• 11001
    şimdi çıkıp polemik yaratmak, bu güzel galibiyetimize gölge etmek istemiyorum ama yabancı futbolcuların takımımızı daha çok sahiplenmesi içimi acıtıyor. bruo alves'in kırmızı kart pozisyonunda sneijder ve melo ilk olarak tepki koyuyor. bu durum gerçekten sinirlerimi bozuyor, bazılarının şunu anlaması lazım bu takımın yıldızı sneijder, beyni, oyun kurucusu, herşeyi o. eğer bu adam senden fazla koşuyorsa takımda yerin yok. lafım burak yılmaz'a beyfendi elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor pres bile yapmıyor. sneijder 30 metre koşup şok pres yapıyor. zaten sahada yaptığın bir şey yok bari koş be adam. sen önde pres yapmazsan orta sahanın direnci kalmıyor.

    selçuk biraz kıpardandı bugün, yine kötüydü ancak en azından bir kaç pozisyonda eskisi gibi oyunu açtı. olcan çok iyiydi. bu adamları sevmiyorum anlamına gelmesin ancak sneijder'i sevmeyebilirsin ancak bazı şeyleri kabullenmeleri lazım. yoksa kız gibi trip atmak hem kendilerine hem de takıma zarar veriyor.
  • 11003
    ne olursa olsun sahip çıkılması gereken takım. bu takımı eleştirin. yerden yere vurun. stada gidin futbolcunuzu yuhlayın. ama allah aşkına şunları unutmayın. biz 3 senedir 3 kulvarda top oynuyoruz. avrupa maçları yüzünden sürekli hucum oynayamıyoruz. lig maçlarından dolayı sürekli defans yapamıyoruz. hafta içi maç yapıyor. eleştiriliyor. maç yapmayanlara laf yok. terimin kimyasını bozan avrupadır. avrupada oynadığımız sürece bizim ideal bir 11'imiz olmayacak. bir tane sağ bek, bir tane sol bek oyuncumuz olmayacak. sürekli ligde olsak biz hep aynı oyunu oynarız. ama olmuyor.
  • 11004
    18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçının ilk yarısı 2 pas yapamayan, rakip kaleye 1 tane şut çekemeyen takımdır. ilk yarı resmen bir pakket sigara tüketmemi sağlayan takımdır.

    maçın ikinci yarısında olması gerektiği gibi oynadık, ancak maçı 87.dakika kopardık, yani sneijder gibi bir oyuncuya sahip olmasak belki maç berabere bitecek yada uzatmalarda ki 90+5de gol yiyecek ve yenilecektik.

    kazanırken bile çok eksiğimiz var, prandelli hoca tamam seviyoruz, destek veriyoruz ancak harbi söylüyorum galatasaray başka bir dünyadır, cemal ile selçuk'a bu kadar israr etmesin, hamit,bruma,emre ç,yasin gibi oyunculara şans versin, hele veysel sarıya nasıl tahamul ediyor hoca anlamıyorum, veysel iyi çocuk olabilir ama kusura bakmasın galatasaray'da oyanayamaz, beğenmediğim sabri, 5 tane veysel eder.

    hocam ve futbolcular bu işleri daha iyi bilir, ali sami yeni full görmek istiyorlarsa, her maç hüçüm ve goller atmaları gerekiyor.
  • 11005
    18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası, 2 forvetli sistemle sezona devam etmesi gereken takım. ceza sahası dışından bu kadar iyi isabetli şut atan oyuncumuz varken, tek forvetle oynatıp rakip takımın orta saha oyuncularımıza adım attırmamaları pozisyon kısırlığı çekmemize neden oluyor. kanatlarımız ne yazık ki düşündüğümüz gibi çalışmıyor. bruma oynatılamıyor, olcan sıfıra inemiyor. bu durumda bol bol şut çekmemiz gerekiyor ama ceza sahası önü çok kalabalık olduğu için bunu da yapamıyoruz. olcan, sneijder, selçuk, hamit, emre, dzemaili hatta ve hatta melo dahil yaradana sığınıp çok güzel şutlar çekiyorlar. bu oyunculara bu ortamı yaratmak lazım. sneijder'in attığı ikinci golde burak ve umut'un yaptığı koşular nasıl sneijder'e rahat bir vuruş imkanı sağladı hepimiz gördük sanırım.

    bunun dışında orta sahada fizik gücü artıran ama başka bir ekstrası olmayan dzemaili yerine topu hızlı kullanma ve oyun görüşü yüksek olan hamit'le başlansa ne orta sahayı rakibe bu kadar kolay bırakırız, nede ileri top taşımakta bu kadar yetersiz kalırız.

    son olarak veysel. ne yazıkki bu çocuk bu performansı ile sabri'yi aratıyor. o kanatta kesinlikle tarık kullanılmalı. tabi dün gökhan'ın karşısında hakan ya da telles olsa, sıkıntı yaşardık ama ne yazık ki sıralamaya koyduğumuzda tarık, telles, hakan, sabri, veysel diye sıralanır diye düşünüyorum.

    bu şekilde defansif takım görüntüsünden kurtulup daha fazla hücüm yapan bir takım olabiliriz belki. 2 forvet rakip defansın ileri çıkmasını engellerken, kalabalık orta saha oyuna ağırlığını koyabilir. tabi hiç bir zaman düzgün defans yapmayı beceremememiz bize sıkıntı yaratabilir.

    ------------- muslera ------------

    ---- chedjou - semih - tarık ----

    -------- melo ---- selcuk --------

    - olcan ---- sneijder --- bruma -

    -------- umut -- burak --------

    veya bu şekilde bir dizilişle çıkıp telles ve tarık’ın ileri geri çalışmasıyla birşeyler denenebilir.

    ------------- muslera ----------

    ------- chedjou - semih -------

    -- tarık ---- melo ---- telles --

    ----- hamit ---- selçuk --------

    ----------- sneijder ------------

    -------- umut -- burak -------

    son olarak prandelli’nin geçen hafta u21 maçında iyi performans gösteren emre’yi oyuna alması, haftalardır üzerine ekleyerek birşeyler gösteren hamit’e güvenmesi bence olumlu gelişmeler. sadece dzemaili oyundan çıkmışken, ayarsız enerji umut yerine pandev’i tercih etmesi hoş olabilirdi diye düşünüyorum.

    fakat aklımda prandelli’nin ilk açıkmalamaları da duruyor ve bize izlettirdiği oyun da sanki bunu destekler nitelikte. önce defans yapmayı öğrenmiş gol yemeyen bir takım yaratmaya çalışıyor, fakat düşük performanslı, yakaladığını atamayan hatta ve hatta hiç bir pozisyon yakalayamayan bu hücüm kurgusuyla pek başarılı olamadığımız aşikar.

    devamlı garanti pozisyonlar kovalayan muhafazakar bir savunma yapısı yerine devamlı şut çekip rakibine hep savunma güvenliğini düşündürmek zorunda kalan bir galatasaray arasında seçim yapması gerekiyor sanırım. hiç pozisyona giremeyen takım karşısında kendine güveni gelen bir rakip yerine hep tetikte bekleyen tedirgin bir rakip işimizi daha kolaylaştırır bence.
  • 11006
    gereksiz yere korkak şekilde oynatılan takımım. fenerbahçe maçını kazanmış olabiliriz, ama ilk yarıda kendi sahamızda fenerbahçe gibi ne oynayacağı çok belli olan bir takıma karşı rezil olduk prandelli sayesinde. bu adam kesinlikle bizim takımı iyi oynatacak formüllerden bihaber. ne yapmaya çalıştığını kesinlikle anlayamıyorum. arsenal maçında da, fenerbahçe maçında da kendisinin verdiği taktikle başladık maça, yine kendisinin ifadesiyle ikinci yarılarda futbolcuların bildiği sisteme döndük ve rakibi sürklase etmeye daha yatkın bir futbol oynamaya başladık. dortmund maçının ilk yarısına teknik direktör olarak başka bir adam bulabilirsek, ikinci yarı zaten maçı kopartırız. ama gözünü seveyim bu adam taktik falan vermesin takıma, faydadan çok zararı var zira.
  • 11009
    takımın sorunu dizilişte falan değildir, sorunu forvetsizliğidir. transfer döneminde bu takıma dominant, oyunu rahatlatan, takım için oynayan kaliteli bir forvet alınmadı ya yazıklar olsun. bu hatada kimin payı varsa büyük bir gaflet içerisindedir. burak ve umut'a güvenip, yardımcı forvet olan pandev'i almak hataydı. pandev'den umutluyum ama bize lazım olan net santrafordu. devre arasında böyle bir isim alınır mı sanmıyorum? kör, topal böyle gideceğiz. bir şekilde pandev ve umut ile başlamamız lazım maçlara o kesin.
  • 11010
    lig ilerliyor. artık yavaş yavaş bir şeylerin yerine oturması gerek. özellikle prandelli'nin sistem konusunda bir karara varması şart. çünkü oyuncular bir sistemi sürekli oynadıkça o sistemle rakibin kilidini açmayı keşfedecekler, kendi yeteneklerini daha önce kafada yerleşmiş planlara göre çok daha rahat kullanacaklar.

