• 2352
    yazarlarının gördükleri rüyaları anlatmaya pek meraklı oldukları oluşum. hayır anlamadım şu okan bayülgenin medya arkasında sürekli takıldığı, rüya tabirleri temalı programdaki kadın gibi bir moderatör mü var aramızda anlamadım. varsa bilelim bizde anlatalım rüyalarımızı bi tabiri neymiş öğrenelim nondayı gördük mü bereket, linderoth'u gördük mü başımıza iş mi gelecek bunları bilmek önemli.

    not: iş bu entry en son rüya entry girildikten bir süre sonra atılmıştır ki kimse üstüne alınmasın dargınlık kırgınlık olmasın.
  • 2357
    her hangi bir yazarın kendi uslubunca yazdığı entry ile başkalarını tahrik ettiği tezinin, "dekolte giyinen kadınlar tahrik ediyor, taciz veya tecavüz edilmesi müstahaktır" diyen ilkel düşünce ile aynı paralelede olduğunu algılayamayanların olduğu sözlüktür.

    dekolte giyinen bir hanımefendiyi taciz etmek yerine ya nefsini tahrik olmayacak kadar terbiye edeceksin ya da gidip bilmemnereni kökünden kestireceksin kardeşim. başka türlü "insan" olamazsın. yok öyle mini etek gördüm saldırayım demek. sen nefsini terbiye edemez ve insan olamazsan "hukuk" gereğini yapar.
  • 2361
    dokunulmazları olan sözlüktür, mesela arda-elano-sözlük üçgenine ettiğiniz en ufak lafta sizi hemencecik yakalar basarlar eksileri. anlamadığım olmasını,gerçekleşmesini istediğim devrimin en büyük istekçilerinden biriyim, isteyen blog yazılarımı-twitter hesabımı okuyabilir bunu anlamak için fakat arda hakkında en ufak eleştiride bulununca yiyorsunuz ofsaytı. hayır arkadaşım biz sahip olduğumuz tüm değerleri bu şekilde putlaştırıp yok etmiyomuyuz, can yücel'e selam ediyorum söylediği "bizim memlekette göte göt derler" sözü için. söylediğimiz neyse gördüğümüz de o dur. arda kitap okumalı diyoruz türlü mesajla karşılaşıyoruz, ironi yapmak için mahalledeki amca sözleriyle imparator olsa böyle olmazdık diyoruz bu sefer kendi başlığımızın altında hakaret yiyoruz. tek tip yazar mı yetiştirmek istiyoruz amaç o mu, dos santos geldiğinde biraz sabır göstermeliyiz demiştim anketinho-fos santos esprileri dönerken smt ye sorabilirsiniz. ayrıca franchi de bilir elano'yu ne çok sevdiğimi, ama seviyoruz diye eleştiremeyecek miyiz be bilader. burada herkes kendi hür iradesiyle bir şey söyleyecekse ya da daha doğrusu burası paylaşıma dayalı altını çizerek söylüyorum galatasaraylı olmaya dayalı bir siteyse niye tek tipleştirme yoluna gidiyoruz. "kral çıplak" diyemiyoruz.

    burada "hakan ünsal haklı" diyecek adama da ihtiyaç vardır "ı love you frank rijkaard" diyecek adama da maç boyu sen varya sen söyleyen adama da ihtiyaç vardır. futbolda ya da ölçülemeyen diğer her şeyde sevmek için ayırt edicek bir kıstas var mıdır. mesela baba oğluna sevgisini göstermez anneye nazaran burada baba oğlunu sevmiyor demek midir. ya da burada okuduğum güzel bir entry vardı "karaya kara değil dersen ak demiş sayılırsın" gibi bir şeydi. hakikaten öyle, eleştirilen adama-olaya biz iyi değil demiyoruz ki sadece istediğimiz gibi değil diyoruz. ancak bazı yazar kardeşlerim "taraf olmazsan bertaraf olursun" gibi bir mantık güdüyorlar.

    e herkes tek tip düşünecekse kapatalım ki sözlüğü, silelim tüm entryleri sadece başlıkların altına güzel afili birer cümle yazalım öyle kalsınlar,ne de olsa hepimiz aynı şeyi düşünmüyormuyuz. bugün bir kardeşimiz cana'yı beğenmemiş, beğenmiyor olabilir tırnak içinde söylüyorum benim için yılın transferi olabilir cana, ancak cana kötü dedi diye de itin götüne sokulmaz biri. ha naptım gittim okudum eski entrylerini yönetimi pek sevmeyen bir arkadaşımızmış, normaldir dedim böylelerine de ihtiyaç var çok seslilik açısından,diktatörlük değil ya burası. o bir şey yazacak sen hııı diyeceksin, sen bir tanım bir düşünce gireceksin o hımm diyecek. ama o bir şey yazsın ben ona sataşayım, hakaret edeyim, angut diyeyim, ben yazayım herkesin huyuna gideyim gibi düşünce olmaz.

    bu tip çok sesliliği azaltma, bastırma ve bizzat nick altına ya da mesajla yapılan hakaret-sataşma olayları canımı çok sıkmaya başladı zira, insanı soğutuyor sözlükten. ben buraya bir şeyler vermeye, benden iyi bilenlerden de bir şeyler almaya geliyorum, sinir bozmaya değil. ha kapı orda derseniz de saygı duyarım, okur olarak uzaktan takip ederim. amacım bir çeşit şu bu değil sadece canımı sıkan bir olayı belirtmekti, yalnız olmadığımı düşünüyorum üstelik.
  • 2362
    hala yazarlarin neyin neden elestirildigini anlamadiklari sozluktur.

    hala yok insanlar elestiriliyor, yok sozlugun kutsallari var, lolololalallala

    jupp gecende bir rijkaard elestirisi yazdi. uzunca bir entry hatta mutlaka okumalisiniz diye bkz de vereyim: (bkz: #438565) hatta ibretle bakiniz.

    ornek vermemin sebebi rijkaard elestirilmez, elano'ya laf soylenmez diye bir sey yok. herkes elestirilecek. ama argumanla geleceksiniz.
    cana icin tartismasiz baris'tan daha kazma demeyeceksin. o entryde aciklayacaksin neden oyle oldugunu. elano'ya sadece gitsin yazmayacaksin aciklayacaksin neden gitmek istedigini. anca o zaman kaale alirim elestirini. yoksa oturdugun yerden onu gonder bunu getir, sonra laf yiyince agla; hayat boyle degil.

    elestirilenler de elestirdikleri icin degil; argumanlarinin icini doldurmadiklari icin elestiriliyorlar ve bundan sonra da elestirilecekler.

    yazar olmak isteyen 4. nesiller keske bunu okusa da sozlugun asil cogunlugunun tepkisinin neye oldugunu anlasa ve boyle davranislardan kacinsa.
  • 2363
    bir futbolcunun, yöneticinin başlığı altına "seviyorum abi elimde değil" "çocuğumu keserim işkembesini mahalleye dağıtırım bu adam giderse" yazınca herhangi bir eleştiri almazsınız. kullanıcı adınızın başlığına 30 tane giri yazılmaz mesela. ama gidip de "ben bu adamı sevmedim gitsin" yazınca o 30 giri meselesi gerçekleşir işte. nitelik söz konusu ise ikisi de aynı bok. peki verilen tepkiler neden farklı? neden eleştirmek için düzgün argümanlar kullanılması gerekirken sevgiyi gösterirken aynı şeyler söylenmiyor yada diğerine gösterilen tepkinin yanında kısır bir tepki oluşuyor?

    hımm. çözdüm sanırım. sevgi her şeydir. bizi de böyle biyittiler zaten. tişikkirlir sipirmin.
    edit: eleştirmek terimini tek taraflı (kötü eleştiri) olarak kullanmışım. affedin.
  • 2365
    hala bazı şeylerin saçma sapan şekilde savunulmaya çalışıldığı sözlük. şimdi ne yazsak cevap niteliğinde olacak. hayır, kelimelerde kifayetsiz ve komik. kardeşim; adam cana için barış'tan daha kazma demiş. ben anladım mesela ne demek istediğini. sen anlamamışsan o senin problemin. kazma ulan kazma işte. barıştan daha kazma. nesinin altını dolduracak bu adam. la havle.. hele lince konu olan ikinci entryisini anlamamak için ne olmak gerekir, adını bile koyamıyorum. "adnan polat'ın fenerbahçe'ye hediye edebileceği futbolcu." anlamadınmı sen şimdi bunu. adam şüphelerini, galatasaray'ın transfer politikasını (bunu da açayım mı şimdi anlayasın diye. sakatlık, maç başı ücret, maliyeti düşük transferler yapma), adnan bey'in son zamanlarda fenerbahçe başkanına sergilediği yakınlığı falan fişmekanı ana okulu çocuğuna anlatır gibi mi anlatsın sana.

    ayrıca yukarıda örnek te verdik. bir hanımefendi dekolte kıyafetle sokakta salınır. hatta iç çamaşırısız yani altını üstünü doldurmadan salınır. senin yapabileceğin iki şey var. ya yutkunacaksın, ya da avuçlarını göğe doğru açıp "tanrım verdiğin nimetler için binlerce şükürler olsun" diyerek yoluna devam edeceksin. hanımefendi altını üstünü doldurmadı diye taksimin yılbaşı tacizcileri gibi, gidip hanımefendiyi elle, dille, gözle, sözle taciz edemezsin. yoksa etmeyi hakmı görüyorsun kendinde bilemedim şimdi ama yeri gelmişken öğren, kuralı hukuk koyar. sen içinden geldiği gibi davranamazsın.

    neyse konumuz şu;
    her hangi bir başlık altında beğenmediğin bir entry için,

    -aynı başlık altında cevap entryisi yazabilirmisin?
    evet
    -yazarına pm atıp "baboş olmamış" mealinde döşenebilirmisin?
    evet
    -galatasaray sözlük başlığı altına gidip, sözlüğümüz şöyle böyle diye yağıp esebilirmisin?
    evet
    -moderasyona ulaşıp hoşnutsuzluğunu bildirerek gereğinin yapılmasını rica edebilirmisin?
    evet

    eeee.. daha ne halt etmeye adamın nick'inin altına girip trol mrol diye kendin gibilere davetiye çıkararak adamı linç etmeye çalışıyorsun. yakışıyor mu? moderasyon diye bir şey var kurallar konusunda insiyatif koyabilecek. sen kimsin de sözlükte linç kültürünü gelenekselleştirmeye çalışıyorsun.

    sonra neden benim kuralım bu, herkes uymak zorundadır faşizmi! bi darbe ski çıkardınız sözlükte yemedik. arkasından dil bilmem ne timi dalgası uydurdunuz yutmadık. bıkmadınız lan kurşun askercilikten. sözlüğe iyilik yaptığını düşünüyorsun değil mi? bu yaptıklarınla kaç kişinin bu sözlükten uzaklaştığını ve kaç kişinin yazmaktan imtina ettiğinin farkındamısın!

    son olarak;
    bu güruh çaktırmadan kendine isim koyma yolunda. yemezler. bozarım oyununuzu. öyle kendine isim koymaya çalışmakla olmaz bu işler. kendi kendine koymaya çalıştığın isimle yaşatmam. öyle bir isim koyarım ki, sonsuza kadar o isimle yaşamak zorunda kalırsın.

    hadi kal sağlıcakla..
  • 2366
    dün gece bir hışımla yazarken bir konuyu unutmuşum, elbette beğenmiyorum derken gerekli argümanı belirtmeli o insanlar. atıyorum x futbolcu şöyle derken niye öyle olduğunu belirtmeli.ancak burda bir parantez açmak istiyorum " x çok kazma" entrysine niteliksiz deniliyor saldırılıyor fakat" ardanın ta.ağını yiyim" yazınca acayip nitelikli oluyor, niye yiyorsun arkadaşım onu da yaz bize, ardanın billurları mı çok nitelikli?

    sözlüğün "asil" çoğunluğu diye de bir şey peyda olmuş bu arada. elbette eleştirirken gerekli argümanlarda bulunuyoruz gördüklerimizi yazıyoruz. arda geçenlerde röportajda giden keita ve elano dahil demiş .e elano giderse eyvallah ama gitmediği takdirde arda bir anlatım bozukluğu yapmış olmuyor mu? oluyor değil mi. işte bunu örnek gösterip kitap okumalı diyoruz herifin biri geliyor nickimin başlığının altına entry numarası verip "emrin olur örtmenim" yazıyor. eleştiriyse eleştiri, argüman göstermekse buyrun argüman ama gelin görün ki "asil" üyeler her şeyi kendilerinde haklı görüyor. bir başkası diğer bir olayda gelip angut da bir kuştur diyor kendi başlığının altına.

    (#440096) no lu entryde de açıkça belirtilmiş bu nick altına yazma mevzu, eğer sen hoşnut olmadığın bir şey görürsen bak orda mesaj tuşu koymuşlar, geçen yazdım bedava olan beyinlerini taşımayanlar var diye, yapma arkadaşım taşı işte oraya o konduysa gel benle konuş bende derdimi anlatayım sende anlat ama apaçık angut yazarsan çok ciddi şekilde düşman kazanırsın; kin tutar o adam sana.
  • 2372
    turkiye saatiyle sabaha karsi, bendenizin de icinde bulundugu abd saatiyle gece vaktinde kilin kipirdamadigi sozluktur. kendimiz yaziyoruz, kendimiz okuyoruz resmen. bakiyorum eksisine, incisine, millet fasikul fasikul ilerliyor bu saatlerde bile, bizde bir saattir abartmiyorum 10 tane entry yok.

    yok mudur arkadas soyle ayni kitadan renktaslar? ılla mecbur mu edeceksiniz beni is vakti sozlukte kaytarmaya?
  • 2373
    her ne kadar futbolu seven birisi olsam da sayesinde daha da futbola sevgi beslememe neden olan sözlüktür. sayesinde futbolu daha çok takip edip, tvden maçları kaçırmaz oldum. özellikle tarihte bugün olayına girdiğimden beri çok şey öğrendim, her ne kadar okumayı sevmesem de okur oldum, hatırlamadığım şeyleri hatırlar oldum. şimdilerde futbola olan bakış açım daha da bir genişledi. okudukça, öğrendikçe ve hatırladıkça kendimi 31 çeken ergen gibi mutlu hissettim. her ne kadar ondan sonra yaşanan pişmanlık olsa da, bunda bir pişmanlık yaşamadım. daha çok öğrenmek ve hatırlamak istiyorum. kütüphaneye ayda yılda bir girene birisi olarak futbol hakkındaki tüm kitapları araştırmak ve okumak istiyorum*.

    önceden babam nereden boktan püsürden lig varsa izlerdi hatta o zamanlar oturduğumuz evin arka tarafında libadiye spor kulübü vardı ve pazar günleri çekişmeli maçlar olurdu onları bile izlerdi. bende annem gibi homurdanırdım “ya baba çizgi film var”, “baba bu sıcakta maç mı izlenir” diye. ama şimdi kendisine hak veriyorum ve artık bende izliyorum o boktan püsür ligleri*.

    mesleğim gereği sürekli kağıt, kalem taşımam gerektiği halde taşımam. ama aklıma anı, futbolcu ve maçlarla ilgili bilgi gelebilir diye kağıt kalem taşır oldum. otobüste, vapurda kağıt kalem elimde notlar tuttum. geceleri rüyalarıma bile girdin lan. ki genç birisi olarak rüyama başka şeyler girmesi gerekiyordu. rüyalarımı bile meşgul eder oldu.

    hatta geçenlerde rüyalarıma güzel bir “karı” girdi. millet “pul koleksiyonunu” göstermek bahanesiyle “karı”yı eve atar ben “maç bileti koleksiyonumu” göstereceğim bahanesiyle eve atıyorum*. neyse eve girdiğimizde soğuk bir içecek açıyorum ve “karı” ile futbol konuşuyorum. 3-5-2, 4-4-2 gibi taktiklerden bahsediyorum. arkadaş ne taktiği yumulsana. ama yok yumulmuyorum, yumulamıyorum. varsa yoksa elano, arda, servetten bahsediyorum. sözlükten bahsediyorum referansın olayım yaz diyorum. işin garibi de “karı” da bana ses etmiyor. o da bana rijkaard dan bahsediyor, harry kewell ın yakışıklılığından, karizmasından bahsediyor. ee tabi sonuçta kadın, futbolda bile ilgi çeken yerleri benim gibi olmuyor. neyse rüya bitiyor ve sabah kalkıp işe gidiyorum.

    *

    sadece şu pes, fm ve cm olayını çözemiyorum. oynamıyorum ve dilinden de anlamıyorum. ama sözlük sağolsun bunu da yakında halledecek diye umut ediyorum. zaten bu gidişle bende play station alıp sabahlara kadar oynayacağım. işte siz o zaman görün bu dil nasıl konuşulur, ele nasıl verilir, yetenek nasıl keşfedilir. hatta iddia ediyorum o zaman 20.000 entrynin dibine vurmazsam adam değilim.

    şimdilik sadece ilgimi futbol çekiyor. zaten diğer branşlardan anlamıyorum hem de sevmiyorum. aslında iyi ki de sadece futbol çekiyor. düşünsenize diğer branşlardan da yazmaya başladığımı. buradan sözlük modlarına sesleniyorum engelleyin lan beni futboldan başka bir şey yazmayayım.

    bana göre tek eksi yanı ekonomiktir. şöyle ki; futbola aç ve doymak bilmeyen birisine döndüğüm için, paramı kombinelere, maç biletlerine, dolaylı olarak yol, yemek, sigara ve biraya, belki ileride digitürk e, d-smart a, store lara bırakmama neden olacaktır. hatta olmaya da başlamıştır. bu sene kombine almak istiyrodum ama sözlükteki kardeşlerim ve ağabeylerim sayesinde bu konuda kendi kendime net bir tavır alarak “alacaksın lan” diyerek kombine aldım. a.q. ben parayı seven birisiyim lan. sözlüğün bana atmış olduğu en büyük kazık ta budur.

    ayrıca aile bağlarına olan etkisi de bana göre olumsuzdur. kendimden biçiyorum, hanım bu işe iyice bozulmaya başladı. halbuki beni centilmen, fair play ruhlu, duygusal birisi zannediyordu. şimdilerde “sen böyle değildin” diyor. nasıl demesin lan. bana “sinemaya, tiyatroya gidelim” diyor, ben “öküz alırız o paraya” der gibi “maça gideriz” diyorum. ve sürekli galatasaray ile ilgili bir t-shirt le dolaşmama iyice ayar oldu. “çocuk musun” diye azarlıyor beni. neyse bunlar böyle devam eder.

    işin özü şu; seviyorum lan ben burayı. beni araştırmaya, miskinlikten kurtarıp bir şeyler öğrenmeye teşvik ettiği için. en basitinden leblebi gibi beynimde meğer neler varmış da bana onları hatırlattığı için.

    (bkz: şimdi hanım düşünsün)
App Store'dan indirin Google Play'den alın