• 10300
    https://x.com/...OfLvXQobHuTVK-G60tgQ

    büyük çoğunluğu yaşanan güzel günleri hak etmeyen taraftar topluluğu. maalesef daha hafif bir tanım bulamıyorum son dönemdeki akıl kaçkınlığına.

    nereden başlasam, nerede bitirsem bilmiyorum bu yazıyı. hissettiğim bu kötü duygularım yaş almakla alakalı mı diye de düşünmüyor değilim fakat sebebin bu olmadığını 72 yaşında hala aynı duygularla galatasaray’ı izleyen dedemden biliyorum. galatasaray bir aşk, bir tutku ve ömür boyu sürüyor burası kesin. fakat galatasaraylılar her geçen yıl, her geçen maç ve her kötü anda daha da umut kırıcı bir hale geliyor gibi hissetmekten kendimi alamıyorum.

    önce sosyal medya ile başladı bu çılgınlık. herkesin herkese her şeyi söyleyebildiği, şansı yaver gidenin veya kalemi kuvvetli olanın kendini bir noktaya getirebildiği bu ortamlar gün geçtikçe bireyleri zehirledi. 2010’lu yılların ortalarından itibaren başta twitter spor medyasını şekillendiren bir kimliğe büründü ülkemizde. ben de oradaydım; anonim bir hesapta, bugünden çok daha rahat ve özgür koşullarda zaman zaman çirkinleşen bir dille twitter’da varlık gösterdim. fakat zaman içinde kullanımın yaygınlaşması ve son dönemde parayla satılan mavi tiklerin, etkileşim karşılığı kazanılan cüzi miktardaki dolarların ardından iyice tiksinerek ve tamamen alışkanlıktan kullanılan bir platform haline geldi.

    yaygın kullanımın bir diğer sonucu da temelde koyun sürüsünden farkı olmayan kitlelerin güdülmesinin birkaç hesap vasıtası ile suni gündemler oluşturularak mümkün hale gelmesi oldu. toplumlar, en başta bizim toplumumuz olmak üzere, duymak istediklerine çok kolay inanırlar ve yüksek etkileşim alan bir paylaşımı teyit etme ihtiyacı gütmezler. böyle bir ortamda yeterince ısrarlı bir şekilde söylediğiniz her yalan bazı kesimler için bir kaide haline gelir. örneğin büyükekşi - galarasaray, 59 öncesi şampiyonluklar, cemaat - galatasaray, şike - fenerbahçe gündemlerinde bugün sıradan bir vatandaşın algısıyla sosyal medya üzerinden yalanlar kullanılarak müthiş bir düzeyde oynanmıştır. insanlar, işin doğrusunu ve hatta sadece birkaç yıl öncesini unutmuş hale gelmiştir.

    tüm bu düzenin içerisinde galatasaray taraftarı; aralarından biri olmanıza rağmen aklıselimi savunuyorsanız, makul olmaktan yanaysanız, durumları ve kişileri muhakeme ederek değerlendiriyorsanız, anlık tepkilerden, aşırılıktan uzak durmaya çalışıyorsanız ne yazık ki katlanılamaz bir hal aldı.

    galatasaray’ın taraftar profilinin değiştiğini söylemek için uzman olmaya gerek yok. çok değil sadece 5-6 sene öncesinin iç saha maçlarına bakılsa dahi aradaki fark siyahla beyaz gibi ortaya çıkıyor. sosyal medyaya, maç çıkışı uzatılan mikrofonlara ise değinmek dahi istemiyorum. tribünde yan yana, yeri geldiğinde omuz omuza olduğun insanların bu denli ekstrem düşüncelere ve çirkin üsluplara sahip olduğunu gördükçe insanın içi acıyor.

    çağın türettiği ve dünyayı kendinden ibaret zanneden, bu uğurda ağzından çıkanı kulağı duymayan ve 3 gün önceyi hatırlayamayacak insanların fikirleri ne yazık ki bir kıymete sahip. son dönemde muslera, icardi, torreira dahil olmak üzere sosyal medya üzerinden saldırılmayan ve oturulup eksik ararcasına analiz kasılarak zorlama eleştirilere maruz bırakılmayan futbolcumuz mevcut değil. bazı oyuncuların eşleri dahi buna maruz kalırken bazıları dönem dönem hesaplarını kapatmak zorunda kaldılar. çok eleştirilen ve fikrimce galatasaray’ın bir servet harcamadan yerini doldurmasının mümkün olmadığı kerem aktürkoğlu, deli gibi sevdiği galatasaray’dan ayrıldığından beri yüzüne can geldi. niye? hep kerem mi suçluydu? galatasaray’da olmak neden özellikle burada olmayı tercih edenler için, burada olmayı isteyenler için, buralı olanlar için bizzat galatasaraylıyım diyenlerce zor kılınıyor?

    galatasaray kulübü muhtemelen tarihinin en güzel ve benzersiz yıllarından birkaçını yaşıyor. puan kaybetmeyi, mağlup olmayı unutturan bir yapı var. kırılmayan rekor mevcut değil. fakat zaferlerde bir kelle seçip cılız seslerle işleyen, ilk tökezlemede ise ortalığı yakıp yıkan büyük bir kesime sorarsanız galatasaray tarihinde hiç berabere dahi kalmamıştır. çünkü tepkiler bu minvalde geliyor.

    28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı benim için muhtemelen bir eşik oldu. ilgili tarihten 7 gün önce kadıköy’den rakibini ezerek zaferle dönen, 3 gün önce yunan ligi şampiyonunu arena’da darmadağın eden ve son 14 günde 5. maçını oynayan takım -saçma sapan bir şekilde de olsa- berabere kaldığı için yine takım dağıttı bizim dahi ve ulvi taraftarlarımız. twitter denen mecraya bana kalırsa ülkemizin en güzide platformlarından olan sözlüğün halini gördükten sonra hiç girmedim. burası böyle ise orada neler yazılıyordur kim bilir?

    eskiden müthiş bir keyif duyduğum galatasaray hakkında konuşma eylemini, galatasaray’ın en güzel dönemlerinden birinde bu doyumsuzluk ve çılgınlık halinden dolayı yapmaktan özenle imtina eder hale geldim. daha önce bununla yazarak, konuşarak mücadele etmeye çalışırken tarafıma mesaj gönderen pek çok yazar arkadaşımızdan bildiğim üzere bu yalnızca bana özel bir durum da değil. ‘yangın’ adı verilen ve tamamen saçmalıktan, kişilerin kendilerine olması gerekenden oldukça fazla değer atfetmesinden doğan saçma kültür galatasaray’dan değil fakat galatasaraylı’dan soğutuyor.

    bugünün tarihi itibariyle galatasaray spor kulübünün istikrarlı ve sürdürülebilir bir sportif başarıyı; başka bir tabirle dominasyonu sürdürmesinin önündeki en büyük engelin taraftarı olduğunu düşünüyorum. bu demek değil ki yönetimin, futbolcunun, teknik heyetin eleştirilecek yanları yok. sayın okan buruk, yönetim kadroları ve hatta oyuncu grubunun eleştirilecek pek çok tarafı var. fakat ben kendime, pek çok taraftarımızın yaşadığı gibi, sadece eleştirmek ve kelle istemek misyonunu yükleyemiyorum.

    dünyada istikrarlı başarıya ulaşan herhangi bir yapıda 2 senede kırılmadık rekor bırakmayan, her rakibini ezen, o kadar az kaybeden ki kaybettiği her maç zihinlerde hapsolan bir liderin adı bu kadar ağır, kötü ve sık şekilde sorgulanmaz. evet doğru, her zaman galatasaray rakiplerine göre bir nebze daha vefasız ve başarı odaklı olmuştur. fakat son dönemdeki gözü dönmüşlüğün bununla bir alakası yok. galatasaraylının kendi camiasını sürekli olarak incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle kaosa sürüklemesini hiçbir insana açıklama şansınız yok.

    bu kulübe gelen ve burada görev alan herkes bence dünyadaki en güzel mesleğe sahip. bugün florya’da çaycılık yapmak için başarılı olduğu mesleğini bırakır çoğumuz. fakat bu kapıdan giren herkes aslında benzeri ve anlamı olmayan bir baskının ve hatta bastırılmış nefretin odağı haline gelerek giriyor. sırf bu sebepten eleştirilerim, fikirlerim bir yana dursun; tüm oyuncularımıza, başta hocamız olmak üzere teknik heyetimize allah sabır versin ve yardımcıları olsun. yolda kaza mutlaka olur, diliyorum yolun sonu herkese ve her şeye rağmen 25 olsun.
  • 7040
    osmanlı imparatorluğu zamanında, özellikle de duraklama döneminden sonra yeniçeri iyice etkisini arttırmıştı. padişahları tahttan indirmeler, yerine padişah seçmeler, hatta hadlerini aşıp padişah öldürmeler...

    bu adamlar ne olursa olsun "istemezük!" der yaptırmazlardı. yeniliğe ve değişime kapalıydılar ve kendi içlerinde karar vermedikleri hiçbir şeyi yaptırmazlardı. yapanların da sonu belliydi zaten. hemen kazan kaldırırlar, isyan başlatırlardı.

    hatta 2. mahmut döneminde, devletin her kademesinde olduğu gibi saray mutfağında da bir değişime gidilmesi kararı verildi. mutfak çok pisti ve temizlenip çekidüzen verildi mutfağa. her şey pırıl pırıldı. fakat yeniçeriler "hoşafın yağını kestiler!" diye kazan kaldırdı. pislikten yağ bağlamış kaplarda pişen hoşaflar yağlı oluyordu doğal olarak. kimse de ulan hoşafta yağ mı olur demedi. ama temizlikten sonra hoşafın yağı kesildi diye isyan bayrağını çektiler.

    galatasaray taraftarının son halleri aynen bu yeniçerileri andırıyor işte. sabır yok, ölçme tartma yok. bugün elneny başlığına 55 entry girilmiş, 40 tanesi falan kötü oyuncu olduğunu yazmış. bu 40'ın 30'u elneny'yi 2 maç 90 dakika izlediyse ben bir daha yazarlık yapmayacağım sözlükte. öyle de iddialıyım.

    size bir şeyi beğendirmek için illa yeni ordu kurup kökünüzü kazımaya gerek yok, sizler aklıselim insanlarsınız. kalabalığın gazına gelip de coşmayın...
  • 7737
    burak elmas başlığındaki yorumlara bakınca anlaşılacağı gibi hala ali koç profilinde, yani çok zengin, soyadı çok önemli bir başkan adayı isteyen taraftarımız.

    neymiş burak elmas ali koç önünde ceket iliklermiş, neymiş marka isim değilmiş, neymiş serdar ali çelikler denen zat burakcığım diyormuş oynatırmış, işsizmiş... ne kadar ayıp ve yanlış yorumlar.. neymiş listesini şimdi niye açıklamış iyi niyetli değilmiş... seçime sadece 2 ay kaldığı için olabilir mi acaba? takım niye etkilensin bundan? seçim olacağı başkan adayı çıkacağı belli.. sanki darbe yapıyorlar.. listesini açıklamasa daha listesi bile yok diyecektiniz..

    ali koç türkiye'nin en marka isimlerinden biriydi.. görüyoruz halini.. iyi yöneticilik isimle değil iyi yöneticilik vasfı ile olur... burak elmas da yıllarca ceoluk yapmış birisi... ve gerçekten yönetiminde çok değerli isimler var..

    bu arada remzi sanver başlığında da çok garip yorumlar gördüm.. masonluğu suyun karşı tarafı tarafından kullanılabilirmiş.. biz korkuyor muyuz onlar şunu der vs diye? onların eleştirilerine göre mi hareket edeceğiz kulüp olarak? ya da sizin masonluğu bilmemenizden kaynaklı kendi hüsnü kuruntularınız mı? türkiye'nin en önemli ekonomistlerinden, hocalarından biri yönetime giriyor diye sevineceğimize, konuşulan şeylere bak..
  • 9070
    bir şeyi hatırlatmak istiyorum. 2022-2023 sezonunun son haftasına 3 puan geride girsek dahi, son hafta sahamızda fenerbahçe’yi yendiğimiz anda şampiyon oluyoruz.
    galatasaray taraftarının bir kısmı final maçlarında iyi olduğumuzu hangi ara unuttu.
    şuraya 2020-2021 sezonunda 40. hafta seyircisiz oynadığınız beşiktaş maçının kadrosunu koyacağım.
    muslera - yedlin, donk, marcao, saracchi - taylan, gedson, emre akbaba - babel falcao onyekuru.
    bakın biz bu maça çıkarken 6 puan gerideydik.
    o çok iyi denilen beşiktaş’ı seyircisiz perişan etmiştik.
    2022-2023 sezonunda çok daha iyi bir kadromuz var.
    14 haftadır üst üste kazandık.
    puan olarak öndeyiz, ayrıca rakibimiz bizim sahamıza gelecek ve ikili averaj konusunda avantajlıyız.
    bu telaş neden?
    daha çok hafta var, biz de onlar da puan kaybedecekler.
    ama kesin olan bir şey var ki, son maçı sahamızda bize karşı oynayacaklar:)
  • 9185
    arkadaşlar, bir sakin olalım...

    7 puan öndeyiz, ırkçı şikeci takıma karşı 3 averajımız da var. kimsenin şampiyonluğu verdiği bıraktığı filan yok, nasıl galatasaraylısınız siz ?

    haftaya beşiktaş'a yenilsek ne olur, ben söyleyeyim hiç birşey olmaz, bir sakin kalmayı öğrenelim. hadi herşeyi geçtim, 7 puan öndeyiz, yenildik berabere kaldık, 3 puan geri düştük- ben hiç sanmıyorum da - hiç strese paniğe gerek yok.

    ırkçı, şikeci takımı son hafta içerde 52 bin aslanın önünde yener, kupayı da maçtan sonra kaldırırız allahın izniyle, kimse canını sıkmasın.

    nando, boey, nelson, abdülkerim, kazımcan, torreira, oliviera,kerem, mertens, rashica, icardi gibi isimlerden oluşan iyi bir 11'imiz var; iyi de bir kulübemiz var. napacaklar samet denen kazmayla mı durduracaklar icardi'yi ?

    ben yine söyleyeyim hiç sanmıyorum, muhtemelen şampiyon çıkacağız da; hele bir kalsın son maça, gereğini yaparız hiç merak etmeyin.

    bir de birşey hatırlatayım size; anlaşılan bazı arkadaşlar unutmuş...

    winner olan camia biziz, yani galatasaray ; loser olanı ise zaten biliyorsunuz... ;)
  • 9066
    17 mart 2023 konyaspor galatasaray maçını izlememiştim.
    eve gelince sosyal medyaya ve buraya baktım.
    gerçekten çok şaşırdım.
    arkadaşlar altı üstü bir mağlubiyet aldık.
    ligin sonuna kadar hep kazanamazdık zaten.
    bir yerde bu değişecekti, çok doğal.
    biraz sakin olmakta fayda var.

    (bkz: #3569796)

    edit: şampiyonluğu verenler, 14 haftadır üst üste maç kazanan oyunculara demediğni bırakmayanlar.
    sadece bir mağlubiyette bu duruma nasıl geliniyor ben anlamıyorum.
    vallahi helal olsun!!!
  • 9748
    çirkef olmayan topluluk. çamurda güreşmeyi de bilmiyor çoğu.

    mesela gökhan dinç hasan arat ile tartıştığı için bjk ve fb taraftarı gidip spor gecesi dijital'in sponsorunun uygulama sayfasını kötü yorum ve düşük puan yağmuruna tutuyor. adamların sponsorluğunu bitirtiyor.

    vole'de biri senin hocana yalancı diyor, öteki doğrandığın maçta hiç hakem falan demesin taraftar diye sana racon kesiyor, diğeri murat bereket'e çamur atmakta. dislike atmaya bile üşeniyor bizimkiler. daha da beteri abonelikten bile çıkmıyorlar.

    milletin ekmeğiyle oynayacak kadar çirkef olmayın da bir tepki koyun artık.
  • 10524
    "okan buruk sadece ligi kazanıyor, lig çok kolay abi yaa" tayfaya bu akşam güzel bir tokat oldu.

    şu ortamda, bu haramzadelerin önünde 2 sene ligi alıp, üstüne sadece bir kere yenilip, üçüncü sene şubat ayında 6 puan önde giren hocaya hakikaten üstün hizmet madalyası verilmeli.

    son iki sezondur aynı bu maçta yaşananlar gibi yarışta tutuluyor herifler ve utanmadan biz şu kadar puan aldık yine şampiyon olamadık diyorlar.

    galatasaray'ın bu kötülüğe karşı çok çok iyi futbol oynamaktan başka çaresi yok maalesef.

    umarım yönetim gerekli transferleri hızlıca yapar ve namağlup şekilde şu ligi şampiyon bitiririz...

    (bkz: 2 şubat 2025 fenerbahçe çaykur rizespor maçı)
  • 10343
    şımarıklığından nefret ettiğim topluluk.
    hiçbir sosyal medya platformunda futbol içeriği görmek istemiyorum artık şu dakikadan sonra.
    türk futbol takımlarının avrupa sahnesinde gösterdiği en iyi performanslardan birini çıkaran takımın hocası istifa etsin, berbat hoca falan deniyor.
    icardi'ye berbat oynuyor, yedek bile kalmamalı diyenler falan var.
    allah sizin neyse.
    siz var ya siz torrent gibi hoca, diagne-halil-mohammed santrfor hattını, taylan-cicaldau orta sahasını hak ediyorsunuz.
    eleştiri kültürü değil mi bu bi de?
    fikri hür vicdanı hür falan çekiyorlar bir de şu salak salak düşüncelerin altına.

    (bkz: 7 kasım 2024 galatasaray tottenham maçı)
  • 8997
    gereksiz strese giren taraftarıdır. birkaç güzel gerçekle bir nebze sakin kalmanızı sağlayayım:
    - 4 puan farkla öndeyiz.
    - önümüzdeki maçların 9 tanesi iç sahada ve bu da 27 puan demek.
    - an itibariyle 48 puanımız var ve sadece iç saha maçlarını kazansak bile 75 puanımız oluyor.
    - 7 deplasman var ve bjk haricinde ilk 7 sıradaki takımlara deplasmana gitmeyeceğiz.
    - zor deplasman sayılacak konya teknik direktörünü değiştirdi ve eski formunda değil. alanya ise tüm büyüklere zorlanıyor çünkü saçma bir kaleden oyun kurma merakları var.
    - yukarıda saydığım çoğu madde fenerbahçe için tersten geçerli.
    - tuttuğunuz takım buralardan şampiyonluk vermedi hiç. en azından takip edebildiğim son 30 senede yok böyle bir şey.
    - sakin olun sakın kalın lütfen. mart başında çok değişik bir lig tablosu görebilirsiniz.
  • 7032
    guveni sarsilmaya yer arayan bir kitle var icinde.

    dunya uzerinde her takim her istedigi adami alabilseydi zaten olay fm ye donerdi degil mi?

    real madrid kac sezonda bitirdi kaleci transferini? de gea muhabbeti 3 sezon surdu tek basina.

    psg kac oyuncunun pesinden aylarca kostu da babayi aldi?

    fenerbahcenin lima transferi kac sezondur konusuluyor?

    robert pires kac yil boyunca bizi arayip baskanim beni al dedi?

    gallardo, zlatan, eto, ronaldinho.. saymakla bitmez.

    gunumuzun mali sartlarinda 300-500 bin eurolar konusulurken transferi bir ayda bitiremezsniz. ingiltere ligi 14 uncusu bir oyuncuya 45 milyon euro verebilirken, italya liginde kumede kalmaya calisan takim 50 milyon transfer harcamasi yaparken , sizin 3-5 milyon hakkiniz var cunku.

    falcao olursa olur, olmazsa olmaz. ama inancini kaybedecekse galatasaray taraftari transferler uzerindn degil, devlete peskes cekilen araziler, yapilan ve yapilamayan anlasmalar vb uzerinden kaybetsin.

    diger turlusu bize degil, suyun oteki tarafina yakisir.
  • 7984
    16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçı sonrasında sakin olması gereken, oyuncularına sahip çıkması gereken taraftardır.

    eğer marcao gidici değilse, marcao ve kerem olayı bir şekilde çözülecektir. öyle ya da böyle. geç ya da erken. çözüm nasıl olması gerekiyorsa öyle sağlanacaktır.

    oyuncu bizimse, bizimle kalacaksa sonsuza kadar silip atamayız. her şeyin yolu yordamı var. itidalli olalım.
  • 6651
    sosyal medya ne zaman dünya da bu kadar aktif olduysa, taraftar profilide o günden sonra çok değişti.

    aslında uzun uzun yazardım da kısaca toparlayacağım bu konuyu.

    galatasaray’ın başkanına medyanın gazıyla her türlü hakaret, suçlama, beceriksiz, vizyonsuz.

    geçen sene dursun özbek’ten başkanlığı devraldığında nasıl yücelttiyse, şimdi de bir o kadar yerin dibine sokuyorlar.

    yaşı biraz daha fazla olan abilerimiz böyle değil, sosyal medyayı daha efektif kullanıp kendi filtresini yapabiliyorlar. benim de yaşım genç sosyal medya ile çok haşır neşirim ancak hiçbir zaman benim duygularımı etkilemesine izin vermedim.

    özellikle twitter’da birileri birşey söylüyorlar ve bu çığ gibi yayılıp bir anda herkes o düşünce de oluyor.

    “kenetlen başka galatasaray yok” akımına destek veriyorsanız bugün de demirören’in medya yolu ile galatasaray’ı yıpratmasına izin vermeyeceksiniz.

    ama tabi siz, ne kenetlen başka galatasaray yok akımını ne de bugün hedef gösterilen kişilere yaptığınız eleştirileri kendi fikrinizle yapmıyorsunuz. takipçileri bol kişiler ne dediyse sizin de fikriniz o oluyor.

    delinin biri kuyuya taş atmış,kırk akıllı çıkaramamış hesabı.
  • 5066
    21 şubat 2016 galatasaray trabzon maçı tribün refleksi nedir görmemiş ergenler ve bel atlı vurmak için sırada bekleyen çakalların irinlerini ortaya çıkaran bir maçtı. şimdi bu şikeci düşmanlar, daha sonra bir birine düşmüş tekrar can ciğer kuzu sarması olmuş yavşak bir kitle var. galatasaray taraftarını ağlarken az görürler şikeci kumpasçıların ağlaklığı hakemi bedava penaltısı bitmez sürekli isyan hayali düşmanlar. ağlamıyoruz ulan kudurun. utanmıyorum da millete duyar kasacağım diye hiç görmedikleri tribüne oynamayacağım. şerefli ulu basın haftalardır bedava penaltılara şikeye açmadığı ağzı bize salya kusmuk dolmuş. ağlamayı sevmiyoruz futbol sahada kalır güçsüz olan silinir. şerefli üçüncüler! ezik yürekler bunu anlamaz yaptığın sinerji koreografi his takımı algın bozuyor sinirleri. biz de çıta yüksek kanatlı gevşek tatmin olmayız menemen duyarı, gündem mesaji kasmayiz işimiz sahada. yıllardir siliyoruz zorunuza gidiyor biliyoruz. götümüz sıkısınca cumhuriyte atatürk gibi yüce değerleri pisligimize çekmeyiz. aç ozeti izle ulan gevşek yaygara kopardığın sürü pskilojisinden başka birsey degil.
    bir de utananan renkdaşlarımız varmış. utanin!
    senin o tv'den göremediğin şey şu 50 kez izleyip tekrarda verilmese de olur dediğin penaltı popülizmi tribünde sökmez. tribün ani tepki yeridir. o ışıd'ci tipe. at kuyruklu provakatöre tepki koyar sevgi pıtırcığı olmadan önce öyle göte böyle der 3 de ister 5 de ister . oley de ceker er meydanı orası adalet duyar kasmadan önce penaltıyı gol yapmak için takım arkadaşını dövecek gevşekler olay yaratacağım derse zoruna gitmesin oley de yer taşak da geçilir. tribün serttir . tesiste oyuncu dövüp hatalı çıkışta ölmüş anne sövücülerinin gazına gelmeyin. taraftar serttir. tv den gördügün gibi değil çakala sinsiye popüliste tokadı vurur.

    hindi sevici stad yakıcılar ve gözü yaşlı demagoji ustası kafasi tinerli kolpalardan öğrenecek bir şeyi olmayan taraftar.
  • 7707
    sosyal medyada sitem eden, mutsuz olduğunu dile getiren taraftarlar gördüm.
    bilakis ben 31/01/2021 tarihi itibariyle inanılmaz mutluyum.

    irfan can kahveci transferi olmadığı için çok mutluyum, çünkü kulübümü önemsiyorum; evet ben muhasebeci taraftarım zira galatasaray'ın maddi olarak zarar etmesi beni mutsuz eder.
    galatasaray'ın parası benim paramdır arkadaş.

    gedson transferi yapıldığı için çok mutluyum, çünkü rüştünü ispat etmiş, premier lig devinin radarına girmiş bir oyuncu aldık.
    kiralık da olsa bize katkı sağlayacaktır, tıpkı onyekuru gibi.

    onyekuru ve mohammed transferleri için çok mutluyum, çünkü bu kalitede oyuncuları 4 milyon euro bonservis bedeli ile almak inanılmaz bir başarı.

    muslera'ya sahip olduğumuz için çok mutluyum, hiç bir rakip oyuncu ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir güç onun varlığı.

    yükselen formu sayesinde gözbebeğimiz olan taylan, oğulcan, kerem gibi genç kardeşlerimize sahip olduğumuz için çok mutluyum ve biliyorum ki bize uzun yıllar katkı verecek bu çocuklar inşallah.

    takımımızı sahiplenen diğer yabancı oyuncular için, herkese abilik yapan arda turan'a sahip olduğumuz için çok mutluyum, takımdaki aile ortamı başarı için çok önemli.

    ve her şeyden öte oyunculara baba figürü ile yaklaşan, istisnasız gol atan her oyuncunun gidip sarıldığı imparator hocamız fatih terim başımızda olduğu için çok mutluyum ve inanıyorum ki sene sonunda hocam bize yine şampiyonluğu yaşatacak.

    son olarak zamanında çok kızmış olsak da transfer konusunda elinden geleni yapan yönetim ve mustafa cengiz başkanımızın varlığı nedeniyle çok mutluyum.

    özetle baba gündüz'ün söylediği gibi:

    "galatasaray bir his takımıdır.
    renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır.
    galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır.
    galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez.
    kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır."

    mutsuz olacak bir durum yok, bilakis bugünden itibaren sinerji ile takımımızı en üste taşıyacağız inşallah.
  • 7291
    ya beyler siz ne bekliyorsunuz taraftardan? daha dogrusu ne istiyorsunuz ? her şey bitti taraftar mı başladı. ya ben anlamıyorum bazı arkadaşları, yok taraftar takımı desteklemiyormuş yok uğultu sesi geliyormuş. kardeşim bir zahmet et de gel azıcık sen destekle oldu mu ? sen evinden çayını çorbanı içeceksin elinde telefon yanında bilgisayar, elin göbeğinde maçı izleyeceksin. ohh aç değilsin açıkta değilsin. sırtın pek.

    ben zaten bütün gün çalışmışım , o yollarda çilekeş olmuşum yıllardır. metrosu bir dert araba ile gitsen park sorunu bir dert. zar zor maça koşa koşa yetişebilmişim. terler bir yerimden geliyor. ona rağmen o futbolcular azıcık koşsun diye bir yerimi yırtıyorum. tribün desen 36 bin kişi gelmiş. nerdesin kardeşim sen. evinden atıp tutacağına gelsene maça? nerdesin kız arkadaşlarınız mı izin vermedi anneniz mi eşiniz mi ? yoksa cebinizdeki parayı daha güzel yerlere mi harcadınız?

    beni maça gitmemiş adamlar eleştirince çıldırıyorum. yıllarımı vermişim tribüne ama adam evinden oturup '' yeaa taraftarın sesi çıkmıyor yeaaa '' gel de sen bağır azıcık ben dinleneyim olur mu ? gel birazcık senin her yerin donsun da ısınmak için çay iç tribünde. o samiyen çilesini çek, gıttlağın çıkana kadar bağır, kaybettiğinde o dönüş yolu ölüm yolu gibi senin için de gelsin bir kere. doğru siz büyük maçlara gidip diğer maçlarda susanlardandınız değil mi ? en büyük sizsiniz kardeşim, biz sadece uğultuyuz.

    bakın işinize de o maça giden taraftara her gün dua edin. takacak başka şeyler bulun. mesela babel. nasıl fikir ?

    tanım: sarı kırmızı takımın taraftarıdır.
  • 8379
    gücü ancak rahmetli mustafa cengiz'e yeten taraftar.

    açın bakın şundan bir yıl öncesindeki yazılanlara. mustafa cengiz'in ne hainliği, ne gs düşmanlığı kalmıştı. sonra burak elmas'ı yere göğe sığdıramamaya başladılar. sonra gördük o yıllardır yönetime hazırlanan kadroyu.

    fatih terim ayrıldıktan beri bir kesim tamamen bambaşka bir boyuta geçti, gözleri döndü, ne bulsak da saldırsak havalarındalar. hayır aynı kişiler bundan 7-8 ay önce de mustafa cengiz'e aynını yapıyorlardı.
  • 5478
    sizi çok seviyorum lan.

    şu gün hem gs sözlükte, hem twitterda hem de reel hayatta taraftarın didik didik en çok uğraştığı mesele, riva ihalesi oldu. herkes borç harç uzmanı, vergi müfettişi kadar olmasa da kendince araştırmasını yaptı. kulüp için kederlendi, dua etti.

    şöyle bir halet-i ruhiyenin dünyanın hiç bir kulübünde olmayacağından eminim ve böyle bir takımın bir parçası olduğum için çok mutluyum.
  • 7117
    30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçında yaşanan rezilliklerden sonra her kim futbolcusunu, hocasını o sahadaki hakemden daha çok eleştiriyorsa benim gözümde taraftar falan değildir.

    ortada sezon başından beri kurgulanmış bir operasyon var. açıkça üst üste gelen 2 şampiyonluğun bedelini ödettirmeye çalışıyorlar. 'bu sene sizi şampiyon yapmayacağız' mesajı veriyorlar.

    takıma, hocaya dilediğiniz kadar sallayın ama yapılan ahlaksızlara 'hakemi de yeneceksin' kılıfıyla sessiz kalmayın.

    bu kadar kör göze yapılmaz bazı şeyler. tff'sinden mhk'sine hakeminden yorumcusuna kadar adı belli bir organizasyon ile karşı karşıyayız.

    ve ne yazık ki bu bir yarış değil bu bir savaş.

    bu savaşta terim'in değil galatasay'ın yanında saf tutun. köstek değil destek olun.

    yoksa pişman olan siz olursunuz.
  • 1041
    gerçi şimdi de çok yaşlı değilim ama biz daha bu kadar yaş almamışken; lig maçlarını evimizde, para vermeden açık televizyondan izleyebiliyorduk. sevdamız galatasaray'ı her hafta rahatça izleyebiliyorduk. öyle internet filan da yoktu, yani okuması yazması yoktu işin. hafta sonu galatasaray'ı izledikten sonra; hafta içi mahalle arasında ya da boş derste okulda oynadığımız maçlarda yapabiliyorduk kritiği, uygulamalı olarak. bir de elbette babamızın; "şimdi bunlar da topçu mu? metin vardı metin! bu pozisyonda o olacaktı ki asmıştı çatala." minvalinden yaptığı yorumlarla bağlanıyorduk galatasaray'a, galatasaray tarihine...

    şimdi ki durumu düşününce, o zaman içinde bulunduğumuz durumu yer yer de olsa sorgulamış olmaktan utanıyorum. şimdi benim o zaman bulunduğum yaşta olanların halini düşünüyorum ve üzülüyorum. doğru dürüst maç izlemiyorlar, sürekli internetten abur cubur besleniyorlar, futbolun bütün polemikleri dillerinde... onların böyle olması normalde, ya benim kuşağımdan ya da benden de eski olanların; dilinin, futbol algısının bu kadar bozulmuş olmasına ne demeli.

    futbol izlemektense blog okumayı tercih etmek; futbol sevgisinden vazgeçmektir. galatasaray'a sataşan her hıyara, tuz alıp koşmak; galatasaraylılıktan vazgeçmektir. galatasaray'ı sonuna kadar desteklemek, gol atınca içinden bişeyler kopup coşmak dururken; hıncal uluçla kopup, bilgin gökberkle coşmayı seçmek; taraftarlık değil, paparaftırlıktır.

    elbette kimse bu dediklerimi üstüne almayacak ama ben vicdanlarına yazıyorum zaten. takımı seyretmeden yorum yapmak kadar büyük acımasızlık olur mu? ya da yorum yapmak demeyelim asıp kesmek olur mu? futbolu bilmek önemli değil bir kere, taraftar olmak için. bakınız fatma nineye futbolu bilmese de galatasaray sevgisini çok iyi bildiği kesin. ya da futbolu bilmek polemik yapabilmek de demek değildir. futbolu benden daha çok bilenler elbette vardır. zaten her zaman futbolu daha iyi bildiğimin kabul edilmesi yerine galatasaray'ın galibiyetini tercih ederim. peki hepimiz bunu yapabilir miyiz acaba?

    örneğin; acaba hagi galatasaray'da başarılı olamaz diyenler ya da rijkaard gönderildiği için taraftarlıklarını askıya alanlar (nasıl becerdilerse?) fenerbahçe maçında içten içe mağlubiyet beklediler mi? ya da rijkaard gitmeli magazin fantazilerine kapılmış içimizdeki uluçlar, ankaragücü maçında yediğimiz gollere sevindiler mi gerçekten merak ediyorum.

    meselenin fenalığı burda zaten galatasaraylılık denen mesele, bahisçiliğe indirgenmeye çalışılıyor maalesef. "hagi başarılı olamaz" , "rijkaard futbolu bilmiyor" , "futbolcular takımı sattı" , "devre arasında arda gider" , "ronaldinho'yu getirecekler biliyorum" gibi dilimize yerleşmiş öbekler, futbolun nesinden zevk almaya başladığımızı göstermeye yeterli bence ya da galatasaraylılıktan algıladığımızı. "peki sen kimseye sallamıyor musun arkadaş?" diyebilirsiniz. sallıyorum elbette ama yine galatasaraylılık sınırları içinde veya onun kriterlerinin zarar gördüğünü düşündüğüm için sallamaya çalışıyorum.

    biraz geçmişi hatırlatan adam oluyor benim gibiler ama elektron bile aslına dönme çabasından oluşturmuyor mu akım dediğimiz şeyi. ben ve benim gibi yaklaşan dostlar geçmişi değil, aslını hatırlatmaya çalışıyoruz. fazlaca örnek vermemin sebebi de budur ( mesela bugün hagi teknik direktör değil diyenler zamanında terim'e .ok atmak için; takımı hagi yapıyor, taktiği hagi veriyor, terim sadece motive ediyor diyorlardı)

    hasılı vel kelam; bırakalım futbol magazinleri okumayı, izlemeyi. bırakalım bahisçiliği. bırakalım futbol bilgiçliği taslamayı. galatasaray'ımıza sahip çıkalım, o hayatımızdan çıkarsa nasıl boşluğa düşeceğimizi düşünelim. takımımızı izleyelim; kızalım, çok sinirlenelim ama unutmayalım biz galatasaraylıyız... bunun bir ayrıcalık olduğunu fark edelim, saçmalıklardan arınmayı felsefe edinelim. galatasaraylılık ruhunu korumalıyız, tehlikenin farkında olmalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın