• 501
    ne yazarsa, ne soylerse soylesin galatasaray futbol takimi uzerinde bir etkisi olmayandir. iyi vakit geciriyor, kendimizi eyliyoruz burada yoksa gomis, tudor ve muslerisko toplanip yazdiklarimizi okumuyor. etkimiz olsa dursun ozbek su anda sinirdisi edilmis olurdu. fakat yok oyle bir sey. bu sozlukte yazan bir kisi takimlarimizin onunde engel de degildir, takimin arkasindaki itici guc de degildir. baska mecralarda yaptiklariyla olabilir de ama buraya yazarak olmaz. klavye, telefon basindan takiliyoruz oyle. abartmayin.
  • 502
    artık futbolcular hakkında yazılar okurken çok tutarsız bir hava görüyorum. öncelikle belirtmek isterim ki verecegim isimdeki oyuncuların hiçbirini ne olumlu ne de olumsuz olarak değerlendirmiyorum. sadece örnek.

    misal geçen hafta ndiaye bu takımın oyuncusu değil, pası yok bilmem neyi yok diye eleştirilerken ve bu eleştiriler 10 numara alırken, bu hafta bunu diyen biri cıksa ofsayt manyağına döner. bir ara öyle sallandı ki ndiayeye cok sevdigim mehdi broubia (bkz: mehdi bourabia/#2265189) ndiaye'nin yerine gelse denildi. ya arkadaşlar mehdi bize ndiaye konya'ya gitse bu sefer de ndiaye'ye dilenecektiniz. şu entry'i (bkz: #2295804) geçen hafta yazdığım için tabiri caizse çöp entry olarak görülmüştür.

    belhanda meselesi de farksız değil. beşiktaş maçından sonra yerle bir edilen oyuncu, bugün 9 aralık 2017 galatasaray alanyaspor maçı öncesi belhanda'yı eleştirenler eleştirildi daha sonra ise noldu? maç içinde ve sonrasında da belhanda cok ağır eleştirildi.

    bir ara da cenk ergün'e sarıldı yaptığı transferler ile ilgili. arkadaşlar siz 1 hafta da fikrinizden cayıyorsunuz ya da yanılıyorsunuz diyelim. bu adamların hiç yanılmaya hakkı yok mu? gerçekten çok komiksiniz.
  • 503
    yangincidir.

    hem de öyle bir yangincidir ki mide bulandirir.

    ben hayatimin hic bir aninda galatasaray icin ölürüm biterim demedim. böyle sacma sapan bir seyi de söylemem zaten. benim icin her zaman öncelikler vardir ve galatasaray da bu önceliklere göre bir siralamada kendisine yer bulur.

    burada "colugumuzun cocugumuzun rizkini veriyoruz"cularin cogu sahtekar, "kaybedilen mac sonrasi sinirden uyuyamiyorum"cular da akilsiz.

    akilli ve egitimli hicbir insan %100 kontrol edemedigi bir seyin hayatini bu kadar etkilemesine izin vermez. ama gel gör ki ülke gercegi bu. türkiye'de sokaklar omuzlarinin üzerinde bos kase tasiyan insanlarla dolu olunca, bu durumun galatasaray taraftarina ve sözlüge de yansimasi oluyor tabi.

    ayrica o kadar vizyonsuz ve dar kafalilar ki anlamak mümkün degil. sadece takimin mac kaybetmesini bekleyeni mi ararsin, kulüp yetkililerine lakaplar takarak hakaret edeni mi ararsin hepsi var. antrenöre "beden egitimi hocasi" diyen de burada "stajyer", "köylü" diyen de burada ve bunu belirtirken de yazdiklarinin hakaret oldugunun farkinda olamayacak kadar cahil.

    kulübü nasil ve ne kadar sevdigi gercekten umrumda degil. ama bu cehalet beni kanser ediyor. bazen keske diyorum, hemen simdi türkce'yi unutsam da anlamasam sunlarin yazdiklarini söylediklerini, ne güzel olurdu. o derece utanilacak bir cehaletin icerisinden 32 dis göstererek siritiyorlar piskince.

    bir baska güruh da bir sene önce nasilsa bugün de ayni düsüncelere sahip. fikirlerin yillar icerisinde gelismesi, degismesi onlar icin bir celiski. bir insan nasil dogarsa öyle ölmeli kafasindalar.

    aksi oldugunda yani bir yazarin atiyorum iki sene arayla yazdigi entry arasinda bir fark oldugunda da seni "döneklik" ile itham ediyorlar. lan!?

    üniversite okudugum yillarda gercekten eglenceli geliyordu burada, bu tarz yazarlarla didismek, ugrasmak. ama artik türkiye cumhuriyetinde yasayan insanlardan nasil bezdim anlatamam. bu yüzden ülke degistirdim. kafam o kadar rahat ki. sifirdan icerisinde böyle cehalete bulanmis insanlarin olmadigi, tamamen bilincli bir sekilde yepyeni bir cevre kurdum kendime.

    bu üc sene icerisinde beni ülke insaniyla itelisim kurmak durumunda birakan tek platform burasi. aliskanliklarimi devam ettirmek adina yazarligimi sonlandirmiyorum. bir yandan da bu cok güzel günlerini bildigim sözlügü ici cürümüs insanlara birakmak istemiyorum. ama burada yazilan cizilenler bile sinirlerini hoplatmaya yetiyor zaman zaman.

    artik klasiklesen "mac günleri sözlük hic cekilmiyor" cümlesini okumaktan da yazmaktan da biktim. nick altlarina mümkün oldugunda olumsuz seyler yazmamaya calisiyorum ama bazi isimler gercekten göze fazlasiyla batiyor.

    öyle insanlar var ki bu güruh icerisinde, bu yasa nasil gelmisler, nasil meslek sahibi olabilmisler anlayamiyorum.

    isin üzücü tarafi bunlar evlenip cocuk da yapacaklar ve bir sonraki nesillerin gelecegi de bunlarin cocuklarinin dar görüsleri sebebiyle ipotek altina alinmis olacak.

    aci ama sözlükte cahil kesim alip basini öyle yerlere gitmis, öyle cogalmis ki; elestiri nedir? hakaret nedir? ayrimini yapamayan insanlar var.

    cok ilginc degil mi?

    edit: mesajla "isine gelmiyorsa girme sözlüge" yazan mi dersin, entry yazip cevap vermene firsat vermeden engelleyen mi dersin :d sözlük boy boy oturmamis karakter kayniyor :d
  • 504
    aralarında kendini zeki sanan irrite edici insanlar var ne yazık ki ve kendilerini diğer insanlardan üst düzeyde görmekten hiç ama hiç sakınca duymuyorlar.

    mesela örnek olarak bir entry alacağım: (bkz: #2300485)

    "türk insanının vizyonsuzluğu". evet bi sen akıllısın beyefendi geri kalan hepimiz gerizekalıyız.

    hatta diğer gerizekalı kulüpleri de örnek vereyim bak senin için:

    23 aralık 2011'de atletico madrid teknik direktörü kovuldu. sezon ortasında. yerine gelen isim diego simeone ve gerisini biliyorsunuz.
    4 ocak 2016'da real madrid rafa benitez'i kovdu. sezon ortasında. yerine gelen isim zinedine zidane. dünya tarihinde hiç bir takımın yapamadığını yapıp 2 kez üst üste şampiyonlar ligi aldılar. zidane benitezden daha iyi bir taktisyen, daha tecrübeli bir td olduğu için mi ? yoksa apaçık igor tudor ve galatasaray arasında yaşanan kan uyuşmazlığının benzerliğinden dolayı mı ?

    lafı uzatmadan, aklımda onlarca örnek varken kısa kesiyorum; o çok hayran olduğun üstün alman disiplininden de örnek vereyim ama. bundesliga bu sene en çok teknik direktör kovan liglerden.
    ancelotti daha 6 veya 7. haftalarda kovuldu ve yerine jupp heynces geldi.
    peter bosz dortmund'dan geçen hafta kovuldu ve herkes tarafından geç kalınmış bir hamle olarak yorumlandı.
    takımını bundesligaya yükselten avrupa liginde oynatan teknik direktör kölnden gönderildi.
    leicester'ın ve gol dahi atamayan cristal palace'ın durumu ortada.