    ayrıca şu sıralar en uygun sistemin 4-3-3 olduğunu düşünüyorum. özellikle sneijder'in orta sahada oynaması takımın kesat ileri çıkamayan görüntüsünü tamamen ortadan kaldırmıştı bundan önceki maçlarda. ısrar edilmesi taraftarıyım. ayrıca tarık çamdal her maç ben sağ bekim diye bağırıyor. evet sağ bekte veysel sarı idare ediyor ancak efektif bir sağ bekten yoksun kaldığımız gibi sol bekte de tarık istenen performanstan uzak. bu durumda prandelli'nin sol bek mevkiine bir çözüm üretmesi gerekiyor. elinde hakan balta var. onun dışında yasin, furkan gibi oyuncular da mevcut. tabi bir de yabancı kontenjanına göre en ideali telles de forma giyebilir.

    buna göre form durumuna göre ya bruma ya da pandev şans bulacaktır takımda. özellikle pandev'in oynaması ileri üçlümüze ciddi anlamda zeka ve yaratıcılık katacaktır. bu bölgede zorlandığımız maçlarda hem bir dinamizm hem de pas durağı olarak emre çolak da ara ara kullanılabilir. çünkü oldukça iyi defansif özelliklerinin yanısıra topu takımda tutan ve sürekli pas alternatifi olan bir oyuncu. ayrıca zaman zaman gayet yaratıcı da olabiliyor. ben emre çolak'dan ama 30 dakka ama 90 dakka aslında her maç yararlanılması taraftarıyım. özellikle türkiye ligi'nde rakibin durumuna göre melo, emre, sneijder orta üçlüsünü bile kaldırabilir takım. yeter ki öndeki 3'lü sürekli oyunun içerisinde olsun. ancak dordmund, fenerbahçe gibi ciddi rakipler karşısında melo, hamit, sneijder üçlüsü verimli olacaktır. hem form tutana kadar selçuk da biraz dinlenir. bu durumda yabancı kontenjanı muslera, chedjou, melo, sneijder ve bruma - pandev ikilisinden biri şeklinde 11'e yansır. dzemaili ve telles de alternatif olarak takımda kendilerine yer bulurlar.

    tabi bu benim tercihim. ancak ısrarcı olduğum tek nokta artık bir oyun yapısında karar kılmamız ve onda gelişmemiz. kimin ne zaman nereye koşturacağını bilmesi. maç içerisinde 110 km koşacak kondisyona geldikten sonra artık sistemi oturtmanın vaktidir.
  • 11012
    prandelli'nin teşhisi doğru: ağır oynuyoruz ve agresif değiliz. ama bu teşhise yönelik çıkardığı kadrolar ve oyun planları aynı tutarlılıkta değil.
    hızlı ve agresif oynayabilmek için hem sistemini, hem saha yayılışını hem taktik formasyonunu hem de oyuncu tercihlerini ona göre yapacaksın. agresif, baskılı, önde basan, rakibi bunaltan, yıldıran oyun için ona uygun oyuncularla oynayacaksın. oyuncu ismi vermeden sadece oyuncu tipinden bahsederse; genç, çabuk, güçlü, dayanıklı, çevik, hırslı, saldırgan oyuncu tipi. özellikle orta üçlüde bu stildeki oyuncular şart. selçuk, dzemaili, veysel çok ağır, yavaş, rakibe pres yapmayan, top çalmayan, rahatsız etmeyen oyuncular. veli, atiba, alper potuk, gibi oyuncularla bu oyun oynanır.

    agresif oyun için elde maalesef uygun malzeme yok veya alınamadı veya yanlış alındı. bunun nedenleri var: prandelli takıma geç katıldı. yeterli hazırlık maçı yapılamdı ya da geçen yılki analizler eksik yapıldı vs... prandelli bu takımın defansına değil orta sahasına adam gerektiğini anladı ama dzemaili tercihi çok yanlıştı. elde selçuk ve hamit gibi dzemaili tarzı adamlar vardı. alınması gereken adam, genç, dinamik, agresif, top çalan, basan oyuncu olmalıydı. emre, okan suat veya beşiktaştaki veli atiba gibi adamlar.

    neyse olan oldu. en azından devre arasına kadar zevahiri kurtarmak ve hiç olmazsa kendi sahandaki maçlarda rakip üstünde baskı kurmak için eldeki oyuncular arasında buna en yatkın oyuncularla oynamak şart. bence hocanın emre çolak, furkan gibi oyuncuları kullanması lazım. bunlar hem genç, hem kıvrak ve çabuk hem de top çalan oyuncular. hatta hamit bile selçuk ve dzemaili'den daha hazır görünüyor belki o da eklenebilir.

    kadronun olabildiğince genç, hızlı, çabuk, kıvrak oyunculardan kurulması lazım. telles, bruma, tarık, emre gibi oyuncuların kesin oynaması lazım. bu işin top rakipteyken ki kısmı.

    gelelim top bizdeykenki hücum planına. yani ağır oynama sıkıntısına. burada devreye yine oyuncu kalitesi ve oyuncu tercihleri giriyor ancak işin içinde sistem, sahaya yayılış, tercihler ve taktik formasyon da giriyor.
    fenerbahçe maçı üzerinden konuştuğumuzda; oyuncu tipi olarak orta sahada çabuk ve beli ince olan oyuncu olmadığı için topun ayaktan çıkması süresi uzadı ve bu yüzden orta sahada çok baskı yedik, ya top kaybı yaptık ya da uzun vurup topu kaybettik. çabuk ve kıvrak orta saha kullanmadığımız için aynı şekilde topla kat edemedik yine baskı yedikç o yüzden çoğu kez muslera geriden degaj veya uzun vurdu sanki ileride o topu alacak drogba varmış gibi. ama bu mecburiyetti. ikincil olarak orta saha baskı yediğinden beklere ileri gönderip taç çizgisi üzerinde bekletip oyuna genişlikte kazandıramadık çünkü özellikle veysel o çapta bir oyuncu değil. topu üçüncü bir yöntemle rakip sahaya götürme şekli olan santrafor üzerinden oyun kurma konusunda da burak'ın teknik yetersizliği ve oyuncu tipi dolayısııyla zaten böyle büyük maçlarda hiç şansımız olmuyor. alsında burada maalesef dzemaili tercihinde yaptığımız hatanın bir benzerini santrafor için pandev'le yaptığımızı söyleyebilirim. zira pandev bir yardımcı forvet. asla nokta santrafor değil. burak'sa bizimle değil ama defans yapan ve oyunu kendi yarı sahasında kabul eden takımların kullanabileceği türden bir oyuncu.

    burada hocanın yapması gereken aslında sol bekte balta ile başlayıp tarık'ı sağ beke çekmek olmalıydı. yabancı hakkını dzemaili'den değil bruma'dan yana kullanarak olcan'ın hareketliliği ile caner'i çıkartmaması gibi bruma'nın hareketliliği ile gökhan'ı da çıkartmayarak oyunu rakip sahaya yıkabilirdi. orta sahaya ise emre çolak takviyesi ile hareket ve çabukluk artı pres avantajı getirebilirdi. hatta bence selçuk'un yerine hamit'i sağ içte oynatarak hamit'in hem pres ve koşu hem de top saklama özelliğini kullanabilirdi. önde ise burak'ın yerine bence umut'la başlanıp takım presine destek verilebilirdi. yine seken karambollerde hava toplarında umut'un mücadeleci özelliğinden faydalanılaibilir.

    daha genç, çabuk, hızlı, çabuk düşünene, top rakipteyken basan, agresif bir takımla oynamak lazım.
  • 11014
    kendi oyunlarını seyrediyorlar mıdır acaba diye merak ettiğim futbolcularımız. burak'ın bir demeci vardı, arsenal maçı sonrası sanırım. çok çalışıyoruz ama olmuyor; biz de anlamıyoruz diye. nasıl bir hissiyattır bu?! yani antrenmanlarda muhteşem oynuyorlar, süper üçgenler kurup, kavisli ortalar açıp, inanılmaz taktiksel oyunlar kurgulayıp, her vurdukları 90'a mı gidiyor da maçta olmuyor bunlar nedir? ne anlama geliyor bu? yahu uykumuz geliyor takımı seyrederken. batı'nın komplosu musunuz olm siz, amacınız ne?
  • 11016
    goran pandev ile blerim dzemaili'yi cok sevsem de bu ikisi yerine amrabat'i kadroda tutup forvete almeida'yi alsaydik daha saglam bir kadromuz olurdu. su an mevcut kadroda top ileri tasiyabilcek futbolcu yok. bruma falan demeyin. topu ileri tasisak topu ilerde tutucak forvet yok veya duvar olabilcek. onu gectim kanatlardan orta acsak kafa vurabilcek forvet yok. amrabat'la almeida cok sey katabilirdi bu takima. ama prandelli ya da unal aysal ikilisinden hangisi bu hatayi yaptiysa gecti gitti artik. rakipleri izlerken "ooo ne guzel lan adamlarda kanattan akan calim atan top surebilen kanat oyunculari var :o" diye ic geciricez butun sezon.
  • 11019
    92'den beri düzenli olarak galatasarayı takip etmeye çalışırım. çoğu sezon aklımdadır. cl'de grup sonuncusu olduğumuz zamanları da hatırlıyorum tromso gibi boktan takımlara elenişimizi de. hiç transfer yapamayıp cihandan sağ bek orhan aktan sol bek yaptıklarımızı da.

    bu kadar senede rakip kaleye bu kadar az giden, bu kadar isteksiz ve temposuz oynayan, bu kadar da çok para harcanan başka bir sezon hatırlamıyorum. bu sene şampiyon da olabiliriz uefada devam edip final de görebiliriz ama bütün bunlar tek bir gerçeği değiştirmeyecek: bu rezalette emeği geçen herkes bir an önce gitmeli.

    istifa da bir erdemdir
  • 11022
    eleştirilmesi gereken takımdır, ama 2010-2011 sezonundaki içler acısı halimizi unutmamamız gerekir. o günlerde son maçlarda dahi stada giden bir avuç kişiden biri olarak söylemeliyim ki; bu takıma vuralım ama öldürmeyelim(u: :(). sezonun geri kalanında bu adamlara ihtiyaç duyacağız.

    cevap editi: hangi adamlar lan! göremiyorum kimseyi.
  • 11023
    son 3 senedir avrupa'da içeride dışarda bol bol 4'ler, 6'lar yemeyi alışkanlık haline getirmiş takım. hayırdır?!

    yılmaz vural 22 ekim 2014 galatasaray borussia dortmund maçı öncesi türk futbolcuların duygusal olduklarından, ona göre davranılması gerektiğinden bahsetti. doğru diyelim; tamam, kabul edelim. peki bu durumda bu sonuçlarda köteği basmak da gerekli mi değil mi onu söylesin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın