• 333
    (bkz: galatasaray fenerbahçe rekabeti/@lordkhan)

    buradan yola çikarak galatasaray'in tam bir ya herro ya merro takimi oldugunu söyleyebiliriz. sebebi 10 kez 2. olmasi yani ba$ka bir tabir ile bir nevi 10 kez final kaybetmesi. fenerbahçe ise bu alanda gayet iddiali. ba$ka bir tabir ile mütemadiyen galatasaray'a kar$i finallerde kaybetmi$ler. herro yerine merro dedigimiz sezonlar ise 16 sayisina e$. fakat bu sezonlarda bile bir $ekilde 3. olup avrupa vizesi alabilmi$iz. fenerbahçe'nin iyi oldugu dönemler olmu$ ancak tamamen piyasadan silindigi sezonlar da. zira sadece 6 kez 3. olup uefa veya $imdiki adi ile avrupa ligine katilmaya hak etmi$ler ($ike yapip, ceza aldiklari sezonlar da var).

    kisacasi:
    galatasaray final kaybetmiyor.
    fenerbahçe final kaybetme konusunda çok iddiali. bunun sebebi ise galatasaray'in tam bir final takimi olmasi. zira ilk kez oynadigi uefa kupasi finalini kaybetmiyor ve yine ilk kez oynadigi süper kupa finalini de kimseye kaptirmiyor.
  • 449
    olması gereken şekilde gerçek bir rekabet değil, bir tarafın çirkefliği, şımarıklığı, hazımsızlığı şeklinde ilerleyen rekabet. uefa kupasını aldığımızdan beri bence bu durum böyle. pamuk prenses hikayesini bilirsiniz. dünyanın en güzel kadını olduğunu düşünen bir kraliçe sihirli bir ayna tarafından dünyanın en güzel kadınının kendisi değil pamuk prenses olduğu konusunda uyarılır. işin şirazesi orada kaçar. çünkü artık nispeten çirkin olan kraliçe bu durumu kabullenemez. ve prensesi yok edebilmek için türlü türlü yollara başvurmaktan çekinmez. o kadar kötülük yapar ki sonunda çirkin bir cadıya dönüşür. fenerbahçe bu masaldaki çirkin kraliçe. gerçekleri kabul etmediği gibi rakibini alt edebilmek için her türlü yola başvurur. ama yine muvaffak olamaz. çünkü sadece bedeni değil ruhu da artık çirkindir. galatasaray fenerbahçe seviyesinde çirkefliğe başvurmadığı sürece bu rekabetin artık galibidir. ne kadar fenerbahçe'ye az benzerse o kadar da güzeldir. ve galatasaray ruhunu koruduğu sürece de geçici olan fiziksel güzelliğinin hiçbir önemi de yoktur.
  • 337
    kesinlikle ozlemiyorum, ozlemem de.

    turkiye ligi'nde rekabet olmasi avrupa icin sart degil. avrupa'da hayli de basarili olan bayern munchen gibi silip supurmeyi, ancak istisnai durumlarda kaybetmeyi elli kere 'ezeli rekabet' denilen sacmaliga yeglerim. neyin ezeli rekabeti?
    - bizim kurdugumuz
    - her turlu kupa sayisi (harrington haric, pardon) bizden cok daha az olan
    - tescilli sikeci, uc kagitci
    - piskin ve arsiz, hukumet yalakasi (her devrin hukumetleri, sadece akp degil)
    - camur atip insanlari galeyana getirmekten baska bir sey yapmayan

    bir suru ile neyin rekabeti? rakip olarak dortmund'u al, chelsea'yi al, en azindan gelisirsin. ligi her yil alirsan mali durumun zaten onlarla asik atacak seviyeye gelebilir... belki.

    ne zaman rakip olarak real'i degil besiktas'i fenerbahce'yi sectik, zaten pike yapmaya o zaman basladik.
  • 341
    sorsan fetocu galatasaray derler ama feto operasyonundan sonra, tarlalar surulmedikten beridir sadece 1 sampiyonluk kazanmıslardır. aslında nekadar fenerbahceden hazetmesemde besiktas, trabzon, basaksehirle rekabet etmek bizi bir arpa boyu ileri götürmeyeceğide aşikar. oyüzden fenerbahçenin bir şekilde tekrardan potada olmasının bizi yukarı çekeceğini düşünüyorum.
  • 229
    https://twitter.com/...801043214339/photo/1

    artık boku çıkmış rekabettir.

    bildiğin mahalle karıları gibi olduk artık. camdan cama hakaret ediyoruz birbirimize. lan hadi fenerbahçe'yi anlarım. bu adamlar yönetim olarak 15 senedir aynı zihniyetle yönetiliyor, ılımlı seslerin hepsi kulüp içerisinde bertaraf ediliyor da bize ne oluyor amk ? biz hani aristokrasi takımıydık lan ? 34 maçlık bir sezon, son 12-13 maça gelmişiz artık. hakem hatalarına vurgu yapmak istememiz çok normal ama böyle olmamalıydı. satranç gibi düşünmeliyiz koca sezonu arkadaş. hamle hamle analiz etmeliyiz. koskoca kulübü yöneten insanlar karşı tarafın yapacağı hamleyi de düşünmek zorundalar yoksa sokaktaki adamdan ne farkları kalır ? bir yandan sedat doğan twitter'dan konuşuyor, şükrü ergün televizyondan konuşuyor, bu metinleri kim hazırlıyorsa o resmi siteden konuşuyor.. ohooo olmaz böyle.

    geçtiğimiz ünal aysal yönetiminde bu gibi işleri adnan öztürk yapıyordu evet ama kendisi konuşmak amaçlı televizyonlara hiç çıkmadı yanlış hatırlamıyorsam. zaten katıldığı organizasyonlarda yöneltilen soruları cevaplıyordu... bu işin buraya geleceği zaten belli değil miydi ? sokayım türk kamuoyuna, zerre umurumda değil ancak uluslararası platform'da belirli bir prestiji olan ve bunu daha da geliştirmek isteyen bir kulüp sezon içerisinde yönetim, oyuncu kadrosu, teknik kadro, taraftar unsurlarıyla topyekün rakip kulübüyle didişir mi yahu ?

    kaldı ki rakibinin de sana bu atışmalarda pozitif bir katkısı yok, bırak bu atışmaları rakibinin hiçbir alanda sana pozitiif katkısı yok. adamlar zaten bokun içine batmış, seni de aşağı çekiyor her muhattabı olduğunda. ne gerek var böyle anlamsız bir rekabeti körüklemeye. hep diyorum biz bütün branşlarda türkiye liglerinin horoz'u olalım yahu. çıkalım işimize bakalım geleni gideni sahada dövelim, her zamanki gibi rakibin seviyesine inmeden kendimize yakışan şekilde ayar veriyorsak yine verelim ama böyle değil.

    ve bunu bu platformda destekleyen şu iki adım ötesini göremeyen yazarlara da hayret ediyorum.
  • 272
    futbolda aralarındaki son 4 maçın ratingi yerlerde olan rekabettir. her iki kulübün başındaki şahıslar adeta taraftarlara kabus oldular. normalde gs-fb maçlarına 1 hafta kala karnıma ağrılar girer, uykularım kaçar, maç saati yaklaştıkça kalp krizi geçirme ihtimalim artardı.

    ama son 2 yıldır fb-gs maçlarına olan beklentim yerle bir oldu. hadi fener'i siktir et. onlar bizim meselemiz değil. ama canımız ciğerimiz galatasaray'ımızın bu hale gelmesine içim yanıyor. yazık oldu anasını satayım. ulan işsisiz, sevdiğimize uzağız, gelecek kaygısı saçlarımızı beyazlatmış, elimizde bir galatasaray var. onu da hangi sıfatı kullansam içim rahat etmeyecek bir çapsız yok ediyor.

    yarın ki maça* da böyle bir psikolojiyle bakıyorum. yenersek lyon'un bjk'yı elediğinde duyduğum sevincimin dörtte biri kadar bile sevineceğimi sanmıyorum. yenilirsek de dört gözle o stadın* o çapsız ve ekibinin başına yıkıldığı haberini bekleyeceğim.
  • 254
    rekabetteki ahlak ve rekabet anlayisi 13 nisan 2016 galatasaray fenerbahçe maçı sonrasi bir kez daha gozler onune serilmistir.

    mac sonunda galatasaray kalecisi fernando muslera fenerbahce kalecisi volkan demirel'i elinden tutup ayaga kaldirip teselli etmesini izledik once.

    ayaga kalkan volkan demirel dogruca tv'ye cikip 'rakip beraberlige sevindi. bize beraberlige sevinmek nasip olmasin' gibisinden laf sokma gayretinde sacmaladi.

    iste bir rekabetin ozeti!
  • 77
    iki başlık altında incelenebilir aslında;

    ilki galatasaray ve fenerbahçe'nin birbirleri arasındaki rekabeti; ki bu konuda fenerbahçe istatistiksel olarak üstündür. nedeni nasılı tartışılır elbet ama sonuç olarak burası bir gerçek. medenice kabul edelim.

    ikincisi ise galatasaray ve fenerbahçe'nin birer spor kulübü olarak türk ve avrupa futbol arenasındaki rekabeti; bu konudaysa fenerbahçe galatasaray'ın yanına dahi yaklaşamaz. işte bu konuyu da tartışmaya açacak insanın futbol bilgisinden şüphe ederim.

    hangisini umursadığımıza göre değişebilecek bir durumdur. şahsen fenerbahçe'yi daha çok yenmiş olsak fena olmazdı ama toplam başarı anlamında kesinlikle fenerbahçe'nin gerisinde olmak istemezdim. benim muhattap aldığım kıstaslar dünya futboludur, avrupa'dır, kupadır. fenerbahçe ile kendi aramızda olan rekabet ise gergin ama hayata renk katan bir anekdottan ibarettir. bu da benim görüşüm.

    son olarak paylaşmak isterim ki bu rekabeti hep şu anıma benzetirim, ben küçükken eniştem ile salonun ortasında güreşirdik. nadiren yenerdi beni ama bilerek yenilirdi genelde eniştem; yani onun açısından çok da büyük bir utanç veya kayıp değil sonuçta aile erkanının önünde evin küçük çocuğuna* numaradan yenilmek; fakat onun sırtı yere geldiği zaman dünyalar benimdi işte. kaç gün lafını eder ortalıkta gururla gezerdim, eniştem de ses etmez gülümseyerek başını sallar ve geçerdi. yıllar geçti, eniştem yaşlandı, ben hep çocuk kaldım...
  • 479
    galatasaray son 10 yılda 2 yıllık periyotlar halinde peş peşe şampiyonluk alırken ezeli rakip uzun süren bir şampiyon olamama dönemine girmiştir.
    galatasarayda bahse konu 2 yıllık periyotlardan sonraki sezonda dışardan bir faktöre ihtiyaç doğmadan kendi içindeki egosantrik tipler sayesinde yarış dışı kalmıştır.
    camia içinde adeta hiçbir başarı cezasız kalmazı oynarcasına bir tehlike hep eşikte bekliyor.
    suyun karşı tarafı galatasarayın son yıllarda kurduğu psikolojik üstünlüğe karşı tüm tuşlara basıp tüm argümanlarını tüm kirli tiplerini tüm silahlarını kuşanacaktır.
    mourinho hamlesi fenerin çok para harcadığı transfer yıllarının bir yansıması gibi oldu.
    bu rekabette galatasaray psikolojik olarak diri tarafta.
    yapması gereken camia olarak kenetlenmek ve kim bir faydalı iş yapıyorsa “egodan uzak” o kişiyi taşımaktır.
    bu rekabette mourinho oyununu bozabilirsek (ki bozababiliriz) ezeli rakibini uçurumdan atma şansına nail olacaksın.
    onlar başarılı olursa sayısal olarak bir şampiyonluk almış olurlar ve yarış devam eder.
    galatasarayın hoca-takım-tarafta-yönetim-medya-sosyal medya kenetlenmesiyle doğru transfer doğru adımlarla rakibinin ne yaptığını önemsemeden kendi doğrularını yaptığı bir rekabette avantalı olacağı aşikardır.
    yeterki şişmiş bir ego çıkıp bir çuval inciri berbat etmesin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın