22 ocak 2018 kayserispor galatasaray maçındaki bireysel performanslara bakmak gerekirse,
fernando muslera: gayet güzel performans gösterdi, kısa bir zamanda bu kadar toparlaması da ilgi çekiciydi.
mariano: kendisinin belli bir standardın altına düşmesini zaten pek beklemiyoruz. ilk yarıda takımın futboluna eşlik ederek sağ kanadı harika kullansa da yine takım arkadaşları gibi o da ikinci yarı vites küçülttü. maçın ilk 16 dakikasında rakip yarı sahada 8 isabetli pas verdiği halde geriye kalan seksen küsur dakikada bu sayıya ilaveten sadece 3 pas verebilmesi de en net göstergelerden. takımın güvenilmeyen oyuncularından latovlevici ile yakın sayıda topla buluşmasıysa bu maçlık her zamanki performansına eksi olarak yazılabilecek konulardan biri denebilir. dediğim gibi her şekilde gayet iyiydi.
jason denayer: takım arkadaşları da onun kötü performansının ve aleyhimizde tehlikeli bir oyuncu olduğunun farkında olsa gerek sahanın sağ kanadını daha fazla kullanmamıza rağmen kendisi 34 kez topla buluşurken serdar aziz 49 kez topla buluşmuş. yani ya oyunu çapraz şekilde daha sık yönlendirmişiz ya da takım serdar'ı denayer'e tercih etmiş. maçın içinde de şahsen çok kötü buldum yine. hiç güven vermemesini bir kenara bırakalım top ne zaman civarında olsa bize zarar veriyor. özellikle şu pozisyonda
https://youtu.be/S9l7DuUkrnU?t=47s havadan sallana sallana gelen topta kafasını bir topa bir önüne çevirip kaç metre arkasındaki umut bulut'a pozisyon önceliğini vermesi hakikaten skandal bir hatadır. herhalde gelmesi için çok mücadele ederek bir hata yaptık.
serdar aziz: hastasıyım. son derece güven veren, ve fark ettirmeden de takım adına ciddi bir yaratıcılık sağlayan oyuncumuz konumunda. zamanla savunmadan hücuma aktardığı pasların kalitesi artıyor. hava toplarında da zaten bildiğiniz gibi geleni geçeni indiriyor. maçı 3 hava topu alarak tamamlamış. diğer savunma katkılarında da mariano ve ndiaye ile beraber başı çekiyor.
ıasmin latovlevici: ona ayrıca değinmiştim çok da uzatmanın anlamı yok, fazla üzerine gidilmemesi ve biraz da destek çıkılması gerektiğini düşünüyorum. sanılanın aksine epeyce bir potansiyeli olan oyuncularımızdan. gösterdiği gelişim de gayet güzel.
selçuk inan: kadroda ismini görünce allah kahretmesin diyen şahsıma ilk otuz dakika sonunda ''selçuk'a bak harika oynadı'' dedirten performansının ardından kül kedisine dönüştü tekrar. ilk otuz dakika öyle paslar attı ki ligin en kompakt savunmalarından olan kayserispor savunmasını pamuğa çevirdi, zaten 0-2 öne geçmemizin de en büyük aktörüydü. bu güzel dakikalar için hakkını verip teşekkür edelim ama kendisini bir süre daha ilk on birde görmeyi istemiyorum. kenarda belhanda duracak, tolga duracak ama selçuk oynayacak... olmaz öyle şey.
badou ndiaye: selçuk'un ve takımın genel görüntüsünün aksine ilk yarıda kötü ikinci yarıda iyi oynadı. sağ olsun takım ne zaman zora düşse motorlarını açıp üç kişilik oynamayı alışkanlık haline getirdi. onu seviyoruz, çok seviyoruz. daha da iyi olabilir, bir iki haftaya o da doksan dakika etkili oynayacak kapasiteye çıkacaktır diye umuyorum.
yasin öztekin: bu sezon bir yerden sonra gerçekten özel katkılar verdi. hakkını yemeyelim adamın da, bu hafta olmadı. hiçbir etkinlik kuramadı, ne gol ne asist ne şut ne orta olmadan da sessizce çıktı oyundan.
garry rodrigues: ilk alındığında kendisine verilen 2,5 milyon avronun normal olduğunu söylediğimde sağlam küfür yemiş olsam da gün geçtikçe verdiği katkılar artmakta. bruma'nın daha yeteneksiz ama daha dengeli ve istikrarlı bir versiyonu olarak görmek lazım kendisini. ne var ki asla bruma kadar değer verilip bruma kadar yıldız görülmeyecektir çünkü kaprisli veyahut kendini yıldızlaştıran bir oyuncu olmayacak. sürüyle yeteneğine rağmen takımın en çok koşan oyuncularından olması, bu hafta 11 kez ile eren'den sonra en fazla ikili mücadeleye girip bunların 7'sinde başarı sağlayarak takımın bu alanda en yüksek yüzdeli ismi olması ciddi bir tebriği hak ediyor. ataklarımızın neredeyse tümünde de pay aldı, attı, attırdı, harikaydı.
sofiane feghouli: herkes beğenmiş ama nedense ben hiç beğenmedim bu hafta kendisini. böylesine büyük bir yıldızın böylesine büyük bir kalitenin bu kadar az topla buluşmasını herhalde asla normal karşılayamayacağım. türkiye'ye gelmiş en yetenekli oyunculardan birisi olduğunu bilmemiz lazım. beklentileri de buna paralel şekilde yüksekte tutmamız lazım ki oyuncu da ona göre oynasın. şu da var, kendisinin son 5-6 haftada ciddi bir skor katkısı oldu. seneye gözlerimizin pasını silecek daha da önemlisi bu takımın lideri, yıldızı benim özgüvenini de yansıtacaktır muhtemelen.
eren derdiyok: eren'in kalitesine hep güvenen biri olarak ben bile şaşırdım düşünün. uzatırsak ona haksızlık edeceğiz, tek kelimeyle mükemmeldi.
--------
ryan donk: ikinci yarı beraberliğe düşmemizi engelleyen isimdi belki de. sinan'a attığı pası da türkiye ligi'nin benim diyen on numaraları ancak atabilirdi. potansiyelinden sadece bir demet sundu, moralini toparlayabilirse çok daha fazlasını yapabilir. en azından çöp olmadığını taraftarlara göstermiş oldu. inşallah güven veren bir isme dönüşür.
sinan gümüş: florya'nın kaç kapısı vardı acaba diye beni düşündürten...
puanlama:muslera: 9
mariano: 8
denayer: 5
serdar: 9
latovlevici: 7
selçuk: ilk otuz dakika 10, geri kalanı 5
ndiaye: 7
yasin: 6
rodrigues: 9
feghouli: 7
eren: 10
donk: 8
sinan: 3
tolga: 7
şampiyonluğa kaç maç kaldı, 16 mı 17 mi? (bkz:
hedef21)