    sözlükte cahiliyet, kabalık, hakaret ve bunun gibi kötü olaylar yok mu? elbette var. hatta çok yaygın. kimin tarafını tuttuğu önemsiz. sözlüğün yarısı engelli listemde. hatta burda absürd olaylardan sonra hep paylaştığım bir görsel var: https://i.hizliresim.com/GyaORy.jpg

    şimdi bu görsele ve yazdığınız "ortadoğu zihniyeti ıyyy" deyimine iyice dönüp bakın. aslında bu nefret ettiğiniz, sizi sözlükten soğutan; galatasaray sözlük başlığına gidip sadece kötü olayları gündeme getiren, sürekli yazarları ve bu sözlüğü eleştiren yazılar yazıp tek kelime öneri yapmayan, doğrusunu göstermeyen ama oturduğu yerden "tu kaka" yapan yazarlar aslında sizsiniz. nefret ettiğiniz kişilere dönüşmüş durumdasınız.

    igor tudor'u medya eziyor, teknik direktörüne sahip çık diyorsunuz eyvallah, sonra dursun özbek hakkında caps yapıp dalga geçiyorsunuz medyaya kendi elinizle malzeme veriyorsunuz. e teknik direktörümüze laf söylemeyelim, sahip çıkalım da başkanımıza da laf söylemeyelim o zaman senin mantığınla, aksi halde ikiyüzlü değil miyiz? işte asıl nefret ettiğiniz ortadoğu zihniyeti budur.
  • 505
    içinde galatasaray'ı hayatının merkezine koyan da, uyanır uyanmaz aklına ilk galatasaray'la ilgili bir şey gelen de, galatasaray kaybettiğinde iştahı kaçan da, galatasaray kaybettiğinde uyuyamayan da vardır. galatasaray'ı öncelikler sırasında 1. sıraya koyan da vardır.

    bu durum da kimseyi ilgilendirmez. size ne la milletin neye ne kadar değer verdiğinden? herkes sizin gibi dünyayı kurtarmıyor oğlum demek ki. adam da bu hayatta galatasaray'a tutunuyor yani.

    şu sözlükte benim de hoşuma gitmeyen entryler oluyor tabii de şu ''bu işi hayatınızın merkezin koymayın yaa'' temalı entryler kadar içi boş, anlamsız entryleri şöyle okuyorum direkt: https://pbs.twimg.com/media/DDpv0iyXoAE7c4V.jpg
  • 506
    an itibariyle galatasaray'a teknik direktör bulmak için harıl harıl çalışan insanlar topluluğu.

    baktım ki, kimler var kimler...
    okan buruk
    ersun yanal
    mustafa denizli
    didier drogba
    harry kewell
    cristoph daum
    michel preud'homme
    ismail atalan
    paul le guen
    gheorghe hagi
    sleven bilic
    yılmaz vural
    saffet susic
    frank de boer
    jürgen klinsman
    thomas tuchel
    marcelo bielsa
    mustafa reşit akçay
    louis van gaal
    giovanni trapattoni
    vahid halilodzic

    bonus;
    ibrahim abi
    sinaydiriynan

    dursun sözlük okusa ve bunların içinden birini alsa kesin kes yani galiba ibrahim abi'yi alır. içlerinde en mantıklı seçim sinaydiriynan. en azından takımı sözlükten yaparız. en azından maç sonrası sakin geçer.
  • 508
    maalesef büyük çoğunluğu yerleşmiş fikirlerinden kurtulamayan insanlardır. sayılarla desteklemek, görüntülerle kanıtlamak falan nafile, sadece bir süre susturmak mümkün. ardından ilk fırsatta kabuklarından çıkıp bomboş fikirlerini paylaşıyorlar. hele bir de üstte hafif eleştiriler varsa araya kamufle olacaklarını düşünerek anlamsızca şeyler yazıyorlar gözlemlediğim kadarıyla. ne diyelim, umarım daha bilinçli yazarlar görürüz aramızda.
  • 509
    içlerinde sadece olumsuz entry girmek üzerine misyonu olan kişiler var maalesef. aslında çok güzel yazarlardır. birçok konuda birçok farklı düşünceyi bir arada bulunduruyor ve hali hazırda güzel bir ortam yaratılıyor bana göre. ancak bazı kişilerin tek derdi olumsuz gördüğü bir şeyi söyleyebilmek. bakın bu çok güzel bir durum, kendi düşüncesine göre yanlış olanı ve hata edildiğini gerekli argümanları ile birlikte sunmak sözlüğe çeşitlilik katıyor. ancak sadece bu durum olumsuz olarak yansıyınca en azından benim gözüme batıyor. bilmiyorum bu durum belki de sadece bana böyle geliyordur, sadece yazmak istedim.

    diyelim bir maçı oldukça iyi bir şekilde oynayarak 3-0 kazanmış olalım. maç boyunca çok fazla pozisyon vermeden baskılı bir şekilde oynayıp, oldukça fazla gol pozisyonuna girip kazandığımız maçta 1 ya da 2 oyuncu çok da gününde olmasın. ancak kalan 9 kişi gerekeni layığı ile yapsın ve bize maçı aldırsın. tabi ki bu iki kişi hakkında yeterli olmadığı ya da kötü bir performans sergilediği söylenecek ancak bu maç sadece bu adama entry girip, haftaya yine kazanıp da kötü olan oyuncuya '' ben demiştim, galatasaray seviyesinde değil, çok sırıtıyor, topçu mopçu değil abi'' tarzında entry girilince hoş olmuyor sanki. gayet iyi bir performans sergileyen oyuncunun takdir edildiği entry çok fazla olmuyor bazı yazarlar tarafından, bu ne kadar doğru bilemiyorum. hakikaten sadece olumsuz olan bir şey için mi yazı yazılacak? küçük çaplı bir ekşisözlük olma yolunda ilerleniyor. derdim bir sataşma ya da laf sokma filan değil. ne haddime yanlış anlaşılmasın... sadece gözlemlediğim bir durumu söylemek istedim. tabi ki isteyen istediği konuda konuşabilir ancak sadece olumsuz bir konuda negatif bir entry girmek de bir misyon olmamalı bence...
  • 510
    bazıları çok gergin olduğundan ve içindeki pisliği buraya kustuğundan özellikle maç akşamları sözlüğe girmemeye çalışıyorum. ertesi sabah usul usul görüşlerimi yazıyorum. hala psikopat gibi gelip entry'ye cevap niteliğinde yazanlar var. moderasyonun da cevap niteliğinde entry'lere yeterince kati davranmadığını düşünüyorum. ergen gibi gelip okuduğu entry'nin altına "biz de böyle böyle yapıyoruz ama şunu şöyle göremedik" vb. yazan adamlara prim vermemek lazım. adam bariz bir önceki entry'ye sinirlenmiş, tuhaf bir girişle yazısına başlıyor ama kural boşluğundan faydalandığı için entry'si silinmiyor. burası sözlük, neye sinirlendiysen git ona reaksiyon ver. içindeki bastırılmış duyguları ya da ezikliği burada derdi galatasaray olan ve kurallar dahilinde görüşlerini yazan efendi insanlardan çıkarma.
  • 513
    alex telles başlığını görünce kimseyi sen böylesin şöylesin demeden bir iki cümle yazmak istiyorum. beğenmediğin bir oyuncuyu kötü oyuncu olduğunu düşünmek büyük yanlış buna göre herkes yorumda bulunmalı diye düşünüyorum.

    mesela ben beklerimi sert, hızlı, güçlü, tekniği çok iyi olmasa da olur olan futbolcuları seviyorum. örnek vermek gerekirse hakan ünsal'ı ergün penbe'ye, sebastien perez'i capone'ye tercih ederim. bu benim tercihim bu diğer oyuncuları kötü oyuncu yapmaz. tercih meselesi.

    yani telles falan benim begendiğim oyuncu tipinde degil ama kötü bir oyuncu mu asla.

    olayı sadece bekler üzerinden düşünmeyebilirsiniz.
  • 514
    galatasaray taraftarı, yazarlar, kardeşlerim...
    gözlerinizin içinde kalbimde yeşermesine izin vermediğim ümitsizliği görüyorum. gün gelir galatasaray taraftarı cesaretini yitirebilir, takımına sırt çevirebilir ve tüm kardeşlik bağlarını koparabilir ama bugün, o gün değil. akbilin zaferi ve harap olmuş tribünler bekler galatasaray'ın çöküşünü ama bugün, o gün değil. bugün savaşacağız.

    bu dünyadaki tüm sevdikleriniz adına sizlere inanmanızı emrediyorum galatasaray sözlük halkı!
  • 516
    yaklaşık 10 gündür entry girmiyordum. 15 nisan 2018 galatasaray başakşehir maçından 1 gece evvel 2 serum yedim. tam iyileşmeden maçı izlemeye gittim. çok terledim, halsizdim ama takımı sonuna kadar destekledim. anlatmak istediğim olay şu; galatasaray sözlük yazarları haliyle aynı zamanda galatasaray taraftarıdır. ben bu sözlüğe girdiğimde artık insanların olumsuz yorumlarını okumaktan sıkıldım. yani hemen hemen her konuda sürekli bir olumsuz pompalanıyor. çok açık söylüyorum artık buraya yazmak içimden gelmiyor. he diyeceksiniz ki "yazmazsan yazma lan." benim buraya yazıp yazmamam hiç problem değil. ben bir durum fotoğrafı çekmek ve 23 yıldır maçlara giden bir kardeşiniz olarak uyarmak istiyorum. böyle en ufak şeylerde olumsuzluğa kapılırsanız, iyi şeyleri göremezsiniz. iki örnek verip entry'i bitireceğim. sinan gümüş ve donk hepimizin sonuna kadar eleştirdiği futbolculardı ama 2017-2018 sezonunun ikinci yarısında gösterdikleri performans ortada... yani kimin ne vereceği futbolda hiç belli olmuyor. o yüzden bence bu kadar olumsuz olmaya gerek yok. iyi düşünelim, iyi olsun... kendinize çok iyi bakın.
  • 518
    içerisinde 2018-2019 futbol sezonunda ağustos 2018 - mayıs 2019 arası dönemde sözlüğe;

    “goooomisssssssssss attıııııııı”

    “roooodriiiiiiigueeeessss”

    “ciguliiiiiii”

    “donk the fakir pogbası”

    “imparatoooorrr”

    gibi entryler girecek olup şimdi ise önüne gelen futbolcuyu satma, hiçbir şeyi beğenmeme yarışına girmiş örnekleri mevcut olandır.
  • 519
    iki yüzlüdür ve herşeyde ortalığı yangın yerine çevirmekte üstüne yoktur. ama şunu unutmaktadır.

    (bkz: keep calm there is fatih terim.)

    1- yuto alındı. bonservisi fazla bulundu ama sol bek mevkiinde tutmuş birisi için verilen bu bonservisi fazla bulmak yanlış bence.
    2- donk ile sözleşme imzalandı. maaş fazla bulundu. maaşı ben de fazla buldum ama bu durumda yönetimin eli kolu bağlı. çünkü donk ile imzalanmasa, başkasını transfer etme gerekliliği doğacaktı. bu şartlarda da bu mümkün değil.
    3- henry transfer edildi. bir kısım sevinirken, diğer kısım veryansın etti.
    4- berke ve barış'ın ezeli rakibe transferi. bu transfer sonrası önümüz 10 yıl bütün şampiyonlukları rakibe vermiş olduk. helal olsun herkese.
  • 520
    bazıları takımın vasat veya gönderilmesi arzu edilen bir oyuncusuna makul bir teklif geldiğiyle ilgili bir haber çıktığında yorumları art arda patlatırlar:
    "üstüne biz para verelim ehehe"
    "sat gitsin, sat sat sat video linki"
    "bu çöpü almak isteyecek kadar enayi olduklarına inanmıyorum"
    "bedavaya iteleyelim, en azından maaşından kurtulmuş oluruz" vesaire, vesaire

    aralarından bazıları gs oyuncularının piyasa değerini düşürmeye ant içmişçesine hey oyuncu hakkında bu tek satırlık değerli yorumlarını sıralayıp duruyorlar. güncel örnekler: cavanda, carole

    bu arkadaşlardan ricam, oyuncu hakkında orijinal bir analiz, bilgi paylaşmayacaklarsa lütfen klavyelerine hakim olup en azından transfer döneminde oyuncular hakkında olumsuz algı oluşmasına katkı sağlamamaları.

    bjk taraftarları kendi oyuncularına değer verme konusunda genellikle daha iyiler. tiner etkisindeymişçesine "oğuzhan 50 milyon len" yazanları örnek alalım demiyorum ama bu konuda bir denge yakalamamız lazım.
  • 521
    sezona net bir santraforla başlamamamız nedeniyle eski günlere dönmüştür. dünden beri sözlüğün halini gördükçe aklıma umut ve burak'la başladığımız sezon geliyor. herkes bir anda scout kesilmişti sözlükte. dünya üzerindeki her forvet burak ve umut'tan iyidir mottosu ile videolarında bile kötü olan, alt liglerde yada pek izlenmeyen liglerde oynayan adamlara güzelleme yapıp keşfedemeyen yönetime ağır giydiriyorlardı. sözlükte şuan ona benzer bir hava ufak ufak oluşmaya başladı. tek eksik mls liginin yüksek tempolu olduğunu türkiye liginden daha zor olduğunu, çoğu avrupa liginden de daha kaliteli olduğunu iddia eden yazarlarımız. yakında onların da yolu düşer buraya.

    forvetsiz kalmak hepimizin ciğerini yaktı. ama artık toparlanıp önümüzdeki maçlara konsantre olmalıyız.
  • 525
    herkes için demiyorum ama kaybedilen maç sonrası sözlüğün hali olayına bi iki lafım var.

    öncelikle 19 ekim 2018 galatasaray bursaspor maçı ile sadece 2 puan kaybettik ile demek istiyorum. bu işin bilgi tarafı. yorum tarafı ise; bir kitle var ki beyler siz cildirmissiniz demek istiyorum.
    oncelikle kadrodaki sayısız oyunculara hiç kötü oynama haklari yokmuş gibi kötü oynadıkları maçlar sonrasi bitik, bir şey olmaz yorumlarınıza kusura bakmazsaniz mabadimla gülüyorum. futbol ulan bu gerçek hayat yani belli oyundaki gibi değil.

    fm oynasan ilk yarıda 10 dakika içinde 3 oyuncun sakatlansa oyunu kapatırsın bu ne saçmalık diye. gerçek hayattan kopuyorsunuz cidden. takımda avrupalı tek oyuncumuz var linnes o da türkiye'ye 3 saat uzaklıkta uçakla. geri kalan tüm oyuncular kıta degistiryor. sen 10 saat otobüs ile uzun yol cekemiyorsun adam onu uçakla çekiyor. yorgunluk gayet doğal.

    2012 2013 sezonu şampiyonlar ligi maçı öncesi bir cuma günü arena'da karabüke 1-3 kaybettik. sonuç? hangimizin aklına geliyor o sezondan bahsedilince bu maç?

    he bir de her puan kaybından sonra mustafa cengiz ve abdurrahim albayrak'a sallanıyor. anladık aq forvet almadılar anladık adamlar cikti kabul de etti hatalarini. bin kere demenize gerek yok.

    biraz kendinize gelin. simülasyon içinde dgiliz. hayatın ta icindeyiz. moderasyon bilmiyorum nasıl bir yöntem bulur ama bu tür kaliteyi düşüren entry ile ilgili bir eylemi olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın