• 22201
    ben de dahil olmak üzere bu sözlükte bazı yazarlar imparator, 4 yıldız, galatasaray dinlemeden objektif bir şekilde eleştiri yapıyor. duygularına yenilmeyen yazarlara saygım büyük.

    bizim yanımızda bir de ne olursa olsun ortamdaki negatif enerjiyi dağıtmaya çalışan, bir dayanağı olmasa da olumlu öngörüler ortaya süren, konu galatasaray olunca her konuya bardağın dolu tarafından bakmaya çalışan yazarlar mevcut. ben bu arkadaşların da bu sözlükte var olmaları gerektiğini düşünüyorum hatta onlara saygım daha fazla.

    en son örneğin diagne konusunda yönetime giydiren, diagne’nin kendisini eleştiren entrylerin arasında bir entry gördüm, diagne’nin 13 değil 10 milyon euro’ya alındığını ve diagne’nin ölüsünün bu ligte 20 gol atacağını emin bir dille söylüyordu yazar arkadaşımız ,arkasında bir dayanağı olmasa da anlık olarak içime bir rahatlama geldi bunları duyduktan sonra :) sözlüğün psikologları gibiler adeta, yazadursunlar :d
  • 22202
    kaleci: muslera, okan, batuhan
    stoper: luyindama, marcao, ahmet, (donk)
    bek: nagatomo, mariano, linnes, şener, ömer, emre
    savunma özellikli orta saha: nzonzi, donk
    ortaya karışık orta saha: seri, selçuk, mustafa(?)
    hücum özellikli orta saha: belhanda, yunus, emre(!), atalay, (feghouli)
    kanat: feghouli, babel, adem, jimmy, emre, (yunus)
    forvet: diagne, erencan(?), (babel)

    mevcut kadrosunda bence kadro derinliği açısından en sıkıntılı yer stoper bölgesi. oraya asıl mevkisi stoper olan bir futbolcu daha transfer edilir inşallah yoksa sezon boyu sakatlık ve/veya kart cezası olmasın diye dua ederiz.
  • 22203
    geleceğini düşünüyorum ama oldu da gelmedi diyelim, falcao gelmezse şöyle bir formasyon beklediğim takımımızdır:

    ————————— muslera—————————
    marianoluyindamamarcaonagatomo
    ————————nzonziseri————————-
    emre mor————feghouli————belhanda
    —————————ryan babel————————

    şu formasyon gayet iş görür. sağ kanatta görmeye alışık olduğumuz belhanda-feghouli-mariano üçgeninde emre sağ kanatta tekniği, pas kabiliyeti, oyun görüşü ile feghouli’nin yerini çok rahat dolduracaktır. ayrıca adam eksiltmesi de ek bir avantaj. belhanda’nın da sol kanada kaymasıyla kreatif oyunu sol kanada da taşıyabiliriz. ileri de babel gibi bir akılla hücum konusunda çok sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.

    işin savunma kısmındaysa emre’nin bekine biraz daha gerçekçi yardımcı olması gerekiyor.* belhanda’nın takım savunmasına olan katkısından söz etmeye gerek yok. özellikle belhanda’nın sol çizgiye kayması, nagatomo’nun eksiklerinin göze daha az batmasına vesile olacaktır. babel ise önde pres yaparak rakip savunmayı rahatsız ederken feghouli’de orta sahaya destek atabilir, merkezin top kapma yükünü hafifletebilir. burada seri savaşçı orta saha falan demiyorum ama bir şekilde de top kazanmamız lazım değil mi? gönül ister ki soso; önde bassın, pres yapsın, rakibini kovalasın ama bunları pek fazla yapan oyuncu değil. yapmaz demiyorum, fazla yapmıyor diyorum.

    olasılıklar dahilinde, bu formasyon da denenebilir diye düşünüyorum.
  • 22204
    kadrosunun biraz yaşlı olması dışında herhangi bir eksiği olmayan takımdır. kadronun yaşına göre bir futbol oynarsak hem ligde hem de şampiyonlar liginde, kuraya göre elbette, iyi sonuçlar alabiliriz.

    ama bu takımı 90 dakika koşturmaya, sürekli önde anlamsız baskı yaptırmaya, takımın mesafesini açtırarak oynatmaya çalışırsak bizim için çok üzücü bir sezon olabilir 19/20 sezonu.

    diagne ile 29,18; falcao gelirse 29,72 yaş ortalaması oluyor ilk 11'in. tabii bir mucize olur da emre mor, linnes, ömer bayram gibi oyuncular inanılmaz bir form grafiği yakalar da ilk 11'in vazgeçilmezi olurlarsa orasını bilemem. ama gerçekçi bakarsak bu takımın defansta alan kapatan, çok fazla top kapmakla uğraşmayan, topu ayağında tutan ve kolay kolay top kaptırmayan bir oyun oynaması lazım.
  • 22209
    4-4-2 oynamasından yana olduğum canımız ciğerimiz.

    fakat yine de şöyle bir şey var; benim için mevcut takımla ilgili yapılan sistem tartışmaları son derece gereksiz. sebebi de basit, takım yeterince koşup mücadele etmiyor. geçen sene de * durum böyleydi, hala da devam ediyor.

    durum böyleyken sabaha kadar galatasarayın ne oynadığını/ne oynaması gerektiğini anlatabiliriz fakat bu kadar kötü koşan takımın herhangi bir sistemi çalıştırması mümkün değil. rakiplerin kalemize bu kadar rahat gelmesi buna karşın bizim bir türlü organize olamamamız ve daha bir sürü saha için sorun; hepsinin kaynağı apaçık ortada. takım koş-mu-yor. top kayıplarına gerekli reaksiyon verilmiyor, rakip atak yönü değiştiriyor gerekli reaksiyon verilmiyor, takım atağa çıkacak yine gerekli reaksiyon ortada yok.

    bu işe kafa patlatan hocalar bazı şeyleri sabit alıyor. yani adamlar sana parselizasyonu, presi, adam paylaşmayı, pas hızını vs anlatırken 10 tane koşan mücadele eden adamın varlığını kabul ederek anlatıyor. kaybedilen topların ideal sürede tekrar kazanma sürecini anlatırken koşan basan oyuncuların varlığını kabul ederek anlatıyor.

    futbolun temeli mücadeledir arkadaş. o mücadele azmi, isteği her şeyden önemlisi bunu hayata geçirecek mücadele gücü olmadığı sürece bütün sistemler çöpe çıkıyor.

    takım önce koşup mücadele etmeyi öğrenecek. herkes koşacak, herkes basacak, herkes ikili mücadeleye girecek. bu şartlar sağlansın, sonra sistem tartışması yapalım.

    yine de 4-4-2 candır.
  • 22213
    lamı cimi yok - fenerbahçe sezona çok iştahlı ve konsantre başladı. biraz tedirgin olmadım değil.

    bizim camiada gördüğüm sorunları sıralayacağım:

    1-sosyal medyada türemiş cahil ve moral bozucu kitle - gerek diagne'yi dışlamaları, gerek falcao konusunda bu kadar inat etmeleri bütün yaz kimyamızı bozdu. anlamıyorlar; olmuyorsa olmuyor. abdurrahim beye de ayıp ediliyor. hataları tabiki var, ama 7/24 takıma adanmış bir hayatı da var. azıcık saygılı olmalıyız.
    2-fatih terim'in hala oyun şablonu oturtamamış olması.
    takım bazı yazarların da belirttiği gibi, aşırı mıymıy top oynuyor. mesela gol sevinçlerimiz bile mıymıy. yeni zelanda rugby takımı maç öncesi haka dansını neden yaparlar, biliyor musunuz? rakibe fiziksel gözdağı vermek için - vücut dilleri "biz buraya ölmeye geldik" der. bizde sadece donk ve luyindama bir nebze gözdağı veriyorlar. geri kalanların testosteron seviyeleri yerlerde. zaten geri kalanların da saçları her hafta farklı renk - kuaförde geçirdikleri zamanı ağırlık salonunda geçirseler, sıkıntımız hallolacak.
    3-yönetimin bazen aziz yıldırım vari çıkışlar yapması gerekiyor; data paketi olan twit atıyor - gol kralımızı kendi ellerimiz ile takıma küstürdük. kabul, belki formunda değildi - ama biz galatasaray'ız - her oyuncumuza sahip çıkmalıyız. tayyip erdoğan'ı hiç sevmem - ama tbmm'deki grup toplantısında "beyler ülke yönetiyoruz ülke" çıkışını çok severim. kendi yönetimimizden de artık okkalı çıkışlar bekliyorum. taraftar gidişata ve işleyişe fazla maydanoz olmaya başladı - bu baskı, motivasyon ve konsantrasyon düşüklüğü yaratıyor.
    4-38 yaşındaki emre hala barut gibi, nagatomo ve mariano popolarını kaldıramıyorlar. tam tersine, marcao ve luyindama'nın da popoları aşırı kalktı.
    takıma acilen bir disiplin ayarı verilmeli.

    kısacası camiamız her alanda lakayıt ve şımarık bir döneme girdi. görülen o ki kenetlenme vakti bu sene daha erkene çekilmeli.
  • 22214
    (bkz: mıy mıy futbol)

    gerçekten sıkıcı. terim gibi bir hoca takımın başındayken bu mıymıntı oyuna nasıl izin veriyor, hayret ediyorum? bir yandan da düşünüyorum ve diyorum ki "yahu takımı ben mi hazırlıyorum? selçuk'u ilk 11'de oynatıp seri'yi 6 numaraya ben mi hapsediyorum?".

    2 senedir "hoca takımın kuramadı" diyoruz. yine kuramadı. 2 senedir de şampiyon oluyoruz. bu sene olur muyuz? olamasak bile şampiyonu biz belirleriz. ya biz şampiyon oluruz ya başkası. kadromuza bakıldığında önümüzdeki tek engel kendimiziz.

    favori başlamadığımız sezonları şampiyon bitirdik geçen 2 sezonda. ama bu sezon medyanın ve kamuoyunun açık ara favorisi olarak giriyoruz sezona. bu da bizi şampiyonluktan uzaklaştıran faktörlerden birisi bana göre. zira böyle olunca özellikle hoca "ya ligi bir şekilde alırım, şampiyonlar ligi'ne yükleneyim" diyor diye düşünüyorum. bu da takıma doğrudan etki ediyor.

    şu "doymuşluk" mevzusunu hiç anlayamadım açıkçası. manchester city'yi hiç doymuş görmüyorum ben mesela. ya da barcelona'yı. ya da bayern'i, juventus'u, psg'yi. hepsi şakır şakır oynuyorlar. iş bize gelince bu "doymuşluk" saçmalığı hortluyor nedense.

    bakın takım çok iyi. falcao gelmese bile çok iyi. evet eksikleri var ama kağıt üzerinde bu ligde seri - nzonzi - belhanda orta sahası, babel - diagne - feghouli hücum hattı ve emre mor, jimmy durmaz gibi yedekleri olan bir takım yok. formu düşen mariano ve yuto ile birlikte luyindama ve marcao gibi defans hattı da yok.

    peki neden olmuyor? işte işler kağıt üzerindeki gibi olmuyor da o yüzden. o yüzden ligue 1'in en değerli 3. takımı geçen sene küme düşüyordu ve şu an da ligin dibinde.

    ekleme:

    bu takım 4-4-2 oynayamaz arkadaşlar. bu beklerle ve bu kanat oyuncularıyla olmaz. seri - nzonzi tamam. haydi falcao geldi ve diyelim 1 tane de elmander tipi adam bulduk. stoper tandemi de hızlı. ama o bekler ve kanatlarla bu takımı ligde bile rencide ederler. aman diyeyim.
  • 22215
    bruma,rodrigues,onyekuru hızlı kanat oyuncularından sonra hızlı kanatımızın kalmadığı bir yerdeyiz. ya taktik değişmeli yada sistem. topsuz koşular türkiye gibi yavaş oynanan liglerde artı bir kazanç oluyordu. aynı şey bek pozisyonları içinde geçerlidir. hoca, şener ve linnes rotasyonuna döner mi?. yuto ve mariano o kadar statikler ki deplasman ve zor maçlarda çok sıkıntı yaşatıyorlar. 4-3-3 veya 4-2-3-1 oynayacaksan beklerin ve kanatlatın çok özellikli olmalıdır.

    edit:mobil
  • 22217
    son yirmi yılda iyi kadrolarla şampiyon olduğu gibi kağıt üstünde favori olamayacağı kadrolarla da şampiyon olmuş takımdır. bunun en güzel örneği türk futbol tarihinde de kırılma noktası olan 2006 yılıdır. nostaljiye gerek yok, futbol sahada oynanır ve arzu eden kazanır. kritik nokta burası: arzu eden. şımarıklığı, rehaveti, gevşekliği kaldırmaz bu oyun.

    kalan haftalarda vura vura kazanmasını bekliyoruz.
  • 22218
    galatasaray futbol takımının bu sezon ki muhtemel ilerleyişini not ediyoruz;

    falcao geldi mi, diagne gitti mi, belhanda'nın durumu ne vs diyerek, transfer sezonu bitene kadar* sürecek olan taraftar goy goyu. muhtemel puan kayıpları eşliğinde geçecek ilk 3 hafta. denizli maçı ile başladık zaten.

    eylül-aralık arası şampiyonlar ligi maçları ve bu maçların etkisiyle lig'de inişli çıkışlı bir grafik. ilk yarı sonunda liderin muhtemelen 5-6 puan gerisine düşme.

    eğer avrupa'dan koptuysak, ocak-mayıs arası lig'de puan kasmaya başlayacağımız son periyot. winner olma özelliği ile şampiyonluğu söküp almak.

    negatif faktörleri de yazalım;

    avrupa'da yola devam edersek işler zorlaşır.

    lig yarışında rakip başakşehir gibi taraftarı olmayan bir takım yerine, mhk/tff destekli olan fenerbahçe olursa sıkıntı çıkabilir.

    başarıya açlık; doymuşluk ve konsantrasyon eksikliğine galip gelebilir.

    liseciler takımı karıştırabilirler.

    son sözü söyleyip bitirelim; fatih hoca, mevzuya tam anlamıyla asılırsa fenerbahçe felan hava gazı.

    çünkü, fatih terim kendi başına bile > fenerbahçe + beşiktaş etc
  • 22219
    yıllardır maç yapmıyormuş hissi veren takım. sanki son maçımızı 2005'te falan oynadık, uzun süredir ortalıkta yokmuşuz gibi geliyor. geçen haftaki faciayı *öyle silmişim kafamdan.

    sözlükte boynuz simgeli holdingin ayakta tuttuğu kulübün 2 maçlık galibiyet serisi bir tedirginlik yaratmış. tek ihtiyacımız olan güçlü bir iç saha galibiyetiyle tüm lige nerede kalmıştık demek. bunun için de hoş bi fırsatımız var.

    (bkz: 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçı)
  • 22220
    25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçıyla 2019-2020 sezonunda taraftarıyla buluşacak canımız ciğerimiz.

    dün geç saatlere kadar çalıştım. sabaha doğru yatarken maç saatine işlerim sarkmasın diye bir iki saate alarmımı kurdum. gün içindenki işlerimi erken halletmem lazımdı. tüm planımı programımı da izleyip izleyemeyeceğimi bilememe rağmen maça göre hazırladım. bir karşılık vermene gerek yok. biz bu ruhu seviyoruz. inanıyorum ki sezona 25 ağustos 2019 itibarıyla gümbür gümbür gireceğiz. olmasa da canın sağ olsun ama olacak olacak.

    olmasa da uykusuz kaldığım için sana değil mysql'e söverim.
  • 22221
    bek oyuncularının hücumu genişletmek yerine daralttığı futbol takımı. bütün hücüm varyasyonlarında bekler kanat oyuncularından daha fazla topla oynuyor ve adam eksiltme özelliklerinin olmaması dolayısıyla taraftarlara sürekli geri ve yana paslar izletiyorlar, zaten rakip savunma bu sırada çoktan pozisyonunu almış oluyor. 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçıyla tekrar göreceğiz ki bu takımın dinamik ve adam eksiltme özelliği olan beklere, top ile mesafe katedebilecek ve şut tehditi olan ortasaha oyuncularına ihtiyacı var. hücum hattını eleştirmek için öncelikle onların oyununu görebilmeliyiz. haftalardır eleştirilen mbaye diagne geçtiğimiz hafta takımın en diri oyuncularından bir tanesiydi. takımın problemi hücum oyuncularının bireysel performansları değil ; genel olarak üretkenlikten uzak ve plansız bir oyunun olması.
  • 22223
    geçen sezonu sadece 69 puanla kapatabildiği gerçeğini unutmuş görünen takımdır. zira değişen hiçbir şey yok. bir sürü oyuncu değişti ama hala aynı mıymıntı futbol, aynı pozisyona özürlüsü takım. çalışılmış 1 tane pozisyonu yok. at fegohuli'ye, at emre'ye, at babel'e de bişey yapsın. hoca beni hayalkırıklığına uğratıyor. elinde çok iyi bir kadro var. evet yaşlı oyuncular var ama kadro çok çok iyi. bu kadronun bu kadar kısır bir futbol oynamasını aklım almıyor. 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçının ilk yarısında pozisyonumuz yok neredeyse. muhtemelen puan da kaybedeceğiz. artık bahaneyi futbolcuya bulmaktan vazgeçip hocanın bir an önce şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. kafandakini yapamıyorsa elinden geleni yapmalı.
  • 22224
    (bkz: 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçı)

    ilk yarisi itibariyle topa %75 sahip olup toplam 300 kusur pas yaparak 2/10 sut yuzdesi tutturmus takim. rakip konyaspor ise 60 pasta 1/7 sut istatistigi yapmis. sadece bu sayilara bakarak ne kadar etkisiz bir futbol oynadigimiz gorulebilir.

    en buyuk sorunumuz duraganlik ve yavas tempo. allahin basaksehir’i bile topsuz oyun oynayabiliyor. top bir futbolcunun ayagindayken digerleri olu taklidi yapiyor. bos kosu diye bir sey yok. top istemeye gelen kimse olmuyor, olsa bile top alan futbolcunun bir sonraki hamlede ne yapacagi planli degil. rakip kapandiginda kanat degistirmiyoruz. melo varken bunu kendi insiyatifiyle yapardi her mac. lakin o zaman kanatlara acilarak oynayan futbolcularimiz, defansi beraberinde tasiyan elmander gibi bir forvetimiz vardi.

    bu takimin antrenmanlarda ne calistigini cidden cok merak ediyorum. futbolcular kafalarina gore mi takiliyor. oyle hadi kendi aranizda mac yapin diye kendi hallerine mi birakiyorlar. isim isim bakinca cok kaliteli kadro var ancak bizden daha organize oynayan hali saha takimlari var.

    bu arada bence sorun fatih hocada da degil. daha temelinde antrenor seviyesinde sikinti oldugunu dusunuyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın