• 2820
    düştüysek kalkarız cimbom'um..

    futbol sadece futbol değildir. tarifsiz bir sevdadır, aşktır futbol, ama farklı, tarifsiz bir aşk. bitmez denilen aşk. o renkleri gördün mü, için kıpır kıpır olur ister istemez. ve her gördüğünde de aynı şey tekrarlar, tekrarlar, tekrarlar.. bıkmazsın hiç. stadyumda, belki de hiç bir yerde olamadığın kadar rahat, huzurlu olursun. bir de tuttuğun takım kazandı mı, hem de güzel futbolla, değmesinler keyfine. yeri gelir kaybederler, ama öyle bir mücadele etmişlerdir ki, dersin; "varsın yenilelim, yeter ki böyle oynayın.." "başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter" diye bağırırsın avazın çıktığı kadar. alkışlarsın hatta takımını, tribünlere çağırırsın, kucaklarsın takımını. anneler kucaklar ya hata yapan yavrularını, aynen öyle işte. formanın hakkı verilmiştir çünkü.. gerçi vermese de kucaklıyoruz, gidiyoruz maçlara, inadına..

    formanın hakkını vermek, benim için bir futbolcuda olmazsa olmaz ilk özelliktir. arkasından da karakter, yetenek sıralanır ardı ardına..

    kulüplerin belli bir çizgisi vardır, karakteri vardır, duruşu vardır. o duruşlardan, her ne olursa olsun taviz verilmez, verilmemelidir kesinlikle. kendi içinde çelişmemelidir kulüp, birine öyle, birine böyle olmamalıdır. kulüp içinde oynayan, kaptanından yedek kalecisine kadar herkes eşittir, eşit olmalıdır. herkese aynı kurallar uygulanmalıdır. o duruştan vazgeçilmemelidir, her ne olursa olsun!

    galatasaray'ın, o eski duruşu yok artık. kısacası, yok o eski galatasaray artık. ruhtan şikayet ediyorduk bir kaç seneye kadar, nerede 2000 ruhu, metin oktay'ın ruhu diyorduk. bunlar yetmezmiş gibi, galatasaray'ın o eski, şehvetli duruşu da kayboldu artık..

    kazım olayı da son noktadır artık..

    düşününce, gerçekten gözümden damla damla yaş düşüyor. nasıl olur, nasıl olur da bu ruhsuzlar hala burada olur? nasıl olur, koskoca galatasaray'da nasıl olur da futbolcular daha ön planda olur. nasıl olur, nasıl olur da bu futbolcular bu formayı giyer ve kimse sesini çıkarmaz.. nasıl olur..

    mesela, serdar özkan, yaptıkları gün gibi ortada. eminim ki, eskiden olsa, o olayların ortaya çıktığı o gün sözleşmesi fesh edilirdi. yok işte o eski galatasaray.. servet, mustafa sarp, gökhan zan, diye uzayan listedeki isimler. allah aşkına söyleyin, ne yaptılar bu kadar şansı hak edecek? kalır mıydı o eski galatasaray'da bu isimler hala takımda? hagi istediği kadar ısrar etsin, alınır mıydı kazım bu t akıma? bu kadar ruhsuz ruhsuz gezebilirler miydi? bu kadar karaktersiz olay yaşanır mıydı? kimse ses çıkarmasa, büyük kaptan izin verir miydi, izin verir miydi hasan şaş? ya hagi? tugay?

    servet'in gollerde sevinmeyişi, konyaspor maçında çıkan arbede de olayı sadece izleyişi.. bir de yine o maçta, kiralık insua'nın gol sevincine bakın.. şimdi sorarım, nasıl olur da bu adam, bu gencecik, galatasaray'ı benimsediği gün gibi ortada olan adam forma şansı bulamaz? hem de şu ruhsuz takımda, rezalet durumda olan takımda. işte bunlar canımı yakıyor..

    her ne kadar futboluyla isteneni veremese de, aydın'ın o karamboldeki duruşuna bakın bi. severim işte bu yüzden aydın'ı.

    misimovic, ne ara oynadı, ne ara kadro dışı bırakıldı anlamadım. kalitesi herkes tarafından kabul edilmiş misimovic, neden forma şansı bulamaz şu takımda, neden kazım'a verilecek şans ona verilmez?

    keita, jo, santos, lincoln, elano.. neden gitti bu isimler? ruhsuz diye, mücadele etmiyor diye. en önemlisi de, gece hayatları, karakterleri nedeniyle gitmedi mi keita, jo, lincoln, santos.. tamam dedim, haklı yönetim. her ne kadar kaliteli isimler de olsa, galatasaray gibi bir kulüpte bu kadar disiplinsizliğe taviz verilmezdi sonuçta. eee, n'oldu şimdi? kazım nereden çıktı? neden kazım'ı adam etmeye çalışılıyor? madem bu kadar ısrar edilebiliyordu, keita'ya da taviz verilseydi, ne bileyim, misimovic'e de verilseydi şans.

    anlayamıyorum, neler olup bitiyor anlayamıyorum. iğrenç bir dönemden geçiyor galatasaray, çok acılı bir dönem.. illa geçilecekse bu dönemden, keşke yine o eski galatasaraylı duruşuyla geçseydik, taraftar da gerçek anlamda arkasında olsaydı takımın, yönetimin. yönetim-futbolcu-taraftar diye bağırsaydık tribünlerde, kalmadı ki o heves.. yeni stat açılacak, azıcık bir heves yok neredeyse..

    yonca lodi'nin "düştüysek kalkarız" şarkısı tam da şu günlerde galatasaray için yazılmış sanki..

    düştüysek kalkarız, daha ölmedik ya..
    büyük yeminlerden vazgeçip dönmedik ya..
    benim bir günüm geçmez ki seni görmeden..
    cimbom'um, bırakma kendini
    kazan o ruhu yeniden..

    bitecektir, elbet bu günler de bitecektir, öyle veya böyle geçecektir galatasaray'ım.. ama her şeyden, başarılardan da önce dön o eski galatasaray karakterine, hem de bir an önce..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...alkarz-cimbomum.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın