• 11102
    1. maa$larda performansa göre degil, yabanci sinirina göre iyile$tirme yapiliyor (kaliteli yerlileri baglamak için mukaveleler uzatiliyor, maa$lar yükseltiliyor)
    2. oyuncularin bir çogunun baba gözü ile baktigi bir adam (fati hoça) takimdan koparilmi$ gibi aksettiriliyor
    3. önce mancini, sonra prandelli getiriliyor ama hiç biri yerlinin anlayacagi dilden konu$amiyor
    4. takim drogba tarzi ileride top tutabilen bir oyuncudan yoksun oynuyor
    5. orta saha melo hariç adam kovalamayan, enerjik olmayan ve dikine gidemeyen oyunculardan kurulu

    daha sayayim mi? bu takim sizce ba$arili olabilir mi?

    peki nasil düzelir?

    çare lucescu ve beraberinde getirecegi en az 2 ta$ adam ve takimin kanya$lardan arinmasi + kiraya verilmesi gereken bazi futbolcular.

    yoksa i$imiz biraz zor..
  • 11103
    prandelli'yi geldiğinden beri savundum ama dortmund maçından sonra malesef olmayacağını bende anladım. kaldığı her dakika zarardır. oynattığı oyundan bahsetmiyorum. takım ne kadar kötü oynarsa oynasın fenerbahçe'nin bu sene yaptığı gibi 1 tane iteleyip kazanması gerekir. balıkesirspor'a gol atamadan yenilmek, *başakşehir'den 4 gol yemenin açıklaması olamaz.

    bazı mağlubiyetler hayırlıdır, süreç doğru yönetilirse. yeni yönetim geldi. şimdi karar verme vakti. ya prandelli ile devam edecekler ya da yeni bir teknik direktör getirecekler. peki prandelli giderse kim gelmeli?

    4.yıldız önemli gelecek önemsiz ise; mustafa denizli, hikmet karaman,ersun yanal,georghe hagi buna uygun isimler. *

    sadece geleceği kutarmak isterlerse eğer; thomas tuchel,murat yakın, ertuğrul sağlam, mircea lucescu *
  • 11104
    başına gelecekleri aylar önceden söyledik.

    selçuk inan - (bkz: #1561843)

    transferler - (bkz: #1535647)

    veysel sarı - (bkz: #1552372)

    burak yılmaz - (bkz: #1552652)

    ünal aysal - (bkz: #1548418)

    olcan - (bkz: #1517449)

    takım genel havası - (bkz: #1491766)

    bu entrylerin hepsinin ofsaytlarda olması da sözlüğün futboldan ne kadar anladığını gösteriyor. kimse kimseyi kandırmasın şimdi.
  • 11106
    takım mı?
    hala bu acemiler mangasına takım mı diyoruz?
    yazık vallahi yazık...
    sinirden delireceğim...yazmak istediklerimi yazsam pilota bağlayacağım...
    bir takım daha ne kadar kötü olabilir...
    arkadaş hep söyledik top oynamıyoruz...
    tamam bir şekilde kazandık ama top oynamıyoruz...
    on kişilik fenerbahçe maçında sniejder çakmasa galip gelebilir miydik...
    ya mal bruno alves kırmızı görmese biraz daha baskın oynayabilir miydik...
    prandelli ilk geldiği zaman çok heyecanlanmıştım...
    dün akşamdan beri gece sürekli internet sayfalarında istifa haberini okumak umuduyla dolaştım...
    nedir allah aşkına nedir ya...
    neyi deniyoruz...
    taraftarın sabrını mı...
    ne zaman vazgeçeceksiniz bu tutumdan...
    ne olmasını bekliyorsunuz...
    tesislere mi dalmak lazım...
    aziz yıldırım gibi bir başkanınız olsun adam tutup tesislerin içersinde dövdürsün mü sizi...
    adam olun akıllı olun top oynaıyın
  • 11108
    bir karga ve bir eşşek son sistem teknolojilere sahip bir uçakta seyehat ediyorlarmış.
    ama uçak son sistem herşey kusursuz.
    neyse uçak hareket etmiş. ( karga ile eşşek yanyana oturuyorlar)
    aradan biraz süre geçince karga hostesi çağırmak için başının üstündeki düğmeye basmış, son derece kibarlığı ve güzelliğiyle gelen hostes ne ihtiyacı olduğunu sormuş.
    su istediğini söylemiş karga. derhal diyerek gidip getirmiş hostes tüm güleryüzlü haliyle. aradan beş dakika geçmiş karga tekrar düğmeye basmış. hostes ne ihtiyacı olduğunu sorunca hiç bir ihtiyacı olmadığını sadece düğmeyi kontrol ettiğini söylemiş. güleryüzlü tavriyla peki demiş hostes.
    eşşek yanında oturan kargayı izlemeye devam ediyor tabi.
    aradan bi kaç dakika geçmesiyle karga tekrar düğmeye basmış, yine gelen hostes yine öylesine bastığını söyleyen pişkin karga halleri. 1-2-3-4 derken karga aynı gevseklikle devam ediyormuş. eşşek her geçen dakika şaşkınlıkla izlemeye devam ediyormuş. karga eğleniyor hostes son derece güleryüzlü haliyle yanlarına geliyormuş.
    e durur mu bizim eşşek? başlamış o da karga gibi düğmeye basmaya. aynı tavır aynı uslup aynı eğlence.
    bir karga bir eşşek derken işin suyunu çıkarmışlar tabi. hostesin canına tak edince pilotun yanına gidip olanı biteni anlatmış. pilot da x düğmesine bas koltuklarinin altı açılsın düşsün ibneler demiş.
    hostes dediğini yapmış pilotun.
    kargayla bizim eşşek hooopp aşağı düşmeye başlamışlar. belirli bi süre sonra karga kanat cirpmaya başlamış. düşmekte olan eşşeğin yanına gelmiş ve
    " madem ucmasini bilmiyorsun , o zaman ibnelik yapmayacaksin " demiş.
    hikayemiz burda bitti :(
    şimdi gelelim bizimkilere. bizde herkes eşşek. hem uçmasını bilmiyor hem ibnelik yapıyorlar.
    sen kimsin hocayı baltalıyon ? bir burak bir selçuk değil tüm futbolculardan bahsediyorum.
    mancini gelir 2 hafta önce it gibi koşan adam mancini gelince yürümeye başlar. mancini gider prandelli gelir emeklemeye başlar. ya sen nerenin itisin de hoca seçiyorsun? dünyanın parasını alıyon bi de hoca mı begenmiyon? zannediyor musun ki prandelliye söven bu taraftar manitasiyla sorunlarını bahane eden adama ağzının payını vermeyecek? zannediyor musun ki 4 gol yedikten sonra yediğin o dürüm senin burnundan getirilmeyecek?
    hocaya ayrı buraka ayrı selçuka ayrı emreye ayrı kızacak kredimiz var bu takımda.
    biz ne hoca seceriz ne rakip ne yonetim ne maç. o yüzden gelmisinizi gecmisinizi severiz. siz daha durun bunlar iyi gunler.
  • 11110
    komple lağvedilmesi lazım. öncelikle tarih boyunca hiçbir galatasaray takımından bu kadar utanç duymamıştım ben. belli, başlı isimler dışında kadroda olan çakallar ve beceriksiz teknik direktörü ile birlikte dibi görmüştür. prandelli'nin gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum ancak koskoca galatasaray takımı başakşehir'den teknik direktörsüz dahi dört gol yememeli. artık ciddi anlamda alnından ter akıtmayan, gamsız, haysiyetsiz, onursuz bir futbolcu grubu ile karşı karşıyayız. önündeki adamı kovalamaktan aciz selçuk, her atağı faulleri ve ofsaytları ile piç eden burak, yeteneksizlikten eli ayağına dolaşan veysel ve daha niceleri. bu adamlar mal bu diye bağırıyor ve sen halen bu adamları göremiyorsun, ısrarla her maç oynatıyorsan hem kendi başını yakarsın, hem de taraftarı sinir hastası edersin . ulan bu forma bu kadar ucuz mu amk, nedir bu doymuşluk, haysiyetsizlik. ben izlerken saçımı, başımı yumrukluyorum, maçlar sonrası etrafımla, annemlen kavga ediyorum, uyuyamıyorum sizin yüzünüzden, lan sinir hastası oldum. azıcık sikinize takın lan. altında ferrari, ayağında gucciler, pradalar, tabi umrunda değil taraftarın ne dediği. insanda azıcık karakter olur, aynaya bakar, hangi takımın formasını giyiyorsunuz lan siz? haram zıkkım olsun aldığınız paralar.
  • 11111
    bazı tümörlü, kanserli organları olan ve gitgide bu kanserin daha derinlere bulaştığı takım.
    bu kanserli organlar temizlenmedikçe içindeki güzel olan hiçbirşeyi göremeyeceğiz...

    en tepeden başlayarak ciddi bir yeniden yapılanma ve istikrar sürecine girilmeli. bu ünal aysal'ın yapamadığı birşeydi. ne yönetim, ne teknik kadro , ne futbolcu konusunda bu istikrar korunamadı. bu işler bilgisayar oyunu gibi olmaz, hoca gonderirim yenisi gelir, futbolcu gonderirim yenisini alırım diyerek yürümez.

    takımı takım yapan içeriğindeki elemanlar değil, o elemanlar arasındaki bağlardır. (bkz: eleman)
  • 11112
    üç ayrı çeteyi barındıran takım.

    trabzonlular: trabzon'dan gelen futbolcular. ilk senelerinde gayet iyi sezon geçirip sonra yatışa geçerler. götleri kalkık olup çok da yüksek maaş alırlar. liderleri burak ve selçuk'tur.

    floryalılar: altyapıdan çıkıp kulübe yerleşirler. kendilerini gram geliştirmeden yatarlar. tek hedefleri galatasaray'da kalmak olup istanbul'da lüks bir hayat yaşamaktır. kulübe zerre katkıları bulunmayıp gün boyu yabancıları çekiştirip dururlar. liderleri sabri reyiz.

    yabancılar: aslında masum bir grup. amerikan hapishanesine uyuşturucudan düşen çocuk misali götü korumak için örgütlenmişlerdir. aralarında çok karakterli ve iyi futbolcular vardır ama kulüpteki belirsizlik onları boşvermişliğe itebilir.

    dünya üzerinde hiçbir takım, takım kimyasını yakalamadan başarılı olmamıştır. yapılması gereken birkaç yabancı ve yerli futbolcu dışında herkesi gönderip bir daha futbolcu üzerine sistem kurmamaktır. ama bu mali krizde dediklerim ütopya olduğuna göre önümüzdeki 5 sene bir mucize olmazsa şampiyon olamayacağız. olan taraftara ve arada gelip giden teknik direktöre olacak anlaşılan.
  • 11114
    selçuk ve dzemaili ilk 18'i, burak ve veysel ilk 11'i hak etmiyor. furkan , umut gündoğan ve sinan gümüş hiç şans bulamıyor. alt yapıdan sezon öncesi hazırlık kampına katılıp ışık veren oyunculardan hiç bahsetmiyorum bile. ne zaman futbolculara hak ettikleri muamele gösterilir o zaman en azından seyirciyi arkasına alırlar. ha ben 31 ekim 2014 galatasaray kasımpaşa maçında bu futbolcuları ilk 11'de görmek istiyorum o ayrı, yüzleşme ve hesap verme vakti hele bi çıksınlar o taraftarın önüne de görsünler o formaya ihanet etmek ne demek.
  • 11115
    önceden yenilsek kahrolurdum, üzülürdüm. neden? takım savaş verirdi, ama ya hakemin yanlış kararları ya da futbolcunun bireysel hatasıyla gol yerdik, çıkaramazdık ama son dakikaya kadar savaşırdık. şimdi ise; üzülemiyorum bile. çünkü ortada bir takım yok, mücadele yok, ruh yok, isyan yok, başkaldıran yok. nasıl üzüleyim ki? kazanmayı haketmiyoruz ki. bu futbolla yensek üzüleceğim nerdeyse çünkü o eski galatasaray ruhundan eser yok.
  • 11116
    2 sene once nasil real madrid'e manchester united'a ustunluk kuruyordu ve simdi gelen giden icerde disarda 4 atiyor? soru bu. cevap cok zor degil. 2 sene once ne vardi ve simdi ne yok? emanuel eboue ve johan elmander yokluklari aranan en onemli iki seviye. seviye diyorum cunku suan oynasalar elimizdekilerden yine iyi oynayacak olsalar bile, 2 sene onceki kalitelerinde kendileri de degil. zaten elmander artik kadroda da yok. bu iki isim kalitesinde bir sag bek ve forvet oyuncusu bugun takimda olsa olmasi gerekenin yarisi halledilmis olur. diger yarisina gelince. bu bolum biraza daha karisik. once selcuk inan ilk kesik yemesi gereken isim. bir sene boyunca yedek kalmasi herkes acisindan daha iyi olacak gibi. bu sure icerisinde zaman zaman buldugu forma sansini degerlendirebilirse ne ala, yok degerlendiremesse, sezon sonu varsa talibi gonderilir, yoksa gelecek seneye iyi hazirlamaya calisilir. bu kadar ugrasilmasi gerekiyor cunku ucuza oynamiyor. senede 500 bin dolar aliyor olsa kadro disi birak gitsin ama bu adam 3 milyon euro aliyor! ya da belki sozlesmesini fesh etmek de bir cozum olabilir sezon sonuna kadar duzelememesi durumunda. burak yilmaz ise biraz daha uzun vadede ayni muameleyi gormeli. biraz daha uzun zamani hakketigini dusunmeme sebep olan sey, takimin forvete kadar olan problemlerini cozdukten sonra, yeterli destegi gorunce de verimsizligi devam ediyor mu etmiyor mu gormek gerekir diye dusunmemden kaynaklaniyor. elde degerlendirilmesi gerekip de harcanan oyuncular kesinlikle cok fazla sans bulmali. bruma allahin emri artik surekli oynamali. bu adama 10 milyon euro verildi ve adam surekli yedek ve hatta yedek bile degil! saka mi bu? olcan ve bruma oyle boyle kanatlarda is yapar nihayetinde. felipe melo'dan canini isteyecek halimiz yok. defansin gobegi de en azindan ilk asamada cok acil degil.
    ozet olarak; cok acil sagbek ve guclu, uzun, caliskan bir forvet lazim takima. selcuk inan kendi pozisyonunda birinci alternatif olmaktan cikmali. bruma ve olcan surekli oynayarak kendilerini gelistirmeli ve eksiklerini tamamlayarak potansiyellerini aciga cikarmali.
  • 11117
    selçuk, burak, djemaili gibi futbolcularının, maçları sıcak evlerinde ki led tv'lerdinden izlemesi gereken takımdır. prandelli'yi eleştirdiğim tek nokta bunu yapmamasıdır. herşey bu kadar netken, orta sahamız saydamken, pozisyon bulamıyorken prandelli'yi gönderip denizli'yi getirsek ne olur? belki luce gelirse selçuk ve burak'ı kadro dışı bırakır, kimse de ağzını açıp tek kelime edemez, o da zaten gelmez. o yüzden teknik direktör değişikliğiyle düzelecek takım değil galatasaray futbol takımı. takımın temposunu düşüren, mücadele etmeyen, sahada yürüyerek mesafe kaydedip çok koşuyormuş gibi görünen, birbirine pas vermekten başka hiç bir alternatifi görmeyen futbolcuları kadro dışı bırakmak, şu anda en makul çözüm yolu olarak gözüküyor.
    peki an itibari ile neler yaşanıyor? orası gerçekten çok komik. abdülrahim albayrak isimli yöneticimiz geliyor, bırakın kadro dışı bırakılmayı, sabri'yi affettiriyor. umudumuz sabri ya şaka gibi.
    son olarak prandelli, kadroda bu reformu gerçekleştirmediği sürece takımla ilişkisinin kesilmesi taraftarıyım, yok eğer bu reformu yaparsa sonuna kadar da arkasındayım, ve benim gibi düşünen bir çok galatasaray taraftarının olduğunu biliyorum.
  • 11118
    en büyük ihtiyaçları ;
    çamaşır makinası * değil gol makinası
    orta sahada ekseni etrasında dönmesi 5 gün süren hevesi kaçmış adamlar değil* * dinamik , genç , istekli , hızlı oynayan orta saha
    ve takımın hepsini hevessiz ve türk milyon eurolar alan orta saha ve forvetlerden değil yaratıcı kanat oyuncularından ** kurmayı düşünebilecek ve de galatasaray'ın bangır bangır oynaması gerektiğini unutmayacak, yalnız kulübe değil tüm ülkeye yabancı olmayan teknik direktördür.

    aslında neler var da yazacağım bıktım be amk.
  • 11120
    açın herhangi bir ligde zirveye oynayan herhangi bir takımın maçını izleyin. hiçbirinde böyle harala gürele oyun anlayışı olamaz. olmamalı da. kaleye verkaçlarla gitmeyi deneyecek, birbirine duvar olmayı deneyecek futbolculara ve futbol anlayışına ihtiyacımız var bizim. öyle burak yılmaz'a top şişirmekle olmuyor bu iş malesef. hiçbir zaman da işe yaramayacaktır. herhangi bir hucum varyasyonuna dahi yeltenmeyen , takımda birisi top aldığı zaman herkesin amiyane tabirle armut gibi izlediği bir takım olmuşuz. ne ara olduk bilmiyorum. yardımlaşma yok denecek kadar az. tek pas kavramını bilen sayısı takımda sınırlı. zaten gram top oynama isteği yok. teknik ekip kaynaklı mı yoksa futbolcu kaynaklı mı bilmiyorum ama bu sorunlar halledilmediği sürece isterse futbolcun 15 km koşsun hiçbir işe yaramaz. doğru koşular yapmak gerekir bence. her maç aynı hataları yapmaktan bıkmadı takım. her maç aynı şekilde gol yiyorsun bir önlem almıyorsun. insan gerçekten hayret ediyor.burak yılmaz'ı sahada yokmuş gibi düşünüp, yardımlaşarak kaleye ilerlemesi gereken takım.
  • 11123
    mevcut form durumu için konuşuyorum.

    cl için inanılmaz zayıf bir takımız bunu konuşmaya gerek bile yok. olur da uefa kupasına gidersek de tur geçebileceğimizden hiç umutlu değilim. gelelim asıl hedefimiz olan ligimize.

    eğri oturup doğru konuşalım, bi yanda ba, pektemek, cenk üçlüsü, diğer yanda sow, webo, emenike üçlüsü varken forveti burak-umut olan takım sittin sene şampiyon olamaz. biz amatör olarak futbolla ilgilenen taraftarlar bas bas bağırırken 45 maçı burak-umut ikilisine emanet etmeyelim diye bu iş için epey maaş alan profesyoneller bunu göremedi. kalan mevkilerde ciddi fark yaratamadığımız sürece forvet konusunda çok gerideyiz çok.

    orta sahayı defansif ve ofansif olarak 2 ye ayıralım. 40 kişilik kadromuzda şino, bruma, olcan ve emre dışında hücumcu orta sahamız yok. götle gülünecek kadar komik bir durum. bunların da 2 tanesi ilk 18de olsa sevinecek hale geldik. şu ana kadar yaptığımız 10 maçta bir kere 4ü de kadroya alında. kalan maçlarda bu sayı çoğunlukla 2 çok nadir olarak 3 oldu. 40 kişilik kadroda 5, ilk 18de 3-4 banko olması gerekiyor bana göre.

    orta sahayı defans yönünden ele alalım. melo. melo. melo. melo'nun yanında oynamayan yekta ve hamit var defans,ofans karışık takımı rahatlatacak oyuncu sayısı da bu kadar. bu mevkide ilk 11de banko 2 yerine göre 3 adam olması gerekirken bizim 40 kişilik kadromuzda 1 tam 2 yarım adamımız var. bu bölgede de çok eksik durumdayız.

    beklere bakalım. 40 kişilik kadronda 4 tane bek olması gerekirken biz de bir tek tarık var. bir de yarım hakan. türkiye ligi standartlarının en altında olduğumuz bölge burası. ki o standartlar da gençlerbirliği'ne falan denk gelir hesap edin. en zayıf bölgemiz olmasına rağmen bu konuda kimseye kızamıyorum çünkü geçtiğimiz yıl devre arasından sonra yaptığımız 25 maçta telles ve veysel en azından türkiye ligine götürebilecek gibi duruyordu. üstüne yarım hakan'ımız, henüz kadro dışı kalmamış sabri'miz vardı ve üstüne tarık'ı transfer ettik. benim için sezonun sürprizi bu bölge oldu.

    stoper de ise yine yarım hakan, şecu, semih, koray ve yarım gökhan ligi götürebilir bence. lig için bu mevkide sıkıntımız yok. ama sadece lig için. 1 adet bek ve 1 adet defansif orta sahamız olduğu için 2 stoperle birlikte savunma yaptığımız kişi sayısı toplam 4e çıkıyor ki normalde olması geren 2 stoper, 2 bek, defansif-ofansif 2 göbek oyuncusuyla birlikte 6dır. yediğimiz gollerin ezici çoğunluğunda hata orta saha ve beklerde stoperlerde değil.

    kaleyi ise konuşmaya gerek bile yok. cl seviyesinde olan tek mevkimiz burası.

    oyuncuların bu verimsizliğinin üstüne, dünya çapında hızlı oyunlarıyla bilinen dortmund ve arsenal takımlarına karşı 100er metrelik kanat koridorlarını birer adama emanet eden büyük taktik deha prandelli'yi de ayrıca kutluyorum. kurt gibi hoca yemin ederim.

    muslera
    sabri-semih-şecu-tarık
    melo-yekta
    olcan-şino-bruma
    umut(ismail berk nerede amk kiralıktan döndü yazıyor transfermarkt'da)

    yada

    muslera
    sabri-semih-şecu-tarık
    olcan-melo-yekta-bruma
    şino
    umut(ismail berk nerede amk kiralıktan döndü yazıyor transfermarkt'da)

    yedekler veya yedek olamayıp ilk 18 için sıra bekleyenler
    sinan bolat, hakan balta, koray, gökhan, hamit, umut g, emre ç, pandev, cemal.

    şu kadroları 5-10 gün birlikte antreman yaptırıp, 2-3 maça birlikte sürsek şu anki durumdan kötü olur muyuz olmaz mıyız bu sorunun cevabı prandelli'nin notudur.

    eyyorlamam bu kadar.
  • 11125
    fenerbahce maciyla baslayan surec boyunca hic entry girmedim sozluge. kulupte olup bitenleri de uzaktan bir gozle izlemeye calistim duygularimdan arinarak, lakin duygularimdan arinmadigimda ne realist olarak bir seylerin farkina verebiliyorum ne de cok sevdigim insanlara kufretmekten kendimi alikoyabiliyorum. fenerbahce karsilasmasinin kazanilmasini bir insanin sok ile hayata dondurulmesine bagliyorum. ancak takip eden surecte kalbimiz maalesef dayanmadi. fenerbahce maci bizim icin once doktor basarisi sonra da sevenlerin duasinin birlesmesinin sonucu oldu. hastanin yasamasi iyi mi oldu kotu mu oldu henuz bilmiyoruz. nitekim bu macin ardindan takip eden surecte rahat bir olumdense kivaranarak olmeyi tercih ediyormusuz gibi geliyor...bu kadar bos konusmak yeterliyse birazcik takim hakkinda goruslerimi belirtmek isterim. ben oncelikli olarak sorunun cesare prandelli'de oldugunu dusunmuyorum. kendisinde sorun var mi, tabii ki var. ancak kendisinin uzerine bu kadar gidilmesini yanlis buluyorum. galatasaray futbol takimi turkiye ligi sampiyonlugu icin yeterli duzeyde bir takim olarak gozukuyor. isimler tek tek kendilerini bildigimiz sekilde ele alinirsa bu takimin bu ligi goturmemesine imkan yok. takimdasligin bozulduguna da herkesin aksine inanmiyorum. ancak turk oyuncularin artik forma savasi vermesine gerek olmadigi bir acik. ornegin bu takimin forvetinde burak yilmaz'dan baskasi yok. kendisi ne kadar kotu oynarsa oynasin o formayi kaptirmayacagina inanci tam. hoca bunu sezon basinda olcan'i kadro disi birakarak engellemeye calisti ancak olcan'in bolgesinde eli burak'a ya da selcuk'a nazaran daha rahatti. 2 sene once methiyeler dizdigimiz selcuk bugun sahanin en kotusu ama biliyor ki kendisinin yerinde yekta oynasa bu sefer o sahanin en kotusu olacak. yuzunu gormedigimiz ancak iyi oynayacagini umit ettigimiz furkan konusunda endiselerim cok acik, nitekim ayni dusunceye koray'da da sahiptik ancak koray daha iki gun once sahadaydi ama kendisini goremedik. yani demem o ki selcuk calismayi biraksa yerine gececek turk selcuktan iyi olmayacak, yerine bir yabanci gecse bu sefer sezonun en iyisi chedjou'yu mu yoksa kalede muslerayi mi kesecegiz, sneijder'den bahsetmiyorum bile. biz bu takimdan herkese bes atmasini beklemiyoruz. sahsen ben beklemiyorum. ancak en azindan top hakimiyetini sahaya hali saha maci yapmaya cikmis insanlar gibi degil de hucuma katki saglayacak sekilde kullanmasi takimin goze hos gelen futbol oynamasini saglayacaktir. bu dogrultuda bunun icin caba sarfeden iki oyuncu var takimda. bunlardan biri olcan digeri wesley. melo bulundugu konum itibariyle elinden gelen destegi sagliyor bu is icin ancak yeterli olamiyor. kanatlardan hucum etmeye kalksak yaptigimiz her orta bosa gidiyor, ortadan hucum etmeye kalksak bu kez selcuk el freni gibi, burak' atilan toplar bumerang gibi geri donuyor. dortmund ve basaksehir maclarinda topla oynama oranlarinda ezici ustunlugumuz var. bir tane hucum bolgesinde hatirladiginiz organize atagimiz var mi ? yani demem o ki oturmayan seylerin oturmasi icin bizim zamana ihtiyacimiz yok. takim gayet iyi evet, ama dengesiz. bunun uzerine bir de marco reus'tan fazla para kazanip hic bir sey vermeyen kaprisci arkadaslar eklenince iyice kaosa surukleniyoruz. baktiginiz zaman bu takim hicbir hedefinden uzakta degil, ancak hicbir isik vermedigi icin bu kadar kotu hissediyoruz. umarim en kisa zamanda bu duruma farkli cozumler bulunur. ben sahsen henuz hastaligi tespit ettigimize inanmiyorum. hastalik tespit edilinceye kadar da kalbimiz bir kez daha durursa calistirabilir mi ? simdi ofsayta bogun beni ama nefret ettigim bir doktor var, kendisi gelirse o zaman oluyu bile diriltiyor. bu kez onun eline dusmeden care bulalim su duruma...
App Store'dan indirin Google Play'den alın