• 5027
    galatasaray yönetiminde de, kongresinde de büyük bir dejenerasyon var.
    stadlar ipotek altında. rant, siyaset ve adamcılık stadları ele geçirmiş.
    galatasaray'ı büyük yapanın taraftarı olduğu unutulmaya yüz tutmuş.
    bir takım insanlar taraftarın iradesini kat'i şekilde göz ardı ediyorlar.
    göz ardı ediyorlar, çünkü göz ardı etmezlerse istedikleri gibi at oynatamayacaklar.
    en son gerçek galatasaray taraftarı gibi aptalca vurgularla twitter'da bir de bu bokun üzerine tüy diktiler.
    şimdi uefa kapıya dayanınca da taraftara sığınıyorlar.
    afedersin ama nah! bi senin anan mı güzel lan?

    galatasaray taraftarı yardım eder. kulübün de mali yapısını düzeltir.
    ama...
    madem bir seferberlik ilan ediliyor bu hepbirlikte fedakarlık demek.

    - o galatasaray adası gelir kapısı haline getirilecek.
    - futbolcu sözleşmesini tek taraflı fesih belki mantık dışı ama galatasaray'ın dingonun ahırı olmadığını belli etmek adına makul seviyelere sözleşmesini çekmeyen oyuncuyu kadro dışı bırakmak son derece akıllıca. görelim bakalım o "biz galatasaray evladıyız, emektarıyız, değeriyiz" diyenleri. bu konuda önlem alınacak.
    - umut ve burak yılmaz'ı satmayan belli. artık takıma zarar verir hale geldiği açıkca ortada olan oyuncuların transferiyle ilgili karar verilirken yapılan bariz hataların cezası taraftara yüklenemez. ya fırsat varken bu oyuncuları satmayan camianın zararını karşılayacak ya da o da altından kalkamadığı beceriksizliği yüzünden gidecek.
    - bize ligi tanıyan değil, futbolu tanıyan teknik adam lazım. bir teknik direktörde ısrar edilecekse bu beşiktaş'ın bilic'de yaptığı gibi akıllıca bir seçimden sonra olacak. mustafa denizli denen çağdışı dinazoru kim getirdiyse, maliyetini üstlenip götürecek.
    - galatasaray taraftarı transfer taraftarı değildir. bunu yıllarca da kanıtlamıştır. ancak takımın eksikleri apaçık ortadayken ve teknik direktör kaprisleriyle saçma sapan adamlar alınırsa o zaman serzenişinde haklıdır. kulübün yöneticileri çıkıp önce alışkanlıklar değişecek gibi dingilce ve saygısızca açıklamalar yapmaktan vazgeçecek, sonra da bir plan dahilinde akıllıca transferler yapılacak.
    - bir futbolcuyu transfer edip sözleşmesini yetiştiremeyen adamlar yönetici sıfatını bir şekilde aldılarsa bile kaybedecek. ayrıca camianın bir ağırlığı olacak. yarım sezon sen adamı besle, sonra ben gitmek istiyorum. amk kayseri bile bağırta bağırta senelerce oynattı futbolcuları. grosskreutz'u 2,5 milyon eu'ya satmak ne amk?
    - twitter'daki o saçma mesaj için özür dilenecek ve o mesajı yazan da kovulacak.

    hah işte bunlarla başlasınlar. bunları yapsınlar ki taraftar bir şeylerin değişeceğine inansın.
    ben fazla fazla para harcarım bu takım için. ama başında bu mantalite varken değil.
    birileri galatasaray başkanlığının, galatsaray kongre üyeliğinin avantajlarını kullanıp, reklamını yapacak, sağa sola caka satacak diye bir kuruş harcamam. harcamamak da taraftar olarak yükümlülüğüm. bu gün cebimden çıkan her lira bu sistemin devamına yarıyor.
    beşiktaş avrupa'dan men edilerek öğrendi gerçeği.
    gerekirse biz de öğreniriz.
    ben bir kuruş harcamıyorum. diğer tüm taraftara önerim onlar da harcamasınlar.
    ne zaman mösyöler şapkalarını önlerine koyup düşünürler,
    ne zaman taşıdıkları sıfatın hakkını verirler, işte o zaman taraftar bu camiayı tekrar sahiplenir.
  • 5030
    hamza hamzaoğlu'nu gönderip, podolski'yi alıp sinan gümüş'ü takıma kazandırdıktan sonra burak yılmaz'ı da takımdan yollamıştır. büyüktür, etkilidir.
    eğer bu taraftar bu kadar organize çalışıp burak yılmaz üzerine baskı uygulamasaydı bu adam o kallavi kontratı bırakıp sittin sene çin'e gitmezdi. haydi beyler, yüklenin. sırada ki isimler belli.
    (bkz: semih kaya)
    (bkz: hamit altıntop)
    (bkz: eray işçan)
    (bkz: tarık çamdal)
    (bkz: sabri sarıoğlu)
    (bkz: yasin öztekin)
    aydın yılmaz ve yekta kurtuluş'u unutmuşum, onları da gönderdik. o kadar çok gereksiz var ki akıl kalmıyor.

    ayrıca sabri sarıoğlu'nun sözleşmesinde ki opsiyonun da kaldırıldığını hatırlatmak isterim.
  • 5031
    sorunun özü olan dursun özbek'i gözardı edip hocaya yüklenmek. hamza hoca döneminde de aynısı yapılıyordu şimdide. geriye dursun başkana koltuğunda keyifle oturmak kalıyor. mustafa hocayı göndermek kolay iş tıpkı hamza hocada olduğu gibi ama dursun özbek'i göndermek... arkasında inan kıraç ve fbjk medası desteği olunca mustafa hocaya yüklenmek hem daha hedef saptırıcı hem daha eğlenceli oluyor bazılarınca. galatasaray'ın drogba gittikten sonra bir forvete ihtiyacı var ama kimse almıyor, üstüne eldeki adamı gönderiyorlar. takımın motivasyonu bizzat başkanın kendisi tarafından alaşağı ediliyor avrupaya gidemeyeceğiz diye. umarım bir gün bu taraftar tarafından gerçek engel görülür ve o engele odaklanılır, çok geç olmadan.
  • 5032
    birçok açıdan eleştirilebilir ama burak yılmaz'ın sattırılması yanlış bir tavır değildir. belki cidden burak'ın satılmayıp 2019 mayıs'ına kadar galatasaray'da oynaması gerektiğine inanıyor olabilirsiniz, belki sadece laf olsun eleştiri olsun diye söylemişsinizdir, orasını bilemem. ama bu sitede "burak yılmaz niye satıldı" cümlesini kuran herkesin altında bitip "çünkü satılması gerekiyordu" cevabını vereceğim. kimseyi kırmak istemiyorum ama "burak kalsaydı keşke" diyorsanız futboldan ne anladığınızı gözden geçirmelisiniz.

    galatasaray'ın burak'tan sezon başlamadan kurtulması gerekiyordu, ancak şimdi kurtulabildi. buradaki tek yanlışlık bu işin bu kadar gecikmesidir.
  • 5035
    dünyanın en vasıfsız taraftarı. kulüp üzerinde hiçbir yaptırımı olmayan sadece sosyal medyadan atıp tutan ve sürekli ne kadar büyüğüz ne kadar güçlüyüz diye kendini avutan rezil insanlarız biz. oturduğumuz yerde birbirimizi gazlar, en basit olayda birbirimizi yeriz. son 4 senede onca başarı, lig şampiyonlukları, cl çeyrek final vs. ile artan gelirlere rağmen nasıl olur da 1 yılda 160m€ eksiye düşebilirsiniz diye soracağımıza gidip o sikko bileklikleri alıcaz. sorgulamalıyız, isyan etmeli, boykot etmeliyiz. hep birlikte hareket etmeliyiz. o iş bilmez beceriksizleri istifaya zorlamalıyız. bunca yıldır lisenin tekelinden kurtaramadığımız biricik sevdamızı kurtarmalıyız. kahroluyoruz, bir şeyler yapmalıyız.
  • 5039
    ne yaparsan yapsın galatasaray'ın gerçekten sahibi olamayacak taraftarlardır. sadece 50 bin kişiyi 5000 liradan üye yapsalar ne ffp kalır ne ekonomik kriz. ama yemiyor işte. yapamıyorlar aga. tesislerden sadece liseliler yararlansın diye şu kulübü sokmayacakları rezillik yok. sebebi de bu lise zihniyeti. bu zihniyete de iki çift lafım var.

    ulan koskoca galatasaray için 40-50 milyon € para mı amk ? o kadar taraftarınız var, şu potansiyeli kullanamıyorsunuz, birilerini zengin etmek için kulübün içine ediyorsunuz, sonra kulüp her batağa saplandığında "yetiş taraftar, zaman birlik beraberlik zamanı." lan damcık, zor zamanlarda imdat istediğin taraftarı normal zamanda neden dışlıyorsun.

    şu kadar milyon taraftarımız var diyorsunuz. kaç tanesi galatasaray lisesi mezunu. galatasaray'ı yüreğinde hisseden 10 tane taraftar şu kulübü 3 yılda 0 borca getirmesin ben de bir şey bilmiyorum.

    ama siktir et. onlar batıracak, taraftar çıkarmak için elindeki 3-5 kuruşu kulüp için harcayacak. "tek bilek tek yürek"miş. sizin bileğinize çarpayım. yüreksizler. . .
  • 5043
    belki ağır olacak ama bir sike yaramayan taraftar grubudur. bugün liverpool taraftarı bilet fiyatları için stadı boşaltıp istediğini alırken, dortmund taraftarı sahaya tenis topu atarken, bizim taraftarımız basketbol takımı veya diğer konular için doğru dürüst tepki verememektedir. bu işleri ultraslana bırakırsak zaten sıçmışız demektir. bugün bileklikle borçların silineceğini düşünen adamlar, yetmezmiş gibi basketbol şubesinin rakamlarını komik seviyeye düşüreceğini açıklıyor. taraftar basket maçında gram tepki göstermiyor. o yüzden bu düzen böyle sürmeye devam eder. bizde klavye başında sallamaya devam ederiz.
  • 5044
    protesto kültürü olmayan taraftar grubu. nasıl yapıldığını bilmiyoruz, kabul edelim. ya bombok ediyoruz ya da vur deyince öldürüyoruz. düzgün yapınca da saçmalıyoruz. mesela geçenlerde qral ıslıklanınca "maç sırasında oyuncu mu ıslıklanır 'maçtan sonra' ıslıklayın" denmişti. türlü türlü linç girişimleri falan oldu...

    ancak elindeki gücün farkında değil bu taraftar gurubu. sırf sosyal medya baskısı ile podolski'yi aldırdı, sinan'ı oynattı, burak'ı gönderdi, hamza'yı kovdurdu... bir de organize şekilde müdahil olsalar iç işlere o zaman ne güzel şeyler olurdu.
  • 5045
    süper enteresan, skora endeksli bir taraftar kitlesidir. taraftar gibi taraftarı bir kenara ayırarak, "istemezük" lafını ağzından düşürmeyen, sonra istemezük dediler diye kulüp üyesi "dedelere" söven insanlar ile doludur.

    liverpool taraftarı denmiş. 77 pound dediğin zaman tl bazında 300 lira yapıyor deplasman bilet fiyatı. adamlara sormuşlar ne olmalı fiyat diye; adamlar 30-35 demiş 110-130 lira arası yani. bununla birlikte liverpool dediğin zamanın efsanesi 24 yıldır şampiyon olamıyor ancak stadı dolu. avrupa'ya bile zor gidiyor ama her zaman her yerde full oynuyor.

    http://www.theguardian.com/...-prices-fans-verdict

    dortmund taraftarı denmiş. akıl alır gibi değil. dortmund, bizim yaptığımız hataları aynı dönemde yaptı ve kulüp batıyordu. taraftarlar supporter's trust kurarak kulübün hisselerini aldı ve kulübe destek oldu. bu destek sırasında kulüp küme düşmeme üzerine bir strateji ile seneler geçirdi. o taraftar sallantıda "ananızı sikeyim yöneticiler" demediği gibi; geçen sezon dortmund ligde dibe çakılırken dolu stada oynadı ve adamlar "düşerseniz biz de sizinle düşeriz" diyerek takıma destek verdiler. biz şampiyonluğa oynamadığımız ama 3. durumda olduğumuz sezonda 30 bin kombine satıp 15 bin kişiye oynuyoruz.

    taraftarın olayı sadece almak değildir. sadece alan adam en fazla seyirci olur. taraftar, zor günde veren, iyi günde sevinendir. almaz. eğer taraftarlık anlayışı "istediğini protesto ile almak" ise bu noktada "lan sen ne yaptın da ne bekliyorsun" deseler diyecek lafın, verecek cevabın olmaz.

    galatasaray taraftarı diyoruz ama taraftar değil sanırsın 3. yaşındaki çocuk.

    a) yok amına koyayım işte kulübün 7 milyon euro ayıracak bütçesi basketbola. yok ne yapsın adam sen mutlu ol diye kulüp mü batsın? eskiden de böyle bir bütçe yoktu ama sen mutlu ol diye alındı da alındı, harcandı da harcandı. bugün borç 1 milyar tl.

