• 36276
    son iki sezonun şampiyonu takım.

    ben futbolun taktiksel detaylarına hakim olmayan bir taraftarım. %90'da eminim ki benim gibidir. benim için bu takım için 2 temel esas var:

    1- sahada neyi neden yaptığını bilen ve bunun için sahada kaldığı sürece terinin son damlasına kadar savaşan oyuncular

    2- bu oyuncuları yöneten ve sorunları çözecek teknik direktör.

    maalesef sahada böyle bir takım ya da hoca göremiyorum. formsuzluk vs. bunlar ayrı konular ama takımda bir ''kabızlık'' var ve bir türlü gitmiyor. 50 pozisyona girip 1 tane atıyoruz 3 pozisyondan 2 tanesini kalemizde gol olarak görüyoruz. devreler arası ilk dakikalar odaklanamıyoruz. sahada neyin oynandığını anlamıyor ve bu oynanan futboldan zerre keyif almıyorum. her sene şampiyon olamazsın. bu yadsınamaz bir gerçek. ama böyle futbol oynamak galatasaray'a yakışmıyor.

    takımın sorunlarını çözecek yönetim zaten yok. bu takıma erden timur , abdürrahim albayrak tarzından florya ve oyuncular ile ilgilenebilecek yönetici lazım. takımın üstündeki elektiriği alacak birisi lazım. okan hocamız belli ki bunu tek başına yapamıyor. bu son derece elzem bir konu çünkü sezona mal olabilir.

    umarım en kısa sürede transfer ve diğer konular hallolur da biz de göze hoş gelen ve sonu şampiyonluk olan bir futbol izleriz.
  • 36277
    günümüz futbolunda bütçesi belirli olan kulüplere bakıldığında bu bütçeyi ağırlıklı olarak fizik gücü üst düzey ama yetenek bakımından nispeten fakir oyunculardan seçmek durumundalar. burada da takım oyunu ve disiplinle bi' noktaya gelmeye çalışırlar. burada parlayan 1-2 oyuncu olursa elden çıkarıp, yarınlara bakarlar. eldeki bütçe arttıkça takımdaki oyuncuların fizik gücü, oyun bilgisi üst düzey kalmaya devam ederken yetenek skalası da yükselir. eğer elinizdeki bütçe hem fiziken çok iyi durumda hem oyun bilgisi üst düzey hem de yetenek olarak iyi oyunculara yetmiyorsa kabaca seçimler yapmak durumunda kalıyorsunuz. bizim açmazımız burada bence. yerel lig için yetenekli ama durağan günümüz futbolunda pek de yer bulamayan oyunculara yönelmek durumunda kalıyoruz ama avrupada hemen boyumuzun ölçüsünü alıyoruz. bu sefer potansiyeli olan gelecek vaat eden, fiziken iyi oyunculara yöneldiğimizde yerel ligde şampiyonluk ya da yarışmacı olmak zor oluyor. burada bi' denge tutturmak gerekir ama yıllardan beri bu denge bi' türlü tutturulamadı.
  • 36278
    young boys'u yenmek veya beşiktaş'tan 5 gol yememek için transfere ihtiyacı olmayan takım.

    sezonun hazırlık kampını olabilecek en berbat şekilde geçirdik. buna rehavet de eklenince durum facia oldu. artık resmi maç oynaya oynaya hazır hale geleceğiz ve hazır olmamız muhtemelen ekim ortalarına kadar sürecek. bu süreci en az hasarla atlatırsak ne mutlu.
  • 36279
    cenk ergün önderliğindeki yönetim ve sosyal medyadaki toksik tayfanın üzerinde tepindiği takım. başarı anında ortaya çıkmayan bu topluluk başarısızlık anında kanın kokusunu alan balıklar gibi ortaya çıkıyorlar.

    okan buruk'un bu takım üzerindeki etkisini kırma eğilimindeler. yakın zamanda da kırabilirler. işte ondan sonrası tam bir bilinmezlik. erden timur için verilen çabadan sonra okan buruk ile ilgili de olumlu anlamda çaba veren kişiler var. onlar ilerde haklı çıkacaklar.

    takımımızın kafasının rahat olduğunu sanmıyorum. durum da bundan ibaret.
  • 36280
    kadrosunun yetersiz olduğuna kesinlikle katılmıyorum.

    mesela köhn örneğinden gidelim. rakip takımların böyle bekleri bizi haşat ediyor. neden? adamlar oyun merkezini topu kullanırken sağ beke doğru kaydırıyorlar, hızlı paslaşıyorlar, rakip de baskıyı yaparken o noktaya kaydığında sol bekleri deparı basıp boşa çıkıyor ve bir diagonal pasla önünde bomboş bir alan buluyor. şu senaryoyu kaç defa yaşadığımızı bir düşünün.

    köhn bu oyuna çok uygun bir futbolcu.

    fakat bizim sorunumuz topu dolaştıramamamız, o diagonal pas bir türlü atmamamız, oyun kurulumu konusunda plansız oluşumuz, sürekli uzun oynamamız. uzun oyun ve dönen topa şok pres etkili bir taktik kabul ediyorum ama tek planın bu olursa da çok kolay önlem alınabilir bir taktik hele de bizimki gibi kısa bir takımla. fakat saha içi çözümlerin birden fazla hale geldiğinde rakip hepsine aynı anda önlem alamaz.

    şöyle elimizdeki kadroya bakıyorum, aslında set oyununa çok uygun bir yapımız var. mesela torreira gibi çabuk ve ayağı düzgün bir defansif orta sahanın lüksüne sahibiz. ziyech gibi her türlü aksiyonu yapabilecek bir ofansif orta sahamız var. bu oyunculara sara da katıldı. sağda ve solda kerem ve barış mevcut. sürekli arayan mücadele eden 2 kanat oyuncusu. beklerin de önüne top isteyen, bu toplara koşu atabilen isimler. özellikle köhn futbola 10 numara başlaması dolayısıyla final anlarında da başarılı istatistiğe sahip. jelert'i tanımıyorum pek fakat şampiyonlar ligi 24/25 sezonu ön elemesi ilk maçında rakibe 2 sarı kart aldırdı. bir tanesi sara'nın çok güzel pasına çok güzel bir depar sonrasında geldi. yani helva yapacak malzememiz var iş biraz da aşçının menüyü çeşitlendirmesine kaldı.

    eksiğimiz kadroda değil geriden çıkışlardaki organizasyonlarımızda ve merkez aksiyonlarında.

    bu takıma elbet transfer yapılır, kadromuz elbette güçlendirilir, bana göre de bir yada iki transfer gayet de fayda sağlar ancak kötü bir oyun planı nedeniyle tüm kadromuzu çöp ilan etmeye gönlüm razı gelmiyor. bence futbolcu transferinden öte teknik heyete defanstan pasla çıkışlarda bilgili bir yardımcı eklenmesi daha önemli duruyor.
  • 36282
    kemik kadrosu gayet yeterli ancak en az 3 takviye yapılması gereken takım. takviye yapılmasa dahi avrupa'nın bir çok takımından daha kaliteli oyuncularımız var. icardi psg inter görmüş, zaha premier lig görmüş, ziyech ajax, chelsea görmüş, torreira arsenal atletico madrid görmüş, sanchez tottenham görmüş, mertens napoli görmüş. sıkıntı nerede sıkıntı takımda tempo yaratacak oyuncu yok ve takımın bir oyun sistemi yok. oynayan oyuncular yıldız olmasına rağmen çoğu doymuş oyuncular. young boys'un hangi oyuncusu tanınmış hangi oyuncusu kaliteli. hiç biri. hepsi anadolu takımlarından hallice amatör futbolcular. ama nedir adamların bir oyun sistemi var ve hızlılar. bize çok hızlı bir sağ kanat, mertens'in yerine daha aktif ve kaliteli bir on numara, transfer yapmamıza rağmen hızlı bir sağ bek ve köhnden daha kaliteli bir sol bek. kadro değerimiz 210 milyon euro ama bu malzemeyi okan buruk kullanamamaya başladı. 20 30 milyon euroluk takımları kullanan td ler ne oyun sistemi yaratıyor biz neden yaratamıyoruz anlamıyorum. ilk top kaybedişimizde pozisyon verip gol yiyoruz. ligi boşverin avrupa'da bir şeyler yapmamız gerekiyor artık.
  • 36284
    eylül ayının ilk haftasından itibaren oyun olarak yükselişe geçecektir. hoca sanırım şampiyonlar liginde en üst seviyeye çıkacak şekilde programlıyor sezon başı kampını. o zaman bugün çok sert bir şekilde eleştirilen oyuncular da gerçek değerlerini bulacaktır. bu takım bu kadroyla da ligin en büyük favorisi.

    asıl sıkıntı takımın avrupada ne yapacağı konusunda. ben okan hocanın avrupayı ikinci plana attığını düşünüyorum. bayern karşısında göze hitap eden bir oyun oynayınca puan vermiyorlar. netice alacak çözümleri de bilabilmek lazım. geçen sene ilk kopenhag maçından sonra bu tarz maceracı bir oyun anlayışı ile avrupada başarılı olamayacağını yazmıştım. bir senedir değişen hiçbir şey yok.

    hocanın ve yönetimin görev başına geldiği ilk sene gerçekten rüya gibiydi ve çok şeyler vadediyordu. geçen sene ve bu sene ilerleme beklerken düzenli olarak geri gidiyoruz.

    ben bu geri gidişin başlıca sebebinin ilk seneki başarıdan dolayı fazla havaya girmek olduğunu düşünüyorum. hem yönetimin hem hocanın. oynadığımız oyunun ne olduğu çok belliyken zaniolo, zaha, ziyech gibi - bu arada ismi z ile başlayan kanatlar bize uymuyormuş- oyunumuzla ilgisi olmayan sorunlu tipleri vizyon transferi adı altında transfer ederek takımın ritmini bozduk. o dönem hocanın rashicayı istediği biliniyor. yıldız isim yerine bu profilde isimler tercih edilmeliydi. yıldız olarak oyunun liderliği icardi ve mertense verilip bu isimlerden maksimum verimi alacak isimlere yönelmek gerekiyordu. özellikle avrupa için yıldız isimlerin çok olmasına değil mücadele edebilecek isimlere ihtiyacınız var. tabi burada yönetimin transfer olayına daha çok ticaret gibi bakması da etkili oldu. ama bunun için bizim zamana ihtiyacımız var daha.

    bütün bunlar olurken hocanın da daha dik ve otoriter durması lazımdı. ihtiyacı zaha değilse çok net tavrını göstermeliydi. çünkü zaha ile o oyunu oynayamacağımız ortadaydı. elinde saatli bomba gibi bir adam kaldı sonuçta. ihtiyacın olan adamı alacak parayı ve kontenjanı da harcamış oldun.
  • 36285
    gabriel sara’yı eski fenerli guiliano veya bizim sasa iliç gibi ikinci forvet olarak serbest bırakacak, torreira’yı da ön tarafta kafasına göre sağa sola koşturtacak; bütün orta sahaya güven verecek bir 6 numaraya ihtiyacı olan takım.

    ikinci olarak da zaha’dan kurtulup barış, kerem, yunus gibi genç hareketli yaratıcı bir oyuncu kiralaması gerekiyor.

    üçüncü olarak derrick köhn’den farklı olarak hakan balta stili biraz daha defansif yönüyle ön plana çıkan, ileri çok çıkmayıp arkayı kitleyebilen farklı profilde bir sol bek ihtiyacını gidermek ana meselelerden.

    bu üç transfer ve maddi manevi enerji emen zaha kurtuluşuna ek olarak dubois, sergio oliviera, cicaldau giibi oyunculardan arınıp potansiyelli yusuf demir, eyüp aydın, gökdeniz gürpüz, ali turap bülbül gibi oyuncularımızı karşımıza çıkmayacak şekilde oynama garantili kiraya vermek seneye elimizi kuvvetlendirir.

    oyun içi yapacağımız da nelsson’u sol stopere alıştırmak. mertens’i geri plana çekip hakim ziyech ve gabriel sara’yı 10 numarada rekabete sokmak. temposu çok düşük kaan ayhan’ı sağ bekte, kerem demirbay’ı orta saha göbekte forma vermemek.

    fena takım değiliz, ufak basit dokunuşlarla başarıyı devam ettirebiliriz. küçük şeyler bütün iyi özelliklerimizi daha çok parlatır.
  • 36286
    sorunu boy ortalaması değil ikili mücadele kazanma yüzdesi olan futbol takımı.

    galatasaray topu talep eden, topa sahip olacağı kesin olan rakiplere karşı, bayern, manu yahut kadıköy deplasmanı gibi maçlarda iyi futbol oynuyor. çünkü galatasaray 3. bölgede iyi pres yapan ve aynı zamanda iyi bir geçiş takımı. topun rakipte olacağı belli bir maçta kalite farkı olsa bile gerektiğinde pres ile gerektiğinde geçiş ile galatasaray iyi futbol yansıtabiliyor sahaya.

    galatasaray topa sahip olmayacağı kesin, topu hiç talep etmeyen anadolu takımlarına karşı iyi oynamasa da bir şekilde maçı kazanıyor. çünkü kalite farkı çok yüksek. bir gün icardi çıkıyor bir gün mertens çıkıyor bir gün kerem çıkıyor artık batsuayi çıkıyor ayda yılda bir ziyech çıkıyor galatasaray kalite farkı çok fazla olduğu için anadolu maçlarını bir şekilde kazanıyor.

    asıl sorun galatasaray'a denk, topun çok bariz olarak herhangi bir takımda olmayacağı, oyunun kora kor mücadele sonrası şekilleneceği orta seviye maçlar. kopenhag, prag, fenerbahçe, beşiktaş, young boys gibi maçlarda iki takımdan birinin topa çok sahip olacağını söylemek mümkün olmuyor. orta sahada ikili mücadeleler şeklinde başlıyor maçlar, iki takımda birbirine 1. bölgesinde pas yapmasına izin verirken orta sahada kora kor bir mücadele izleyerek başlıyoruz. bizim ise güçsüz, fizik mücadeleleri çok az kazanabilen takımımız (toriera, kerem, mertens, ziyech, köhn, demirbay, hatta son fizik durumuyla stoperler) maçın başında rakibe büyük bir iştah sağlıyor ve ikili mücadelelerde bize üstünlük kuran rakipler ''ulan istersem topu alırım istersem beklerim'' özgüvenine kavuşuyorlar. bu özgüven 10 kişi fenerbahçe'ye bile deplasmanda maç kazandırabiliyor. kopenhag'a şampiyonlar ligi grup finalinde yürüyerek maç kazandırabiliyor. prag bizi 4'lük beşiktaş 5'lik yapabiliyor. çünkü rakipler isterse bizi orta sahada dövüp topu kazanıp top oynuyorlar, isterse bekleyerek çok da iyi olmayan set hücumlarımızı savunuyorlar. teknik açıdan, kalite açısından bize yakın takımlar için bulunmaz bir nimetiz. çünkü dövüşemiyoruz. bu sorun zaten mevcuttu, boey gittikten sonra arşa çıktı.

    peki biz problem çok bariz biçimde ortadayken kimleri transfer ettik? ikili mücadelelerde hiç de iyi olmayan jelert ve sara. yarın yeni prag yeni fenerbahçe maçlarında kim dövüşecek? transfer olmazsa sadece barış alper. peki şimdiye kadar sadece barış alper'in dövüşebildiği geçmiş maçları kazanamamışken, rakiplerimizden orta sahada ve kenarlarda dayak yerken, bize bu yıl eşit güçte maçları kazanacağımızı düşündüren ne? sanırım 2 sene şampiyonluğun vermiş olduğu tehlikeli özgüven.

    10 gününüz var sayın yönetim ve teknik heyet. takıma ikili mücadele kazanabilecek, sahada rakiple top için dövüşebilecek adamlar getirin. hangi mevkiye olursa olsun artık kriter bu olsun. yoksa bu sezon şampiyon olamayacağız.
  • 36287
    kendi bünyesinde olan yöneticisini, futbolcusunu bu kadar değersizleştiren, mobbing yapan, basının önüne atan geçmişten bugüne olan örnekleriyle, takım içi siyasete giren başka bir takım var mıdır bilemiyorum.

    burada elbette başkanlara, yönetimlere, idari profesyonellere sözüm.

    geçmişten bugüne o kadar çok fazla oldu ki gerçekten de galatasaray siyaseti neymiş böyle dedirtiyor insana.

    son olarak kaptan kerem aktürkoğlu ile olan süreci hayretler içinde izlemekteyim. iletişim faciası da cabası.

    arda turan, wesley sneijder, sabri sarıoğlu sadece küçük örnekler.
  • 36289
    büyük ihtimalle sezonu darmadağın şekilde kapatacak.

    şampiyon olduktan hemen sonra,

    - erden timur yalnızlaştırıldım diyerek görevi bıraktı.
    -transferler kampa yetişecek, bankalar birliğinden çıkılacak, kemerburgaz’a geçeceğiz gibi tüm vaatler boşa çıktı.
    - yönetim kurulunda başkan vekilliği kavgası olduğu ortaya çıktı ve ağustos ayına kadar adam akıllı görevlendirme yapılmadı.
    - rafa silva, oğuz aydın, emirhan topçu gibi oyuncular alınmadı hatta bazısı akla gelmedi. özellikle isimden bağımsız kanat çok deyip oğuz transferi zorlanmadı.
    - yeni federasyon ali koç ile gerekli atamaları yaptı. yabancı var hakemini kaldırdı.
    - zaha ile hoca sorun yaşadı.
    - hazırlık maçlarında felaket oyunlar felaket sonuçlar getirdi.
    - yönetim ile taraftar arasında bağ kalmadı. bende dahil nefret ilişkisi doğdu.
    - 18 milyona en pahalı transferimiz yapıldı ama adam 8 mi 10 mu diye tartışılmaya başlandı.
    - yine hocanın ne eldeki kadroya göre oynattığı ne de oynatmak istediği kadroya göre transfer yapmadığı fikri oluştu.
    - muhabirlere yıldız isimler verildi ve daha sonra limit yok denilerek şok yaşatıldı.
    - yönetim kendi medyasını oluşturup aklınca taraftara algı yaptı. akıl verdirdi. kendinden olan muhabirlerin kanalına oyuncular ropörtaja gönderildi.
    - florya süreci çok saçma yere geldi. en son 300 milyon rakamına düştü. genel kurul üyeleri yetki kurulunda süreci anlamadı bile. çünkü dursun özbek araziyi ne olursa olsun satmak için elinden geleni yapıyor ve süreci anlatamıyor.
    - yine başkan her ağzını açtığında taraftar sinirden dişlerini sıkıyor. çoğu insan kendisini sevmiyor, güvenmiyor.
    - kaptanlardan kerem’e dümdüz bir mobbing yapıldı. gitmesi için kaptanlığı alındı.
    - transferde çıkan her isim birbirinden farklı profil olduğu için taraftar güven kaybı yaşadı.
    - kulüp yönetimi ve ultraslan’ın beraber karaborsa yaptığı iddiaları ortaya atıldı.
    - zaha’nın transfer süreci doğru yönetilemedi.
    - beşiktaş maçında hezimet yaşandı.
    - ilk iki lig maçında galibiyet alınsa da taraftar oyundan memnun kalmadı.
    - liginde neredeyse son sırada olan young boys maçında yine felaketin eşiğinden dönüldü.
    - sosyal medya da etkileşim köpekleri her gün her oyuncuya hakaretler ediyor ve aksiyon alınmıyor.
    - yine 6 numara sol bek sol stoper hatta duruma göre sol kanat beklerken yönetim ve hoca böyle bir çalışma olmadığını söylüyor. dediğim gibi emirhan yedeğe alınabilirdi. çalışma bile olmadı.
    - emin bayram kaçar gibi gitti. ilk çıkan rakamlara tepki gelince rakam yukarı çıktı.
    - kimsenin güvenmediği cenk ergün yine transferde yetkili oldu ve bu süreci başarısız yürüttü şu ana kadar.
    - oliviera gibi adamlarla vedalaşılamadı. yusuf demir, eyüp aydın gibi gençlerin durumu belirsiz kaldı.
    - hoca acayip gergin ve bu suratına kadar yansıyor. basın toplantıları artık kendisinden alışık olmadığımız bahanelerle geçiyor.

    aklıma gelenler bunlar belki daha fazla vardır. bunların hepsi mayıs ayından bugüne yaşandı. bu süreç kimse de heves tat bırakmadı.

    buradan döner mi bilmiyorum ama bu sene böyle giderse başarı çok zor. büyük ihtimalle bir yerde kırılma yaşayıp seneyi kapatacağız. umarım transfer sezonu bitimine kadar gerekli transferler yapılır, oyunumuz düzelir ve galibiyetler alınır. onun dışında bu seneyi okan hoca zor tamamlar. dursun yine genel kurulda ahbap-çavuş ilişkisiyle bir ihtimal ibra olur.

    allah yardımcımız olsun.
  • 36290
    an itibariyle kadrosunda 17 yabancı futbolcu bulunan takımımız.
    1) muslera
    2) dubois
    3) jelert
    4) davinson
    5) nelsson
    6) köhn
    7) torreira
    8) oliviera
    9) mertens
    10) zaha
    11) sara
    12) cicaldau
    13) morutsan
    14) yusuf demir
    15) ziyech
    16) batshuayi
    17) icardi

    bunlardan morutsan'i sozlesmesi donduruldu diye hatırlıyorum. geriye kaldı 16 yabancı. bu 16 isimden oliviera, cicaldau ve dubois ile yolları kesinlikle ayırmamız lazım. kaldı geriye 13 isim. bu 13 isimden zaha'nin akıbeti belli değil. yusuf demir'in ise hazırlık kampı sonrası verilen demeclerden sonra neden hala geniş kadroya dahi girmedigini kimse anlamış değil. nihayetinde kadromuzda 11 tane düzenli oynatıp verim aldığımız yabancı isim kaliyor. zaha'nin takımda kaldığını hesap edersek bu sayı 12 oluyor. herkes, "12+2 kuralına saçma, +2'si olmasada olur, tribünde oturtacagimiza almayalım." felan diyor ama kimse yoğun mac trafiğini, sakatlığını, cezalisini dusunmuyor. emin olun biz o +2'yi çoğu zaman tribünde goremeyecegiz. bu takımın net olarak defansif meziyetleri ağır basan bir orta sahaya ihtiyacı var. rakibin kim olduğu farketmeksizin topu alan herkes bizim orta sahayi çok rahat geçiyor. her atak kalemizde pozisyon olarak son buluyor. kalan bir transferi de kimisi sol bek için istoyir, kimisi sol stoper için. ama en ideali çoğu arkadaşımızın da belirttiği gibi sol ayaklı sol beki yedekleyebilen bir sol stoper olması olacaktır.

    takıma transfer istemek transfer obezligi değil inanın. bunlar ihtiyaç ve mecburiyet. süper lig takımlarını ve besiktasi dusunumce bu sezon şampiyon olmak adına transfer yapmamız şart. ve en az transfer yapmak kadar, kadroda düşünülmeyen isimleri yollamak da ayrı bir meziyettir, ayrı bir başarıdır.
  • 36291
    fizikli, orta sahada üstünlük kurabilecek orta saha ihtiyacı olan takım.

    okan buruk her ne kadar bu işi şakaya vursa da zorluk derecesi yüksek maçların hiç birinde orta sahada üstünlüğü alamıyoruz. torreira top kapan, dinamik bir oyuncu olsa da ikili mücadelelerde zayıf ve temaslı oyunda top tutamıyoruz. ziyech, kerem aktürkoğlu ve mertens de eklendiği zaman fiziksel olarak son derece kırılgan yapıya bürünüyoruz. bu sebeple kesici ve fizikli orta saha ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

    keza abdülkerim'in ayrılması durumunda 11 seviyesinde bir sol stoper daha şart.
  • 36294
    ben bu kadar defansif zaafiyeti olan bir takımı kabul edemem. her kaybettiğimiz top kontra oluyor, her kontra da tehlike. 5 pasta bir top kaybediyoruz, orta sahamız defansif açıdan yokları oynuyor. 3 merkez orta saha oynamazsa bu takım averaj takımına döner.

    defansif zaafiyetleri çözemiyoruz ki hücum planımızı uygulayalım. (hücum planımız var mı bilmiyorum)
  • 36297
    https://youtube.com/...?si=3b-w59uEa0aizrVR

    tıpkı okan buruk'un söylediği gibi "ne oynadığımız sistemi bilen var, ne yapmak istediğimizi bilen var"
    helal olsun, ilk defa ağzından doğru bir şey çıkmış hocanın.

    bu takımın bir sistemi yok, haybeye top oynuyor sahada.
    aynı şekilde okan hocanın ne yapmaya çalıştığını bilen de yok.*

    (bkz: 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın