• 21835
    az önce istanbul’a gelmiş olan takımdır. tatildeki futbolcularımızın da dönüşüyle nihayet tam kadro çalışmaya başlayacağız.

    hoca(iddialı):
    “hoş geldiniz beyler! bu sezonu şampiyon bitireceğimizi düşünüyorum.”

    muslera(sakin):
    “bence de bunu başaracak kaliteye sahibiz.”

    hoca(hırslı):
    “işte beklediğim tepki tam da buydu.”

    toplantıyı sonlandır.
  • 9922
    https://gss.gs/NHP.jpg

    (bkz: reservoir dogs)

    (bkz: çeliktepe cengizhan lisesi)

    veysel : çeteyi tutan zengin piç

    burak : fight club'da ki brad pitt

    melo : çetenin psikopatı, lideri

    sabri : mevzuyu anlamadan dinlemeden emaneti çıkaran gaza gelip ilk harcanan eleman

    hakan : melo'dan sonraki adam

    semih : görev adamı gerekeni yapar neredeyse hiç konuşmaz

    hajrovic : sabri'nin daha mantıklısı sabri'den sonra harcanacak olan 2. tezcanlı atarlı delikanlı.

    lucas : hay amk nereye düştük tribindeki 3.5 atan yeni yetme

    umut gündoğan : abilerinin arkasından mevzuya girecek olan tıfıl. genellikle göz teması kurmadan duruma göre tavır alan sinsi eleman.
    not: şahane bir fotoğraf cidden bundan daha çok malzeme de çıkar.

    koray'ı veysel olarak uyaran rouhie ve makina muhendisi'ne teşekkür ederim.
  • 27274
    haddinden fazla haksızlık yapıldığını düşündüğüm takımdır.
    oyun olarak daha iyisi olabilir miydi? evet olabilirdi ama şu an 6 puan geride olmamız ile ilgili 4 farklı sebebi var.
    birincisi kötü bitirici olmamız, ikincisi direkt gole neden olan bireysel oyuncu hataları buna kaleciler de dahil, tecrübesizlik ve en önemlisi hakem faktörü.
    bu saydığım sebeplerin gerçekleştiği maçları tek tek yazmama gerek yok, hepimizim malumu zaten.
    bence yetenekli ama hem tecrübe hem de bireysel olarak gelişmesi gereken bir takımız.
    luyindama, marcao, taylan, kılınç, gedson, oğulcan, kerem, henry, halil ve muhammed.
    buraya kiralık giden ama geri gelme ihtimali olan yunus akgün, emin bayram, ali yavuz gibi genç futbolcularımızı da ekleyebiliriz.
    ayrıca nispeten tecrübe olarak daha iyi olan yedlin, omar, muslera, donk ve emre akbaba gibi oyuncularımız var.
    bu listeye falcao, feghouli ve babel gibi futbolcularımızı yazmadım çünkü takımdan ayrılmaları gerektiğini düşünüyorum.
    şimdi ilk saydığım listede en yüksek yıllık maaşı sanırsam henry alıyor, 1.4 m euro civarı.
    kerem yıllık 100 bin, taylan 300, halil 600, muhammed 800 bin gibi değişiyor.
    yani aslında maaş olarak da fena yere gelmemişiz.
    bizim yapmamız gereken 2021 yazında bu çocukların yanına yetenekli genç oyuncular almak ve maliyeti iyice düşürmek.
    diğer taraftan yüksek ücret alan futbolcuları da göndermek ilk amacımız olmalıdır.
    kale, sağ bek, stoper bölgesinde sıkıntımız yok. bana kalsa emin ve ozornwafor yeterlidir ama muhtemelen oraya yedek oyuncular alınacaktır.
    teklif olursa luyi ve marcao tabii satılabilir ama eğer yoksa hiç gömmeye gerek yok.
    gayet iyi bir ikiliye sahibiz.
    sol bek için hem as hem de yedek oyuncu ihtiyacımız var.
    taylan, sezonun bizim adımıza yıldızı. yerine daha iyi birisini almamıza gerek yok.
    aytaç orayı rahatlıkla yedekleyecektir.
    bizim için en mühim kısım öndeki iki 8 numara.
    eğer gedson kalacaksa bir tane daha lazım, ki ben salih uçan gelecek diye düşünüyorum. yedekleri kılınç ve akbaba olabilir.
    kanatlarda sözleşmeli olarak oğulcan ve kerem var.
    ayrıca yunus, jesse, jimmy ve ali yavuz da kiralıktan geri gelecekler.
    ben jesse’nin kiralık ve jimmy’nin bonservisi ile gitmesi taraftarıyım.
    yunus ve ali yavuz rotasyonda kalmalı, ayrıca henry’nin de durumunu netleştirmek lazım.
    santrafor bölgesinde halil’in durumu nasıl olur bilmiyorum ama bir şekilde bonservisini almak lazım.
    maho zaten bizim futbolcumuz, onda sıkıntı görmüyorum.
    ayrıca gerekirse oğulcan da orayı yedekleyebiliyor.
    ben bu sezon için üzülsem de genç futbolcuların oynamasından memnunum.
    hoca böyle genç oyuncuları oynatmaya devam edecek ve daha fazla süre verecekse bir sezon daha kaybetmeye razıyım.
    takımın önü bence açık, yalnız yazın yapılması gereken ama çok da büyük olmayan bir operasyon var.
    onu becerebilirsek 4-5 yıl sıkıntı yaşamayız.
  • 29088
    2021/22 sezonunda avrupada esen ve ligde ust uste hakem facialarina kurban giden yas ortalamasi 24 civari olan futbolcuların takımı.

    bu genc çocuklara alenen haksizlik ediliyor, kerem maç sonu yere yığılıp ağlayarak sahadan ayrılıyor, nelsson taraftara karşı kendini mahcup hissediyor ust uste puan kayiplari olduğu icin, berkan her mac 12 km koşup haksızca pen. verildigi için üzüntüden hakemin peşinde kıvranıyor, hocaları a dese 5 mac ceza alıyor, takim arkadaşlari 8 mac alirken bazılari ayni maddeden 2 mac ceza alıyor.

    bu takım 3 gun sonra avrupada liderlik maçına çıkıyor. bu takıma bu genç sporculara sahip çıkalım. alenen kendilerinin emeği çalınıyor, buna medya göz yumuyor tff yöneticileri ellerini ovusturuyor. biz susmayalim biz sahip cikalim biz destek olalım.

    (bkz: türkiye'dir galatasaray)
  • 13036
    2011-2012 sezonundan bu yana futbol namına bir şey oynamayan takım. bu 3 sezonun 2'sinde şampiyon olması, galatasaray'ın bu çöp ligin en winner takımı olduğunu gösteriyor. 2012-2013, 2013-2014, 2014-2015 sezonlarında iyi oynadığımız maçları düşündüğümde aklıma bir tek kopenhag maçı geliyor. schalke'yi elerken de, juventus'u elerken de, real madrid'e 3 atarken de, derbilerde de bu takım ne oynadığını bilmiyordu. bi hücum planı yok. defansif zaafiyetleri sol bekte açık oyuncusu riera, stoperde 33'lük ujfalusi oynarkenki halinden çok daha fazla.

    orta sahası dinamik değil.
    basan oyuncusu yok.
    sıfıra inecek ve iyi orta kesecek sağ bek oyuncusu yok.
    gitti mi geri dönmeyerek eli belinde oyunu öylece izleyen bir bek oyunucusu var.
    sert, hava toplarında etkili, pozisyon almayı bilen stoperi yok.
    sadece araya kaçan, hava toplarınd etkisiz, duvar özelliği olmayan bir forveti var.
    gol ve asist katkısı verecek istikrarlı bir kanat oyuncusu sadece podolski var, o sakatlanırsa yerine göbekli olcan var.
    sadece 4 ay iyi futbol oynamış yasin var bu takımın ilk 11'inde. ki kendisi bir volkan şen efektifliğinde bile değil.

    bu takım iyi futbol oynamıyor. 4 yıldızı ve 3 kupası var ama futbolun hiçbir doğrusu yok bu takımda. futbolculara 50 milyon euro üzeri para ödeyen bir kulübün bu kadar kötü futbol oynamaya hakkı yok. bu kadroya fatih terim de, mancini de, prandelli de hamza hamzaoğlu da iyi futbol oynatamadı. sorunun kaynağı hoca mı kadro mu emin değilim.

    ama kanımca galatasaray futbol takımının kilit birkaç oyuncusunu tutup her şeyiyle yenilenmesi gerekiyor. hoca da dahil.
    omurgasında muslera-wesley ikilisini tutup a sınıfı tecrübeli, stoper-ön libero-forvet alıp geri kalan yerlere de yaş ortalaması 25 civarı olacak genç ve dinamik isimler koyması gerekiyor. ancak böyle güzel futbol izleriz. bu yavaş, beli dönmeyen, yaşlı oyuncu grubuyla mıy mıy oynamaya mahkum bizim takım.

    tabi en nihayetinde iş dönüp dolaşıp paraya geliyor. daha yekta'nın, umut'un kontratından çıkamayan kulüp selçuk-hamit-burak'ın kontratlarından çıkıp 50 milyon euro para harcayarak genç ve yetenekli oyuncu mu getirecek? hayal.

    artık şu takımın iyi futbol oynamasını istiyorum. koşmasını, zevk vermesini istiyorum. 4. yıldız senesi bu yapılanma için en doğru olan zamandı ama yapmadılar. takıma yeni çöpler aldılar. geçmişler olsun.

    fazlasıyla yerel başarıya önem verir hale geldik, fenerbahçeleştik son yıllarda. avrupa'ya önem veren kulüp bu kadroyu böyle tutmaz çünkü.
  • 807
    sunderland birkaç sezon önce premier league'den düşerken 20.000'i aşkın seyirci ayakta alkışlıyordu takımını. teknik direktörden futbolcusuna kadar hepsini tribünlere davet etti o taraftar. futbolcular göz yaşlarına hakim olamadı. böyle bir taraftara daha iyisini vermeliydik dediler... konuyu nereye bağlayacağım. ah keşke biz avrupai kulüp olmasak. hani hep bunu söyleyerek övüyoruz ya takımımızı. ah keşke onlar gibi sadık olabilsek. hani onlar gibi olduğumuzu dile getiriyoruz ya her defasında, hani onlar gibiyiz diyoruz ya... şimdi bir arkadaş çıkıp derse, '' verdiğin örneğe bak. o dediğin takım galatasaray'ın tırnağı olamaz! avrupa başarısı var mı? şimdi ne yapıyorlar? '' vesaire. haklısın dostum derim. demek ki futbolu ele alışımız farklı. körü körüne avrupa'da başarılıyız biz geyiği yapmaktansa, başarısız olan takımların sahip olabildiği taraftar vizyonuna ulaşabilmeyi denesek. bakın en azından denesek diyorum. galatasaray futbol takımı özünde, yani kendine bırakıldığı zaman tertemizdir. fakat unutmayınız ki, kişi ne kadar iyi olursa olsun sistem uygulatır! yani sen istediğin kadar erdemli olduğunu düşün. fakat bağlı olduğun sistem neyse sen de o sun.
  • 25955
    2020-21 sezonundaki kasım-aralık ayı performansıyla, son 10 yılda sadece 2011-12 sezonunun gerisinde kalmış takımdır.

    alınan galibiyet/oynanan maç sayısı (lig maçları)

    2020/21 5/7 %71
    2019/20 4/8 %50
    2018/19 2/7 %28
    2017/18 4/7 %57
    2016/17 4/7 %57
    2015/16 2/7 %28
    2014/15 5/7 %71
    2013/14 5/8 %62
    2012/13 5/8 %62
    2011/12 6/8 %75.

    bu sefer işi baştan sıkı tutuyoruz. #hedef23
  • 18302
    igor tudor'un hatalarını mentalitesini falan bir kenara bırakırsak nasıl oluyor da bu kadar çabuk dağılıyorlar bir sorgulamamız gerekiyor.

    alvaro negredo'nun attığı golü bugün ligin son sırasında olan karabükspor yemez. 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı öncesinde ilk 11 açıklandığında hepimiz doğru 11 olduğu konusunda hem fikirdik. * elimizdeki en iyi 11 bu. oyuncuların kalitesi oldukça yüksek. maaşlar yüksek. doğal olarak beklentiler de yüksek.

    yahu bu seviyedeki oyunculara çık savunma yap, bir gol yersen maçı boşver nasılsa fark yersin şeklinde bir taktik mi verildi? maç öncesinde günlerce teknik taktik çalışmalar yapıldı. beşiktaş'ın atacağı her adım belliydi. gole kadar kenar ortalarını engellemişsin. rakibi bir şekilde tıkamışsın. ne oldu bir gol yiyince? neden dağıldın?

    sorunun kaynağını doğru tespit edemezsen tedavisini bulamazsın. igor tudor ile oyuncular arasındaki sorun takımı etkilemeye başlamış ise gerekeni yapman şart. zamana yayalım da konu çözüme kavuşsun dersen o hiç olmaz şimdiden söyleyim.
  • 34247
    sezon başı deselerdi ki; "şampiyonlar ligi'nde 3 eleme turu geçilecek, bayernli, manchesterlı grupta ilk 3 maçta 4 puan alınacak ve ligde de 10 maçta 9 galibiyet (ikisi derbi) ve 1 beraberlik alınacak ve bu 10 maçın 6'sında gol yenilmeyececek" sanırım herkes havalara uçardı. bu tabloda her şey bizim istediğimiz gibi gidiyor. hazır olmayan oyuncularımız da hazır olunca, takım geçen sezonki gibi girdiği pozisyonları gole çevirmeye başlayınca her şey çok daha güzel olacak. bu takıma inanın, güvenin. özellikle de okan buruk'a.
  • 6064
    söz konusu galatasaray olduğunda adam olmayan rakibe karşı kin besleyen, intikam alana kadar nefretimi sıcak tutan bir insanım ben.

    2010-2011 sezonuydu. darmadağın olmuştuk. slogan kümede kal galatasaray idi. senede ortalama 5-6 gol attığımız adamlar o sezon yenilse bile bizi delirtmek için söylüyordu bunu. yazmıştım hepsini listeye intikam için. captano abi de bir entrysinde bu lafı diyenleri yazın bir kenara demişti. rakiplerine verilen o kadar illegal desteğe rağmen hala türkiye'nin zirvesinde olan bir takıma söylenemezdi bu. gelecek sezonda özellikle beklediğim maçlar vardı.

    kulüpteki başkanlık seçiminde bir mucize yaşandı ve kulübün başına görüp görülebilecek en kodumu oturtacak adamlardan birisi geldi. konuşmaları daima umut doluydu. o an anladım eğer yeni kuracağı takım dikişi tutturursa intikam alacak, konuşmayı tercih ettiği oturma organlarını susturacak. öyle de oldu. doğru hoca ve futbolcu tercihleri ile rüzgarı öyle bir arkasına aldı ki bu takım 2011 mayısı ile 2012 mayıs'ı içinde sildi gözyaşımı, bitirdi ötekilere karşı olan nefretimi, aldı intikamımı.

    inönü'de 2-0 yenildiğimizde* "ne olur çıkmayın biraz taşak geçelim" ile başlayan nefret, aydın'ın örümceği alıp taraftarların üstüne atması, onların da örümcekten kaçarken aşağı düşmesi(!) ile bitti.*

    eski ali sami yen'deki son derbideki* "koyduk mu" ile başlayan nefret, yeni ali sami yen'deki ilk derbide elmander'in 90+2'deki kafası ile son buldu.*

    500 kilometre yol gidip sayılmayan 3 gol ile şikecilere zorla boyun eğdirildiğimizde* her gün biraz daha büyüttüğüm intikam duygusu melo'nun penisiyle attığı gol ile bastırıldı.*

    stadımıza çökmek, arena'daki ilk avrupa kupası maçını oynamak için fırsat kollayan trabzonspor'u susturdu selçuk frikiklerle.**

    500 tane galatasaraylıyı deplasman tribününe tıkıp, şampiyonluk maçında * stadını fenere tahsis edip 4 parmağını kaldıranlara idi nefretim. necati orta sahadan bitirdi bu nefreti.*

    ali sami yen'de pozisyon vermeden yenildiğimiz bursaspor'du * beni delirten. 87'de baros kapağı taktı onlara da.*

    34 maçtan sadece 2 galatasaray maçında oynayan antalyaspor ve oynatan mehmet özdilek'ti nefretim. beşiktaş karşısında pozisyona giremeyip bize 3 tane attıklarında* yazdım onları listeye. kafasına kafasına vurdu elmander, burak, amrabat, umut.*

    kümede kal galatasaray'ı 90 dakika söyleyen ankaragücü'nü uğurladık ptt'ye 2 maçta atılan 7 gol ile.**

    fenerliden çok fenerci ve galatasaray düşmanı ilhan cavcav'ın takımının suratına çıkartıp vurdu acımasız gerçeği emmanuel eboue.*

    şike yaptığı tescillenmiş takımın kalecisinin "sahaya inen cimbomlu olsun" sözlerine inat inip sahaya oyuncularımızla beraber kaldırdık kupayı.*

    hergün üşenmeden galatasaray aleyhine ortalama 3-4 yalan haber yaptıran, federasyon başkanlığı döneminde galatasaray'a karşı elinden gelen her pisliği yapan, pfdk'ya bile şike yüzünden galatasaray'ı gönderen tüpçünün elinden kupayı alıp onu elinin tersiyle fırlatan kahramandı ayhan akman.*

    vakitsiz işeyen kangal ile şampiyon olunca dalga geçti melo.
    http://img6.mynet.com/...areket-49728_501.jpg

    şampiyonlar ligi diye zırlayan bebeler hala anasının şeyinde liginde oynarken şampiyonlar ligi için değil galatasaray için buraya gelen amrabat kök söktürdü manchester united'a old trafford'da.

    intikam soğuk yendiğinde lezzetli bir aştır ve işte böyle alınır. siz hiçbir dış mihraktan destek almadan türkiye'nin en büyüğü olmayı başarabilen ve ünvanını her şeye rağmen koruyabilen bir takımın üstüne bu kadar gelirseniz güçlendiğinde boyunun ölçüsünü alırsınız. aslan yaralı da olsa aslandır ve ölmediği sürece yaralar sarılır. televizyondan ya da stadda izlediğim her galibiyetten sonra haykırdım karşı tribüne "koyduk mu", "öyle koyulmaz böyle koyulur" diye.

    2012 mayıs'tan beri yepyeni bir süreç başladı bizim için. artık intikam değil avrupa fatih'i ve lig şampiyonu ünvanımızı korumamız gereken bir süreç. şu an bana göre sıradan bir iyi galatasaray* değil sıradışı mükemmel bir galatasaray var sahada. hem psikolojik olarak, hem kağıt üzerinde hem fizik ve kondüsyon olarak hem taraftar desteği olarak hem de yetenek olarak. yönetim futbolcu taraftar birlikteliği ve 25 milyonluk aile ortamı bozulmadığı sürece o dalga geçenler ağızları açık izleyecek bizi.

    nefret ediyorum şike yaparak önümüze geçen ve bizle dalga geçmeyi kendisine hak gören şikeciler ile fenerden çok fenerci anadolu kulüplerinden.

    artık bambaşka sezonlar bizi bekliyor...

    anlatım bozukluğu olan cümleler, yazım hataları vs. editlenmiştir.
  • 31357
    30 yıldır ligi izlerim belki daha da fazla böyle bir fisktüre denk geldiğimizi hatırlamıyorum.
    7 hafta geçti önümüzde oynacağımız iki maç yine deplasman hem de adana ve kayseri ile.
    9 maçta tam 6 kere dışarı çıkmış olacağız.
    bunların içinde antalya ve trabzon gibi sağlam maçlar çıkardık.
    evimize gelen herkes lider geliyor antep daha sonra konya lider olarak telekom’a geldi.
    herhalde yeni kurulmuş bir takım için bundan daha zor bir başlangıç fikstürü olamazdı.
    ama allaha şükür lideriz.
    korkum henüz oynamadığımız basit takımların bizle karşılaşana kadar düzelmesi. örneğin sivas’la şimdi oynamak vardı.
    inşallah 2022-23 sezonunda lider olduğumuz ligi şampiyon bitiririz.
  • 22425
    https://gss.gs/key.jpg
    biraz da bu foto üzerinden takımın "görsel" analizini yapalım.:

    -luyindama kendini en yukarıda konumlayarak, buranın boss'u benim mesajını net şekilde iletiyor.

    -belhanda ile yakın teması, belhanda'nın da temaslı işlerle rakibi öğütmeyi sevmesinden olabilir. adamın cüssesi ufak ancak malzeme sırf kemik-kas.

    -bir altta, daha önce ortaya çıkma ihtimalinden bahsettiğim, donk-lemina gangsta a.ş.'nin ilk adımlarının atıldığını görüyoruz.
    (bkz: mario lemina/#2756256)

    -ortaya geldiğimizde naga ve mariano'nun transfer döneminde florya'nın kuytu köşelerinde, dikkat çekmeden dolaşmaları sonucu takımda kalmalarından duydukları sevinç gözlerinden okunabilir. marcao da savunma beklerinde yer alan bu ikilinin takımda kalmasından memnun gözüküyor. batuhan da el-kol açmayan nadir kişilerden. ağabeylerinin yanında sakin kalmayı tercih etmiş.

    -babel sosyal medya benim işim diyerek yine pozun en güzel, kaymaklı orta tarafında yerini almış. tam bir profesyonel. naga'nın yüzünde un olmasa, babel'in doğum günü sanacağız.

    -solda emre mor'un takıma yanaşma ve kabul edilme isteğinde olduğu görülüyor. malum bu aralar red alıyor hatun kısmından. swh.

    -sağda n-zonzi elinde topla "beyler top oynamaya geldik top" diyerek adeta futbol aşkını dile getiriyor. yine en sağda taylan'ın emre mor gibi çekingen ancak takımla kaynaşma isteğinde olduğunu görüyoruz.

    -önde ömer bayram ve jimmy'i görüyoruz. duruş biraz ofsayt olsa da aralarındaki uyum güzel gözüküyor.

    -soso önde tek başına durarak, bu takımda yıldız varsa o da benim mesajını vermiş.

    -şayet yanlış görmüyorsam, arkalarda (babel'in arkasında) saklanan bir yıldız daha var, bakalım onu bulabilecek misiniz? işte o da beni henüz görmediniz diyor adeta.

    edit: ben falcao'ya benzettim saçtan dolayı ama mizuhura'nın tahmini gibi emre taşdemir olama ihtimali de yüksek. bu durumda falcao nerede sorusu akla geliyor.
  • 23659
    2018-2019 sezonu 15. hafta
    (bkz: 8 aralık 2018 galatasaray çaykur rizespor maçı): 2-2 (2-0'dan 2-2'ye, rize lig sonuncusu)
    puan durumu:
    başakşehir: 33
    kasımpaşa: 26
    antalya: 26
    beşiktaş: 25
    malatya: 25
    trabzon: 25
    galatasaray: 25

    2019-2020 sezonu 15. hafta
    (bkz: 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçı): 2-2 (2-0'dan 2-2'ye, ankaragücü lig sonuncusu)
    puan durumu:
    sivas: 33
    başakşehir: 27
    beşiktaş: 27
    trabzon: 26
    fenerbahçe: 25
    galatasaray: 24

    korkulacak bir durum yok, tarih tekerrür ediyor.
  • 21987
    11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı ile taraftarının gözü iyi ve/veya kötü yönde açılmış olan canımız ciğerimiz.

    takımın defolarını gördük mü? gördük. iyi bir defansif orta saha, kanat bekleri, belki bir stoper daha, santrafor... say babam say, bitmez. çözüm ne peki, transfer mi? hayır, sen elindeki malzemeye göre plan çizmek zorundasın.

    fernando reges sevilla'ya transfer olalı bugün tam bir ay oluyor, hala yeri dolmadı. falcao iki aydır istanbul'a iniyor, hakkında en ufak resmi bir açıklama bile yok. neden? sadece transfer başarısızlığı mı? para yok çünkü. yönetim ne yaparsa yapsın oyuncu transfer edemiyor çünkü alacak pa-ra-yok! alamıyoruz ya adam alamıyoruz. monaco 2-3 ne koparırsam kafasında. sırf o 2 milyonu vermemek için direniyor yönetim çünkü başımızda ffp var. evet, nagatomo ve mariano s.o.s. veriyor ama onları satamazsın zira onlardan gelecek para maksimum 3 milyon eur, o da totalde. o paraya bırak iki bek almayı, linnes sağda oynasın desen bile sadece sol bek bile alamazsın. o paraya alacağın adamın nagatomo'dan fazlası olmayacak. şu an takımda satılabilecek tek oyuncu diagne, ondan gelecek paranın da 3 mn eur'u monaco'ya gidecek geri kalanla da defansif orta saha alabileceksin en fazla. 3 milyon monaco'ya gidecek çünkü vermiyorlar adamı ya, baya vermiyorlar. ne koparırsak kârdır diyorlar ve inanın bana koparacaklar o parayı. transferin bitmesine kalmış 20 gün, sezon açılıyor hafta içi, bekleri bugün satsan yerine kim, ne zaman gelecek? lan bir ay oldu fernando gideli daha adam alamadık yerine. a-la-mı-yo-ruz.

    falcao geldi artık. vereceksin o 3 milyonu da alacaksın, bu saatten sonra dönmek daha çok zarar verir. hele böyle garip bir kitle sosyal medya sayesinde istediğine sayıp sövebiliyorken. mecbursun artık. falcao sonrası tek atımlık kurşunun var, onu da defansif orta sahadan yana kullanacaksın bu da net. öyle bir oyuncu almalısın ki oraya beklerinin defolarını da kapatmalı. galatasaray beklerinin sorunu ne? gidemiyorlar ileri, gitseler dönemiyorlar. savunmadan pasla çıkayım diyorsun ileri gidemiyorlar, top taşıyamıyorlar hop geri oynuyorlar topu. ahmet ercanlar'ın bir tarafından uydurduğu, aykut kocaman'a ait bir taktik vardı hani; set örme taktiği, aha işte ona bağlıyor beklerin. hadi diyelim beklerin gitti, kontra yediğimizde geri dönemiyorlar. bugün yediğimiz golleri açın izleyin, hele son golü. nerede oyuna az evvel girmiş olan mariano? biz bu pozisyonlardan geçen sezon da yedik mi? yedik.

    senin öyle bir defansif orta saha alman lazım ki oyun kurarken stoperlerin arasına girip top almalı ve atağı başlatmalı. stoperlerin de kenar çizgilere kadar basmalı, beklerin de topsuz bir şekilde sahanın 60-65. metresine oturmalı. topla ilk orada temas etmek zorunda senin beklerin. daha geride topu alınca el freni işlevi görüyorlar çünkü. bunu fernando yapar mıydı? yapıyordu ama bizde yapamadı. yaptığı da oldu ama her zaman değil. sağlıklı, performanslı bir fernando yapardı ama o fernando zaten manchester city'de kalırdı. neden city fernando'yu elden çıkardı da fernandinho'yu suyu çıkana kadar kullandı sorusunun cevabı zaten bu.

    senin öyle bir defansif orta saha alman lazım ki çapa olmamalı. bugün sözlükte ılgaz çınar, nam-ı diğer sultani124 de söyledi bunu terim'in bakayoko, wanyama gibi isimler istemesinin sebebi bu. bu iki isim bana kalırsa bir üst paragrafta belirttiğim oyun kurma becerileri yüksek isimler değil ama defansif açıdan çapa da değiller. öyle demirleyip beklemiyorlar, savaşçı orta saha dediğin şey bu adamlar işte. hücumdan dönemeyen bek oyuncunun açığını saniyesinde kapatacak adamlar bunlar. entry'nin antresinde refere ettiğim maçta stoperlerimiz döküldü mü? döküldü, en azından marcao. peki niye döküldü? çünkü bütün fiorentina takımını kucakladı herif. benassi'yi de o karşıladı boateng'i de o karşıladı sottil'i de o karşıladı. işte wanyama gibi, bakayoko gibi enerjileri yüksek defansif orta sahanın önemi burada ortaya çıkıyor. bugün donk etkisizdi çünkü gücü yetmiyor, karşısında üçgenleri kurabilen takımlar olduğu zaman donk gibi hantal oyuncuların yapabileceği hiçbir şey yok.

    seri'yi hoca defansif kısımda deneyince ben de "hoca nabıyon hoca" diye takıldım birkaç gün, yalan yok. ancak bugün anladım ki fatih terim de elindeki malzemeden en iyi sonucu çıkarma arayışında. seri işin bahsettiğim defansif kısmı için yeterli değil ama hücum kısmında, savunmanın arasına girip top alma oyun kurma kısmında iş yapabilecek bir oyuncu. evet bu oyunla seri'yi en efektik şekilde kullanamayız ancak defansif orta saha gelmediği müddetçe takım olarak optimum faydayı bu şekilde sağlayabiliriz. fatih hoca'nın kamp süresince ömer bayram'ı orta saha olarak değerlendirmesini de buna bağlıyorum. çünkü savunmanın önünde seri ile oynarsanız bu sefer gerekli defansif sertliği orta sahada yaratmak zorundasınız. belhanda gayet çaba gösteriyor ama yanındaki adamın da enerjili birisi olması gerekiyor. seri'nin 6 numara oynadığı bir dizilişte feghouli'yi merkeze çekemezsiniz. işte burada da ömer bayram devreye giriyor. git gel yapabilen, kısıtlı yeteneğe sahip bir oyuncu. aslında orta sahada n'diaye'nin "yetenek ve kapasitesinin farkında" olanı ömer bayram. badou'da da kumaş vardı ama kullanamadığınız zaman hiç işe yaramıyor. hoca belli ki en olumsuz senaryo olan defansif orta saha gelememe durumuna karşı -ne yazık ki var böyle bir ihtimal- düşünerek seri'yi defansif, ömer'i de merkez orta sahada denedi. olay aslında tamamen bek oyuncularının zaaflarını kapatmak ve onlardan alabileceğin makmimumu almak üzerine kurgulu tamamen. çünkü değiştiremiyoruz, kullanabilmeyi öğrenmemiz lazım.

    neyse yazdım ben de öyle. uzun mu kısa mı bilmiyorum, uzun oldu galiba. aslında daha yazacak çok şey var da ne ben yazarım ne siz okursunuz. gerisi ikili mesajlaşmalara artık. hatam olduysa affola...
  • 23424
    sevilla 3 yıl önce mariano için bu adam fiziken düşüyor en iyisi hazır para ediyorken satalım kurtuladım dedi ve kurtuldu. yerine de ismini şimdi hatırlamıyorum fransız genç bir bek aldılar.

    bizde mariano'dan faydalandık 2 yıl şampiyonlukta katkısı büyük ama bu adam 33 yaşına geldi ve fiziken geriye gittiğini biliyoruz. ama futbol takımı planlamasında ne yapıldı; sezon sonu sözleşmesi bitecek adamla hala devam ediliyor ve yerine daha genç ve dinamik olan linnes'in sözleşmesi donduruluyor.

    senin geleceğin mariano mu yoksa linnes mi? (diğer bekinin de akciğeri söndü ve 33 yaşında) onu da unutmamak gerek.

    21 yaşındaki golcü sol kanatın gitti yerine 33 yaşında o pozisyonla alakasız bir adam geldi. senin görevin yeni onyekuru'lar mı bulmak yoksa 36 yaşına kadar babel'e kontrat vermek mi?

    yazın onyekuru galataray'ın en kritik oyuncusu derken bana; yerine babel geldi, çok da gerekli değildi diyenler acaba ne düşünüyor?

    adam yiyen orta sahanı gönder hızlı oyunda ve geçiş oyununda etkili olan ndiaye ile anlaşma yerine statik 2 tane ikili mücadeleden uzak nadir orta saha oyuncuları al. tamam pasör özelliği düşük olabilir ama takıma dinamizm katıyordu.

    yani bunları başka bir td yapsa antrenörlüğünden şüphe edilirdi. bu kadar kötü planlama ben hayatım boyunca görmedim. suçlu ffp filan da değil. chealsea transfer yapamıyor yahu transfer lampard'ın hiç maç sonu uefa bize ceza verdi o yüzden kötü oynuyoruz dediğini duymadım.

    belhanda, feghouli, mariano, nagatomo vs. yaş alırken sen takımı gençleştirmek yerine daha da yaşlılarını alıyorsun. geçen devre arası marcao ve luyindama'yı gözü kapalı alabiliyorsun, biz de gençleşmeye gidiyoruz diye seviniyoruz. takımı daha beter yapıyorsun. garip yahu bu işin içinden çıkamıyorum.

    galatasaray'ın puanları gidince çık bazı hatalar yaptık de. olmuyor öyle.

    hoca kendine ve kariyerine çok güvendi bence en büyük hatayı burada yaptı. ben bir şekilde bu adamlarla götürürüm diye düşündü ama anadolu takımlarıyla fark kapandı ve futbol başka bir evreye yöneldi. 20 yıl önce yaptığını şimdi de yapabilirsin hocam. suçlu hep başkaları değil.

    sen donk'u forvet oynatınca ondan para kazanmayacaksın. ama erencan'ı oynatırsan ondan para kazanabilirsin. avrupa da biz oyuncuyu parlatalım iyi fiyata satalım geliştirelim diye oynatırlar, biz de gazozuna maçlarda ve skor maçlarında oynatılır. hala kim ne yapıyorsa tersini yapıyoruz.

    hep skor için yaşıyoruz hep.

    gelecek adına umutlu görmediğim futbol takımı...
  • 32125
    bir süre öncesine kadar futbolculara verilen izinlerin eleştirildiği şimdi ise takımdaşlığın takdir edildiği takım.

    takımdaşlık olduğuna kesinlikle inanıyor ve bunun takım başarısı üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. ama bunun da teknik direktör etkisi olmadan sağlanabilmesi kesinlikle mümkün değil.

    işte tam da burada galatasaray taraftarının bir kısmında hastalık boyutunda olan ayarsızlık devreye giriyor. daha ilk haftalarda okan hoca’nın istifasını isteyenlerde olduğu gibi mesela.
  • 22392
    2000'den beri turkiye'de 2 sene sampiyonluk siniri var. 2003-2005'te fenerbahce, 2011-2013 galatasaray, 2015-2017 besiktas, ve simdi 2017-2019 galatasaray. uc kulup de bu seriyi ucleyemedi, zira kotu yonetim hatalari, diger takimlarin rekabet seviyesini artirmasi, basarinin cezasiz kalmamasi, ne derseniz deyin, bu baraj asilamiyor.

    galatasaray, bu durumun son orneginde, 2013-2014 sezonu basina benzer bir sekilde girmisti. 2 senenin sampyionu galatasaray, yabanci siniri azaltilmasi, elde kadro disi birakilacak yabancilar olmasi (yine bir sag bek olan eboue'ydi o zamanlar), yonetim-terim gerginligi... tum enerjisini galatasaray'i devirmeye harcayan fenerbahce nisan ayindan sampiyonlugunu ilan ederken galatasaray sezon bitmeden nasil butce kuculteceginin hesaplarini yapiyordu.

    2019/2020 ise daha cok 2005/2006 sezonu gibi, kisacasi futbolun saha ici kadar saha disinda da oynanacagi bir sezon olacak. 2006'da nasil o 16 dakikanin sonunda fenerbahce'nin hegemonya'ya donusebilecek ustunlugu kirildiysa, bugun de galatasaray'in aynisini basarabileceginden korkuluyor. besiktas ve basaksehir'in ilk 1 aydan sallanan goruntuleri, ve trabzonspor'un en iyi oyuncusunu satmasi ve dusuk butceyle devam etmesi de bu sezonu 2006'daki gibi bir galatasaray fenerbahce savasina dogru ilerletiyor. 17 takimin galatasaray'a karsi birlesmesi, rizespor/fenerbahce-vari guc birlikleri, galatasaray kazaninca milli marsti yabanci siniriydi muhabbetlerinin hortlatilmasi, galatasaray aleyhine yapilan hatalarin es gecilip lehine yapilanlarin bu denli abartilmasi, hepsi bu durumun dogal sonuclari.

    ***

    aziz yildirim'in fenerbahce'si her zaman mekanin krali gibi davranirdi, zira bu fenerbahce'nin dna'sinda olan bir tavirdir. bugun galatasaray'in fenerbahce'den futbolda her anlamda daha ustun oldugu ortadayken hala fenerbahce'nin en buyuk oldugunu savunmak, bu dna'yla alakalidir. zira "fenerbahce'nin buyuklugunun adi konamaz", "bir gun herkes fenerbahceli olacak", "fener istedigi adami parayi basar alir". yani fenerbahce buyuklugunu temellendirirken akla mantiga dayanmak zorunlulugu hissetmedigini belirtir bu laflarla. tabi son 25 senede galatasaray 13 kez sampiyon olup 2 avrupa kupasi kaldirip 3 kez sampiyonlar liginde ceyrek final oynarken yalnizca 6 sampiyonluk ve 1 ceyrek final yapabilip, kimse anlamadan 600 milyon euro borc yapmak da ayni dna'nin bir urunudur, zira taraftarin sorgulama mekanizmasini kirmayi gerektirir.

    ali koc'un isi cok zor- ama bir seyleri degistirmeye calistigi kesin. fener ol kampanyasiyla halinin altina supurmeyi birakti- ve taraftara durumun vehametini acikca belirtti. herseyin ustundeki fenerbahce "yardima muhtac"ti ki bu butun takimlar icin normalken fenerbahce icin yeni bir meseleydi. bu camiada buyuk bir birlesme yaratti. fenerbahce camiasi simdi ise "artik bu son sene" seklinde bakiyorlar.

    (bkz: fenerbahçe futbol takımı/#2680006)

    fenerbahce mayis basinda ligin 14-15inci siralarinda oldugundan lig bittiginde 5 sene daha belini dogrultamayacagi dusunulurken bunlari yazmistim. bu tur kadro bosalmalari cok buyuk bir avantajdir temiz sayfa acma acisindan. fenerbahce'nin bu yaz yolladigi kadar cok oyuncu yollanan bir yaz donemi azdir- zira cogu yalandan yildizdi bu oyuncularin. valbuena, soldado, kameni, benzia, volkan, ayew, neustadter, ismail, slimani, frey gitti. ustune elmas'i da cok iyi bir paraya satinca, galatasaray'in aksine transfer donemini parasi elinde gecirebildi fenerbahce.

    bir cok yerel transferde ekstra baglanti kullanarak galatasaray'in onune gectiler. vedat (ki planlarinin en onemli parcasi olacak), deniz turuc transferlerinde bunlar goruldu, kayserispor ve rizespor baskanlarinin galatasaray maclari sonrasi aciklamalarinda da. kruse'ye, luis gustavo'ya gomulen paralar yillardir sampiyonlar ligi'ne gitmeyen bir takim icin inanilmaz paralar, ama bu sene yarismalarini sagliyor ki en onemlisi de bu.

    kaliteleri bu lig icin gayet yeterli- zira galatasaray da eren/sinan, donk, selcuk'a 20 mac ustu sans vererek sampiyon oldu son iki senede. fenerbahce ise gustavo-emre, kruse ve vedat'la iyi bir iskelet kurdu. tek kulvar icin haddinden fazla derinlikleri var- bu ortasahada kaliteyi dusurmeden tempoyu yuksek tutmalarini saglayabilecek. bence fenerbahce'nin sezonunu 4 degisken belirleyecek:

    (1) vedat: tam turkiye'de buyuk takim santrforu, ve takimin oynamaya calistigi oyuna cok uyumlu. performansina gore sezonu 15 milyon euroluk bir oyuncu olarak da bitirebilir, seneye yerine daha iyisi alinmaya da calisilabilir. diger yandan sakatlanmasi durumunda mevlut'le takim 2 gomlek dusebilir. alternatifsizligi de gozonune alininca fenerbahce'nin en belirleyici oyuncusu.

    (2) gustavo (emre): fenerbahce'nin son gun yaptigi en iyi transferi. onune eldeki bir ton orta sahadan en formda ikisini koyup surekli tempo yapma hevesindeler- fakat gustavo da cok genc bir oyuncu degil. tipki vedat gibi saglikli kalip form tutarsa tum takimi yukari ceker, aksi takdirde yapi coker. yoklugunda emre iskeleti bir nebze tasiyabilir- ancak devamli yapmasi zor. diger yandan gustavo-emre-kruse gibi bir ortasahanin dogru sekilde isleyebilecegini de sanmiyorum. ozetle, gustavo fenerbahce ortasahasinin kilidi, ve etrafina takimin dizilecegi oyuncu.

    (3) zanka-rami-serdar tandemi: guven vermekten cok uzak bir grup. ozellikle yuksek tempo inis cikislarinda sallanmalari sasirtmaz, zira ucu de mental eksiklikleri yuksek stoperler.

    (4) altay: genc ve umut veren bir kaleci, ancak kritik haftalarda elden kayan bir top, bir bosa cikma, cok buyuk bir bedel odetebilir fenerbahce'ye. bu seviyenin oyuncusu oldugunu kanitlamasi gerekiyor.

    ***

    (bkz: galatasaray futbol takımı/#2676674)

    galatasaray bu sartlarda ne yapti?

    kulup diagne transferinde yaptigi hatanin bedelini cok aci odedi. takimin zamaninda kurulamamasinin, ve transferlerin kiralik agirlikli olmasinin en onemli sebebi transfer sezonunun hicbir doneminde artiya gecilememis olmasi- zira eger tum tansfer sezonunu 6 ay once aldigin ve deliligiyle nam salmis diagne uzerine kurarsan basina bunlarin gelmesi cok normal. sonuc? luyindama, seri, lemina, andone, emre mor, sener, babel, okan, jimmy, taylan, adem, nzonzi, ve falcao'yla birlikte tam 13 futbolcu transfer edildi. onyekuru, ndiaye, semih, sinan, ismail, eren, mugdat, mitroglou, diagne, ve fernando ile 10 futbolcuyla da yollar ayrildi.

    diagne'nin satilamamasini temel kabul ederek baktigimizda ise galatasaray'in para harcamadan iyi bir transfer donemi gecirdigini soyleyebiliriz. kadronun yine belli bolgeleri eksik- stoper ve bek rotasyonu kesinlikle yetersiz- fakat gecen seneye kiyasla muthis bir derinlik olustu. bu derinlik olusturulamasaydi galatasaray'in bu sezonu basarili bitirmesi tek kelimeyle imkansizdi. fakat tek basina yeterli mi, degil.

    yine 4 temel unsur:

    (1) takimin oturmasi, yogun fikstur ve ilk yari performansi: bu sene sampiyonluk puani yuksek 70'lere cikacak gibi. galatasaray simdiden 5 puan paybetti- yani maclarin %10'u oynanmadan kaybedilecek puanlarin asagi yukari %20'si gitti. feghouli, belhanda, luyindama afrika kupasi oynadi. takimin 13 yeni transferi var, bir cogu sonradan katildi, ve kamp yapmak bir yana daha antremana cikmadilar. 2 hafta sonra sampiyonlar ligi temposu basliyor, bunun icinde milli takim aralari da var, ki galatasaray'in oyunculari uyruklari geregi bu aralarda malesef cok seyahat ediyorlar. tum bu sartlarda galatasaray'in ilk yarida geri donemeyecek kadar sallanmasi mumkun, bu donemde zarari minimize etmek cok onemli.

    (2) bekler: nagatomo formsuz ve etkisiz, mariano artik memur futbolu oynuyor, linnes'in kapasitesi ust duzey degil, emre tasdemir sakat ve yetersiz, omer bayram sol bekte olmuyor, sener buyuk soru isareti. ustune bir de mariano/linnes/nagatomo uclusunden biri en azindan ilk yari boyunca kadro disi kalacak. bu cok yetersiz bir rotasyon, ozellikle sol kanatta. galatasaray'in cok net bir sol ic oyuncusu olmadigini da dusunursek takimin sol hucumunun tikanmasi cok olasi.

    (3) stoperler: marcao-luyindama sezona cok sallanarak basladilar. ek olarak yedekleyicileri de ryan donk ve ahmet calik- ki ikisi de o bolgede yetersiz. beklerin problemleri de eklenince savunma kirmizi alarmda.

    (4) babel/falcao/feghouli/andone: bunlar takimin skorerleri. babel/feghouli'nin bir cok macta yoktan varedecekleri gollerle vasat maclari kolay uc puanlara cevirmeleri, falcao'nun duzenli ve saglikli oynamasi (atmasi icin bu yeterli olacaktir), sikisan veya falcao'nun olmadigi maclarda da andone'nin kulubeden verecegi katki galatasaray'a skoru verecektir. bunu one cikarmamin sebepleri: galatasaray'in ilk yarida oturmus bir oyun ustunlugu koymasinin 1. maddeden dolayi zor olmasi, ve galatasaray'in orta sahasinda nzonzi, seri, lemina ve belhanda'nin karakteristik olarak skor ozellilerinin cok dusuk olmasi. bu 4 oyuncunun sezonu toplam 50 gol altinda bitirmesi demek baska kahramanlara ihtiyac duyulacak demek, ki bunun kim olacagi mechul.

    ***

    bu sezon turk futbol tarihinde bir kirilma noktasi.

    galatasaray'in sampiyon olmasi durumunda 1997'den beri ilk defa bir ucleme yapilacak, ve daha onemlisi dorduncunun onu acilacak. kulup finansal olarak rakiplerinin bir cag onune gececek, ve basinda turkiye'nin en iyi teknik direktoru olacak.

    aksi takdirde galatasaray finansal olarak zaten fair-play kiskacindayken, bu sene forma giyen 6-7 temek oyuncusunu kaybetmis, yenilerini de sampiyonlar ligi hevesiyle cekemeyen, yabanci siniriyla iyice koseye sikismis, ve son 25 senedir uretebildigi tek formul olan terim'le de yolun temelli sonuna gelmis bir hal alacak.

    2020 mayis'i geldiginde kirilan galatasaray mi olacak yoksa rakipleri mi, bunu zamanla gorecegiz.
  • 34720
    önce mevcut kadrodan başlayacağım.
    muslera: sözleşemesi bitiyor.
    boey: en az 15 yapar mı? yapar.
    davinson : 15’e satarbilir miyiz? çok rahat.
    nelsson: hadi en kötü 12 diyelim.
    abdulkerim: kötüsü düşünelim, 5’e satabilir miyiz? çok rahat.
    angelino: kiralık, diyelim opsiyonu kullandık. 5’e zararına satabilir miyiz? satarız.
    kazımcan: potansiyelli genç.
    torreira: yönetim 15’e satsa her yeri yıkarız:)
    kaan ayhan: joker gibi adam.
    kerem demirbay: yolları ayırmak istesek alman kulüpleri 2-3 vermez mi? verir.
    sergio oliveira: maaşı yüksek, en kötü bedelsiz yollarımızı ayırabiliriz.
    ndombele: kiralık.
    mertens: sözleşmesi bitiyor.
    kerem aktürkoğlu: no comment.
    barış alper: isviçre çakısı.
    zaha: seninle devam etmiyoruz desek kaç premier lig takımı talip olur?
    ziyech: kiralık.
    tete: yarın satmak istesek 5 veren çıkar herhalde:)
    icardi: geçiniz:)
    bakambu: bedelsiz aldık, bedelsiz yollayabiliriz.
    şimdi bide kiralıklara bakalım.
    zaniolo: 15’e aldık, yarı bedeli çıktı zaten. 7,5 milyon euro maliyetle zani’yi dert eden yoktur diye düşünüyorum:)
    leo dubois: şu an takımda olsa herkes mutlu olurdu. yazın en kötü 2’ye fransa’ya dönebilir.
    yunus ve emin: alt yapı oyuncularımız.
    gayet güzel süreler alıyorlar.
    mathiass ross: 1.7 milyon euroluk yatırım.
    güzel süreler alıyor hollanda liginde.
    berkan kutlu: bonservisi alınsa da, bize dönse de mutlu edecek futbolcumuz.
    yusuf demir ve cicaldau: şimdilik yapılan yatırımın karşılığını veremeyen en net iki futbolcumuz.
    şimdi kadro eksikti, yanlış transferler yapıldı tartışmalarına kısmen katılabilirim.
    ama bu kadar transferin içinde yusuf demir ve cicaldau hariç, ki onların da yaşı hala genç sayılır hala toparlayabilirler:) hadi bidede sergio’yu koyalım maaşından dolayı.
    kulübe ağır yük olmuş bir tane isim yok bence.
    ağır yükten kastım ne diye sorarsanız, mesela belhanda ve feghouli transferini diyebilirim.
    veya babel transferi.
    ezeli rakip iki sezonda 100 milyon euro harcadı.
    geçen sezon şampiyon olduk, bu sezon aynı puandayız ve ikili averajı aldık.
    ve iki takımın kadrosunu bakınca, bizim kadroda şu da elemizde kaldı diyebileceğimiz 3 adam var ve onların da 2’sinin maaşı düşük.
    eleştiri yapalım hiç sıkıntı yok ama yukarıda yazdığım şeylerin %95’i doğru.
    o yüzden anlamsızca gömmeyelim bence.
  • 640
    bir italyan atasözü der ki; roma non fu fatta in un giorno yani; roma bir günde insa edilmedi.

    anlatılmak istenileni sabreden derviş muradına ermiş şekliyle de ifade edebilirdim ancak bu şekilde olunca daha bir fatih terim tarzı oldu. fatih terim demişken; ne kadar balık hafızalı bir toplum olduğumuzun apaçık kanıtı olmakta sözlükte ve spor kamuoyunda, galatasaray futbol takımına daha yep(is)yeni bir teknik heyet ve yep(is)yeni bir futbol anlayışı takıma monte edilmeye çalışırken alınan ilk başarısız sonuç sonrası yaşananlar. ne çabuk unutuldu o övündüğümüz 2000 ruhu ve o ruhun oluşma süreci. tüm eblek spor camiası sürekli atıp tutar ilk fatih terim döneminde hocanın arkasında durmanın o büyük başarıları getirdiğinden. oysa ki şimdi ilk kötü sonuçta zekadan yoksun sallamalar başladı bile.
    titreyin ve kendinize gelin derim sadece. 1996 da ligin 4. haftası sami yen de fener'den 4 yiyen takımı hatırlayın ve sonrasını gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçirin de mutlu sonla biten her güzel filmde olduğu gibi döktüğümüz sevinç gözyaşlarının hatrına hiç olmazsa insaf sınırları dahilinde değerlendirin yaşanmış * ve yaşanabilitesi * olan mağlubiyetleri.
    ne galatasaray bu şekilde oynarsa bir gün fena çarpılacak'çılara ne de çok fazla amerikan filmi izlemekten kafası bayağı bir iyi olan b plan'cı şahıslara aldırmadan yürüyedur galatasaray demenin vaktidir. bunun pollyannacılıkla alakası yoktur tamamen tarih bilgisiyle alakası vardır. ortaöğretimde öğretilir ya hani neden tarih okuyoruz, çünkü "geçmişte yaşananlardan ders alıp aynı hataları yapmamak için öğretmenimmm" diye höyküresim geldi hocaya ve oyunculara yapılan bu kadar sallamayı gördükten sonra.
    eğer 1996 ağustosunda kocaeli maçıyla başlayan beraberlik ve bir sonraki hafta sami yen de fenerbahçe ye 4-0 kaybetmemizi sindirememiş ve o teknik heyete sabır göstermemiş olsaydık tarih çizgisinde nasıl bir kırılma olacağını geleceğe dönüş filmini izleyerek büyüyen kuşak çok daha iyi anlayacaktır.
    terbiye ve akıl sınırları dahilinde (aklın bir sınırı olmadığı için özellikle belirttim bunu) sonuna kadar bu teknik kadronun arkasında durmakla yükümlüdür galatasaray taraftarı. ve de hangi spor yazarının ne saçmaladığına aldırmadan.
    bir afrika atasözü der ki; (gbkz: aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça, avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız).
    işte, sahada yer alacak o aslanlar yine tarih yazıncaya kadar sen tribündeki biz biz sahadaki sen demekle yükümlüyüz çünkü gerçekleri tarih yazar tarihi de galatasaray. tıpkı atasözünde olduğu gibi; la storia si ripete "tarih tekerrürden ibarettir". peşindeyiz...
  • 35445
    galatasaray’da çok iyi takımlar gördük ama bu takım hem iyi hem de güzel takım.
    bir kere sahtelik yok takımda. takımın ağır abileri gerçek ağır abi.
    öyle yalandan el kol hareketleri sahte işlere girmiyorlar.
    karakterler öyle oturmuş ki, bir sorun olduğunda onun çözülebileceğini biliyorsun.
    misal sergio oliveira yaptığı yanlış yüzünden kadro dışı kalıyor.
    bir şekilde antrenmanlara çıksa da maç kadrosuna giremiyor çünkü takımdaki herkes yaptığı hareketin karşılığının bu olduğunu biliyor.
    ona yakın birileri triplere girmiyor.
    daha önce de yazmıştım. bu takımın ağa babası icardi, onun rahat etmediği yerde kimse istirahat edemez.
    o mücadele ediyorsa, kapris yapmıyorsa kimse yapamaz.
    yapacak olan varsa florya’nın 5 kapısından birini kullanabilir.
    gönül ister ki mevcut iskeleti koruyup bir orta saha ve sağ bekle yolumuza devam edelim.
    inşallah transferler yapılırken bu takıma uyum sağlayacak karakterde oyuncular transfer edilir.
  • 27332
    sözlükteki arkadaşlarla farklı maçlarını izlediğimiz takımım.
    ya paralel evren ya da bizimkiler her hafta iki farklı maç yapıyor aynı anda.
    8 mayıs 2021 galatasaray beşiktaş maçında 4. golü ararken akın akın saldırmak yerine neden mıy mıy pas yaptığımız ve 11 mayıs 2021 denizlispor galatasaray maçında neden paslasmak yerine cümbür cemaat saldırmamız yazılıyor.
    beşiktaş maçında mıy mıy paslar sayesinde iki gol attık. skor 3-1 iken harala gürele saldırsak ve arkada boşluk verip 2'yi yesek bugün genel averaja bile kalamıyorduk. evet 4'ü atsak son haftaya önde girecektik ama son iki hafta ele geçirebileceğimiz bir genel averajdan olabilirdik.
    denizli maçı da aynı. evet golü yedik. hem de hatalı bir taç atışından. ama o gole kadar yine dikkatli şekilde yaptığımız paslarla penaltı dahil 3 net pozisyona girdik. maç o gol gelmeden de kopabilirdi. 2-1 sonrası bir ara tutuk oynadık onu da bi zahmet heyecana verelim. ayrıca denizli maçında takım çoğu pozisyonda önde bastı ve bu baskıyla bir çok pozisyon bulduk. bazı anlarda basmadık ki bunun sebebi rakibi öne çekip arkada boşluk bulmak.
    futbol artık eskisi gibi değil. her ne kadar fatih hocayı beğenmeseniz de bir taktik savaşı veriyor sahada. bazen tutuyor bazen tutmuyor. bugün city, l'pool, barcelona etkili olamadan maç bitiriyor. yeri geliyor yeniliyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın