• 23276
    muslera
    marcao
    lyundama
    linnes
    belhanda
    feghouli
    falcao
    babel
    diagne
    nzonzi

    bu 10 oyuncunun seneye de sözleşmeleri devam edecek. ancak gerek ocak ayı gerekse sezon sonunda bunlardan birkaçı daha gönderilebilirler. diagne ve belhanda gitmesine kesin gözüyle bakılan oyuncular. linnes hocanın pek tutmadığı bir oyuncu, gidebilir. marcao- lyundama ikilisinden en az biri gider. feghouli, babel ve nzonzi'ye de kesin kalırlar diyemiyorum.

    kısacası yerleri garanti oyuncular muslera, stoperlerden biri diyelim ve falcao. en az 3 en fazla 6 yabancıyla yola devam edeceğiz.

    yabancı oyuncu kriterimiz aidiyet duygusu olan ve genç oyunculara yönelmek olmalı. ayrıca 442'ye uygun bir takım kurmalıyız artık. en azından çift forvetli sistem bizim olmazsa olmazımız olmalı.
  • 23277
    takımımız her zaman coşkulu oyun ve pres ile oynayınca başarılı olmuştur. bunlar bizim takımın genlerine işlenmiştir. bunu işleyen de fatih hocadır. takım şu an yıllardır oluşan sitemine aykırı oynuyor. kurulan takım coşkulu oyun oynayacak oyunculardan kurulmamış gördüğümüz üzere. bu yapıya uygun elimizde olan oyunculara şans verilerek daha istekli ve tempolu bir oyun oynayacağımıza inanıyorum.
  • 23278
    zamaninda bir tane yerli oyuncunun ayagi cime takilip sneijder’e hatali pas atsa, yemedikleri kufur, hakaret kalmiyordu. simdi tum oyuncular yabanci olunca kimse toz konduramiyor ama ben soyleyeyim. siz istediginiz kadar taktik kurun, ilk 11 yazin. bu takim bilerek oynamiyor. oyuncular arasinda buyuk gruplasmalar var. fatih terim’in oldugu yerde bunlarin olmasi sasirtici ancak durum bu. bakalim ocakta neler olacak.
  • 23279
    mevcut sorunları analiz ederken realist olmak elzemdir. içinde bulunduğumuz zaman diliminde en büyük sorunu teknik kadrosudur. teknik kadrosu derken sadece fatih terim değil, tüm teknik ekipten bahsediyorum. eldeki futbolcu grubu eğer iyi futbol oynamıyorsa bunun çözümünü türkiye odalar ve borsalar birliği veya fiskobirlik’ de aramak yanlış olur.
    baktığımız zaman teknik ekipte işinin ehli, pofesyonel bir kadro değil de tanıdıklarla oluşturulan bir kadro görüyoruz, tıpkı ülkemiz gibi takımımız da teknik açıdan yetersiz yönetiliyor.
    geçmişle övünmek ya da herkesin hakkını vermek adil bir davranıştır iyidir tabii ki. geçen seneden beri fatih terim’ i en çok eleştirenlerden biriyim, ben galatasaraylıyım fatih terimci değilim, geçen sene şampiyon oldu bu takım evet ama başakşehir yerine şampiyonluk kültürü olan bir rakip ile yarışsak o kadar geriden gelip şampiyon olmak öyle kolay olmazdı. geçen sene fatih terim oyuna müdahil olamıyor eski enerjisi, dominantlığı ve isteği yok dediğimizde tefe konuluyorduk ama durum maalesef artarak devam etti.
    şimdi vasıf açısından eksik, evlat kontenjanından girerek oluşturulmuş bir teknik ekip ile devam ediyoruz ve futbol takımımız 30 yıldır gördüğüm en kötü takımlardan hem de 30 yıldır gördüğüm kağıt üzerinde en iyi takımlardan biri olmasına rağmen.
    şimdi bu durumdan aslında normalde fatih terim silkelenmesi ile kurtulacağımızı düşünürdüm ama o etkiler 2010lu yılların başında bitti, modern futbola entegre olamadı ve ben ders almam ders veririm mottosu oluştu.
    şu an bana kimse garanti edebilir mi ki sene sonu selçuk inan’ın sözleşmesi bitince teknik kadroya katılmayacak diye, peki selçuk teknik kadroya katılsa ne verecek takıma. işte bu zihniyet bizi daha da geriye götürüyor maalesef. son iki sene şampiyon olduk evet ama takır takır oynayarak mı şampiyon olduk yoksa en az kötü biz olduğumuz için mi? zaten bu sorunun cevabını şampiyonalar ligi maçalarımıza bakarak bulabiliriz.
    rüyadan uyanmanın zamanı geldi, geçici bir dalgalanma değil içinde bulunduğumuz süreç, tepe üstü gitmeye ramak kaldı, herkesin kendisine gelmesi lazım. yönetim zaten terime karşı pasif olduğu için tamamı ile fatih terimin moduna kalmış durumdayız. eğer kendisine gelirse bu sene yine şampiyon oluruz çünkü kadromuz lig için yeterli, sadece henüz futbol oynamıyoruz.
    eğer o veya bu şekilde bir durum olur fatih terim giderse de kuzey avrupa ekolünden bir teknik direktör gerekiyor.
  • 23283
    2. yarılarda daha kötü oynamamızın sebebi şu an takımdaki oyuncuların ciddi bir kısmının yaz kampı geçirmemiş olması, bir de tabii fatih terim'in fiziksel yükleme stratejisi.

    ligin 2. yarısında bugün o çok koşan fenerbahçeli oyuncuların halini görünce anlarsınız ne demek istediğimi. ersun yanal'ın takımı ligi koparamayacağına göre şampiyon olamayacak. fatih terim takımları her zaman ligin 2. yarısında daha güçlü olurlar, unutmayın bunu.
  • 23284
    (bkz: selamun aleyküm biz geldik)

    tek şanssızlığımız sıradaki maçların zorlu olması. arada bir kaç maç kolay olsaydı ritmi bulur, eksiklerin telafisine gidilirdi. 9 kasım 2019 gaziantep fk galatasaray maçında eleştirmek isterseniz elbette bulacağımız çok şey var ama iyi şeylerin başlangıcı gibi duruyor. 22 kasım 2019 başakşehir maçı öncesi sosyal medyaya ve maçta tribüne motivasyon adına büyük iş düşecek. bahsettiğimiz eksik konsantrasyon ile kapanabilir.
  • 23286
    ortası iyi ama çevresi kötü bir takım olmuştur 2019-2020 sezonunda. şöyle ki; kale, defans göbeği, orta saha ve forvet olarak gayet iyi takımız ancak bekler ve kanatlar felaket düzeyde. dolayısıyla aşırı formsuz bekler ve hafiften vurdum duymaz kanatlar la oyunumuz oturmuyor ve herkes domino taşı gibi sırayla görev yerini kaybediyor, yada yapılan pres hep bir adım geride kalıyor.
    rakip beki takip etmeyen kanatlarla başlıyor sıkıntı, orta saha kanatları kapatsa göbek boşalıyor ve rakip direkt stoperlerle karşı karşıya kalıyor, orta saha ortayı kapatsa yavaş beklerimizin de etkisiyle kanatlar boşalıyor ve birçok maçta dikkat etmişsinizdir bizim bekler rakip bek kovalarken stoperler beklerimizin yerini dolduruyor, tam bir deli saçması oluyor. o stoperin yerini de nzonzi veya orada kim oynuyorsa o doldurmaya çalışıyor. her an kaptırılabilecek topta tüm merkez takım tedirgin hafif geriye yaslanmış bir şekilde atağa çıkıyoruz ve ilerde çoğalamıyoruz. çünkü top kaptırıldığı anda yukarda yazdıklarım çok daha tehlikeli vuku buluyor. o yüzden umarım devre arasına kadar minimum puan kaybıyla gireriz ve onyekuru ile beraber çok iyi iki bek alabiliriz.
  • 23287
    "koskoca galatasaray'ı ahmet mi savunacak?", "şampiyonluk kovalayan takımın sol beki emre mi olacak?", "maçı kurtarsın diye adem'i mi oynatacağız?", "galatasaray orta sahası ömer'e mi kalmış?" gibi eleştirilere hiç takılmadan ilk on bire birkaç tane yerli yerleştirmesi gereken takım. bunu yerli, yabancı ayrımı dolayısıyla söylemiyorum ama mevcut kadrodaki henüz yeterince takıma sokamadığımız bazı yerli oyuncular, istediğimiz tarzda oyuna etki edebilecek isimler.
  • 23289
    başakşehir(ev)
    trabzon(deplasman)
    alanyaspor(ev)
    angaragücü(ev)
    göztepe(deplasman)
    antalyaspor(ev)

    milli aradan sonra ilk yarı bitene kadar yukarıda yazdığım maçları oynayacak takımdır. bugün aldığımız antep deplasman galibiyeti neticesinde 19 puan yapmış bulunuyoruz. sadece iç sahadaki maçları kazansak 31 puana geliyoruz ki büyük ihtimal bizi yarışın içinde tutacaktır, böyle kabus dolu ilk yarı için müthiş sonuç olur. geçen seneden de düşük olacak şampiyonluk puanı.

    ikinci yarıya onyekuru ve linnes'i ekleriz. feghouli forma girer. falcao sağlığına kavuşur. bulabilirsek sol bek ekleriz. hocamız da normal formuna döner. bu kardeşiniz 17.05.2019'da sırtında bayrağı, elinde meşalesiyle florya'ya kutlamaya gider.
  • 23291
    (bkz: #2777787)
    (bkz: #2779977)
    (bkz: #2791257)

    biz bunları yazarak anlattık, çizgiyle anlattık. anlattık da anlattık.

    galatasaray eğer ki bu beklerle oynamaya devam edecekse, ki öyle duruyor, 3’lü savunma ya da marcao’nun sol bek olduğu 4-4-2’den başka bir şey paklamaz dedik.

    neden 3’lü savunma? çünkü savunma zaafiyetin olan çok oyuncun var.

    ufak not: 3’lü savunma defansif, çift forvet hücum dizilimleri değildir. dizilim senin oyun felsefeni belirlemez. 3’lü savunmayla dünyanın en hücumcu takımı, çift forvetle dünyanın en defansif takımı olabilirsiniz.

    ilk olarak beklerin... nagatomo tamam eh işte ama şener, emre, sol bek oynadığında ömer ve tabi ki emeklilikte yaşa takılan mariano. rakipler için birer maden senin iki bekin. bunların savunma zaafiyetini kapatmak için çift stoper önündeki nzonzi bir yere kadar seni götürse de bir noktadan sonra o “bile” beceremiyor. luyindama maç içinde ne zaman mariano’nun kademesine girse direkt ve hızlı çıkan hemen her rakip pozisyona giriyor.

    luyindama’nın dünyanın en iyi stoperi olması bile bunu engelleyemiyor. luyindama her kademeye girdiğinde marcao biraz daha ortaya kayıyor ve ters kanatta mini bir konya ovası oluşuyor.

    velhasılkelam, ikinci olarak; marcao demişken... rakibinin sırtında orta sahaya kadar gitmeye bayılıyor bu kardeşimiz. hücumu seviyor, öne çıkmayı seviyor. ama öne çıkıp geçildiğinde ya biz pozisyon yiyoruz, ya da marcao kart yiyor. çift stoperin önünde de nzonzi nispeten geri dönüşlerde yavaş kaldığı için rakibin pozisyon bulması kaçınılmaz oluyor.

    bu arada nzonzi olmasa muhtemelen küme düşme hattındaydık. neden saçma sapan eleştirilere maruz kalıyor anlamak mümkün değil.

    şimdi öncelikli bu iki zaafiyetinden kurtulmak için ne yapıyorsun? üçüncü bir stoper ekliyorsun. luyindama sağ kanat bekinin kademesine yine giriyor, ama bu sefer arkada iki stoper+geriye dönmekte olan lemina/nzonzi kalıyor. pozisyon verme olasılığımız bayağı bi düşüyor. marcao’nun ileri çıkışlarına hem izin veriyorsun hem de yarattığı zaafiyetleri yine yukarıda saydığım üç kişi sayesinde tolore edebiliyorsun. hatta yeri geliyor hem marcao hem luyindama’nın ileri çıkışlarını tolore edebiliyorsun.

    böyle bir dizilişte ortadaki stoperin oyun kurulumunda ve rakip karşılamada daha geri planda kalıp, ana görevini arkayı süpürmek olarak verdiğinde de ahmet çalık gibi yetersiz bir stoperin bile hatasız oynayabiliyor.

    peki, bu üçlünün önünde nzonzi mi, lemina mı? lemina dün* çok iyiydi. ama bence, yine de özellikle rekabet seviyesi yüksek karşılaşmalarda nzonzi. nzonzi’yi arkaya atıp lemina’dan öndeki serbest iki orta sahanın defansif zaafiyetlerini kapatma sorumluluğunu üstünden aldığımızda, lemina ileride çok daha önemli bir hücum silahına dönüşecektir.

    ama lig maçlarında ömer-seri-lemina üçlüsünü görmeyi de çok isterim. bu üçlüden hepsinin de box-to-box oynaması kaydıyla tabi ki. dünkü gibi lemina’nın stoperlerin önünde konumlanmasındansa üç 8 numara görmek daha heyecan verici oluyor.

    bu üç hareketli orta sahanın yanlarına sürekli gidip gelecek bir emre taşdemir-nagatomo ikilisini koyduğumuzda öndeki serbest adem ve arayan falcao hayvan gibi, tekrar ediyorum hayvan gibi pozisyon bulacaktır.

    nzonzi’nin stoper oynama konusu. orta sahayı domine etme ihtimali benim iştahımı daha çok kabartsa da, mantıksız değil. denemekten zarar geleceğini düşünmüyorum.

    marcao’nun ve luyindama’nın çok daha rahat ileri çıkacak olması rakibin dengesini nasıl bozuyor dün birçok kez gördük, üstüne ikinci golümüz de bu şekilde geldi.

    bu arada ikinci gol demişken, şöyle organize gol görmeyi çok özlemişiz.

    dünkü dizilimde kızacak, eleştirecek hiçbir konu yoktu ki başarı da geldi zaten. oyun tatmin etti mi? tabi ki hayır. ama akmasa da damladı işte. abartılacak da gömülecek de bir şey yoktu.

    oyuncu tercihlerinde kızacak bir şey var mıydı? nagatomo olmadığı için mariano tercihine bir şey diyemiyoruz ancak feghouli... gerek yoktu. fena oynamadı ama yine de gerek yoktu.

    ısrar edilmesi gerekiyor bu dizilişte. ilk kez kullanıldığı psg maçından birkaç gün önce leipzig maçında gördüklerimi aktarmıştım. neredeyse aynısını uygulayıp gücümüz yeterince güzel de top oynamıştık o karşılaşmada. keza içerdeki real madrid maçında da, ikinci yarıda saçma sapan bir kararla bu dizilişten vazgeçene kadar fena top oynamamıştık.

    bu yüzden ısrar edilmesi gerekiyor. zaten o psg maçından sonra neden vazgeçildi gerçekten akıl sır ermiyor. en çok da buna kızıyorum zaten. dün hocanın da dediği gibi, inşallah bu bir başlangıçtır.
  • 23292
    2019-2020 sezonunda 11. hafta geride kalmışken 19 puana sahip futbol takımı. ilk yarının son 6 haftasında kalan maçları;

    -12. hafta başakşehir
    -13. hafta trabzonspor (d)
    -14. hafta alanyaspor
    -15. hafta ankaragücü
    -16. hafta göztepe (d)
    -17. hafta antalyaspor.

    ligin ilk yarısı biterken son 4 maçın 3 tanesini kendi evinde oynayacak bir galatasaray var. 18. haftadaki denizlispor maçının da içeride olduğu düşünüldüğünde, 5 haftada 4 kez taraftarının önünde maça çıkacak galatasaray. 14. ile 18. haftalar arası çok kritik bir seri yakalama ihtimali var bu takımın. o yüzden şuanda mümkün olduğunca zirveye yakın bulunmaya devam etmesi erekiyor. bu dönemde yapılacak 5 maçlık bir galibiyet serisi ki galatasaray'ı en büyük favori durumuna getirir. bu da ilk yarıyı aşağı yukarı 34, 35 puanla bitirmek anlamına geliyor ki alt sıralar ile üst sıralar arasındaki puan farkının git gide azaldığı bir ligde olduğundan, bu galatasaray futbol takımı için meşaleleri yakmaya hazırlık demektir.
  • 23293
    en son calisilmis bir pozisyonla ne zaman avantajli bir skor elde ettik? bireysel yeteneklerden birseyler umuyoruz. bagli oldugumuz bir oyun plani yok ama felsefemiz var. felsefemiz ileride basicaz hizli hucum. iyi de bu taktik teknik degil ki:( taktik teknik plani olmayan takim olgusunda morali git gide duserek forma giyen ve bireysel yetenekleri yuksek oyunculardan kurulu 2019-2020 sezonu takiminin asla ve asla atamayacagi, bir gol birakiyorum asagiya ne uzucu;

    https://twitter.com/.../1193809720081076225
  • 23294
    https://gss.gs/oi2.jpg futbol takımımızın şu an için başarılı olacağına inandığım taktik ve kadro dizilişidir. içeride oynadığımız psg maçında benzer bir taktik ile oynamıştık. stoperlerimiz liyu ve marcao bu sayede rakibin etkili oyuncularına daha önde müdahaleler yapabiliyor ve eksikleri olan kademe ve pozisyon alma görevlerini asgariye indirebiliyor. arkada ise nzonzi'nin defansta daha toparlayıcı bir rol alabileceğini ve stoperlerimizin ileride daha cesur şekilde savunma yapabilmelerine olanak tanıyacağını düşünüyorum. böylece pilleri bitmek üzere olan ama hala tecrübeleri kullanabileceğimiz beklerimizin savunma yükünü hafifletip hücuma daha fazla yardımcı olabilmelerini sağlayacağını düşündüğüm taktiktir. ileride ise çift forvet ve bir nebze olsun önde baskı ile oynamaya çalışmalıyız. forvet hattında ileride sürekli yalnız kalan bir forvetimiz oluyor. en azından net hücum görevi üstlenmiş birbirleriyle oynamaya alışmış 3 skorer oyuncuya sahip olabiliriz. feguli'nin kanatta oynadığında kanat gibi değil de sağ iç ortasaha gibi oynadığının zaten hepimiz farkındayız. bu da ortasahada gereksiz bir kalabalık oluşturuyor. ileride hareketli bir hücum hattımız ve pas opsiyonumuz kalmıyor herkes topu kaptırana kadar birbirine hatta muslera'ya kadar pas atıyor. aynı zamanda ortasaha forvet bağlantısını kuracak bir oyuncumuz yok belhanda bu yüzden sürekli eleştiriliyor. oyunu genişletip hızlandıramama sebebimiz tamamen vasat da olsa gerçek bir kanat oyuncusuna sahip olmayışımız diye düşünüyorum. yıllardır bruma, rodriguez, onyekuru gibi patlamalı ve rakip savunmayı tedirgin eden oyuncularımız oldu ama şu an malesef yok. savunmayı önde kurup hızlı ve seri bir set hucümu oynamaktan başka çaremiz yok gibi görünüyor şu an için.
  • 23295
    emre akbaba: bize gelmeden önce en son 2015 yılında 2 ay boyunca sakat kalmış ve toplamda 11 maç kaçırmıştı. öncesinde hiçbir sıkıntısı olmadığı gibi, sakatlığından sonra geçen 3.5 yılda, her sezon 30+ maça çıkmasına rağmen 1 maç bile sahalardan uzak kalmamıştı. sonra ne mi oldu? adam bize geldikten hemen sonra 4 ay boyunca maça çıkamadı ve 23 maç kaçırdı. sonra geri döndü ama tekrar sakatlandı. 6 aydır sakat ve daha dönmesine haftalar var.

    florin andone: bize gelmeden önce öyle dişe dokunur bir sakatlığı hiç olmadı. önceki sezonlarda ortalama olarak 30+ maçta formasını terletirdi. bize geldikten sonra birkaç maça çıktı ve sakatlandı. neredeyse 3 ay boyunca forma giyemeyecek.

    şener özbayraklı: bize gelmeden önce sakatlık geçmişi vardı ama en fazla 4 maç kaçırmıştı. geçmiş sezonlarda da ortalama olarak 25+ maça çıkıyordu. bize geldi, birkaç maç oynadı ve taakkk 2 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı.

    radamel falcao: bize gelmeden önce sakatlık geçmişi var mıydı? vardı evet ama son 3 yıldır düzenli olarak en az 30+ maça çıkıyordu. bize geldi ve evet yine bingo, o da sakatlandı. neredeyse 2 aydır sakat ve ne zaman döneceğini de kimse bilmiyor.

    ayrıca bu sezon sakatlıktan dolayı luyindama'nın 2 maç, lemina'nın 5 maç, belhanda'nın çene kırığı hariç 2 maç kaçırmalarına falan girmiyorum bile. üstelik sözünü ettiğim bu futbolcular, son 5-6 ayda sakatlandılar.

    bu ne demek oluyor? zincirleme olaylar örgüsü demek oluyor. bunun temeli de, antrenmanlarda taktik ve sistem çalışmamamız; aynı zamanda kondisyon yüklemesi yapmamamızdır.

    1-takımımızda bir sürü yetenekli ve kendini kanıtlamış oyuncu grubu var. buna rağmen sahadaki kötü oyunun sebebi hiç kuşkusuz taktik ve sistem yetersizliğidir.
    2- takımımızdaki sakatlıkların en önemli nedeni, antrenmanlarda yapılmayan kondisyon yüklemesi ve güçlendirme hareketleridir.
    3- disiplin sorunları nedeniyle futbolcular kendine bakmıyor.
    4-sakatlıklardan dolayı ezberlenecek ilk 11 kuramıyoruz. sistem ve taktik inatları nedeniyle de, futbolculara yapamayacakları görevler veriyoruz. sonra gelsin eleştiriler...

    olayı şöyle anlatayım; antrenmanlarda hiçbir şey çalışmadığımız gibi, 1-2 eliptik+dumbell ile kondisyon ve güçlenmeyi tamamlıyoruz. maçlara çıktığımızda hiçbir oyun ortaya koymuyoruz ve kondisyon yetersizliğinden mütevellit sakatlıklar yaşıyoruz. sakatlıklardan dolayı ilk 11 kurmakta zorlanıyoruz ve sakatlanmış futbolcuya vereceğimiz görevi, alakasız bir futbolcuya vererek de tüy dikiyoruz. sonrasında ise hem taraftar, hem medya eleştirisi alıyoruz.

    taktik ve sistem hataları konusunda muhakkak hemfikirizdir ama sakatlık konusunda ters düşeceğiz. çünkü sakatlıkların önüne geçmeye çalışmak istemediğimizden dolayı sakatlıkların nasıl ve ne zaman olacağını bilmiyorsun. mesela belhanda'nın çene kırığı falan şans işidir olabilir ama andone, falcao, emre akbaba, şener özbayraklı gibi oyuncuların sakatlıklarına tesadüf diyemezsin. geçen sezon sahamızda oynadığımız bursaspor maçının* ilk devresinde sakatlıklardan dolayı zorunlu olarak 3 oyuncu değiştirmemize şanstır olabir falan diyemezsiniz arkadaşlar, net olarak bir sorumsuzluk var bu takımda. teknik direktörümüz kendini salmış, yardımcılar desen etkisiz eleman, bundan cesaret alan futbolcular disiplinsiz... e haliyle ortaya böyle sonuçlar çıkacak. şanslıyız ki, diğer takımlar bizden de kötü. yoksa çoktan havlu atmıştık.
  • 23298
    ilk yarı sonunda, acil şekilde radikal değişikliklere gitmesi gereken takım. bu değişiklikler olduğu taktirde bırak türkiye ligini avrupa liginde en azından özlediğimiz galatasaray'ı görebileceğimize inanıyorum. kalli ve feldkamp sonrası oturtulan düzenin ve vizyonun ekmeğini cimbom yıllarca yedi ama günümüze baktığımızda bu felsefenin artık erozyona uğradığı, eksildiği ve eskidiği bariz.

    - yardımcı teknik direktör: her ne kadar f.t. istemese de üst-orta seviye kulüplerde görev almış, 352, 442 ve 433 varyasyonları ile alakalı teknik bilgiye sahip, dil bilen bir yardımcı en büyük ihtiyacımız. takımda artan yabancı oyuncu sayısı ile birlikte ftnin sorumluluğunu azaltacak disiplinli bir yardımcı, hem futbolcu yönetimini hemde iletişimi oldukça rahatlatacaktır. aynı şekilde taktik ve antrenman bilgisi açısından tecrübesini ve metodlarını kulübe kazandırarak, yine fatih terimin istediği oyun felsefesini geliştirebilir. fatih terimin yanında tecrübelenerek ,kulübün, ligin, ülkenin yapısını bilen, galatasaray'ı benimsemiş, fatih terim sonrasında teknik direktörümüz olabilecek, olmasa dahi adeta kulübün demirbaşı gibi kurulacak düzeni koruyacak birine mecburuz.

    -profesyonel koçlar: yardımcı teknik direktörden sonra ingiltere, almanya ve italya liglerinden bilinir,yine fatih terim ve yardımcısının tercihleri doğrultusunda, oyun ve taktik felsefemize uygun koçlar kulübe kazandırılmalı. özellikle sahip olacağımız çok milletli antrenör topluluğu, yine futbolcularla iletişimi kolaylaştıracağı gibi, farklı bir ülkede olmanın yalnızlığını da en aza indirgeyecek. futbolcular açısından kulüp tarafında, kendi kültürlerine benzeyen yada transfer oldukları takımlarla benzerlikler yakalayabileceği insanların olması adaptasyon ve benimseme süreçlerini oldukça hızlandırır.

    bu profesyonel koçlar, antrenman metodları ve rehabilitasyon tekniklerinin çeşitliliğinin yanı sıra defans, hücum, teknik ve bireysel gelişimle alakalı antrenmanların sorumluluğunu dağıtmamız açısından çok önemli. yine yerli koçlarla harmanlayarak galatasaray'ı tekrardan bir futbol akademisine çevirmemize yardımcı olacak bu adım, çok daha planlı ve programlı bir ekip olmamızı da sağlayacaktır. özellikle kamp, hazırlık maçı, antrenman ve rehabilitasyon konusunda eksikliklerimiz var. bu eksiklikler içinde amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok, alanında uzman ve değerli isimleri iyi ücretlerle takıma katmak zorundayız.

    - transferler ve kadro mühendisliği : defansa kaan ayhan takviyesi ilaç gibi gelecektir. özellikle 3lü oynadığımız maçlarda defanstan oyun kurarken işimizi çok kolaylaştıcak bir oyuncu, defans kalitesini ve versalitesini söylemeye bile gerek yok. üstelik yabancı sınırı safsatası açısından elimizi çok güçlendirecek bir hamle olur.

    marcao sahip çıkmamız gereken oyuncuların başında geliyor. ne kadar bu sezon formsuz ve hataya meyilli olsada, bu adam defans mevkii için çok genç ve potansiyelli. sol ayaklı, top çıkarabilen ve temaslı oynayan bir stoper, kaan ayhanın gelmesi ile birlikte onunda yükü hafifleyeceğinden hata yapma oranı düşecektir. fakat değerini bulduğunda satılmaması için bir sebep yok zira bize potansiyelli değil olmuş futbolcu lazım, eğitim ve geliştirme konularında çok iyi değiliz.

    emre ve şenerin yedeklediği beklerde, linnes nagatomo ve mariano'nun satılıp, iki iyi bek oyuncusu alınması elzem. bu sezon için linnesle sağ bek idare edilebilir ancak yarıdan itibaren oynamaya başlayınca sadece “idare edilebilir” olduğunu göreceğiz, boşuna romantik davranmaya gerek yok.

    orta sahada belhanda için 10m euroluk teklif olduğu konuşuluyor, eğer doğruysa resmen piyango. yüksek maaşından kurtulacağımız gibi sonu gelmeyen tartışmalarda bitecek. seri, nzonzi, lemina ve ömer bayram orta sahanın demirbaş oyuncuları, eğer belhanda yerine kreatif bir orta saha alınacaksa seri ve nzonzi rotasyon olarak düşünülecektir. ama seriyi göndermek kendi ayağımıza sıkmak olur, kazanmak kesinlikle daha önemli. emre akbaba ne zaman hazır olur bilmiyorum ama oda katılırsa bu sezon için transfere gerek kalmayacaktır. hakan çalhanoğlu ise yerli belhanda olur, mevkisiz kupon oyuncu kontenjanı fazlasıyla dolu. bu bölgede zaten feghouliyi deniyoruz ama bence oda ilk teklifte gönderilebilir. fiyat, performans ve takıma getirdiği defansif yük karşılaştırıldığında kesinlikle kalması için bir sebep yok. son olarak kaan ayhan gelir ve nzonzi yedek orta saha olarak düşünülürse donk ile de vedalaşabiliriz.

    kanat oyuncumuz hiç yok, belhanda, feghouli ve 3 bekten ikisi satılacaksa onyekurugillerden iki kanat oyuncusuna ihtiyaç var. ama gelecek oyuncular çalışkan ve özverili oynayan oyuncular olmak zorunda, yıldız triplerinde oynayan futbolculardan bu taraftar ve futbolcular çok fazla sıkıldı. babel kesinlikle forvet oyuncusu olarak görülmeli, kanat pozisyonu için yedeğin yedeği olabilir. aynı şekilde alınacak kanat oyuncularından biri forvetide yedekleyebilmeli, gol becerisi ve pozisyon bilgisi yüksek olmalı, yoksa yabancı kontenjanından dolayı tribüne futbolcu yollamak zorunda kalıyoruz.

    forvet hattı çok karışık, birbirini tamamlamayan bir sürü oyuncumuz var. adem, andone, falcao, babel ve ocakta bize geri gönderilmesi muhtemel diagne. üstelik andone yarıyı kapattı ve sakatlık sonrası bizde kalması çokta mantıklı değil, falcao zaten çok istikrarlı oynayamayacağını belli etti, o yüzden her ne kadar istemesekte andone ile yolları ayırıp hareketli muriç benzeri kule santrafor almalıyız*. diagne zaten herkesin malumu kanserli hücre olma yolunda emin adımlarla ilerliyor, en az zararla kulüpten ayrılmalı. özetle alınacak kanat oyuncularından biri babel gibi forveti yedekleyecek, kule santrafor alınacak ve falcaodan faydalanabileceğimiz kadar faydalanıcağız. babel ve falcao için teklif varsa hiç düşünmeden değerlendirilmeli, ikiside yüksek maliyetli yaşı olan ve bonservissiz gelen oyuncular. falcao ne kadar içimizde ukde kalacak olsada ffp varken kaynak yaratmak ve kadroyu yenilemek zorundayız. ne zaman ki her mevkide ortalama üstü performans veren, yaşı 30a yaklaşmamış, 10m euro civarı bonservis bedelli oyuncun olur, o zaman gider falcao gibi alanında dünyanın sayılı forvetlerinden birini alırsın ve makinayı tamamlarsın. ama bu adamı alıpta zerre besleyememek ve sakatlık problemine rağmen forvet hattını ona teslim etmek resmen akıl tutulması.

    daha öncede söyledim, türkiye liginde şampiyon olmak zor değil. futbol açısından dünyayı takip edip futbol adına doğruları uygularsan zaten oluşturacağın kadro ve futbol kalitesiyle türkiye ligini domine edersin. çünkü dünya futbolu ile bizim ligimizdeki futbol arasında uçurum var, biraz akıllı işler yapan farkı kısa sürede açıp tekel olur. o yüzden mantıkla olan savaşımızı ve fantezileri bırakıp* gerçeğe uygun hamlelerle ilerlemeliyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın