• 801
    hep bu medya yüzünden düşüşe geçen takımımdır. takım 9 hafta boyunca 26 gol atmış fenerin bi puan gerisinde, uefa'da tur atlamışken yok efendim galatasaray çok pozisyon veriyor, yok efendim böyle çılgın bi takım mı olurmuş derken o deli gibi zevk veren takım gitti yerine herkesin yolunu gözledigi 3lü orta saha geldi(sanki 20 yıldır 4 3 3 oymuyoduk anasını satıyım).şimdi o zamandan beri ne degişti çok merak ediyorum bu takım şimdi daha mı az pozisyon veriyor. bursaspor'un sırf 2 tane direkten dönen topu bilmem kaç tane net pozisyonu var. peki bizim kaç tane var? yada bu sistem degişikliginden sonraki maçlarda ne kadar var. kim ne derse desin eski sisteme dönülmelidir. 1-0 lık galibiyetle 4-3 arasında bi fark yok dimi aynı puanı veriyolar ama ben bu takımı ofansif zenginligiyle görmek isterim.
  • 803
    kötüye gittiği yoktur sadece havasını kaybetmiştir. bunda nelerin etkili olduğunu teknik heyet araştıracaktır ama çok basit bi tespitte bulunmak gerekirse, bu takımda 3 defansif ortasaha oynamaz. bu takımın adı galatasaray ve yıllardır ortasahadaki ofansif gücü yüksek futbolcularla topu hakimiyetine alan geriye yaslanmayan bir takımdı. aslında bu senenin başında da böyleydi ancak ne olduysa oldu gol yememek uğruna hücum gücünden vazgeçildi. 3 yiyelim ama arkadaş böle vasıfsız oynamayalım...
  • 804
    büyük bir irtifa kaybı yaşadığı ortadadır. takımda iyi oynuyor, canını dişine takıyor diyebileceğimiz 1, bilemedin 2 adam sayılabilir. gerisinin üzerine sanki ölü toprağı serpilmiş gibi. sezon başında iddaa, galatasaray maçına üst olarak 1.05 oran verirken, gururlanırdık. artık pozisyona giremez hale geldik. kendi evimizde bile kapanan takımlara karşı pozisyon üretmekte inanılmaz büyüklükte sıkıntılar yaşıyoruz. acilen bir kriz planı oluşturulup bu badireyi atlatmamız gerek.
    en çok üzüldüğüm noktalardan biri de, 27 kasım 2009 bursaspor galatasaray maçı'nda sahaya çıkan ve sonradan oyuna girenlerle birlikte 14 futbolcumuzun, galatasaray'ı tanıyalı 4-5 ay olmuş johan neeskens kadar hırslı olmamasıdır.
    he bir de, yaklaşık 13-14 senedir maç izlediğim 4 arkadaşımla bugünden itibaren maç izlememe sebebim olmuşlardır. aramızdaki uğursuzu tespit edene kadar bir daha bu 5'li bir araya gelmeyecek.
  • 807
    sunderland birkaç sezon önce premier league'den düşerken 20.000'i aşkın seyirci ayakta alkışlıyordu takımını. teknik direktörden futbolcusuna kadar hepsini tribünlere davet etti o taraftar. futbolcular göz yaşlarına hakim olamadı. böyle bir taraftara daha iyisini vermeliydik dediler... konuyu nereye bağlayacağım. ah keşke biz avrupai kulüp olmasak. hani hep bunu söyleyerek övüyoruz ya takımımızı. ah keşke onlar gibi sadık olabilsek. hani onlar gibi olduğumuzu dile getiriyoruz ya her defasında, hani onlar gibiyiz diyoruz ya... şimdi bir arkadaş çıkıp derse, '' verdiğin örneğe bak. o dediğin takım galatasaray'ın tırnağı olamaz! avrupa başarısı var mı? şimdi ne yapıyorlar? '' vesaire. haklısın dostum derim. demek ki futbolu ele alışımız farklı. körü körüne avrupa'da başarılıyız biz geyiği yapmaktansa, başarısız olan takımların sahip olabildiği taraftar vizyonuna ulaşabilmeyi denesek. bakın en azından denesek diyorum. galatasaray futbol takımı özünde, yani kendine bırakıldığı zaman tertemizdir. fakat unutmayınız ki, kişi ne kadar iyi olursa olsun sistem uygulatır! yani sen istediğin kadar erdemli olduğunu düşün. fakat bağlı olduğun sistem neyse sen de o sun.
  • 808
    günler öncesinden tehlike sinyalleri vermiş olan takımdır. yolunda gitmeyen bir şeyler vardı ama kabul edemiyorduk. geriden oyun kurucusu yok, rijkaard da bunu dile getirdi. servet, sabri, gökhan zan gibi adamlar oyun kurmaya çalışıp paso top şişiriyorlar. takımda haddinden fazla ümit özat, bülent korkmaz, alpay özalan var şu anda. aksayan çok da, şimdi nonda nedir abi desem. adamın bir tek top alıp dönmüşlüğü yok, orta sahada ne geziyor bu adam? 7 gol atmış 3'ü kasımpaşa'ya. arda böyle devam edecekse gönderilmeli. hasılı kelam şu anda bu takımdan hiç umutlu değilim. yine o kötü şey mi olacak, beşiktaş geriden form tutarak çıkıp gelecek mi? avrupa maçlarımız ne olacak, devre arasında transfer yapılacak mı, bu takım düzelir mi...hiçbir şey bilmiyorum.
  • 810
    superlig'de ne yapmıs galatasaray futbol takımı bir bakalim:

    ilk 7 hafta 6 galibiyet, 1 beraberlik
    son 7 hafta 3 galibiyet, 3 maglubiyet, 1 beraberlik
    toplamda: 14 haftada 9 galibiyet, 3 maglubiyet, 2 beraberlik

    peki ne oldu son 7 haftada bir hatirlayalim:
    keita 10. haftada (yani son 7 haftanın 3. haftasında) 4 maçlık ceza perioduna girdi.
    başka?
    milan baros yine 10. haftada sakatlanarak ilk yarıyı kapattı.
    emre aşık ilk 4 hafta sonrasından itibaren forma giyemedi.
    arda turan hastalığı nedeni ile forma giyemedi..
    ayhan akman hafif sakatlığı ardından aynı ayhan olarak dönemedi...
    vs.vs.

    yani ne oluyor bu galatasaray'a?

    gecen sezon da başımızda olan gol yeme hastalığımıza devam ediyoruz sözlük ama bu sezonun ilk 7 haftasında olduğu gibi gol atmamızı sağlayacak, o hep defansif olmadıkları ve çok sayıda oldukları için eleştirilen, ofansif oyuncularımız bütün olarak aramızda değiller...

    biraz bekle sözlük... bak herkes bir arada olunca neler olacak ligin 2. yarısında.. azcık daha sabret...
  • 811
    sahada sertlikten çabuk yılan ve buna karşı reaksiyon gösteremeyen takım. maç sırasında sürekli rölantide oynayan takımı ateşleyecek birinin olmamasının sıkıntısını 2 maçtır çekiyoruz, fenerbahçe maçında da kavga olayından sonra sahada çekingen, mücadele etmeyen bir takım görmüştük. johan neeskens bunun farkına vardı ama çok geç kaldı maalesef. özellikle kritik bölgelerde kötü oyuna isyan eden birileri mutlaka olmalı. galatasaray bu görüntüsüyle sert oynayan bütün takımlara karşı zorlanır.
  • 813
    geçen barcelona inter maçını izliyorum, adamlar total futbolu çözmüşler. maçı 2-0da açtım ilk yarı bitene kadar izledim sadece. yani yaklaşık bi 20-25 dakika izledim adamlar öyle bir oyunu domine ediyorlar ki. pas pas pas pas intere top göstermediler. pas yaparak kaleye kadar gidip pozisyon üretiyorlar.

    tamam bi xavimiz iniestamız messimiz filan yok ama kafasını kaldırıp oynayan adamımız da yok. mehmet topal mustafa sarp filan topla o kadar çok oynuyor ki hiç gördünüz mü xavinin topla o kadar oynadığını. pası veren boşa kaçıp pas bekliyor pası alan kafasını kaldırdığında etrafında 4 oyuncu sürekli hareket halinde ve pas vermeye müsait. adamlar aslında çok birşey yapmıyor oyunu çok basit oynuyorlar ama en önemlisi kafaları yukarda oynuyorlar. türk futbolcularında bu yok herkes topa bakarak ayağında oynuyor pas verceği zaman kafasını kaldırıp ilk gördüğü adama doğru topu atıyor. takımın en zayıf halkası orta sahadır bence. topla o kadar çok oynayıp o kadar çok pas hatası yapıyorlar ki kaptırdıkları topları saymıyorum bile. bunu bir tek linderoth yapmıyor. topu alıyor kafasını kaldırıyor ilerdeki boş bir adama pas atıyor. sen bunu yapamazsan defansla hücum arasındaki bağlantıyı kuramazsın.

    oynamak istediğin sistemde oyunu domine etmen gerekiyor. sen bunu yapmıyorsun yetenekli ayaklarından medet umuyorsun. takım olmaktan çıkıyorsun. tamam ruhun var ama yetmiyor. misal mustafa sarp. mustafanın senin benim kadar galatasaraylı olduğuna gönülden inanıyorum ama sen profesyonelsin o sahada senin benim gibi düşünmediğin için oynayabiliyorsun. yoksa halı sahadan çıkar her galatasaraylı da orda oynar. senin işin orda konsantre olup oyunu profesyonelce duygularına yenilmeden mantıklı ve en doğru kararı vererek oynaman önemli. bunları sadece mustafa sarp için söylemiyorum bütün takım için söylüyorum yani.

    benim şuanda takımda gördüğüm en büyük eksik orta sahadır. senin adam gibi orta sahan olsun rakibe top gösterme pas yaparak, presin en ilerdeki oyuncudan başlayarak ilerlesin defansın filan sırıtmaz. idda ediyorum gökhan zanı barcelonada ilk 11 oynat sırıtmaz. çünkü adamlar oyunu öyle domine ediyor ki o pas trafiğinde hücümda ve orta sahada yapılan presle defansına iş bile düşmez arkadaş. valdes neden sırıtmıyor barçada iyi kaleci olduğundan mı. bence direk leo franco ayarında bir kaleci adama adama fazla top gelmiyor.

    biz sadece bol pas yapalım. ayağımızda fazla topu tutmayalım, sürekli hareketli topa yakın ve boş alanlara kaçarak oynayalım değil türkiyede avrupada çoğu takım tutamaz bizi.

    son olarak

    (bkz: tamam ben topu şişirme demiyorum ama hobi olarak şişir.)
  • 814
    şampiyonlar ligi ne katılabiliyorsak şampiyonluk benim için gerçek anlamda amaç değil araçtır. ama tek bir başarı var o daşampiyonlar ligi. rijkaardve ekibine saygım sonsuz. dediğim gibi ben aracı istemiyorum sadece göze hoş gelen, bol pas yapan, sahaya dik çıkan ve sahadan dik ayrılan bir takım görmek istiyorum. tek isteğim bu. rakibe yenilebilirsiniz 5 gol de yiyebilirsiniz ama takımımdan ışık görmek istiyorum. zaten sezonu erken açtık takım devre arasına girebilmek için adeta sürünüyor. zira yenildiğimiz ya da puan kaybettiğimiz maçlarda takımımı sahada göremiyorum bile. teknik kadronun acil bir şekilde takımı toparlaması gerek. benim anlamadığım aslında çok güvendiğim "işte şimdi bütün ligi bir şekilde domine edeceğiz" dedirtenroca puyolgibi birisinin bu takımı fizik olarak sıradanlıktan kurtaramaması. cevat güler hoca ile olmaz derken ben bunu düşünmemiştim o zamancevat hoca nın ne günahı vardı.
  • 817
    tek eksiği forvette çoğalamamaktır. hakikatten abartılacak bir durum yok. yapılması gereken; rijkaardın taktiğine uyup maç içinde insiyatif kullanarak, kanat oyuncularının ceza sahası çizgisine yakın oynamasıdır. arkadan gelen orta saha ouncularının aradaki mesafeyi 10 metrenin üstüne çıkarmaması gerekir.

    bakın ben teknik direktör değilim, ama kanat oyuncusu orta yaparken fanatik taraftar gibi sadece ceza sahası içine bakmıyorum. arkadan kim geliyor, ikinci topu kim alarak olumlu kullanabilir ona bakıyorum. arkadan gelen oyuncların olumlu, pozitif top kullanımı yapması için olması gereken şey kanat oyuncularının ceza sahası çizgisine yakın oynaması ve çok uzun pas yapmaması olacaktır. yormayacaklar kendilerini.

    e arkadaşım sen atağa çıkarken top kaptırıyorsun. normaldir olur öyle. o zaman forvete geri dönünce, atağa kalkınca olumlu top kullanımı yapman ve ayakta kalman için takım arkadaşına en yakın yerde oynaman gerekir. bunun için mevki terkedeceksin, sistemin sahaya yansıması olmayacak ama sadece bir-iki dakika için. kimse de seni bu sebepten eleştirmez. sadece hücum futbolunu dağınık oynuyor derler. o kadarını da sadece hıncal tarzı adamlar söyler. ama gerçekten abartılacak bir şey yok.
  • 822
    acilen bir appiah v2, bir baros v2, bir de popescu v2 bulması ve bunları devre arasında yapması gereken takımımız. eğer topu şişirmeden oynayacaksak bu böyle dostlar. sonra çıkıp rijkaard'a sallamayın, çıkarın at gözlüklerini.

    ha bir de barça ilk yarı düşme potasına düştüğünde daha o iniesta'nın olmadığı xavi'nin coşmadığı dönemlerde takıma davids takviyesi olmuştu devre arasında. orta saha bu sistemde kalas olmamalıdır. olamaz.
  • 823
    27 kasim 2009 bursaspor galatasaray maci'nda takım hakkında dikkat çekenler:

    1- rijkaard ile kopartılan kıyametten sonra şunu söylemek lazım. rijkaard giderse adnan polat yalancı durumuna düşer. biz, taraftarında gözünden düşer. sezon başında uğur dündar'ın programında konu türk takımlarındaki antrenör değişikliklerine gelmiş ve aynen şunu demişti:
    - rijkaard'a güvenimiz sonsuzdur. kredisi çok yüksektir. bu sene başarısız olsa bile onunla devam etmeyi düşünürüz.
    gitmeli falan diyenler susun bakalım, gürültü yapmaya gerek yok. sözünün eri bir başkanımız var. sizin gibi yazayım. rijkaard git-me-ye-cek.

    2- şunu belirtmem gerek. rijkaard'ı desteklemek o'na körü körüne bağlanmak, o'nun her yaptığında bir keramet aramak mıdır? hayır bu destek değil olsa olsa fanatikliktir. destek yeri geldiğinde arkasında durabilmek yeri geldiğinde yanlışlarını söylemektir. umarım o'na florya'da yanlışlarını söyleyen biri yada birileri vardır.

    3- rijkaard hata yapmıştır, hatta saçmalamıştır. ligde 7 gol atmış ve gol krallığında ikinci olan nonda'yı yanında oturtuyorsun. mustafa sarp'tan gizli bir forvet, arda'dan apaçık forvet yaratmaya çalışıyorsun. gün gibi açık, arda hele bu form düzeyiyle bırakın forvet oynamayı takımda ilk 11'e giremez. çok kötü oynadı. keşke bir hafta daha evinde dinlense, moral bulsa öyle çıksaydı maça. yüzünden düşen bin parçaydı. bu, futboluna da yansıdı. bu adamın bir takım sorunları var. ve bunun futbolla alakalı olduğunu düşünmüyorum. eskiden yüzünden gülücük eksik olmayan ardamız yaklaşık bir aydır sahada somurtuyor, sorumsuzca oynuyor. kendisine faul yapıldığına inandığı ve topu taça attığı bir pozisyon var ki şaşkınlıktan dona kaldım. bu durum kendisine hiç yakışmıyor. yönetim derhal birşeyler yapmalı.

    4- rijkaard'ın ya da bu hafta kulübede olan neeskens'in 2 hatası daha vardı maçta. caner'in transferinin sebebi neydi? hakan balta kötü oynarken oynatmak, ona bir alternatif sağlamak. hakan balta haftalardır dökülüyor ama ısrarla caner düşünülmüyor. nedenini bilmek gerçekten çok güç. oysaki caner'in tarzını çok sevmiştim. sürekli ileri gitmeyi isteyen, hücumcu bir yapısı vardı. ama böyle kenarda olduğu sürece bize hiçbir faydası olmayacak. bunun dışında takımda en iyi anlaşan ve arda'nın kötü oynadığı bir günde gol yapacak ikili, nonda-keita'ydı. keita oyundan çıkarken gitti maç dedim kendi kendime. birşey üretmeyen arda ve o gün çokta iyi olmayan bir kewell nasıl nonda'ya gol attıracaktı ya da atacaklardı ki?

    5- barış özbek , mehmet topal, mustafa sarp. hepsinin birden iyi oynadığı bir maç görmedim. mutlaka biri ya da ikisi kötü oynuyor. linderoth nezle ! mi oldu bilinmez ama ona ihtiyaç duyulan haftalarda yedek kulübesinde bile yok. orta sahası bu kadar kötü olan bir takımdan iyi futbol beklemek hayalcilik.

    6- elanocum seni beklemeye devam ediyorum. bir 33'lük sabır tesbihi daha bitirdim bu hafta. patlayacağın haftayı hayal ediyorum. içim bir hoş oluyor. hadi bebeğim, hadi kuzum patla artık.

    7- sezon başındaki takımı özlüyorum. hem de çok. evet çok iyi futbol oynamıyordu ama minimum 3-4 gol atıyordu. yediğimiz goller hiç umrumda değildi. ben gerets'in futbolunu bayılan lucescu'dan nefret eden biriyim. 5-2 veya 4-1 lik bir galibiyet 1-0, 2-0 dan her zaman daha güzeldir.

    8- total futbol falan geçelim bunları. dünya'da bu futbolu hakkıyla oynayan kaç takım var zaten? elde sadece un var. eee helva olmuyor demek ne kadar akıllıca allah aşkına? önce biz bu takımdan güzel futbolu görelim de ismi ne olursa olsun boş...
  • 825
    futbolcuya dayalı düzeni 09-10 sezonunda da devam eden takım.

    şimdi geçen seneye dönelim. deplasmandaki hacettepe maçına mesela. ne olmuştu ? zerre kadar top oynayamayan ve 5 metre topu dürtecek mecali bulunmayan takımımız bizi kederlere sürükleyerek maçı 2-0 kaybetmiş ve bu sonuca ali sami yen' de 2-5 kaybettiği kocaeli maçını da ekleyerek nerdeyse kendi kendini şampiyonluktan etmişti. bir de o haftalardaki beşiktaş maçı da vardı. hem de deplasmanda. ama takır takır top oynamıştık. mehmet topal kendi kalesine golü atmasa nerdeyse 1,5 pozisyondan 2 gol çıkartan kartal' ı yeniyorduk. ben o gün anladım ki bu takım canı istediğinde oynuyordu.

    bir önceki seneye dönelim. adnan polat son 6 haftaya girilirken kalli gidecek ama şampiyonluk gelmezse siz de gidersiniz dediğinde kondüsyoner cevat güler yönetiminde altı galibiyet alınmıştı. hem de sivas deplasmanı ve fenerbahçe maçı dahil altı galibiyet. sezonu şampiyon bitirmiştik. sezon sonu barış özbek ailesi ile beraber lig tv' ye röportaj verirken ağzından kaçırdı durumu : '' kalli gidince üzüldük ama daha da üzülmememiz için daha iyi oynamamız gerekiyordu. ''

    demek ki olay bülent korkmaz' da, rijkarrd' ın tercihlerinde veya kondüsyoner cevat güler ruhunda değil. olay sahadakilerin canının futbol oynamayı isteyip istememesinde. sıkıntı da 06 ve 08 senesi şampiyonluklarından sonra bu problemlerin halının altına süprülmesinde. rijkaard' ın yapması gereken bu takımda sahada futbol oynamak isteyenlerin forma giyeceğini göstermesidir. gerisi kendiliğinden geliyor bizim takımda. örnekler yukarıda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın