807
sunderland birkaç sezon önce premier league'den düşerken 20.000'i aşkın seyirci ayakta alkışlıyordu takımını. teknik direktörden futbolcusuna kadar hepsini tribünlere davet etti o taraftar. futbolcular göz yaşlarına hakim olamadı. böyle bir taraftara daha iyisini vermeliydik dediler... konuyu nereye bağlayacağım. ah keşke biz avrupai kulüp olmasak. hani hep bunu söyleyerek övüyoruz ya takımımızı. ah keşke onlar gibi sadık olabilsek. hani onlar gibi olduğumuzu dile getiriyoruz ya her defasında, hani onlar gibiyiz diyoruz ya... şimdi bir arkadaş çıkıp derse, '' verdiğin örneğe bak. o dediğin takım galatasaray'ın tırnağı olamaz! avrupa başarısı var mı? şimdi ne yapıyorlar? '' vesaire. haklısın dostum derim. demek ki futbolu ele alışımız farklı. körü körüne avrupa'da başarılıyız biz geyiği yapmaktansa, başarısız olan takımların sahip olabildiği taraftar vizyonuna ulaşabilmeyi denesek. bakın en azından denesek diyorum. galatasaray futbol takımı özünde, yani kendine bırakıldığı zaman tertemizdir. fakat unutmayınız ki, kişi ne kadar iyi olursa olsun sistem uygulatır! yani sen istediğin kadar erdemli olduğunu düşün. fakat bağlı olduğun sistem neyse sen de o sun.