gençleştirme projesi dendiğinde hepinizin ağzının suyu aktı burak elmas başkan olsun diye. kimse kusura bakmasın, ama bu kafada taraftarı olan takımda proje takımı falan kuramazsın.

    falcao'ya ver 5 milyon taraftarın mutlu olsun, sonra sakat desin beğenmesin. süper ligin en golcüsü diagne'yi getir, 13 milyon ver taraftarın mutlu olsun ligin gol kralını getirdik diye, sonra bu adam sorunlu deyip yine beğenmesin. fernando reges'i beğenmedi bu taraftar ikinci senesinde. bugün özlediğiniz elmander'i beğenmediniz, çok çalışkan ama az gol atıyor diye.

    hamza hamzaoğlu geldi, prandelli geldi, mancini gedi, tudor geldi. siz bu adamları da beğenmediniz zamanında. fatih terim olsa şöyle olurdu, böyle olurdu diye hayaller kurdunuz hepiniz. geldi şampiyon yaptı. federasyonla savaştı, hakemlerle savaştı, başkanlarla(rakip takım) savaştı. rakiplerin tamamı futbola odaklanmaması için her şeyi yaptılar. şimdi bu tantana niye? kim gelsin istiyorsunuz merak ediyorum.

    ben bahsedilen bu 3 yıllık projenin, ilk 2 yılında başarısızlığa tahammül edebilirim. üçüncü yıl ligde şampiyonluk ve avrupa'da çeyrek final beklerim. eğer buna tahammülünüz yoksa, 30 yaş üstü futbolculara ve en az 2-3 milyonluk maaşlara tahammül edeceksiniz. her seferinde ffp kısıtlamalarına tahammül edeceksiniz. bu projeye taraftar olarak sen tahammül etmezsen, senin geleceğini kurtaracak bir başkan asla gelmez. her gelen taraftara yaranmak için senin geleceğini harcar gider.
  • 8312
    sonuc odaklı olmaktan ziyade, başarılı sonucta dahi neyi daha iyi uapabilirdik şeklinde sorgulayacak kapasitede olan, az miktarda kalan topluluk

    avrupa'da bu sene şu ana kadar başarılıyız ancak bu kadro ile nereye kadar gideriz? 2000 yılı görünüşte 4, büyük resimde 10, 15 yıllık bir çabanın eseri.

    ayrica uzun süredir veciz gondermiyordum. sanirim bizim yaşadığımız süreçteki emeği geçenlerin hepsine ithaf olunur.

    götüyle inatlaşan donuna sıçar.
  • 8313
    galatasaray taraftarı gençleşmeyi de sever, gençleşen kadronun arkasında da durur. ama galatasaray taraftarı, geçmiş başarıların kendisine kalkan yapılıp gençleri suçlayanları sevmez. (bkz: 28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı) özelinde eleştiri ya da övgü yapmaz galatasaray taraftarı. 4 sezondur oynanan kötü oyuna, teknik ekibin başarısızlığı üstüne almayışına sesini çıkarır. 8-10 maç haricinde sahada gördüğümüz şey topun bir galatasaray futbolcusundan diğerine kağnı hızında salınması oldu bu süreçte. kendi sahamızda 5 tane yedekle gelen 1. lig ekibine 39 şut çekmişiz ama 18 tane şut yemişiz. e o zaman bu nasıl bir başarı der galatasaray taraftarı. her transfer dönemini iple çeken bir teknik ekip gitsin football manager oynasın.
  • 8314
    aylar boyunca galatasaray'ın kendi cezasahası çevresinde paslaşırken yediği golleri izleyerek kahrolduğu yetmezmiş gibi "kaleci 10 metreye pas veremiyorsa hoca ne yapsın, bireysel hatalar peşpeşe geliyor hoca ne yapsın, şanssızlık bunlar hocayla alakası yok" gibi deli saçması argümanlarla imtihan olmuştu. sonra "ağır pres altındaysanız uzun vurun çocuklar" talimatı gelince bireysel hata mireysel hata aniden bıçak gibi kesildi, o kadar beleş golü rakiplere armağan ettiğimizle kaldık.

    galatasaray taraftarı şimdi de "hücum oyuncuları 5 metreden gol atamıyorsa hoca ne yapsın, hoca takımı pozisyona sokuyor işte çıkıp golü de kendisi mi atsın" türü zırvalarla imtihan oluyor. sanki hücum oyuncularının bitiriciliği kan grubu veya saç rengi gibi göklerden gelen bir kararla belirlenir, teknik direktörün buna herhangi bir etkisi olması imkansızmış gibi söylenen bu sözler insanlara aptal yerine konduklarını hissettirdiği için onları daha da öfkelendirmekten başka bir sonuca varmıyor.

    bitiriciliği geliştirmek de hocanın sorumluluğundadır. bitiriciliği yetersiz oyuncuları gönderip daha iyi oyuncuları transfer etmek de hocanın sorumluluğundadır. oyuncular girdikleri pozisyonları gole çeviremiyorlarsa ya yetenek eksikliklerine rağmen transfer edilmişlerdir ve takımın parası çöpe atılmıştır, ya da son vuruş antrenmanları yeterince iyi yapılmıyor demektir. iki durumda da teknik direktörün doğrudan sorumluluğu vardır.
  • 8315
    bir kesimi planlama adı altında başarısızlığa ve vasatlığa iyi bir şekilde alıştırılmış taraftardır. bunlar genelde fatih terim taraftarı oldukları için de içinde bulunduğumuz berbat durumu düşünmek yerine argümanlarını ya terim’in geçmişi üzerine ya da altı bomboş planlama ile doldurmaya çalışırlar.

    sahip olduğumuz futbolculardan daha düşük kalitede futbolcularla iyi yönetilmesi sayesinde bizden çok daha iyi durumda anadolu takımlarının olması da bu arkadaşları rahatsız etmez çünkü bizi bu duruma sokan fatih terim değilmiş gibi onun değiştireceğini söyleyip dururlar.

    bu hale düşmemizin çok sebebi var ama onlara göre bu sebep fatih terim değil çünkü o giderse halimiz nice olurmuş. ya zaten şu anki durumdan daha kötüsü düşme potasında olmak değil mi? gerçi o olsa da yine bahane bulunur.

    takım genç olur böyle şeyler diyenler de var. sanki 18 yaşında futbolcularla oynuyoruz. bu takım iddia edildiği kadar genç bile değil yahu, hadi öyle olsa bile 4 ayda bir takım bu hale mi gelirdi? fatih terim bizzat kendisi demedi mi zamanla daha iyi gideceğiz diye, hatta ocak ayını işaret etmedi mi? takımın hali ne o zaman?

    planlamaya inanıyorum, iki sene bile başarısızlığa tahammül ederim diyen de var. takım sanki premier lige yeni çıkmış da tutunmaya çalışıyor. yahu kalitesi belli bir ligde mücadele ediyorsun. dalga geçtiğin teknik direktörlerin takımları senin takımına her hafta ders veriyor ve sen hala inanıyorum olacak diyorsun. avrupa kupaları kaçtı yahu. bu takım avrupa gelirinden olursa savunduğun planlamayı da yapacak para bulamayacaksın ama hala lig ya da kupa beni ilgilendirmiyor diyor.

    zamanında sırf fatih terim’den sonra geldiği için, başarılı da olmasına rağmen mancini’ye her fırsatta vurmak için sıraya giren adamlar şimdi çıkıp bir şey diyemiyor. sonra da aslolan galatasaray diyorlar.
  • 8316
    kolay kolay teknik direktör beğenmeyen topluluk. çıta çok yüksektir. mesela:

    abdullah avcı: kimyager-looser
    ilhan palut: kendini kanıtlamamış biri
    emre belözoğlu: lisansı bile yok
    sergen yalçın: beygirci(kovuldu)
    ömer erdoğan: yeni yetme, pasif
    bülent korkmaz: kaptanımızdı ama hocalığında taktik bilgisi sıfır
    montella: hiçbir takımda tutunamayan küçük mancini
    vitor pereira: dar gömlek o takım 3lü oynamaz(kovuldu)
    erol bulut: belgaz reyiz, anadolu hocası.

    bahsi geçen hocaların çalıştırdığı takımlar puan cetvelinde üstümüzde yer alıyor.

    not: bu hocaların çoğunu ben de beğenmiyorum ama anlatmaya çalıştığım başka bir şey. anlayan anlamıştır. bu da benim için kafi.

    (bkz: süper lig 2021-2022 sezonu)
  • 8321
    türkiye’de eşi benzeri olmayan, ağzını kolay kolay kapatamayacağınız taraftardır. kimleri kimleri ıslıklamış, kimleri kimleri yüceltmiştir de kimse ona karışamamıştır!

    eğer fatih terim’i istemiyorsa gelip stada talebini dile getirmesi, protesto etmesi gereken taraftardır. bu işi kuzey ve güneyde yapmadığı sürece kimse de sen ne diyorsun demez, hoş esen soğuk rüzgarlar sonrası kuzeyde de tepki gösteren çıkar mı bilmem.
  • 8322
    eskiden de böyle miydi? bilmiyorum.

    coşku hep vardı da geriye düştüğümüz anlarda ya da ligde geride kaldığımızda taraftar nasıl tepki verirdi onu bilemiyorum. kıyaslarsak muhtemelen son 2 sene(20-21) ile denk gelir ama çok hatırlamıyorum.

    hatırladığım 1 sahne var; liderin çok gerisinde kaldığımız bir sezon yine. kış başlangıcı olsa gerek, ben yorgan altında maç izliyorum. penaltı oldu, fethi topun başına geçti. ne alakaysa fethi atıyor penaltıyı, kaçırdı fethi. babam o vuruş sonrası kapatmıştı maçı.

    o sezona dair hatırladığım bir o penaltı var bir de yıl sonu kaldırdığımız şampiyonluk kupası.

    yıl 1996.
App Store'dan indirin Google Play'den alın