    b) götünüz başınız ayrı oynamasın. ünal aysal'a büyük başgan diyip, ünal aysal'ı kötülediğin dakika ofsayta düştüğün sözlükte, her eleştiri "umut, hamit, tarık" ile başlıyor; burak ve selçuk'un maaşları ile devam ediyor. sanki ben verdim bu maaşları adamlara. sanki ben dağıttım 5 senelik sözleşmeleri ekmek peynir gibi. biz diyoruz ki bunları yaptı; kulüp zarar etti, adam diyor ki drogba ile sneijder geldi. ünal aysal zamanında alınan çöplere 58-60 milyon euro öderken şu anda takıma 37-38 milyon euro ödüyoruz.

    c) biz de memnun değiliz herhalde sportif olarak kulübün içinde bulunduğu mevcut durumdan. biz de umut'suz maçlar izlemek istiyoruz, biz de çöplerin gitmesini ve yerine yıldız olmasa da iş yapacak adamların gelmesini istiyoruz. yönetim ki eleştirmekten geri kalmıyorum; bir şekilde çöplerden kurtuldu. hamit, sabri, büyük ihtimalle umut sene sonunda gidecek. yeni yönetime bok atıyoruz ama linnes, carole, denayer üçlüsüne verdiğimiz toplamda 2.2 milyon euro bir burak maaşı etmiyor. adamlar bir yerden yeni gelenler ile bütçeyi daraltmayı başardılar. herkesin satın alabileceği bir ürün olarak bileklik yapıyorlar, halen ünal başganınızın imzaladığı sözleşmelere atıf ile bileklik kampanyasını eleştiriyorsunuz. gidin alın 20 milyon bileklik; koyun kulübün kasasına 200 milyon tl sonra da çıkın diyin ki "biz size 200 milyon tl verdik; basketbol bütçesini düşürmeyin, futbola da adam gibi adam alın, gerekirse transfer için bir başka kampanya yapın" yok. ancak eleştiriyoruz.

    d) lan 4. yıldızı almışız, forma siparişini yıldız yerini ünal aysal yönetimi vermiş ve değiştirilmiyor, halen çıkıp "4. yıldız solda olsa forma alırdım, yönetimin anasını sikeyim" diyen var. ya sen taraftarsan bu sene böyle alırsın, seneye öyle alırsın, çok istiyorsan bir tanesini götüne sokarsın kardeşim. forma satmaktaki amaç seni mutlu etmek değil ki, kulübün para kazanması. sen 4. yıldızın yerine takılma, ver her türlü desteğini, kulüp borcu kapasın götü toparlasın, branş desteği ve bütçesi artsın sahada başarılı olsun isterse yıldızlar şortta götün üzerinde olsun. sana ne lan sen modacı mısın?

    yeter artık hakikaten yeter.
  • 5046
    ukrayna'daki turuncu devrim misali kulüp binasını basıp "bu kulübü ya halka açacaksınız ya halka açacaksınız" demesi gereken taraftar. zira bunca başarıya rağmen su gibi akan paraların haddi hesabı yok. bana kalırsa kulüpteki bu devrimi bizzat gerçekleştirir ya da yaptırırsa o zaman gerçek taraftar mertebesine yükselecek olan taraftardır.

    kısacası tepki protesto falan yalan kardeşim. icraata geçmek lazım, kulübü yiyicilerden kurtarmak lazım. ben bunu bilir bunu söylerim.
  • 5050
    (bkz: 18 şubat 2016 galatasaray lazio maçı)'nı yakın arkadaşlarımın hiçbiri ankara'da olmadığı için odtü'de tek başıma izledim. yalnız olduğum için de ortamı gözetleme fırsatım oldu. orada o saatte maç izleyen çocuklar genellikle yurtta kalan genç kardeşlerim. çoğunun bileklerinde tek yürek tek bilek bileklikleri. ve bu gençler bir bira içelim ikincisi bütçeye zarar kafasında hayatının belki de her anında tasarruf yapmayı düşünen gençler. ama gidip almış işte şu plastik bilekliği 20 liraya. bir de oynayan futbolculara bakıyorum, garanti paralar ceplerde ne ruh var ne birşey. baskı, rakibi bunaltma hiçbir şey yok kendi sahanda oynadığın maçta. tribündeki taraftar da iyi kötü gelmiş maça koreografi hazırlamış falan. gerçekten üzülüyorum ya. ne bu futbolcular, ne bu teknik direktörler ne de yöneticiler bu güzel taraftarı haketmiyor. yazıklar olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın