• 10976
    koca bir yaz kampı geçirmiş olmasına karşın daha hala kendine gelememiş olan takımımızdır. bir şekilde güzel skorlar elde etsek de oynanan keyifsiz oyun can sıkıyor ve futbolcularımızın çoğu kendilerine ödenen paraların hakkını bana göre vermiyor. bu konuda naçizane tavsiyem milli maç arasında tüm izinleri ve antrenmanları iptal edip takıma tam kadro inşaat stajı yaptırmak. bu konudaki en güçlü referans da hiç şüphesiz ki amelelikten yıldızlığa uzanan kariyeriyle juan emmanuel culio. adam üç kişiyi sırtında taşıyacak güçteydi maşallah, kendisindeki kondisyon o dönem bizim takımın geri kalanının toplamında bile yoktu.

    cesare prandelli o kadar toplu antrenman, topsuz taktik çalışma, fizik güçlendirme egzersizleri vs. yaptırıyor fakat sahada hala uyuz ve ruhsuz futbol. mesela bundan sonra maçlardan arta kalan tüm zamanlarda burak yılmaz'a harç kardıralım, selçuk inan'a duvar ördürelim, olcan adın tuğla taşısın, semih kaya ile aurelien chedjou arasındaki uyumu artırmak için öküzler hastalandı ya da öldü vb. bahanelere sığınıp ikisini tarlaya çift koşalım... hakan balta'yı da elinde değnekle sol taraflarına koyarız, tarla çizgisi çok kayarsa ikiliyi uyarır. böylece florya metin oktay tesisleri'nin müştemilat ve organik gıda ihtiyaçlarını da gidermiş oluruz. tam bir kazan-kazan taktiği...

    bu konuda ligimizin kıymetli sponsorlarından suat altın inşaat bize yardımcı olabilir.
  • 10977
    an itibariyle kötü oynamasına rağmen fenerbahçe ile aynı puanda, aynı sayıda gol atmış, daha az gol yemiştir. üstelik bursa deplasmanını 3 puanla kapatmış, önümüzde koca bir sezon boyunca bursa deplasmanına gitmeyecektir(bursa deplasmanlarında genellikle puan kaybettiğimizi hatırlatırım). önceki sezon en büyük sıkıntımız olan deplasman fobisini hem bursa, hem de erciyes galibiyetleriyle yıkmayı da başarmıştır. bu noktada beşiktaş'ın üzerimizde olmasını pek önemsemiyorum, zira beşiktaş'ın gücünün maksimum 10 haftalık olduğunu son yıllarda çokça tecrübe ettik. tüm işi gücü türkiye ligi olan fenerbahçe ile her türlü olumsuzluğa rağmen kafa kafaya olmamız bu sezon için beni mutlu kılıyor.sadece şampiyonlar liginde pek birşey yapabilecek gibi durmuyoruz, ama başkanından taraftarına herkesin ağzında 4.yıldız lafı olursa durumun bu olacağı zaten aşikardı. fikir ne ise zikir de o olur en nihayetinde.
    sözün özü herşeye rağmen ligde şimdilik her şey yolunda. avrupa'da da 3. olup avrupa liginde bir yarı final cesare pranedelli'nin ilk sezonu için hiç fena olmaz . unutmayalım elimizde çok sayıda yıldız kategorisinde isim var. her biri senede sadece ikişer maç kazandırsa bile yukarıda saydığım hedefler zaten gerçekleşir.

    sneijder,olcan,bruma,chedjou,muslera ve melo galip geldiğimiz en az ikişer maçı maçın adamı olarak tamamlayacak, ki ben djemailli'den de en az bir maç bekliyorum.
  • 10980
    her maç organize atakta gol atamıyoruz diye hücum varyasyonları eleştiriler takım ancak insanlar eleştirmeye o kadar hevesli ki organize hücum denemelerimizin olduğunu sadece golle sonuçlanmadığını fark edemiyorlar. zaman içerisinde golle sonuçlanmaya da başlayacaktır bu denemeler sadece biraz sabırlı olmak gerek.

    ayrıca eleştiri yapıyorum diye teknik direktörü sezon başından beri istifaya davet ediliyor, arkadaşlar istifaya davet etmek bir eleştiri değil bir tepkidir.

    insanlar geçen sene juve ve realin olduğu gruptan çıktığımız için bu sene arsenal ve dortmund'un olduğu gruptan da çıkmamız gerektiğini iddia ediyor, ancak unutulan bir şey var bu takımdan drogba gibi maç kazandıran özellikli bir isim mali külfeti sebebiyle ayrılmak zorunda kaldı, yerine aynı kalitede olmasa da pandev geldi. üstelik her ne kadar avrupa tecrübemiz olsa dahi henüz öyle bir gruptan 2-3 seferde bir çıkabilecek bir takımız he çıkamaz mıyız dortmund maçlarından puan çıkarırsak neden olmasın ama çok zor ve bu sebeple takıma kızılması aşırı bir tepki olur.

    ligde ise yakalayacağımız 4-5 maçlık ilk galibiyet serisi ile lider olacağımızı ve sonra da yle götüreceğimizi tahmin ve temenni ediyorum, eğer önümüzdeki fenerbahe derbisini kayıpsız atlatabilirsek bu serinin erciyes deplasmanı ile başlamış olduğunu bile varsayabiliriz.

    cesare prandelli'nin takım üzerinde aslında çok pozitif bir etkisi var, takımın içinden dışından herkes zaten sezon başında takıma çok ciddi bir fizik kondisyon yüklemesi yapıldığını söylüyorken sezonun başında bu kadar panik olmak da çok aceleci bir tepki oluyor, şampiyonluklar ilk yarı yarışta kalan takımlar arasından biri tarafından ikinci yarıda kazanılır bu ülkede, geçen sene fener ile bu yarışta kaldık eskişehir ve bursa maççları ile rüzgarı arkamıza da aldık ancak devamını getiremedik, bu sezon da aynı şekilde ilk yarı yarışın içinde kaldığımız sürece prandelli ülke futbolunu ve takımını tanımak adına her şeyi yapabilmeli, ilk geldiği zaman duyulan güven o kadar çabuk yok olmamalı.

    bu arada belirtmek isterim ki mancini'yi ve oynatmaya çalıştığı futbolu da beğenen birisiydim, ligde diagonal paslar deniyordu, hücum varyasyonları vardı* takım çok güzel tempo ayarlayabiliyordu, eğer drogba ikinci yarıda biraz daha maç oynayabilseydi şampiyonluk da çok uzak değildi bence ama olmadı, takımda kalsın isterdim ama o da olmadı, yerine cesare prandelli geldi. sevdiğim bir teknik direktörün yerine geldi diye prandelliye önyargılı olamama, ancak kulüpte çok ciddi bir önyargı var endisine karşı, bazısı hala terim için ağlıyor bazısı mancini için ikisini de tekik direktörümüzken severdim manciniyi hala severim ama lütfen prandellinin arkasında durulmalı. kendisi mentol olarak takımını çok iyi hazırlayabilen bir isim, hani herkesin dediği burası türkiye burada ruh önemli deyimindeki ruhu katabilecek bununla birlikte bir sistem inşa edebilecek potansiyeli var, sabırsız davranıp bu güzel insanın kalbini de kırmayalım üstelik kendisinin kalbini kırmak da bizim hiç bir şekilde işimize yaramayacaktır. kendisi gitse yerine gelen adamın ben sezonu başı geçirmedim diye haklı bir argümanı olacağından bu sezonu da komple çöpe atmamız gerekecektir.

    prandelli'nin açıklamalarında bahsettiği üzre oynatmak istediği futbol ile bizim beklediğimiz futbol aynı. takım biraz önce pres yapınca prandelli maç sonu açıklamalarında bunu överek takımı bu yönde itmeye de çalışıyor zaten, veya dikine oynama konusunda sneijder'i orta sahaya çekmesinin tek sebebi orta sahadan dikine pas atabilecek oyuncuların formsuz veya yetersiz oluşları yani adam da farkında ve çabalıyor bişeyleri düzeltmek için homurtular yerine desteğe ihtiyacı var.

    üstelik kendisi takımda sistemi kurup uzun süre de başında kalabilecek yaşta ve tecrübede bir isim, artık sürekli teknik direktör değiştirmek gibi sürekli bize maddi manevi ülfet yükleyen bu alışkanlıktan istikrarlı bir yapıya dönmemiz gerekiyor. başkan adaylarının mustafa denizli ve lucescu alternatifleri üzerinde durduğu söyleniyor, umarım ikisi de gerçek değildir. iki isimde iki sezon top oynattıktan sonra ben emekli oluyorum diyecek isimler, belli bir yaşa gelmiş unlarını elemiş eleklerini duvar asmış isimler, umarım randelli kalır 3-5 yıl daha fazla olsa da daha stikrarlı bir gelecek var prandelli ile.

    takıma gelirsek; sneijder daha önce hollanda milli takımında da ortasahada top dağıtıcı rolünde bu kadar derinde olmasa da oynadı, gerçi orada tkıma 10 numara koyulmuyor ileri üçlü iki kanat forvet bir santrafor 3 tane de ortasaha omlak üzere 4-3-3 dizilişinin bir farklı formasyonu olan 4-1-2-3 oynanıyordu ama sonuç olarak sneijder daha önce orta saha oynamış bir isim. hatta bir 10 numaraya göre koşu mesafeleri mücadele gücü de top çalma sezileri de gayet yüksek. bu yüzden prandelli sneijderi orada kullanarak çok mantıklı bir hamle yapıyor. farkat gözardı ettiği şey önüne selçuk'u koymak bir artısını iki eksi yamakta, bence selçuk yerine umut gibi daha ortasahasına yardım edebilen bir forvet oyuncusu ile çift forvete dönebilir.*** onun haricinde gerek saçma sapan yabancı kuralı gerekse yabancı kuralına çok uygunsuz kurulan bir takım ile prandellinin bu ligi öğrenmek için zamana ihtiyacı var.

    yabancı kuralına şöyle uygunsuz bir takımız, takımda her farklı bölgenin bir yabancı bir yerli alternatifi var neredeyse. misal geçen senenin fenerbahçesinde öyle değil, adamlar sadece forvet oyuncularını yabancılar üzerine kurmuşlardı yabancı olarak 3 tane forvet bir tane ortasaha bir tane de stoper kulanıyorlardı, ama mevzu burada değil mevzu asıl bunları yedeklemekte bitiyordu. kadlec alves'i yedekliyor mesela webo ileri üçlüyü yedekliyordu yani anlatmak istediğim yedek yabancı oyuna girerken yerli bir oyuncu çıkmak zorunda kalmadığı için oyuncu değişikliklerinde teknik direktör matematik yapmakla uğraşmıyordu bizde ise mancini brumayı sokmak için tellesi falan çıkarmak zorunda kalıyordu bu yüzden de dizilişini hatta sistemini değiştirmek zorunda kalıyordu geçen sene. bu sene de takımda öyle aman aman bi değişiklik olmadığı için prandelli de aynı dertten muzdarip.

    yine de son olarak bu takım ve teknik direktör arkasında durulursa şampiyon olabilecek kalitede bir takım, zaten hiç bir zaman takım tek başına şampiyon olamazdı ki galatasarayda mesela son 5 şampiyonluğumuzda da tribün bir beste ya da slogan çıkarıyordu, bu beste o sezon kenetlenmeyi sağlıyor takımın ve taraftarın bir olup şampiyonluğa inancını gösteriyordu, geçen sene böyle bir şey olmadı mesela. roma bir günde kurulmadı çok güzel bir slogan olabilirdi ancak slogan ile bu kadar ters düşe olaylar aşanabilirdi zate yanni sloga benimsenmedi. umarım bu sene taraftar iyi kötü yine bir beste ya da sloga bulur takımd abunu motto haline getirir.

    unutmayalım sahada inançsız, ruhsuz bir takım yok; tribünün inanç, ruh aşılamadığı takım var.
  • 10981
    devamlılığı olan bir kadro yapısına acilen kavuşması gereken takım..
    kale zaten belli, sağ bekte tarık'la ısrar edilmeli hamit'le gerekirse yedeklenmelidir. defansın solunda yabancı sınırı zorladığında hakan balta ama illa yatırım olarak alex telles'in üzerine titrenmeli ve gelişimini tamamlaması hızlanmalıdır. alex'in şu an ki fizik durumu çok yetersiz.
    tandem semih-chedjou ile gidecek görünüyor. yalnız yedeklerin durumu hakkında türkiye kupasını bekleyeceğiz görünüyor. orta saha melo-sneijder-hamit'ten oluşmalı selçuk rotasyona sokulmalıdır. ileride olcan-bruma-burak ile de bir devamlılık sağlanmalı. en azından bruma'nın maç oynamaya ve gelişmeye ihtiyacı var.

    sneijder oldukça en ideali 4-3-3 dizilişidir. tabii bunlar benim görüşlerim katılmayan olacaktır. yalnız sneijder sol iç ya da sol dış oynayabildiği gibi 10 numaraya da sarkabilen bir adamken ve en değerli oyuncunken takımın onun üzerine kurgulamak hiç abes değil gibi. üstelik takımda yasin, pandev, dzemaili gibi yine bu sisteme uyan yedeklerin varken.
  • 10982
    tek sikintisi adam gibi bir forvet oyuncusuna sahip olmamak olan takimdir. forvet rotasyonu dişinda besiktas'tan da fenerbahçe' den de fersah fersah iyi bir futbol takimina sahiptir.

    drogba gibi üst düzey bir oyuncunun takimdan ayrilmasinin ardından bütün bir transfer donemi bu boşluğu doldurmak adina bir girişimde bulunulmamis, transferin son günü ise bu boşluğu doldurmak adina goran pandev transfer edilmiştir.

    bu konuda da suç ne burak yilmaz'in ne umut bulut'un ne de goran pandevin'dir. suç pek tabi galatasaray'i yonetenlerdedir.
  • 10986
    safrasini atmadan ilerlemesi cok guc olan takim.

    sabri sarioglu, emmanuel eboue, engin baytar, yigit gokoglan, umut gundogan, furkan ozcal'la artik yollar ayrilmali. koray gunter, sinan gumus, ibrahim coskun, endogan adili, birhan vatansever'in kiraya verilmesi gerekiyor. sezon sonu kontrati bitecek aydin yilmaz, goran pandev ve gokhan zan'in kontratinin yenilenmemesi gerekli. sozlesmeleri 2016'da bitecek olan hamit altintop, wesley sneijder, hakan balta ve felipe melo ile kontrati surdurulmemesi veya daha makul ucretlerde anlasmak onemli. bu sure icinde kirada bulunan ontivero, dany ve amrabat'in kulupte gelecegi oldugunu soylemek zor. yani galatasaray 2 sene sonra tamamen farkli bir kadroyla oynamak durumunda.

    peki baskani yokken, teknik direktoru 2 ay icinde gidecek mi kalacak mi durumuna dusmusken, transfer fiyaskolari ustuste patlarken boyle bir planlamayi kim yapacak?

    gelecek kotu gorunuyor. stabilite ve uzun vadeli planlama icin acil gereksinim var. unutmayin: galatasaray 2000'den sonraki donemde aysal oncesi hic 2 sene ustuste sampiyon olamadi. daha da onemlisi sik sik ilk 2'nin disinda kaldi. oyle ki altinci ve sekizinci dahi bitirilen sezonlar var.

    15 sene oldu ve 2000 sonrasi stabiliteyi hala yakalayamadi galatasaray. artik terim'siz bir formulun olusturulma vakti geldi. ama oyle hop hoca getirdim hop yasin'i aldim ile olacak is degil bu. artik "derwall'i getirdim cigir acti" devrinde de degil dunya, yil olmus 2015. ekip calismasi elzem.

    bu arada baskanliga aday kim? duygun yarsuvat mayis 2015'te gorevi birakacagim diyor...

    gelecek yine karanlik beyler.
  • 10994
    sarhoşluktan uyananları böyle alalım.

    18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'nda hiç olmadığı kadar sevindim, hepimiz sevindik. fakat haftaya fener evinde yener biz ise deplasmanda kaybedersek bu galibiyetin puan anlamında ve lig şampiyonluğu avantajı durumunda konuşuyorum hiç bir şekilde anlamı kalmıyor. dün oynadığımız futbolu gördükçe haftaya deplasmanda kazanırız diyemiyorum. dakika 85'de veysel ıslıklanırken 2 dakika sonra sneijder savunmayı pasla geçemeyeceğimizi gördü ve yaradana sığınarak vurdu ve çok şükür top ağlara gitti. gitmeyedebilirdi. gitmeseydi bugün gitmesini konuşacağımız bir prandelli olacaktı, küfürler yağdırdığımız burak yılmaz, veysel sarı ve selçuk inan olacaktı. kadromuz çok yetenekli futbolculardan oluşuyor fakat bu kadroda özgüveni kendinde olan tek futbolcu var o da wesley sneijder. onun dışında bütün futbolcularımız diken üstünde oynuyor ve çok tedirgin. o kadar dağınığız ki dün asisti yapan futbolcu onlar adına hasan ali kaldırımdı. 11'e 10 oynanırken adamlar boş kaleye gol atamadı. yine 11-10 oynanırken uzaktan şutlar dışında kaleye bir kere gittik ondada umut'un kafası dışarı gitti. bu futbolla, bu mentaliteyle eğer rüyadan uyanamazsak ben haftaya deplasmanda kaybedeceğimizi düşünüyorum. 11-11 oynanırken fenerbahçe bizim sahamızda orta sahayı herhalde tarihinde ilk kez bu kadar rahat geçmiştir, topa bizde sahip olduk belki ama oyunun kontrolü tamamen onlardaydı. kaldı ki orta sahanın beyni emre çıktı. bekir-egemen ikilisi oynayamadı. mehmet topal sürekli belini tuttu. sow, diego, webo üçlüsü yedekteydi.

    velhasıl kelam, kendimize gelmemiz şart eğer şampiyon olmak istiyorsak ve bu galibiyetin bir anlamı olmasını istiyorsak.
  • 10995
    şimdi çıkıp polemik yaratmak, bu güzel galibiyetimize gölge etmek istemiyorum ama yabancı futbolcuların takımımızı daha çok sahiplenmesi içimi acıtıyor. bruo alves'in kırmızı kart pozisyonunda sneijder ve melo ilk olarak tepki koyuyor. bu durum gerçekten sinirlerimi bozuyor, bazılarının şunu anlaması lazım bu takımın yıldızı sneijder, beyni, oyun kurucusu, herşeyi o. eğer bu adam senden fazla koşuyorsa takımda yerin yok. lafım burak yılmaz'a beyfendi elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor pres bile yapmıyor. sneijder 30 metre koşup şok pres yapıyor. zaten sahada yaptığın bir şey yok bari koş be adam. sen önde pres yapmazsan orta sahanın direnci kalmıyor.

    selçuk biraz kıpardandı bugün, yine kötüydü ancak en azından bir kaç pozisyonda eskisi gibi oyunu açtı. olcan çok iyiydi. bu adamları sevmiyorum anlamına gelmesin ancak sneijder'i sevmeyebilirsin ancak bazı şeyleri kabullenmeleri lazım. yoksa kız gibi trip atmak hem kendilerine hem de takıma zarar veriyor.
  • 10997
    ne olursa olsun sahip çıkılması gereken takım. bu takımı eleştirin. yerden yere vurun. stada gidin futbolcunuzu yuhlayın. ama allah aşkına şunları unutmayın. biz 3 senedir 3 kulvarda top oynuyoruz. avrupa maçları yüzünden sürekli hucum oynayamıyoruz. lig maçlarından dolayı sürekli defans yapamıyoruz. hafta içi maç yapıyor. eleştiriliyor. maç yapmayanlara laf yok. terimin kimyasını bozan avrupadır. avrupada oynadığımız sürece bizim ideal bir 11'imiz olmayacak. bir tane sağ bek, bir tane sol bek oyuncumuz olmayacak. sürekli ligde olsak biz hep aynı oyunu oynarız. ama olmuyor.
  • 10998
    18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçının ilk yarısı 2 pas yapamayan, rakip kaleye 1 tane şut çekemeyen takımdır. ilk yarı resmen bir pakket sigara tüketmemi sağlayan takımdır.

    maçın ikinci yarısında olması gerektiği gibi oynadık, ancak maçı 87.dakika kopardık, yani sneijder gibi bir oyuncuya sahip olmasak belki maç berabere bitecek yada uzatmalarda ki 90+5de gol yiyecek ve yenilecektik.

    kazanırken bile çok eksiğimiz var, prandelli hoca tamam seviyoruz, destek veriyoruz ancak harbi söylüyorum galatasaray başka bir dünyadır, cemal ile selçuk'a bu kadar israr etmesin, hamit,bruma,emre ç,yasin gibi oyunculara şans versin, hele veysel sarıya nasıl tahamul ediyor hoca anlamıyorum, veysel iyi çocuk olabilir ama kusura bakmasın galatasaray'da oyanayamaz, beğenmediğim sabri, 5 tane veysel eder.

    hocam ve futbolcular bu işleri daha iyi bilir, ali sami yeni full görmek istiyorlarsa, her maç hüçüm ve goller atmaları gerekiyor.
  • 10999
    18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası, 2 forvetli sistemle sezona devam etmesi gereken takım. ceza sahası dışından bu kadar iyi isabetli şut atan oyuncumuz varken, tek forvetle oynatıp rakip takımın orta saha oyuncularımıza adım attırmamaları pozisyon kısırlığı çekmemize neden oluyor. kanatlarımız ne yazık ki düşündüğümüz gibi çalışmıyor. bruma oynatılamıyor, olcan sıfıra inemiyor. bu durumda bol bol şut çekmemiz gerekiyor ama ceza sahası önü çok kalabalık olduğu için bunu da yapamıyoruz. olcan, sneijder, selçuk, hamit, emre, dzemaili hatta ve hatta melo dahil yaradana sığınıp çok güzel şutlar çekiyorlar. bu oyunculara bu ortamı yaratmak lazım. sneijder'in attığı ikinci golde burak ve umut'un yaptığı koşular nasıl sneijder'e rahat bir vuruş imkanı sağladı hepimiz gördük sanırım.

    bunun dışında orta sahada fizik gücü artıran ama başka bir ekstrası olmayan dzemaili yerine topu hızlı kullanma ve oyun görüşü yüksek olan hamit'le başlansa ne orta sahayı rakibe bu kadar kolay bırakırız, nede ileri top taşımakta bu kadar yetersiz kalırız.

    son olarak veysel. ne yazıkki bu çocuk bu performansı ile sabri'yi aratıyor. o kanatta kesinlikle tarık kullanılmalı. tabi dün gökhan'ın karşısında hakan ya da telles olsa, sıkıntı yaşardık ama ne yazık ki sıralamaya koyduğumuzda tarık, telles, hakan, sabri, veysel diye sıralanır diye düşünüyorum.

    bu şekilde defansif takım görüntüsünden kurtulup daha fazla hücüm yapan bir takım olabiliriz belki. 2 forvet rakip defansın ileri çıkmasını engellerken, kalabalık orta saha oyuna ağırlığını koyabilir. tabi hiç bir zaman düzgün defans yapmayı beceremememiz bize sıkıntı yaratabilir.

    ------------- muslera ------------

    ---- chedjou - semih - tarık ----

    -------- melo ---- selcuk --------

    - olcan ---- sneijder --- bruma -

    -------- umut -- burak --------

    veya bu şekilde bir dizilişle çıkıp telles ve tarık’ın ileri geri çalışmasıyla birşeyler denenebilir.

    ------------- muslera ----------

    ------- chedjou - semih -------

    -- tarık ---- melo ---- telles --

    ----- hamit ---- selçuk --------

    ----------- sneijder ------------

    -------- umut -- burak -------

    son olarak prandelli’nin geçen hafta u21 maçında iyi performans gösteren emre’yi oyuna alması, haftalardır üzerine ekleyerek birşeyler gösteren hamit’e güvenmesi bence olumlu gelişmeler. sadece dzemaili oyundan çıkmışken, ayarsız enerji umut yerine pandev’i tercih etmesi hoş olabilirdi diye düşünüyorum.

    fakat aklımda prandelli’nin ilk açıkmalamaları da duruyor ve bize izlettirdiği oyun da sanki bunu destekler nitelikte. önce defans yapmayı öğrenmiş gol yemeyen bir takım yaratmaya çalışıyor, fakat düşük performanslı, yakaladığını atamayan hatta ve hatta hiç bir pozisyon yakalayamayan bu hücüm kurgusuyla pek başarılı olamadığımız aşikar.

    devamlı garanti pozisyonlar kovalayan muhafazakar bir savunma yapısı yerine devamlı şut çekip rakibine hep savunma güvenliğini düşündürmek zorunda kalan bir galatasaray arasında seçim yapması gerekiyor sanırım. hiç pozisyona giremeyen takım karşısında kendine güveni gelen bir rakip yerine hep tetikte bekleyen tedirgin bir rakip işimizi daha kolaylaştırır bence.
  • 11000
    gereksiz yere korkak şekilde oynatılan takımım. fenerbahçe maçını kazanmış olabiliriz, ama ilk yarıda kendi sahamızda fenerbahçe gibi ne oynayacağı çok belli olan bir takıma karşı rezil olduk prandelli sayesinde. bu adam kesinlikle bizim takımı iyi oynatacak formüllerden bihaber. ne yapmaya çalıştığını kesinlikle anlayamıyorum. arsenal maçında da, fenerbahçe maçında da kendisinin verdiği taktikle başladık maça, yine kendisinin ifadesiyle ikinci yarılarda futbolcuların bildiği sisteme döndük ve rakibi sürklase etmeye daha yatkın bir futbol oynamaya başladık. dortmund maçının ilk yarısına teknik direktör olarak başka bir adam bulabilirsek, ikinci yarı zaten maçı kopartırız. ama gözünü seveyim bu adam taktik falan vermesin takıma, faydadan çok zararı var zira.
App Store'dan indirin Google Play'den alın