11005
prandelli'nin teşhisi doğru: ağır oynuyoruz ve agresif değiliz. ama bu teşhise yönelik çıkardığı kadrolar ve oyun planları aynı tutarlılıkta değil.
hızlı ve agresif oynayabilmek için hem sistemini, hem saha yayılışını hem taktik formasyonunu hem de oyuncu tercihlerini ona göre yapacaksın. agresif, baskılı, önde basan, rakibi bunaltan, yıldıran oyun için ona uygun oyuncularla oynayacaksın. oyuncu ismi vermeden sadece oyuncu tipinden bahsederse; genç, çabuk, güçlü, dayanıklı, çevik, hırslı, saldırgan oyuncu tipi. özellikle orta üçlüde bu stildeki oyuncular şart. selçuk, dzemaili, veysel çok ağır, yavaş, rakibe pres yapmayan, top çalmayan, rahatsız etmeyen oyuncular. veli, atiba, alper potuk, gibi oyuncularla bu oyun oynanır.
agresif oyun için elde maalesef uygun malzeme yok veya alınamadı veya yanlış alındı. bunun nedenleri var: prandelli takıma geç katıldı. yeterli hazırlık maçı yapılamdı ya da geçen yılki analizler eksik yapıldı vs... prandelli bu takımın defansına değil orta sahasına adam gerektiğini anladı ama dzemaili tercihi çok yanlıştı. elde selçuk ve hamit gibi dzemaili tarzı adamlar vardı. alınması gereken adam, genç, dinamik, agresif, top çalan, basan oyuncu olmalıydı. emre, okan suat veya beşiktaştaki veli atiba gibi adamlar.
neyse olan oldu. en azından devre arasına kadar zevahiri kurtarmak ve hiç olmazsa kendi sahandaki maçlarda rakip üstünde baskı kurmak için eldeki oyuncular arasında buna en yatkın oyuncularla oynamak şart. bence hocanın emre çolak, furkan gibi oyuncuları kullanması lazım. bunlar hem genç, hem kıvrak ve çabuk hem de top çalan oyuncular. hatta hamit bile selçuk ve dzemaili'den daha hazır görünüyor belki o da eklenebilir.
kadronun olabildiğince genç, hızlı, çabuk, kıvrak oyunculardan kurulması lazım. telles, bruma, tarık, emre gibi oyuncuların kesin oynaması lazım. bu işin top rakipteyken ki kısmı.
gelelim top bizdeykenki hücum planına. yani ağır oynama sıkıntısına. burada devreye yine oyuncu kalitesi ve oyuncu tercihleri giriyor ancak işin içinde sistem, sahaya yayılış, tercihler ve taktik formasyon da giriyor.
fenerbahçe maçı üzerinden konuştuğumuzda; oyuncu tipi olarak orta sahada çabuk ve beli ince olan oyuncu olmadığı için topun ayaktan çıkması süresi uzadı ve bu yüzden orta sahada çok baskı yedik, ya top kaybı yaptık ya da uzun vurup topu kaybettik. çabuk ve kıvrak orta saha kullanmadığımız için aynı şekilde topla kat edemedik yine baskı yedikç o yüzden çoğu kez muslera geriden degaj veya uzun vurdu sanki ileride o topu alacak drogba varmış gibi. ama bu mecburiyetti. ikincil olarak orta saha baskı yediğinden beklere ileri gönderip taç çizgisi üzerinde bekletip oyuna genişlikte kazandıramadık çünkü özellikle veysel o çapta bir oyuncu değil. topu üçüncü bir yöntemle rakip sahaya götürme şekli olan santrafor üzerinden oyun kurma konusunda da burak'ın teknik yetersizliği ve oyuncu tipi dolayısııyla zaten böyle büyük maçlarda hiç şansımız olmuyor. alsında burada maalesef dzemaili tercihinde yaptığımız hatanın bir benzerini santrafor için pandev'le yaptığımızı söyleyebilirim. zira pandev bir yardımcı forvet. asla nokta santrafor değil. burak'sa bizimle değil ama defans yapan ve oyunu kendi yarı sahasında kabul eden takımların kullanabileceği türden bir oyuncu.
burada hocanın yapması gereken aslında sol bekte balta ile başlayıp tarık'ı sağ beke çekmek olmalıydı. yabancı hakkını dzemaili'den değil bruma'dan yana kullanarak olcan'ın hareketliliği ile caner'i çıkartmaması gibi bruma'nın hareketliliği ile gökhan'ı da çıkartmayarak oyunu rakip sahaya yıkabilirdi. orta sahaya ise emre çolak takviyesi ile hareket ve çabukluk artı pres avantajı getirebilirdi. hatta bence selçuk'un yerine hamit'i sağ içte oynatarak hamit'in hem pres ve koşu hem de top saklama özelliğini kullanabilirdi. önde ise burak'ın yerine bence umut'la başlanıp takım presine destek verilebilirdi. yine seken karambollerde hava toplarında umut'un mücadeleci özelliğinden faydalanılaibilir.
daha genç, çabuk, hızlı, çabuk düşünene, top rakipteyken basan, agresif bir takımla oynamak lazım.