her maç organize atakta gol atamıyoruz diye hücum varyasyonları eleştiriler takım ancak insanlar eleştirmeye o kadar hevesli ki organize hücum denemelerimizin olduğunu sadece golle sonuçlanmadığını fark edemiyorlar. zaman içerisinde golle sonuçlanmaya da başlayacaktır bu denemeler sadece biraz sabırlı olmak gerek.
ayrıca eleştiri yapıyorum diye teknik direktörü sezon başından beri istifaya davet ediliyor, arkadaşlar istifaya davet etmek bir eleştiri değil bir tepkidir.
insanlar geçen sene juve ve realin olduğu gruptan çıktığımız için bu sene arsenal ve dortmund'un olduğu gruptan da çıkmamız gerektiğini iddia ediyor, ancak unutulan bir şey var bu takımdan drogba gibi maç kazandıran özellikli bir isim mali külfeti sebebiyle ayrılmak zorunda kaldı, yerine aynı kalitede olmasa da pandev geldi. üstelik her ne kadar avrupa tecrübemiz olsa dahi henüz öyle bir gruptan 2-3 seferde bir çıkabilecek bir takımız he çıkamaz mıyız dortmund maçlarından puan çıkarırsak neden olmasın ama çok zor ve bu sebeple takıma kızılması aşırı bir tepki olur.
ligde ise yakalayacağımız 4-5 maçlık ilk galibiyet serisi ile lider olacağımızı ve sonra da yle götüreceğimizi tahmin ve temenni ediyorum, eğer önümüzdeki fenerbahe derbisini kayıpsız atlatabilirsek bu serinin erciyes deplasmanı ile başlamış olduğunu bile varsayabiliriz.
cesare prandelli'nin takım üzerinde aslında çok pozitif bir etkisi var, takımın içinden dışından herkes zaten sezon başında takıma çok ciddi bir fizik kondisyon yüklemesi yapıldığını söylüyorken sezonun başında bu kadar panik olmak da çok aceleci bir tepki oluyor, şampiyonluklar ilk yarı yarışta kalan takımlar arasından biri tarafından ikinci yarıda kazanılır bu ülkede, geçen sene fener ile bu yarışta kaldık eskişehir ve bursa maççları ile rüzgarı arkamıza da aldık ancak devamını getiremedik, bu sezon da aynı şekilde ilk yarı yarışın içinde kaldığımız sürece prandelli ülke futbolunu ve takımını tanımak adına her şeyi yapabilmeli, ilk geldiği zaman duyulan güven o kadar çabuk yok olmamalı.
bu arada belirtmek isterim ki mancini'yi ve oynatmaya çalıştığı futbolu da beğenen birisiydim, ligde diagonal paslar deniyordu, hücum varyasyonları vardı
* takım çok güzel tempo ayarlayabiliyordu, eğer drogba ikinci yarıda biraz daha maç oynayabilseydi şampiyonluk da çok uzak değildi bence ama olmadı, takımda kalsın isterdim ama o da olmadı, yerine cesare prandelli geldi. sevdiğim bir teknik direktörün yerine geldi diye prandelliye önyargılı olamama, ancak kulüpte çok ciddi bir önyargı var endisine karşı, bazısı hala terim için ağlıyor bazısı mancini için ikisini de tekik direktörümüzken severdim manciniyi hala severim ama lütfen prandellinin arkasında durulmalı. kendisi mentol olarak takımını çok iyi hazırlayabilen bir isim, hani herkesin dediği burası türkiye burada ruh önemli deyimindeki ruhu katabilecek bununla birlikte bir sistem inşa edebilecek potansiyeli var, sabırsız davranıp bu güzel insanın kalbini de kırmayalım üstelik kendisinin kalbini kırmak da bizim hiç bir şekilde işimize yaramayacaktır. kendisi gitse yerine gelen adamın ben sezonu başı geçirmedim diye haklı bir argümanı olacağından bu sezonu da komple çöpe atmamız gerekecektir.
prandelli'nin açıklamalarında bahsettiği üzre oynatmak istediği futbol ile bizim beklediğimiz futbol aynı. takım biraz önce pres yapınca prandelli maç sonu açıklamalarında bunu överek takımı bu yönde itmeye de çalışıyor zaten, veya dikine oynama konusunda sneijder'i orta sahaya çekmesinin tek sebebi orta sahadan dikine pas atabilecek oyuncuların formsuz veya yetersiz oluşları yani adam da farkında ve çabalıyor bişeyleri düzeltmek için homurtular yerine desteğe ihtiyacı var.
üstelik kendisi takımda sistemi kurup uzun süre de başında kalabilecek yaşta ve tecrübede bir isim, artık sürekli teknik direktör değiştirmek gibi sürekli bize maddi manevi ülfet yükleyen bu alışkanlıktan istikrarlı bir yapıya dönmemiz gerekiyor. başkan adaylarının mustafa denizli ve lucescu alternatifleri üzerinde durduğu söyleniyor, umarım ikisi de gerçek değildir. iki isimde iki sezon top oynattıktan sonra ben emekli oluyorum diyecek isimler, belli bir yaşa gelmiş unlarını elemiş eleklerini duvar asmış isimler, umarım randelli kalır 3-5 yıl daha fazla olsa da daha stikrarlı bir gelecek var prandelli ile.
takıma gelirsek; sneijder daha önce hollanda milli takımında da ortasahada top dağıtıcı rolünde bu kadar derinde olmasa da oynadı, gerçi orada tkıma 10 numara koyulmuyor ileri üçlü iki kanat forvet bir santrafor 3 tane de ortasaha omlak üzere 4-3-3 dizilişinin bir farklı formasyonu olan 4-1-2-3 oynanıyordu ama sonuç olarak sneijder daha önce orta saha oynamış bir isim. hatta bir 10 numaraya göre koşu mesafeleri mücadele gücü de top çalma sezileri de gayet yüksek. bu yüzden prandelli sneijderi orada kullanarak çok mantıklı bir hamle yapıyor. farkat gözardı ettiği şey önüne selçuk'u koymak bir artısını iki eksi yamakta, bence selçuk yerine umut gibi daha ortasahasına yardım edebilen bir forvet oyuncusu ile çift forvete dönebilir.
*** onun haricinde gerek saçma sapan yabancı kuralı gerekse yabancı kuralına çok uygunsuz kurulan bir takım ile prandellinin bu ligi öğrenmek için zamana ihtiyacı var.
yabancı kuralına şöyle uygunsuz bir takımız, takımda her farklı bölgenin bir yabancı bir yerli alternatifi var neredeyse. misal geçen senenin fenerbahçesinde öyle değil, adamlar sadece forvet oyuncularını yabancılar üzerine kurmuşlardı yabancı olarak 3 tane forvet bir tane ortasaha bir tane de stoper kulanıyorlardı, ama mevzu burada değil mevzu asıl bunları yedeklemekte bitiyordu. kadlec alves'i yedekliyor mesela webo ileri üçlüyü yedekliyordu yani anlatmak istediğim yedek yabancı oyuna girerken yerli bir oyuncu çıkmak zorunda kalmadığı için oyuncu değişikliklerinde teknik direktör matematik yapmakla uğraşmıyordu bizde ise mancini brumayı sokmak için tellesi falan çıkarmak zorunda kalıyordu bu yüzden de dizilişini hatta sistemini değiştirmek zorunda kalıyordu geçen sene. bu sene de takımda öyle aman aman bi değişiklik olmadığı için prandelli de aynı dertten muzdarip.
yine de son olarak bu takım ve teknik direktör arkasında durulursa şampiyon olabilecek kalitede bir takım, zaten hiç bir zaman takım tek başına şampiyon olamazdı ki galatasarayda mesela son 5 şampiyonluğumuzda da tribün bir beste ya da slogan çıkarıyordu, bu beste o sezon kenetlenmeyi sağlıyor takımın ve taraftarın bir olup şampiyonluğa inancını gösteriyordu, geçen sene böyle bir şey olmadı mesela. roma bir günde kurulmadı çok güzel bir slogan olabilirdi ancak slogan ile bu kadar ters düşe olaylar aşanabilirdi zate yanni sloga benimsenmedi. umarım bu sene taraftar iyi kötü yine bir beste ya da sloga bulur takımd abunu motto haline getirir.
unutmayalım sahada inançsız, ruhsuz bir takım yok; tribünün inanç, ruh aşılamadığı takım var.