23296
2016-2017 sezonunda henüz jan olde riekerink takımdan gitmemişken, kötü oynadığımız ancak üst sıradan bir türlü kopmadığımız bir yarı geçirip 2. yarıya kendimizi atmıştık. fakat ne zaman yenip de liderliğe oturacağımız gelse içerde kayseriye deplasmanda karabük'e falan yeniliyorduk ve oturamıyorduk. sonra hoca değişikliği oldu ve tamamı ile patladık. takımı tudor alınca (2. veya 3. sırada almıştı takımı tam hatırlamıyorum ama lider ile az puan vardı) kalan haftalarda pek kaybetmeyiz şampiyon oluruz gibi düşünüyorduk ama tam tersi oldu.
bu sezonu da aynı o sezona benzetiyorum. felaket bir sezon geçiriyoruz hem ligde hem avrupa'da, yine de başakşehir(e)-trabzon-alanya(e) serisini çıkartabilsek bir de arada brugge'yi saf dışı bıraksak her şey rayına oturacakmış gibi geliyor ancak olmuyor işte. bu sezonun ekstra kötü yanı, takımın yarısını oluşturan kiralık ve emekli çöpler ile takımın 2010-2011 sezonundan daha statik bir hale gelmesi. yaz döneminde eldeki para eden yıldız oyuncuları satmayıp bir de üstüne artık başarı olarak doymuş, kariyerinin mental olarak tamamlamış babel, nzonzi, falcao gibi sadece isim olan oyuncuları takıma katınca kimya tutmuyor ve enkaz meydana geliyor.
artık bu duruma üzülür hale de gelmedim, çünkü her sene bunu yaşayan başka bir kulüp olmasına rağmen akıllanan bir tane taraftar yok. (yani bu durumu zaten görenleri çıkarıyorum bu sınıftan, biliyorlar çünkü başarının öyle gelmeyeceğini) tek bir tane insan yok ya inanılacak gibi değil ve akıllanmayacaklar da. 3 sene sonra atıyorum marcelo, diego costa, bale falan türk kulüplerinin gündemine düşse "ouuvvv büyük oyuncu, gelse bize sınıf atlatır, ligin çok üzerinde" gibi yorumlar olacak. bu şekilde büyüyen b sınıfı 1 tane avrupa kulübü yok ama bizim götümüzde don dahi olmayan kulüplerimiz böyle büyümek isteyecek ve taraftar da buna çanak tutacak. ben alıştım artık bir yerden sonra üzüntü değil acı veriyor sadece
bu sezonu da aynı o sezona benzetiyorum. felaket bir sezon geçiriyoruz hem ligde hem avrupa'da, yine de başakşehir(e)-trabzon-alanya(e) serisini çıkartabilsek bir de arada brugge'yi saf dışı bıraksak her şey rayına oturacakmış gibi geliyor ancak olmuyor işte. bu sezonun ekstra kötü yanı, takımın yarısını oluşturan kiralık ve emekli çöpler ile takımın 2010-2011 sezonundan daha statik bir hale gelmesi. yaz döneminde eldeki para eden yıldız oyuncuları satmayıp bir de üstüne artık başarı olarak doymuş, kariyerinin mental olarak tamamlamış babel, nzonzi, falcao gibi sadece isim olan oyuncuları takıma katınca kimya tutmuyor ve enkaz meydana geliyor.
artık bu duruma üzülür hale de gelmedim, çünkü her sene bunu yaşayan başka bir kulüp olmasına rağmen akıllanan bir tane taraftar yok. (yani bu durumu zaten görenleri çıkarıyorum bu sınıftan, biliyorlar çünkü başarının öyle gelmeyeceğini) tek bir tane insan yok ya inanılacak gibi değil ve akıllanmayacaklar da. 3 sene sonra atıyorum marcelo, diego costa, bale falan türk kulüplerinin gündemine düşse "ouuvvv büyük oyuncu, gelse bize sınıf atlatır, ligin çok üzerinde" gibi yorumlar olacak. bu şekilde büyüyen b sınıfı 1 tane avrupa kulübü yok ama bizim götümüzde don dahi olmayan kulüplerimiz böyle büyümek isteyecek ve taraftar da buna çanak tutacak. ben alıştım artık bir yerden sonra üzüntü değil acı veriyor sadece