• 2807
    açık ve net bir şekilde türkler kayrılıyor. biz geçen sezona kadar türk futbolcular yabancılara pas atmıyor, duran top kullandırtmıyor diye entryler girerdik ama asıl büyük sorun yönetimdeymiş. sakız çiğneyen misimovic kadro dışı kalırken menecer ve sahte plakacı serdar özkan hala takımda. alemci jo gönderilirken kelepçeli kazım transfer ediliyor. giovanni beğenilmezken ali turan gibi bir yeteneksiz transfer ediliyor. elano beğenilmiyor ama takım kazma dolu. hakan balta göğüs kıllarıyla topa müdahale etmeye çalışırken insua kenarda. takıma bak be.
  • 2808
    dikkat rıdvan dilmen tarzı bir giriş geliyor;
    bir galatasaray erkek basketbol takımı kadar olamayandır. onlar kadar sevindirmeyen onlar kadar heyecanlandıramayandır. **
    tabiki sadece futbol takımına endeksli taraftar değiliz ama klüp adına en fazla göz önünde olan branş da galatasaray futbol takımıdır. dolayısıyla en fazla ilgilendiğimiz de galatasaray futbol takımıdır.
    uzun zaman kafa yordum, düşündüm, üzüldüm, kahroldum, nasıl kurtulabilir diye kendi kendime çözüm üretmeye çalıştım* ama olmuyor. eskiden olsa colin kazım richards faciası gibi bir olayda delirirdim. küfürler ederdim, sağa sola çatardım, dalga geçenlerle dalaşırdım.. ama artık onu bile yapamıyorum. bunu söylerken çok üzülüyorum ama gerçekten bu aralar ıssız adam triplerinde dolaşan bohem sevgili olmuştur. kendini unutturma çabasındadır. ne zaman keyfi yerine gelir de geri döner orası da bilinmezdir.
  • 2811
    kimdir galatasaray futbol takımı?

    dünya sıralamasında 1. sıraya yükselen ilk türk takımı.
    devlet üstün hizmet madalyası alan ilk takım.
    uefa kupası'nı hiç yenilgi almadan kazanan ilk ve tek türk takımı.
    üç yıldızı alan ilk takım.
    türkiye süper ligi'nin ilk şampiyonu.
    dünya kulüpler şampiyonası'nda avrupa'yı temsil eden ilk ve tek türk takımı.
    şampiyonlar ligi'nde çeyrek final'e yükselen ilk türk takımı.
    avrupa şampiyon kulüpler kupası'nda yarı final oynayan ilk ve tek türk takımı.
    istanbul şampiyonluğu'nu kazanan ilk türk takımı (1908-1909).
    yurt dışında galibiyet alan ilk türk takımı (1911).
    yurt dışında maç yapan ilk türk takımı (1911).
    şampiyonlar ligi'ne katılan ilk türk takımı.
    avrupa'da, uefa kupası'nı hiç yenilgi almadan kazanan ilk takım.
    balkanlar'da uefa kupasını kazanan ilk ve tek takım.
    uluslararası maçlarda kendi sahasında ardarda en çok galibiyet alan tek türk takımı (20 kez).

    uefa kupası'nı kazanan ilk ve tek türk takımı.
    süper kupa'yı kazanan ilk ve tek türk takımı.
    internet sitesine sahip ilk türk takımı.
    bir ispanyol takımını deplasmanda yenen ilk türk takımı (real mallorca - galatasaray: 1-4).
    bir sezonda 2 italyan takımını eleyen ilk türk takımı (milan ve bologna).
    bir sezonda 2 ingiliz takımını eleyen ilk türk takımı (leeds united ve arsenal).
    türkiye 1. ligi'ni namağlup bitiren ilk takım (1985-86).

    profesyonel ligde en fazla aralıksız şampiyon olan takım (4 kez üst üste).
    profesyonel ligde yerli hocayla en çok şampiyon olan takım (8 kez).
    en fazla şampiyonluk yaşayan futbolculara sahip olan takım (hakan şükür ve bülent korkmaz 8 kez, suat kaya ve arif erdem 7 kez).
    bir sezonda en fazla avrupa kupası maçı yapan takım (17 maç).
    avrupa'da şampiyonlar ligi'ne en fazla katılan takım (10 kez).
    türkiye kupası'nı en fazla kazanan takım (14 kez).
    cumhurbaşkanlığı kupası'nı en fazla kazanan takım (10 kez).
    avrupa kupalarında 1 sezonda en fazla puan toplayan takım (17 maç 34 puan).
    bir sezonda avrupa kupalarında en fazla galibiyet alan türk takımı (9 kez).
    bir sezonda avrupa kupalarında en fazla gol atan türk takımı (29 gol).
    deplasmanda aralıksız en fazla yenilmeyen takım (40 kez).
    bir sezonda en fazla maç yapan takım (58 kez).
    avrupa kupalarında en çok tur atlayan tek türk takımı.
    avrupa kupalarında en fazla maç yapan türk takımı.
    türkiye liglerinde bir sezonda en fazla gol atan takım (1962-1963 sezonu 105 gol).
    avrupa kupalarında en çok gol atan türk takımı.

    budur..

    bu formayı giymekte , bu kulübe başkanlık yapmakta herkese nasip olmaz.!!!!
  • 2812
    erasmus programı gibi bir takım. gelen öğrenc... pardon oyuncular en fazla bir dönem veya iki dönem kalıp acı-tatlı anılarla geri dönüyorlar. geçen süre zarfında güzel zaman geçirdikleri muhakkak, fakat genel olarak derslerine pek çalış... ups, futbollarına ve özel hayatlarına pek de dikkat etmiyorlar...

    (bkz: morgan de sanctis)*
    (bkz: fernando meira)*
    (bkz: ahmed barusso)*
    (bkz: jo)*
    (bkz: giovani dos santos)*
    (bkz: leo franco)*
    (bkz: abdel kader keita)*
    (bkz: elano blumer)**
    (bkz: zvjezdan misimovic)**
    (bkz: frank rijkaard)**
  • 2815
    acil olarak takımdaki yerli oyuncu kalitesini yükseltmesi gerekir. gelecek yabancı oyuncular messi ayarında olsa bile yine oynayacağı türk oyuncular servet, balta, ayhan, mustafa sarp olduktan sonra takımın kalitesinde bir artış olmayacaktır. formica için 4 milyon euroyu vermeyi gözden çıkaran yönetim o paraya kaliteli yerli oyuncu alabilir diye düşünüyorum. takımın iskeletini yerli oyuncularla kurduktan sonra gelecek olan yabancı da bu takıma daha çok katkı verecektir.

    bir diğer konuda bu takımın ihtiyacı olan bölgeler. bizim 4 tane adam almamız lazım öncelikli olarak. cananın yanına iki tane sağlam orta sahaya ihtiyacımız var, culio, formica hep ofansif oyuncular, bizim daha sert ve disiplinli aynı eskiden olan okan-emre-suat gibi oyuncularımız olması lazım.

    diğer ihtiyaçlarımız bir forvet, ne yazık ki barostan ümidimi kesmeye başladım gene 1 ay yokmuş ve bir kaleci, takımın güvenebileceği, defansın orta sahaya daha yakın oynamasını sağlayacak böylece oyun mesafesini kısaltacak.

    bu 4 bölge dururken kanatlara veya ofansif bölgeye yapılacak transferlerin takıma pek bir faydası olmayacaktır. hagiyi çok severim ve başarılı olmasını herşeyden çok isterim. umarım zaman onu haklı çıkarır ve takım toparlanır.
  • 2820
    düştüysek kalkarız cimbom'um..

    futbol sadece futbol değildir. tarifsiz bir sevdadır, aşktır futbol, ama farklı, tarifsiz bir aşk. bitmez denilen aşk. o renkleri gördün mü, için kıpır kıpır olur ister istemez. ve her gördüğünde de aynı şey tekrarlar, tekrarlar, tekrarlar.. bıkmazsın hiç. stadyumda, belki de hiç bir yerde olamadığın kadar rahat, huzurlu olursun. bir de tuttuğun takım kazandı mı, hem de güzel futbolla, değmesinler keyfine. yeri gelir kaybederler, ama öyle bir mücadele etmişlerdir ki, dersin; "varsın yenilelim, yeter ki böyle oynayın.." "başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter" diye bağırırsın avazın çıktığı kadar. alkışlarsın hatta takımını, tribünlere çağırırsın, kucaklarsın takımını. anneler kucaklar ya hata yapan yavrularını, aynen öyle işte. formanın hakkı verilmiştir çünkü.. gerçi vermese de kucaklıyoruz, gidiyoruz maçlara, inadına..

    formanın hakkını vermek, benim için bir futbolcuda olmazsa olmaz ilk özelliktir. arkasından da karakter, yetenek sıralanır ardı ardına..

    kulüplerin belli bir çizgisi vardır, karakteri vardır, duruşu vardır. o duruşlardan, her ne olursa olsun taviz verilmez, verilmemelidir kesinlikle. kendi içinde çelişmemelidir kulüp, birine öyle, birine böyle olmamalıdır. kulüp içinde oynayan, kaptanından yedek kalecisine kadar herkes eşittir, eşit olmalıdır. herkese aynı kurallar uygulanmalıdır. o duruştan vazgeçilmemelidir, her ne olursa olsun!

    galatasaray'ın, o eski duruşu yok artık. kısacası, yok o eski galatasaray artık. ruhtan şikayet ediyorduk bir kaç seneye kadar, nerede 2000 ruhu, metin oktay'ın ruhu diyorduk. bunlar yetmezmiş gibi, galatasaray'ın o eski, şehvetli duruşu da kayboldu artık..

    kazım olayı da son noktadır artık..

    düşününce, gerçekten gözümden damla damla yaş düşüyor. nasıl olur, nasıl olur da bu ruhsuzlar hala burada olur? nasıl olur, koskoca galatasaray'da nasıl olur da futbolcular daha ön planda olur. nasıl olur, nasıl olur da bu futbolcular bu formayı giyer ve kimse sesini çıkarmaz.. nasıl olur..

    mesela, serdar özkan, yaptıkları gün gibi ortada. eminim ki, eskiden olsa, o olayların ortaya çıktığı o gün sözleşmesi fesh edilirdi. yok işte o eski galatasaray.. servet, mustafa sarp, gökhan zan, diye uzayan listedeki isimler. allah aşkına söyleyin, ne yaptılar bu kadar şansı hak edecek? kalır mıydı o eski galatasaray'da bu isimler hala takımda? hagi istediği kadar ısrar etsin, alınır mıydı kazım bu t akıma? bu kadar ruhsuz ruhsuz gezebilirler miydi? bu kadar karaktersiz olay yaşanır mıydı? kimse ses çıkarmasa, büyük kaptan izin verir miydi, izin verir miydi hasan şaş? ya hagi? tugay?

    servet'in gollerde sevinmeyişi, konyaspor maçında çıkan arbede de olayı sadece izleyişi.. bir de yine o maçta, kiralık insua'nın gol sevincine bakın.. şimdi sorarım, nasıl olur da bu adam, bu gencecik, galatasaray'ı benimsediği gün gibi ortada olan adam forma şansı bulamaz? hem de şu ruhsuz takımda, rezalet durumda olan takımda. işte bunlar canımı yakıyor..

    her ne kadar futboluyla isteneni veremese de, aydın'ın o karamboldeki duruşuna bakın bi. severim işte bu yüzden aydın'ı.

    misimovic, ne ara oynadı, ne ara kadro dışı bırakıldı anlamadım. kalitesi herkes tarafından kabul edilmiş misimovic, neden forma şansı bulamaz şu takımda, neden kazım'a verilecek şans ona verilmez?

    keita, jo, santos, lincoln, elano.. neden gitti bu isimler? ruhsuz diye, mücadele etmiyor diye. en önemlisi de, gece hayatları, karakterleri nedeniyle gitmedi mi keita, jo, lincoln, santos.. tamam dedim, haklı yönetim. her ne kadar kaliteli isimler de olsa, galatasaray gibi bir kulüpte bu kadar disiplinsizliğe taviz verilmezdi sonuçta. eee, n'oldu şimdi? kazım nereden çıktı? neden kazım'ı adam etmeye çalışılıyor? madem bu kadar ısrar edilebiliyordu, keita'ya da taviz verilseydi, ne bileyim, misimovic'e de verilseydi şans.

    anlayamıyorum, neler olup bitiyor anlayamıyorum. iğrenç bir dönemden geçiyor galatasaray, çok acılı bir dönem.. illa geçilecekse bu dönemden, keşke yine o eski galatasaraylı duruşuyla geçseydik, taraftar da gerçek anlamda arkasında olsaydı takımın, yönetimin. yönetim-futbolcu-taraftar diye bağırsaydık tribünlerde, kalmadı ki o heves.. yeni stat açılacak, azıcık bir heves yok neredeyse..

    yonca lodi'nin "düştüysek kalkarız" şarkısı tam da şu günlerde galatasaray için yazılmış sanki..

    düştüysek kalkarız, daha ölmedik ya..
    büyük yeminlerden vazgeçip dönmedik ya..
    benim bir günüm geçmez ki seni görmeden..
    cimbom'um, bırakma kendini
    kazan o ruhu yeniden..

    bitecektir, elbet bu günler de bitecektir, öyle veya böyle geçecektir galatasaray'ım.. ama her şeyden, başarılardan da önce dön o eski galatasaray karakterine, hem de bir an önce..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...alkarz-cimbomum.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın