• 16152
    15 ağustos 2023 galatasaray olimpija ljubljana maçı başlamadan önce stoper ikilisinde emin ve kaan'ı görüp yüreği ağzına gelenlerin ya da 'okan buruk'a anlam veremeyenlerin' olduğu sözlük. bu arkadaşlara göre ilk maç 3-0 bile olsa, rakip saçma bir takım bile olsa rotasyon olmasın. hatta kerem bir maç bile kötü oynamasın, zaha kaşlarını çatmasın, ramos kesinlikle gelsin, nelsson da sezonun ilk maçında batırdı o da defolsun gitsin.

    bu kadar futboldan anlamayıp bu kadar kesin dille konuşmak, bu kadar negatif basmak normal değil. bir de rashica mevzusu çıktı. hadi bugün de topçulara değil erden timur'a sövün bir değişiklik olur.
  • 16155
    eleştiri ile itham ve itham ile hakaret arasında çok ince çizgiler vardır. iki çizgiyi de ihlal edip hakaret boyutuna ulaşırsanız yeni bir çizgi daha belirir ki o pistin çizgileridir. aprondan çıkmışsınız, havalanacaksınız anlamına gelir.

    katılmadığım eleştirileri dahi inanılmaz bir hazla okuyan bir insanımdır ve fikir ifade eden bu yazılar için asla off butonunu kullanmam. ancak siz henüz 1 maç oynamışken angelino'yu, şampiyonluk teri kurumayan okan buruk'u, henüz daha sahaya bile adım atmamış tete'yi, inanılmaz başarılı bir dönem geçirmiş erden timur'u, şampiyonlukta büyük pay sahibi kerem aktürkoğlu'nu eleştiri çizgisini geçerek direkt gömerseniz burası karacaahmet'e döner.

    sayılarınız çok olmasa da ben sizi sınırlar içinde eleştiriyorum mesela şu anda. başlığınıza yazabilir ve itham edebilirdim halbuki. sınırlardan, çizgilerden ya da pilotaj eğitimimi tamamlayıp sertifikamı alıp uçuşa geçme korkusu değil bu. bu mizaç, bu diyalog, bu iletişim.

    bu eleştirimden sonra başlığıma gelip beni de gömmek istersen buyur gel ve göm. beni dik göm ama. lâkin son 3 günde burada hiç yer kalmadı insan gömecek. hem de 3 ay önce ellerimiz kızarana kadar alkışladığımız insanların gömüleriyle dolu buralar.
  • 16156
    belki gömüleceğim ama içersinde belli bir sayıda rakip takım taraftarının da olabileceğini düşündüğüm sözlük.

    2 sene önce 13'üncü olan takımı değiştirip şampiyon kadroyu kuran, hayal bile edilemeyecek icardi'yi ( lan bu gün rashica'yı transfer eden adamlar yıllardır mario gomez sendromunu atamadı üzerinden ) bonservisi ile getiren, harikulade sponsorluk anlaşmaları yapıp kulübün kasasına milyonlarca euro sokan, saha dışında galatasaray'ın hakkını yedirmemek için koç ailesine karşı var gücü ile çabalayan adama bir rashica olayı üzerinden gömmeler;

    galibiyet rekoru kırarak şampiyon yapan hocayı 3-4 maçta "fatih hoca gelecek hissediyorum" diye gönderenler;

    rashica beşiktaş'a gitti diye şampiyonluk favorisi olarak beşiktaş'ı görenler;

    zahalı, icardili kadroyu elanolu jolu dos santoslu sezondaki kadroya benzetmeler;

    hepi topu 3-4 maç oynadık üstüne üstlük mağlubiyetimiz de yok hele bir soluklanın yeğenler.

    ister eleştiri deyin ister yangın deyin ister gömme deyin. bazı yazarların niyetini iyi görmüyorum.
  • 16157
    ne rashica'ymış be kardeşim. norwich city'nin kadroya almadığı adamla şampiyonlar liginde ıslak rüyalara dalan taraftar var. daha on gün önce takımın ihtiyacı olan icardi'ye ne gerekiyorsa yapmış bir erden timur'a ağza alınmayacak hakaretler ediyorlar bu rashica yüzünden. kusura bakmayın ama bazı taraftarların vizyonu, yönetimin vizyonundan o kadar küçük ki bunu rashica transferiyle alenen anladık. bu transfer sezonuyla birlikte net sekilde en nefret ettiğim kavram haline geldi "(bkz: transfer çalımı)". yönetim bir grup taraftarın aklıyla hareket etmeyecek kadar erdemli davranıyormuş ki bu çok olumlu bir gelişme. takımın gelişime ihtiyacı var yahu, defans yapan ikinci sınıf bir sağ kanada değil. gelişim daimi pozitiflik içerir, 13. olmuş takımda bir sezonun bazı bölümlerinde iyi performans göstermiş bir oyuncu (teknik heyet tarafından istenmemiş belli ki) için yapılan yangına ne diyebiliriz? yakışmıyor...
  • 16159
    yıllar sonra tekrar yazmak için döndüğüm sözlük. yıllar geçmiş yazmayalı. arkada default olarak düzenli okumaya devam ediyordum, bazen öyle şeyler görüp yazmayı çok istesem de, şifre falan bulamadığım için yazamıyordum fakat bu sorunu çözdüm.

    yine bir sezon başı ve yine tüm mihraklar (iç/dış) toplaşıp galatasaray ile uğraşma mevsimi başlamış. hadi dışarı neyse de, içeride bu kadar yerden yere vurulacak ne var anlamakta zorluk çekiyorum. işin taktik teknik boyutuyla alakalı hoca ve ekibi deli kafa yoruyor belli ki saha içinde sürekli bir şeyler deneniyor ve doğru düzen bulunmaya çalışılıyor.

    başarı gelecekse, bu uğurda kan akıtmak gerekmiyor mu?
  • 16161
    çakmak çaksan havaya uçacak durumda olan sözlüğümüz. gerginlikten kendini pilot edenler, transfer üzerinden birbirine girenler, hocaya yönetime sallayanlar... bu gergin ortamda benim gördüğüm tek güzel gelişme 12 yıllık uykusundan uyanan volpenotte yazarımız oldu; onun da entrysi "forum tarzı entry" gerekçesiyle silinmiş. seviyoruz bu kaos işlerini.
  • 16162
    öyle bir hal aldı ki;
    -takımdaki futbolcuları boklayan
    -yeni alınan futbolcuyu boklayan
    -alınamayan futbolcu için yönetimi boklayan
    -alınmaya çalışılan futbolcu için yönetimi boklayan
    -alınmaya çalışılan futbolcuyu öven başka futbolcuyu boklayan
    -yönetimi boklayan yazarı boklayan
    -sözlüğü boklayan
    -yönetime kızıp sözlük üyeliğini boklayan
    ....

    yukarıdakilerin hepsi günün her saatinde sözlüğümüzde gördüğümüz durumlardır. fakat farkındaysanız hep zararı kendi kendimize veriyoruz. gün geçen senekinden daha birlik olma günü olduğunu ligin ilk haftasından anlamış olmalıyız değil mi?
    sakin kalalım daha yolun çok başındayız...
  • 16163
    başlıklar altında boşuna fikir yürüttüğümüz platform. sonuçta bu işi yapandan daha iyi biliyor olamayız açıklamasıyla tüm tartışmaların önüne geçilebiliyor. ülke ekonomisi de mükemmel durumda sonuçta bu ülkeyi yıllardır yöneten kişiden daha iyi biliyor olamayız. her teknik adam her yönetici her şeyi çok iyi bildiği için biz burada sadece maçları tartışalım. sonuçta onlardan iyi biliyor olamayız niye tartışıyoruz.
  • 16166
    yazarlarinin galatasaray futbol takiminin oynadigi oyuna yangin yapmalarini anlamsiz buluyorum. sebepleri:
    1. okan buruk takimlari sezon baslarinda agir yukleme ile beraber kotu performans gosteriyor genelde.
    2. havalar cok sicak ve asiri nemli. bu havalarda hangi takim iyi futbol oynayabilir ki? slovenyaya gittik, takim canavar gibi top oynadi, buraya geliyoruz ya da kayseride miy miy bir oyun vardi. kayseride zemin de cok kotuydu.
    3. yeni transferlerin cogu hazir gelmedi, zaha aylardir mac yapmiyor, tete daha takima girmedi, icardi kotu bir durumda geldi vs vs. bu oyuncular hazir olduklarinda, ki bu ay icerisinde olacaklardir, takimin performansi da ciddi anlamda cikacaktir. aldigimiz bu oyuncular kapali kutu degil, yildiz. en kotu ihtimalle ne oynayacagi belli oyuncular.

    galatasaray yonetiminin belki tek hatasi, maas skalasini arttirmak oldu, bu belki takimdaki huzuru bozabilir onun disinda aldiklari riskleri mantiksiz gormuyorum. tete alinmasaydi, rashica alinabilirdi ancak tete performans verirse seneye 20 milyon euro uzerine rahat satilir, genc yetenekli piyasasi olan bir oyuncu. rashica'nin gelebilecegi en yuksek yer 5-6 milyon eurolardir. burada da potansiyele yatirim yaptilar, dogru mu yaptilar yakinda gorecegiz.
  • 16167
    ya gerçekten birileri dışardan mamalanmış ortalığı karıştırmak için ya da rakip taraftarlar sağlam truva yapıyorlar. fener yönetiminin sosyal medya için ciddi bütçe ayırdığı söyleniyordu zaten. yoksa iki gündür burada yazılanların akıl mantık çerçevesinde bir açıklaması yapılamaz.

    daha lig yeni başladı, önümüzde cl gruplarına katılabilmek için hayati molde maçları var. ama bizim tek konuştuğumuz konu rashica beşiktaş'a gitti diye erden timur özelinde yönetim. hakaret edenler mi ararsın, sinirden kendini jiletleyenleri mi ararsın, bittik mahfolduk diye trip atanları mı ararsın, ne istersen var.

    bence herkes bi silkinip kendine gelsin. ama daha önemlisi bu tür ortalığı karıştıran tiplere karşı birlik olup aradıkları kaos ortamını onlara vermemeliyiz. gerekirse bunları ifşalayıp herkese bir dur diyebilmeliyiz. bunları ellerinde molotof orman yakmak için etrafta dolanan tiplere benzetiyorum. birlik olursak hiç şansları yok bunların, aynı geçen sene gibi.
  • 16169
    komünizm, içine liberalleri almaya başladığından beri sol da değişti solun eleştiri kültürü de. mevzuyu bilen niye bunu buraya yazdığımı gayet iyi anlayacaktır.

    eleştirinin köken anlamı 'dişlemek' kelimesine kadar uzanır. arapça karşılığı olan tenkit ise 'na ka da' kelimesinin türetilmiş hâlidir. 'na ka da' aynen birçoğunuza da çağrıştırdığı gibi nakit kelimesinin de kök harfleridir(paragraftan ek anlam çıkartmayı sevenlere gelsin). konumuza gelirsek, tenkitin köken anlamı didiklemek gagalamak gibi sertlik çağrıştıran bir anlama sahip. günümüze yuvarlanırken de descartes'ın matematiği hakim kılan ve bu matematiğin içinden bilimsel bakış açısının çıktığı paradigmaya tencere kapağı misali cuk oturarak, bugünkü değerlendirme, doğruyu yanlışı tartma ya da daha uygun haliyle söylersek, doğruyu yanlışı birlikte 'didikleme' anlamına yaklaşmıştır. fakat köken olarak rahatsız edici, yaralayıcı bir anlama sahip olmasından dolayı(dilin üretiminde bazı tip manik hastaların yaratıcı ses birleştirmeleri yapmalarının bir payı olduğu söylenir. elbette teoridir. yanlışlanabilir fakat akla yatkındır), söylerken sert şekilde ifade edilmesi zorunluluğunun da bizi tetiklediği şekilde 'gagalıyoruz'. 'hoca mısın birader ne anlatıyorsun deminden beri!' diyen arkadaşlar için, evet hocayım fakat benim hocalığımla konunun alakası yok. bazı şeylere uyandırmaya çalışıyorum. bunu da üstü kapalı yapıyorum ki galatasaray sözlük ahalisinin ferasetine büyük saygı duyduğum için. sözün tamamı cahile söylenir.

    üzülerek söylüyorum ama liberallerin inandığı bir değer yoktur. yani size her değerin derdest edilip paramparça edilmesini, çünkü özgürüz, ve bir değeri ancak böyle tanıyacağımızı söylerler ama karşılığında bir anlam parçası dahi olsa veremedikleri için her seferinde değer yaratma konusunda başımızın çaresine bakarız. böylelikle her seferinde kalite düşer, biz de serbest düşüşe geçeriz. liberalizm her şeyin 'didik didik' edilmesini ve güçten düşürülmesini ister (liberalizm neden kötüdür? parça parça haline getirilen büyük güce sahip şeyler kapitalizm tarafından her zaman satın alınır. fazla 'parça', fazla 'para eden' anlamına gelir çünkü). iki farklı konu nasıl birbiriyle bağdaştı, yazılanlar sözlük formatının dışında diyenler anlayana kadar baştan okuyabilir.

    geçen sene şanlı şampiyonluğumuzun aktörleri o kadar büyüdüler ki artık onları, mevzuyu anlamayan olan bitenden bihaber uykuda olanlara parça pinçik ettirip üstlerinden tomar tomar para kazanmanın vakti geldi. neticede eleştirinin arapça karşılığı tenkid 'na ka da' kökünden gelir, e bu düstura göre eleştiri de nakit demektir değil mi(!) ha tabi birileri de göreve uygun şekilde derdest olmalı ki eleştirinin, dişlemenin, bi' ısırık almanın, tenkitin, nakitin hepsi bir anlam etsin!

    edit: tanım eklemeyi unutmuşum. herkesi bir monşermiş edasıyla değerlendirip okuduğum platformdur. değerinden bir şey kaybetmediğini düşündüğüm biraz taraflı baktığım güzide çatımız. okumaya başlarken herkese en yüksek kıymeti veriyorum, bazı yazılanların sonunda fikrim değişebiliyor. özellikle şu son zamanlarda sıkça oluyor.
  • 16171
    dünden beri inanılmaz bir hal almış sözlük. sebebi ise yönetim getirene kadar kimsenin haberinin olmadığı futbolcu.* resmen fırsat bekleniyormuş ortalığı karıştırmak için. ortalığı karıştıranlar ise bizim yangıncı tayfa ve rakip trolleri. bu çılgınlık umarım son bulur zira futbolcumuz olacak adama uyuşturucu müdavimi onu transfer edecek yöneticilere komisyoncu iftiraları atılıyor. belge yok bir şey yok salla gitsin. sözlük içinde buna çanak tutanlar da otursun bir düşünsün isterim.

    cidden ya dönün bir sorun kendinize bu kadar yangının sebebi ne diye? takım mı rezil halde? transfer mi yapamadık doğru düzgün. gram bir sebep yok ve bu yapılan yangın artniyetli. sözlüğün sağduyusu elbet devreye girecektir ama inanıyorum.
  • 16172
    fikir ayrılıklarına çok değer veririm ve önemserim. farklı bir bakış açısı olmazsa en doğru yol bulunamaz. ancak gel gelelim ki bu transfer döneminde sözlük başka bir boyuta geçti. bir gedson sevdası almış başını gidiyor. sanırsın gedson bizde olsa geçen sene şampiyon olacaktık. aa dur geçen sene şampiyonduk dimi, gedson olan küçük beşiktaş değil sergio oliveira’sı olan galatasaray oyuncusundan aldığı muazzam katkıyla şampiyon oldu. bu sene de tutturulmuş bir rashica. zaniolo, tete gibi adamların takımda olmasına sevinilmeyiz yönetim eleştiriliyor. gerçekten hayretler içerisindeyim. zaniolo, tete dediğiniz adamları 1-2 sene sonra barça’dan görsek şaşırmayız ancak rashica için yetenekleri bakımından öyle bir ihtimal yok. adam dümdüz asker oyuncu. zaha transferine zaha geldi rashica gelmez artık diye üzülecek başka bir topluluk var mıdır ? bugün yerli kuralı olması bile barış alper’i rashicaya tercih ederim. rashica’dan daha güçlü, atletik, daha hırslı, daha çok pres yapan koşan bir oyuncu. tutturulmuş savunma yardımı. arkada boey oynarken neyin savunma yardımı arkadaş, adam 90 dakika gidiyor geliyor zaten. ayrıca en iyi savunma oyunu yarı alanda oynamaktır. yani gerçekten diyecek bişe bulamıyorum ya. sene sonu rashica’sı gedson’u olan mı yoksa tete, zaha, kerem ve barışı olan mı şampiyon olacak göreceğiz ki bir mucize olup zaniolo da kalırsa düşünemiyorum.
  • 16173
    yazı yazarak konuşulan, tartışılan bir yere doğru giden güzide ortam.

    burada herkes aynı fikirde olamaz elbet. önemli olan her yazılanı da ciddiye almamak. ben de buna dahil oluyorum bazen. hatta yazılan şeylerin çoğu diğer fikirlere karşı üretilen argümanlar.

    engelleme olayına da sıcak bakmıyorum. var mıdır bilmiyorum ama belki de burayı karıştırmak isteyen birisini engelleyip yazılarını görmeyerek ekmeğine yağ sürüyorsunuz. okuyun, inceleyin, güzel günlerde ne yazmış kötü günlerde ne yazmış bakın ki ihbar edebilesiniz.

    karşıt fikirler havada uçuşuyor bazen. sanki büyük bir salonda beraber konuşuyormuşuz gibi oluyor. ağır bir itham, suçlama, iftira, düzen bozma amaçlı entry'ler yoksa cevap niteliği taşıyan şeylere gerek yok bence.
  • 16174
    karşımızda inanılmaz bir kötülük var, tarihte az rastlanır cinsten. bjk ve fb taraftarları, sözde yorumcuları yalandan, iftiradan, yermekten asla geri durmuyorlar.

    peki bizim taraftarımız ne yapıyor? transferi gündemde olan hakim ziyech var. taraftarımızın bir kısmı malum siteyi açıp bu adamın sakatlık geçmişini incelemekten aciz. twitter'da orada burada gördüklerine inanarak hakim sakat diyor. ve bunu tekrar tekrar söylüyor. allah aşkına, bi açın okuyun. bi bakın bu adamın sakatlık geçmişine. galatasaray'a en büyük zararı siz veriyorsunuz. asıl siz sebep oluyorsunuz bu sosyal medya trollerine.

    bazen gerçekten utanıyorum. kendi taraftarımın 10 saniyelik araştırmaya üşenip yeni transferimizi kötülemesinden utanıyorum. kendi taraftarımın her fırsatta kendi oyuncusuna, kendi teknik direktörüne, kendi yöneticince çöpmüş gibi davranmasından utanıyorum.

    bu kadar kötülüğün karşımızda birleşip bunu sözde fikir özgürlüğü, eleştiri kisvesi altında yapmasından, her fırsatta takımımızı kötülemesinden utanıyorum.

    ben bir galatasaray taraftarı olarak, bundan sonra gücüm yettiğince her yerli yersiz her yerginin karşısında yer almaya karar verdim. evet, haklı eleştirinin de karşısındayım. çünkü siz, öyle bir eleştiriyorsunuz, takımınızı öyle bir gömüyorsunuz ki organize kötülüğün ekmeğine yağ sürüyorsunuz.

    ben bunu kendime yediremiyorum. bazı taraftarların, taraftar değilmişcesine saldırmasına tahammül edemiyorum.

    siz bunu yaptıkça, karşımızdakileri cesaretlendiriyorsunuz.

    siz bunu yaptıkça takımın önünü kesiyorsunuz.

    ben bir galatasaray taraftarı olarak buna izin veremem.

    eminim ki milyonlarca galatasaray taraftarı da, kendi elimizle takımımızın, armamızın yerilmesine izin vermeyecektir.
  • 16175
    burada bazı futbolcular hakkında öyle yüksek perdeden, öyle emin ve öyle iddialı cümleler sarf ediliyor ki okuduklarıma inanamıyorum. en yakın örnek hakim ziyech. olumlu-olumsuz, objektif-sübjektif yüzlerce entry girilmiş ilgili futbolcu hakkında. yaşından mı dem vuranlar istersiniz, kuzey afrikalı olmasından mı? madde bağımlılığından mı, diz sakatlığından mı? sanki futbolcu değil evlatlık alacağız. yahu bize ne kardeşim nereli olduğundan, yaşından, ne yediğinden. adam belli yetenekleri olan, yaşı da müsait üst düzey bir futbolcu işte. benim gibi bir futbol aşığı bile kendisinin toplam 10 maçını ya izlemiştir ya izlememiştir- o da göz ucuyla!

    hayat felsefem şudur : konuşulan bir konuya dair derinlemesine bilgi sahibi ya da o konuda yetkin değilsem sadece dinlerim, farklı görüşleri sentezlerim, bir de kendim araştırıp ortaya bir fikir koyarım.

    sonuç : evet herkes galatasaray sözlükte özgürce fikrini beyan etsin. ancak burayı mahalle kahvehanesinden ayıran bir özelliği de kaybetmeyelim. burayı okumadıklarını mı sanıyoruz. onların üzerinde oluşturduğumuz bu gereksiz baskı kendilerini hataya itiyor ve karşı tarafın ekmegine yağ sürüyor. bırakalım profesyoneller işini yapsın. herkes de her şeye bir şey söylemek zorunda değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın