• 16976
    fatih terim inadı başlığına yazdığım bence güzel bir entry aylar yıllar sonra başlıktaki tüm entryler ile birlikte silinmiş. sebebi fatih terim başlığında incelenmesi olarak verilmiş. bunu yıllar sonra mi fark ediyor moderasyon?

    ben sözlükte çok eski yazılmış entryleri okumayı seven biriyim. hatta kendimi bir yazardan çok okur olarak tanımlarım. güzel entryler göremediğimi düşünüp uzun uzun okumayı daha çok seviyorum. geçmişe yönelik yapılan bu başlık silmelerin ne manaya geldiğini gerçekten anlamadım.
  • 16977
    3 farklı üniversite bölümü, 3 farklı bilgisayar labaratuarı, 3 farklı iş yeri, 3 farklı ev ve 2 farklı nöbet yerinde nöbet girmişliğim bulunan sözlük. bunlar hayatımın bir bölümüne ev sahipliği yapan mekanlar. arada entry girdiğimiz sayısız yer de cabası.

    cihaz olarak 3 farklı cep telefonundan sonra nihayet 3. bilgisayarı da gördü.

    şakası bir tarafa işin, yıllar geçiyor hatta belki de ömür gelip geçiyor. her şey değişiyor. değişmeyen birkaç şeyden en birincisi burası oluyor.

    nereye kadar gideriz bilinmez. iyi mi kötü mü o da belli değil ama bir kader ortaklığı inatla devam etmekte...

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
  • 16981
    muhtelif siyasi başlıklardaki entryler görülünce eski hali özlenen oluşum. toplumun dönüşümünün de güzel bir özeti. soykırıma ses çıkarmada penaltı çalınma şerhinin düşüldüğü, ölenlerin ırk ve dinine göre karar verilen, herhangi bir zulüm, haksızlık ve cinayete itiraz için kalan her zulüm,haksızlık ve cinayete yaptığın itirazların dökümünün istendiği bir ülke/sözlük artık burası.

    piyasacılık insana ait her duyguyu alacak. bir bebek ölümüne ses çıkarmanın bir penaltı ve kırmızı kart riski ile ölçüldüğü bu dünyada mücadelesini sürdüren celtic taraftarı gibiler, soykırıma karşı çıkan ve bedel ödeyen yahudiler ve nice başkaları var olduğu sürece umut da bitmeyecek.
  • 16982
    sol frame'e şu cümlenin sabitlenmesi lazım.

    "bizim hiçbir başarımızı fenerbahçe camiasına kanıtlamak gibi bir yükümlülüğümüz yok."

    hala "yabancı hakem gelsin sadece bu sezonu değil son 3 yılı incelesin" yazan galatasaraylı görünce kan beynime sıçrıyor. bunu ilk olarak erden timur söylediğinde de hatalı bir söylemdi, şimdi de öyle. bizim hocamızın ve oyuncularımızın sahadaki emeğini kimse tartışmaya açamaz. kimsenin öyle bir hakkı da yok haddi de değil. özellikle oyuncularımız haksız yere ceza alırken onların hakkını dahi savunamayan yöneticilerin.
  • 16983
    (bkz: ölümsüz yazarlar)

    başlığını yeni keşfettiğim sözlüğümüz. bunca zaman fark edememiş olmak benim ayıbım. sevgili kardeşimiz 30cmlikofsayt'ın vefatı üzerine görünce diğer ölümsüz yazarlarımızı da bir ziyaret ettim.

    şunu anladım ki, her ne kadar fikir ayrılıkları yaşasak ta, zaman zaman toksikleşip, eleştiri olayını abartsak ta ve dahi birbirimizi kırdığımız olsa da bu sözlüğün çok sevdiğim bir yanı olduğunu gördüm.

    sevinç, hüzün, acı, kayıp... bir çok üzücü ve sevindirici haberlerin paylaşımında oluşan birlik beraberlik, samimiyet gerçekten tarif etmesi çok zor. hiç yüzünü görmediğim elini sıkmadığım insanların acılarını ve sevinçlerini iliklerine kadar hissedenin sadece ben olmadığımdan eminim. aslında ne kadar güzel bir bağ kurmuşuz biz. birbirimizi ne çok sevmişiz. sabah uyandığımızda elimizi yüzümüzü yıkamadan bir bakalım neler oluyor diye soluğu burada alır hale gelmişiz.

    burası gerçekten çok farklı, ne hiç bir yer buraya benzer, ne de burası başka bir yere.

    iyi ki varsın galatasaray sözlük.

    bir sözlükten çok çok daha fazlasısın.
  • 16986
    dezenformasyonun kol gezdiği sözlüğümüz. sözlük-i sultani.

    hangi bir entryi ihbar edelim, hangi bir yalanı deşifre edelim.

    osimhen kendi istediği için çıktığı halde okan buruk'a nefret kusulan entryler hala duruyor. ayıp denen bir şey var. icardi'nin sakatlığını ilahi adalete bağlayan kişiler var, yunus'un form durumunu leicester city zamanına bağlayan var, tottenham'ı ezmemizi şansa eksik kadroya bağlayan var, okan buruk'a rağmen kazandığımızı iddia eden var, okan buruk'un futbolu bilmediğini deklare eden var.

    okan buruk nefretleri gözlerini kör etmiş. dezenformasyonla mücadele için ilgili entryleri gördüğümüz yerde ihbar edelim. daha nezih bir sözlük için buna ihtiyacımız var.
  • 16987
    saçma sapan her tipin taşındığı sözlük.

    12:04 itibariyle tayfun bayındır diye bir adamla tanıştık. yaşlı adamın tekiymiş. bu arkadaşımızın futbol üzerine özgün bir fikri, bir yayınlanmış makalesi, bir takım çalıştırmışlığı, taktiksel özgün bir analizi var mı? yok.

    rica ediyorum, ne dediler üzerinden veya doğrudan başlıklar üzerinden her saçma sapan fikri sözlüğe taşımayalım. ben normalde tanımayacağım, fikri de önemsiz adamlara sözlük üzerinden maruz kalmaktan yoruldum. tayfun bayındır kim? serdar ali çelikler kim? algı yapıyormuş da. okumazsanız, bakmazsanız bir şey olmaz. kendi kendine yapı, sapı uyduran adamlar bırakın ne uyduruyorsa uydursun, sahada zaten vurup geçiyoruz. tayfun, acun, serdar, kim bunlar? niye beni bu şahıslara maruz bırakıyorsunuz? ben bu adamlara maruz kalmak istesem zaten kalırım, şurada futbolcular üzerine "yazıp çizebilen taraftar ne diyor" okuyacağım çaat tayfun şunu demiş. kimse de demiyor mu mesela tayfun'u, ali'yi, veli'yi buraya taşırken ya niye bu beni tetikliyor, niye ben bunu buraya taşıyorum diye?

    bir gıcık olduğum mesele de ne dediler başlığına blok blok fikri önemsiz tiplerin köşe yazılarının v.s. taşınması. zeki uzundurkan ve osman şenher isimlerine denk geldim. emin olun bu adamlar futbolu sizden çok bilmiyor. neyini dinliyorsunuz, niye dinliyorsunuz, niye maruz bırakıyorsunuz? ben hep caz, blues der gibi bu adamları tanımıyorum demiyorum. tanıyorum, saç kestirirken aspor'da zeki uzundurkan'ı gördüm mesela. biliyorum kimdir, nedir. de niye bu adam ne demiş diye oturup inceleyelim mesai harcayalım mesela?

    vallahi çok güzel yabancı bloglar var, sayısı az olmakla birlikte yerli iyi analistler var, hepsini geçtim kendi gözünüz var, yayınlanmış kitaplar var, çevrilmiş kitaplar var. yapmayın...
App Store'dan indirin Google Play'den alın