• 9776
    canın sağolsun demekten daha farklı bir şey yapmamız gereken takımımız. bu olaylar, bu sezon öyle geçiştirilecek bir durumda değil, taraftar olarak belli bir duruş göstermemiz şart. bu duruşu hep 'istifa' olarak anlayan bir cins grup da var biliyorum ama kastım o değil. arena'daki ilk maçta düzgün bir protesto yapılmalıdır, tribünlere oyuncu çağırmak falan bana şu an aşırı gereksiz geliyor, görmeye de katlanamam. yaşananlar geri gelmiyor, terim dönemi geçti bitti malesef, orda kalmadan önümüze bakıyoruz ama önümüz net değil. başladığımız yere, 3 yıl öncesine yakınız şu an. mesele chelsea'ye elenmek de değil, dünyanın en normal olayı bu, mesele sadece ''yenilirken bile gurur duyulacak takım'' hüviyetinden uzaklaşmak. ben en son ne zaman bunu hissettim hatırlamıyorum terim'den sonra. fenerbahçe derbisi, ha başlıyacaz, ha bi yerde baskı kuracaz derken pozisyonsuz 2-0 bitti, anadolu deplasmanların tamamı bu şekilde, 5-10 dakika baskı dahi kuramadan gidiyor, kopenhag deplasmanı dünkü chelsea'den farklı mıydı, değildi. maçın başında yenen gol, ama takımın karakter göstermesi sıfır. benim derdim bunla, çünkü bu galatasaray benim galatasarayımın özelliklerini taşımıyor. son 2 sezondur ne yaptılarsa yaptılar, ama bunu şımarmadan, düşmeden devam ettirebilmek de bir meziyet ve karakter, burada sınıfta kalan bir oyuncu grubumuz var, bunun adı vefasızlık değil, hakediyorlar protestoyu. benim bu adamların bu saatten sonra lige asılıp baş kaldıracağına ciddi anlamda zerre inancım yok. ülkeyi domine etmek üzereyken, inanılmaz bir duruma soktuk kendimizi, sonumuz iyi olur umarım.
  • 9777
    dünkü* maçta elendik. elenebilirsin. sonuçta uefa sıralamasındaki 4. takıma yeniliyorsun. ama işte biz bu takımı eleyebilirdik. bizim bu potansiyelimiz vardı. kızdığımız bu potansiyeli ortaya koyamamanız. birşeyler değişmeli. bir yerlerden başlanmalı. ruhsuz oynamanızın sebebi sizi gazlayacak birisi ise ,böyle düşünen birileri, oyuncular varsa derhal bu takımdan gönderilmeli. bu sizin profosyonel işiniz. çıkacaksınız, kazanmak için oynayacaksınız. zaten seyirciniz size o desteği veriyor. artık belli bir sistemde oynayan, bu işin profosyonel bir iş olduğu bilincinde olan oyuncularla oynanmalı. kısa değil,uzun vadeli başarının sırrı bu.. sancılı olursada olsun.. biz çekeriz.
  • 9780
    sneijder'e sahip olan her takım oyunu onun üstüne kuruyor. buna hollanda milli takımı, inter, real madrid dahil. sneijder'i en iyi kullanan teknik direktör şüphesiz mourinho'ydu. 4 3 1 2'yle tüm oyun organizasyonu sneijder üzerinden işliyordu. ama stankovic,cambiasso,motta üçlüsü pek öyle kolay bulunacak bir üçlü değil. o sneijderi hiç istemeyen fatih terim de öyle yaptı. üçlü orta saha kurup melo selçuk hamitle orta sahaya set çekmek istedi. belki hamit hücüm olarak ağır kalıyordu, pas hatası yapıyordu ama taktik bilgisiyle orta sahada doğru pozisyon alarak orta saha hakimiyetini getiriyordu bize.

    ama bu sene elinizde avrupa'nın en iyi 3 10 numarısından biri varken siz onu kullanamıyorsunuz. ya biz bu adamı ne zaman forvet arkası izleyeceğiz? bakın bu çok traji komik bi durum. dünyanın en iyi 10 numaralarından biri var elinizde ve onu sol kanatta oynatıyorsunuz ya böyle bir şey olabilir mi? gerekirse döneceksin tek forvete, arkayı üçleyeceksin. koca bir transfer dönemi geçti. bu takmın sürekli forma şansı bulan iki kanat oyuncusu bruma ve aydın sakatlandı. sneijder'i göbeğe çekmenin tek yoluydu brumalı " kanatlı " sisteme dönmek. çünkü orta sahayı üçleyemiyor galatasaray. yekta selçuk melo üçlüsü oraya set çekecek kadar formda ve dinamik değil. iki kanadın sakatlanmış, artık mutlaka bir kanat oyuncusuna ihtiyacın var. mancini burak'ı kanatta düşünerek bir sezon planlaması yapamaz. burak yılmaz kanatta oynatıldığı için kariyerinin 8 yılı çöpe gitmiş bir adam. olmuyor kanatta her şey yetse kordinasyonu yetmiyor buna, bir omuzla yerde burak. tugay bunu nasıl söylemez mancini'ye, mancini'nin aklına gelen bir şey değil ki burak'ı kanatta oynatmak. aa hızlı arada iyi orta kesiyor biz bunu kanatta oynatalım. öyle basit bir şey değil futbolda sistem kurmak işte. burak'ı sağ kanada kitlersin, sneijder'i sol kanada kitlersin, sonra neden deplasmanda maç kazanamıyoruz? deplasmanda karakter konulur ortaya çünkü. karşı takım da kendi seyircisinin önünde olduğu için daha fazla karakter koyar ortaya özellikle ligte. galatasaray'ın elinde karakter koyacak oyuncular var. ama yerinde oynatılmıyor. burak'ı ya santafor oynatırsın, ya da oynatmazsın. sneijder'i ya forvet arkası oynatırsın ya oynatmazsın. sen teknik direktörsün. eğer drogba kötüyse keseceksin. devre arasında hajrovic diye bir adam getiriyorsun takımın kanat oyunucusu açığını kapamak için oynayacak seviyede değil diyorsun. o zaman amrabat'ı niye sattın? amrabat hajrovic'in verdiği katkıyı vermiyor muydu? takımın telles'in sol beke yaptığı etkiyi yapacak bir kanada ihtiyacı varken sen guillermo burdisso'yu transfer ediyorsun. senin elindeki yıldızları oynatmak için görev adamlarına ihtiyacın varken üst üste hatalar yapıyorsun

    devre arasında yapılan transfer hataları ve sezon boyunca yapılan kadro hatalarıyla bir senesi çöpe atılan bir takımdır galatasaray futbol takımı. yoksa muslera,semih,melo,sneijder,burak omurgasına sahip bir takımın bu kadar kayıp olması mümkün değil deplasmanlarda. ama önce bu futbolcuları omurgaya dizmek lazım.

    biz 2012-2013 sezonunda deplasmanda real madrid'ten 3 yedik, ama taraftar takıma zerre kızgın değildi. öyle haksızlık edildiği kadar hırçın ve vefasız da değildir bu takımın taraftarı. eğer biz 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçı'nda 20 dakikalık bir baskı kurup chelsea'yi sahasından çıkartmasaydık bile taraftar tatmin olurdu, ama yok. solda sneijder sağda burak'la bu mümkün değil. mümkün değil.
  • 9781
    roberto mancini'nin devre arasında neden ısrarla topu oyuna iyi sokabilen stoper istediğini 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçında gördük.sistemli pres yiyince oyun kurma işi muslera'ya kaldı.gelecek sezon hocanın transfer listesindeki son isimleri almak yerine ilk isimler alınırsa futbol! oynayan bir takım görme şansımız var.üzgünüm ama eldeki tabiri caizse yamalı kadroyla bu seviyeye çıkabiliyoruz.
  • 9782
    kendileri için hiçbir şey bitmemiştir. şampiyonlar ligi müziğini seneye de duymak istiyorlarsa yasanan tüm olumsuzluklari artik geride birakip, zor da olsa önce şampiyonluğa, daha sonra da en kotu ihtimalle 2.'liğe odaklanmalidir.

    ben gelecekten umutluyum. geride kalan zaman içinde yaptigimiz hatalardan ders cikarip seneye yapilacak doğru transferlerle takimi sneijder'in üzerine kurduğumuz zaman herşey cok daha guzel olacak bundan eminim. ancak bunun için taraftarimizin biraz sabir göstermesi ve netice ne olursa olsun takimi bagrina basmasi lazim. zira su kotu giden zamanlarimizda bize cok ihtiyaçları var. biz de onlara sirtimizi dönersek seneye sampiyonlar ligi ve dolayisiyla istikrar, basari gibi şeyler bizim için hayalden öteye gitmez.
  • 9786
    ruhsuz olduğunu düşünmediğim takım. onlar da isterdi dün orda tur sevinci yaşamayı. alınacak her kupa, geçilecek her tur futbolcuyu mutlu eder keza. ancak futbol oynayanlar bilir, dün sistemin kurbanı olmuşlardır. sahada o kadar elleri kolları bağlandı ki, yapacak hiçbir şeyleri yoktu. üzüldüm onlar için. hepsinin belirli özellikleri var ve doğru kullanılmazsa başarılı olamazlar. makine parçaları gibi düşünün. makineyi kuran iyi kurmadı. takım da başarılı olamadı. kim istemez ki iyi futbol oynamayı?

    (bkz: roberto mancini/#1446539)
  • 9787
    genel tablo itibariyle son 2 senedir gruplardan çıkıp bir kez çeyrek finale kadar uzanmış olmak gayet istikrarlı gözüksede 18 mart'taki maç için galatasaray'a yakışmadığını söylemek çok ağır olmaz herhalde ? 90 dakika boyunca defans mı yaptık saldırdık mı bunu bile anlayamadan hatta yer yer uykumuzu getiren havada bir maçtı diye düşünüyorum. kaybetmek değil galatasaray'a en yakışmayan şey aslında... ruhsuzluk galatasaray'ımıza gerçekten hiç yakışmıyor.
  • 9788
    öncelikle canları sağolsun. böyle berbat bir sezona girişten ve yeni teknik direktör yeni sistemler derken yakaladıkları başarı hafife alınmayacak düzeyde. lakin 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçı ile ilgili bir değerlendirme yaparsak takımın ruhsuz olduğunu düşünmüyorum. zira bugüne kadar gördüğümüz en ruhsuz oyunculardan bir takım kursak ve şampiyonlar ligi 2. turunda maç yaptırsak ruhsuz ve isteksiz oynamazlar. daha doğrusu o düzeyde kim olursa olsun bizden daha çok isteyecektir o maçı kazanmayı.

    sıkıntı ilk önce fizik ile ilgiliydi. sezon başından beri var olan bir durumdu. real maçlarında kendini belli ediyordu. lakin juventus da öyle aman aman fizikli bir takım olmadığı için ve ikinci maç karlı bir sahada oynandığı için bunun eksikliğini çekmiyorduk. mancini ile birlikten oyuncuların fizik seviyesindeki yükselme kendini belli etse de sezon başı hazırlık kampını istediğiniz gibi gerçekleştiremediyseniz fizik seviyesi sezon boyunca istenilen düzeye gelmez. azpillicueta, cahill, lampard gibi oyuncular teknik olarak bizim oyuncularımızın çok üstünde değil fakat fizik olarak neredeyse iki katıydılar. lampard ile selçuk'un yan yana geldiği bir pozisyon vardı. hangisinin daha yaşlı olduğunu ayırmak zordu. çünkü lampard'ın omuzundan rahat iki tane selçuk omzu çıkar. böyle olunca zaten hızlı olmayan bir oyuncu olan selçuk fizik olarak da ezilmeye başladı. selçuk'un da geçen seneden beri en büyük farkı bu zaten fizik eksikliği. bu sezon çok maçta fizik olarak ezildi. ama tekniğiyle zekasıyla bunların bir kısmını kapatabiliyordu. 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçında bunu da yapamadı.

    şöyle kısaca özetleyeyim ruhsuzluk veya isteksizlik yüzünden değil fiziksizlik yüzünden yenildik.
  • 9792
    belki tepki alacağım ancak 22 mart 2014 galatasaray kayserispor maçıyla 2014 - 2015 sezonunu açması gerektiğini düşündüğüm takım.

    bu sezon maalesef o veya bu yüzden elimizden kaçtı. fenerbahçe'nin kalan 9 haftada 9 puan kaybedebileceğini veya bizim fenerbahçe'den 9 puan fazla toplayabileceğimizi düşünmüyorum. he keşke olsa ama şu futbol ve futbolcuların ruh sağlığıyla imkansız bir olay bence.

    an itibariyle düzenli olarak oynayan oyunculardan sadece muslera, semih, telles, melo ve sneijder'in bu takımda 11 oynayabilecek düzeyde olduğunu düşünüyorum ben. diğer oyuncularımız anca sistemin parçası oluyor, bazen onu da olamıyorlar.

    bunları niye yazdım, roberto mancini gerekli görmüş olmalı ki ocak 2014'te bu takıma yaklaşık 15 milyon euro değerinde toplam 5-6 genç oyuncu transfer etti. doğrudur yanlıştır tartışmıyorum, roberto mancini gibi bir teknik direktör bu oyuncuların gerekli olduğunu görmüş olacak ki bu paraları harcattı. her neyse, madem bu harcamayı yaptık, e elimizde de öyle aman aman oynayan bir futbolcu topluluğu yok, o zaman bu genç arkadaşlarımızı sahaya sürmek şu an en mantıklı yol gibi.

    mancini çeşitli formasyonlarda oğuzhan'ı, lucas'ı, izet'i, hatta emrecan'ı, koray'ı, ibrahim'i falan dener; belki bazılarından gerçekten de verim alır. kısıtlı sürelerde izlemiş olsak da ben koray, emrecan, lucas ve izet'in 11'de oynayan mevkidaşlarından çok geride bir performans gösterdiklerini düşünmüyorum. şu oyunculardan 2 tanesini rotasyona sokmak bile bizim için yararlı olacaktır.

    ligde 9 maç kaldı, kupa'da da en az 2 maç daha oynayacağız. hemen hemen 10 oyuncuyu denemek için 11 maç gayet yeterli bir süreç bence. dediğim gibi önümüzdeki sezonda lucas'ın, izet'in ve atıyorum koray'ın rotasyonda süre aldıklarında tatmin edici bir performans gösterebileceklerini bilmek yaz transferinde de elimizi çok rahatlatır.

    böyle bir 11 maçlık periyodu geride bıraktığımızda, elimizde 11 için yeterli olabilecek 4-5 mevcut oyuncuya 3-4 tane rotasyon oyuncusu eklesek, eksik mevkilerimize nokta transferleri yapmak için yeterli süre ve bütçemiz olur. en azından "aga 15 milyon euro harcadık çoluk çocuk" aldık demeyiz de "15 milyon'a 6-7 tane adam aldık ikisi işe yaradı, buna da şükür" deriz. zaten galatasaray gibi takımlar bu tür geleceğe yönelik transferler yapıyorlarsa amaç hepsinin tutması değil aralalarından 1-2 tanesinin gerçekten parlamasıdır. bu budur :(

    dediğim gibi şu 11 maçlık süreçten sonra bir de sezon başı 10-15 günlük bir kampın ardından gelecekler gidecekler belli olur, en azından bu kötü dönemden de bir nebze olsun kazançlı çıkarız. yoksa selçuk'u burak'ı drogba'yı bi 10 maç daha izlememize gerek yok. zaten bu 10 maçta verebilecekleri pek bir şey de kalmadı, en azından gençlerin heyecanını görelim bir nebze olsun sevinelim.
  • 9793
    biraz iddalı bir giriş olacak ama gelecek sezonda kulubün iskeletini bir sekilde degistirerek yeniden yapilandirmayi devam ettirmesi gereken kulubümüz.mevcut kadro son iki yılda hem avrupada hem türkiyede başarılı sonuçlar alarak miadını doldurmuş gözüküyor.takimda genel bir isteksizlik ve doymus gorüntü hakim.bu sebeple gelecek yaz transfer sezonunda bekleneni veremeyen oyuncularla birlikte burdisso,hamit,aydın,selcuk,drogba,yerli pasaportu çıkmazsa hajrovic,burak,umut bulut,chedjou,eboue,sabri,salih dursun ve üç tane yedek kalecimizle tesekkur edilerek yollar ayrilmalidir.ayni zamanda yabanci sinirlamasinin kaldirilmasi icin maksimum her alanda mücadele edilmelidir.bizim shakhtardan ne eksigimiz var,ha işte bu noktada fazlamiz var oda yabanci oyuncu sinirlamasi buda ciddi anlamda bir el freni şu anda.
  • 9796
    sezona kesinlikle havlu atmamasi gereken takimdir. gelecek sezonun hazirligi bu sezon bittikten sonra yapilir. galatasaray takimi ve onun futbolculari sampiyonluk sanslari varken bunu sonuna kadar kovalamakla mukeleftirler. onlardan beklentimiz her maçi kazanmak için mucadele etmeleridir. sampiyonluk olur ya da olmaz bunun o kadar da bir onemi yok. teorik olarak 99 puan alip sampiyon olamamak da imkan dahilindedir. galatasaray'in amaci hep ama hep kazanacak teri akitmak, taraftarlarina o saygiyi duymaktir. birinci olursun. olamadin mi? o zaman ikinci olmak için ugrasirsin. galatasaray budur.
  • 9797
    takımdaki son durumun analizini gökmen özdemir yapmış. medyanın kulübü karıştırmak istemesi vs. diyenler de olacaktır ama haberi yapan şahsı diğer boş beleş gazetecilerle karıştırmamak lazım.

    zaten sahada oynanan futbol, yönetim tutarsızlıkları kulübün içindeki sorunları buzlu camın ardından gösteriyordu. camın diğer tarafını kısmen de olsa öğrenmiş olduk.

    http://www.3puan.com/content?id=423

    kusura bakmayın da adı ne olursa olsun kişisel problemini takımın, kulübün önüne koyan adam basıp gitmeli bu takımdan. adı drogba olur, selçuk olur, burak olur, hayrettin olur farketmez. sen yıllık 2-5 milyon arası para kazanacaksın, türkiye'nin en büyük takımının sporcusu olacaksın, bunun yanında artı olarak şöhreti vb. şeyleri de var tabi, senin küstüm oynamıyorum, pas atmıyorum triplerini milyonlarca taraftar çekecek...

    geçmişte ne yapmış olduğunun, nasıl bir kariyere sahip olduğunun, iş adamı olarak ne başarılar yaşadığının* zerre önemi yok. şu an galatasaray'a zarar veriyorsan ya kendine çeki düzen verirsin ya da kapı orada defolup gidersin.

    not: fanboy olmaya, cefasını çekeriz tarzı romantik taraftar maskesi takmaya gerek yok. kimse galatasaray'dan büyük değildir.
  • 9798
    son iki yılın süper lig şampiyonu...son iki yılın süper kupa şampiyonu...son 2 sene içinde şampiyonlar liginde ikinci turu gören ve bir kez de çeyrek final oynayan takım..ama taraftar memnun değil..ama taraftar kızgın..herkes ilk lig maçında protesto edelim diyor..başkan gitsin diyende az değil hani..ligin son gol kralı burak yılmaz..en çok eleştiri ona..bu sene niye 13-15 gol de kaldı diye..drogba'ya tepki büyük..niye koşmuyor diye!

    roberto mancini..bacak bacak üstüne atmış..zaten takım kazansın istemiyormuş..taraftar öyle düşünüyor..herkes protesto edelim takımı diyor..selçuk inan bir daha oynarsa kendimi keserim diyen bile var..bir tek muslera kalsınmış..!

    bilmiyorum yeni nesil mi böyle yoksa memleketin havasından suyundan mı bu delicesine eleştiri yapma ve herşeyden memnuniyetsizlik havası..

    son yılların en başarılı takımıdır galatasaray..formsuz olmaya da kötü oynamaya da hakkı vardır.kendine taraftar diyen herkes bu takımı ilk lig maçında alkışlamalı ve tribüne çağırmalıdır.

    özellikle de selçuk inan...ona şimdi destek vermiyeceksen zaten bırak o elinde ki bayrağı ve usulca çek git!
  • 9799
    http://www.3puan.com/content?id=423

    düştüğü zaman ilk tekmeyi her zaman galatasaraylıların vurduğu takımdır. böyle şeyler olmuşsa da bir galatasaraylı olarak kendine saklarsın, susarsın. bu adamlar camianın içindedir. kol kırılır yen içinde kalır lafı galatasaray lisesi'nin, galatasaray camiasının düsturudur. sizin gazeteci dediğiniz, tarafsız dediğiniz adam, bu kulüpten kovulan fatih terim'in kalemşörüdür. fırsat kollar. ulan ne oldu ki yahu?chelsea'ye elendi bu takım chelsea'ye! son 2 senede 2 avrupa şampiyoluğu olan premier lig liderine. ayıptır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın